RAGÜZA Slavların Dubrovnik dedikleri bu yer Dalmaçya kıyısında, açık bir koy'un içinde bir kasaba ve iskeledir. Sur'u, hendeği, üstündeki tepede birkaç kalesi, güzel bir kilisesi yardır. VII. Yüzyılda tesis olunmuştur. Büyük bir ticarî ehemmiyeti olup müstakil bir cumhuriyet şeklinde iken 1365 yılında Türklerle ticaret muahedesi aktetmiş ve 1380 tarihinde yüksek Osmanlı hâkimiyetini kabul ile vergi verir olmuştur. Bugün Yugoslavya devleti hudutlarının içinde bulunmaktadır. Osmanlı Tarihi için pok kıymetli malzemeyi ihtiva eden arşivi bilhassa meşhurdurM.Sertoğlu.
RAHT-I HÜMAYUN HAZİNESİ: Has ahırda en kıymetli ve murassa eyer takımlarını ihtiva eden hazine. Bir adı da Has ahır murassaat hazinesi idi. Burası, Raht-ı hümayun hazinedarı adlı bir memur tarafından idare ve muhafaza olunur, padişahın mühriyle mühürlü dururdu. Bu hazinede bulunan kıymetli eşyanın listesini hazinedar tutar ve bir suretini maliyeye verir, başmuhasebeye bağlı raht kâtibi adlı bir memur bu hazinenin bütün hesaplariyle meşgul olurdu. Padişahın eyer takımlariyle meşgul olan ve icabedeni veya arzu olunanı seçip hazırlanan ata vuran kimselere ise Raht-van ağaları denirdi. Reisleri Rahtvan-ı has diye anılırdı. (Bak. Has ahır. Has ahır hademeleri)M.Sertoğlu.
RAHTVAN AĞASI (Bak. Raht-ı hümayun hazinesi)M.Sertoğlu.
RAHTVAN-I EVVEL, SÂNİ Rahtvan ağalarının âmiri ve muavinine verilen isim. (Bak. Raht-ı hümayun hazinesi)M.Sertoğlu.
RAHTVAN-I HAS Rahtvan ağalarının diğer adı. (Bak. Raht-ı hümayun hazinesi)M.Sertoğlu.
RAİYYET RESMİ Bennâk resminin diğer adı. (Bak. Çift)M.Sertoğlu.
RAKKA EYÂLETİ Osmanlı eyâletlerinden olup Ruha, Deyr-ı Ruhye, Beni Rebia, Cemmase, Birecik, Habur ve Suruç sancaklarından mürekkepti. Zeamet ve tımar sahipleri bin yüz kılıç olup cebelileriyle beraber sefer zamanı iki bin beş yüz kişilik askerî bir kuvvet teşkil ederlerdiM.Sertoğlu.
RAYİÇ ZAHİRESİ (Bak. Mubayaa zahiresi)M.Sertoğlu.
REAYA Kelime mânası güdülen, idare olunan kimseler olup umumiyetle Osmanlı tebaası ve daha hususi mânada müstahsil köylü mânasına olarak kullanılmıştır. Raiyyet kelimesinin çoğul şeklidirM.Sertoğlu.
RECEC Hicrî kamerî ayların dördüncü, beşinci ve altıncısı olan Rebiülâhir, Ce-maziyelevvel ve Camaziyelâhir aylarının üçüne birden kısaca verilen isim. Bu üç aya ait Kapıkulu askeri ulufesine de Re-cec msvacibi denirdiM.Sertoğlu.
RECİM Yarı beline kadar toprağa gömüldükten sonra taşlıyarak öldürmek suratıyla tatbik edilen bir idam cezası ki gayrı meşru cinsî münasebetlerde bulunanlara verilirdiM.Sertoğlu.
REDİF Cumhuriyet devrinden evvel mavcut bulunmuş olan bir askerî sınıf. Abdülâziz devrinde kurulan teşkilâta göre askere alınan bir kimse dört yıl muvazzaf, iki yıl ihtiyat askerliği yapar, bu suretle nizami askerlik müddeti biterdi. İki yıllık ihtiyat müddeti vaziyete göre ya silâh altında veyahut terhiste geçerdi. Altı yıllık askerlik vazifesini ifa etmekte olana nizamiye askeri denirdi. Bundan sonra 14 sene daha askerlik hizmetiyle mükellef bulunur, harb viya talim için çağrılırdı. İşte bunlara redif askeri denirdi. Bundan sonra dört yıllık mustahfız-lık müddeti gelir ve sonunda askerlik biterdiM.Sertoğlu.
REİS XVII. Yüzyıla kadar deniz ümerasına verilen unvan. Bu yüzyılın başlarından itibaren bunun yerine kaptan tâbiri kullanılmıya başlanmıştır. Gemi sahibi olan reisleri olmayanlardan ayırmak için birincilere hassa reisi denirdi. (Bak. Hassa reisi)M.Sertoğlu.
REİS EFENDİ (Bak. Reis ül-küt-tab)M.Sertoğlu.
REİS-İ SEKBANAN (Bak. Halife-i şagirdan)M.Sertoğlu.
REİS ÜL-ETTÎBBA (Bak Hekimba-ş0M.Sertoğlu.
REİS ÜL-KÜTTAB Kâtiblerin başı mânasına arapça bir terkip. Osmanlı devleti teşkilâtında XII. Yüzyılın sonlarına kadar Divan-ı hümayun kâtiplerinin ve kalemlerinin şefi olan zata bu unvan verilirdi. (Bak. Divan-ı hümayun). Reis ül-küt-tablar divanın bilfiil âzasından olmamakla bsraber divan muamelâtına vukufları dolayısiyle ehemmiyetleri pak büyüktü. Bu yüzden devlet işleri Paşakapısına intikal edip Divan-ı hümayun ehemmiyetini kaybettikten sonra reis efendilerin mevkii yükselmiş, siyasi işler, dış temaslar, yabancı elçiliklerle olan muameleler bunlar vasıtasiyls tedvin olunmuş, nihayet dış işleri bakanlığı vazifesini görür olmuşlardı. Reis ül - küttab'.ar, Dlvan-ı hümayunun büyük âmiri olan nişancıların maiyeti sayılır ve terfi ederlerse nişancı olurlardı. Bu makam, 1836 yılında ilga olunarak onun yerine Umur-ı hariciyye nezareti teşkil edilmiş ve son reis ül-küttab olan Yozgat'lı Akif Efendi müşirlik rütbesiyle hariciye nazın olmugturM.Sertoğlu.
RESÎD (Bak. Sah işareti)M.Sertoğlu.
RESİM Vergi demektir. Aynı mâna olarak Osmanlılarda âdet ve teklif kelimeleri de kullanılmıştır. Çoğul şekli Rüsum'durM.Sertoğlu.
RESM-İ ASİYAB (Bak. Değirmen resmi)M.Sertoğlu.
RESM-İ BENNÂK (Bak. Çift)M.Sertoğlu.
RESM-İ DÖNÜM Ziraatla uğraşan köylüden ekip biçtikleri toprağın beher dönümü için maktu olarak alınan vergi. Bu da, toprağın verim kabiliyetine göre iki, üç veya beş dönümden bir akçe nisbetinde idi. Buna boyunduruk hakkı, ağalık hakkı veya kulluk hakla da denirdi. Bunu sa-hib-i arz alırdıM.Sertoğlu.
RESM-İ GANEM (Bak. Ağnam resmi)M.Sertoğlu.
RESM-t NtZE Her Voynuk gönderenin her sene marttan marta Havass-ı hümayuna verdiği onaltı akçeden ibaret bir vergi. (Bak. Voynuk)M.Sertoğlu.
RESM-İ RAİYYET (Bak. Çift)M.Sertoğlu.
RESM-İ ZEMİN (Bak. Resm-i dönüm)M.Sertoğlu.
RESEN Hicrî kamerî aylardan yedinci, sekizinci ve dokuzuncusu olan Re-.ceb, Şaban ve Ramazan ayının üçüne birden verilen isim. Bu üç aylara ait Kapıkulu askerinin ulufesi Resen mevacibi diye anılırdıM.Sertoğlu.
RITL Sulu şeyler için kullanılan bir ölçü birimi. Bulunduğu mıntıkaya göre değişmekle beraber, umumiyetle bir rıtl okka olarak kabul edilmiştir. Kelime mânası ise büyük kadehtirM.Sertoğlu.
RİHTECİYAN Dökücüler demektir. Osmanlı devletinin İstanbul, Belgrad, Baç, Budin, İşkodra, Pravişte, Gülanber gibi mevkiilerinde bulunan tophanelerdeki top dökücülerine bu isim verilirdi. Bir adları da rihtegân idi. (Bak. Topçu ocağı, Dökmeci)M.Sertoğlu.
RİHTEGA.N (Bak. Rihteciyan)M.Sertoğlu.
RİK'A Arap harflerinin yazı cinslerinden biri. Divanî yazının tekâmül etmi^ şeklidir. Türkler, tarafından icadedilmis, kullanılmış ve yayılmıştır. (Bak. Divanî kırması)M.Sertoğlu.
RİKÂB Kelime mânası özengidir. Ri-kâb-ı hümayun şeklinde ve padişahın yakını, maiyeti anlamına olarak kullanılmıştır. Hükümdar sefere gittiği zaman veyahut sadrıâzam sefere gidip padişah İstanbul'da kaldığı vakit yanında bulunan memurlara, memuriyet unvanının başına bu kelime ilâve edilmek suretiyle hitabe-dilirdi. Rikâb defterden, rikâb kaymakamı, rikâb reisi gibi. Hükümdar veya sad-nâzam devlet merkezine döndükleri zaman ise, rikâb memurlarının vazifesi sona ererdi. (Bak. Sadaret kaymakamı)M.Sertoğlu.
RİKÂB AĞALARI (Bak. özengi ağaları)M.Sertoğlu.
RİKÂBDAR Has odanın dördüncü büyük zabitidir. Çuhadardan sonra tül-bend gulâmından evvel gelirdi. Fâtih kanunnamesinde mevkii Çuhadardan evvel idiyse de, sonraları çuhadarlar öne geçmiştir. Karada ve denizde olan bütün gezintilerinde padişaha refakat etmek ve rikâb ağalarından biri hazır bulunmadığı zaman padişahın özengisıni tutmak bunun vazifesiydi. Terfi ederse çuhadar, dış hizmete çıkarsa beğlerbeği ve bazan vezir olurdu. (Bak. Enderun, Has oda)M.Sertoğlu.
RİKÂB DEFTERDARI Padişah bizzat sefere çıktığında yanında bulunan baş defterdara veya Serdar sefere çıkınca padişahla merkezde kalan defterdara Rikâb veya Rikâb-ı hümayun defterdarı denirM.Sertoğlu.
RİKÂBİYYE Her sene Nevruz'da Birinci İmrahor tarafından hükümdarlara takdimi mûtad olan hediye. Edirne bos-tancıbaşılarından gerek tâyinleri ve gerekse memuriyetlerinde ibkaları dolayt-siyle alınan altı bin kuruşluk vergiM.Sertoğlu.
RİKÂB KAYMAKAMI (Bak. Sadaret kaymakamı). ,
RİKÂB REİSİ Rikâ'oda bulunan Reis ül - küttab (Bak. Rikâb, Reis ül - küt-tab)M.Sertoğlu.
RİKÂB SOLAKLARI (Bak. Solak)M.Sertoğlu.
RİYALE Osmanlı donanmasında 1682 yılından itibaren kullanılmağa başlanmış olan bir tâbir. Bugünkü Tümamiral rütbesinin karşılığı olup bunun sahibi mîrî kalyonların üçüncü kaptanıydı. Kendisinden evvel ise Patrone ve Kapu-dane vardı. (Bak. Patrone, Kapudane). Riyâlenin bindiği gemi Riyâle-i hümayun diye anılırdı. Riyale flamasını kıç, yani mizana direğine asardı. Yıllık maaşı, yâni salyanesi üç bin kuruştuM.Sertoğlu.
RUB'-I MESKÛN - MÂMUR (Bak. Ekalim-i Seb*a)M.Sertoğlu.
RUBU (Bak. Arşın)M.Sertoğlu.
RÜDNİK (Bak. Baç madeni)M.Sertoğlu.
RÛM Bizans şehrini yeniden kurduktan sonra burada oturmaya başlayan Roma imparatoru Konstanthı, Bizans'a rağbeti arttırmak için bu şehirde yerleşenlere Romalı vatandaş hukukunu bahsetmişti. Zamanla, Doğu Roma'mn hudutları içinde oturanların hepsine Romalı denmi-ye başlandı. Bu kelime arapçaya Rumî şeklinde geçti. İmparatorluğun hâkim olduğu yerler ve bu arada bilhassa Anadolu, Mülk-i Rûm diye anıldı. Sonraları, aynı memleketlere sahib olan Osmanlı hükümdarlarına Rûm padişahı demsk âdet oldu ki Roma İmparatoru demekti. Osmanlı devrinde ise önceleri merkezi Amasya olan Sivas vilâyetine Rûm vilâyeti adı verilmiştir. Bandan başka bu İmparatorluğun hudutları içinde yaşıyan ve Elen ırkından olanlara Rûm milleti dendi ki, hâlâ bu tâbir kullanılır. Nitekim Ortodoks patriğine de Rûm patriği adı verilmiştir. Araplar ve İranlılar Osmanlıları Rûmi diye anmışlardırM.Sertoğlu.
RUMELİ Osmanlı imparatorluğunun Avrupadaki kısmına umumi olarak verilen isimM.Sertoğlu.
RUMELİ AĞASI Türk ve İslâm âdet ve ananesiyle yuğrulmak ve Türk dilini öğrenmek üzere Rumeli köylerine dağıtılan devşirmelerin dağıtım ve muhafaza İşlerine nezaret eden kimse. Terfi ederse Anadolu ağası olurdu. (Bak. Anadolu ağası). Rumeli ağalığına başyayabaşılar-dan veya Acemi ocağı yayabaşılanndan, yahut da Yeniçerilerin deveci veya hasekilerinden birisinin tâyin olunması kanundu. (Bak. Devşirme)M.Sertoğlu.
RUMELİ BEĞLERBEĞİSl (Bak. Rumeli Eyâleti)M.Sertoğlu.
RUMELİ EYÂLETİ Osmanlı imparatorluğunun Rumeli tarafından merkezi Sofya olan büyük ve birinci eyâleti. Rumeli Beğlerbeğisi tarafından idare olunur ve kendisi beğlerbeğilerin en üst derecesinde bulunurdu. Terfi ederse yolu vezirlikti. Anadolu Beğlerbeğisi yükselirse Rumeli Beğlerbeğisi olurdu. Gerek Rumeli Beğler-beğileri ve gerekse mazülleri İstanbul'da bulundukları sırada Divan-ı hümayun müzakerelerine iştirak ederlerdi. Aynı şey. Anadolu Beğlerbeğileriyle mazüllerinin de hakkı idi. XVII. Yüzyıl ortalarından itibaren Rumeli ve Anadolu eyâletlerine Vezir derecesinde bulunanlar tayin edilir olmuşlardır. (Bak. Eyâlet, Beğlerbeği). Rumeli eyâleti şu yirmi dört sancaktan mürekkepti: Paşa livası (yani Sofya), Köstendil, Vize, Çirmen, Kırkkilise, Silist-re, Niğbolu, Vidin, Alacnhisar, Vuçıtrın, Pizren, İşkodra, Dukagin, Avlonya, Ohri, Delvine, Yanya, Elbasan, Mora, Tırhala, Selanik, Üsküp, Bender, Akkerman. Bundan başka, Kızılca ve Çirmen Bölgeleri müsellemleri ve çingene müsellemleri ile Ofcabolu, Vize, Tanrıdağı, Selanik, Kocacık, Naldöken" yörükleri, birer sancak itibar olunmuşlardı. (Bak. Yörük, Müsellem). Rumeli eyâleti on üç bin seksen yedi kılıçtı. (Bak. Kılıç). Bunun bin seksen yedisi zeamet, ve on ikî bini tezkereli ve tezkeresiz timardı. (Bak. Timar). Bunlar sefer zamanlarında cebelileriyle birlikte otuz beş bin kişilik askerî bir kuvvet teşkil ederlerdi. Yörük ve Müsellemlerin sefer zamanı eşkincileri, yani sefere memur olanları ise on bir bin beş yüz altmış kişiydi. Ayrıca on iki bin akıncı çıkardı. Böylece, sefer zamanında bu eyâletten cem'an elli sekiz bin beş yüz kişi beğlerbeğinin sancağı altında toplanırdıM.Sertoğlu.
RUMELİHİSARI Fatih tarafından İstanbul'un alınışına takaddüm eden yılda yapılan meşhur hisar. İnşasına 1452 yılı Mart ayında başlanmış, Temmuz ayının sonlarında ise nihayete ermiştir. Hisarın mimarı, meşhur mimar Muslihiddin'dir. Bu hisar yapıldıktan sonra karşısında bulunan Anadoluhisarı da tamir ve tahkim edilmiş, bu suretle Türklerin ebediyen sürecek olan Boğazlar hâkimiyeti tam ve kafi olarak başlamıştır. (Bak. Güzelcehi-sar). İnşaatın masrafım Çandarlı Halil, Zağanos ve Sarıca Paşalar üzerlerine almışlar, yapıda on beş bin kadar işçi, kalfa ve usta çalışmış, beğler, paşalar bile taş taşıyarak onları gayrete getirmişlerdir. Fetihten sonra, tâ Yedikule'nin bazı ilâvelerle genişletilerek inşası tamamlanıncaya kadar burası siyasî suçlulara mahsus hapishane olarak kullanılmıştır. Bu arada, en büyük devlet adamı olarak meşhur Gedik Ahmed Paşa bir müddet için burada hapsolunmustur. Sonraları, idam olunacak kapıkulu askerinin buraya gönderilerek boğdurulup denize atılması âdet olmuştuM.Sertoğlu.
RÜMELİ-İ SUĞRA Anadolu'da, imparatorluğun ilk zamanlarında, merkezi Amasya olmak üzere teşkil edilen eyâlete ve bölgesine verilen isim. Buraya Eyâlet-i Rûm da denirdi. Sonraları Sivas merkez yapılınca daha ziyade bu sonuncu ismi ile anılır olduM.Sertoğlu.
RUMELİ KAZASKERİ Kazaskerlik, Fatih devrine kadar tek bir makam olup şer'î hükümleri veren en büyük merci idi. 1481 tarihinden itibaren Rumeli ve Anadolu Kazaskerliği diye ikiye ayrılmıştır. İstanbul Kadısı terfi ederse Anadolu Kazaskeri, o da terfi ederse Rumeli Kazaskeri olurdu. Rumeli Kazaskerinin yolu ise Şeyhülislâmlıktı. Rumeli Kazaskerleri, Rumeli'de bulunan bütün kadıların âmiri olduğu gibi mevâliye kadar olanlarının azil ve nasbi ona aittir. Bundan başka Di-van-ı hümayunun da âzasındandı. (Bak. Kazasker, Divan-ı Hümayun)M.Sertoğlu.
RUMELİ PAYESİ (Bak. Paye)M.Sertoğlu.
RUMl (Bak. Rûm)M.Sertoğlu.
RUMÎ LEVEND (Bak. Levend)M.Sertoğlu.
RUZNAMÇECİ (Bak. Baş ruznamçe-ci)M.Sertoğlu.
RUZNAMÇE-İ EVVEL, SÂNÎ (Bak. Baş Ruznamçeci)M.Sertoğlu.
RUZNAME TEMESSÜKÜ (Bak. Baş Ruznamçeci)M.Sertoğlu.
RÜESAY-I RUBU'LU (Bak. Gabyar)M.Sertoğlu.
RÜESAY-I SÜTUN (Bak. Gabyar)M.Sertoğlu.
RÜSUMAT MEMUR MEKTEBİ (Bak. Gümrük Darüttalimi)M.Sertoğlu.
RÜSUM-I ÖRFİYYE Devletin tebaa sından şer'î hükümler dışında örfen aldığı vergilerin hepsine birden verilen isim olup Tekâlif ve Avarız adı altında toplanmış birçok çeşitlerden mürekkepti. (Bak. Tekâlif, Avarız)M.Sertoğlu.
RÜSUM-I ŞER'İYE Müslüman memleketlerinin tebaalarından şer'an almağa hakları olan ve Müslümanların da şer'an vermeleri icap eden vergi olup Zekât, Öşür ve Haraç olmak üzere üç kısımdan mürekkepti. (Her biri için kendi maddelerine bak)M.Sertoğlu.
RÜTBE MAAŞI Tanzimattan sonra ulema sınıfına ilga olunan arpalıklarına bedel derecelerine göre tahsis olunan maaş. (Bak. Arpalık)M.Sertoğlu.
RÜUS Vezir, Beğlerbeği, Sancakbeği, Mevâli ve Timar, Zeamet sahipleri müstesna olmak üzere, Osmanlı İmparatorluğunda mevcut bütün devlet hizmetleriyle evkaf ve hazineden maaş alan her türlü devlet memurlarının inha muamelesini anlatan kâğıda verilen isim. Bunlar, Rü-us defteri denilen defterlere kaydolunur ve bu kayıtlar Divan-ı Hümayunun Rü-us kaleminde tutulurdu. Rüuslar umumiyetle üç çeşitti: 1 — Rüus kalemi rütıslan: Şeyhülis lâm ile İstanbul, Eyüb, Galata, Üsküdar kadılarının, Bab'üs - saade ağasiyle Yeni Saray ağası ve Enderun serkilercisi ne zaretinde olan evkaftaki vazife sahipleri nin, Anadolu'daki vakıflara ait vazifelerin ve kale muhafızı neferlerin rüusları bu ismi alırdı. 2 — Ordu rüusları: Sadrıâzam neza retinde olan vakıflara seferde olan Kapı kulu süvari bölüklerine, Cebeci, Topçu, Top arabacı, Ulûfeli müfcferrikalara ait rüuslar ki bunları sefer zamanında sad- rıâzam inha ederdi. 3 — Rikâb rüusları: Bunlar da iki kısımdı: a — Küçük Ruznamçe rüusları: Kapıcılar, Avcı bölükleri, Divan-ı hümayun kâtibleri, Çaşnigirler, İstanbul'da bulunan Divan çavuşları ve müteakit müteferrika rüusları. b — Piyade rüusları: Saray aşçıları, Alemdarlar, Mehterler, Divan-ı hümayun sakaları, Hassa çamaşırcıları, Saraya mensup ehli hiref yani sanatkârlar, Eski-saray ve Galatasarayı kapıcıları, Anadolu kalelerindeki zabitler, tersane mensupları, saray tabib ve cerrahları, esnaf kethüdaları ve mukataa kâtiblerine ait rü-uslarM.Sertoğlu.
RÜUS HÜKMÜ Rüus tezkiresine istinaden Beğlikçi kaleminde yazılan beratlara verilen isim. (Bak. Rüus)M.Sertoğlu.
RÜUS KALEMi Divan-ı hümayun kalemlerinden olup rüus tezkirelerinin yazıldığı ve rüus kayıtlarım havi defterlerin muhafaza olunduğu yerdi. Âmiri, Rüus kisedarıydı. (Bak. Rüus). Burada yazılan rüus tezkireleri Beğlikçi kalemine-gider ve beratı buradan çıkardı. (Bak. Beğlikçi)M.Sertoğlu.
RÜUS KİSEDARI (Bak. Rüus kalemi)M.Sertoğlu.
RÜUS MAAŞI ilmiye zadeganı denilen büyük ulema evlâtlarının XVIII. Yüzyıldan itibaren daha yaşları küçük olduğu halde istihkakları oimıyarak bağlanan ilmiye maaşı. Böyle zadegana halk, alay makamında beşik uleması derdiM.Sertoğlu.
SAADÂBÂD Lâle Devrinde IH. Ah-med'in emri ve Sadrıâzam Nevşehirli Damad ibrahim Paşa'nın nezareti ile Kâ-ğıthanede yapılan meşhur köşk. Bir müddet için bulunduğu mıntıkaya da kendi adını vermişti. 1730 tarihinde Patrona Halil isyanını müteakip III. Ahmed'in hal'in-den sonra zorbalar tarafından yıkılmıştırM.Sertoğlu.
SAATCIYAN Topkapı sarayının Bi-run kısmında mevcut sanatkârlar arasındaki saatçılar. XVIII. Yüzyılda bunlar iki kişiydi. Vazifeleri sarayın bozulan saatla-rını tamir etmekti, içlerinde saat imal eden ustalar da yetişirdiM.Sertoğlu.
SAAT-t MUHTAR Cülus, denize gemi indirilmesi, ordunun sefere çıkması gibi mühim hadiselerin vukuunu tesbit için müneccimbaşı tarafından tâyin olunan uğurlu saat. (Bak. Eşref Saat, Müneccimbaşı)M.Sertoğlu.
SADAKA-I FITIR Müslümanların Ramazan orucunun sona ermesi dolayısiyle şer'an verdikleri sadaka olup miktarı buğdaydan 520, arpa, hurma ve kuru üzümden 1010 dirhem veya bunların rayiç üzerinden bedeliydiM.Sertoğlu.
SADAKA TEVLİYETLERİ Sadrıâzamların nezaretinde bulunan küçük tevliyetlere verilen isimM.Sertoğlu.
SADARET ALAYI Yeni sadnâzam olanlar için tertib olunan alay. Sadrıâzam biri sade, biri serâser kumaşa kaplı iki samur kürk giyip padişahtan sadaret mührünü aldıktan sonra dışarıya çıkararak evvelâ Bab'üs - saade ağasının odasında bir müddet istirahat eder, sonra sarayın Ortakapısından dışarı çıkıp solak, peyk ve divan çavuşlarından mürekkep bir alayla Paşakapısına giderdi, işte buna sadaret alayı denirdiM.Sertoğlu.
SADARET DAİRESİ ERKÂNI (Bak. Hademe-i bâb-ı âsafî)M.Sertoğlu.
SADARET KAYMAKAMI Sadrıâzamlar sefere gittikleri zaman yerlerine bıraktıkları vezir derecesindeki zata verilen isim. Eğer padişah da seferde ise veyahut başka bir sebepten dolayı İstanbul'da değilse o zaman bu zata Asitane kaymakamı veya İstanbul kaymakamı denirdi. Eğer padişah İstanbul'da kalırsa o zaman Rikâb kaymakamı adını alırdı. Hükümdar, herhangi bir sebeple İstanbul'dan hariç bir yerde uzunca müddet kalmıya karar verirse ve bu sırada sadnâzam da ordu ile seferde olursa o zaman padişahın bulunduğu yerde bir Rikâb kaymakamı ve İstanbul'da ise bir İstanbul kaymakamı bulunurdu. Sadaret Kaymakamı seçilen vezirler, sadnâzam'la birlikte huzura girerek kürk giyerler ve sonra orduyu ve sadrıâzam'ı Davudpaşa'da veya Üsküdar'da teşyi ettikten sonra geri döner ve vazifelerine bağlarlardı. Kaymakamlar, sefer münasebetiyle bulunduğu mıntıka hariç, sadrıâzamların bütün salâhiyetlerini haiz olarak vazife görürlerdi. Yalnız vezirlik, beğlerbeğilik, sancakbeğliği ve orduya ait askerî tevcihlere ve ecnebi tüccarlara ait işlere karışmazlardı. Bunların divanında verilen hükümler rikâb defterleri adlı ayrı defterlere kaydolunurdu. XVI. Yüzyılın sonlarına kadar padişahların mühürleri sadrıâzamlarda durduğu gibi, sadrıâzam-ların mühürleri de kaymakamlarda dururdu: III. Murad bu usulü ilga etmiştir. Bir sadrıâzam azlolunduğu ve sadaret eyaletlerden birinde bulunan bir vezire tevcih edildiği zaman o gelinceye kadar yerine bir kaymakam tâyin olunurdu. Lâkin bunların hizmet müddeti kısa olduğu için mühim meselelere el sürmezler, günlük işlerle uğraşırlardı. Sadrıâzamlarm geri dönüşü ils kaymakamların işi sona erer, kendilerine ekseriya kubbe vezirliği tevcih olunurduM.Sertoğlu.
SADARET KETHÜDASI Sadnâzam-ların birinci derecede yardımcısı ve mutemedi olan kimse. Evvelce sadrıâzam-ların doğrudan doğruya maiyet memurlarından olup hiçbir resmi sıfatı yokken XVIII. Yüzyıldan itibaren ve Nevşehirli Damad ibrahim Paşa'nın sadaretinden bağlıyarak bunların da devlet kadrosuna girmek suretiyle resmî memur olmaları kabul edilip azil ve tâyinleri sadrıâzam-ların inha<=' üzerine devlet tarafından yapılır oldu. XVIII. Yüzyılın ilk yansından sonra ise sadaret kethüdaları bütün Di-van-ı Hümayun memurlarının fevkine, hatta Reis'ül - küttabların üstüne çıkartılarak birinci derecede mühim bir mevkii sahibi oldular ve bu mevkiiden sadrıâzam olan kethüdalar görülmiye başlandı. Bununla beraber, çok zaman sadrıâzam-lar gözden düşünce kethüdalar da aynı akıbete uğrarlardı. Bütün devlet işleri sadrıâzamlara varmadan evvel kethüdaların elinden geçer ve Bâb-ı âliden çıkan bütün emirler, onların tavsiyesine göre tatbik olunurdu. Kethüdaların ayrı daire ve kalemleri olup kethüda kâtibi adlı zatın nezaretindeydi. Sadaret Kethüdaları, daha ziyade dahilî meselelerle meşgul olurlardı. Zamanla bütün dahilî işlerin mercii haline geldiler. Nihayet 1835 yılında ve Pertev Efendinin kethüda bulunduğu sırada bu makam ilga olunarak yerine Mülkiye nezareti kuruldu ve Pertev Efendi mülkiye nazın oldu. 1837 tarihinde de mülkiye nezaretinin adı Dahiliye Nezaretine çevrildiM.Sertoğlu.
SADARET PEŞKEŞİ Sadrıâzam olanların hükümdarlara takdim etmesi mutad olan hediyelere verilen isim. Bunlar donanmış kıymetli atlar, Murassa silahlar, çeşitli kumaşlar ve altın para nevinden şeylerdiM.Sertoğlu.
SADEFCİLER CAMİİ (Bak. Hadım Ali Paşa camii)M.Sertoğlu.
SADREYN EFENDİLER Rumeli ve Anadolu Kazaskerlerinin ikisine birden verilen isimM.Sertoğlu.
SADRIÂZAM Osmanlı İmparatorluğu devrinde hükümet reisi olan zat. Devlet işlerini idarede padişaha mutlak salâhiyetle vekâlet eden kimsenin başlangıçta unvanı sadece vezir iken, I. Murad zamanında Lala Şahin Paşa'ya ve daha sonra Timurtaş Paşa'ya da vezirlik rüt-bssi verilince, diğerlerinden ayırmak için kendisine Veziriazam denmiye başlanmıştır. (Bak. Vezir). Bundan başka Sadrıâzam, Sadrıâli, Sahib-i Devlet ilh... gibi adlar da verilirdi. Mamafih, Sadnâzam tabiri zamanla hepsine galip gelmiş ve imparatorluğun sonuna kadar devam etmiştir. Sadnâzamlar, padişahtan sonra devletin en büyük reisi ve hükümdarın mutlak vekili olduklarından sözleri ve yazıları padişahın irade ve fermanı demekti. Devlette en yüksek ve şerefli makam onlarındı. Tam selahiyet sahibi olduklarına alâmet olmak üzere padişahların bir mührü kendilerinde dururdu. Sadnâzam, aynı zamanda hükümet reisi sıfatiyte Divan-ı Hümayun'a da başkanlık ederdi. (Bak. Divan-ı Hümayun). Osmanlı kanunnamelerine göre, imparatorluktaki ilmî, idarî, askerî ilh... makamlara ait bütün tâyin, terfi, azil ve katiller onun emriyle olurdu. Yalnız Vezir, Kazasker, Şeyhülislâm gibiler hakkındaki muamelelerle 5999 akçadan yüksek tımarların tevcihi için padişahın iznini alır, lâkin sefer zamanlarında bu izni dahi almadan hareket etmek salâhiyetini haiz bulunurdu. Padişah, Sadrıâzam'ı gerçi azil ve hatta katledebilirdi; lâkin onun bir arzı-jıı geri çevirmezdi. Daha doğrusu çevirmemesi lâzımdı. Sadrıâzamlar ordunun başında sefere gittikleri zaman kendilerine ayrıca Serdarıekrem unvanı verilir vb selâhiyetleri mutlak dereceye çıkarılırdı. Kendilerine tevcih olunan haslardan yılda iki milyon sekiz yüz bin akçe gelir temin olunduğu gibi yüksek memuriyetlerin tevcihinden caize adlı muayyen bir para ve her sene padişaha gelen peşkeş ve haraçlardan bir pay alırlardı. 1843 tarihinde bu usul ilga olunarak Sadrıâzam-lara devlet hazinesinden maaş tahsis o-lunmuştur. Sadrıâzamlann dairesine Paşakapısı veya Bâb-ı âsafi ve dairesi halkına kapı halkı denirdi. (Bak. Paşakapısı, Kapı Halkı). Sadrıâzam tâbirini ilk defa II. Mahmud 1838 de terkederek yerine Başvekil unvanının kâim olmasını emretmiş, 1839 da bu hükümdarın vefatından sonra gene Sadrıâzam tâbiri avdet etmiş, 1878 yılında tekrar Başvekâlet unvanı ihdas olunmuş, aynı yıl terkedilmiş. 1879 da yi- ne kabul edilerek 1882 senesinde katî şekilde Sadrıâzam tâbirine dönülmüş ve imparatorluğun sonuna kadar muhafaza olunmuştur. "Osmanlı imparatorluğu devrinde Sadrıâzamlar (Veziriazamlar) ve Başkeviller" 1. OSMAN GAZi DEVRİ (Henüz tesbit edilememiştir.) 2. ORHAN GAZİ DEVRİ Alâeddin Paşa (1327-1337), Süleyman Paşa (1337-1339), Mahmud oğlu Ahmed Paşa (1339-1348), Hacı Paşa (1348), Sina-neddin Yusuf Paşa (1348), I. MURAD (Hüdavendigâr) DEVRİ Sinaneddin Yusuf Paşa (1385), Çan-darlı Kara Halil Hayreddin Paşa (1385-1387), Çandarlı Ali Paşa (1387). 4. YILDIRIM BAYEZİD DEVRİ Çandarh Ali Paşa (Murad Hüdavendigâr) devrinden Yıldırım'ın esir oluşuna kadar vezirlik yapmış; Ankara savaşından sonra Emîr Süleyman'ın tarafını tutarak ölünciye kadar (1406) ona vezirlik etmig-tir. 5. BİRİNCİ MEHMED (Çelebi) DEV Rİ Osmancıklı İmamzâde Halil Paşa (1406 dan sonra-Ölümü?), Çandarlı ibrahim Paşa (1417-?), Tokatlı Mehmed Paşa (?-?), Bayezid Paşa (1417). 6. İKiNCi MURAD DEVRİ Bayezid Paşa (1421, ölüm), Çandarlı ibrahim Paşa (ikinci defa) (1421-1429, ölüm), Çandarh Halil Paşa (1429), Lala Yörgüç Paşa (1429), Amasyalı Koca Mehmed Paşa (1429-1438 azil), Çandarh Halil Paşa (ikinci defa) (1438). 7. İKİNCİ MEHMED (Fatih) DEVRİ Rİ Çandarh Halil Paşa (1453, idam). Mahmud Paşa (1453-1467, azil), Rum Mehmet Paşa (1467-1469 azil), Ishak Paşa (1469-1472, azil), Mahmud Paşa (ikinci defa) (1472-1473, idam), Gedik Ahmed Paşa (1473-1477, azil), Karamanlı Mehmed Paşa (1477-1481, yeniçeri ayaklanmasında öldürülmüştür). 8. İKİNCt BAYEZİD DEVRİ tshak Paga (ikinci defa) (1481-1482, azil), Davud Paşa (1482-8 mart 1497, azil). Hersek-zâde Ahmed Paşa (mart 1497-1498, azil) Çandarlı İbrahim Paşa (1498-ağustos 1499, ölüm), Mesih Paşa (ağustos 1499-1501, ölüm), Hadım Ali Paşa (1501-1503, azil), Hersek-zâde Ahmed Paşa (üçüncü defa) (1511-1511, azil), Hoca Mustafa Paşa (1511). 9. BİRİNCİ SELİM (Yavuz) DEVRİ Koca Mustafa Paşa( 1512, idam), Htr-sek-zâde Ahmed Paşa (dördüncü defa) (1512-28 ekim 1514, azil), Dukakin-oğlu Ahmed Paşa (1514 aralık başı-1515 mart ortaları, idam), Hadım Sinan Paşa (1515 haziran sonu-1515 ekim başı, azil), Hersek-zâde Ahmed Paşa (beşinci defa) (ekim 1515-26 nisan 1516, azil), Hadım Siana Paşa (ikinci defa) (26 nisan 1516-22 ocak 1517, şehid), Yusuf Paşa (3 şubat 1517-13 eylül 1517, idam), Pirî Mehmed Paşa (25 ocak 1518). 10. BİRİNCİ SÜLEYMAN (Kanunî) DEVRİ Pirî Mehmed Paşa (27 haziran 1523, tekaüde sevk), ibrahim Paşa (Frenk, Maktul, Makbul, Damad) (27 haziran 1523-5 mart 1536, idam), Ayaş Mehmed Pa^a (15 mart 1536-13 temmuz 1539, ölüm), Lüt-fi Paşa (13 temmuz 1539-nisan 1541, azil), Hadım Süleyman Paşa (nisan 1541-Ü8 kasım 1544, azil), Rüstem Paşa (28 kasım 1544-6 ekim 1553, azil), Kara Ahmsd Paşa (6 ekim 1553-29 eylül 1555, idam), Rüstem Paşa (ikinci defa 29 eylül 1555-15 temmuz 1561, ölüm), Semiz Ali Paşa (10 temmuz 1561-28 haziran 1565, ölüm), So-kollu Mehmed Paşa 28 haziran 1565). 11. İKİNCİ SELİM (Sarı) DEVRİ Sokullu Mehmed Paşa. 12. ÜÇÜNCÜ MLRAD DEVRİ Sokullu Mehmed Pasa (12 ekim 1579, şehid), Semiz Ahmed Paşa (13 ekim 1579-28 nisan 1580), Lala Mustafa Paşa (28 Nisan 1580-7 ağustos 1580), Koca Sinan Paşa (25 ağustos 1580-6 aralık 1582). Kanijeli Siyavüş Paşa (24 aralık 1582-25 temmuz 1584), Özdemir-oğ'u Osman Paşa (28 temmuz 1584-30 ekim 1585), Hadım Mesih Paşa (l aralık 1585-14 nisan 1586), Kanijeli Siyavüş Paşa (ikinci defa) (15 nisan 1586-2 nisan 1589), Koca Sinan Paşa (ikinci defa) (2 nisan 1589-1 ağustos 1591), Ferhad Paşa (ilk defa) (l ağustos 1591-4 nisan 1592), Kanijeli Siyavüş Paşa (üçüncü defa) (4 nisan 1592-28 ocak 1593), Koca Sinan Paşa (üçüncü defa) (28 ocak 1593). 13. ÜÇÜNCÜ MEHMED DEVRİ Koca Sinan Paşa (16 şubat 1595, saltanat değişmesinde azil), Ferhad Paşa (ikinci defa) (16 şubat-7 temmuz 1595, azil ve sonra idam), Koca Sinan Paşa (dördüncü defa) (7 temmuz-19 kasım 1595, azil), Lala Mehmed Paşa (19 ka- sım-29 kasım 1595, ölüm), Koca Sinan Pa şa (beşinci defa) (29 kasım 1593-3 nisan 1596, ölüm), Damat İbrahim Paşa (3 ni- san-27 ekim 1596, azil), Çağalâzâde (Ca- ğaloğlu) Sinan Paşa (27 ekim-18 aralık 1596, azil), Damad İbrahim Paşa (ikinci defa (18 aralık 1596-3 kasım 1597, azil), Hadım Hasan Paşa (3 kasım 1597-8 ni san 1598, idam), Cerrah Mahmed Paşa (8 nisan 1598-7 ocak 1599, azil), Damad İbrahim Paşa (üçüncü defa) (7 ocak 1599-10 temmuz 1601, ölüm), Yemişçi Ha san Paşa (22 temmuz 1601-4 ekim 1603, azil ve sonra idam), Yavuz (Malkoç) Ali Paşa (16 ekim 1603). 14. BİRİNCİ AHMED DEVRİ Yavuz (Malkoç) Ali Paşa (26 temmuz 1601, ölüm), Bosnalı Lala Mehmed Paşa (5 ağustos 1604-21 haziran 1606, ölüm). Dsrviş Mehmed Paşa (21 haziran 9 aralık 1606, idam), Kuyucu Murad Paşa (11 aralık 1606-5 ağustos 1611, ölüm), Nasuh Paşa (22 ağustos 1611-17 ekim 1614 idam), öküz Mehmed Paşa (17 ekim 1614-17 kasım 1616, azil), Kayserili Halil Paşa (17 kasım 1616). 15. BİRİNCİ MUSTAFA DEVRİ İlk padişahlığında: Kayserili Halil Paşa ikinci padişahlığında: Kara Davud Paşa (20 mayıs-13 haziran 1622, azil ve sonra idam), Mere Hüseyin Paşa (13 haziran-8 temmuz 1622, azil), Lef keli Mustafa Paşa (8 temmuz-21 eylül 1622, azil), Gürcü Mehmed Paşa (21 eylül 1622-5 şubat 1623, idam), Mere Hüseyin Paşa (ikinci defa) (5 şubat-30 ağustos 1628, azil), Kemankeş Kara Ali Paşa (30 ağustos 1623). 16. İKİNCİ OSMAN (Genç) DEVRİ Kayserili Halil Paşa' (-18 ocak 1619 azil), Öküz Mehmed Paşa (ikinci defa) (18 ocak-23 aralık 1619, azil), Çelebi (Güzelce) Ali Paşa (23 aralık 16198 mart 1621, ölüm), Ohrili Hüseyin Paşa (9 mart-17 eylül 1621, azil), Dilaver Paşa (17 eylül 1621-19 mayıs 1622, yeniçeriler tarafından parçalanır.) 17. DÖRDÜNCÜ MURAD DEVRİ Kemankeş Kara Ali Paşa (-3 Nisan 1324, idam), Çerkeş Mehmed Paşa (3 nisan 1624-28 ocak 1625, ölüm), Hafız Ah-med Paşa (8 şubat 1625-1 aralık 1626, azil), Kayserili Halil Paşa (ikinci defa) (l aralık 16266 nisan 1628, azil), Hüsrev Paşa (6 nisan 1628-25 ekim 1631, azil), Hafız Ahmed Paşa (ikinci defa) (25 ekim 1631-10 şubat 1632, yeniçeriler tarafından parçalanır), Topal Receb Paşa (10 şubat-17 mayıs 1632, idam), Tabanıyassı Mehmed Paşa (17 mayıs 1632-2 şubat 1637, azil), Bayram Paşa (2 şubat 1637-27 ağustos 1638, ölüm), Tayyar Mehmed Paşa (28 ağustos-23 aralık 1638, Bağ muhasarasında şehid), Kemankeş Kara Mustafa Paşa (24 aralık 1638). 18. İBRAHİM DEVRİ Kemankeş Kara Mustafa Paşa (31 ocak 1644, idam), Sultanzâde Mehmed Paşa (Civan kapıcıbaşı) (31 ocak 1644-17 aralık 1645, azil), Salih Paşa (17 aralık 164546 eylül 1647, idam), Kara Musa Paşa (16 eylül-21 eylül 1647, azil), He-zarpare Ahmed Paşa (21 eylül 1647-7 ağustos 1618, azil ve sonra paralanarak öldürüldü), Sofu Mehmed Paşa (7 ağustos 1648). 19. DÖRDÜNCÜ MEHMED DEVRİ Sofu Mehmed Paşa (-21 mayıs 1649, azil ve sonra idam), Kara Murad Paşa (21 mayıs 1649-5 ağustos 1650, istifa), Melek Ahmed Paşa (5 ağustos 1650-21 ağustos 1651, azil), Siyavüş Paşa (21 ağus-tos-17 eylül 1651, azil), Gürcü Mehmed Paşa 17 eylül 1651-20 haziran 1652, azil). Tarhuncu Ahmed Paşa (20 haziran 1652-20 mart 1653, idam), Derviş Mehmed Paşa (21 mart 1653-28 ekim 1654, azil), tp-şir Mustafa Paşa (28 ekim 1654-11 mayıs 1655, idam), Kara Murad Paşa (ikinci defa) (11 mayıs-19 ağustos 1655, istifa), Süleyman Paşa (19 ağustos 1655-28 şubat 1656, azil), Deli Hüseyin Paşa (28 şubat-5 mart 1656), Zurnazen Mehmed Paşa (5 mart 1656, dört saat, azil), Siyavuş. Paşa (ikinci defa) (5 mart-25 nisan 1656, ölüm), Boynueğri (Yaralı) Mshmed Paşa (26 nisan-15 eylül 1656, azil), Köprülü Mehmed Paşa (15 eylül 1656-30 ekim 1661, ölüm), Köprülü-zâde Fazıl Ahmed Paşa (30 ekim 1661-3 kasım 1676, ölüm), Merzifonlu Kara Mustafa Paşa (5 kasım 1676-15 aralık 1683, idam), Kara ibrahim Paşa (15 aralık 1683-18 aralık 1685, azil ve sonra idam), Sarı Süleyman Paşa (18 aralık 1685-18 eylül 1687, azil ve sonra idam), Abaza Siyavüş Paşa (23 eylül 1687). 20. İKİNCİ SÜLEYMAN DEVRİ Abaza Siyavüş Paşa (l mart 1688, azil ve sonra yeniçeriler tarafından paralanarak öldürüldü), Nişancı ismail Paça (2 mart-2 mayıs 1688, azil), Tekirdağ-h Bekri Mustafa Paşa (2 mayıs 1688-25 ekim 1689 azil), Köprülüzâde Fâzıl Mustafa Paşa (25 ekim 1689). 21. İKİNCİ AHMED DEVRİ Köprülüzâde Fâzıl Mustafa Paşa (19 ağustos 1691, Slankamende şehid), Arabacı Ali Paşa (31 ağustos 1691- 27 mart, 1692, azil), Merzifonlu Hacı Ali Paşa (27 mart 1692-27 mart 1693, istifa), Bıyıklı (Bozoklu) Mustafa Paşa (27 mart 1693-4 mart 1694, azil), Sürmeli (Defterdar) Ali Pasa (14 mart 1694). 22. İKİNCİ MUSTAFA DEVRi Sürmeli (Defterdar Ali Paşa (-2 mayıs 1695, azil ve sonra idam), Elmas Mehmed Paşa (2 mayıs 1695-11 eylül 1697, Zenta'da şehid), Amca-zâde (Köprülü; Hüseyin Paşa (18 eylül 1697-4 eylül 1702, istifa), Dalbatan Mustafa Paşa (4 eylül 1702-24 ocak 1703, azil), Rami Mehmed Paşa (24 ocak-19 ağustos 1703, azil), Kavanoz Ahmed Paşa (22 ağustos-16 kasım 1703, azil), Damad (Enişte) Hasan Paşa (6 kasım 1703-). 23. ÜÇÜNCÜ AHMED DEVRi Damad (Enişte) Hasan Paşa (-28 eylül 1704, azil), Kalayhkoz Ahmed Paşa (28 eylüi-2C er .-.'-.k 1704 azil), Baltacı Mehmed Paşa (25 aralık 1704-3 mayıs 1706 16 haziran 1710, azil), Köprülü-zâde Numan Paşa (16 haziran-18 ağustos 1710, azil), Baltacı Mehmed Paşa (ikinci defa) (18 ağustos 1710-20 kasım 1711, azil). Ağa Yusuf Paşa (20 kasım 1711-12 kasım 1712, azil), Süleyman Paşa (12 kasjm 1712-6 nisan 1713, azil), Hoca ibrahim Paşa (6 m-san -27 nisan 1713, azil ve idam), Damad (Şehid) Ali Paşa 27 nisan 1713-6 ağustos 1716, Peterwardein'de şehid). Halil Paşa (22 ağustos 1716-26 ağustos 1717, azil Nişancı Mehmed Paşa (26 ağustos 1717-9 mayıs 1718, azil), Nevşehirli Damad ibrahim Pasa (9 mayıs 1717-30 eylül 1730, azil ve sonra idam), Silâhtar Mehmed Paşa (l ekim 1730). 24. BiRiNCi MAHMUD Silâhtar Mehmed Paşa (22 ocak 1731, azil), Kabakulak ibrahim Paşa (22 ocak-10 eylül 1731, azil), Topal Osman Paşa (10 eylül 1731-12 mart 1732, azil), Hekim-oğlu Ali Paşa (12 mart 1732-12 temmuz 1742, azil), Hekim-oğlu Ali paşa (ikinci dearalık, 1735, azil), Silâhtar Seyyid Mehmed Paşa (9 ocak 1736-6 ağustos 1737, azil) Muhsin-zâde (Çelebi) Abdullah Paşa (6 ağuslos-19 aralık 1737, azil). Yeğen Mehmed Paşa (19 aralık-1737-22 mart 17S9, azil), îvaz-zâde Hacı Mehmed Paşa (22 mart 1739-23 haziran 1740, azil), Hacı Ahmed Paşa (23 haziran 1740-21 nisan 1742, azil), Hekim-oğlu Ali Paşa (ikinci defa) (21 nisan 1742-23 eylül 1743, azil), Seyyid Hasan paşa (23 eylül 1743-9 ağustos 1746, azil), Tiryaki Hacı Mehmsd Paşa (9 ağustos 1746-24 ağustos 1747, azil), Seyyid (Boynueğri) Abdullah Paşa (24 ağustos 1747-3 ocak 1750, azil), Dividdar Mehmed Emin Paşa (9 ocak 1750-1 temmuz 1752, azil), Köse Bahir Mustafa Paşa (l temmuz 1752-). 25. ÜÇÜNCÜ OSMAN DEVRİ Köse Bahir Mustafa Paşa (-15 şubat 1755, azil), Hekim-oğlu Ali Paşa (üçüncü defa) (15 şubat-18 mayıs 1755, azil), Naili Abdullah Paşa (18 mayıs-24 ağustos, 1755, azil), Bıyıklı Ali Paşa (24 ağustos-25 e-kim 1755, azil ve idam), Yirmisekiz Çe-lebi-zâde Mehmed Said Paşa (25 ekim 1755-1 nisan 1756, azil), Köse Bahir Mustafa Paşa (ikinci defa) (l nisan 1756-11 ocak 1757, azil), Koca Ragıb Paşa (12 o-cak 1757-). 26. ÜÇÜNCÜ MUSTAFA DEVRi Koca Ragıb Paşa (-7 nisan 1763, ölüm). Tevkii Hamza Hamid Paşa (8 nisan-1 kasım 1763, azil). Köse Bahir Mustafa Paşa (üçüncü defa) (l kasım 1763-30 nisan 1765, azil), Muhsin-zâde Mehmed Paşa (30 nisan 1765-7 ağustos 1768, azil), Silâhtar Mahir Hamza Paşa (7 ağustos-20 e-kim 1768, azil), Yağlıkçı-zâde Hacı Mehmed Emin " Paşa (20 ekim 1768-12 ağustos 1769, idam), Moldavancı Ali Paşa (16 ağustos-12 aralık 1769, azil), îvaz-zâde Halil Paşa (12 aralık 1769-25 ekim 1770, a-zil). Silâhtar Mehmed Paşa (25 ekim 1770-11 ocak 1771, azil), Muhsin-zâds Mehmed Paşa (ikinci defa) (11 ocak 1771-). 27. BiRiNCi ABDÜLHAMlD DEVRi Muhsin-zâde Mehmed Paşa (-4 ağustos 1774, ölüm), izzet Mehmed Paşa (10 a-ğustos 1774-6 temmuz 1775, azil), Derviş Mehmed Paşa (6 temmuz 1775-5 ocak ocak 1777, azil), Darendeli Mehmed Paşa (5 ocak 1777-1 eylül 1778, azil), Kalafat Mehmed Paşa (l eylül 1778-21 ağustos 1779, azil), Silâhtar Seyyid (Kara Vezir) Mehmed Paşa (21 ağustos 1779-19 şubat 1781, ölüm), izzet Mehmed Paşa (ikinci defa) (20 şubat 1781-25 ağustos 1782, azil), Yeğen Hacı Mehmed Paşa (25 ağustos-31 aralık 1782, azil), Halil Hamid Paşa (31 aralık 1782-31 mart 1785, azil), Şahin Ali Paşa (31 mart 1785-24 ocak, 1786, azil). Koca Yusuf Paşa (25 ocak 1786-). 28. ÜÇÜNCÜ SELiM DEVRi Koca Yusuf Paşa (-7 haziran 1789, a-zil), Kethüda Cenaze Hasan Paşa (7 haziran 1789-2 ocak 1790, azil), Cezayirli Gazi Hasan Paşa (2 ocak-14 mayıs 1790, ö-lüm), Rusçuklu Çelebi-zâde Hasan Paşa (14 mayıs 1790-14 şubat 1791, idam), Koca Yusuf Paşa (ikinci defa) (27 şubat 1791-4 mayıs 1792, azil), Melek Mehmed Paşa (4 mayıs 1792-19 ekim 1794, azil), izzet Mehmed Paşa (20 ekim 1794-23 ekim 1798, azil), Yusuf Ziya Paşa (23 ekim 1798-24 nisan 1805, istifa), Hafız (Bostan-cıbaşı) ismail Paşa (24 nisan 1805-13 aralık 1806, azil), Keçiboynuzu Ağa İbrahim Hilmi Paşa (13 ocak 1806-). 29. DÖRDÜNCÜ MUSTAFA DEVRi Keçiboynuzu Ağa ibrahim Hilmi Paşa (3 haziran 1807, firar ve azil), Çelebi Mustafa Paşa (13 haziran 1807-28 temmuz 1808, azil). 30. iKiNCi MAHMUD DEVRi Alemdar Mustafa Paşa (28 temmuz-15 kasım 1808, şehid) Menus Paşa (21 kasım 1808-1 ocak 1809, azil), Yusuf Ziya Paşa (ikinci defa) (l ocak 1809-10 nisan 1811, azil), Ahmed Paşa (10 nisan 1811-5 eylül 1812, azil), Hurşid Ahmed Paşa (5 eylül 1812-30 mart 1815, azil), Mehmed E-min Rauf Paşa (30 mart 1815-5 ocak 1818, azil). Derviş Mehmed Paşa (6 ocak 1818-4 ocak 1820, azil), Seyyid Ali Paşa (4 o-cak 1820-21 nisan 1821, azil), Bsnderli Ali Paşa (21 nisan-30 nisan 1821, azil), Hacı Salih Paşa (30 nisan 1821-11 kasım 1822, azil), Deh" Abdullah Paşa (11 kasım 1822^ 4 mart 1823, azil). Silâhtar Ali Paşa (4 mart-13 ocak 1823, azil), Mshmed Said Ga-, lib Paşa (18 ocak 1823-15 eylül 1824, a-zii), Benderli Mehmed Selim Sim Paşa (15 eylül 1824-26 ekim 1828, azil), Topal Mehmed izzet Paşa (26 ekim 1828-28 o-cak 1829, azil), Reşid Mehmed Paşa (28 ocak 1829-17 şubat 1833, azil), Mehmed Emin Rauf Paşa (ikinci defa) (17 şubat 1833 30 mart 1838 den sonra başvekil-2 temmuz 1839, azil). 31. ABDÜLMEClD DEVRi Koca Hüsrev Mehmed Paşa (3 temmuz 1839-8 haziran 1840, azil), Mehmed Emin Rauf Paşa (üçüncü defa) (8 haziran 1840-7 ekim 1841, azil), îzzet Mehmed Paşa (ikinci defa) (7 ekim 1841-3 eylül 1842, azil), Mehmed Emin Rauf Paşa (dördüncü defa) (3 eylül 1842-28 eylül 1846, azil), Büyük Mustafa Reşid Paşa (28 eylül 1846-28 nisan 1848, azil), ibrahim Sarım Paşa (28 nisan 1848-11 a-ğustos 1848, azil), Mustafa Reşid Paşa (ikinci defa) (13 ağustos 1848-26 ocak 1852, azil), Mehmed Emin Rauf Paşa (beşinci defa) (27 ocak-5 mart 1852, a-zil), Mustafa Reşid Paşa (üçüncü defa) (5 mart-5 ağustos 1852, azil), Mehmed E-min Ali Paşa (6 ağustos-3 ekim 1852, a-zil), Damad Mehmed Ali Paşa (3 ekim 1852-13 mayıs 1853, azil), Mustafa Naili Paşa (14 mayıs-8 temmuz 1853, azil), Mustafa Naili Paşa (ikinci defa), (10 temmuz 1853-29 mayıs 1854, azil), Kıbrıslı Mehmed Emin Paşa (29 mayıs-23 kasım 1854, azil), Mustafa Reşid Paşa (dördüncü defa (23 kasım 1854-2 mayıs 1855, istifa). Mehmed Emin Âli Paşa (ikinci defa) (2 mayıs 1855-1 kasım 1856, azil), Mustafa Reşid Paşa (beşinci defa) (l kasım 1856-6 ağustos 1857, azil), Mustafa Naili Paşa (üçüncü defa) (6 ağustos-22 ekim 1857, azil), Mustafa Reşid Paşa (altıncı defa), (22 ekim 1857-7 ocak 1858, ölüm), Mehmed Emin Âli Paşa (üçüncü defa) (11 ocak 1858-18 ekim 1859, azil), Kıbrıslı Mehmed Emin Paşa (ikinci defa), (18 ekim-23 aralık 1859, azil), Mütercim Mehmed Rüşdi Paşa (24 aralık-1859-27 mayıs 1860. azil), Kıbrıslı Mehmed Emin Paşa (üçüncü defa) (28 aralık 1860). 32. ABDÜLÂZİZ DEVRi Kıbrıslı Mehmed Emin Paşa (G ağustos 1861), Mehmed Emin Âli Paşa (dördüncü defa) (6 ağustos-22 kasım 1861, azil), Keçeci-zâde Mehmed Fuad Paşa (22 kasım 1861-2 ocak 1863 istifa). Yusuf Kâmil Paşa (5 ocak-1 haziran 1863, azil), Keçeci-zâde Mehmed Fuad Paşa (ikinci defa) (l haziran 1863-5 haziran 1866. azil), Mütercim Mehmed Rüşdi Paşa (ikinci defa) (5 haziran 1866-11 şubat 1867, istifa), Mehmed Emin Âli Paşa (beşinci defa) (11 şubat 1867-7 eylül 1871, ölüm), Mahmud Nedim Paşa (7 eylül 1871-31 temmuz 1872, azil), Midhad Paşa (31 temmuz-19 ekim 1872, azil), Mütercim Rüşdi Paşa (üçüncü defa) (19 ekim 1872-15 şubat 1873, azil), Ahmed Esad Paşa (15 şubat-16 nisan 1873, azil), Şirvani-zâde Mehmed Rüşdi Paşa (16 nisan 1873-13 şubat 1874, azil), Hüseyin Avni Paşa (14 şubat 1874-25 nisan 1875, azil), Ahmed Esad Paşa (ikinci defa) (26 nisan-26 ağustos 1875, azil). Mahmud Nedim Paşa (ikinci defa) (28 ağustos 1875-11 mayıs 1876, azil), Mütercim Mehmed Rüşdi Paşa (dördüncü defa) (12 mayıs 1876). 33. BEŞiNCi MÜRAD DEVRi Mütercim Mehmed Rüşdi Paşa (-). 34. iKiNCi ABDÜLHAMİD DEVRi Mütercim Mehmed Rüşdi Paşa (19 aralık 1876, istifa), Midhat Paşa (ikinci defa) (19 aralık 1876-5 şubat 1877, azii), Edhem Paşa (5 şubat 1877-11 ocak 1878. azil), Ahmed Hamdi Paşa (11 ocak^l şubat 1878, azil), Ahmed Vefik Paşa (Başvekil) (4 şubat-18 nisan 1878, azil), Mehmed Sadık Paşa (Başvekil (18 nısan-28 mayıs 1878, azil), Mütercim Rüşdi Paşa (beşinci defa) (28 mayıs-4 haziran 1878, azil), Safvet Paşa (4 haziran-4 aralık 1878, azil), Tunuslu Hayreddin Paşa (4 aralık 1878-29 haziran 1879, azil), Ahmed Arifi Paşa (Başvekil) (29 haziran-18 ekim 1879, azil), Küçük Mehmed Said Paşa (Başvekil) (19 ekim 1879-9 haziran-12 ey- 1880 -2 mayıs 1882, azil), Abdürrahman şa (ikinci defa) (Başvekil) (12 eylül 1880-2 mayıs 1882, azil), Abdürrahman Nureddin Paşa (Başvekil) (2 mayıs-10 temmuz 1882, azil), Küçük Mehmed Said Paşa (üçüncü defa) (Başvekil) (11 tem- muz-30 kasım 1882, azil), Ahmed Vefik Paşa (ikinci defa) (Başvekil) (30 kasım-2 aralık 1882, azil), Küçük Mehmed Said Paşa (dördüncü defa) (2 aralık 1882-25 eylül 1885, azil), Mehmed Kâmil Paşa (25 eylül 1885-4 eylül 1891, azil), Cevad Paşa (4 eylül 1891-8 haziran 1895, azil). Küçük Mehmed Said Paşa (beşinci defa) (11 haziran-1 ekim 1895, azil), Mehmer Kâ mil Paşa (ikinci defa) (l ekim-7 aralık 1895, azil), Halil Rıfat Paşa (7 aralık 1895-18 kasım 1901, ölüm), Abdürrahman Nureddin Paşa (ikinci defa vekil olarak 4 kasım-18 kasım 1901, istifa), Küçük Meh med Said Paşa (altıncı defa) (18 kasım 1901-14 ocak 1903, azil), Mehmed Ferid Paşa (15 ocak 1903-22 temmuz 1908, azil). Küçük Mehmed Said Paşa (yedinci defa) (22 temmuz 5 ağustos 1908, istifa), Meh med Kâmil Paşa (üçüncü defa) (6 ağus tos 1908-13 şubat 1909, istifa), Hüseyin Hilmi Paşa (14 şubat-13 nisan 1909, isti fa), Ahmed Tevfik Paşa (14 nisan 1909-). 35. BEŞİNCİ MEHMED REŞAD DEVRi Ahmsd Tevfik Paşa (-2 mayıs 1909, saltanat değişikliği dolayısiyle usulen istifa), Ahmed Tevfik Paşa (ikinci defa) (2 mayıs-6 mayıs 1909, istifa), Hüseyin Hilmi Paşa (ikinci defa) (6 mayıs-28 aralık 1909, istifa), İbrahim Hakkı Paşa (12 o-çak 1910-25 eylül 1911, istifa), Küçük Mehmed Said Paşa (sekizinci defa) (30 eylül-30 aralık 1911, istifa), Küçük Mehmed Said Paşa (dokuzuncu defa) (31 aralık 1911-16 temmuz 1912, istifa), Gazi Ahmed Muhtar Paşa (22 temmuz-29 ekim 1912, istifa), Mehmed Kâmil Paşa (dördüncü defa) (29 ekim 1912-23 ocak 1913, istifaya zorlanma), Mahmud Şevket Paşa (23 ocak-11 haziran 1913, öldürüldü), Said Halim Paşa (12 haziran 1913-4 şubat 1917, istifa), Talât Paşa (5 şubat 1917-). 36. MEHMED VAHİDEDDİN DEVRİ Talât Paşa (-14 ekim 1918, istifa), izzet Paşa (14 ekim-10 kasım 1918, istifa), Ahmed Tevfik Paşa (üçüncü defa) (11 kasım 1918-13 ocak 1919, istifa), Ahmed Tevfik Paşa (dördüncü defa) (13 ocak-24 şubat 1919, istifa), Ahmed Tevfik Paşa (beşinci defa) (24 şubat-4 mart 1919, istifa), Damad Ferid Paşa (4 mart-19 mayıs 1919, istifa), Damad Ferid Paşa (ikinci defa) (19 mayıs-21 temmuz 19İ9, istifa), Damad Ferid Paşa (üçüncü defa) (21 temmuz-1 ekim 1919, istifa), Ali Rıza Paşa (2 ekim 1919-8 mart 1920, istifa), Salih Paşa (8 mart-2 nisan 1920, istifa), Damad Ferid Paşa (dördüncü defa) (5 nisan-31 temmuz 1920, istifa), Damad Ferid Paşa (beşinci defa) (31 tenı-muz-17 ekim 1920, istifa), Ahmed Tevfik Paşa (altıncı defa) (21 ekim 1920-4 kasım 1922, istifa)M.Sertoğlu.
SADRIÂZAM AĞALARI (Bak. Kapı Halkı)M.Sertoğlu.
Dostları ilə paylaş: |