Tefsir ekolleri I. Cİlt ilk Müfessirler, Rivayet Ekolü, Rivayet Tefsirleri



Yüklə 7,5 Mb.
səhifə58/168
tarix07.01.2022
ölçüsü7,5 Mb.
#86767
1   ...   54   55   56   57   58   59   60   61   ...   168
3- Ubeyy b. Ka’b

Allah Rasülü’nün (s.a.a) ashabından Ebu’l-Minzir, Ubeyy b. Ka’b b. Kays, Medineliydi ve Ensar’dandı. Zerkuli onu tanıtırken şöyle demektedir: “İslam’dan önce Yahudi bilgilenlerindendi ve eski kitaplardan haberdardı. O zamanlar yazar sayısı az olmasına rağmen o yazabiliyor ve okuyabiliyordu. Müslüman olduğunda vahiy kâtiplerinden biri tayin edildi. Bedir, Uhud, Hendek ve diğer savaşlarda Allah Rasülü’yle birlikteydi. O hayattayken fetva veriyordu.”615

Şeyh Tusi onun hakkında şöyle buyurmuştur: “... Vahyi (Allah Rasülü’ne -sallallahu aleyhi ve alihi- nazil olan ayetleri) yazıyordu. Peygamber (s.a.a) onunla Said b. Zeyd arasında kardeşlik tesis etmişti. Bedir ve ikinci Akabe’de616 hazır bulunmuş ve Allah Rasülü’ne (s.a.a) biat etmişti.617

Ömer’in hükümeti zamanında mı (19 veya 21 ya da 22 yılı), yoksa Osman’ın iktidarı sırasında mı (30 veya 32 yılında) vuku bulduğu tartışmalı Ubeyy b. Ka’b’ın vefat yılı üzerinde ihtilaf vardır. Ama çoğunluk bunun Ömer’in hükümeti zamanında olduğunu söylemiştir.618



Hisal ve İhticac’daki bir rivayete göre o, Ebubekir’in hükümete gelmesi ve İmam Ali’nin (a.s) önüne geçmesini reddeden on iki kişiden biriydi.619

Tabersi’nin (r.h) İhticac’da zikrettiği rivayetin bir kısmı şöyledir: “Ey Ebubekir, Allah’ın senden başkası için kararlaştırdığı hakkı inkâr etme, kendi vasisi ve seçtiği kişi konusunda Peygamber’e (s.a.a) itaatsizlik eden ve sırt çeviren ilk kişi olma. Hakkı ehline iade et ki selamette kalasın. Yoldan çıkmayı sürdürme, yoksa pişman olursun. Geçmişine dön ki günahın hafiflesin. Kendini, Allah’ın senin için kararlaştırmadığı işe mahsus kılma ki amelinin vebaline maruz kalmayasın. Bulunduğun şeyden kısa süre sonra ayrılacak ve Rabbine yürüyeceksin. O da seni irtikâp ettiğin cinayetten hesaba çekecektir. Rabbin kullarına zulmedecek değildir.”620

Muhakkik Tüsteri şöyle demiştir: “Süleym b. Kays kitabında ve İbn Ebi’l-Hadid Şerhu Nehci’l-Belaga’da Bera b. Azib’ten rivayet ettiğine göre Ubeyy, tıpkı Selman, Ebuzer ve benzerleri gibi Ebubekir’e biatten imtina etti.”621

Mamekani, İbn Şehrâşub’tan, o da Allah Rasülü’nden (s.a.a) Ubeyy’e şöyle hitap ettiğini nakletti:

Allah bana, sana kıraat etmemi emir buyurdu. Ubeyy arzetti: “Ey Allah Rasülü -annem babam sana feda olsun- orada adım geçti mi?” Hazret buyurdu: “Evet, isim ve nesebinle.” Bunun üzerine Ubeyy’i titreme tuttu. Allah Rasülü onu sakinleşmesi için göğsüne bastırdı...622

İmam Sadık’tan (a.s) şöyle rivayet edilmiştir: “Biz Ubeyy’in kıraatine uygun olarak okuyoruz.”623

Her ne kadar sözkonusu rivayetlerin senedi teknik açıdan ve rical ilminin ıstılahı bakımından sahih değilse de sayısının çokluğuna ve bunlara muhalif ve muarız kimsenin bulunmadığına bakınca Ubeyy b. Ka’b’ın Allah Rasülü’nün (s.a.a) mümtaz sahabesinden olduğu, Hazret’in irşad ve talimatlarına sadık ve sımsıkı bağlı bulunduğu, Ebubekir’in hilafetine karşı çıktığı ve Müminlerin Emiri’nin (a.s) imametine taraftar olduğu değerlendirmesine güven hâsıl olmaktadır.

Onun güvenilirliği de Şii ve Sünnilerin ittifak ettiği bir konudur. Ehl-i Sünnet nezdinde onun sahabe olması güvenilir olması için kafidir. Şii âlimlerden de ünlü rical uzmanı Mamekani, övgü ve iftihar rivayetlerine dayanarak onu iyi, hatta mevsuk kabul etmişlerdir.624

Rical kitaplarında Ubeyy için müfessir ünvanı kullanılmamıştır. Ama tefsir kitaplarında, onun müfessir olduğunu ispatlamaya yetecek çok sayıda tefsir rivayeti ve görüş ondan nakledilmiştir. Bu sebeple o, sahabe asrının müfessirlerinden biri sayılmıştır.625 Ubeyy’in tefsire ilişkin görüşleri, onun tefsir ekolünü veya metodunu tanıyabileceğimiz ve tanıtabileceğimiz miktarda elimizde yoktur, ama tefsir rivayetleri ve görüşlerinden bazı örnekler şöyledir:

1. Şeyh Tusi, “Güneş dürüldüğü (...) Denizler kaynadığı”626 ayetlerini tefsir ederken Ubeyy b. Ka’b ve başkalarından şöyle nakletmiştir:

كُوِّرَتْkelimesine “ذهب نور ها(ışığı yokoldu); “سُجِّرَتْkelimesine de “اوقدت فصارت نارا(yükseldi ve ateşe dönüştü) manasını vermişlerdir.627

2. Ebu’l-Fütuh Razi de Tekvir suresinin tefsirinde şöyle zikretmiştir:

Ubeyy [b] Ka’b dedi ki: “Kıyametten önceki kıyamet alametlerinin altı ayeti olmalıdır: Biri, insanlar çarşı pazarda işleriyle meşgulken birden güneşin aydınlığının gitmesidir. Bunun üzerine güneşe ne olduğu üzerine düşünmeye başlarlar. Ortaya çıkması beklenen yıldız da düşmektedir. O halde dağlar yere doğru yürür ve yer sarsılır, ıztırap çeker ve yanmaya başlar. Cinler ve insanlar kaçışırlar. İnsanlar cinlerle, yaratıklarla, hayvanlarla ve kuşlarla karmakarışık olurlar. Tıpkı Allah Teâla’nın sözünde olduğu gibi: ‘Vahşi hayvanlar biraraya toplandığında’. Bu haldeyken cinler insanlara der ki: ‘Biz gidip size haber getirelim.’ Giderler ve ateşe verilmiş denizleri görürler. Nitekim Yüce Allah şöyle söylemiştir: ‘Denizler kaynadığında’. Yerlerin yedi kata kadar yarıldığı ve göklerin yedi kata kadar yarıldığı bir haldedirler. Rüzgârın herşeyi yokettiği bir durumdadırlar.”628

İbn Kesir ve Suyuti de bu tefsirin muhtevasını Ubeyy’den nakletmişlerdir.629

3. Ebu’l-Fütuh “O gün sarsan sarsacak. Ardından da ikinci sarsıntı gelecek”630 ayetlerinin izahında Ubeyy b. Ka’b’tan şöyle rivayet etmiştir:

Gecenin bir çeyreği geçmişti ki Allah Rasülü (s.a.a) ayağa kalktı ve seslendi: “Ey insanlar, Allah’ı zikredin, çünkü sarsıntı geldi ve onun ardından ikinci bir sarsıntı. İçinde de ölüm.”631 Yani “sarsıntı”yı, ölüm ve onun güçlükleriyle tefsir etmiştir.

4. “Andolsun ki sana ikinciden yediyi verdik.”632 ayet-i şerifesini tefsir ederken Ubeyy’den şöyle nakledilmiştir:

Allah Rasülü (s.a.a) buyurmuştur ki: “Âlemlerin Rabbine hamdolsun” ikincinin yedisidir.633

Bu rivayette “ikinciden yedi”, “Âlemlerin Rabbi” ile yani Fatiha suresiyle tefsir edilmiştir.

Dolayısıyla Ubeyy’in mevsuk bir müfessir olduğunda hiçbir tereddüt yoktur. Fakat “müfessir sahabelerle ilgili ortak noktalar”da beyan edilenler gözönünde bulundurulduğunda Zehebi’nin onun tefsirdeki makamına dair “Ubeyy b. Ka’b, Allah’ın kitabını en iyi bilen sahabelerdendi”634 sözünün doğru olmadığı ortaya çıkmaktadır. Çünkü muteber bir delile sahip olmamasına ilaveten ve Zehebi’nin Hz. Ali (a.s), İbn Mesud ve İbn Abbas’ın ilmi konumuna dair belirttiği şeylere itirazlar geldiği hesaba katıldığında Kur’an’ın tüm manalarını bilen müfessirlerle sınırlı olduğuna delalet eden Nebiyy-i Ekrem (s.a.a) ve onun vasilerine dair rivayetler bu sözün geçersizliğini açıkça göstermektedir.635 Yok eğer maksadı, Hz. Ali, İmam Hasan ve İmam Hüseyin’den (a.s) sonra sahabeden Kur’an’ı en iyi bilen olduğu ise bu durumda da bu iddiayı kanıtlayacak muteber delil sunmak onun görevidir.




Yüklə 7,5 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   54   55   56   57   58   59   60   61   ...   168




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin