T. C. Ankara cumhuriyet başsavciliğI (tmk. 10. Mad.İLe görevli ve yetkiLİ BÖLÜM) tutuklu


-Müşteki Nurettin KIRAY 02/01/2013 tarihli şikâyetinde özetle



Yüklə 11,37 Mb.
səhifə139/178
tarix03.01.2019
ölçüsü11,37 Mb.
#89288
1   ...   135   136   137   138   139   140   141   142   ...   178

194-Müşteki Nurettin KIRAY 02/01/2013 tarihli şikâyetinde özetle;

Kendisinin 1991 yılında Kuleli Askeri Lisesinde 100 tam disiplin puanı ile mezun olduğunu, aynı yıl Kara Harp Okuluna Başladığını, notlarının sınıf ortalamasının üstünde olduğunu, 1.sınıfın ikinci döneminden 2.sınıfın ikinci dönemine kadar sınıf kıdemlisi olarak görev yaptığını, bu görevin ders ve disiplin yönünden başarılı öğrencilere verildiğini, 1992 yılında namaza başladığını, 3.sınıfta takım komutanları olan C.A.'ın göreve başlamasından sonra baskıların arttığını, C.A.'ın eğitimlerde namaz kılanlara hem ağır eğitim yaptırdığını hem de ''bu zamanda namaz kılınır mı?'' diye hakarete varan davranışlar sergilediğini, D.A. tarafından kurulan Onur Teşkilatında görev yapan M.S. ve diğer bir kısım öğrencilerin aleyhlerine çalıştığını, müşteki İlhami TAN’ın sunmuş olduğu belgelerden haberdar olduğunu, belgeler içindeki kendisinin isminin bulunduğu dilekçenin kendisi tarafından yazıldığını,

Kara Harp Okulunun 4.sınıfında okurken 2.dönemden itibaren üzerlerindeki baskıların şiddetlendiğini, bu dönemde bir komutanlarının kendilerini uyararak;”siz çok sevdiğim öğrencilersiniz başarılı ve disiplinlisiniz, sizin gibi öğrencilerin başına bir şey gelmesini istemiyorum, özellikle nöbet konusunda çok dikkatli olun, size ceza vermek isteyebilirler” dediğini bundan sonra bir sürü nöbet talimatı imzaladığını, namaz kılan ve dini yaşamı olan öğrencilerin nöbet sırasındaki açıkları aranarak cezalar verilmeye başlandığını,

17 Nisan 1995 tarihinde ders saati bitiminde camiye namaz kılmaya giderken kendisini gören Yüzbaşı A.Ö.'in kendisini ders saatinde dışarı gördüğünü takım komutanı A.A.'a söylediğini A.A.'ın da ders saati dışında camiye gelip kendilerini gördüğü halde Kısım Kıdemlisi öğrencilere talimat vererek ders saati içinde kendisi derste yokmuş gibi sonraki saatte sahte yoklama alarak hakkında işlem başlattığını, yoklamayı alan arkadaşının bunu kendisine söylediğini, bir kısım öğrenci arkadaşlarını şahit gösterdiği halde onlar dinlenmeyerek ceza verildiğini,

Savunma yazılarına baktığında kendisine 13 Nisan, 17 Nisan, 20 Nisan ve 29 Nisan'da ceza verildiğini oysa Harp Okulunda ilk üç buçuk yıl içinde sadece bir kez basit bir olaydan dolayı 2 puanlık ceza aldığını, onu da yine C.A'ın verdiğini, 4.sınıfta okulu bitirmek üzere iken Nisan ayı içerisinde kendisine 4 kez ceza verildiğini,bu cezalarla 159 olan disiplin puanının sıfırlanarak eksilere düşürüldüğünü, bu kadar süre içinde bir öğrenciye bu kadar çok ceza verilmesinin bu olayın kasıtlı olduğunu gösterdiğini, aynı dönemde diğer namaz kılan arkadaşlarına da aynı ay içerisinde benzer cezalar verilerek okuldan atılmalarının sağlandığını, kendisinin mezun olmak üzere iken haksız bir şekilde Kara Harp Okulundan atılarak mağdur olduğunu, atılmasına neden olan kişiler ve 28 Şubat sürecini gerçekleştiren Batı Çalışma Grubu üyelerinden şikâyetçi olduğunu belirtmiştir. (130. klasör, sayfa 73-74)

Müştekiye gösterilen, müşteki İlhami TAN'ın sunduğu belgeler ile ilgili gerekli açıklamalar o bölümde yapılmış olduğundan burada yer verilmemiştir.

Müştekinin şikâyetleri, müşteki İlhami TAN tarafından sunulan belgeler, müştekiyi Harp Okulundan atılmasına neden olan eylemlerin niteliği dikkate alındığında müştekinin okuldan atılmasının din ve vicdan hürriyeti kapsamındaki özel hayatından kaynaklandığı kanaatine varılmaktadır.

195-Müşteki Bülent DAŞKIN 02/01/2013 tarihli şikâyetinde özetle;

Kendisinin 1991 yılında Işıklar Askeri Lisesinden mezun olduğunu, aynı yıl Kara Harp Okuluna başladığını, altı çocuklu bir aileden geldiğini, babasının belediye işçisi olduğunu, Işıklar Lisesine başladığında ve devamında dini ibadetlerini yerine getiren bir kişi olmadığını, ancak inancının bulunduğunu, Işıklar Lisesine başladıkları günden itibaren periyodik olarak kendilerine irtica konferansları vermeye başladıklarını, bu konferanslarda sürekli tarikatların ve dini grupların çok tehlikeli olduğu, ülkeyi bölmek istediklerinin anlatıldığını, irtica dersleri ile baskı ve korku altında tutulduklarını, toplumdan tecrit edildiklerini, herkesin irticacı devleti bölmek isteyen kişiler olarak anlatıldığını, o kadar ki namaz kılan annesinin de irticacı olabileceğini düşündüğünü, bunun yanında kendilerine dans etme, içki içme, ve içkinin çeşitleri ile ilgili yoğun şekilde eğitimler verildiğini, o tarihte Işıklar Lisesinde kız öğrenci bulunmadığını, dışarıdan kız liselerinden örneğin Bursa kız lisesinden kızları getirip kendileri ile tanıştırdıklarını, onlarla nasıl arkadaş olabileceklerinin kendilerine anlatılmaya çalışıldığını, Ramazan ayında bir defa isteyenin oruç tutabileceğini söylendiğini, ancak belki elli kez oruç tutmanın gerekli olmadığı çalışmanın en büyük ibadet olduğu yönünde telkinler yapıldığını,



Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersine gelen R.isimli üsteğmenin kız arkadaş edinmenin faziletlerini, kendince iyi taraflarını anlattığını,... cinsel birliktelik ile ilgili ''siz daha ilk tecrübenizi yaşamadınız mı?'' dediğini, bunun din dersi hocasından gelmesinin herkesi fazlasıyla etkilediğini, kendilerine ''siz seçkin insanlarsınız, diğerleri güdülmeye layık insanlardır'' dediklerini, almış oldukları bu eğitim ile büyük çoğunluğu dindar olan toplumu tehlikeli, ülkeyi bölmek isteyen yobaz kişiler olarak görmeye başladıklarını, kendilerinin tam bir irtica korkusu ve paranoyası içinde yetiştirildiklerini, öyle ki Harp Okulunda iken başarı olarak ilk 10'da yer alan bir arkadaşının empoze edilen bu korku ortamının etkisi ile akıl sağlının bozulduğunun, sallanarak yürüdüğünü, bir defasında kendisi okul kantininde otururken bu kişinin elindeki sağlık raporunu getirip masasına attığını, ''buna bak'' dediğini kendisinin ne olduğunu anlayamadığını, ''ben deliymişim'' dediğini, sonrada ''ben neden böyle oldum biliyor musun?'' diye sorduğunu, kendisinin cevap vermediğini, bunun üzerine bu şahsın ''ben inandığım gibi yaşayamadım, o yüzden böyle oldum, seni ise tebrik ederim inandığın gibi yaşadın'' dediğini,

Harp Okulunda yaşadığı çelişkiler ve yüklenen korku ve paranoyanın etkisi ile intiharın eşiğine geldiğini, Allah'ı dahi inkâr edebilecek durumda olduğunu, sürekli sorguladığını, Harp Okuluna vatan millet sevgisi ile girdiğini ancak öğretilenlerle, komutanlarda bunlarda göremediğini bunun üzerine araştırmalar yaptığını, o yıl namaza başladığını, başlar başlamaz sorunlar yaşadığını, bulunduğu toplantılarda komutanların ''içinizde irticacılar var, bunlar ya fikirlerinden vazgeçecekler ya da mezara gömene kadar onlarla uğraşacağız'' dediklerini, ders sırasında arama var denilip sadece kendi üzerinin arayıp çıktıklarını, koğuşlarda sadece kendi dolabının arandığını, koğuş nöbetlerinde lavabo, musluk, cam vs. kırık eksik olup olmadığı kontrol edilip bunlarla ilgili savunmasının alınması için kasıtlı eksiklikler bulunup sürekli disiplin puanının düşürüldüğünü, komutanların yanında başını eğse neden eğdin, dik dursa neden dik durdun diye sürekli kusur aradıklarını,



Harp Okulu içinde bir cami bulunduğunu bu camiye giriş ve çıkış saatlerinin belirlendiğini, ancak camiye gitmeyi engellemek amacı ile bu saatlere  etüt koyduklarını, etütte bulunmadıkları zaman savunmalarını alıp ceza verdiklerini, disiplin subayı olan L. K. bir defasında arkadaşları camide namaz kılarken botu ile içeri girip onları sorguya çektiğini duyduğunu, sınıf subayı olan M. K.'nın namazı bırakmaları için defalarca kendilerini çağırarak konuştuğunu, kendilerinden önce Harp Okulu Komutanı olan D. A.'nın kurmuş olduğu Onur Teşkilatının faaliyet gösterdiğini, bu teşkilat adına aleyhlerine M. S., B. Y., A. C., isimli öğrencilerin isimlerini bilmediği diğer öğrencilerle birlikte faaliyet gösterdiklerini, bu kişilerin yanlarına gelerek kendilerine göstere göstere not tuttuklarını, taciz edici cümleler söylediklerini, ''aranızda irticacılar var, fazla duramayacaklar, teğmenlik yıldızını takamayacaklar'' diye söylediklerini,

Harp Okulundan atılmak için bir öğrencinin puanının sıfırlanması gerektiğini 4.sınıfta kasıtlı soruşturmalar nedeni ile puanının sıfırın altına düşürüldüğünü, kendisinin bir defasında koğuşta yokken açık bıraktığı valizi içerisine dini içerikli fotokopi kâğıt bırakıldığını bundan dolayı ceza aldığını, yine yatağını düzelterek indiği halde yatağı bozularak tutanak tutulup ceza aldığını, kendisine gösterilen 28/04/1995 tarihli belgede, kazan dairesine girip namaz kılmakla ilgili savunması alınıp ceza verildiğini,

İlhami TAN isimli müşteki tarafından sunulan belgeler içindeki kendisinin imzası bulunan dilekçelerin kendisi tarafından yazıldığını, müşteki İlhami TAN tarafından sunulan belgeleri bildiğini, o tarihte atılan arkadaşlarının M. S.'nin hazırlamış olduğu ve arkadaşları tarafından ele geçirdikleri raporları kullanarak bu belgelerin hazırlandığını, kendisinin de katkıda bulunduğunu,

O dönem kızlarla arkadaşlık yapan bir grubun bulunduğunu, dışarıda kalan kişilerin bunların arasına girebilmek için onlar gibi yaşamaya çalıştıklarını, bu grupla ilgili bir olaya şahit olduğunu, bunların arasına girmek isteyen bir kişiyi karşılarına aldıklarını, ana, bacı, din diyanet bütün mukaddesatına küfür ettiklerini ve bunu içlerinden birkaç kişinin tekrar ettiğini, karşısındaki kişinin güldüğünü, bunun üzerine o kişiye sen bize yararsın diye içlerine almayı kabul ettiklerini, normalde Harp Okulu öğrencilerinin bu şekilde kızlarla arkadaşlık yapıp iletişim kurmakta zorlanacaklarını, bir taraftan da korkacaklarını bu nedenle bu oluşumun kızları kullanarak istedikleri gibi öğrencileri yönlendirdiğini düşündüğünü,

Kendisinin disiplin puanının sıfırlandıktan sonra 1995 Mayıs ayında Harp Okulundan atıldığını 2-3 ay içinde disiplin puanının sıfırlandığını, okuldan atıldıktan sonra babasının 2 yıl kendisini evlatlıktan sildiğini, namaz kıldığı için atıldığına inanmadığını, kendisine ''okuldan ya ahlaksız birini ya da hırsızı atarlar, sen ikisini de yapmazsın acaba ne yaptın'' dediğini, kendisine savunma için yazdığı dilekçelerden birini verdiğini onunda dilekçeyi F.K.'ya götürdüğünü, Kanal 7'de A. H. ve TGRT'de F. K.'nın programlarına çıkarak yaşadıkları sıkıntıları anlattığını, başta kendisinin atılmasına sebep olan kişiler olmak üzere soruşturma kapsamında şüpheli olarak bulunan 28 Şubat sürecini gerçekleştiren, yapılanmada görev alan kişilerden şikâyetçi olduğunu belirtmiştir. (130. klasör, sayfa 109-111)

Müştekiye gösterilen, müşteki İlhami TAN'ın sunduğu belgeler ile ilgili gerekli açıklamalar o bölümde yapılmış olduğundan burada yer verilmemiştir.

Müştekinin şikâyetleri, müşteki İlhami TAN tarafından sunulan belgeler, müştekiyi Harp Okulundan atılmasına neden olan eylemlerin niteliği dikkate alındığında müştekinin okuldan atılmasının din ve vicdan hürriyeti kapsamındaki özel hayatından kaynaklandığı kanaatine varılmaktadır.

196-Müşteki Mustafa ÖZDEMİR 20/09/2012 tarihli şikâyetinde özetle;

Jandarma Okulunda öğrenci olmadan önce 1998 yılının Nisan ayında arkadaşlarıyla bekâr evinde sohbet ettiği ve namaz kıldığı iddiasıyla 677 sayılı kanuna muhalefet suçundan soruşturma başlatıldığı, haklarında takipsizlik kararı verildiğini, 1999 yılında Beytepe Uzman Jandarma Okulunda okurken güvenlik soruşturmasının menfi gösterilip okuldan atıldığını, Askeri Yüksek İdare Mahkemesine dava açtığını, davasının reddedildiğini, mahkeme heyetinin İKK 114/1 maddesi gereğince soruşturmanın gizli olduğundan bahisle suçunu söylemeden savunmasını alarak karar verdiklerini, AYİM'in gerekçeli kararında atılma sebebi olarak Bünyan Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen ve takipsizlik kararı verilen olayı delil olarak gösterip talebini reddettiğini, o dönem Batı Çalışma Grubu olarak bilinen askeri grubun çalışmaları sonucunda böyle bir karar verildiğini düşündüğünü, Jandarma Okulunda okurken ismini ve rütbesini hatırlamadığı, fakat General olduğunu bildiği bir komutanının kendisini çağırıp Said Nursi ve Atatürk konusunda sorular sorduğunu, fikirlerini yazdırıp imzalattığını, aleyhine kullanılıp kullanılmadığını, bu belgelerin nerede olduğunu bilmediğini, okuldan atıldıktan sonra 3500 TL tazminat aldıklarını, ayrıca okuldan atılması sebebiyle maddi ve manevi kayıpları olduğunu, mağduriyetine sebep olan yetkililerden şikâyetçi olduğunu belirtmiştir. (194. klasör, sayfa 187-188)



197 –Müşteki Halef DAĞDELEN 01/06/2012 tarihli şikâyet dilekçesinde özetle;

18/08/1999-29/05/2007 tarihleri arasında TSK’da Askeri Öğrenci olarak bulunduğunu, Kara Harb Okulunda Teğmen olarak vazifelendirilmesine günler kala başarısının yüksek ve yeterli düzeyde olduğu halde BÇG örgütü mensubu Tevfik ÖZKILIÇ tarafından disiplinsiz olmakla suçlandığını, önce şüpheli ve sakıncalı takibi altına alınıp hakkında gerçeğe aykırı usul ve kanunlara aykırı olarak düzenlenen ve düzenlettirilen olumsuz savunma ve cezalarla, sahte belge ve tutanaklarla yasalardaki disiplin hükümleri kullanılarak ihracın yasal kılıfının oluşturulduğunu, bu plan çerçevesinde şahsına sürekli asılsız ve mesnetsiz savunmalar verilip cezalandırmak suretiyle disiplin puanının düşürülmeye çalışıldığını ve nihayetinde 27 Nisan bildirisinin hemen ardından Bölük Komutanı Yüzbaşı A. E. G. den başlayıp Alay Komutanı Kurmay Albay T. S.’ye kadar uzanan bir hiyerarşi içerisinde düzenlenen bir komplo sonucu verilen ceza ile TSK’dan Teğmen olarak vazifelendirilmesine günler kala ilişiğinin kesildiğini, böylece Tevfik ÖZKILIÇ’ın iradesi doğrultusunda 29/05/2012 tarihli Kara Harb Okulu Yüksek Disiplin Kurulu toplantısında TSK’dan ihraç edildiğini, ordudan ihraç edilmiş olmanın bütün zorlukarını çektiğini, ailece büyük sıkıntılar maddi ve manevi acılar yaşadığını, 28 Şubat darbesi sanığı Tevfik ÖZKILIÇ’tan şikâyetçi olduğunu belirtmiştir. (67. klasör, sayfa 241-244)

Müştekinin dilekçesi ekinde sunmuş olduğu, Tevfik ÖZKILIÇ'ın şahsına karşı işlediği suçu ve BÇG mensubu olarak işlediği suçları itiraf ettiği konuşması olarak belirttiği,bir sayfadan ibaret konuşma dökümanında; "Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde ( AYİM) özel bir kişi ile özel bir görüşme yaptık. Bunların hepsini bir paket ile atacağız. Atma işleminde 4. sınıf öğrenciler var. Yani teğmen olacaklardan başlayacağız. Diğerlerini de peyder pey sürece yayacağız. 3, 2, 1. sınıflardakilerle ilgili. Ajitasyon için asılsız ihbarlar yaptık. Yeter ki siz bir adamdan şüphelenin onun dosyasını doldururuz... biz bazen ajitasyon için asılsız ihbar yapardık... biz adamı usülüne uygun yargılar asarız. Delile ihtiyaç yok biz adamı usülüne uygun yargılarız asarız. Delile ihtiyaç yok. Böyle bir delile ihtiyaç yok.

Harp Okulunda istediğimiz öğrenciyi atarız. Bizim başka yetkilerimiz var. Siz deyin ki bu adam bundan yeter. 5-6 ay içinde atarız onu, yeterki emin olalım biz. Biz burda bir öğrenci için emin olalım. Siz deyin ki bu adam bundan. Delil yok. Hiç gerek yok. Biz onu atarız. Nasıl atarız onu? Yani bize bazen 5-6 aylık bir süreç gerekir sadece adamı atarız... Subayları atmak için delile ihtiyaç yok. Hatta subayı atmak daha kolay. Subaylar için Yüksek Askeri Şuraya gidip atılacaklar için de gerek yok. Yargı yolu kapalı. Kuvvet (KKK) inandıktan sonra subayı atmak daha kolay" ifadelere yer verildiği anlaşılmıştır. (67. klasör, sayfa 240)

198-Müşteki Ömer Faruk CANTENAR'ın şikâyet dilekçesinde özetle;

Halen Genelkurmay Başkanlığı Barış İçin Ortaklık Eğitim Merkezi Komutanlığında Albay rütbesinde İdari Şube müdürü olarak görev yaptığını, Temmuz 2007-Haziran 2008 tarihlerinde yaklaşık bir yıl süre ile Kara Harp Okulunda 1.Öğrenci Taburunda Tabur Komutanlığı görevinde bulunduğunu, bu görevi sırasında istihbarat birimleri tarafından yapılan güvenlik soruşturması neticesinde haklarında olumsuz rapor gönderilen bazı öğrencilerin disiplin puanlarının kasıtlı olarak düşürülerek okuldan atılmaları konusunda 1.sicil amiri Alay Komutanı M. K. ve 2.sicil amiri Kara Harp Okulu Komutanı Tevfik ÖZKILIÇ tarafından verilen emirleri kanunsuz emir ya da konusu suç teşkil eden emir kapsamında değerlendirdiği için 3.sicil amiri olan dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Kurmay Başkanı A. I.’ya yazılı başvuruda bulunduğunu, iddiaları ile ilgili dönemin Kara Kuvvetleri İstihbarat Başkanı B.D. başkanlığında yapılan idari soruşturmada verilen bu hukuksuz emirlerin Kara Kuvvetleri İstihbarat Başkanlığı koordinesinde gerçekleştirildiği ve uygulanmasının sıralı komuta makamları tarafından takip edildiği kanaatine vardığını, böyle bir olayın içinde olmayı hukuki ve vicdani açıdan uygun görmediği için ve dönemin Kara Kuvvetleri Personel Başkanının telkinleri ile Kara Harp Okulundaki görevinden Haziran 2008 tarihinde ayrılmayı isteyerek 4. Kolordu Komutanlığı Karargâhına atandığını,

Bunun üzerine 26 Ocak 2012 tarihinde Bilgi Edinme Kanunu çerçevesinde yapmış olduğu başvuru sonucunda 2008-20012 yılları arasında ''şüpheli-sakıncalı'' personel kategorisine tabii tutulduğunu öğrendiğini, şahsına yapılan bu negatif ayrımcılığın uzun süre devam eden personel güvenlik incelemesinden dolayı olduğunu öğrenmesi üzerine dilekçe ile hakkında başlatılan güvenlik incelemesinin nedenine ilişkin bilgi ve belge talebinde bulunduğunu, bunun üzerine kendisine şüpheli sakıncalı kategoriye ayrılmasına neden olan 2 bilgi notunun gönderildiğini, bunlardan birinin Kara Harp Okulundaki görevinden ayrıldıktan sonra dönemin Kara Harp Okulu Komutanlığınca Kara Kuvvetleri Komutanlığına yazılmış iddialardan ve bunların neticesinde takip kontrol altına alınmasına ilişkin talepten oluştuğunu, o dönemde Kara Harp Okulu Komutanı Tevfik ÖZKILIÇ olduğundan bu iddiaların bu şahıs tarafından Kara Kuvvetleri Komutanlığına gönderildiğini düşündüğünü,

Hakkında olumsuz herhangi bir bilgiye ulaşamayan idarenin kayınpederi ve eşi hakkındaki bir istihbari birimin tuttuğu asılsız fişleme bilgisini aleyhine kullanmak sureti ile şüpheli sakıncalı personel uygulamasının uzun süre devam ettirilmesini sağlayarak bir nevi ceza uygulandığını, bu bilgi notunda belirtilen kayın pederi hakkındaki bilgilerin çarpıtıldığını ve eşi hakkındakilerin de tamamen gerçek dışı olduğunu,

Dönemin Kara Harp Okulu Komutanı Tevfik ÖZKILIÇ'ın hakkında hazırlattığı 14 maddelik bilgi notunda geçen asılsız iddia ve iftiralar ile kayın pederi ve eşi hakkındaki yazılan diğer bilgi notundaki iddialara yönelik hazırlamış olduğu cevabi yazının ekte olduğunu,

Dönemin Kara Harp Okulu Komutanı Tevfik ÖZKILIÇ'ın güvenlik araştırması neticesinde istihbari açıdan haklarında çeşitli olumsuz raporlar bulunan bazı öğrencilerin okuldan atılması için disiplin notlarının kasıtlı olarak düşürülmesi yöntemini kullandığını, okulda disiplini sağlamak ve öğrencileri askeri nizama alıştırmak maksadı ile ihdas edilmiş disiplin puanı uygulamasının Tevfik ÖZKILIÇ'ın emri ile adeta mobbing uygulamasına dönüştüğünü, haklarında olumsuz istihbari rapor olan bazı öğrencilerin negatif ayrımcılığa tabi tutularak disiplin puanlarının sonlandırılması eyleminin zamana yayıldığını böylece öğrencilerin okuldan atılmalarının hukuka uydurulduğunu, Mayıs 2012' de bir internet sitesinde yayınlanan ve Tevfik ÖZKILIÇ'a ait olduğu iddia edilen ses kaydında geçen konuşmadaki hususların kendisinin de katıldığı birçok toplantılarda defaten vurgulanan hususlar olduğunu, ses kaydında ''ajitasyon için asılsız ihbarlarda bulundukları... adamı usulüne uygun yargılayıp astıkları, bunun için delile ihtiyaç olmadığı'' gibi ifadelerin yer aldığını, Harp Okulları Kanunu, Askeri Ceza Kanunu ve Kara Harp Okulu Disiplin yönetmeliği gibi mevzuatın hiçbirinde ''haklarında olumsuz istihbari rapor olan öğrenciler disiplin puanı sonlandırılmak sureti ile okuldan atılır' şeklinde bir hüküm bulunmadığını, ancak Tevfik ÖZKILIÇ'ın irtica ile mücadele etme gerekçesi ile mevzuatta kendisine verilmemiş bir yetkiyi kullanarak bu yönde emirler verdiğini ve bunu da gayet doğal ve hukuki bir uygulamaymış gibi savunduğunu,

Tevfik ÖZKILIÇ'ın hakkında mesnetsiz iddia ve iftiralarda bulunarak şüpheli-sakıncalı personel kategorisine alınmasını sağladığını, hakkında başlatılan personel güvenlik incelemesi sonucunda subaylık onur ve şerefinin lekelendiğini, maddi ve manevi olarak mağdur edildiğini, şüpheli-sakıncalı kategoriye alınması neticesinde amirlerinin olumsuz sicil puanı ve kanaat vermesi nedeni ile sicil sıralamasında geriye düştüğünü, subay sicil yönetmeliğine göre belirtilen bu olumsuz kanaat ile birlikte resmi ve geçerli bir belgenin konması gerekirken sicil amirlerinin muhtemelen idarenin baskısı ile kendilerinin tespit edemediği bir konuda görüş bildirdiklerini, subay sicil belgesinin 1.maddesi olan ''T.C. Anayasasında yer alan Cumhuriyetin Temel Niteliklerine Bağlılığı'' niteliğini ''şüphelidir ya da "bağlı değildir'' seçeneğini işaretlediklerini, bunların sonucunda Tübitak Doktora Araştırma bursu başvurusu ile ilgili herhangi bir işlem yapılmadığını, ingilizce notunun yüksek olmasına rağmen hiçbir yurt dışı göreve seçilemediğini, Tevfik ÖZKILIÇ'ın irtica ile mücadele adına tabur komutanı olduğu ve subay olmasında bölük komutanları ile birlikte bir sakınca görmediği 2 öğrencinin hukuksuz bir şekilde okuldan atılmalarını sağladığını, bu hukuksuzluğu önlemeye yönelik kanuni haklarını kullanarak hakkında yapmış oluğu şikâyete istinaden kendisinin de irticacı olduğu imasında bulunan mesnetsiz iddia ve iftiralarla şeref ve haysiyeti ile oynadığını, şüpheli Tevfik ÖZKILIÇ'ın yargılandığı davaya müdahil olmak istediğini, kişilik hakları ile mesleki onurunu zedeleyen belgeleri düzenlemek sureti ile kendisine iftira atan şahıslar hakkında yasal işlem yapılmasını istemiştir. (130. klasör, sayfa 33-36)

Müşteki kayın pederi ile ilgili olarak ileri sürülen ''Milli Eğitim Bakanlığı eski müfettişlerinden olan kayın pederi H.D.'nın ülkücü görüşleri benimsediği, M. T. grubu Nakşibendi tarikatı mensubu olduğu, milli görüş paralelinde faaliyet gösteren Özel Çağrı Okullarında bir süre görev yaptığı, hali hazırda anılan tarikat kontrolünde bulunan Muraş Eğitim ve Öğretim Hizmetleri A.Ş.'nde çalıştığı'' şeklindeki iddialarla ilgili, kayın pederi H. D.'nin Türk Dili ve Edebiyatı öğretmenliği, Nazilli Eğitim Enstitüsü Müdürlüğü, Manisa İl Milli Eğitim Müdür Yardımcılığı, Yozgat İl Milli Eğitim Müdürlüğü görevlerinin ardından Milli Eğitim Bakanlığı Müfettişliğinden kendi isteği ile emekli olduğunu... kayın pederinin bahsedilen Özel Çağrı Okullarında hiç görev yapmadığını... bir dönem Doğru Yol Partisinden Yozgat Milletvekili adayı olduğunu, 1999 seçimlerinde Milliyetçi Hareket Partisinin seçim çalışmalarında görev aldığını, ardından Devlet Bakanlığında Danışmanlık görevinde bulunduğunu, mütedeyyin bir müslüman ve inancının gereklerini mümkün olduğunca yaşamaya çalıştığını, herhangi bir tarikat veya cemaat üyesi olmadığını, ayrıca hakkında hiçbir yargı kararı bulunmadığını, hiçbir suça karışmadığını,

Diğer taraftan Laik, demokratik ve sosyal bir hukuk devletinin ordusunda görev yapan bir subayın; Kayın pederinin siyasi görüşü ya da dini tercihleri nedeni ile fişlenerek negatif ayrımcılığa tabii tutulmasının da kabul edilebilir bir uygulama olmadığını, subayların eşlerinin ailesi bir siyasi faaliyetin içinde ise veya dini hassasiyetleri mevcut ise bu personel güvenlik incelemesine alınır diye bir hukuki düzenleme olmadığını belirttiği,

Eşi ile ilgili ''Ankara/Ümitköy Anadolu Lisesinde öğretmen olan eşi T. C.'nin modern giyim tarzını benimsediği, Milli Eğitim Bakanlığı çevresinde babası H. D. ile aynı tarikat mensubu olarak bilindiği'' şeklindeki iddialarla ilgili olarak müşteki, eşinin Erciyes Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünden 1984 yılında 3.lük ile mezun olduğunu, sırası ile Çankırı, Ankara, Kırşehir ve Kayseri' de görev yaptığını, halen Ankara Ümitköy Anadolu Lisesinde Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni olarak görev yaptığını, haftada 26 saat derse giren, bazı resmi törenleri düzenleyen, şiir dinletisi, mezuniyet töreni gibi etkinliklerde aktif olarak görev alan eşinin eğitim öğretim yılında oldukça yoğun olarak çalıştığını, bu yorgunluğun ardında kalan zamanını 7 yaşındaki kızına ve evine ayırdığını, iddiada belirtilen tarikatla veya diğer bir dini tarikat ve cemaatle hiçbir ilgisi ve bağının bulunmadığını belirtmiştir. (130. klasör, sayfa 3-12)

Müştekiye yönelik ileri sürülen iddiaların niteliği dikkate alındığında müştekinin eşi ve kayın pederinin anayasa, kanunlar ve Uluslar arası sözleşmeler ile teminat altında bulunan suç teşkil etmeyen yaşamlarının sorgulanarak asılsız iddialarla müşteki aleyhine kullanılmaya çalışıldığı kanaatine varılmaktadır.


Yüklə 11,37 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   135   136   137   138   139   140   141   142   ...   178




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin