172 Hatice b. Huveylid, Ali b. Ebu Talib, Zeyd b. Harise, Ebu Bekir Sıddık, Biial Habeşi, Zübeyrb. Avvam (r.a.)...
173 îbn-i tshak, s.203; Tarih-i Taberi C.2 s.355
174 Tarih Boyunca Tevhid Miic. ve Hz. Peyg. Hayatı. Mevdudî, Pınar Yay. C:2 s.309
175 Dâr; İlke, belde. "Dâru'l-İsİam ve Dâru'i-Harb'in tayin ve tesbitinde temel kıstas; otorite ve hakimiyet olup, nüfusun müslim veya gayrimüslim olması, az veya çok olması önemli değildir...İdare ve hakimiyet faktörü, îslâm ülkesi ile gayrimüslim ülke arasında ayırıcı rolü oynadığı gibi... İslâm ülkesi İle gayrimüslim ülkeyi birbirinden ayırt eden faktör temelde idare ve hükümet ayrılığıdır." (İslâm Hukukunda İlke Kavramı, s.73,77.)
"Müslümana akidesinden dolayı savaş açan, onu dininden alıkoyan, şeriatın uygulanmasına enge! olan her yer "Daru'l-Harb"dir. İsterse ailesi, aşireti, kavmi, malı ve ticareti orada bulunsun farketmez. Akidesinin hakim olduğu, şeriatının yürürlükte olduğu her yer "Daru'l-İs!am"dır. İsterse orada Müslü-manm ailesi, aşireti, kavmi ve ticareti bulunmasın. Vatan: Allah'ın şeriatının, hayat nizamının ve yürürlükte olduğu yurttur, insana yaraşan vatanın manası budur." (Yoldaki tşaretler.s.174.)
177 Yani İslâm, ne Pragmacı (Pragmatizm) -Bir düşüncenin doğruluğunun ancak o düşüncenin sonucuyla ölçüleceği, yani bir inancın başarısı oranında ve başarısı sürecinde doğru olabileceğinin ileri sürülmesi- ne de beşer mantığının belirleyeceği fayda zarar ikilemine göre tavır belirleyecek çıkarcı, faydacıdır, islâm vaaz olunan emir ve yasaklar doğrultusunda hareket etmeyi gerektiren ilkeliliği esas alır.
182 tbn-i îshak, Sİ6I; Tarih Boyunca Tevhid Müc. ve Hz. Peyg. Hayatı. Mevdudi, Pınar Yay. C.3 s.201
183 Buhari. Tefsir.Kit. Tarih Boyunca Tevhid Müc. ve Hz. Peyg. Hayatı. Mevdudi, Pınar Yay. C:10s.4633
184 îbn-i İshak, s.204
185 lbn-i İshak, s.211; İbn-i Hişam, C.l, s.353
186 Tarih Boyunca Tevhid Müc. ve Hz. Peyg. Hayatı. Mevdudi, Pınar Yay. C.3 s. 190.
187 Bak;Yoldaki İşaretler, s.16..
188 Bu heyette Abdullah b. Ebi Rebia ve Amr b. el-Âs vardır. Burada diplomasinin tüm incelikleri, belagat gücü, hediye, kandırma ve Bizans entrikaları ve Amerikan diplomasisini çağrıştıran kulis çalışmaları gibi şeytani hilelere rastlıyoruz.
189 îbn-i Hişam, C.l s.448; Tarih Boyunca Tevhid Müc. ve Hz. Peyg. Hayatı. Mevdudi, Pınar Yay. C.3 s.257
190 İmam Cafer bin Ebi Talib'in konuşmasının metni Uz. Ümmü Seleme'nin rivayetine dayanılarak Îbn-İ Ishak tarafından nakledilmiştir. Konuşma şöyledir: "Ey Kral! Biz cehalet içinde bocalayan bir millettik. Putlara tapar, ölüleri yer ve fuhuş yapardık. Merhamet ile hiçbir ilgimiz yoktu. Komşuluk hakkı nedir bilmezdik. Verdiğimiz sözde durmazdık. Bizde güçlü olan zayıf olanı ezerdi. Biz böylesine perişan bir durumda iken Cenab-ı Allah bize yine bizden birini Peygamber olarak gönderdi. Biz bu peygamberin soyluluğunu, sadakatini emanetini ve dürüstlüğünü bilirdik. O bizi Allah'a çağırdı, ki Tevhidini kabul edelim. O'na ibadet edelim ve gerek bizim gerekse atalarımızın taptığı taşları ve putları bırakalım. O doğru söz söylememizi, emanete riayet etmemizi, merhamet göstermemizi, komşuluk hakkını ve verdiğimiz sözleri yerine getirmemizi ve haram fiiller ile kan dökmekten kaçınmamızı emretti. Bizi, fuhuştan, yalandan, yetimlerin mallarını yemekten ve temiz kadınlara iftira atmaktan kurtardı. Bizim tek Allah'a inanmamızı ve O'na ortak koşmamamızı istedi. Bizim namaz kılmamızı, oruç tutmamızı ve zekat vermemizi İstedi... Hangi şeyleri haram ilan etti ise, biz de haram saydık ve hangi şeyleri helal etmiş ise onları helal saydık. Bunları böyle yapınca milletimiz bize hücum etti ve bize inanılmaz zulüm ve eziyetler yaptı. Din konusunda bize zulüm etti ki, biz bunalarak putlara dönelim ve bizim için haram edilen şeyleri helal edelim. Nihayet, onlar bize akıl almaz zulümler yaptı ve hayatlarımızı çekilmez hale getirdiler. Kısacası, din yolumuzu tıkadılar. Bunun üzerine biz çareyi sizin memleketinize gelmekte bulduk. Biz başka memleketlere gitmektense sizin memleketinize gelmeyi tercih ettik ve sizden eman istedik..." (TevhidMüc. Mevdudi, Pınar Yay. C.3 s.254)
191 Necaşi'nin müslüman olması ve Habeşistan'dan gelen bir hıristiyan heyetinin müslüman olması olaylarım Kasas/52,53 âyetlerinde Allah (c.c.) zikreder. (îbn-i Hişam, C.2 s.42)