BaşÖRTÜSÜ raporu 2007 Sakarya Başörtüsü Platformu


Şubat 2007 - Binlerce kızı okumaktan mahrum etmek çözüm mü oluyor?



Yüklə 2,1 Mb.
səhifə12/102
tarix30.10.2017
ölçüsü2,1 Mb.
#22656
1   ...   8   9   10   11   12   13   14   15   ...   102

25 Şubat 2007 - Binlerce kızı okumaktan mahrum etmek çözüm mü oluyor?


Hayrettin Karaman, Yeni Şafak’taki “Teziç'in savunması” başlıklı yazısında Erdoğan Teziç’i eleştirdi: “Sayın Teziç söylediklerine kendi inanıyor mu bilmem, ama bir avuç "toplum mühendisi" dışında halkı ikna edemediğini -halkın içinden birisi olarak- ben kendisine haber vereyim... "Üniversitelerde giyinme biçimi yargı organları kanalıyla iç hukukta çözüldüğü gibi uluslararası mahkemelerce de bir sonuca bağlanmıştır" diyor. Şu sorulara ne cevap verecek: YÖK üniversitelerde başörtüsünü yasaklamasaydı iç ve dış yargı bu işe karışır mıydı, yasağı yargı kararına bağlar mıydı? "Çözüldü" diyor, YÖK başkanına göre çözüm, binlerce kızı okumaktan mahrum etmek ve binlercesinin de zorla başlarını açtırmak ise bu çözüm mü oluyor, çözüm ise demokratik ve çağdaş mı oluyor?”

25 Şubat 2007 – “Türban Protokolü”

Akşam Gazetesi, köşk seçimine üç ay kala hükümetin diplomatik hareketlerle türbanı protokole soktuğunu yazdı. Haberde, İran Dışişleri Bakanı Muttaki'nin ziyareti sırasında, Tahran heyetinin hükümet görüşmesinde türbanlı tercüman, Sezer'le görüşmesinde erkek tercüman yer alması kriz olarak değerlendirildi. Haberin devamında ise ikinci kriz olarak nitelendirilen değişiklik hakkında şu bilgiler aktarıldı: “Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer 'Türbanın Köşk'te yer alamayacağı’ mesajını etkili olarak vermeye devam ediyor. Başbakan Tayyip Erdoğan'ın olası cumhurbaşkanı adaylığıyla ilgili tartışmanın yoğunlaştığı bugünlerde, bir yandan Sezer "türban"a geçit vermiyor, diğer yandan diplomatik temaslar için "türban" manevraları yapılıyor. Sezer'in davetlisi olarak Türkiye'ye gelecek Hollanda Kraliçesi Beatrix'in Emine Erdoğan ile görüşebilmesi için protokol kuralları değiştirildi. Beatrix, Çankaya köşkü bünyesindeki Camlı Köşk'te ikamet edecek. Türbanı nedeniyle Köşk'e giremeyen Emine Erdoğan, Kraliçe ile Köşk'ün hemen karşısındaki Başbakanlık Konutu'nda görüşecek.”



26 Şubat 2007 – “Cumhurbaşkanı'nın eşi neden türbanlı olmasın”

AKP Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat, Habertürk'te yayınlanan Basın Kulübü programına katılarak soruları yanıtladı. Fırat, cumhurbaşkanlığı seçimi ile ilgili olarak şunları söyledi: “Daha zaman var ve cumhurbaşkanı Meclis'in içinden, bir milletvekili olacaktır. Başbakan'ın eşi türbanlı oluyor, bundan kimse rahatsız olmuyor da Köşk'e çıkan birinin eşi türbanlı olursa neden rahatsız olsunlar.” Seçimden önce “türban sorununu çözeceklerine dair” kimseye söz vermediklerini de ifade eden Fırat, “Anayasa'da türban yasağı yok, fiili bir yasak var" diye konuştu.



28 Şubat 2007 – “Kendim örtündüm hiç pişman değilim”

Aktüel Dergisi, eşinin olası adaylığı sebebiyle tartışmaların odağında yer alan Emine Erdoğan’la Kasım 2004 yılında yapılan ve yayınlamayan röportajı sayfalarına taşıdı. Röportajda, Emine Erdoğan ağabey baskısıyla örtündüğü yönündeki iddialara şu sözlerle yanıt verdi: “Bu konuda yanlış anlaşılmış olmaktan dolayı çok rahatsızım. Maalesef böyle bir şey çıktı. Ben başımı asla zorla örtmedim. Sanıyorum daha eski bir mülakatta söylediklerimin yanlış yada eksik yansıtılmasından kaynaklandı bu. Ben zaten muhafazakâr bir aileden geliyorum. O zamanki mülakatta ağabeyim örtünmemi istediğinde buna karşı çıktığımı anlatmak istemiştim. Ben özgürlüğüme düşkünüm. Kılık kıyafet konusunda bana baskı yapılmasını genç yaşta bile bir türlü kabullenemediğimi anlatmak istemiştim. Daha sonra kendi isteğim doğrultusunda karar vererek örtündüm ve bu kararımdan dolayı hiçbir zaman pişmanlık duymadım.”



28 Şubat 2007 - “YÖK'ün raporunda hükümete üç uyarı”

Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK), üniversiteye girişte yeni model öngördüğü “Türkiye'nin Yüksek Öğretim Stratejisi” raporunda başörtüsü yasağı sorunu hakkında şu ifadelere yer verdi: “‘Türban’ diye adlandırılan ve ‘İslami simge’ haline getirilen, genç kızların örtünme biçiminin, kamusal alanda kullanılmasının yasaklanması ile ilgili bir ön tespit yapmakta yarar vardır. Zira bu örtünme biçiminin, kamusal alanda yasaklanması, önce ulusal yargı organlarımızın, ardından da uluslararası mahkemelerin bağlayıcı kararlarına dayanmaktadır. Üniversiteler de diğer bütün kurumlar gibi, bu kararlara uymakla yükümlüdür.”


BAŞÖRTÜSÜ GÜNDEMİ . MART 2007


2 Mart 2007 – “Ve Reyhan Gürtuna başörtüyü attı...”

Eşinin belediye başkanlığı döneminde başörtülü olan Reyhan Gürtuna, daha önce de şapkalı haliyle görüntülenmişti. Son olarak objektiflerin onu başı açık görüntülemesini Gürtuna şu şekilde yorumladı: “Ben özel hayatımla ve giyim tarzımla kamuoyunun gündeminde yer almak istemiyorum. Ayrıca başörtüsünün de polemik konusu olmasını doğru bulmuyorum. Herkes giyim tarzında, yaşayış biçiminde özgür olmalıdır. Dini kavram ve simgeler, siyasi ve ideolojik istismar konusu ya da düşmanlık konusu olmaktan, siyasetin malzemesi olmaktan çıkarılmalıdır. Enerjimizi-çabamızı, barış ve uzlaşma kültürünü hakim hale getirmek için sarf etmeliyiz. (Sabah)



2 Mart 2007 – Başörtüsü yasağı basit, önemsiz bir konu muydu?

Ahmet Kekeç, Star’daki “Seni şöyle alalım Süheyl Batum” başlıklı yazısında anayasa hukuku profesörü Süheyl Batum’u özgürlükler konusunda eleştirdi: “Madem konu özgürlüklerden açıldı... Benim de değerli profesöre soracaklarım var. Özel üniversitelerdeki başörtüsü uygulamasıyla (yahut talebiyle) ilgili bir açıklamanızı hatırlıyorum. Ki, yasağın sürmesinden yana tavır koydunuz. Bu üniversitelerin yasak kapsamı dışında tutulması gerektiğini söyleyenlere de ‘kanunları’ hatırlattınız. ‘Vakıf üniversitesi demek bakkal dükkanı demek değildir. Devlet üniversiteleri hangi kurallara bağlıysa özel üniversiteler de o kurallara bağlıdır’ dediniz. Konu, acaba, ‘bakkal dükkanı’ diye istihfafla karşılayacağınız ve yaptığınız amiyane benzetmenin keyfini süreceğiniz kadar basit, önemsiz bir konu muydu? Madem özgürlüklere bu kadar düşkündünüz, hiç değilse ortadaki makul çözüm önerisine katkıda bulunacak bir cümle, fazla değil, bir tek ‘cümlecik’ sarf etseydiniz.”



2 Mart 2007 - Özgürlükler bir takım kurumların dağıttığı ulufe midir?

Yüklə 2,1 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   8   9   10   11   12   13   14   15   ...   102




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin