Osmanlı Devleti’nin idaresi altında değişik din ve milliyetlere mensup topluluklar yaşamaktaydı. Bu toplulukların her biri Osmanlı çatısı altında olmaktan memnunlardı. Fakat Yakınçağ’da Avrupa ülkelerinin kuvvetlenmesi ve Osmanlı ülkesinde yaşayan farklı dinî ve etnik gruplara el atmaları, bu toplulukların Türkler dışında her birinin devlet aleyhinde faaliyet göstermesine sebep oldu. Bu ayrılıkçı faaliyetlerde din ve milliyet faktörleri etkili oldu. Fransız İhtilali ile yayılan milliyetçilik fikirlerinin etkileri ve Rusya’nın kışkırtmalarıyla önce Balkan milletleri istiklal mücadelesine giriştiler. Doğu’da ise Ermeniler ayrılıkçı hareketlere başladılar.
Osmanlı Devleti’nin idaresi altında değişik din ve milliyetlere mensup topluluklar yaşamaktaydı. Bu toplulukların her biri Osmanlı çatısı altında olmaktan memnunlardı. Fakat Yakınçağ’da Avrupa ülkelerinin kuvvetlenmesi ve Osmanlı ülkesinde yaşayan farklı dinî ve etnik gruplara el atmaları, bu toplulukların Türkler dışında her birinin devlet aleyhinde faaliyet göstermesine sebep oldu. Bu ayrılıkçı faaliyetlerde din ve milliyet faktörleri etkili oldu. Fransız İhtilali ile yayılan milliyetçilik fikirlerinin etkileri ve Rusya’nın kışkırtmalarıyla önce Balkan milletleri istiklal mücadelesine giriştiler. Doğu’da ise Ermeniler ayrılıkçı hareketlere başladılar.
Anadolu’daki Rumlar ise, Yunan işgali sırasında batı Anadolu Bölgesinde ve Karadeniz Bölgesinde Türklere karşı terör eylemlerine giriştiler, işgal kuvvetlerine yardım ettiler.
Azınlıkların bu faaliyetleri de devletin yıkılışının sebeplerinden birisi olmuştur.
Avrupa’da Çeşitli Alanlarda Görülen Gelişmelerin Osmanlı Devleti’ne Olumsuz Etkileri
Avrupa’da Çeşitli Alanlarda Görülen Gelişmelerin Osmanlı Devleti’ne Olumsuz Etkileri
Güçlü Devletlerin Osmanlı Devleti Üzerindeki Emelleri ve Uyguladığı Baskılar
Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun Osmanlı Devleti Üzerindeki Emelleri
Almanya’nın Osmanlı Devleti Üzerindeki Emelleri
İtalya’nın Osmanlı Devleti Üzerindeki Emelleri
Amerika’nın Osmanlı Devleti Üzerindeki Emelleri
Kendi dinamiklerinin dışında, özellikle Avrupa kıtasında XV. Yüzyıldan itibaren çeşitli alanlarda görülen gelişmelerin Osmanlı Devleti’nin yıkılışında dolaylı olarak etkili olduğu görülmektedir. Avrupa’da görülen bu gelişmeler Coğrafi Keşifler, Rönesans, Reform hareketleri, Aydınlanma çağı, Sanayi İnkılabı, Fransız İnkılabı ve sonrasında tüm dünyayı etkileyen milliyetçilik akımı gibi gelişmeler Osmanlı Devleti’ni ekonomik, siyasi, askeri, sosyal ve beşeri yönlerden olumsuz yönde etkilemiştir.
Kendi dinamiklerinin dışında, özellikle Avrupa kıtasında XV. Yüzyıldan itibaren çeşitli alanlarda görülen gelişmelerin Osmanlı Devleti’nin yıkılışında dolaylı olarak etkili olduğu görülmektedir. Avrupa’da görülen bu gelişmeler Coğrafi Keşifler, Rönesans, Reform hareketleri, Aydınlanma çağı, Sanayi İnkılabı, Fransız İnkılabı ve sonrasında tüm dünyayı etkileyen milliyetçilik akımı gibi gelişmeler Osmanlı Devleti’ni ekonomik, siyasi, askeri, sosyal ve beşeri yönlerden olumsuz yönde etkilemiştir.
Avrupa ülkeleriyle ekonomik ilişkiler ekseninde ortaya çıkan kapitülasyonlar meselesi de zamanla siyasi ve iktisadi açıdan Osmanlı Devleti’ni kuşatan önemli bir sorun haline geldi. Ayrıca anakarası bugünkü Anadolu toprakları olan Osmanlı Devleti için bu coğrafyanın sahip olduğu jeopolitik konumun sahip olduğu önem de zamanla bir sorun haline geldi.
Yakınçağ’da Osmanlı siyasi literatürüne “Düvel-i Muazzama” diye geçen bir takım devletler vardı. Bu büyük dünya devletlerinden biri hariç diğerleri Avrupa’da bulunuyordu. Bu devletler: İngiltere, Rusya, Fransa, Almanya, A.B.D, İtalya, Avusturya-Macaristan’dı.
Yakınçağ’da Osmanlı siyasi literatürüne “Düvel-i Muazzama” diye geçen bir takım devletler vardı. Bu büyük dünya devletlerinden biri hariç diğerleri Avrupa’da bulunuyordu. Bu devletler: İngiltere, Rusya, Fransa, Almanya, A.B.D, İtalya, Avusturya-Macaristan’dı.
Bu batılı devletler, Türklerle tarihin derinliklerinden gelen eski sorunları da kapsayan bir kavramı ilk defa “şark meselesi” ifadesiyle XIX. Yüzyılın başından itibaren telaffuz ettiler. Aslında bu kavramla batılı güçlü devletler Türklerle tarihi hesaplaşmalarının bir bakıma adını koymuş oluyorlardı. Şimdi özetle bu devletlerin Osmanlı Devleti ile olan ilişkilerine temas edelim.
Türklerle İngilizlerin ilk karşılaşmaları Haçlı Seferleri sırasında oldu. Bu nedenle ilk Türk-İngiliz ilişkileri düşmanca başlamıştır. XVI. yüzyılın ortalarında başlayan İngiliz-İspanyol rekabeti, İngilizleri Türklere yaklaştırdı. Bu ilişkiler sırasında ilk İngiliz elçisi W. Harebone, 1583’te İstanbul’a geldi ve III. Murat tarafından kabul edildi.
Türklerle İngilizlerin ilk karşılaşmaları Haçlı Seferleri sırasında oldu. Bu nedenle ilk Türk-İngiliz ilişkileri düşmanca başlamıştır. XVI. yüzyılın ortalarında başlayan İngiliz-İspanyol rekabeti, İngilizleri Türklere yaklaştırdı. Bu ilişkiler sırasında ilk İngiliz elçisi W. Harebone, 1583’te İstanbul’a geldi ve III. Murat tarafından kabul edildi.
İngiltere, XVII. yüzyıl boyunca İspanya, Fransa ve Portekiz ile olan sömürgecilik rekabeti ve Türkiye’deki kârlı ticareti sebebiyle Osmanlı Devleti ile iyi ilişkiler kurmaya özen gösterdi. XVIII. yüzyıl boyunca Osmanlı Devleti’yle iyi ilişkilerini sürdüren İngiltere, bu yüzyılın sonunda Fransa’yla rekabeti dolayısıyla Osmanlılar karşısında Rusların yanında yer aldı. 1768-1774 Osmanlı-Rus savaşı sırasında Rusların Baltık donanması İngiliz subay ve denizcilerinin yardımıyla Akdeniz’e gelebilmişti.