18 Temmuz 2007 - Başını örten kadınlar zalimane bir ayrımcılığa maruz kalmaktadır
Richard Falk, 22 Temmuz seçimlerini Zaman’a değerlendirdiği yazısında başörtüsü sorunuyla ilgili şunları ifade etti: “Başını örten kadınlar Türk üniversitelerinde okuyamazlar, pek çok mesleği icra edemezler ve kamu görevlerinde çalışamazlar; uzun zamandan beri de Türkiye'deki yaşam alanlarının neredeyse tamamında zalimane bir ayrımcılığa maruz kalmaktadırlar. Onların sürekli boyun eğmeleri meseleye Türkiye'nin ne tür bir toplum haline geldiğini test etmek için elverişli bir turnusol kağıdı potansiyeli kazandırmaktadır. Bu husûmetlerin altında yatan şey, AKP'nin Türk toplumunun dinî yönelime sahip çoğunluğunu serbest bırakması halinde bunların hükûmetin kontrolünü sağlam bir şekilde bir kez ele geçirdikten sonra bütün ılımlılık görüntüsünden vazgeçerek durumun daha önce kendilerine baskı yapmış olanların aleyhine döneceği şeklindeki zımni bir endişedir. Nietzsche'nin de ikaz ettiği gibi, daha önce baskı altında olanların öfkelerinden sakınmak gerekir.”
19 Temmuz 2007 – Türban Çankaya'ya çıksın mı?
Doğan Heper, Cumhuriyet’te yayınlanan yazısında AKP’nin seçim mitinglerindeki kalabalığın gerçek seçmen kitlesini yansıtmayabileceğini söylerken, AKP’nin seçimlerden birinci çıkması ve cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili şu yorumu yaptı: “Bu seçimde "iki sandık" seçmenin önüne getirilemedi. Yani cumhurbaşkanını halk değil, yüzde 99 ihtimalle bu Meclis, yani yeni Meclis seçecek. Peki Çankaya'ya nasıl biri yollanmalı? Bana sorulursa bu kişi şu partiden veya bu partiden olabilir, yeter ki eşi türbanlı olmasın. Çünkü türban birçokları tarafından "sembol" haline getirildi. Ve bu sembolün neler ifade ettiğini sizler biliyorsunuz.”
19 Temmuz 2007 - Kurumsal mutabakatı gerektiren konulara özel eğilim göstereceğiz
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Kanal A'da canlı yayımlanan ''Gündem Ankara'' programında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Erdoğan, tek başına iktidar olmaları durumunda eğitim ve sağlığa öncelikli önem vereceklerini söyledi. Erdoğan, ''Ama her şeyden önce o kurumsal mutabakatı gerektiren konuların üzerine özel bir eğilim göstereceğiz. Çünkü bu konuda çok mağdur olan insan var. Bir tanesi eğitim konusu biliyorsunuz'' dedi. ''Yani başörtüsü dahil'' sözüne karşılık Erdoğan, ''Biz onlara eğitim özgürlüğü, din ve vicdan özgürlüğü olarak bakıyoruz. Yani o konudaki yaklaşım tarzı niçin bir Amerika gibi olmasın, niçin bir Avrupa gibi olmasın? Niçin bu ülkenin evlatları, insanları ayrımcılığa tabi tutulsun? Olaya buradan bakıyoruz. Gerilimden yana bir noktada değiliz'' diye konuştu.
20 Temmuz 2007 - Ağar başörtüsünü böyle çözmüş!
Partisinin seçim beyannamesinde başörtüsü yasağını kaldırma sözü veren Demokrat Parti lideri Mehmet Ağar'ın Meclis'e sunduğu teklif kafaları karıştırdı. Vakit gazetesinden Kenan Kıran'ın haberine göre, DP lideri Mehmet Ağar, DYP Elazığ Milletvekili iken, 15 Ocak 2003 tarihinde, Meclis’e 'iç tüzük değişikliği teklifi' vermiş ve bu teklifinde Meclis'e gelen kadın ziyaretçilerin "başlarının açık" olmasının esas alınmasını istemiş. Maddede şu ifade yer almış: “Madde 56 - Genel Kurul Salonu’nda yer alan milletvekilleri, bakanlar, Türkiye Büyük Millet Meclisi Teşkilatı memurları ve diğer kurum personeli ceket giymek, kravat takmak ve başı açık olmak zorundadır. Kadınlar başları açık ve tayyör giyerler. Ziyaretçiler yönetmeliğinde ziyaretçilerin kıyafetleri de yukarıdaki ilkelere uygun olarak tespit edilir.”
20 Temmuz 2007 – Mesut Yılmaz, başörtülüleri coplattı, şimdi eşarp dağıtıyor
Eski milletvekili Şevki Yılmaz, Rize'de yayın yapan Çay TV'ye ilginç açıklamalar yaptı. Mesut Yılmaz eleştiren Şevki Yılmaz şöyle konuştu: "Ben imam-hatip lisesi ve Kur'an kurslarının 8 yıllık eğitimle kapatılmamasından yana oy kullandım, o kapatılmasından yana kullandı. Ben başörtüsü yüzünden ağlayanların yarasını gönlümde hissedenlerdenim, o başörtüsünü yasak edenlerin yanında olmuştur. O imam-hatiplilere 'yarasalar' diyebilmiştir, ben bunu yanlış görmüşümdür. Nasıl benzerliğimiz olsun ki? Şimdi Rize'de fotoğraf çektirerek ve başörtüsü dağıtarak oy toplamaya çalışıyor. Nasıl oy bir fotoğraf karşılığında verilir ya. O kadar ucuz mu bu vatana vatandaşın seçme hakkı? Yanıma gel, fotoğraf çek oy ver, Allah Allah!.. İktidarında imam-hatiplerin bahçesinde kızları polis copu ile okuldan kovacaksın, şimdi gelip Rize'de başörtüsü dağıtacaksın ve oy alacaksın. Bu millet bunları unutmuş mudur? İmam-hatiplilere 'yarasa' diyeceksin, 'siyasi hayatıma da mal olsa 8 yıllık eğitim geçecek' diyeceksin, şimdi fotoğrafla oy alacaksın. Rizeli çok zeki. Böyle bir fotoğrafla vatandaşlık haklarını Rizeli ve Türkiye'deki vatandaşlar sunacak değildir."
21 Temmuz 2007 - Başörtüsü Platformları Eylemleri
Sakarya Başörtüsü Platformu tarafından yapılan 97’nci basın açıklamasında “seçimimizi kukla partilerden değil İslami direnişten yana yaptığımızı kamuoyuna duyuruyoruz” ifadeleri yer aldı. Kocaeli İnanç Özgürlüğü Platformu’nun 118’inci basın açıklamasında “tüm siyasi partilere, liderlere bir defa daha sesleniyoruz; kuru gürültü çıkarmayınız, din tacirliğine hele hiç soyunmayınız bu yasak tokat gibi sizin suratınıza inmeden geliniz bu yasakla er gibi yüzleşiniz.” denildi. Ankara’da 76’ncı kez toplanan başörtüsü eylemcileri ise seçim öncesi “Allah’ın emri başörtüsü yasağının, İHL’leri hedef alan katsayı probleminin, Kur’an Kursları önünde bulunan yasak ve kısıtlamalarının, YÖK zulmünün son bulmasını” istediler. Van’da 47’nci, Akyazı’da ise 24’üncü eylem düzenlendi. Van’daki eylemciler, tek başına iktidar olan AKP kadrolarından, halkın teveccühüne sırtını dönmeyen ve çözüm noktasında somut irade ortaya koyabilen politika ve faaliyet yürütmelerini istediler.
21 Temmuz 2007 - CHP yine başörtüsü dağıttı
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Abdullah Gül'ün eşinin başının kapalı olmasına itiraz eden CHP, halk arasında başörtüsü karşıtı olarak değerlendirilince yeni bir strateji geliştirdi. CHP Yozgat teşkilatı oy istemeye gittiği her yerde başörtüsü dağıtmaya başladı. Başörtüsü karşıtı olmadıklarını iddia eden CHP'liler, Lütfullah Kayalar'ın seçimlere bir gün kala Yozgat Cumhuriyet meydanında yaptığı miting öncesi yine başörtüsü dağıttı. CHP'nin bedava başörtüsünü almak isteyen vatandaşlarla CHP'liler arasında zaman zaman tartışma yaşandı. Özellikle kırsal kesimlerden gelen erkekler ücretsiz başörtüsü almak için yarıştı. Bazı partili kadınların kalabalığı coşturmak için başörtüsünü CHP bayrağı gibi sallaması dikkat çekti. Dağıtılan başörtülerini erkekler boyunlarına, kadınlar ise bellerine doladıkları gözlendi.
23 Temmuz 2007 – Başı açık kadın oranı yüzde 10
Seçimlerin büyük şaşkınlık yarattığı Cumhuriyet yazarlarından Şükran Soner, seçim sonuçlarını “Tarikatların boyunduruğunda seçmen olmak” adlı bir makaleyle açıklamaya çalıştı. Soner, Fatih’ten Haliç’e çeşitli yerlerde seçmenleri gözlemlediğini söylediği yazısında, “Fatih'te başı açık kadınların olduğu aileler azınlıkta, türban ve çarşaflılar çoğunlukta… Fener'deki seçim sandıklarına ulaştığınızda başı açık kadın oranı zaten yüzde on, en fazla yüzde yirmilere düşüyor… Bu bölgede artık çeneden bağlanmış çarşafların yerine burun altı bağlanmışlar alıyor. Sokak aralarında tatil, yani Kuran kursu günü olmadığı halde, takkeli, türbanlı erkek ve kız çocukları oynuyor.” şeklinde gözlemler aktardığı yazısında, bu seçmenlerin okuma-yazma bilmeyen “cahiller” olduğunu ima ederek, tarikatlerin bu kitleyi hangi partiye oy atacakları konusunda yönlendirdiğini anlattı.
Dostları ilə paylaş: |