Bir devriMİn anatomiSİ Kadri Çelik



Yüklə 3,6 Mb.
səhifə49/74
tarix03.05.2018
ölçüsü3,6 Mb.
#50098
1   ...   45   46   47   48   49   50   51   52   ...   74

Fıkıh Bilgisi


Fıkha, yâni İslâm hukukuna ait ilk kitap yazan, önceden de adı geçen ve Rasûl-i Ekrem'in (s.a.a) azatlı kölesi olup Medine'de­ki yerini-yurdunu satarak Emir'ül-Mü'minin'le (a.s) Küfe'ye gö­çen Ebû-Râfî'in olu Ali'dir. Ebû-Bekr'in oğlu, Hz. Emir'ül-Mü'mi­nin'in oğulluğu Muhammed'in oğlu Kasım da, İbn Hallikân'ın kaydettiği gibi Medine'de Şia fakihlerinden ve Tabi'inin ulularından sayılmadaydı. Mâlik b. Enes de onu "Bu ümmetin fakihlerin-
den" diye övmüştü. İmâm Sâdık'ın (a.s) anneleri Ümmü Ferve hicretin 101. yılında (719) vefat eden Kasım'ın kızıydı. Hicrî 94'te (712) vefat eden Said b. Müseyyib de fıkıh bilgisinde ileri gi­denlerdendi. İmâm Sâdık (a.s), onu, Kasım b Muhammed'i ve Ebû-Hâlid-i Kâbülî'yi, İmâm Zeyn'ül-Abidîn'in (a.s) inanılır ashabından saymıştır.

Dördüncü yüzyıl Rical bilginlerinden ve Küleynî ile çağdaş Ebû-Amr Keşşî Muhammed b. Ömer b. Abdülaziz, İmâm Sâdık'ın (a.s) ashabından Zürâre, Cemil b. Derrâc, Adullah b. Miskân, Abdullah b. Bükeyr, Hammâd b. İsa, Hanimâd b. Osman ve Ebân b. Osman'ı, İmâm Mûsâ'l-Kâzım'ın (a.s) ashabından Yûnus b. Abdurrahmani, Safân b. Yahya, Muhammed b. Ebû-Umeyr, Ab­dullah b. Mugıyra, Hasan b. Mahbûb ve Ahmed b. Ebû-Nasr'ı, fı­kıh bilgisinde ileri gelenlerden kaydeder. Ayrıca Hasan b. Ali b. Faddâl'i, Fadâle b. Eyyûb'u, Osman b. İsa'yı da Fıkıh bilgini sa­yanlar, içlerinde Yûnus b. Abdurrahman'la Safvân'ın bu bilgide en üstün olduklarım söyleyenler vardır. İmâm Sâdık'ın (a.s) hâl tercemelerinden, kendilerinin bilgiye verdikleri ehemmiyeti ve gene kendilerinden binlerce kişinin faydalandığını bildirmiştik.

Bu cümleden olarak İmâm Mûsâ'l-Kâzım'ın (a.s) ashabından Abdullah b. Mugıyrat'il-Bucelî, otuz kitap tasnif etmiş, Zekâta, Farâize ve Fıkhın diğer bölümlerine dâir kitaplar yazmıştır. İbrahim b. Muhammed b. Ebî Yahya, İmâm Ga'fer'üs-Sâdık'ın (a.s) rivayetlerini ihtiva eden "Kitab'ül-Mübevveb fi'1-Halâli ve'l-Harâm" adlı bir eser telif etmiştir. 204'te (819) vefat eden Hasan b. Mahbûb'un, Fıkhın hudûd, Diyetler, Farâiz, Nikâh, Talâk, kul ve câriye azadetmek gibi hususlarına dair kitapları, Ali b. Muhammed'in "Kitâb1ül-Câmi1il-Fıkh'il-Kebîr"i vardır.

Fıkıh Usulü.


Bu bilgiyi ilk vaz eden İmâm Muhammed'ül-Bâkır (a.s) ve Ca'fer'us-Sâdık'tır (a.s). Her iki İmâm'ın sözlerini, talebesi topla­mışlar, böylece de Fıkhın Usûlü tedvin edilmiştir. Fıkıh Usulünü bir kitapla tesbit eden Şafii'dir diyenler, Ehl-i Sünnet'ten bu usûle dâir ilk kitabı yazanı kasdetmişlerdir; çünkü Hişâm b. Ha­kem 199 hicrîde vefat etmiştir (814) ve Fıkıh Usûlüne dâir "Kitâb'ül-Elfâz ve Mebâisühâ"yı yazmıştır; Şafii ise 204'te (819) ölmüştür.

Bu bölüme dâir büyük ve etraflı kitabıysa Seyyid Murtazâ Alem ul-Hüdâ (436 H. 1044), "E'z-Zerîa fî İlm'iş-Şerîa" adlı eseriy­le bilgi âlemine armağan etmiştir. Alem'ül-Hüdâ'nın, Fıkıh Usûlüne dair başka kitapları da vardır. Şeyh Tûsî de "Kitâb'ül-Id-de" siyle bu bilgiyi kuranlardandır.


Kelâm Bilgisi.


İslâm'da, ilk olarak dinî meselelere, bilhassa imamete dâir münazaraya girişenler, Selmân-ı Fârisî, Mikdâd b. Esved, Ammâr b. Yâsir, Ebu-Zerr-i Gıfâri, Ubeyy b. Ka'b, Buraydet'ül-Eslemî, Halid b. Saîd b. As, Huzeyme b. Sabit, Ebû-Heysem b. Teyyihân, Sehl b. Huneyf ye Ebû-Eyyub'ul-Ansârî Hâlid b. Zeyd'dir.

Ebû-Zerr, Üçüncü halifenin zamanında, bilhassa servet terakümü hakkında, Halifenin huzurunda tartışmaya girişmek­ten çekinmemiş. Halife'nin dileğine uygun söz söyleyen Ka'b'ül-Ahbâr'a, elindeki sopayla hücum etmişti. Şam'a sürülen Ebû-Zerr, orda da fikirlerini açıklamaya devam etmiş, oradan Medine'ye, Medine'den Rebeze'ye nefyedilmiş, orda yapayalnız Rabbine kavuşmuş, böylece Rasûlullâh'ın (s.a.a), onun hakkında­ki hadislerinin hükmü gerçekleşmişti.

Emîr'ül-Mü'minîn'in (a.s) faziletini isbât hususunda sebat edip O'nun sevgisiyle canlarını feda edenler, düşmanlarına karşı O'nun yüceliğini, canlan-başlan pahasına söylemekten çekinme­yenler, Ammâr'lar, Meysem'ler, Ruşeyd'ler, Hucr b. Adiyy'ler, Kanber'ler... bu münazaraların kahramahlarıdır. Haccâc'ın, Sen kimsin sorusuna, Kanber'in verdiği şu cevap ciltlerle kitap yazıla­rak şerhedilebilir ancak:

"Ben, iki kılıçla savaşanın, iki mızrakla vuranın, iki kıbleye namaz kılanın, iki bey'atte bulunanın, iki kez göçenin, gözü bir yere ilişeceği an kadar bile kâfir olmayanın kölesiyim. Ben, Mü'minlerin sâlihinin, peygamberlerinin vârisinin, vasiylerin en hayırlısının, Müslümanların en ulusunun, inananların reisinin, savaşanların ışığının, ağlayanların önderinin, kulluk edenlerin bezentisinin, geçmişlerin nurunun, Allah'a kulukta, ayak üstü duranların aydınlığının, dua edenlerin en üstününün, âlemlerin Rabbi Allah'ın lisânı mesabesinde olan kişinin, Yâ-Sin soyundan imâna gelenlerin ilkinin, Emîn Cebrail'le güç-kuvvet bulanın, sebat sahibi Mikâil'le yardım edilenin, bütün gökler ehlinin övdü­ğü zâtın, Müslümanların ve ilk iman edenlerin seyyidinin, bey'at-ten dönenlerle, dinden çıkanlarla, başçekip isyan edenlerle sava­şanın, onları öldürenin, Müslümanların harimini koruyanın, ger­çeğe karşı koyan Allah düşmanlarıyla mücâhede edenin, isyan ateşini yakanların adlarını-ocaklarını söndürenin, bütün Kureyş boyundan olup yeryüzünde yürüyenlerin övüncü olanın kölesiyim. Allah'ın dâvetine ilk icabet edenin, o davete ilk mazhar olanın,

Mü'minler Emiri'nin, Alemlerde Allah Peygamberi'nin vasiysinin, yaratıklarına emininin, Peygamberini gönderdiklerinin hepsine de Halifesi olanın, Müslümanların imânda, İslâm’da, hayırda, ihsanda Öncü olanlarının seyyidinin, müşriklerin köklerini kuru­tanın, münafıklara atılan Allah oklarından bir okun, kulluk eden­lerin sözlerim söyleyen dilin, Allah dinine yardım edenin, Allah dostunun, Allah sözünü söyleyen dilin, yeryüzünde O'nun yardım­cısının, bilgisinin hurcunun, dininin sığınağının, hayırlıların, iyi kişilerin imamının, yüceler yücesi sınıkları onaranın râzılığını ka­zanmış olanın, eli açık, cömert, bütün hayırları zâtında toplamış kişinin, geceleri uyumayanın, tertemiz, pir-u, pak erin, varını yoğunu Allah uğrunda verenin, himmeti yüce, dayanan, oruç tutan, hidâyete eren, önde giden, nesilleri kesen, bölükleri dağıtan, kad­ri yüce, aslı şerefli, soyu an, boyu üstün, sağlamlığı temiz, emâneti korur, yerine getirir kişinin, Hâşim oğullarından, Peygamber'in amcasının oğlu, insanları doğru yola sevk eden, bozgun­dan koruyan, güçlü-kuvvetli, savaş aslanının, Bedir'de savaşa­nın, Mekkeli, doğru din sahibi, canlar canı, dağ tepelerini ısıtan, Arab'ın Seyyidi olan, savaşanların yenilmeyen eri bulunan, dolu­nay, inananların mihengi, Mekke'yle Harem'in, Medine'nin vârisi, iki Sıbt'ın, Hasanla Hüseyn'in babası, Vallahi Mü'minlerin ger­çek Emiri, Allah'ın tertemiz salavâtı, en güzel berekâtı O'na ol­sun, Ebû-Tâlib oğlu Ali'nin kuluyum ben." (Tenkıyh'ul Makaal fi Ahvâl'ir-Ricâl; II; 2. Kısım, s. 30).

Bu sözleri söyleyen dile, bu dilin sahibine, böyle bir sultanlar sultanı kula kul olana ne mutlu.

"Târîhu Bağdâd" da zikredildiği gibi Kelâm bilgisini tedvin eden, Tabiinden olup Mansûr-ı Abbasî'nin yakınlarından bulunan İsa b. Havza'dır. Bu zât, İmamet hakkında da bir kitap yazmıştır. İbn Kutaybe'nin "Kitâbu Maârif' açılamasına göre İşâ b. Hav­za'dan sonra Kelâma dâir kitap yazan, Emîr'ül-Mü'minin'in (a.s) oğullan Muhammed b. El-Hanefiyye'nin oğlu Ebû-Hâşim Abdul­lah'tır. Ebû-Hâşim, vefatından önce kitaplarını Muhammed b. Ali b. Abdullah b. Abbâs'a vermiştir. İsa ve Ebû-Hâşim, Vâsıl b. Atâ'dan önce yaşadıklarından, Kelâm bilgisini kuranın Vâsıl oldu­ğunu söyleyenler yanılmışlardır.

İmâm Ca'fer'üs-Sâdık'ın (a.s) talebesi içinde, İslâmi bilgilerin bir dalında gerçekten de tam bilgiyi elde etmişler vardı. İmâm (a.s), Kıraat bilgisinde zora düşeni Hamrân b. A'yen'e, Kelâma dâir müşkili olanı Mü'min’üt-Taak'a, Tevhide ait birşey öğrenmek isteyeni Hişâm b, Sâlim'e, İmamet hususunda bilgi dileyeni Hişâm b. Hakem'e, Arapçada darda kalanı Ebân b. Taglib'e havale ederler, böylece hem onları, sorulara cevap vermede, tar­tışmada behre sahibi kılarlar, hem bilgilerini, sınarlardı; hepsinin de bilgi ve irfan kaynağı Sâdık-ı Al-i Muhammed'di (s.a.a).

Mü'min'üt-Taak Ebû-Ca'fer Muhammed b. Aliyy'in Nu'mân'il-Ahvel, ikinci yüzyıl ricâlindendir; İmâm Müsâ'l-Kâzım'ın (a.s) imamet çağına da erişmiştir. Tartışmada pek güçlüydü. Geçer ak­çayla kalp parayı hemencecik anladığından, kendisine "Mü'min'üt-Taak" lâkabı verilmişti; İmâmiyye'ye karşı olanlarsa ona, "Şeytân'üt-Taak" derlerdi. Gerçekte bu lâkab, her tartıştığı kişiyi alt ettiğinden dolayı verilmişti ona. İmâm Sâdık (a.s), "Dört kişi hayatta da, mematta da bana insanların en sevgilileri­dir: Bureyd b. Muâviyet'ül-Iclî, Zürâre b. A'yen, Muhammed b. Müslim ve Ebû-Ca'fer'il-Ahvel" buyurmuşlardı.

Bureyd, Zürâre ve Muhammed b. Müslim'in üçü de 150 hicride vefat etmiştir (767). Zürâre'nin, "Kitâb'ül-İstitâati v'el-cebr" adlı bir telifi vardır. Fıkıh, hadis ve kelâmda pek güçlüydü; şiir de söy­lerdi. Kardeşi Hamran, kıraat, nahiv ve kelâm bilgilerinde kuv­vetliydi. 199 hicride (814 M.) vefat eden Hişam b. Hakem'in yirmi dokuz kitabı vardır. Hişâm b. Salim de "Kitâb'üt-Tefsir, Kitâb'ül-Hac" ve "Kitâb ul-Mi'râc" sahibidir; Muhammed b. Müs­lim'in de kitapları vardır. Yûnus b. Ya'kuub ve Küfe'li Faddâl b. Hasan b. Faddâl de çağlarının kelâmcılarındandır; bu bilgide, İmâmiyye'den daha birçok kişi ün almıştır.

Abbas oğullarının ilk çağlarında vezâret makamına yükselen Nevbahtîlerden de Kelâm bilginleri yetişmiştir. Hicrî ikinci yüzyıl sonlarında vefat eden Fadl b. Abû-Sehl-i Nevbahtî, kelâmcılardan olduğu gibi İbrahim b. İshak b. Ebi-Sehl-İ Nevbahtî'nin de "El-Yâkuut fî'il-Kelâm" adlı bir kitabı yardır. 311 Şevvalinde (924) vefat eden Ebû-Sehl İsmail b. Alî b. İshak b. Ebî-Sehl-i Nevbahtî de çağında Şeyh'ul-Mütekellimin-Kelâmcıların Ulusu" sayılmış­tır. Onikinci İmâm'ın (A.F) Nâibliği dâvasına kalkışan Şalmagaanî'nin dâvetine, "Başımın ön tarafındaki saçlar döküldü; orda saç bitirsin, kendisine inanayım" diye haber yollamış, Huseyn b. Mansûr'il-Hallâc'ın çağrısına da "Ağran sakalımı karart­sın, eski hâline getirsin" diye cevaplamış olan bu zâtın "Tavârihu Eimme" adlı bir kitabı, âlemin sonradan yaratıldığına, kadım ol­madığına, imamlar hakkında aşın kanâat sahibi olanlara (Gulat'a), İmâmın ve bilhassa İmâm Müsâ'l-Kâzım'ın (a.s) vefat et­mediğine, zuhur edeceğine inananlara (Vâkıfa'ya) reddiyye mahi­yetinde kitapları vardır. Gene aynı aileden olup dördüncü yüzyı­lın ilk senelerinde, 317 hicriden sonra (929) vefat eden Ebû-Muhammed Hasan b. Musa Nevbahtî de ünlü Şîa kelâmcılarındandır. İmâmiyye'den başka bütün Şia mezheplerine reddiye mâhiyetinde bir kitabı olduğu gibi Tevhide, İmamete, Münazara­lara ait ve Mücessime'yi (Allah'a, hâşâ, cisim isnâd edenleri), Allah'ın görüleceğine inananları, Vakıfa'yi, Mantıkçıları, Mu'tezile'yi red hususunda da eserleri vardır. Şia fırkalarım bildiren "Fırak'üs-Şîa"sı, Seyyid Muhammed Sâdık Alu Bahr'il-Ulûm'un tashih ve hâşiyeleriyle 1355 hicride (1936) Necef-i Eşrefte Murtazaviyye Matbaasında basılmıştır. Bu mühim esere, müellifin hâl tercemesini ihtiva eden değerli bir önsöz yazan merhum Seyyid Hibetüddin-i Şehristânî, kırk üç eserinin adlarını kaynaklarıyla bildirmektedir (s. 2-18).

Hicrî dördüncü yüzyılın ikinci yansında, Şeyh Müfîd, eserleriy­le yalnız Şîâ âlemini değil, bütün İslâm âlemini aydınlatan bir bilgindir. 413 Ramazanının üçüncü Cuma gecesi vefat eden (1022) ve "Reyhânet'ül-edeb"de, elli altı kitabı zikredilen Ebû-Abdullah Muhammed b. Muhammed Şeyh Müfîd, onun talebesinden ve 443'te (1051) vefat eden Şeyh Ebû-Ya'lâ Muhammed b. Hasan b. Hamza, nihayet beşinci yüzyılda yaşayan ve yetmişten fazla eseri bulunan, baba tarafından İmâm Mûsâ'l-Kâzım'ın (a.s), ana tara­fından İmâm Hasan'ın (A.M) soyundan olup 436'da (1044) Bağ-dad'da vefat eden Alem'ül-Hüdâ Seyyid Murtazâ, sonraki asırlar­da Muhakkık-ı Hıllî Şeyh Ca'fer b. Hasan (676 H. 1277), bilhassa yüze yakın eser sahibi olan Hâce Nasîr'ud-Dîn-i Tûsi (672 H 1274), çağdaşı Kemâlüddin Aliyy-i Bahrânî, onun talebesinden olup kelâma dâir "El-İşârât"ını şerheden Meysem b. Aliyy-i Bahrânî (681 H. 1282), Şeyh Bahâî (1030 H. 1621) ve Meclisî Mu­hammed Bakır, yalnız kelâmda değil, Fıkıh, Hadis, Tefsîr, Usûl, Adâb ve ahlâk, Târih, Astronomi ve Riyaziyatla diğer bilgi dalla­rında, İslâm âleminin en değerli bilginleridir; eserleriyle adlarını bütün âlemde andırmışlardır.

Milel-ü Nihat-Fırkalar, Mezhepler bilgisi

Ehl-i Sünnetten, 403'te (1012) vefat eden Ebû-Bekr-i Bâkıllânî, 429'da (1037) vefat eden Ebû-Mansûr Abdülkaahir-i Bağdadî, bunlardan sonra beşinci yüzyılda İbn Hazm, Şehristânî ve diğer­leri bu bilgiye dâir kitaplar yazmışlarsa da 317 hicriden sonra (929) vefat eden Ebû-Muhammed Hasan b. Musa Nevbahtî, bun­lardan öncedir ki "Fırak'uş-Şia"sını anmıştık. Bu bilgi dalında da ilk adımı Şia bilginleri atmışlardır.

Belh'li Nasr b. Sabbâh'ın, Ebu'l-Muzaffer Muhammed b. Ahmed'in, Naîmî'ni "Fırak'uş-Şîa" kitapları olduğu gibi 345, yahut 346 da (956-957) vefat eden, "El-Beyânü fî Esmâ'lillâh" ve

"İsbât'ül-Vasıyyeti li Aliyy'ibn-i Ebî Tâlib" gibi kitaplarıyla Teşeyyuunu izhâr eden ve "Mürûc'üz-Zeheb" sahibi olan Mes'ûdî Ebû'l-Hasan Ali b. Huseyn'in de bu bilgiye dâir "Kitâb'ül-Makaamât fî Usûl'id-Diyânât" adlı bir kitabı vardır.

Ahlak

Ömür boyunca çeşitli olaylar sonucunda insanın karşılaşacağı çeşitli zorluklara dayanıp ahlak bakımından insanî ve İslâmî fazi­letleri belirten ve hayata bir yol-yordam çizen ilk eser, Emîr'ül-Mü'minin'in (a.s), Sıffin savaşından sonra oğulları İmâm Hasan'a (a.s) yazılı olarak sundukları "Vasıyyet-Nâme"leridir (Nehc'ül-Belâga Tercemesi ve Şerhi; s. 336-345),



Hicrî üçüncü yüzyıl bilginlerinden Ebû-Muhammed Hasan b. Aliyy-i Harrânî'nin "Tuhaf ül-Ukuul"ü, 352 hicride (963) vefat eden alî b. Ahmed-i KÛfî'nin "Kitâb ul-Adâb" ve "Kitâbu Mekârim'il-Ahlak"ı, bilhassa Hakîm-i İlâhî ve Muallim-i Sâlis di­ye anılan, 429, yahut 421'de (1029-1030) vefat eden İbn-Miskveyh Ahmed b. Muhammed b. Ya'kuub-i Râzî'nin "Adâb'ül-Arabi v'el-Hind, Edeb'üd-Dünyâ v'ed-Dîn- Tertîb'üs-Saâdât, Tafsîl'ün Neş'eteyn ve Tahsil'üs-Saâdeteyn, Tehzîb'ül-ahlak ve Tathîr'ul-A'rak" gibi kitapları, bu bilgi dalında yazılmış en değerli eserler­dendir.


Yüklə 3,6 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   45   46   47   48   49   50   51   52   ...   74




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin