Cumhuriyet asil şİMDİ kuruluyor



Yüklə 278,75 Kb.
səhifə2/10
tarix09.02.2018
ölçüsü278,75 Kb.
#42497
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10

ULUSAL PAZAR


Buraya kadar ele alındığı gibi, Cumhuriyetin ekonomik temelleri için atılan adımlar, bağımsızlık kazanılan coğrafya üzerinde ulusal pazarın kurulabilmesini amaçlamaktadır. Yukarıda, bunun nasıl yapılacağına yer verilmiştir. Pazarın işlerliğinin sağlanabilmesi için gerekli sermaye birikimi belli sektörlerdeki devlet tekeli aracılığıyla sağlanacak ve yatırımlar artırılacak, yatırıma doğrudan girilmeyen alanlarda özel sektöre sermaye birikimini artırmak amaçlı kredi mekanizması çalıştırılacaktır. Diğer taraftan da demiryolları ile pazarlar birbirine bağlanacaktır. Ne var ki, hem vergilerin toplanabilmesi hem de kapitalist ulusal pazarın kurulabilmesi için “mülkiyet”in tanımlanması ve nüfus hakkında bilgi toplanması gereklidir. Bu doğrultuda, 1926 yılı içerisinde toprak üzerinde mülkiyetin hukuksal olarak kurulması ve yönetsel olarak takip edilebilir olmasına ve nüfus verilerinin derlenmesine ilişkin düzenlemeler yapılmıştır.

Toprak Mülkiyeti


Verginin toplanması ve kapitalist ulusal pazarın kurulması için mülkiyetin net olarak sınırlarının kesinleştirilmesi ve hukuki güvence altında alınması gereklidir. Ayrıca, bir tarım ülkesinde, toprakların durumu ve mülkiyeti ve işlenmesinin en etkin şekilde yapılabilmesi için toprak üzerindeki mülkiyetin incelenmesi ve takip edilmesi gereklidir. Mustafa Kemal, 4. içtima açış konuşmasında, bu durumu şöyle dile getirir: “Memleketimizin bir zirai memleket olduğu ve vüsati olduğu göz önüne alınırsa bizim başlıca kuvvet ve servet mesnedimizin toprak olduğu tezahür eder” (c.27, s.3).

Kadastro çalışmaları bir önceki sene başlamıştır ve devam etmektedir. 13 Haziran’da yayımlanan Kararname’ye göre, araziler kayda başlanmış olup, mali sene sonuna kadar yazma işlemi bitmeyecek olan arazilerde varsa nahiye, yoksa köy arazileri bütün olarak kabul edilmiş ve vergilerin tahsili tahrir (kayır) işleminin bitiminden sonraki seneye yeni kayıt üzerinden ödenmesine karar verilmiştir (Düstur III. Tertip C.7). Ayrıca, 887 sayılı “Emvali Gayrimenkule Tadilât Komisyonlarının Sureti Teşkili Hakkında Kanun” ile gayrimenkullerin vergiye matrah değerlerinin tayin ve tespiti sorununa çözüm bulmak amacıyla kurulan Emvali Gayrimenkule Tadilât Komisyonlarının teşkili usulü düzenlenmektedir (ZC C.26 İ.112).


Tapu


11 Ocak’da kabul edilen 711 sayılı “Tapu Daireleri Hududu Haricindeki Emvali Gayrimenkuleye Ait Muamelâtı Tasarrufiyenin Sureti İcrasına Dair Kanun” ile tapu işlemlerinin kolaylaştırılması amaçlanmaktadır. Buna göre, ilgili kişinin talebi doğrultusunda kendi sınırları içerisinde olmayan gayrimenkullere ilişkin işlemler de tapu daireleri tarafından gerçekleştirilecektir (ZC C.21 İ.39).

Aynı zamanda, 30 Ocak’da 727 sayılı Kanunla yapılan düzenleme, tapu senetlerinde ve kayıtlarda mülk sahiplerinin fotoğraflarının bulundurulmasını zorunlu hale getirmektedir Buna dönük bir takım teşvikler verilmekte ve düzenlemeler yapılmaktadır (ZC C.21 İ.47).


İskan


31 Mayıs 1926’da kabul edilen “İskân Kanunu” ile muhacir ve mülteciler ile yurtiçindeki göçebe nüfusun, dağınık yerleşimlerin ve bir takım grupların iskan şekli düzenlenmekte ve ilgili muafiyetler belirtilmektedir.

İskan sorunununda ilk akla gelen Çingenelerdir. Kanunun 1. maddesine göre “Türk tabiyetinde bulunan Çingeneler münasip mahalde ikamet ettirileceği gibi, ecnebi tabiyetinde bulunanlar da hudut dışarısına çıkarıl[acaktır].” Ayrıca, “Türk harsına dahil olmıyanlarla sirayet devrindeki frengililer, cüzama müptela eşhas ve aileleri, ceraimi siyasiye ve askeriye müstesna olmak üzere cinayetle mahkum olanlar, anarşistler, casuslar, Çingeneler ve memleket haricine çıkarılmış olanlar kabul edil[meyeceklerdir] (ZC C.25 İ.111).

Bunun dışında “Dahili memleketteki seyyar aşiretlerle alelumum göçebelerin ve sıhhî esbap dolayısıyla nakli icap eden ve ormanlar dahilinde vasıtai maişetten mahrum bulunan köylerin münasip ve müsait mahallere nakil ve iskânları ve evleri çok dağınık olan bazı köylerin münasip merkezler etrafında tefsifi ve casusluklarından şüphe edilen eşhasın hudutlardan uzaklaştırılması, İcra Vekilleri Heyeti karariyle Dahiliye Vekâletince icra edil[ecektir]” (Kanun madde 3).

İskan edilecek ailelere, ev, ziraat alat ve edevatı, işyeri, vs. verilecek ve iskan için gerekecek masraflar karşılanacak, muhacir ve mülteci olarak geleceklerin eşyalarından beş bin liralık kısmı bir defaya mahsus olmak üzere gümrük resminden muaftır. Hatta, iskan ettirileceklere 2 senelik askerlikten muafiyet tanınmıştır.

7 Nisan’da kabul edilen 802 sayılı “Mübadeleye Tabi Ahaliye Verilecek Emvali Gayrimenkule Hakkındaki 16 Nisan 1340 Tarihli Kanuna Müzeyyel Kanun” ile mübadeleye tabi kişilere verilecek taşınmazların belirlenen iskan mekanında olması zorunluluğu kaldırılmaktadır. Çünkü, iskan mekanında taşınmaz bulunamayan mübadiller uzun süre üretim alanına girememektedir. Değişiklik ile farklı yerlerdeki taşınmazlar mübadillere verilebilecektir (ZC C.24 İ.84).

İstimlak


929 sayılı “Devlet Demiryolları İstimlâk Kanunu” doğrultusunda Devlet Demiryolları’nca inşa edilmekte olan demiryollarının güzergahına rastgelen devlet arazi ve gayrimenkulleri bedelsiz terk edilir, gerçek ya da hukuki kişilerin mülkiyetinde olan gayrimenkullere ise vergilerine oranla istimlak bedeli ödenerek el konulur (ZC C.26 İ.118).

Nüfus Verileri


Vergilerin toplanabilmesi nüfusa ait bilgilerin varlığına bağlıdır. Bu doğrultuda, yıl içerisinde nüfus verilerinin düzeltilmesi için çaba gösterilmektedir.

29 Mayıs 1926’da kabul edilen 861 sayılı “Müddeti Zarfında Nüfus Kütüğüne Yazdırılmayan Doğum, Ölüm, Evlenme veya Boşanma Vakalarıyla Mektum Kimselerin Cezadan Afları Hakkında Kanun” ile askerlikten, vergiden kaçmak gibi türlü nedenler dolayısıyla nüfus kütüğüne kayıt yaptırmayanlar için cezalar üç seneliğine kaldırılmaktadır. Bu şekilde, nüfus kayıtlarının yaptırılması sağlanacak ve nüfus hareketliliği takip edilebilecek ve vergi gelirlerinde artış sağlanmış olacaktır (ZC C.25 İ.109).

Ayrıca, nüfusun tespit edilmesi için 1927 yılında Genel Nüfus Sayımı yapılacaktır. 2 Haziran 1926’da kabul edilen 893 sayılı Umumi Tahriri Nüfus İcrası Hakkında Kanun gerekçesinde “Memleketin en önemli servetinin halkı olduğuna inanan Hükümet’in, iktisadi ve siyasi ve askeri gereksinimler nedeniyle halkı hakkında bilgi toplamak” istediği belirtilmektedir. 1926 yılında birkaç vilayette deneme yapılması kararlaştırılmıştır (ZC C.26 İ.113).

Ayrıca istatistik bilgi gereksiniminin maliyenin iş görememesinin temeli olduğu anlaşıldığından (C.25, s.126), bugünkü Türkiye İstatistik Kurumu’nun temeli 1926 yılında atılmıştır, Merkez İstatistik Dairesi kurulmuştur (http://www.tuik.gov.tr/UstMenu.do?metod=tarihce). 25 Nisan’da çıkarılan kararname ile Başvekile tabi ve Başvekil tarafından atanacak bir müdürün idare edeceği bir daire olarak kurulmaktadır. Kurum, Türkiye’ye dair bilgi üretmekle görevli olacaktır (Düstur III. Tertip C.7). Aynı yıl içerisinde yabancı bir uzmanın getirilerek inceleme yaptırıldığı anlaşılmaktadır (C.25, s.126).

Söz konusu istatistiki bilgilerin eksikliği döneme dair mali verilerde tartışmalara neden olmaktadır. Örneğin, Bütçe Kanunu’nda bütçenin denk hazırlanmasına karşın, döneme dair incelemelerde 1925-1926 yıllarında bütçe açıklarının % 60 gibi çok yüksek rakamlara ulaştığı belirtilmektedir (İlkin ve Tekeli, Uygulamaya Geçerken, s. 47).


Yüklə 278,75 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin