1 Tarih Bilimine Giriş Tarihin Tanýmý


Göktürk Devleti (552 - 630)



Yüklə 0,8 Mb.
səhifə2/11
tarix18.01.2018
ölçüsü0,8 Mb.
#38720
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   11

2. Göktürk Devleti (552 - 630)

Göktürkler Türk adýyla kurulan ilk devlettir. Başkentleri Ötüken, ilk hükümdarlarý

Bumin Kagan’dýr.

Ülkenin batýsýný yöneten Istemi Yabgu batý yönünde fetih hareketlerinde bulunmuş,

Akhunlara karşý Sasanilerle birleşmiş ve bu devletin topraklarý Göktürkler ile

Sasaniler arasýnda paylaşýlmýştýr. Çinlilerin Göktürk Devleti’ni içişlerine karýşmasý

sonucunda 582 tarihinde ülke ikiye ayrýlmýştýr.

Dogu Göktürkleri 630 yýlýnda, Batý Göktürkleri ise 659 yýlýnda Çin egemenligine

girerek yýkýlmýşlardýr.

3. Kutluk Devleti (682 - 745)

Kutluk Devleti’nin en güçlü oldugu dönemler Bilge Kagan ve kardeşi Kül Tigin

dönemleri olmuştur. Vezir Tonyukuk ise danýşman olarak Kutluk Devleti’nin

siyasetinde önemli rol oynamýştýr.

Bilge Kagan öldükten sonra Kutluk Devleti’nde iç karýşýklýklar başlamýştýr. Basmil,

Karluk ve Uygur Türkleri Kutluk Devleti’ne son vermişlerdir.



4. Uygur Devleti (745 - 840)

Dogu Türkistan’a yerleşen Uygurlar, diger Türk boylarýný egemenlikleri altýna

aldýlar. Uygurlarýn en önemli özelligi yerleşik hayatý benimseyen ilk Türk toplumu

17

olmalarýdýr. Bu nedenle tarým, sanat ve ticarette ilerlemişlerdir. Mani dinine ait



tapýnaklar yaparak mimaride gelişme göstermişlerdir.

Uygurlar, XIII. yüzyýlda Cengiz Han’ýn egemenligini kabul etmişlerdir. Bundan

sonra Mogollar Uygur Türklerini önemli görevlere getirmişlerdir. Uygur yazýsý,

Mogollarýn da yazýsý olmuştur. Uygurlar, diger Türk topluluklarý ile birlikte

Mogollarýn Türkleşmesinde önemli rol oynamýşlardýr. Çagatay ve Özbek Türkleri

bu şekilde ortaya çýkmýştýr.



Ilk Türk Devletlerinde Kültür ve Medeniyet

Devlet Yönetimi

Türklerde hükümdarlar ülkeyi törelere, gelenek ve göreneklere göre yönetirlerdi.

Hükümdarlarýn görevi dagýnýk boylarý toplamak, halkýn ihtiyaçlarýný gidermek,

toplumda adalet ve eşitligi saglamak, halkýn huzur ve güvenini saglamaktý.

Türklerde iktidarý ve hükümdarý kontrol eden, savaş ve barýş gibi konularda devleti

ilgilendiren önemli konularý görüşen ve kurultay adý verilen bir meclis bulunuyordu.

Bazý Türk hükümdarlarý kurultayýn aldýgý kararlarýn bir kýsmýný uygulamamýştýr. Bu

durum kurultayýn danýşma meclisine benzedigini göstermektedir.

Eski Türklerde, devlet yönetme görevinin Hükümdarlara tanrý tarafýndan verildigine

olan inanç halkýn Hakan’a mutlak baglýlýgýný saglamýştýr. Osmanlýlara kadar Türk

devletlerinde “Ülke topraklarý hükümdar ailesinin ortak malýdýr.” anlayýşý devam

etmiştir.

Bu uygulamanýn sonuçlarý şunlardýr:

* Aile üyeleri arasýnda sýk sýk taht kavgalarý yaşanmýştýr.

* Türk devletleri kýsa sürede parçalanmýş ve yýkýlmýştýr. Ayrýca irili ufaklý birçok

devletin kurulmasýna neden olmuştur.

18

* Iç mücadeleler Türk devletlerinin zayýflamasýna ve dýş müdahalelere ortam



hazýrlamýştýr.

Ordu

Türk devletlerinde hemen her Türk savaşa hazýr durumda oldugundan, askerlik

özel bir meslek sayýlmazdý. Türk ordusunun temeli, atlý askerlerden meydana

gelmiştir. Düzenli ve disiplinli ilk Türk ordusunun kurucusu Mete Han’dýr. Mete

Han, Türk ordusunu “onlu sisteme” göre teşkilatlandýrmýştýr (Onbaşý, Yüzbaşý,

Binbaşý ve Tümenbaşý gibi).



Hukuk

Eski Türklerde yazýlý hukuk yoktu. Türklerin âdet, gelenek ve göreneklerinden

oluşan yazýsýz hukuka “töre” (türe) denilirdi. Bununla beraber, törenin anayasa

niteliginde, adalet, eşitlik ve iyilik gibi degişmez ilkeleri vardý.

Uygurlarla birlikte hukuk daha saglam ve şekilci bir nitelik kazanmýştýr. Ticaret

hayatýnýn gelişmesi, kişiler arasýndaki ilişkilerin “kanýtlanabilir” nitelikte olmasýný

gerektirdiginden yazýlý ve tanýklý sözleşmeler önem kazanmýştýr.

Türklerin ceza işlerinin kesin hükme baglanmasý ve devlet tarafindan takip edilmesi

toplumda ''kan gütme'' geleneginide engellemiştir.

Din ve Inanýş

Türklerde en eski din Göktanrý dinidir. Gökten başka bazý dag, ýrmak, vadi gibi

varlýklarda bir takým gizli güçlerin bulunduguna inanýlýrdý. Bu arada güneş ve ay

kutsal sayýlmýştýr. Eski Türklerde tanrý, sonsuzdur ve herhangi bir şekle sokulamaz.

Bundan dolayý Türklerde putçuluk olmadýgý gibi putlarý korumak için yapýlan

tapýnaklar da yoktur.

Öldükten sonra dirilmeye inanan Hunlar, ölülerini günlük eşyalarýyla birlikte

gömerlerdi. Türklerdeki tek Allah inancý ve yeniden dirilme düşüncesi Türklerin

Islâm dinini kolaylýkla benimsemelerinde etkili olmuştur. Türkler Maniheizm,

19

Budizm, Nasturizm (tabiatçýlýk), Musevilik, Hristiyanlýk ve Müslümanlýk gibi



inançlarý kabul etmişlerdir.

Sosyal ve Iktisadi Hayat

Hunlar ve Göktürkler dönemlerinde göçebe bir hayat süren halk çadýrlarda

yaşýyordu. Türklerin yaşadýklarý cografi şartlar hayvancýlýk faaliyetlerini öne

çýkarmýştýr.

Türkler Uygurlar döneminde yerleşik hayata geçmişlerdir. Bu gelişmeler

sonucunda Türklerde mimari gelişmiş, şehircilik ve şehir kültürü ortaya çýkmýştýr.

Türk devletlerinde sosyal hayat sýnýfsýzdý. Başarýlý olan bir kişi en üst görevlere

kadar çýkabilirdi. Ayrýca Türklerde kölecilik anlayýşý yayýlmamýştýr.

Elverişli bölgelerde tarým faaliyetleriyle ugraşýlmýştýr. Türkler arpa, bugday ve darý

gibi tahýllarý yetiştirmişlerdir.

Yenilgiye ugratýlan ve egemenlik altýna alýnan ülkelerden alýnan yýllýk vergiler ve

halktan toplanan vergiler Türk ekonomisine destek olmuştur.

Türkler yakýn komşularýyla yogun ticari ilişkilerde bulunmuşlar, ticaret yaptýklarý

ülkelere canlý hayvan, konserve et, deri, kösele, kürk ve hayvani gýdalar

satmýşlardýr.

Türklerin yaşadýgý topraklardan geçen Ipek ve Kürk Yollarý Türk devletlerine önemli

ölçüde gelir saglamýştýr.

20

4) Islâm Tarihi



Islâmiyet’in Doguşu ve Hz.Muhammed Dönemi

Hz. Muhammed, 610 yýlýnda 40 yaşýndayken peygamberlikle görevlendirilmiş ve

Islam dinini yaymaya başlamýştýr.

Mekke’den Medine’ye Hicret (622)

Hicretin Nedenleri

Mekkelilerin Müslümanlara karşý baskýlarýný artýrmalarý ve Islâmiyet’in Mekke’de

yaşanamaz hale gelmesi

Hz. Peygamberin Islâmiyet’i degişik yerlere yaymak istemesi



Hicretin Sonuçlarý

* Medine’de Islâm site devleti kurulmuştur.

* Muhacirlerle Ensar kardeş ilan edilmiştir. Böylece Müslümanlar arasýnda

sosyal dayanýşma artmýştýr.

* Müslümanlarýn Medine’ye yerleşmeleri Mekkelilerin kullandýgý Şam ticaret

yolunu tehlikeye sokmuştur.

* Müslümanlarla Yahudiler arasýnda savunma ittifaký kurulmuştur. Bu

vatandaşlýk antlaşmasý Islâm tarihinin ilk anayasasý kabul edilmiştir.

* Müslümanlar Mekkelilerin işkence ve baskýlarýndan kurtulmuştur.

* Islâmiyet Medine’de daha hýzlý bir yayýlma göstermiş, kýsa zamanda

* Müslümanlar büyük bir siyasal güç haline gelmişlerdir.

Bedir Savaşý (624)

21

Medine’ye hicret eden Müslümanlarýn Mekke’deki mallarýnýn yagmalanýp Şam’da



satýlmasý üzerine Hz. Muhammed buna bir misilleme olarak Şam’dan dönen

kervanýn Medine yakýnlarýnda yolunu kesmek istemiştir. Bu gelişme üzerine

Mekkelilerle Müslümanlar arasýnda Bedir Savaşý yapýlmýştýr.

Bedir Savaşý’yla;

* Müslümanlar siyasi ve dini yönden daha güçlü hale gelmiştir.

* Hz. Muhammed’e olan güven artmýştýr.

* Islâm hukukunun temelleri atýlmýş, elde edilen ganimetler paylaştýrýlmýştýr.

* Şam ticaret yollarý Müslümanlarýn kontrolüne geçmiştir.



Uhud Savaşý (625)

Bedir Savaşý’nda maglup olan Mekkeliler, bu yenilginin acýsýný çýkarmak için

Medine üzerine yürüdüler. Uhud dagý eteklerinde yapýlan savaşý Müslümanlar

kaybettiler.

Bu olay en çok Yahudileri sevindirmişti. Hz. Muhammed Uhud Savaşý sýrasýnda

önceden yapýlan anlaşmaya uymayan Yahudileri şehir dýşýna sürgün etmiştir.



Hendek Savaşý (627)

Yahudilerin maddi destek vererek Mekkelileri kýşkýrtmasý ve Mekkelilerin

Müslümanlarýn gelişmesini engellemek istemeleri Hendek Savaşý’na neden

olmuştur.

Hendek Savaşý’nýn Sonucunda;

* Müslümanlarýn kuvvetlerinin arttýgý ve maglup edilemiyecegi Kureyşliler

tarafýndan anlaşýlmýştýr.

* Kureyş’in maglup olmasýyla etraftaki kabileler arasýnda Islâmiyet’in yayýlmasý

hýzlanmýştýr.

22

* Yahudiler Medine’den çýkarýlarak içeriden gelebilecek tehlikeler önlenmiş,



böylece Medine tamamen Müslümanlarýn denetimine geçmiştir.

* Hendek Savaşý Müslümanlarýn son savunma savaşý oldu. Bu savaştan sonra

Mekkeliler savunmaya çekilmiştir.

Hudeybiye Antlaşmasý (628)

Medine’ye hicret eden Müslümanlar Mekke’ye gidip Kabe’yi ve akrabalarýný ziyaret

etmek istediler. Mekkeliler Hz. Muhammed’in önderlik yaptýgý bu grubu Mekke’ye

sokmadýlar. Iki taraf arasýndaki görüşmeler sonucunda antlaşma imzalanmýştýr.

Hudeybiye Barýşý’yla;

* Müslümanlarýn siyasi bir varlýk olarak imzaladýklarý ilk antlaşmadýr. Böylece

Mekkeliler Müslümanlarý hukuken tanýmýştýr.

* Müslümanlarla Mekkeliler arasýnda kaynaşma olmuş, Islâmiyet Mekkeliler ve

etrafýndaki kabileler arasýnda yayýlmýştýr.

* Taraflar arasýnda sert davranýşlar yumuşamýş, buna paralel olarak ticaret

faaliyetleri artmýştýr.

Hayber’in Fethi (629)

Mekke’den gelecek saldýrý tehlikesini önleyen Hz. Muhammed, Hendek Savaşý’nýn

yapýlmasýnda önemli rol oynayan Yahudilerin oturdugu Hayber’i fethetti.

Yahudilerin vergi ödemeleri şartýyla burada yaşamalarýna izin verildi. Böylece Şam

ticaret yollarýnýn güvenligi saglanmýştýr.

Mute Savaşý (629)

Arap olmayan uluslarla Müslümanlarýn ilk mücadelesi Mute Savaşý’yla başlamýştýr.

Müslümanlar bu savaşta Bizans ordusuna karşý kesin bir başarý saglayamamýştýr.

Bizans ile Müslümanlar arasýnda ilk savaş yapýlmýştýr.

23

Mekke’nin Fethi (630)

Hz.Muhammed, Hudeybiye Antlaşmasý’na uymayan Mekkeliler üzerine 10.000

kadar askerle sefere çýktý. Güçlenen ordu şehri kuşatmýş, ciddi bir direnme

görmeden Mekke’yi fethetmiştir. Mekke’nin fethinden sonra Müşriklerle

Müslümanlar arasýnda Huneyn Savaşý yapýlmýş ve Taif kuşatýlmýştýr. Bizans

Ordusu’na karşý yapýlan Tebük seferi sýrasýnda Gassani Araplarý Müslümanlýgý

kabul ettiler. Tebük seferi Arap Yarýmadasý’nda siyasal birligin önemli ölçüde

kuruldugunu göstermektedir. Tebük Hz. Muhammed’in son seferi olmuştur.

Hz. Muhammed, Tebük Seferi’nden Medine’ye döndükten bir yýl sonra hac yapmak

amacýyla Mekke’ye gitmiştir.

Veda Haccý’ndan sonra Hz. Peygamber rahatsýzlanarak 8 Haziran 632’de 63

yaşýndayken vefat etmiştir.



Dört Halife Devri (632 - 661)

Hz. Muhammed, vefatý sýrasýnda fertlerin seçme haklarýna saygýlý davranmak

amacýyla yerine kimseyi tayin etmemiştir. Müslümanlar Kureyş’in ileri gelenlerinden

Hz. Ebubekir halife seçtiler. Dört Halife Devri’nde Halifeler seçimle belirlendigi için

bu döneme “Cumhuriyet” denilmiştir.

1. Hz. Ebubekir Dönemi (632 - 634)

Iç Olaylar

Hz. Muhammed’in vefatýndan sonra zekat vermeyen ve dinden dönenlerle

mücadele edilerek düzen saglanmýştýr.

* Yalancý peygamberler ortadan kaldýrýlmýştýr.

* Kur’an-ý Kerim ayetleri toplanarak bir kitap haline getirilmiştir.

24

Kuran-ý Kerim’in kitap haline getirilmesinde;



* Hz. Muhammed’in vefat etmesi

* Yalancý peygamberlerin ortaya çýkmasý

* Hafýzlarýn savaşlarda şehit olmalarý

* Ayetlerle hadislerin birbirine karýşmasýnýn önlenmek istenmesi

* Kuran ayetleri arasýna rivayetlerin girmesinin önlenmek istenmesi

* Kuran’ýn yazýlý oldugu malzemenin (deri, taş, agaç gibi) korunmasýndaki

zorluklar

etkili olmuştur.



Dýş Olaylar

* Hz. Muhammed’in hazýrladýgý ordu Hz. Ebubekir tarafýndan Suriye’ye

gönderilmiştir. Bu seferle Arap Yarýmadasý dýşýnda ilk fetihler başlamýştýr.

2. Hz. Ömer Dönemi (634 - 644)

Siyasal Gelişmeler

* Suriye, Filistin, Iran, Irak, Mýsýr, Azerbaycan fethedilmiştir.

* Islâm kültürü ilk kez bu dönemde farklý kültürlerle karşýlaşmýştýr. Bizans ve

Sasani kültürleri Islâm kültürünü olumlu yönde etkilemiştir.

Teşkilatlanma Alanýndaki Gelişmeler

Hz. Ömer zamanýnda topraklarýn genişlemesiyle yeni düzenlemelere gidilmiştir:

* Hicretin 20. yýlýnda daha çok mali problemleri çözümlemek için ilk divan örgütü

kurulmuştur.

* Vilayetlere gönderilen valilerin yanýna adalet işlerinden sorumlu kadýlar

gönderilmiştir.

25

* Fetih edilen yerler ilk defa yönetim birimlerine ayrýldý. Böylece ülke büyük illere



bölünmüştür.

* Ilk defa Hz. Ömer döneminde stratejik önemi olan yerlere daimi ordugahlar

(cündler) kurulmuştur. Bu ordugahlar yapýlan fetihlerde önemli rol oynamýştýr. Ikta

sistemi, ilk defa bu dönemde uygulanmýştýr.



3. Hz. Osman Dönemi (644 - 656)

* Iran’ýn fethi tamamlanmýş, Trablusgarp ve Tunus fethedilmiştir. Kafkaslara

giren Islam Ordularý Hazarlara yenilerek Kafkaslarýn güneyine çekilmiştir.

* Şam’ da ilk kez donanma kurulmuş, Kýbrýs bu donanmanýn seferleri sonucunda

vergiye baglanmýş, Rodos fethedilmiştir.

Kur’an–ý Kerim’in Çogaltýlmasý

Dört Halife döneminde sýnýrlarýn genişlemesine paralel olarak degişik uluslar

Islâmiyet’i benimsemişti. Farklý dil ve şiveleri kullanan toplumlarda Kur’an–ý

Kerim’in degişik okuma şekilleri ortaya çýktý. Bu durumu önlemek amacýyla Hz.

Osman döneminde bir heyet kurularak Kur’an çogaltýlmýştýr (651).

Iç Karýşýklýklarýn Başlamasý

Hz. Osman döneminde;

* Önemli görevlere Emevi ailesinden kişilerin getirilmesi

* Yahudi asýllý Abdullah b. Sebe’nin ve Islâmiyet’i kabul etmiş gibi görünüp

gerçekte benimsemeyen (münafýk) kişilerin çalýşmalarý

* Ganimet gelirlerinin azalmasý ve orduda memnuniyetsizlikler isyanlarý

başlatmýştýr.

Hz. Osman döneminde yaşanan bu olaylar sonucunda;

* Islâm dünyasýnda ilk defa anarşi faaliyetleri başlamýştýr.

26

* Islâm dünyasýnda başlayan görüş ayrýlýklarý; karýşýklýklara ve fetihlerin



durmasýna neden olmuştur.

4. Hz. Ali Dönemi (656 - 661)

Hz. Ali’nin halife seçilmesinden kýsa bir süre sonra, Hz. Osman’ýn katillerinin

bulunmasýnda yavaş davranýldýgýný söyleyen Hz. Muaviye ve Hz. Aişe, Hz. Ali’nin

halifeligini tanýmadýlar. Bu nedenle Hz. Aişe’nin önderligindeki Mekke grubu ile Hz.

Ali grubu arasýnda Cemel Savaşý yapýlmýştýr (656). Müslümanlar arasýnda yapýlan

bu ilk savaşý Hz. Ali kazanmýş ve Islâm dünyasýnda herhangi bir ayrýlýk olmamýştýr.

Hz. Muaviye’nin başýný çektigi Şam grubu ile Hz. Ali grubu arasýnda Sýffin Savaşý

yapýlmýştýr (657). Hakem Olayý’ndan sonra Müslümanlar, siyasal gruba ayrýlmýştýr.

Hariciler; 661’de sadece Hz. Ali’yi şehit etmişlerdir. Dört Halife dönemi bitmiş,

Emeviler dönemi başlamýştýr.



Emeviler Devleti (661 - 750)

Muaviye Dönemi (661 - 680)

Muaviye dönemde, iç düzen yeniden saglamlaştýrýldýktan sonra fetihler yeniden

başlatýlmýştýr. Dogu’da Maveraünnehir’e girilmiş, Istanbul iki kez Müslümanlar

tarafýndan kuşatýlmýş, fakat başarý saglanamamýştýr.

Muaviye döneminin en önemli olaylarýndan birisi de kendisi ölmeden oglu Yezid’i

veliaht ve halife ilan etmesidir. Böylece halifelik babadan ogula geçen “saltanat”a

dönüşmüştür.

Yezid Dönemi (680 - 685)

Yezid döneminin en önemli gelişmesi Kerbela Olayý’dýr. Hz. Peygamberin torunu

Hz. Hüseyin, halifeligin babadan ogula geçemeyecegini ve seçim yapýlmasý

gerektigini söyleyerek Kûfe’ye dogru yola çýktý. Fakat Yezid’in komutaný

27

Ubeydullah, Hz. Hüseyin’i ve yanýndakileri Kerbela’da durdurdu. Bir müddet sonra



Hz. Hüseyin’i ve yanýndakileri kýlýçtan geçirdi (10 Muharrem 680).

Bu olay Müslümanlarýn; Şiiler ve Sünniler şeklinde kesin olarak gruplara

ayrýlmasýna neden olmuştur. Kerbela’da Hz. Peygamberin torununun şehid

edilmesi Islâm dünyasýnda Emevilere karşý isyanlarýn çýkmasýna ve düşmanlýgýn

artmasýna neden olmuştur.

Abdülmelik Dönemi (685 - 705)

Arapçanýn resmi dil olarak kabul edilmesi ve ilk Islâm parasýnýn bastýrýlmasý

Abdülmelik döneminde gerçekleştirilmiştir.

Velid Dönemi (705 - 715)

Tarýk b. Ziyad komutasýndaki Islâm ordularý 711’de Ispanya’nýn fethine başlamýştýr.

Daha sonra buraya Endülüs ismi verilmiştir.

Müslümanlar 732’de Puvatya Savaşý’nda Franklara yenilinceye kadar ilerlediler.

Puvatya Savaşý sonucunda Avrupa’daki son sýnýr Pirene daglarý olarak kalmýştýr.

Emevilerin Yýkýlýşýnda;

* Arap milliyetçiligi yapmalarý ve diger milletlere deger vermemeleri

* Fetih hareketlerinin durmasý

* Emevilerin Hz. Muhammed’in soyundan gelenlere iyi davranmamalarý

* Arap kabileleri arasýndaki rekabetin savaşlara dönüşmesi

* Emeviler Devleti, Horasan valisi Ebu Müslim Horasani’nin isyaný ve Emevi

halifesi Mervan’ýn öldürülmesiyle sona ermesi

gibi nedenler etkili olmuştur.

28

Abbasiler Devleti (750 - 1258)

751’de Talas Savaşý yapýlmýştýr. Bu savaşta Türklerin Karluk, Yagma ve Çigil

boylarý Abbasilere yardým etmiş, savaştan sonra da Islâmiyet’i kabul etmişlerdir.

Halife Mansur döneminde ilk kez eski Yunan ve Hellenistik medeniyetine ait

eserler tercüme edilmeye başlanmýştýr.

Abbasilerin en parlak dönemi Harun Reşid’in halifeligi sýrasýnda yaşanmýştýr. Bu

dönemde halkýn yaşam standartý yükselmiş, kültür ve mimari alanda çalýşmalar

yapýlmýştýr.

Harun Reşid döneminde Bizans sýnýrýnda “Avasým” eyaleti kuruldu. Anadolu’da

Tarsus’tan dogu yönüne uzanan bir hat boyunca kurulan bu şehirlere Türkler

yerleştirilmiştir.

Harun Reşid’in ogullarýndan Memun zamanýnda Türkler devlet kademelerinde ve

orduda yer aldýlar. Sadece Türkler için kurulan Samerra şehri kýsa bir süre devletin

yönetim merkezi olmuştur.

Abbasilerin Dagýlmasý ve Yeni Devletlerin Kurulmasý

IX. yüzyýlýn ikinci yarýsýndan itibaren Abbasi halifelerinin otoritesinin zayýflamasý

nedeniyle eyaletlerdeki askeri valiler (Emir’ül Ümera) bagýmsýzlýklarýný ilan etmeye

başlamýşlardýr. Böylece Abbasi sýnýrlarý giderek daralmýştýr.



Abbasilerin Genel Özellikleri

* Abbasiler Arap olmayan uluslara hoşgörüyle yaklaşmýş ve Islâmiyet’in daha

fazla yayýlmasýný saglamýşlardýr.

* Bu dönemde Emevilere göre bilim – kültür alanýnda daha çok gelişme

gözlenmiştir.

* Türkler ilk kez bu dönemde Islâmiyet’i kitleler halinde benimsemişlerdir.

* Abbasilerin denizcilige önem vermemeleri ticari ve askeri alanda gelişmelerini

engellemiştir.

29

5) Türk Dünyasý

Türklerin Islâmiyet’i Kabulü ve Hizmetleri

1. Talas Savaşý

Müslüman Araplarla Çinliler Talas ýrmagý yakýnlarýnda karşýlaştýlar. Türk

boylarýndan Karluklar bu savaşta Müslüman Araplarý destekleyerek savaşý

kazanmalarýný sagladýlar (751).

Bu savaşýn sonucunda;

* Orta Asya Çinlilerin egemenligine girmekten kurtulmuştur.

* Türklerle Müslüman Araplar arasýndaki ilişkiler iyileşmiş, savaşlarýn yerini

dostluklar almýştýr.

Türklerle Müslüman Araplar arasýnda ticari ilişkiler gelişmiştir.

* Türkler kitleler halinde Islâmiyet’i kabul etmeye başlamýştýr. Talas Savaşý Türk

– Islâm tarihinin başlangýcý kabul edilmiştir.

* Dünya kültür tarihi bakýmýndan önemli kabul edilen kâgýt, Çin’in dýşýnda

yayýlmaya başlamýştýr.

2. Türklerin Islâmiyet’e Girmeleri

Türklerin Müslüman olmalarýnda;

* Müslüman tüccarlarýn faaliyetleri

* Türklerde tek tanrý inancýnýn yaygýn olmasý

* Türklerdeki cihan hakimiyeti anlayýşýnýn Islâmiyet’teki fetih anlayýşýna

benzemesi

* Islâm dini ile eski Türk inançlarý arasýnda benzerlik bulunmasý (ahiret, cennet,

cehennem, kurban kesme ....)

* etkili olmuştur.

* Türkler Islâmiyet’i kabulleriyle;

30

* Islâmiyet’i daha geniş bir alana yaymýşlardýr (Pakistan, Afganistan, Bangladeş



ve Hindistan’ýn bir kýsmý ile Balkanlar).

* Islâm dünyasýndaki ayrýlýklarý etkili bir şekilde ortadan kaldýrarak Halifeyi

korumuşlardýr.

Türk – Islâm Devletleri

1. Karahanlýlar (840 – 1212)

Karahanlýlar Devleti, Uygurlarýn dagýlmasýndan sonra Karluk, Yagma ve Çigil

Türkleri tarafýndan Dogu ve Batý Türkistan’da kurulmuştur (840). Karahanlý

hükümdarlarýndan Satuk Bugra Han’ýn etkisiyle Karahanlýlar arasýnda Islâmiyet’in

yayýlmasý hýzlanmýş ve Karahanlýlar Orta Asya’da ilk Müslüman Türk devleti haline

gelmiştir.

Türklerin Islâmiyet’e geçişlerinde ve Türk kültürüyle Islâm kültürünün

kaynaşmasýnda etkili olan Karahanlýlarýn parçalanmasýnda taht kavgalarý etkili

olmuştur.

Kültür ve uygarlýk alanýnda ilerleyen Karahanlýlar;

* Türkçeye önem vermişler ve resmi dil olarak kullanmýşlardýr. Türk dilini ve

kültürünü devam ettiren Karahanlýlar ilk Türk – Islâm eserlerini ortaya

koymuşlardýr. En önemli eserleri, Yusuf Has Hacib’in Kutadgu Bilig ve Kaşgarlý

Mahmut’un Divan’ý Lügati’t Türk adlý eserleridir.

* Türk – Islâm tarihinde ilk medreseleri kurarak egitime önem vermişlerdir.

* Türk tarihinde ilk kervansaraylarý kurarak ticareti geliştirmişlerdir.



2. Gazneliler (963 – 1187)

Gazneliler Devleti, Afganistan’daki Gazne şehrinde Samanogullarýnýn Herat valisi

Alp Tigin tarafýndan kurulmuştur (963). Gazneliler en parlak dönemlerini Sultan

Mahmut zamanýnda yaşamýşlardýr.

31

Sultan Mahmut döneminde Gazneliler, Hindistan’a 17 sefer düzenleyerek Kuzey



Hindistan’a hakim olmuşlar ve Islâmiyet’i yaymýşlardýr.

Dandanakan Savaşý’ný kaybeden Gazneliler dagýlma sürecine girmişler ve eski

güçlerini kaybetmişlerdir. Gazneliler, Afganlý bir kavim olan Gurlular tarafýndan

yýkýlmýştýr (1187).

Gazneliler birçok ulusu (Türkler,Iranlýlar,Hindular,Gurlular...)bünyesinde

bulundurmalarý parçalanmarýnda ve yýkýlmalarýnda büyük rol oynamýştýr.



3. Büyük Selçuklular (1040 – 1157)

Büyük Selçuklu Devleti’nin Kuruluşu ve Genişlemesi

Tugrul ve Çagrý Beylerin yönetimindeki Selçuklular Maveraünnehir’e girdikten

sonra Karahanlýlarla ve Gaznelilerle savaşlar yaptýlar. Selçuklularýn Horasan’a

girmek istemesi Selçuklu - Gazneli savaşlarýný hýzlandýrmýştýr. Iki taraf arasýnda

yapýlan Dandanakan Savaşý’ný Selçuklular kazanmýştýr (1040). Bu savaştan sonra;

Büyük Selçuklu Devleti, bütün kurumlarýyla bagýmsýz hale gelmiştir.

Tugrul Bey Dönemi (1040 – 1063)

Selçuklu ordularý Pasinler Savaşý’nda Bizans ve Ermeni kuvvetlerini maglup etti

(1048). Böylece Dogu Anadolu’ nun kontrolü Selçuklularýn eline geçmiştir.

Şiî Büveyhogullarý Abbasi halifesini esir edince, Tugrul Bey Bagdat Seferi’ne

çýkarak halifeyi esaretten kurtarmýştýr (1055). Bu gelişme üzerine halife Tugrul

Bey’i, “Dogunun ve batýnýn hükümdarý” ilan etmiştir. Bagdat Seferi’nden sonra

Büyük Selçuklu Devleti Islâm dünyasýnýn siyasal liderligini üstlenmiş, Abbasi

halifesi ise dini liderligini devam ettirmiştir.



Yüklə 0,8 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   11




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin