Bu dosya, Ethem Aydın isimli eserin web üzerinden izinli yayınlanan resimsiz hazırlanmış bölümüdür. Değiştirilemez. Serbestçe kopyalanıp dağıtılabilir. Bu dosyanın orjinali



Yüklə 2,29 Mb.
səhifə82/97
tarix29.10.2017
ölçüsü2,29 Mb.
#19746
1   ...   78   79   80   81   82   83   84   85   ...   97

SEVGİLİ KADİR


Geçen mektubumda beni kırıcı buldun. Ama şunu da hemen demeyilim, seni çok severim. Böylece senden herşeyin iyisini beklemek doğal oluyor. Biyolojide Holizm diye bir kuram vardır. Doğanın, kendi parçalarının toplamından daha fazla olan bütünler oluşturma eğilimidir. Holizm veya holon kuramı psikoloji içinde geçerlidir. Canlı veya insanın özben'inde sonsuz yönsemelerin doğurgan ana maddesi hep vardır. Kristal yapımında kullanılan metot gibi, yüksek ısıda soğurulmuş ana madde istediğiniz kadar kaynatınız hiç bir şekle ulaşmaz. Ama eriyiğin içine bir küçük kristal parçası atarsanız, hemen bütün eriyik kristal formlarına uygun olarak şekillenmeye başlar.

Gazeteci, toplumun metabolizmasını, ham doğurgan maddesini iyi tanır, ona uygun bir kristal parçasını atarsa işte zinzirleme oluşum başlar. Onun için gazetecilik zor zanaattır. Sen hemen hemen her konuda yazıp duruyorsun, ama mayalanma olmuyor. Yazmak için yazıyorsun. Ele aldığın konuları kovuşturmuyorsun, böylece mesleğini eksikli icra ediyorsun. Seçtiğin konuya hazırlanmadan girişiyorsun, böylece belki birilerini sevindiriyorsun ama görev vesikasız ve eskizsiz kalıyor. Ekspres gazetesini genelde okurum. Hemen hemen tüm dizayn da sen varsın, sanki denilebilir ki gazeteyi sen çıkartıyorsun. Evvela bu bir insan gücünü aşar. Bir yerde de kullanılmış olursun. Yapılacak yanlışların muhatabı olursun. İdareciler çok çalışan, her işe koşan, her eksiği kapatmaya çalışan elemanı genelde sevmezler, ayak altında dolaşma deyiverirler. Onun için çalışmanı kesinkez sınırla. Gazetede belli bir bölümün meşru sorumluluğunu üstlen, konunda uzmanlaş ve de derinleş. O zaman sen aranan gazeteci olursun, kapanın elinde kalırsın.

Gazeteyi çıkaran ekibin içinde ismini bile koymayı unutan veya bilerek yazmayan idarelere çok çalışarak, insan üstü gayretler sarf ederek yaranamazsın. Önce onurunu korumak, sonra da iyi aranan bir gazeteci olmak için çaba vermelisin. Aslında bu yazım bir methiyedir, ama seninkisi gibi havada kalmayan bir methiye...!

Sevgimin yoğunluğuna dayalı bu yazıyı anlayışla karşılayacağını umar, öperim. Bayramını kutlarım.

E. Aydın, 16Haziran1992

SEVGİLİ KADİR KAÇAR


Bu çoğunlukda böyle olmuştur. Yetke sahipleri kendilerini bilerek veya bilmeyerek layusel olarak duyumlarlar ve bu nedenle kamunun nabzını yitirirler, farkına varmadan sıradanlaşırlar.

Hele hele konu gazetecilikse ekip çalışmasına alışmak gerekir. Bir gazete evrensel görevi gereği yaygın eğitim kurumudur da.

Bu bağlamda parlementonun da üzerinde yeri vardır.

Kamunun gören gözü, işiten kulağı duygularının temsilcisidir. Sizin gazetenin sayfaları az değil ama doyurucu değil. Orda bir sen okunabiliyorsun. Yazar çizer kadrosunu üniversiteye kadar kaydırınız. Edebiyat, Tarih, folklor, tıp, ziraat, güncel çizgilerde veya tefrika halinde sürsün. Okurları yazar haline getiriniz. Geçmişten çok, geleceğe dönük imajlar gazetede yer alsın. Hayal ürünü de olsa, yarınki Adana'yı konuşunuz, tabi zaman zaman. Liman kenti bir Adana'dan söz edin, yeşile bürünmüş, yasemin, portakal kokan bir Adana'dan dem vurun. İlkokuldan başlayarak üniversite seviyesinde sorumlu ağaç dikme kampanyalarından, sınırları belirlenmiş, okul çamlıklarından söz ediniz. Kışkırtıcı olunuz. Yarıştırınız okulları. Temiz sokaklardan, sıfırdan bir yerlere gelen tablacı, öğretmen, kolejleri gündeme getiriniz. Evinin, sokağının, iş yerinin önüne bir ağaç diken kimseleri atlamayınız. Eğitim biraz da budur.

İnsanlarımız iyi şeylere layıktır, iyi şeyleri duymaktan hoşlanırlar. Anımsarsanız, çocuk da böyle eğitilir. Gazetecilik zor zenaattır, sorumluluğu çoktur ama zangin meslektir. “Oğlumuz çok iyi çocuktur, ah şu huyu da olmasa...” demekte bin fayda vardır. Amacımız hep bekçi döğmek olmamalı, özde üzüm yemek vardır.

Seni öperim.

E. Aydın, 3Mayıs1993


YAPI KREDİ BANKASI

SAYIN BÖLGE MÜDÜRÜ

Türkiye'de köklü bir bankacılık örneğini sergiliyorsunuz. Adana'da Kemal Satır galerisinin açılışıyla sanata olan saygınızı ve ilginizi vurgguladınız. Kuruluşa ne kadar saygı duyulsa azdır.

Kanaatimce böyle bir sanat kuruluşunun başına getirilen kişilerin bir sanat nosyonu olmalıdır. Sanat çevresine yakın olmalıdır. Sergi dizaynından anlamalıdır. Açılışların banka personeline ekstradan ikram görüntüsünü önlemelidir. Gerekirse ve sorulursa yapıtlar üzerine çağdaş bir görüş verilmelidir. Bu kişinin maaşlı olması gerekmez, fahriyen de hizmet verilebileceği var sayılmalıdır.

Adana'da sanata soyunmuş üçbeş kişiden biriyim, defalarca rica etmeme karşın adresime açılış bilgisi ulaşmıyor. Durumu arz eder, saygılar sunarım.

E. Aydın, 13Mayıs1993

YAPI KREDİ BANKASI

SAYIN BÖLGE MÜDÜRÜ

13Mayıs1993 tarihli bir öz eleştirimi size sunmuştum, bir resim öğretmeni olarak, bir sanatçı olarak, güzele, iyiye dönük fikirlerimi art niyet olmadan ortaya koymaktan zevk alırım. Bu öz eleştirilerim, hiç bir zaman şikayet ve buyuruculuk özelliği taşımaz, haddime de düşmez. Yanıtınızdan, yani telefon konuşmanızdan edindiğim izlenime göre siz savunmaya giriyor, olayı suç ve suçluluk çizgisinde ortaya koyuyor, soruşturma mekanizmasını çalıştıracağınızı vurguluoyrsunuz, hatta benden bir türlü vesika istiyorsunuz.

Sayın müdür, siz henüz doğmadan önce yollarda olduğuma göre, beni şikayet çizgisinde aramanıza üzüldüm.

Beni sergiye davet etseniz ne olur, etmeseniz neyi değiştirir? Siz beni yanınıza alacağınız yerde, karşınıza almaya çalıyorsunuz. Benim size aktarmaya çalıştığım, gerçek bir görüntüdür, isterseniz bir işaretinizle hepsi düzelebilir veya mantıki çizgiye yaklaşabilirsiniz. Göz kendini göremez bağlamında yazmıştım, huzursuzluk yaratmak benim karekterim değil. Telefon yanıtıyla duyarlılığınıza teşekkürler ederim.

Sevgiler, saygılar sunarım.

Boş bir zamanınınız olur, bir dostla kahve içmek isterseniz Aydın Sanatevine onur vermiş olusunuz.

E. Aydın, 21Mayıs1993

SAYIN MOZAİK AİLESİ


İstiyorum ki bu dergi yaşamalı, bu dergi yarın nasıl çıkarım diye düşünmemeli, yarın nasıl yanilikler getirerek daha çağdaş olurum yüceltisine ulaşmalı! Çünkü biliyorum ki, Türk basını hep darboğazda olmuş, nice idealistlerin umudu karınlarında kalmıştır. Bu bağlamda, 1920'lerden, 1970'lere kadar yörenin çok iyi hatırlayacağını umduğum, kişilerin belleklerde kalan yönlerini isim zikretmeden vereceğim. Siz de mozaiğe ulaşan doğru yanıtlar arasından üç kişiye şimdilik mütevazi ödüller vereceksiniz.

Böylece dergi daha çok okur kazanacak ve halkın sevgilisi olacağını umuyorum. Ayrıca bu türden anıları olanların size ulaştırmalarını isteyeceğiz.Böylece toplanan bir yıllık anılar değerli ve özenilmiş albüm olarak mozaik yayınları arasına girecek.

Şartım, seçici kurulu ben oluşturacağım, bilgiler mozaikte arşivlenecek. Sorumlularla görüşünüz, önerim kabul görürse lütfen bana yazınız. Selamlar, saygılar.

E. Aydın, 12Mayıs1993



Yüklə 2,29 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   78   79   80   81   82   83   84   85   ...   97




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin