Birinci Bölüm / allah'i tanimak


Kuralların İncelenmesi Birinci Kuralın İncelenmesi



Yüklə 1,3 Mb.
səhifə19/80
tarix21.08.2018
ölçüsü1,3 Mb.
#73543
1   ...   15   16   17   18   19   20   21   22   ...   80

Kuralların İncelenmesi

Birinci Kuralın İncelenmesi


Maddeci dünya görüşlerinin temeli sayılan bu görüş, tutarsız ve kof bir iddiadan öteye geçmemektedir. İlk önce şu noktaya dikkat etmek gerekir ki materyalistler, bilinç alanında deney ve maddî gözlemlemeyi esas aldıkları için madde ötesi bir varlığın olmadığını ispatlamaları ve bu hususta bir delil ortaya koyabilmeleri mümkün değildir. Çünkü hiçbir deney kendi alanı olan maddî varlıkların dışına çıkıp madde ötesi bir varlık hakkında olumlu veya olumsuz bir yargı ortaya koyamaz.

Başka bir ifadeyle, ampirist mantığa göre deney yöntemiyle, ancak madde ötesi bir varlığın ispatlanamayacağı ileri sürülebilir; ama varolmadığı hakkında bir fikir yürütülemez. Bu yüzden, bu mantık taraftarları madde ötesi varlıkların varlığını bir ihtimal olarak kabul etmek zorundadırlar. Önceki derslerde de açıklandığı üzere, felsefî kitaplarda birçok aklî delille soyut varlıkların varlığı ispatlanmıştır ve bizzat insan maddenin özelliklerini taşımayan ruh gibi varlıkları sezgisel bilinçle algılamaktadır.[1]

Soyut ruhun varlığını ispatlayan en iyi kanıtlardan biri, sadık rüyalar, peygamberler, Ehlibeyt İmamları ve velilerin gösterdiği mucize ve kerametler, Hint fakirlerinin yaptığı (olağan üstü) birçok işlerdir.[2]

Son olarak da Allah Teâla’nın varlığı ve cisim olmadığı hususundaki deliller[3] materyalistlerin bu ilkelerinin tutarsızlığını ispatlamak için yeterlidir.

 

[1]- Örnek olarak bk: "Amuziş-i Felsefe" (Felsefe Öğrenimi), 2. cilt, 44. ve 47. dersler.



[2]- bk. "Nakdi Fuşurde Ber Usul-i Marksism" (Marksism İlkelerine Kısa Bir Eleştiri), 2. ders.

[3]- bk. Yukarıdaki kitap, 7. ve 8. dersler; "Amuziş-i Felsefe" (Felsefe Öğrenimi) kitabı, 62. ve 63. dersler.


İkinci Kuralın İncelenmesi


Bu kuralda, maddenin ezeli ve ebedî oluşu vurgulanmış ve bundan maddenin yaratılmamış bir varlık olduğu sonucu alınmıştır. Fakat:

a) İlk önce şunu vurgulamak gerekir: Maddenin ezeli ve sonsuz olduğu bilimsel ve deneysel bir yöntemle ispatlanamaz; çünkü deneyin sahası sınırlıdır ve hiç bir deneyle bu evrenin zaman ve mekân yününden sonsuz olduğu ortaya konulamaz.

b) Maddenin ezeli oluşu, onun yaratıcıya muhtaç olmadığını ispatlamaz. Ezeli olan mekanik bir hareketin varlığı ezeli bir hareket ettiricinin varlığına delil sayılır; ilk hareket ettiriciden ihtiyaçsızlığa delil sayılmaz. Buna ilaveten maddenin yaratılmamış olması, vacibü'l-vücut olduğu anlamına gelir ve biz sekizinci derste maddenin vaci-bü'l-vücut olmasının muhal olduğunu ispatladık.

Üçüncü Kuralın İncelenmesi


Bu kural, yaratıcıyı inkârdan kaynaklanan bir fikir olduğundan dolayı, hikmet ve ilim sahibi bir yaratıcının varlığı ispatlandıktan sonra artık bu görüşün çürük olduğu kendiliğinden ortaya çıkar. Üstelik bu görüşü savunan materyalistlere şunu sormak gerekir: İnsanlar tarafından üretilen bir eşyayı gördüklerinde, onları oluşturanların bir hedefi olduğunu tasdik etmelerine rağmen nasıl olur da evrendeki ve yaratıklar arasındaki düzen ve uyumu gördükleri hâlde bu evrendeki düzenin hedefini inkâr ediyorlar?

Dördüncü Kuralın İncelenmesi


Materyalist dünya görüşünün dördüncü kuralı, illet ve nedeni varlıkların maddî ilişkileriyle sınırlandırmaktadır. Buna birçok eleştiri yöneltilmektedir; bunların en önemlileri şunlardır:

Bu görüşe göre âlemde yeni bir yaratığın oluşmadığı ileri sürülmektedir, oysa biz sürekli olarak bu evrende hayat, his ve fikir gibi yeni oluşumların varlığına şahit olmaktayız.

Materyalistler bu oluşumları maddenin özellikleri olarak yorumlamaktalar. Oysa maddenin değişmeyen özelliği olan uzantı ve bölünebilirlik özelliğinin bu oluşumlarda mevcut olmadığını nazara alırsak onların bu yorumlarının doğru olmadığı anlaşılır.

Buna ilaveten bu özelliklerin her halükarda sonradan var olduğunu kabul ettikten sonra bu özelliklerin var olması için bir yaratıcı nedenin varlığını kabul etmek kaçınılmaz olacaktır.

Bu materyalist görüşün, eksik ve yetersiz yönlerinden biri de şudur: Maddenin etkileşim sürecinde iradeye yer olmadığından bu görüşe göre evrenin bütün oluşum ve değişimlerine maddî bir determinizmin hâkim olduğunu kabul etmek gerekir. Bu görüş apaçık bir gerçeği inkâr etmeyi gerektirmenin yanı sıra her türlü sorumluluk ve ahlâkî değerin de temellerini yıkmaktadır. Sorumluluk ve insanî değerler sistemini yıkmanın ise insan hayatı için ne kadar tehlikeli ve zararlı olduğunu açıklamaya gerek bile yoktur.

Son olarak da maddenin vacibü'l-vücut olmasının imkânsız olduğunu nazara aldığımızda madde için bir neden kabul etmek gerekir. Bu neden ise doğal nedenler türünden olamaz. Çünkü doğal nedenler, sadece maddî fenomenlerin iç oluşumlarını açıklamak için söz konusu olabilir. Ama maddenin tümü kendi nedeniyle böyle bir ilişkiye sahip olamaz. Yani maddeyi vücuda getiren neden, madde ötesi bir varlık olmalıdır.


Sorular:


1- Maddeci dünya görüşünün kurallarını açıklayınız.

2- "Madde" ve "Maddî"yi tanımlayınız.

3- Birinci kuralın yanlışlarını açıklayınız.

4- İkinci kuralın yanlışlarını açıklayınız.

5- Üçüncü kuralı eleştiriniz.

6- Dördüncü kuralın yanlışları nelerdir?


15- DİYALEKTİK MATERYALİZM VE ELEŞTİRİLERİ

Mekanik ve Diyalektik Materyalizm


Materyalizmin çeşitli dalları vardır; bunlardan her biri kâinatın oluşumu ve fenomenlerin meydana gelişini kendilerine has yorumlarla beyan ederler. Yeniçağın başlarında materyalistler, Newton fiziğinin terimlerini kullanarak kâinatın oluşumunu mekanik hareket ekseninde yorumluyor ve her hareketi, dışarıdan onu harekete geçiren bir gücün malulü olarak açıklamaya çalışıyorlardı. Başka bir deyişle, kâinatı büyük bir makineye benzetiyorlardı; bu makinenin harekete geçirici gücü bir parçadan diğerine intikal ediyor ve böylece bu büyük makine çalışıyordu.

"Mekanik Materyalizm" adı verilen bu teori, taşıdığı ciddî zaaflar ve tutarsızlıklar nedeniyle muhaliflerinin yoğun eleştirilerinden kurtulamadı. Bu eleştirilerin en önemlisi şuydu: Her hareketin dış kaynaklı bir malul olduğu kabul edilecek olursa, bu durumda kâinatın ilk maddesinin hareketine sebep olan bir dış gücün de var olduğuna ve onun madde ötesi bir etken ve hareketin ilk kaynağı olduğuna da inanmak gerekir.

Diğer bir nokta da sadece durum ve yer kategorisindeki hareketlerin mekanik güç ve enerjiyle açıklanabilmesidir. Oysa kâinattaki fenomen ve oluşumların tamamını yer kategorisindeki hareketle sınırlamak mümkün değildir ve diğer fenomenlerin oluşumu için başka bir etken gösterme zarureti söz konusudur.

Mekanik materyalizmin bu soru ve itirazlara mantıklı bir cevap verememesi üzerine materyalistlerin, kâinattaki değişim ve oluşumlara neden olan başka bir etken aramaya başlamalarına ve bu bağlamda en azından bazı hareketleri dinamik teoriyle izaha çalışıp maddenin bir nevi "kendiliğinden devinimli" olduğunu söylemelerine neden oldu.

Bu bağlamda diyalektik materyalizm düşüncesinin kurucuları olan Marx'la Engels; Hegel'in felsefî kavramlarını kullanarak hareketin sebebi olan etkeni her maddenin yapısında var olan "iç zıtlıklar" şeklinde tanımlama yoluna gittiler ve maddenin yaratılmadığını, ölümsüz olduğunu, kolektivize dinamizm ve hareketi, fenomenlerin karşılıklı olarak etkileşimlerini öne sürerek bu teorilerini [3 özdeklik yasası dedikleri] 3 prensip üzerine inşa ettiler:

1- İç zıtlaşma (karşıtlaşma, çelişki)

2- Mutasyon (veya nicel değişimlerin nitel değişimlere dönüşümü).

3- Reddin reddi (olmazın olmazlığı) veya doğanın kendiliğinden hareketliliği (süreğen devinim).

Bu üç prensibi önce kısaca açıklayacak, sonra da bunlarla ilgili görüş ve eleştirimizi belirteceğiz:[1]

 

[1]- Daha fazla bilgi için bk. "Pasdari Ez Sengerhay-i İdeolojik" (İdeolojik Mevzileri Savunma) kitabı, hareket, diyalektik, maddî dünya görüşü makaleleri.



Yüklə 1,3 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   15   16   17   18   19   20   21   22   ...   80




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin