T. C. Ankara cumhuriyet başsavciliğI (tmk. 10. Mad.İLe görevli ve yetkiLİ BÖLÜM) tutuklu


– Müşteki Zeki NAMLI'nın 05/11/2012 tarihli şikâyetinde özetle



Yüklə 11,37 Mb.
səhifə137/178
tarix03.01.2019
ölçüsü11,37 Mb.
#89288
1   ...   133   134   135   136   137   138   139   140   ...   178

184– Müşteki Zeki NAMLI'nın 05/11/2012 tarihli şikâyetinde özetle;

16/09/1992 tarihinde Çorlu/Ulaşta uzman çavuş olarak göreve başladığını, mesleki anlamda yeterli ve üstün niteliklere sahip olduğu halde eşinin takip edilerek eşarplı olduğu, hususunda kanaat raporunun düzenlendiğini, 03/03/1997 tarihindeki Kolordu Komutanı olan Korgeneral M. Ş. E.'nin "sosyal yaşantısının takibi gerekir" şeklindeki notu sonrasında Batı Çalışma Grubunca yapıldığını düşündüğü bu yapılanmaya ve ihtilal yapıldığında engel olacağı düşünülerek önce Tabur Komutanı M.Ç. tarafından odasına çağrıldığını, eşinin başını açması konusunda sözlü olarak uyarıldığını, kendisinin eşinin başını örtmesinin kişisel tercihi olduğunu söylediğinde komutanının işten atılacağını söylediğini, bu şekilde baskılar sonrasında ordudan atılmış olmamak için daha önceden ordudan atılan kişileri bildiği için 16/09/1999 tarihinde sözleşmesini yenilemeyerek TSK’dan mecburen ayrılmak zorunda kaldığını, sözleşmesini kendisi feshettiğinden başka kamu kurumlarında ve sivil ortamda çalışabildiklerini ancak TSK’dan atıldığı takdirde hiçbir kamu veya özel kurumda çalışma imkânı kalmadığı için mecburen çok sevdiği ve gönülden bağlı oduğu TSK’dan ayrılmak zorunda kaldığını TSK’dan ayrıldıktan sonra maddi ve manevi sıkıntılar çektiğini sivil ortama ayak uyduramadığını, bu şekilde tasfiyesine neden olan BÇG örgütü ve bu örgüt kapsamında görev yapan komutanlardan şikâyetçi olduğunu belirtmiştir. (201. klasör, sayfa 125)

Müştekinin şikâyet dilekçesi ekinde sunmuş olduğu belgelerin incelenmesinde, 1999 tarihinde 3. Mekânize Piyade Tabur Komutanı Ö. A. tarafından takdir belgesi, 12 Şubat 1997 tarihinde Kh. Ve Kh. Bölük Komutanı M.C. tarafından takdir belgesi ile ödüllendirildiği anlaşılmıştır. (201. klasör, sayfa 109-110)

185 – Müşteki Ekrem ATA'nın 05/11/2012 tarihli şikâyetinde özetle;

TSK'dan 17/02/1999 tarihinde Kıdemli Yüzbaşı olarak çalışmaktayken haksız ve hukuksuz bir şekilde emekliye zorlanarak istemeyerek emekli olmak zorunda kaldığını, eğer emekli olmasaydı ordudan ilişiğinin kesileceğinin o dönemki İstihbarat Başkanı tarafından kendisine söylendiğini, görev yaptığı dönemlerde 21 tane takdirname aldığını, 1993 yılından itibaren kıtalara irticanın 1. tehdit olduğuna dair emir ve talimatlar geldiğini, bu yönde de konferanslar yapılmaya TSK içinde tespitlerin yapılmaya başlandığını, irticai personel tespitinde ana argüman olarak TSK'ya mensup kişilerin eşlerinin başlarını kapalı veya açık olması, namaz kılması ve ailesi ile birlikte içkili sosyal faaliyetlere katılıp katılmadığı hususunun göz önüne alındığını, eşi kapalı olan namaz kılan ve içkili sosyal faaliyetlere katılmayan personelin bunlardan birini yaptığı halde bile şüpheli/sakıncalı personel kategorisine alınmaya başlandığını, bu şekilde yapılan tespitlerin 1996 yılına kadar devam ettiğini, kendisi ve diğer personel hakkında bu kapsamda 6 ayda bir rapor tanzim edilerek Kuvvet Komutanlıklarına rapor edildiğini,

Kendisinin de hem eşinin başörtülü olması hem de namaz kılmasından dolayı sakıncalı/şüpheli personel kapsamına alındığını, 1993 tarihinden itibaren maddi manevi ve psikolojik baskılara maruz kaldığını, bu kapsamda, Ordu Komutanı Orgeneral Çevik BİR'in denetimin başında bulunarak görev yaptığı birliğin denetlenmesi sonucunda kendisinin üstün başarı göstermesini ve takdire layık bir pozisyon almasına rağmen o dönemki Lojistik Destek Komutanı Albay H. G.'den öğrendiğine göre bizzat Çevik BİR'in kulağına " bu personel sakıncalı personel, ödül vermemiz uygun olmaz" denilmesiyle hak ettiği ödülü alamadığını, o dönemde bunun kendisini gerçekten çok yıktığını,

1999 tarihine gelindiğinde baskıların had safhaya ulaştığını, ailesi ile bir yere gidemez hale geldiklerini, hatta son olarak Çatalca’da oturmuş oldukları lojmanda eşinin evin kapısından dışarı çıkamaz hale geldiğini, müthiş bir baskı bulunduğunu, bu baskılara alaysı bakışlar hor görmeler, bizzat yine üs komutanlarının eşleri tarafından eşine başını açması için ikna çalışmaları yapıldığını, 1999 yılında hanımıyla Çatalca’da çarşıda yürürken eski Levazım Depo Komutanlığı yapmış bir emekli Binbaşının kendilerini gördüğünü, 1. Ordu Kurmay Başkanlığına haklarında mektup yazmış olduğunu, "depo komutanınızın hanımı çağdaş olmayan kıyafetle dolaşıyor, bundan haberiniz var mı nasıl müsaade ediyorsunuz" şeklindeki ifadeleri kullandığını, artık bu andan itibaren baskıların dayanılmaz safhaya ulaştığını, hanımının fotoğrafının istendiğini, bu fotoğraftaki kıyafet ile meslek hayatına devam edemeyeceğinin Lojistik Destek Komutanı Albay H. G. tarafından kendisine ifade edildiğini,

Birlikte görev yaptıkları komutanı olan 39. Piyade Tugay Kurmay Başkanı Kurmay Albay B. B.'nin 1999 yılında 1. Ordu İstihbarat Başkanı olduğunu, kendisini yakinen tanıdığını, bir yolunu bulup randevu aldığını, üzerindeki baskıların sebep ve mahiyetini öğrenmeye çalıştığını, artık dayanamayacağını söylediğini, malulen emekli olabilme hakkı olduğu için bunu kullanıp kullanmamayı kendisine sorduğunu, kendisinin, dosyasının şura için hazır olduğunu böyle bir imkân varsa bir gün bile durma diye nasihatte bulunduğunu, çok sevdiği TSK’dan gözyaşları içinde ayrılmak zorunda kaldığını,

TSK’dan zorlanarak emekli olmasından sonra 2 kız çocuğu ve ailesiyle başbaşa kaldığını, o dönemde Orgeneral Çevik BİR ve arkadaşları tarafından muhtemel yapılacak bir darbede kendilerinin hukuksuz darbe sürecine destek vermeyeceklerinden ötürü tasfiye edildiklerini anladığını, haksız şekilde emekli olmak zorunda kalmasından dolayı çok büyük maddi/manevi kayıplara uğradığını, Çevik BİR, 1 . Ordu İdari Yar Başkanı Tuğgeneral S. U. ve tamamen ordunun hiyerarşik yapısı dışında kurulan ve hukuki bir dayanağı olmayan Batı Çalışma Grubunun tüm üyelerinden şikâyetçi olduğunu belirtmiştir. (201. klasör, sayfa 158-159)

Müştekinin şikâyet dilekçesi ekinde sunmuş olduğu belgelerin incelenmesinde, 19 Mart 1997 tarihinde Kolordu Komutanı T. E. tarafından takdir belgesi, 27 Mart 1997 tarihinde Kurmay Başkanı M. T. B. tarafından takdir belgesi, 21 Aralık 1995, 26 Ocak 1997, 27 Temmuz 1997, tarihlerinde Tugay Komutanı T. A. tarafından takdir belgesi, 27 Aralık 1995, 5 Temmuz 1996 tarihlerinde Ds. Kt. Komutanı M. K. Ş. tarafından takdir belgesi, 5 Ekim 1994 tarihinde Ds. Kt. Komutanı İ. Ç. tarafından takdir belgesi, 14 Haziran 1994 tarihinde İsth. Ve İkk. ŞM. A. A. tarafından takdir belgesi, 22 Şubat 1993 tarihinde Kolordu Komutanı M. S. tarafından takdir belgesi, 15 Şubat 1993 tarihinde Tugay Komutanı Y. A. tarafından takdir belgesi, 21 Aralık 1992 tarihinde Tabur Komutanı U. N. tarafından takdir belgesi, 16 Aralık 1991 tarihinde Tabur Komutan Vekili U. N. tarafından takdir belgesi, 29 Eylül 1991 tarihinde Tugay Komutanı E. T. tarafından takdir belgesi, 20 Haziran 1991 tarihinde Tabur Komutanı A. C. tarafından takdir belgesi, 26 Ekim 1990 tarihinde 849.600 TL para ödülü, Nisan 1990 tarihinde Tugay Komutanı A. Y. tarafından takdir belgesi, 23 Haziran 1988, 4 Mart 1989, 11 Mart 1989 tarihlerinde Topçu Tabur Komutanı G. Ş. tarafından takdir belgesi ile ödüllendirildiği,

Müştekinin sicil notu ortalamalarına bakıldığında 1985 yılı 187, 1986 yılı 194, 1987 yılı 198, 1988 yılı 98, 1989 yılı 98, 1990 yılı 99.33, 1991 yılı 100, 1992 yılı 100, 1993 yılı 100, 1994 yılı 98.5, 1995 yılı 90, 1996 yılı 97, 1997 yılı 97.5 1998 yılı 99 olduğu anlaşılmıştır. (201. klasör, sayfa 126-150)

Müştekinin mükemmel denilebilecek sicil notları, görevinde almış olduğu, birçok takdir belgesi ifadesinde belirttiği hususlar gözetildiğinde kendisine yönelik tavrın din ve vicdan hürriyeti kapsamında bulunan kendisi ve eşinin dini yaşam ve inançlarından kaynaklandığı anlaşılmaktadır.

186 – Müşteki Adem DURAK şikâyetinde özetle;

30/08/1978 tarihinde Astsubay olarak TSK'da görev yapmaya başladığını, mesleğinde temayüz etmesi ve başarılı bir personel olması nedeniyle imtihan ile Subaylık kadrosuna geçtiğini, BÇG örgütüne katılmadığı ve TSK'nın normal hiyerarşisi içinde görev almayı düşündüğü için eşinin başörtülü olması bahane edilerek BÇG tarafından psikolojik baskı altına alındığını, Ege Ordu Komutanlığında görevli iken Binbaşı Ö. Ç.'nin kendisini odasına çağırarak, Ege Ordu Komutanlığı İstihbarat Başkanlığından kendisine talimat olduğunu, bu nedenle eşi ile birlikte evine kontrole geleceğini söyleyerek, eşi ile birlikte evini kontrol ettiğini, eşinin başörtülü olması nedeniyle hakkında rapor düzenlendiğini, arkadan tayin ile Iğdır 5. Hudut Alay Komutanlığına atandığını, kendisini şüpheli sakıncalı kategorisine aldıklarını, 1998 yılının başında Alay İstihbari şubesinde görevli Başçavuş B. E.'nin tahminine göre Alay Komutanının talimatı ile "Komutanım, zaman aleyhimize işlemektedir bir an önce emekli olup ayrılın" şeklindeki uyarısı üzerine istemediği halde ailesini mağdur etmemek için mecburen emeklilik dilekçesi vermek zorunda kalarak çok sevdiği TSK'dan ayrılmak zorunda kaldığını, erken ayrıldığı için maaşının emsallerine göre ayda ortalama yaklaşık 650-750 TL civarında eksik aldığını, kendisini mağdur eden BÇG örgütü üyelerinden davacı ve şikâyetçi olduğunu belirtmiştir. (223. klasör, sayfa 109)

Müştekinin Genelkurmay Başkanlığında bulunan şahsi dosyasından temin edilen belgelerin incelenmesinde, 16 Ekim 1990 tarihinde Kara Kuvvetleri Komutanı D. G. tarafından 849.600 TL para ödülü, 28 Nisan 1989, 30 Haziran 1990 tarihlerinde Kurmay Başkanı G. Ö. tarafından takdir belgesi ile ödüllendirildiği,

Sicil notu ortalamalarına bakıldığında, 1979 yılı 87.5, 1980 yılı 92, 1981 yılı 87.5, 1982 yılı 89.5, 1983 yılı 92 olduğu, 1. sicil amiri tarafından "karargâh hizmetlerinde kendi branşında başarılıdır" şeklinde kanaat belirtildiği, 1984 yılı 95, 1985 yılı 97.5, 1986 yılı 91.5, 1987 yılı 90.65, 1988 yılı 92 olduğu, 1. sicil amiri tarafından "karargâh mesleği ile ilgili görevi çok iyi yapar" şeklinde kanaat belirtildiği, 1989 yılı 96.5 olduğu, 1. sicil amiri tarafından "mesleğinde dürüst, azimli ve çok çalışkan bir maliye Astsubayıdır, sınıfı görevini çok iyi yapar" şeklinde, 2. sicil amiri tarafından "çalışkan, dürüst, planlı çalışan, mali mevzulara vakıf, ciddi bir Astsubaydır, uzun bir süre tek başına şube işlemlerini tek başına olarak aksaksız yürütmüştür" şeklinde kanaat belirtildiği, 1990 yılı 97, 1991 yılı 95 olduğu, 1. sicil amiri tarafından "çok iyi bir Astsubaydır" şeklinde, 2. sicil amiri tarafından "çalışkan ve disiplin bir Astsb.dır" şeklinde kanaat belirtildiği, 1992 yılı 94.50 olduğu, 1. sicil amiri tarafından "mükemmel ve çalışkan bir astsubaydır" şeklinde, 2. sicil amiri tarafından "çok iyi" şeklinde kanaat belirtildiği, 1993 yılı 96.5 olduğu, 1. sicil amiri tarafından "çok iyi, çok çalışkan, mükemmel bir subaydır" şeklinde, 2. ve 3. sicil amiri tarafından aynı şekilde "çok iyi" şeklinde kanaat belirtildiği, 1994 yılı 93.5 olduğu, 1. sicil amiri tarafından "çok iyi,çalışkan ve disiplinlidir" şeklinde, 2. sicil amiri tarafından "mükemmel" şeklinde, 3. sicil amiri tarafından "iyi" şeklinde kanaat belirtildiği, 1995 yılı 82.5 olduğu, 1. ve 2. sicil amiri tarafından aynı şekilde "iyi" şeklinde kanaat belirtildiği, 1996 yılı 76.5 olduğu, 1. ve 2. sicil amiri tarafından aynı şekilde "iyi, sosyal tutum ve temsil yeteneği ile liderlik vasfı iyidir" şeklinde, 1997 yılı 71 olduğu, 1. sicil amiri tarafından "yeterli, sosyal tutum ve temsil yeteneğinin takip ve kontrolü gerekir, liderlik vasfı yeterlidir, takibi yapılmaktadır" şeklinde, 2. sicil amiri tarafından "liderlik vasfı iyi, sosyal durumu ve temsil yeteneği iyi" şeklinde kanaat belirtildiği anlaşılmıştır. (223. klasör, sayfa 261-316)

Müştekinin yıllar itibariyle devam eden mükemmel derecedeki sicil notları ve hakkında verilen kanaat değerlendirmeleri muhtemelen TSK'dan ihracına zemin hazırlamak amacıyla verilen son 3 yıldaki kısmen düşük notlar ve değerlendirmeler dikkate alındığını da müştekiye yönelik tavrın, eşinin ve kendisinin din ve vicdan hürriyeti kapsamında kalan dini yaşam ve anlayışlarından kaynaklandığı anlaşılmıştır.

187 –Müşteki Mehmet AKKIN 05/11/2012 tarihli şikâyetinde özetle;

28 Şubat sürecinde Jandarma Genel Komutanlığında Muhabere Teknisyeni Başçavuşu olarak görev yaptığını, gördüğü baskı ve tehditler nedeniyle çok sevdiği mesleğinden istifa etmek zorunla kaldığını, kendisinin ve kendisi gibi bir çok arkadaşının bu süreçte mağdur olduklarını, kendisinin süresi dolduktan sonra istifa ettiğini, fakat bazı arkadaşlarının YAŞ kararları ve kararnameler ile mesleklerinden ihraç edildiğini, kendilerine bu süreci yaşatan başta BÇG olmak üzere dönemin komutanlarından davacı ve şikâyetçi olduğunu belirtmiştir. (227. klasör, sayfa 54)

Müştekinin Genelkurmay Başkanlığında bulunan şahsi dosyasından temin edilen belgelerin incelenmesinde, 27/04/2000 tarihinde müştekinin Bornova A. Tipi Askeri Gazino Müdürlüğündeki odasının arandığı, istirahatli olmasından dolayı eşyalarını da alarak misafirhaneden ayrıldığı belirtilerek sakınca yaratabilecek bir yayına rastlanmadığının belirtildiği, 19/03/2001 tarihli tutanakta Tasmus Prot. Brl.K.lığının 2000-2001 yıllarında düzenlediği sosyal faaliyetlerin hiçbirisine müştekinin katılmadığının belirtildiği, ayrı bir tutanakta 07 Nisan 2000 tarihinde Tasmus Prototip Birliğinin İstihkâm Gazinosunda düzenlediği ailece tanışma gecesine müştekinin katılmadığının belirtildiği,

19/03/2001 tarihli MAGN Tk.K H. G., SGN Tk. K. K. D. imzalı, TASMUS Prot. Brl. Komutanı Ş. H. onaylı müşteki ile ilgili tutulan tutanakta, müşteki ile Ş. H.'nin odasında yapılan görüşmede, "kendisinin 2 yılı aşkın süredir takip ve kontrol altında bulundurulduğu, ancak durumunda olumsuz gelişmeler olduğu anlatıldı ve kendisine İsth. Birimlerinin tespit ettikleri, eşinin dini bir simge niteliğinde türban taktığı fotoğraflarla kanıtlandı, halbuki daha önce alınan ifadesinde eşinin Türk geleneklerine uygun başörtüsü taktığı şeklinde beyanatta bulunduğu, ancak durumun hiç söylediği gibi olmadığının açıklığa kavuştuğu belirtildiği, eşinin başını kapatış şeklini tarikat ve radikal islami gruplara mensup kadın üyelerin 'türban' bağlama şekillerine uyduğunu; böyle giyinen TSK personeli eşlerinin ordu evlerine, lojmanlara vb. askeri tesislere giremeyeceği, bunun yayınlanan emir ve talimatlara aykırı olduğu, ayrıca bu şekilde giyinen bir eşe sahip bir astsubayın, TSK'ni temsil edemeyeceği belirtildi. Kendisinin ve eşinin tutum ve davranışlarını sürdürmesi halinde hakkında kanuni işlemlerin devam edeceği, hatta ordudan ayırma işlemlerinin yapılabileceği ikazı yapılmasına rağmen, eşinin türban takmasının hakkı olduğu, bu tutumunun değişmeyeceği ve her türlü işleme razı olduğunu beyan etti" şeklinde ifadelere yer verildiği,

07 Kasım 2001 tarihli Muhabere Bölük Komutanı A. M. T. imzalı yazıda, müştekinin daha önce ikaz edildiği belirtilerek eşinin hala Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarının uyması gereken kılık kıyafet düzenine uygun giyinmediğine değinilerek savunmasının istendiği,

01 Mayıs 2000 tarihinde 4 gün izinsizlik cezası, Kasım 1996 tarihinde şiddetli tevbih cezası, Kasım 1991 tarihinde 4 gün oda hapsi cezası, 24 Nisan 2001 tarihinde 1/25 oranında maaş kesme cezası verildiği,

17 Nisan 2000 tarihli TASMUS Prot. Brl. K. İ. Ş. H. imzalı müştekiye verilen savunma yazısında müştekinin eşinin tesettür şeklinde başını kapadığı belirtilerek, "bu konuda defalarca ikaz edilmenize rağmen eşinize sözünüzü geçiremediğinizi belirttiniz, hal böyle iken bulunduğunuz toplumdan kaçırmak ve sosyal faaliyetlere girmesini önlemek maksadıyla boşanma bahanesiyle Ankara'da oturttuğunuzu tespit etmiş bulunuyoruz. Bu güne kadar boşanmak için de hiçbir yasal girişimde bulunmadığınızı, göstermelik olarak bulunup vazgeçtiğinizi ve aynı şartlarda ilişkilerinizin devam ettiği ve zaman zaman izin alarak ailenizin yanına gittiğinizi tespit etmiş bulunuyorum. Kısacası takiye yaparak oyalama taktiği içerisine girdiğinizi ve Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarına yakışmayacak tavır ve davranış içerisinde olduğunuzu hatırlatır hakkınızda kesin işlem yapacağımı bildiririm." denilerek savunmasının istendiği,

Yine İ. Ş. H. tarafından müştekiye yazılan 19 Mart 2001 tarihli savunma yazısında da müştekinin eşinin tesettür kıyafeti giydiği belirtilerek tutum ve davranışlarında olumlu yönde gelişme olmadığı takdirde müştekinin ordudan uzaklaştırılacağını belirtilerek savunmasının istendiği,

Müştekinin 26 Nisan 2001 tarihinde 5 gün göz hapsi cezası, 24 Nisan 2001 tarihinde 5 gün göz hapsi cezası, Haziran 2001 tarihinde 5 gün oda hapsi cezası, 22 Haziran 2001 tarihinde 5 gün oda hapsi cezası, 24 Mayıs 2001 tarihinde 5 gün göz hapsi, aynı tarihte 2 gün göz hapsi, 26 Nisan 2001 tarihinde uyarı cezası, 28 Eylül 2000 tarihinde 4 gün göz hapsi cezası, Mart 2001 tarihinde 1/25 oranında maaş kesme cezası, 21 Haziran 2001 tarihinde 7 gün oda hapsi cezası, 19 Kasım 2003 tarihinde şiddetli tevbih cezası, 24 Eylül 2001 tarihinde müştekinin eşinin kıyafeti nedeniyle ikaz edildiği, 19 Kasım 2003 tarihinde uyarı cezası ile cezalandırıldığı,

Müşteki hakkında TASMUS Prot. Brl. Komutanı İ. Ş. H. imzalı kıta anket formu başlıklı 27/09/2000 tarihli yazıda "Hastalığının gerçek olduğuna inanmıyorum, eşi kapalı olduğu için kendisine baskı yapıp eşinin başını açtırmamızı engellemek için mümkün mertebe kontrolümüzden çıkmak istemektedir. Hekimi kandırmaktadır. Bu durum tamamı ile kışladan uzaklaşmak için yapılan senaryodur çünkü 4 ay öncesine kadar sakıncalı şüpheli kategorisine alınıncaya kadar hiçbir rahatsızlığı yoktu. Birden bire ruh hastası oldu, ordudan çıkarılması sözkonusu olduğu için kendisine böyle bir kaçış yolu çizmiştir" denildiği,

20/04/2001 tarihli yine kıta anket formu başlıklı TASMUS Prot. Brl. Komutanı İ. Ş. H. imzalı, Ege Or.Mu.Tb. Komutan Vekili Y. T. Ö. onaylı belgede de aynı şekilde ifadelere yer verildiği, 21 Temmuz 1999 tarihli 28. Komando Tabur Komutanı T. K. imzalı ilgili makama başlıklı belgede de, müştekinin ailesinin kıyafetinde bir çağdaşlaşma görülmediği, eşinin yapılan toplu yemek ve eğlencelere çeşitli nedenlerle katılmadığının belirtildiği,

Sakıncalı şüpheli personel kanaat raporu başlıklı belgede, müştekinin ailesini İzmir'e getirmediği, Ankara'da oturttuğu, eşinin başının kapalı olduğu, ifadesine göre eşinin başını açmak istemediği, eşinden boşanmak için dava açtığı ancak bunun göstermelik bir olay olduğu anlaşılınca boşanmaktan vazgeçtiği, ifadesine göre; eşinin eşarp taktığı ve bunu dini inanışa göre değil de Türk geleneksel yapısına uygun olarak taktığını belirttiği, ordu evinde düzenlenen bölük gecesine katılmadığının belirtildiği, aynı nitelikte düzenlenen belgelerde müştekinin eşinin ve ailesinin tamamının tesettürlü olduğu,Türk geleneksel kıyafetlerini giydiğini belirtmesine rağmen Ankara Mrk.K.lığından gelen görüntü kasetinde milli görüşçülere ait türban bağlama şeklini kullandığının belirtildiği, sakıncalı personel kategorisine alınmasının istendiği, benzer görüşlerde yazılan kanaat belgeleri olduğu,

06 Ekim 2002 tarihli Tugay Komutanı Tuğgeneral B. D. imzalı Kara Kuvvetleri Komutanlığı 1. Mknz. P. Komutanlığı Doğu Beyazıt başlıklı, şüpheli ve personel işlemleri konulu el yazısı ile yazılmış yazıda, personelin uzun süre şüpheli ve sakıncalı kategorisinde tutulamayacağı, kategorili personel hakkında ilave bilgi ve belgelerin temin edilerek K.K.K.lığına gönderilmemesi sonucu söz konusu personelin temize çıkarılması veya TSK’dan ilişiğinin kesilmesi için kesin işlemin yapılamadığı, kategorili personel sayısının gün geçtikçe arttığının ilgili yazılarda belirtildiği, müşteki ile ilgili kesin işlemin yapılması amacıyla; Bölük Komutanlığınca bir heyet oluşturularak ev ziyareti yapılması, ziyarette yüz yüze görüşme yapılarak boşandığı eşi ile halen görüşüp görüşmediğinin tespit edilmesi, gerektiğinde eşinin ikamet ettiği adresinin öğrenilerek güvenilir kaynaklarla irtibata geçilip boşanmanın geçici olup olmadığı, anılan personelin eşini ziyaret edip etmediği ve evliliklerini yineleme durumu araştırılması, aksine tutum ve davranışları sürdüğü takdirde TSK'dan ilişiğinin kesileceğinin tebliğ edilmesi, takip edilerek meydana gelen değişikliklerin Tugay Komutanlığına gönderilmesinin istendiği,

04 Ekim 2002 tarihli yine adı geçen Tuğgeneral B. D. imzalı sakıncalı ve şüpheli personel ve ailelerinin takibi konulu yazıda, bir plan dahilinde özellikle eşleri ve kendileri çağdaş kılık ve kıyafette olmayan personeli tespit etmek maksadıyla Birlik Komutanları veya görevlendirilecekleri personel vasıtasıyla sosyal etkinlikler (yemek, birlik gecesi vb.) aile toplantıları, ev ziyaretleri yapılması, ailesini getirmemiş personel varsa bu personelin ailesinin adresi tespit edilerek Birlik Komutanlığınca bu adrese personel görevlendirilerek ev ziyaretleri yapılması, ailenin yaşam biçiminin tespit edilmesi, bekâr personelin Subay/Astsubay misafirhanesinde kalması sağlanarak odalarının muhakkak periyodik olarak kontrol edilmesi, dışarıda ikamet eden bekâr askeri personelin kaldığı yerlerinde (otel, ev vb.) aynı esaslar dahilinde kontrol edilmesi, yapılan bütün kontrol ile ilgili sonuç raporlarının kontrolü müteakip ilk mesai günü bitimine kadar Tugay Komutanlığına gönderilmesi, aykırı tutum ve davranışlar içerisinde bulunduğu tespit edilenler ile ilgili bilgi, belge/belgelerin ivedilikle Tugay Komutanlığına gönderilmesi, anılan faaliyetler ile ilgili olarak Birlik Komutanlıklarınca yapılacak planlamanın 21 Ekim 2002 tarihine kadar Tugay Komutanlığına bildirilmesinin istendiği,

Söz konusu belgeden, sosyal faaliyetler adı altında yapılan yemek, birlik gecesi, aile toplantıları, ev ziyaretleri gibi faaliyetlerin askeri personelin özel yaşamlarının, dini inançları ile ilgili kıyafetlerinin tespiti amacıyla yapıldığı, personelin özel yaşamlarını, kaldığı yerlerin arama dahil sürekli takip edildiği, bu yolla baskı altında tutuldukları anlaşılmaktadır. (227. klasör, sayfa 324-410)

17 Nisan 2000 tarihli Tabur Komutanı A. S. imzalı yazıda da, müştekinin İzmir'e getirmediği eşinin Ankara Batıkentteki adresinin belirtilerek, eşinin bulunduğu ortamdaki yaşantı ve kılık kıyafetinin, eşinin tesettürlü olup olmadığı, tesettürlü ise hangi tarikat/cemaat simgesini kullandığı (temin edilirse tesettürlü fotoğrafı), temasta olduğu kişilerin dini ve dünyevi görüşleri, çocuklarının okudukları okullar ve devam ettikleri dersane veya kursların araştırılmasının istendiği,

Müştekinin 24/01/2002, 29/01/2002 tarihlerinde Muhabere Bölük Komutanı A. M. T. tarafından takdir belgesi, 07 Ocak 2003, 18 Nisan 2003 tarihlerinde Kurmay Başkanı M. Ş. tarafından takdir belgesi, 13 Mayıs 2005 tarihinde Tabur Komutanı N. K. tarafınan takdir belgesi, 17 Aralık 2004 tarihinde Bkm.Brl. Komutanı M. D. tarafından takdir belgesi, 16 Mart 2004 tarihinde Muhabere Bölük Komutanı C. Y. tarafından takdir belgesi, 30 Kasım 1995, 25 Nisan 1997, tarihlerinde 2. P.Tb. Komutanı O. A. tarafından takdir belgesi ile ödüllendirildiği,

Müştekinin sicil notu ortalamalarına bakıldığında, 1991 yılı 70 olduğu, 1. sicil amiri tarafından "iyi" şeklinde, 2. sicil amiri tarafından "iyi bir astsubaydır" şeklinde kanaat belirtildiği, 1992 yılı 88, 1993 yılı 83 olduğu, 1. ve 2. sicil amiri tarafından aynı şekilde "terfiye layıktır" şeklinde kanaat belirtildiği, 1994 yılı 70.5 olduğu, 1. sicil amiri tarafından "mesleki bilgisi zayıftır, takip ve kontrol altında görev yapar" şeklinde, 2. sicil amiri tarafından "takip ve kontrol altında iyi çalışır"şeklinde kanaat belirtildiği, 1995 yılı 84.5 olduğu, 1. sicil amiri tarafından "takip ve kontrolü gerekir" şeklinde, 2. sicil amiri tarafından "ağır başlı ve disiplinli bir astsb.dır fakat takip edildiğinde ve görev verildiğinde çalışır" şeklinde kanaat belirtildiği, 1996 yılı 97.5 olduğu, 1. sicil amiri tarafından "iyi derecede liderlik vasıflarına sahip olup branş görevlerinde çok iyidir. Kıtalarda görev yapması uygundur." şeklinde, 2. sicil amiri tarafından "birliğine katkısı ve liderlik vasıfları iyi olan bir astsb.dir. Branşına ait bilgilere hakimdir, kıta görevlerinde daha başarılı olur" şeklinde kanaat belirtildiği, 1997 yılı 98.5 olduğu, 1. sicil amiri tarafından "vatanına ve milletine sevgisi, bağlılığı üst seviyede olup, birliğin muharebeye hazırlanmasında katkısı mükemmeldir. Sosyal tutum ve davranışları iyi olup, liderlik vasfı mükemmel" şeklinde, 2. sicil amiri tarafından," birliğine katkısı ve liderlik vasfı çok iyi olan bir astsb'dir. Sosyal tutum ve davranışları çok iyidir" şeklinde kanaat belirtildiği, 1998 yılı 81 olduğu, 1. sicil amiri tarafından "takip ve kontrol altında iyi çalışır. Birliğin Muharebe etkinliğine katkı derecesi (teknik per. olarak) iyi seviyededir. Eşiyle birlikte sosyal faaliyetlere katılması zayıftır." şeklinde, 2. sicil amiri tarafından " sosyal hiçbir faaliyete katılmama eğilimindedir. Takip edildiğinde verilen görevi yapar liderlik vasfı zayıftır, temsil yeteneği yoktur, Kıt'a teknisyeni olarak görevlendirilmesi uygundur, kıt'a K.lığı yapamaz." şeklinde kanaat belirtildiği, 1999 yılı 71.07, 2000 yılı 66.07, 2001 yılı 56.42 olduğu, 1. sicil amiri tarafından, "görevine karşı lakayttır. Samimi ve dürüst davranmaz. Kasım 1998 tarihinden beri takip altında olup yapılan araştırmalara göre eşi türbanlıdır. Kendisi bu konuda bir çok kez uyarılmış olmasına rağmen durumda bir değişiklik olmamıştır. Ayrıca sürekli gözden kaçmak maksadıyla sağlığını bahane ettiğini düşünmekteyim. TSK mensuplarında bulunması gereken çağdaş düşünce fikri yoktur. TSK.de kalması uygun değildir" şeklinde kanaat belirtildiği, 2002 yılı 82.14 olduğu, 1. sicil amiri tarafından "eşini TSK mensuplarının uyması gereken kılık kıyafet konusunda ikna edememiştir. Bu nedenle 07/01/2001 tarihinde Doğu Bayazıt Asliye Hukuk Hakimliğine boşanma isteğiyle başvurmuş 16/11/2001 tarihinde eşinden boşanmıştır" şeklinde kanaat belirtildiği, 2003 yılı 100, 2004 yılı 96.78, 2005 yılı 99.28 olduğu,

Sicil özet formu başlıklı belgelerde 1991, 1994, 1995, 1996, 1997, 1998, 1999, 2000, 2001 yıllarına ait menfi ve müspet kanaatlere yer verildiği, diğer yıllara ait kanaatlerin yeralmadığı, belgede müştekinin son 10 yılı sicil not ortalamasının 81.1 genel sicil not ortalamasının ise 81.30 olduğu anlaşılmıştır. (227. klasör, sayfa 411-510)

Müştekinin son 10 yıldaki sicil notu ortalamasının 81.01, genel sicil notu ortalamasının 81.30 son 3 yılı sicil notu ortalamasının mükemmele yakın derecede yüksek olması, eşinin başörtülü olması nedeniyle birçok savunma ve uyarı yazılarının yazılması hususları gözetildiğinde, müştekiye yönelik tavrın eşinin ve kendisinin din ve vicdan hürriyeti kapsamında kalan dini yaşam ve anlayışlarından kaynaklandığı anlaşılmıştır.



Yüklə 11,37 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   133   134   135   136   137   138   139   140   ...   178




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin