Allame murtaza askerî ehl-i BEYT VE ehl-i SÜnnet ekolleri Mütercim: Cafer bendiderya ismail bendiderya


PEYGAMBERLERİN ÖZELLİKLERİ VE ALLAH'IN ONLARA ÖZGÜ KILDIĞI HUSUSLAR HAKKINDAKİ İHTİLÂFLAR VE KAYNAKLARI



Yüklə 1,44 Mb.
səhifə7/70
tarix29.10.2017
ölçüsü1,44 Mb.
#19784
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   ...   70

PEYGAMBERLERİN ÖZELLİKLERİ VE ALLAH'IN ONLARA ÖZGÜ KILDIĞI HUSUSLAR HAKKINDAKİ İHTİLÂFLAR VE KAYNAKLARI


Bazı Müslümanların peygamberler hakkında görüşleri şu şekildedir:

Peygamberlere ait şeylerden ve onlardan bize kalan hatıralardan hayır ummak ve onların türbelerini ibadet yeri edinmek şirktir. Onların mezarının üzerine türbe yapmak şirk seviyesindedir. Onların ve Allah velilerinin doğumları dolayısıyla anma programları düzenlemek, günah, bid'at ve haramdır. Allah'tan başkasını O'na aracı kılmak şirk sayılır; Resulullah'ın (s.a.a) vefatından sonra ondan şefâat ummak İslâm dinine aykırıdır. Bunların karşısında yer alan grup ise kendi görüşlerinin ispatı için aşağıdaki delilleri ileri sürmektedirler:


a) Hz. Peygamber'den Kalan Şeylerle Teberrük Etmek


Bunlar, Peygamber'e ait şeylerden hayır ve bereket ummanın meşruiyetini bütün hadis kitaplarında kaydedilmiş olan mütevatir hadislere dayandırmaktadırlar. Binaenaleyh sahabeler, Resulullah'ın (s.a.a) hayatı döneminde Hz. Peygamber'e ait olan şeylerle teberrük ediyorlardı; böyle yaparken de bizzat Allah Resulü'nün bu alandaki sarih emrine uyuyorlardı. Yine bu sahabeler, Resulullah'ın  (s.a.a) vefatından sonra onun eserlerinden ve anılarından hayır ve bereket umuyorlardı. Aşağıda bunlardan bazı örnekler vermekle yetineceğiz:

1- Hz. Peygamber'in Ağzının Suyuyla Teberrük


Sahih-i Buharî'de, Meğâzî kitabının "Mâ Kile Fî Livâi'n-Nebî" (Peygamber'in Sancağı Hakkında Söylenenler) babında, Sehl b. Sa'd'dan

naklen Resulullah'ın (s.a.a) Hayber Savaşı'nda şöyle buyurduğu nakledilir:

Ben yarın bu sancağı öyle birinin eline vereceğim ki yüce Allah Hayber'in kapısını onun eliyle açacaktır. O, Allah ve Resulü'nü sever, Allah ve Resulü de onu severler." Râvî der ki, gece boyunca insanlar, yarın Resulullah'ın (s.a.a) sancağı kimin eline vereceğini düşünüyordu. Sabah erkenden sahabeler Resulullah'ın (s.a.a) etrafını sardı. Her biri Resulullah'ın (s.a.a) sancağı kendisine vermesini umuyordu. Tam bu

sırada Resulullah (s.a.a), "Ali nerede?" diye sordu. "Ya Resulullah, gözleri ağrıyor." dediler. Bunun üzerine Resulullah (s.a.a) Ali'yi yanına getirmesi için birini gönderdi...[48]

Buharî bu rivayetin gerisini "el-Cihad-u ve's-Seyr" kitabında şöyle nakleder:

Resulullah'ın (s.a.a) emriyle Ali'yi getirdiler. Peygamber, Ali hakkında hayır duada bulundu ve ağzının suyundan biraz gözlerine sürdü. Ali'nin gözleri âdeta hiç rahatsız olmamış gibi ansızın iyileşti.[49]

Müslim de bu olayın gerisini Seleme b. Ekva'dan şöyle nakleder:

Ali'nin yanına giderek gözleri şişkin olduğu hâlde onu, Resulullah'ın (s.a.a) huzuruna getirdim. Peygamber ağzının suyundan Ali'nin gözlerine sürdü ve o, göz ağrısından kurtuldu. Sonra Resulullah (s.a.a) sancağı onun eline verdi.[50]


2- Hz. Peygamber'in (s.a.a) Abdest Suyuyla Teberrük


Sahih-i Buharî'de Enes b. Mâlik'ten şöyle rivayet edilir:

Resulullah'ın (s.a.a) yanındaydım. İkindi namazı vakti olmuştu ve insanların abdest için suları yoktu. Resulullah'ın abdest alması için, ona bir kap su getirdiler. Hz. Peygamber elini o kaba soktuktan sonra herkesin o sudan abdest almasını emretti. Ben kendi gözlerimle Resulullah'ın armaklarından

su kaynadığını gördüm; o sudan oradakilerin hepsi abdest aldı.[51]

Yine Buharî Câbir b. Abdullah'tan şöyle nakleder:

Bir gün ikindi namazı vakti Resulullah'la (s.a.a) oturmuştuk; abdest için su çok azdı; onu da bir kaba dökerek Resulullah'a getirdik. Resulullah (s.a.a) elini o kaba sokup parmaklarını açarak, "Abdest almak isteyenler, abdestlerini alsınlar, bereket Allah'tandır." buyurdu. Ben gözlerimle Allah

Resulü'nün parmaklarının arasından su kaynadığını gördüm.  Oradakilerin hepsi o sudan abdest aldılar, içtiler. Ben şahsen o kaptan bir miktar su içtiğim için asla pişman değilim, bundan dolayı kendimi kınamıyorum. Çünkü o suyu hayır ve bereket kaynağı olarak görüyorum. Râvi der ki: Câbir'e, "O gün kaç kişiydiniz?" diye sorduğumda, "O gün bin dört yüz kişiydik." dedi... (Diğer bir rivayete göre "Bin beş yüz kişiydik." demiştir.)[52]


3- Hz. Peygamber'in Başının ve Göğsünün Suyuyla Teberrük


Buharî, Hudeybiye antlaşması olayında Urve b. Mes'ud'dan Resulullah (s.a.a) ve ashabı hakkında şöyle kaydetmiştir:

Vallahi Resulullah (s.a.a) ağzından ve burnundan dışarı attığı bir şeyi insanlar kapışıyor, onları başlarına, yüzlerine ve bedenlerine sürüyorlardı. Resul-i Ekrem (s.a.a.) abdest aldığı zaman insanlar onun abdest suyuyla teberrük etmek için nerdeyse birbirlerini öldüreceklerdi.[53]


4- Hz. Peygamber'in (s.a.a) Saçıyla Teberrük


Müslim, Sahih'inde şöyle kaydeder:

Resulullah (s.a.a) Mina'ya geldi. Şeytan'ı taşlayıp kurban kestikten sonra, başını tıraş edip saçını insanlar arasında bölüştürdü.

Diğer bir rivayette ise şöyle geçer:

Resulullah bir berber istedi; berber gelip Peygamber'in saçını tıraş etti. Resulullah (s.a.a) tıraş edilen saçlarını Ebu Talha'ya vererek onu halk arasında bölüştürmesini istedi.[54]

Yine Enes'ten şöyle nakleder:

Ben bizzat, bir berberin Resulullah'ın (s.a.a) saçını tıraş ettiğini, sahabelerin ise Hz. Peygamber'in etrafında döndüğünü ve bir saçını bile yere düşürmediklerini gördüm.[55]

Usdu'l-Gâbe'de Halid b. Velid'in hayatı bölümünde şöyle geçer:

Halid b. Velid İranlılarla ve Rumlarla yaptığı savaşlardan ve Dimeşk'in kapısını açmasından dolayı çok ün kazanmıştı. O savaşta başına taktığı sarığa Resulullah'ın (s.a.a) saçından bir tel yerleştirmişti. Onun bereketiyle savaşa gidiyor ve zafer kazanıyordu.

Usdu'l-Gâbe, el-İsâbe ve el-Müstedreku Ale's-Sahiheyn kitaplarında şöyle geçer:

Halid b. Velid Yermuk Savaşı'nda sarığını kaybedince, bazılarını onu bulup kendisine getirmeleri için görevlendirdi. Görevliler gidip eli boş gelince, onları gönderip sarığını bulmalarını tekrar söyledi. Nihayet onlar Halid'in sarığını bulup getirdiler; bu, çok eski ve yıpranmış bir sarıktı. Halid etrafındakilerin şaşkın bakışlarını görünce şöyle dedi: Resulullah (s.a.a) umre yaptıktan sonra saçını tıraş etti. İnsanlar saldırarak Hz. Peygamber'in saçlarını topladı. Ama ben diğerlerinden daha çabuk davranarak Resulullah'ın başının ön kısmının saçını aldım ve bu sarığıma yerleştirdim.  Dolayısıyla bu sarığımı ve içindeki saçı yanıma almadan hiçbir savaşa katılmıyorum; bunun bereketiyle savaşta zafere de kavuşuyorum.[56]

Yine Buharî Sahih'inde şöyle kaydeder:

Resulullah'ın (s.a.a) eşi Ümmü Seleme'nin yanında Peygamber'e ait bir miktar saç vardı. Birisi göz ağrısına tutulduğunda, bir kabın içine biraz su koyarak Ümmü Seleme'nin yanına gönderir, o da Resulullah'ın (s.a.a) saçının kıllarını o suya değdirirdi ve o su hastaya şifâ vesilesi olurdu.[57]

Yine Sahih-i Buharî ve diğer kaynaklarda Ubeyde'den şöyle rivayet edilir:

Resulullah'ın (s.a.a) saçının bir kılına sahip olsaydım, benim için bütün dünyadan ve dünyadakilerden daha iyi olurdu.[58]



Yüklə 1,44 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   ...   70




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin