Husuf:
Ay tutulması" demektir. 258
Huşu Ve Hudu:
Huşu, "itaat etmek, alçak gönüllülük göstermek, sesi alçaltmak, mütevazı mutmain ve sakin olmak" gibi anlamlara gelir.
Huşu; "Doğruya, Hakk'a boyun eğmek, kalplerin; allâmü-1-ğuyûb (bütün gizlilikleri hakkıyla bilen) Allah'a tam itaatidir" denilmiştir.
Kur'an-ı Kerim'de mü'minlerin vasıflarını ve bu vasıflarıyla onları öven âyet-i celîlelerde meal olarak:
"Hakikatten mü'minler saadete ermişlerdir. Onlar ki; namazlarında huşu içindedirler. Ve onlar boş sözlerden (ve işlerden) yüz çevirirler.” buyurulmuştur.
Namazdaki huşûdan maksat; (onların gönülleri Allah korkusu ile dolu, uzuvları sakin ve mutmain olarak ibâdetlerini yaparlar...)
Hudu'; tevazu, sukün ve boyun eğme manalarına gelir. Huşu' ve hudu'nun, namazın şartlarından olduğunu söyleyen âlimler vardır. Bunların başında Imam-i Gazali gelir.
Hutbe:
Hitabet mastarından isimdir. Cuma namazının farzından önce ve bayram namazlarından sonra şartlarına uygun bir şekilde yapılan hitabete (konuşmaya) hutbe, denir. Cuma namazında okunan hutbe farz, bayram namazlarında okunan hutbe ise sünnettir.
Cuma Hutbesinin Şartları:
1- Hutbe niyetiyle okumak,
2- Vakit içinde (öğle namazı vaktinde) okumak,
3- Cuma namazının farzından evvel okumak,
4- Hutbeyi cemaate hitaben okumak (üzerine cuma namazı kılmanın farz olduğu kişilerden bir kişinin olsun bulunması gerekir. Zira hutbe cemaate hitaben okunur.)
5- Hutbenin kendisine hitaben okunduğu o kimsenin âkil ve baliğ olması
gerekir.
6- Hutbe ile namaz arasını başka bir-şey ile ayırmamaktır.
Hutbe iki bölümdür. Biri diğerinden hafif bir okunuşla ayrılır. Hutbenin kısa Ve öz olması sünnettir. (Merakı'l Felah, cuma bahsi.)
Birinci hutbede müsülmanlara va'z-u nasihat, ikinci hutbede ise müslüman-lara dua edilir. Her iki hutbede de Allah'a hamd, Allah'ın birliğine ve Muhammed (a.s)'in peygamberliğine şehadet ve peygamberlere salatü selam vardır. Cuma hutbesi cumanın farzından evvel okunur. Bayram hutbeleri ise bayram namazından sonra okunur.
Hutbenin Sünnetleri:
1- Hatibin hutbeye başlamadan önce minber tarafında bulunması,
2- Minbere çıktığı zaman cemaate dönüp oturması ve okunacak ezanı dinlemesi,
3- Ezanın hatibin huzurunda okunması,
4- Hatibin ezandan sonra her iki hutbeyi de ayakta okuması, (Şafii ve Maliki mezheplerine göre vaciptir.)
5- Birinci hutbeye Allah'a hamd-ü sena, "Elhamdülillah" lafzıyla başlaması,
"Şehadeteyni "Eşhedü en lâ ilahe illallah... ve eşhedü erine Muhammeden abdühü ve Resûlühü..." okuması, peygamberimize salavat getirmesi,
7- Eûzü besmele ile bir âyet okuması,
8- Müslümanlara dünya ve ahiretlerine yarayacak, onları dünya ve ahirette saadete ulaştıracak va'z ve nasihatte bulunması,
9- Hutbeyi ikiye ayırması ve iki hutbe arasında az bir miktar okunması,
10- İkinci hutbeye de birinci hutbede olduğu gibi Allah'a hamd ve Resulullah'a salat ile başlaması,
11- İkinci hutbede müslümanlara mağfiret, afiyet ve nusrat ile dua etmesi,
12- Her iki hutbeyi de uzatmayıp kısa kesmesi, (ikinci hutbeyi birinci hutbedekinden biraz daha hafif bir ses tonuyla okuması)
13- Hatibin, hutbeyi cemaatin işiteceği bir ses tonuyla okuması hutbenin sünnetlerindendir.
Hutbe okunurken cemaat başka işlerle meşgul olmayıp yalnız okunan hutbeyi dinlerler. Hutbe esnasında konuşmak, konuşana sus demek, namaz kılmak tahrimen mekruhtur. Cuma namazına gidemeyenlerin toplanan şehir dahilinde cemaatle namaz kılmaları tenzihen mekruhtur.
Hüdhüd:
Çavuşkuşu veya ibibik de denilen ve Hz. Süleyman ile Seba Melikesi Belkts arasında haberleşmeyi sağlayan kuş. Bakınız Kur'an-ı Kerim'in Neml Suresi, 22. ve 27. ayetleri.
Hüküm:
Kelime anlamı bir işi iyice soruşturduktan sonra verilen son karar, bir konudaki son söz demektir. Fıkıhta, bir işin yapılması veya yapılmaması ya da mükellefin o konuda serbest bırakılması hakkındaki karar. Mesela namazın kılınması, kesinlikle yerine getirilmesi gereken bir hükümdür. Hüküm teriminin çoğulu olan ahkam kavramı da İslam alimleri tarafından ahkam-i Kur'an (Kur'an hükümleri) ahkam-ı şer'iyye (şer'i hükümler) şeklindeki tamlamalarda çok kullanılır.
Hümeze Sûresi:
Kur'an-ı Kerim'de 104. sûredir, adını, ilk âyetinden almıştır.
Sapıtan bazı insanların vasıflarının beyan edildiği, mal varlığının insanı ilâhi azabtan kurtaramayacağının haber verildiği bu sûre Mekke'de nazil olmuştur ve 9 âyettir.
Hümeze sûresi, Kıyame Sûresi'nden sonra nazil olmuştur.
Cenab-ı Hak bu sûre-i celile'de meâlen şöyle buyuroyor:
1- (İnsanları) diliyle çekiştiren, kaş ve gözüyle işaret yapıp alay eden her fesâd kişinin, vay haline!
2- O ki mal yığdı, onu saydı durdu.
3- Malının, kendisini ebedî yaşatacağını sanır.
4- Hayır, andolsun ki o, Hutame'ye atılacaktır.
5- Hutame'nin ne olduğunu sen nereden bileceksin?
6- Allah'ın tutuşturulmuş ateşidir.
7- (Bir ateş) ki gönüllere işler.
8- O, onların üzerine kapatılıp kilitlenecektir.
9- (Kendileri), uzatılmış direkler arasında (bağlı) olarak (kalacaklardır. Tıpkı ahıra konup direklere bağlanan, üzerlerine ahırın kapısı sür-gülenen hayvanlar gibi).
Hünsa:
Hem erkeklik hem de dişilik organlarına birlikte sahip olan çifte cinsiyetli insan. Kainattaki bütün mahlukatı erkek ve dişi olmak üzere çiftler şeklinde yaratan Allah (c.c) insanları da erkek ve dişi olarak yaratmıştır. Bu ilahi kanunun istisnası olarak bazı insanlar erkeklik ve dişilik organlarını bira rada taşıyarak dünyaya gelirler.
Dini ibadetlerin yerine getirilmesi ve hukuki sorumlulukların tanı olarak bilinebilmesi için hünsa'nın erkek mi dişi mi özelliklerinin öne çıktığı bilinmek zorundadır. Bunların erkek veya dişi oldukları kesin' olarak ortaya çıkarsa sorun yoktur. Ama bu durum kesinlik kazanmadığı taktirde bunlara hünsa-i müşkil adı verilir. Hünsa-i müşkil'de ya iki uzuv biramda bulunur veya iki uzuv da bulunmaz. İki uzvun da bulunmaması halinde sakal veya memelerin çıkmasına güre hüküm verilir. Her iki uzuv da mevcutsa idrarın çıktığı organa göre hükmedilir. Erkeklik organı ile bevle-diyorsa (küçüksuyunu döküyorsa) erkek, kadınlık organı ile bevlediyorsa kadın olduğuna karar verilir.
Dostları ilə paylaş: |