BaşÖRTÜSÜ raporu 2007 Sakarya Başörtüsü Platformu


Temmuz 2007 - CHP'li kadınlar başörtüsü dağıttı



Yüklə 2,1 Mb.
səhifə39/102
tarix30.10.2017
ölçüsü2,1 Mb.
#22656
1   ...   35   36   37   38   39   40   41   42   ...   102

13 Temmuz 2007 - CHP'li kadınlar başörtüsü dağıttı


Yozgat'ta farklı bir seçim çalışması yürüten CHP teşkilatı, vatandaşlara başörtüsü dağıtıyor. Kadın Kolları İl Başkanı Özgür Karslıoğlu, bu girişimin sebebini şöyle açıkladı: "CHP'nin cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki tutumu sebebiyle başörtüsü karşıtı gibi gösteriliyorduk. Bundan rahatsızlık duyduğumuz için gittiğimiz yerlerde eşarp dağıtmaya başladık." Karslıoğlu, dün parti üyesi kadınlarla birlikte Organize Sanayi Bölgesi'nde bulunan fabrika çalışanlarını ziyaret etti. İşçilere, tek tek başörtüsü hediye eden Karslıoğlu, CHP'nin kesinlikle başörtüsüne karşı olmadığını iddia etti. (Zaman)

13 Temmuz 2007 - CHP'li Yılmaz Ateş: Başörtüsü sorununu biz çözeriz


TBMM Başkanvekili olan CHP Ankara milletvekili Yılmaz Ateş, başörtüsü sorunu konusunda iddialı bir açıklama yaptı. Ateş, başörtüsü konusunun AKP tarafından istismar edildiğini ve seçim beyannamesine bile konulmadığını söyledi. "Bu sorunu biz çözeriz" diyen Ateş, programı sunan gazeteci Ömer Şahin'in, çözüm formülünü sorması üzerine, " Kaşımadan, çözeceğiz" karşılığını verdi. CHP'li Yılmaz Ateş, kamuoyunda bilinen yargının aksine Cumhurbaşkanlığı sürecinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün eşi Hayrunisa Gül'ün başörtüsü takmalarını sorun yapmadıklarını da öne sürdü. Ateş,"Biz Emine Erdoğan'a sevgi ve saygı duyuyoruz. Başımızın üzerinde yeri var. Bizim sorunumuz eşlerin başörtüsü ile değil, Sayın Erdoğan ve Gül'ün kafalarının içiyle" dedi. (Zaman)

13 Temmuz 2007 – Başörtüsü ve Türkiye'nin 'ikilemi'

Dünyanın önde gelen dergilerinden Time Türkiye'yi kapağına taşıdı. Başörtülü bir genç kızın yer aldığı "Türkiye'nin ikilemi" başlığının yer aldığı kapakta "Barajlı seçimler yaklaşırken, Türkiye ne kadar dini bir ülke olacağına karar vermeye çalışıyor" denildi. Time'ın çeşitli röportajlara da yer verdiği çalışmasında, Türkiye'nin son günlerde laiklik tartışması üzerinden yaşadığı kamplaşmaya dikkat çekildi. Özellikle gençlerle röportajlar yapan ve sayfalarında onların görüşlerine yer veren Time, Türkiye'de gençlerin laikliğe sahip çıkmak konusunda bir sene öncesine göre çok daha politize hale geldiğini vurguladı. AKP iktidarının ilk yıllarında laiklik konusundaki endişelerin bu denli yoğun olmadığına işaret eden Time araştırmasında, başta kadınlar olmak üzere laikliği savunan kesimlerin son dönemde Batı tipi hayat tarzlarının tehlikeye girdiği konusunda büyük kaygı taşımaya başladığına dikkat çekildi. Dışişleri Bakanı Gül'ün de konuyla ilgili görüşlerine yer verdi. Gül'ü, okurlarına, Cumhurbaşkanı olma konusunda çabaları, eşinin başörtülü olması nedeniyle askerlerin muhalefeti ile karşılaşan Türkiye'nin Dışişleri Bakanı olarak tanıtan dergiye göre, Gül, partisinin tekrar iktidara gelmesi durumunda Cumhurbaşkanlığı görevi için talip olmayı planladığını söyledi. "Son beş yılda yaptıklarımız zaten kendisini anlatıyor" diyen Gül, partisinin Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne uyumunu sağlamak yönündeki atılımını örnek olarak gösterdi.


14 Temmuz 2007 - Başörtüsü Platformları Eylemleri


Sakarya Başörtüsü Platformu adına Özgür-Der Geyve Temsilciliği tarafından yapılan 96’ncı basın açıklamasında “İktidar neredeyse ; direniş oradadır” denildi. Açıklamada ayrıca başörtüsü direnişçileri Macide Göç ve Özlem Özyurt da anıldı. Kocaeli’deki 117’nci başörtüsüne özgürlük eyleminde yapılan açıklamada ise “Seçim olsa da olmasa da biz buradayız ve burada olmaya yasak sürene kadar devam edeceğiz.” denildi. Ankara İnanç Özgürlüğü Platformu’nu tarafından yapılan 75’inci eylemde “Özgürlüğe kadar direniş” mesajı verildi. Van’da düzenlenen 46’ncı eylemde “Buradan bütün dünya zalimlerine sesleniyoruz: Yeter artık; yaptığınız zulümlere bir an önce son verin!” çağrısı yapıldı. Akyazı’da ise 23’üncü başörtüsü eylemi yapıldı.

15 Temmuz 2007 - Çankaya yasak, halka başörtüsü dağıt!

Abdülkadir Özkan, Milli Gazete’deki yazısında CHP’nin seçim çalışmalarında başörtüsü dağıtmasına değindi: “Bu memlekette başörtüsü karşıtlığını yapanların başında CHP ve CHP'liler gelmiyor mu? Başörtüsünü rejime karşı ciddi bir tehlike olarak algılayıp öyle takdim etmiyorlar mı? Çankaya'ya eşinin başı örtülü bir kişinin çıkmaması için CHP yiğitçe(!) mücadele vermedi mi? Cumhurbaşkanı Sezer Köşk'teki davetlere eşlerinin başı açık milletvekili ve bakanları eşleri ile birlikte davet ederken eşlerinin başı örtülü milletvekili bakanları tek davet etmedi mi? CHP'nin buna karşı bir tavrı oldu mu? CHP eğer başörtüsüne karşı değil, başı örtülülere saygı duyuyorsa, Cumhurbaşkanı'nın bu tavrının insan haklarına aykırı olduğunu bir kere olsun niçin dile getirmedi? Niçin hala Baykal, Sezer gibi Cumhurbaşkanı arıyor? Seçimlerden sonra uzlaşma ile Sezer gibi birinin Cumhurbaşkanı seçilmesi gerektiğini söylüyor? Düne kadar başörtüsü karşıtlığının bayraktarlığını yaptıktan sonra seçim meydanlarında başörtüsüne sarılıyorsa bu tavrı samimi bulmak mümkün olabilir mi?”



15 Temmuz 2007 – “Time'ın İki Kapağı”

Cumhuriyet’ten Hikmet Bila, başörtülü bir genç kızın Time dergisinde kapak olmasını, “'Tarafsız yayıncılık' ayaklarına yatıp, Türkiye'yi türbana sarıp kapağa çeken bir eylemle karşı karşıyasınız... Çağdaş uygarlık yolundaki yürüyüşü, birtakım iç ve dış güçler tarafından engellenen... Eğitimini ortaçağ hurafelerine teslim etmiş... Güvenliğini bile dış güçlere terk etmiş... Kıbrıs'taki, Irak'taki, Almanya'daki soydaşlarından vazgeçmiş... Bölücülüğün ve gericiliğin insan hakkı gibi sunulmaya çalışıldığı bir ülke, Time'a olsa olsa böyle kapak olur.” şeklinde yorumladı.



16 Temmuz 2007 - Ağar 'başörtüsü yasağını' nasıl kaldıracak?

Kürşat Bumin, Yeni Şafak’taki yazısında DP’nin "başörtüsü yasağı"na seçim beyannamesinde yer vermesine değindi: “Ağar bu yasağa karşı çıkarken farklı-özel bir açıklama getirmiyor. DP Genel Başkanı da, bağımsız aday Baskın Oran'a varıncaya kadar birçok kişi ve çevrenin benimsediği gibi söz konusu yasağın "hizmet alan-hizmet veren" ayrımını gözetmediği fikrinde. Oysa bana göre, mutlak yasakcılar karşısına -epeyce zamandır- çıkarılan bu "çözüm yolu" yasağın kalkması sürecinde geçilmesi gereken etaplardan sadece birisidir. Asıl çözüm, muhakkak ki, bu ayrımı esas alarak değil, meseleye ilişkin çok daha gelişmiş, çok daha farklı bir teori-pratik üzerinde çalışmamızı gerektirmektedir... DP bu "yasal" engeli nasıl aşacağını açıklamak zorundadır. Eğer ciddiye alınmak istiyorsa tabii ki. İktidara gelince ne olacak bitecek de bu yasak kalkacak. Hayal ettiği Meclis çoğunluğu ile yasaya yeni bir "madde" mi ekleyecek; eklediği madde için Anayasa Mahkemesi'nin gönlünü nasıl alacak; Cumhurbaşkanı'nı da gönlüne göre belirleyip bu yolla Mahkeme'nin kompozisyonu çıkardığı yasaya sempatiyle bakan bir hale dönüştürerek mi? Nasıl?”



16 Temmuz 2007 – Ne türban ne mini etek yasağı olsun

Can Ataklı, Vatan gazetesinde çıkan köşe yazısında, genç bir bayanla yaptığı söyleyişi aktarırken, konuştuğu bayanın “Ben ne türbanın ne mini eteğin yasaklanmasını istiyorum, ikisi de serbest olmalı.” demesinin kendisini çok şaşırttığını belirtti. Ataklı, yaşadığı durumu şöyle anlattı: “Peki nasıl oluyor da, türbanla mini eteği karşı karşıya getirip, üstelik ikisinin de yasak olmamasını savunduğunu söyleyebiliyor. Öyle sanıyorum ki, karmakarışık bilgi ortamında, inanılmaz bir kirlilik yaşıyoruz ve bundan hepimiz etkileniyoruz. Türkiye'de ne türban takmak ne de mini etek giymek yasak. Ama her ikisini de giyemeyeceğiniz yerler var. Nasıl türbanla polislik yapamıyorsanız, mini etekle de yapamazsınız. Bu yasaklama değil kamu düzendir. Sadece Türkiye'de değil, dünyanın tüm ülkelerinde, demokratik ülkelerde geçerli bir düzendir... Pek çok kişi "Ben başım açık, dilediğim kıyafeti giyerek dolaşmak istiyorum. Bu benim kişisel özgürlüğümdür. Türban takan da kişisel özgürlüğünü kullanmaktadır, o halde o da istediği gibi olabilmelidir" diyor. Propaganda bombardımanı altında göremedikleri, türban savunucularının asla böyle düşünmediği ve ellerine fırsat geçtiğinde herkesi bu hale getirecekleri. Türkiye'nin tıpkı hikâyedeki kurbağa gibi, altında ateş yanan tencerenin içinde olduğunu fark edememektir sorun.”



Yüklə 2,1 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   35   36   37   38   39   40   41   42   ...   102




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin