Tkip kuruluş Kongresi Belgeleri



Yüklə 1,03 Mb.
səhifə69/78
tarix30.07.2018
ölçüsü1,03 Mb.
#64277
növüYazı
1   ...   65   66   67   68   69   70   71   72   ...   78

Engels, bir programdaki her fazla söz, her ayrıntı, o programı zayıflatır, diyor. Lenin Ekim Devrimi gerçekleşene kadar bu bakışaçısma bağlı kalıyor. Ama bakıyoruz, devrimden sonra, Bolşevikler iktidarda iken, yeni bir program kaleme alıyorlar; tutup bu programda ayrıntılara, bir takım açıklamalara ve tartışmalara yer vermek ihtiyacı duyuyorlar. Kendine göre nedenleri var, onlara fazlaca girmiyorum. Zira programı, aynı zamanda devrimini yapmış Rusya işçi sınıfının ne yapmak istediğinin, neyi nasıl yapmak istediğinin batılı işçilere propaganda edilmesinin bir vesilesi de sayıyorlar. Ve propagandaya kaçtıkları ölçüde de geniş tutabiliyorlar.

Bir de Komintern Programı var; fazlasıyla geniş, yer yer ayrıntılar içeren bir program bu. Bu programın genişliğinin(230)gerisinde, bir yanıyla bir dünya programı olması var. Çok değişik gelişme aşamalarında bulunan, çok değişik tarihsel görevlerle yüzyüze olan toplumları temsil eden partilerin temel alacağı bir genel çerçeveyi verme kaygısı taşıdığı ve bütün bu değişik durumları karşılayan çok şeyi içerdiği ölçüde, sonuçta bu denli geniş olabiliyor.

Ama tek gerekçesi bu değil kuşkusuz. İncelendiği zaman da görülecektir, Komintern Programı çok büyük bir ölçüde aynı zamanda bir açıklama metnidir. Yer yer uzun çözümlemeler yapan bir metindir. Bir takım şeyleri gerekçelendirme metnidir. Bundan belli yararlar umulabilmiş. Ne tür yararlar umulmuştur, bunun üzerine ayrıca tartışılabilinir.

Ama ben, Engels’in ve Lenin’in bir programdaki her fazlalık, her açıklama girişimi, o programı zayıflatır şeklindeki düşüncesinin sonuçlarını, örneğin Komintern Programı üzerinden de görüyorum. Bu çok kolay hakim olunabilen bir program değil. Ancak çok dikkatli izlenirse, her bir bölümü üzerinde özel bir tarzda durulursa, gerçekten programatik mantığı, anlatılmak istenen öz yakalanabiliyor. Yoksa bir kitap gibi okunduğu zaman, defalarca okunsa ve içinde çok ilginç şeyler bulunsa bile, bir program sistematiği içerisinde özünü yakalamak kolay olmayabiliyor. Ve bu, bir programın anlaşılmasını zora da sokabiliyor. Biz onu çok özel bir ilgi ile okuyoruz, ama biz marksistleriz, nihayetinde onu bir kaynak sayıyoruz, biz o emeği, o sabrı gösteriyoruz. Fakat bir programın aynı zamanda emekçilere hitap eden bir belge olduğu düşünüldüğü zaman, Komintern Programı’nın bu şişkinliğinin onu zayıflatan etkisini insan kendi özdeneyimiyle de görebiliyor.

Klasik programlar fazlasıyla kısaydı. Lasalcıların ilk programı dokuz-on satırlık bir paragraftan oluşuyor. Ünlü Gotha Programı yaklaşık iki sayfalık bir metindir. Erfurt Programı biraz daha fazladır, 4-5 normal kitap sayfası kapsamındadır. Lenin’in Rusya için kaleme aldığı bir taslak program var, döne döne(231)örnek veriyorum, oldukça kısa bir metindir. Plehanov’un program taslağı Lenin’inkinden daha geniştir, ama yine de kısa bir metindir. Ama Lenin Plehanov’un kaleminden çıkan bu programı yorumlarken, bakın ne diyor: “Taslak, kelimenin asıl anlamında bir programdan mütemadiyen bir yoruma geçmektedir. Program kısa, gereksiz sözcükler içermeyen tezler sunmalı ve açıklamasını yorumlara, broşürlere ve ajitasyona vs. bırakmalıdır. Bu nedenle Engels, Erfurt Programı na gayet haklı olarak uzunluğu, ayrıntılı oluşu ve tekrarlarıyla bir yoruma dönüştüğü suçlaması getirmiştir.” (S.E., C.2, ínter Yay., s.234 -Red.)

Erfurt Programı’na bakıyoruz; Engels’in, uzun olduğundan, yorumlar içerdiğinden, fazla söz içerdiğinden yakındığı bu program 4-5 kitap sayfası tutarındadır. Lenin’in burada, bir programdan mütemadiyen yoruma geçmektedir, ortaya koyduğu tezleri mütemadiyen gerekçelendirmektedir, fazla sözcük içermektedir dediği Plehanov’un programına bakıyoruz, gerçekte bugünün ölçüleriyle fazlasıyla kısa olduğunu görüyoruz.

Ve gene Lenin’in Plehanov’un programına yönelttiği eleştirilere ilişkin kenar notlarına bakıyoruz; kelimeler üzerine bile süren tartışmalar görüyoruz. Bu kelime burada hiçbir şey eklemiyor, o halde çıkarılmalıdır. Bir cümledeki herhangi bir kelime bu. Bilmem şuradaki şu vurgu gereksizdir, çünkü o vurgu falanca yerde zaten var... Yani bir maddede bir vesileyle bir biçimde konulan bir şeyin bir başka yerde hiçbir biçimde tekrar edilmemesine ilişkin bir titizlik görüyoruz burada. Bu belki biraz fazla aşırı bir titizlik örneğidir, onu bir yana koyuyorum ama, bizim burada çıkarmamız gereken genel bir sonuç var. Bir program, mümkün mertebe kısa ve özlü olmalıdır; genel esasları, temel tezleri içermelidir.

Oysa Türkiye solundaki program geleneğine bakıyoruz, tümüyle farklı bir şey görüyoruz. Sol hareket bir program bilincinden, bir program ciddiyetinden yoksundur, dedik. Bu ciddiyetsizlik kendini kaleme alınan programların yapısında da(232)gösteriyor. Birçok program uzun uzun Türkiye’de kapitalizmin 19. yüzyılın ortasından itibaren nasıl da gelişmeye başladığını, hangi safhalardan nasıl geçtiğini anlatıyor. TDKP programının ikinci bölümü mesela, olduğu gibi Türkiye’nin tarihinin bir anlatımıdır. Hiçbir programda böyle bir şey bulamazsınız. Öteki programlarda da böyle. Görebildiğim kadarıyla bu bizde sol harekette bir gelenek haline de gelmiş. Herkes Türkiye kapitalizminin gelişmesini, dolayısıyla Türkiye’nin özellikle Tanzimatla başlayan ve günümüze gelen tarihinin belli kritik safhalarını kendi programı içerisinde tanımlama ihtiyacı duymuş. Bir tarihsel değerlendirmeyi içeriyor bunlar.

Bizim Platform Taslağı’mızda da böyle bir şey var, ama bu zaten bir program değil. Biz Türkiye’nin sosyo-ekonomik yapısına ilişkin bir çözümleme ortaya koyma ve devrimin karakterine ilişkin bir gerekçelendirme çabası içerisinde yaptık bunu. Bir program değil, bir program formu değil zaten bizim Platform Taslağı’mız. Türkiye’nin tarihine ilişkin olarak programda söylenecek söz yoktur, olamaz. Program varolandan hareket eder. Varılan bir yer var, oluşan ilişkiler var ve bunun kendi içinde taşıdığı sorunlar ve çelişkiler var. Bir program bunu ortaya koyar ya da bundan hareket eder. Peki bu varolanın böyle olduğu ne ile kanıtlanacaktır? O, programın gerekçelendirilmesiyle kanıtlanacaktır. Türkiye tarihi üzerine çözümlemelerimizle, değerlendirmelerimizle kanıtlanacaktır ya da zaten kanıtlanmıştır. Biz sadece bu kanıtlamalardan çıkarılmış sonuç neyse, onu koyacağız ve öylece bırakacağız. Bu şuradan çıktı, şuradan gelişti, bunlara yer vermeyeceğiz.


Yüklə 1,03 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   65   66   67   68   69   70   71   72   ...   78




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin