Tkip kuruluş Kongresi Belgeleri


****************************************************



Yüklə 0,7 Mb.
səhifə15/51
tarix26.07.2018
ölçüsü0,7 Mb.
#59251
növüYazı
1   ...   11   12   13   14   15   16   17   18   ...   51

****************************************************

III- Sistemin iç çelişkileri ve emperyalist rekabet

Derinleşen kriz emperyalistler arası rekabeti kızıştırıyor

Emperyalist-kapitalist sistem ikinci emperyalist savaş sonrasında kendi iç çelişkilerini dizginlemeyi ve üstünü örtmeyi başardı. Ekim Devrimi’nden sonra bunu başaramamışlardı. Birleştirici bir güç yoktu. Savaş hegemonya sorununu çözememişti.

İkinci emperyalist savaşın sonunda Ekim Devrimi’nin açtığı cephe genişledi. Bundan sonra aynı hataya düşmenin pahalıya mal olacağını gördüler. 1945’ten bu yana çok akıllıca davrandılar. Sürekli zirveler düzenliyorlar, kapalı kapılar arkasında konuşuyorlardı. İyi anlaşıyorlar, birbirlerinin ayağına basmıyorlardı. Afrika kıtasında Fransa’nın yaptıklarına kimse sesini(56)çıkarmadı. ABD Latin Amerika kıtasında günübirlik askeri darbeler düzenliyordu. Fransa insan hakları adına en fazla gevezelik yapan güçlerden biriydi, hiçbir şey söylemedi.

Şimdi bu dönem geride kaldı. Bu dönemin geride kalması Sovyetler Birliği’nin dağılmasına tekabül etmiyor. Bu çelişkilerin politik bağlamdaki tezahürü yeni. Daha ‘60’lı yılların sonlarında ticari anlaşmazlıklar dışa vurdu. Ancak uzlaşma ortamı yaratabildiler, birbirine taviz vererek işi geçiştirdiler. Ama bugün ticari ve ekonomik düzeydeki rekabet keskinleşti. Krizin derinleşmesiyle birlikte rekabet daha da kızışıyor. Buna bir de son dönemde politik çelişkiler eklendi. Sorunun askeri boyutuna henüz gelinmedi, ama gelişmelerin mantığının son aşaması budur. Şu anda politik olarak birbirleriyle anlaşamıyorlar. Yani aralarındaki çelişkiler bir aşama daha yükseldi.

Japonya ayrı bir baş çekiyor, Almanya ayrı bir baş çekiyor, ABD ayrı bir baş çekiyor. Bir de Rusya var, ama Rusya tek başına henüz bir baş çekemiyor. Çin iddialı. Latin Amerika’nın bir gücü yok. Özellikle son birkaç aydır, krizin etkilerinin hissedilmesiyle birlikte, gruplaşmalara niyetleniyorlar. ABD bize vaadlerde bulunmuştu, ALENA antlaşması şunları öngörüyordu, hiçbir şey olmadı diye sitem ediyorlar. Fakat bu gruplaşmalardan da bir şey çıkmaz. Sonuçta her biri ABD’nin piyonu.

Afrika kıtasının durumuna daha önce değinmiştim. Güney Afrika dışında sözü edilebilir bir güç yok bu kıtada.

Japonya önemli bir güç. Ama politik ve askeri bir güç değil, sadece iktisadi bir güç. Özellikle ABD ile sorunları olan kutuplardan biri. Japonya salt ihracata dönük üretim yapıyor, ABD pazarını doğrudan hedefliyor. Bu nedenle ABD’nin ticari dengeleri bozulmuş durumda. ABD bu açığın kapanması için Japonya’ya baskı yapıyor, mal almasını istiyor. Fakat Japonya iç pazarını kapalı tutuyor. ABD savaş sonrası dönemde buna göz yummak zorunda kaldı, ancak artık başa çıkamıyor. Japonya(57)ekonomisi ihracat temeline dayanıyor ve yavaş yavaş yayılıyor. Asya kıtasında önemli yatırımlar gerçekleştirdi, kendisine pazar açtı. Endonezya, G.Kore, Tayland, Singapur, Malezya, Çin vb. gibi ülkelerle yoğun ilişkileri mevcut. İran’a kadar uzandı ve Rusya’da da yatırımları var. Ama bu yayılmayı politik alanda ses çıkarmadan yapıyor. Hep iktisadi alan üzerinden yayılıyor. Komşularının çökmesi sonucu Japonya zor duruma düştü. Endonezya ve G. Kore’den, yaptığı yatırımların, verdiği borçların karşılığı geri gelmiyor. Yaptığı yatırımlar zaten sekteye uğradı, oradaki pazarlar kilitlendi. Bu üç neden biraraya gelince, Japonya zor duruma düştü. Birçok banka iflas etti, bunları birleştirmek zorunda kaldılar. ABD Japonya’nın bu sıkışmış durumundan faydalanmaya çalışıyor. Madem sıkıntıdasın, pazarını benim ürünlerime aç diyor. Zor durumda olmasına rağmen Japonya, kapitalist düzenin genel selameti için, elindeki 320 milyar değerindeki ABD bonosunu satmıyor. Eğer satarsa sistem dünya genelinde çöker. Bu nedenle Tokyo anlaşma yoluna gitmek zorunda kalıyor.

Almanya uzun süre AET’nin arkasına gizlenerek yayıldı. Ve uzun bir dönem politik ve diplomatik alanda Fransa’yı ileri sürüyordu. Bu alanda siz bir şeyler yapın, iktisadi alanda biz geliyoruz diyordu. Almanya Doğu Almanya ile birleşerek reşit bir ülke haline gelince, Fransa’yı öne sürmekten kurtuldu. Bu arada Fransa da epey gerilemiş durumda. Dolayısıyla Almanya kendisine ayak bağı olan komşularından sıyrılmaya aday bir ülke.

Çelişkiler sık sık kendisini dışa vuruyor

Emperyalist güçler arası çelişkiler kendisini sık sık dışa vuruyor. Buna birkaç örnek verilebilir. Tek başına hiçbir emperyalist güç ABD’ye karşı çıkamıyor. Şerh düşüyorlar, biraz sert diplomatik açıklamalar yapıyorlar. Ama hiçbiri açıkça(58)ABD’yi karşısına almıyor. Körfez Savaşı’nda tümü ABD’nin peşinden gitti. Sonuçta pişman oldular. Geçen Şubat ayında yeniden Saddam ile ABD arasında sorun çıkınca çelişkiler tüm çıplaklığıyla ortaya çıktı. ABD saldırmak istiyor, kendi kamuoyu açısından bu saldırıya ihtiyacı var, fakat bir türlü yapamıyor. ABD’nin karşısında Rusya, Fransa ve Çin zımni bir blok oluşturuyorlar. Bu açıktan oluşturulmuş bir blok değil. Kulislerde anlaşarak değişik noktalarda şerh koyuyorlar, sonuçta çelişkilerin benzerliği ortak bir tavra yol açıyor. Yeltsin çıkıyor, yapamazsınız bunu diyor. Fransa ise açıkça ifade etmeye cesaret edemiyor. Açık tutum alsa, ABD yaptırım uygular ve Fransa’yı kendi iç politikasında zora sokar. Fakat ABD bunu Rusya’ya yapamaz. Rusya’yı daha güç duruma düşürürse, başına bela açar.

Afrika kıtasında Fransa ile ABD arasında çetin bir mücadele var. ABD Fransa’yı bu kıtadan kovmaya, Fransa da direnmeye çalışıyor. Bu çekişme ‘94 yılında Ruanda’da bir milyonu aşkın insanın katledilmesine neden oldu. Onu izleyen başka katliamlar oldu. Cezayir’de günübirlik insanlar kesiliyor. Bunların gerisindeki güçlerden biri ABD, diğeri Fransa’dır. Bu açıktan ifade de ediliyor. Eskiden biz başkalarının iç işlerine karışmayız denilir, müdahale kapalı kapılar arasında gerçekleşirdi. Şimdi açıktan ifade ediliyor. ABD, Cezayir’de bütün güçleri bir masa etrafında toplamak, orta yolu bulmak gerekir, diyor. Fransa, Cezayir’de dincilere geçit yok, diyor. ABD dinsel gericiler üzerinden, Fransa iktidardaki askeri oligarşi üzerinden, mevzilerini korumak istiyor.


Yüklə 0,7 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   11   12   13   14   15   16   17   18   ...   51




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin