Ahlak Temizliğine Duyulan İhtiyaç Ahlak Temizliğinin Etkileri ve Önemi Şeyh Hüseyin Behrani



Yüklə 1,71 Mb.
səhifə35/68
tarix03.08.2018
ölçüsü1,71 Mb.
#66881
1   ...   31   32   33   34   35   36   37   38   ...   68

Ali (a.s) ve Siyaset


Nehc'ül Belağa'ya müracaat ettiğimiz takdirde İmam'ın (a.s) hutbeleri, mektupları ve hikmetli sözlerinden şu hakikati elde etmekteyiz ki İmam Ali (a.s) hem bir siyasetçi, hem doğru bir siyaset uygulayan kimse, hem de ülke idaresini ve halk yönetimini en ince detaylarına kadar bilen bir kimsedir. Hz. Ali (a.s) bu bilgilerini beyan ediyor ve diğerlerine de öğretiyordu. Hz. Ali (a.s) bu bilgilerini İslam'ın içinden ve Kur'an öğretilerinden elde ediyor, İslami ve insani temel ilkelere dayanarak siyasi bir tavır takınıyordu.

Şimdi de İmam Ali'nin (a.s) Nehc'ül- Belağa'da yer alan siyasi öğretilerinden, emirlerinden ve ilkelerinden örnekler sunacağız:



1- Devlet ve Devlet Sisteminin Zarureti


Hz. Ali (a.s) zamanında Hariciler vasıtasıyla anarşizm1 düşüncesi yayılmaya yüz tutmuştu. Onlar olumsuz eserler yaratan Sifin savaşındaki hakemlik olayında su istifade de bulundular, hakim sistemin zaruretini, hükümeti ve velayet ilkelerini reddettiler, kendi yerinde doğru olan, “Hüküm sadece Allah'a aittir” sloganıyla devletin ortadan kalkmasını savundular. İmam (a.s) bu safsata ve lafazanlığa şöyle cevap vermiştir: “Hakk ve doğru bir söz, ancak onunla batıl irade edilmektedir. Evet şüphesiz ki hüküm sadece Allah’a aittir. Ancak onlar (aslında) “Emretmek- emirlik Allah’a aittir” diyorlar. Oysa insanlara iyi veya kötü bir emir gerekir. Böylece mümin onun emri altında (iyilikle) amel eder ve kafir onun emri altında faydalar bulur. Allah onun emri-buyruğu altında (herkesi mukadder kıldığı) ecele ulaştırır. Vergiler onunla toplanır ve düşmanla onun emri altında savaşılır. Yollar onunla güvenli olur. Zayıfın hakkı güçlüden onunla alınır. Böylece iyi kişi huzura erer ve kötüden emin olur, zarar görmez.”1

2- Devletin Halkla İlişkileri


Bu bölümde ise, Nehc'ül- Belağa'da yol gösterici konular ve faydalı bilgiler mevcuttur. Tarih tecrübesi bundan daha iyi ve faydalı bilgiler kaydetmemiştir. Bu kılavuzluklar, bir taraftan devletin itibarını, nüfuzunu ve sevimliliğini temin etmektedir. Öte yandan da halkın menfaatlerini, maslahatlarını, gelişimini, mutluluğunu ve moralini yüksek tutmaktadır.

İmam Ali (a.s) halk kitlesi, refah içinde yüzen azınlık, mahrumlar, memurlar, hakimler, askerler, muhalifler, bilginler, sanat sahipleri ve ihtiyaç sahipleri ile ilişkiler biçimi hakkında bir takım deliller, etkiler ve sonuçlar beyan etmektedir. Şimdi Hz. Ali'nin (a.s) ümmetin bu çeşitli kesimleri hakkında vermiş olduğu emirlerinden örnekler aktaralım:


1- Halk

A: Halk kitlesine dayanmak.

“Senin için işlerin en sevimlisi hakta orta yolda olan, adalette en genel bulunan ve halkın hoşnutluğunu en çok toplayan iş olmalıdır. Çünkü genelin öfkesi özelin rızayetini faydasız kılar “


Hakeza: “Dinin direği olan, İslam cemaatini oluşturan, düşmanlara karşı duran, ümmetin çoğunluğu olan halkı daha çok sevmeli ve onlara daha fazla meyletmelisin.”1

Gördüğümüz gibi İmam (a.s) Hak ve adaleti, halkın çoğunluğu ile birlikte ve onların safında yer aldığını kabul etmektedir. Hz. Ali'ye (a.s) göre halkın hoşnutluğunu elde etmek sorunları halletmektedir. Halkın meydanlardaki huzuru düşmanları def etmekte, dini korumakta ve toplumun güçlerini bir noktaya yoğunlaştırmaktadır. Hz. Ali (a.s) Mısır valisinden başarı ve hizmet yolunu halktan ve çoğunluktan elde etmesini istemektedir.



B- Halkın Çoğunluğunun Menfaatinin Azınlığa Oranla Önceliği


Hz. Ali (a.s) vurgunculuk ve spekülasyonu önlemeyi emrederken de şöyle buyurmaktadır: “Bu, halk için bir zarar kapısıdır; valiler için de bir kusurdur. Karaborsacılığı önle, çünkü Resulullah da men etmiştir.”1

Gördüğünüz gibi Hz. Ali'ye (a.s) göre halkın zararı devletin aybı ve utancıdır. Hz. Ali (a.s) bu gerekçeyle vurguncuların özgürce vurgunculuk yapmalarına engel olunmasını istemektedir.



C- Halkla İlişkiler


Hz. Ali (a.s) bu hikmet ve felsefeyle Malik-i Eşter'den halkla ilişkiler kurmasını ve onlardan ayrılmamasını istemektedir. Hz. Ali'ye (a.s) göre hâkimin halktan gizlenmesi; insanların sapmasına, toplumun hakikatlerden uzak düşmesine, şek ve şüpheye maruz kalmasına ve toplumda güvensizliğin ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Bugün diktatör ve demokratik toplumlarda da bu konu, tecrübe edilmiştir. Hâkimler, insanlarla irtibat kurdukça hükümetleri ve toplumun atmosferleri daha salim ve güçlü kalmıştır. Bu irtibatın zayıfladığı her yerde ise toplum hareketi zayıflamış, halk ve idareciler ilişkisi kararmaya yüz tutmuştur: “Halkından uzun müddet gizlenme. Çünkü valinin raiyetinden gizlenmesi, halkı sıkıntıya sokan işlerdendir ve işlerdeki bilgisinin azlığına delalet eder. Onlardan gizlenmek birçok şeyi bilmelerine engel olur, onların gözüne büyük şeyler küçük; küçük şeyler büyük görünür. İyilik kötü görünür; kötülük güzel görünür; sonuçta hakla batıl birbirine karışır. Vali de bir insandır; halkla görüşmedikçe onların halini bilemez, kendisine gizli kalanları göremez. Halkın, kendisiyle doğrunun yalandan ayrıldığı alametleri yoktur.

Sen iki halden biri üzeresin; hakkı uygulamada eli açık ve cömertsin, o halde neden halktan gizlenip ödemen gereken bir farzdan veya yapman gereken bir iyilikten kaçınasın? Ya da cimri ve dar görüşlü birisin; bu durumda da halk seni görünce ümidini keser ve ihtiyaçlarını istemek- ten vaz geçer. Üstelik halkın sana zahmet vermeyen şikâyetlerinin çoğu, ya bir zulme uğradığından yahut muamelede insaf istediğindendir.”1



2- Kamuoyu


Hz. Ali (a.s) kamuoyuna dayanmayı ve güvenmesi önemle vurgulamaktadır. Hz. Ali'ye (a.s) göre kamuoyu ve değerlendirmeleri, gerçek bir değer taşımaktadır. Öte yandan Hz. Ali'ye (a.s) göre kamuoyunu elde etmek, hükümeti güçlendirmekte ve işlerin güzel yürütülmesine neden olmaktadır. Halkı aydınlatmak ve sorularına cevap vermek de halkı ikna etmede çok etkilidir. Hz. Ali (a.s), kendi valilerinden; halkı olaylardan haberdar ederek onları ikna etmesini ve halkın şek ve şüpheye düşmekten alı konmasını istemektedir.”Halkın, zulüm yaptığını zannederse; mazereti açıkça söyleyerek kendini bu zandan kurtar. Bu iş nefsin için bir riyazet ve halka karşı bir yumuşaklıktır. Özür getirmekle, hem kendi hedefine ulaşırsın, hem de onların hak yolda sebat etmelerini sağlarsın.”1


Yüklə 1,71 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   31   32   33   34   35   36   37   38   ...   68




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin