Türkiye’de bilgi hizmetlerinde görevli personelin tanım, görev ve yetkilerine ilişkin ayrıntılı bir yasal düzenlemenin bulunmayışının pek çok soruna yol açtığı ve mesleğin statüsünü olumsuz yönde etkilediği sıkça öne sürülmektedir. Ancak doğrudan bir yasal düzenlemenin olmayışı konuya ilişkin hiç yasal düzenlemenin olmadığı anlamına gelmemektedir. Örneğin bir ülkeni anayasası dahi içerdiği hükümler nedeniyle bilgi hizmetleri üzerinde doğrudan etkili olabilir. Soysal (1997) “yasa olgusu ve kütüphane kurumu” hakkındaki yazısında 1961 Anayasası hazırlık çalışmaları sırasında Anayasa Ön Tasarsı alarak hazırlanan metinde TRT’nin yanı sıra müze, devlet konservatuarları, devlet opera ve tiyatroları ile kütüphanelere özerklik verilmesi yönündeki eğilimi ve buna karşı olan görüşleri ele almaktadır.
Öte yandan kurumsal bazda düzenlemeler söz konusudur. Öte yandan kurumsal bazda düzenlemeler söz konusudur. Örneğin Milli Kütüphane ve Meclis Kütüphanesinin kendi kütüphane hizmetlerine ilişkin yasal düzenlemeleri vardır. Çeşitli tarihlerde Halk Kütüphaneleri Yasası ya da genel bir Kütüphane Yasası çıkarılması için kütüphanecilerin çeşitli girişimleri olmuştur. - Bunlardan ilk akla geleni 23-25 Şubat 1988 tarihinde Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğü’nün girişimiyle yapılan yasal düzenlemeler,standartlaşma konusundaki komite toplantılarıdır.
- 8 ayrı komitede 60 uzmanın katılımıyla iki yasa ve altı standart taslağı hazırlanmıştır. Yasa taslakları:
- Halk Kütüphaneleri Kanunu
- Kütüphaneler Arası İşbirliği Kanunu
23-25 Şubat 1988 tarihinde Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğü’nün girişimiyle hazırlanan standart taslakları da aşağıdaki alanları kapsamaktadır. 23-25 Şubat 1988 tarihinde Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğü’nün girişimiyle hazırlanan standart taslakları da aşağıdaki alanları kapsamaktadır. Kitap (koleksiyon) Personel ve insan gücü planlaması - Teftiş/donatım- iç mimari
- Basılı malzeme
Bina ve kütüphane planlaması Bütçe
Olumlu sayılabilecek bu taslaklar, gerekli yasal süreç tamamlanamadığı için yürürlüğe konamamıştır. En son 1997’de Türk Kütüphaneciler Derneğinin hazırladığı Bilgi ve Belge Hizmetleri Yasa Tasarısı Kültür Bakanlığına sunulmuş ve sonuç alınamamıştır.
Bununla birlikte bilgi hizmetlerini dolaylı olarak ilgilendiren çeşitli yasal düzenlemeler söz konusudur. Bu yasalardan en önemlilerinden birisi, kamu sektöründe bilgi hizmetleri sektöründe çalışanların önemli bir bölümünün tabi olduğu; - 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ve bu yasal düzenlemeye dayalı olarak çıkartılan,
- tüzük ve yönetmelikler, devlet memuru olarak bilgi merkezleri ve kütüphanelerde çalışan profesyonelleri etkilemektedir.
Mevzuat konusunda dikkate alınması gereken önemli bir nokta, mevzuattaki değişim ve yeniliklerdir. Mevzuat konusunda dikkate alınması gereken önemli bir nokta, mevzuattaki değişim ve yeniliklerdir. Çeşitli toplumsal ve ekonomik etkenlere bağlı olarak, mevzuatta da çeşitli yenilik ve değişikliklere gereksinim duyulmaktadır. Özellikle 1982 Anayasasından sonra Türk kamu yönetimi anlayışında önemli değişiklikler olmuş ve bu anlayış memur kesiminde de yankı bulmuştur. 1982 Anayasasının yapısındaki eğilimlerin, daha sonraki mevzuat değişikliklerine belirgin olarak yansıdığı görülmektedir. 1990’lı yıllarda ise durum değişmeye başlamıştır. Çoğulcu demokrasinin gereği olan memurlara sendika konusu gibi alanlar tartışma konusu olmuştur.
Mevzuat, bilgi hizmetleri için acaba nasıl bir öneme sahiptir? Bu sorunun yanıtlanabilmesi için öncelikle politika, bilgi politikası, ulusal bilgi politikası gibi kavramlara değinmek gerekmektedir. Politika, bir amacı gerçekleştirmeye yönelik eylemelere yöne veren ilke ve stratejiler olarak tanımlanmaktadır.
Bilgi politikası da, bilgi kaynakları, hizmetleri ve sistemlerinin geliştirilmesi ve kullanılması için gerekli plan ve stratejilerin tasarımına kılavuzluk edecek politikalar demeti olarak tanımlanabilir (Montviloff, 1990). Bilgi politikası da, bilgi kaynakları, hizmetleri ve sistemlerinin geliştirilmesi ve kullanılması için gerekli plan ve stratejilerin tasarımına kılavuzluk edecek politikalar demeti olarak tanımlanabilir (Montviloff, 1990). Bilgi politikaları kurumsal, ulusal, bölgesel ve uluslar arası düzeyde uygulamaya sokulabilir. Bunlardan ulusal düzeydeki planlara Ulusal Bilgi Politikası adı verilmektedir.
Bilgi sistemleri ile ilgili olarak ulusal bir politika saptanmasının temel varsayımı şudur: Bilgi sistemleri ile ilgili olarak ulusal bir politika saptanmasının temel varsayımı şudur: - Eğer kamu ve özel sektördeki planlamacılara, karar verme organlarına, yöneticilere ve araştırmacılara konularıyla ilgili doğru ve günce bilgi saplanabilirse verimlilikleri ve etkinlikleri artacak, bu durumdan da bütün toplumsal kesimler olumlu yönde etkilenecektir.
Dostları ilə paylaş: |