[Derkenar] İsmi içün tecdîd olınmışdur.
Fî evâsıt-ı sene [1]103 [1692]
İstanbul kãimmakãmına ve kãdîsına hüküm ki:
İstanbul'da vâkı‘ (boş) evkãf mütevellîsi gelüp evkãf-ı mezbûr nükúdı mâlından yine mahrûse-i mezbûrde Balat kapusı kurbında sâkin ve (boş) ve (boş) nâm Yehûdîlere yüz guruş virüp mezbûr Yehûdîler dahi meblağ-ı mezbûr mukãbelesinde mülk hânlerin20 istibdâl ve meblağ-ı merkúmı va‘deleri hulûlinde edâ eylemedükleri hâlde zikr olınan hâneleri âhara semen-i misliyle fürûht olınup zimmetlerinde olan mâl-ı vakf edâ olınmak üzre cânib-i şer‘den hüccet-i şer‘iyye virildüğin bildürüp mûcebince hükm-i hümâyûnum recâ itmeğin sen ki vezîr-i müşârun ileyhsin ve Mevlânâ-yı mûmâ ileyhsin hüccet mûcebince şer‘le görülmek içün yazılmışdur.
[Fî] evâsıt-ı B sene 1103 [29 Mart-7 Nisan 1692]
16/23/105 Üsküdar'da Valide Sultan vakfına ait hamamın, elinde temessük bulunan eski kiracısına zapt ettirilmesine dair hüküm.
Üsküdar'da Vâlide Sultân evkãfı mütevellîsi Hasan'a hüküm ki:
Hâlâ mütevellîsi olduğın evkãfun akãrâtından Üsküdar karşusında vâkı‘ Büyük hammâm dimeğle mu‘arref hammâmun müste’cir-i kadîmi Mehmed işbu bin yüz üç senesi Mart'ı ibtidâsından kıst-ı kadîmiyle zabt eylemek üzre temüssük virildükden sonra sâbıkã Dâru’s-sa‘âde ağası olan İsmâ‘îl Ağa dâme ulüvvuhû mektûbıyla tekrâren Ahmed'e temessük virüp bu taraf(?) müfettiş huzûrunda murâfa‘a olduklarında zi’l-yed olan Mehmed'e virilen temesük mu‘teber olup ibkãsı lâzım gelmeğin mezbûr Mehmed'e virilen zabt temessüki mûcebince hammâm-ı mezkûr zabt itdürilmek bâbında evkãf-ı mezbûr nâzırı olup Dâru’s-sa‘âdetüm ağası Nezîr Ağa tarafından mühürli mektûb virilmeğle mûcebince şer‘le amel olınmak içün yazılmışdur.
Fî evâsıt-ı B sene 1103 [29 Mart-7 Nisan 1692]
16/26/118 İstanbul'da, Uzunçarşı yakınında İbrahim Paşa câmi‘ imam ve kayyımlarına meşruta yanan vakıf evi kendi malıyla kendisi için yapan imam ve vakıf mütevellisi arasındaki ihtilafın ilgili kadılıkta görülmesine dair hüküm.
Âstâne kãimmakãmına kãdîsına hüküm ki:
İstanbul'da Uzunçârşû kurbında İbrâhîm Paşa câmi‘inün imâmı ve kayyımı olan Mahmûd nâm kimesne gelüp mahalle-i İbrâhîm Paşa'da imâm ve kayyım olanlara meşrûta vakf menzilleri ihrâkda muhterik olup kãbil-ı süknâ olmamağla bu dahi kendü mâlıyla binâ itdükde vakf içün veyâ nefsiyçün binâ itdüğin beyân eylemeyüp kendü nefsiyçün binâ itmeğle vakfın mütevellîsi olan (boş) nâm kimesn nizâ‘dan hâlî olmaduğın ve fetvâsı olduğın bildürüp mûcebince amel olınup hâssa mi‘mâr ma‘rifetiyle şer‘le keşf olınup icrâ-yı hakk olınmak içün yazılmışdur.
[Fî] evâhir-i B [1]103 [8-17 Nisan 1692]
16/28/132 İstanbul'da, Şeyh Vefa câmi‘ yakınında Cenderecizade Muhyiddin Çelebi evkafına ait arsası mukataalı, binası mülk evin mutasarrıfı ve bu evin mektebe şart edildiği iddiasıyla müdahale eden şahıs arasındaki ihtilafın ilgili kadılıkta görülmesine dair hüküm.
Âstâne kãimmakãmına ve monlâsına hüküm ki:
İbrâhîm zîde kadruhû gelüp İstanbul'da vâkı‘ Şeyh Vefâ câmi‘-i şerîfi kurbında müteveffâ Cenderecizâde Muhyiddîn Çelebi evkãfından arsası bir akçe mukãta‘alu binâsı mülk ve bir bâb menzile mutasarrıf olmağla vakf-ı mezbûrun mektebi mu‘allimi olan Kãsım menzil-i mezbûr içün benüm mu‘allimi olduğum mektebe meşrûtadur diyü da‘vâ ve bin seksen sekiz senesinde murâfa‘a-i şer‘ olduklarında vakfiyye-i ma‘mûlun bihâda meşrûta olduğı zâhir ve yedine men‘ birle cânib-i şer‘den dört kıt‘a hüccet-i şer‘iyye virilmişiken mezkûr Kãsım kanâ‘at itmeyüp yine şirrete sülûk ve tekrâr biri tarîkiyle emr-i şerîfe ihrâc itmeğle ol hüccet-i şer‘iyyelere muğãyir nizâ‘ ve rencîdeden hâlî olmamağla sen ki vezîr-i müşârun ileyh ve Mevlânâ-yı mûmâ ileyhsin şer‘le göresin diyü yazılmışdur.
[Fî] evâhir-i B [1]103 [8-17 Nisan 1692]
16/28/133 Silivri'de, Pir Mehmet Paşa câmi‘ evkafı mütevellisi ve vakfa ait han arsası üzerine yapılan binayı ucuza kiralamakla suçladığı vakıf nazırı arasındaki ihtilafın ilgili kadılıkta görülmesine dair hüküm.
Âstâne kãimmakãmına ve mollasına hüküm ki:
Müteveffâ Pîr Mehmed Paşa'nun kasaba-i Silivri'de binâ eyledüği câmi‘-i şerîfi evkãfınun mütevellîsi olan Seyyid Mehmed gelüp vakf-ı merkúm akãrâtından kazâ-i mezbûrede vâkı‘ icâre ile mutasarrıf olına gelen hânı vakf-ı merkúm nâzırı olan Mehmed Cemâlî nâm kimesne mütevellî-i sâbıkdan isticâr ve vakf içün binâ ihdâs idüp hân-ı mezbûr arsasınun beher yevm on beşer ve yiğirmişer akçe icâreye tahammüli var iken ancak yevmî üçer akçe virüp vakfa gadr eyledüğin bildürüp ve bu bâbda şeyhülislâmdan fetvâ-yı şerîfe virildüğin bildürüp mûcebince amel olınup mahallinde şer‘le keşf ve ecr-i misline mu‘âdil icâresiyle alıvirilmek bâbında hükm-i hümâyûnum recâ itmeğin yedinde olan fetvâ-yı şerîfe mûcebince şer‘ alıvirilmek için yazılmışdur.
[Fî] evâsıt-ı B [1]103 [29 Mart-7 Nisan 1692]
16/33/154 İstanbul'da, icâreteyn usulü ile ortaklaşa mutasarrıf oldukları evde, ortağının başka diyara gitmesiyle yalnız başına oturup kirasını veren şahıstan, evin ortak tasarrufta olması sebebiyle sonradan ücret isteyen öbür ortağın isteğinin reddine dair hüküm.
İstanbul kãimmakãmına ve kãdîsına hüküm ki:
Hüseyin gelüp arz-ı hâl idüp mahrûse-i İstanbul'da vâkı‘ icâre-i mu‘accele ve müecceleli menzile Mahmûd nâm kimesne ile ber vech-i iştirâk mutasarrıflar olup müşterik-i mezbûr Mahmûd birkaç sene âhar diyâra gitmeğle ve ol menzilde sâkin ve menzilün ücret-i müeccelesini mütevellîye virmiş iken müşterik-i mezbûr Mahmûd âhar diyâra gitdükde mücerred ol menzil ale’l-iştirâk tasarrufımuzda olmağla hissem içün senden ücret alurum diyü dahl ve rencîde eyledüğin ve bu bâbda da‘vâsına muvâfık şeyhülislâmdan fetvâ-yı şerîfe virildüğin bildürüp mûcebince amel olınup men‘ u def‘ olınmak içün yazılmışdur.
[Fî] tahrîren evâhir-i B [1]103 [8-17 Nisan 1692]
16/38/180 İstanbul'da Tavukpazarı'ndaki Köprülü Mehmet Paşa evkafına ait babasının icâreteyn usulü ile mutassarrıf olduğu evi babasının ölümünden sonra zaptedip kirasını vakfa ödeyen kadın ve bunun tasarrufuna mani olan vakıf mütevellisi arasındaki ihtilafın çözülmesine dair hüküm.
İstanbul'da şeyhülislâm nezâretinde olan evkãflarun müfettişine hüküm ki:
Hâlime nâm hâtûn gelüp mahrûse-i İstanbul'da Tavukbâzârı'nda vâkı‘ müteveffâ Köprüli Mehmed Paşa evkãfı akãrâtından icâre-i mu‘accele ve müeccelelü menzile babası Halîl nâm kimesne mutasarrıf iken fevt olup ol menzil buna intikãl itmeğle bu dahi ol menzili zabt ve sâkine olup icâresin cânib-i vakfa edâ itdükde hâlâ vakf-ı merkúm mütevellîsi ol menzil içün senün yedinde olan temessük mütevellî-i sâbık temessükidür baban fevt oldukda intikãl itmeğle almamış idün diyü hilâf-ı şer‘ dahl ve rencîde ve menzilin tasarrufına mâni‘ olup te‘addî eyledüğin bildürüp yedinde olan temessükine muğãyir hilâf-ı şer‘ dahl u ta‘arruz olınmamak bâbında hükm-i hümâyûn recâ itmeğin sen ki mûmâ ileyhsin şer‘le görilüp icrâ-yı hakk eylemek içün yazılmışdur.
[Fî] tahrîren evâhir-i Receb [1]103 [8-17 Nisan 1692]
16/43/200 Mehmet Ağa vakfına ait Galata'ya tabi Kuruçeşme'deki Tırnakcı(?) yalısını icâreteyn usulü ile kiralayıp üzerine binalar yapan sadrazam Mustafa Paşa'ya, emsal "peşin kira"nın keşfolunarak eksiğinin tamamlattırılmasına dair hüküm.
Âstâne kãimmakãmına ve kãdîsına ve Galata kãdîsına hüküm ki:
Müteveffâ Mehmed Ağa vakfınun evlâdiyyet ve meşrûtiyyet üzre mütevelliyesi olan Hadîce nâm hâtûn gelüp arz-ı hâl idüp vakf-ı mezbûrun akãrâtından Galata kazâsına tâbi‘ Kurıçeşme'de vâkı‘ Tırnakcı(?) yalısı dimeğle ma‘rûf yalıyı müteveffâ vezîr-i a‘zam-ı sâbık Mustafâ Paşa icâre-i mu‘accele ve müeccele ile istîcâr eyledükden sonra mâlı ile ba‘zı ebniye ihdâs eylemeğle vâkı‘ olan mahlûlât ve icâresi husûsında münâza‘a vâkı‘ olmağla cânib-i şer‘den üzerine varılup zikr olınan yalınun binâ-i kadîmî ve cedîdi ve mu‘accelesinün ecr-i misli hâssa mi‘mârbaşısı ma‘rifetiyle müceddeden şer‘le keşf olındukdan sonra ecr-i misli tekmîl olınmak içün hüküm yazılmışdur.
Fî evâhir-i B sene [1]103 [8-17 Nisan 1692]
16/50/233 İstanbul'da, Sultan Mehmet câmi‘ evkafından Şeyh Mehmet Ama'ya verilen bir çift fodla ve vazifenin kesilmeyip bundan sonra da verilmesine dair hüküm.
İstanbul'da Sultân Mehmed câmi‘i mütevellîsine hüküm ki:
Şeyh Mehmed A‘mâ gelüp bundan akdem evkãf-ı mezbûreden ibtidâ düşen mahlûlden buna iki çift fodula ile üç akçe vazife virilecek diyü fermân olınmış iken sen ki mütevellî-i mezbûr tarafından vekîlin olan (boş) nâm kimesne fermân istediğinden mâ‘adâ birkaç eyyâmdan berü alıgeldüği bir çift fodulasın dahi kat‘ idüp ziyâde gadr eyledüğin bildürüp mukaddemâ virilegelen bir çift fodula ve fîmâ ba‘d düşen mahlûlden dahi virilmek içün yazılmışdur.
Fî evâhir-i B sene 1103 [ 8-17 Nisan 1692]
16/53/247 Bursa'da, Gazi Timurtaş vakfının yeni mütevellisi ve vakıf malını yemekle suçladığı eski mütevellisi arasındaki ihtilafın ilgili kadılıkta görülmesine dair hüküm.
İstanbul kãimmakãmına ve monlâsına hüküm ki:
Burusa'da vâkı‘ Gãzî Timurtaş vakfınun mütevellîsi olan Seyyid Hâcı Mustafâ gelüp vakf-ı mezbûrun bundan evvel mütevellîsi olan müderrisînden Ahmed nâm kimesne vakf-ı mezbûra altı sene mikdârı mütevellî olup vakfun mescid ve imâmeti ve hangãhı vesâir evkãfı harâba müşrif ve meremmete muhtâc iken izdiyâd-ı mâl-ı vakfun termîm(?) ve ta‘mîrine sarf itmeyüp kendüsi ekl ve zimmetinde kalduğın fetvâ-yı şerîfe virildüğin bildürüp mezkûr Ahmed İstanbul'da olmağla fetvâ-yı şerîfe mûcebince muhâsebesin görilüp zimmetinde olan mâl-ı vakf alıvirilmek recâ itmeğin şer‘le görilmek içün yazılmışdur.
[Fî] evâhir-i B sene [1]103 [8-17 Nisan 1692]
16/54/256 Dilrubâ Hatun evkafına ait hamamı mütevellisinin izniyle kendi malıyla tamir ettiren hamamcı ve bununla hesap görmekten kaçan vakıf mütevellisi arasındaki ihtilafın ilgili kadılıkta görülmesine dair hüküm.
Belgesi bulunamadı
İstanbul kãimmakãmına ve müfettiş-i evkãf vekîline hüküm ki:
Dilrubâ Hâtûn evkãfınun hammâmın hammâmcısı Manuçehr(?) (...) gelüp hammâm-ı mezbûr ta‘mîre muhtâc olmağla vakfun mütevellîsi (boş) nâm kimesne hammâmı mülkin(?) ile ta‘mîr eyle masrafını ücretle hisâb ider dimeğle bu dahi kendü mâlıyla (...) akçe sarf idüp hâlâ hesâb itmek istedükde te‘allül üzre olduğın fetvâ-yı şerîf mûcebince yazılmışdur.
Fî evâhir-i B sene 1103 [8-17 Nisan 1692]
16/58/276 Hüseyin Efendi evkafına ait Eyüp'teki eve icâreteyn usulü ile mutasarrıf olan şahsın ölümüyle vakfa dönen evi zapteden mutasarrıfın annesinin müdahalesinin önlenmesine ilişkin evvelki mahkeme kararının uygulanmasına dair hüküm.
İstanbul kãdîsına kãimmakãmına hüküm ki:
Hüseyin Efendi evkãfınun meşrûtiyyet üzre mütevelliyesi olan (boş) nâm hâtûn gelüp Hazret-i Eyyûb Ensârî'de vâkı‘ vakf-ı mezbûrun akãrâtından icâre-i mu‘accele ve müeccelelü menzile (boş) nâm kimesne mutasarrıf iken fevt olup ol menzil vakfa intikãl itmişiken müteveffâ-yı mezbûrun vâlidesi Havvâ nâm hâtûn ol menzili alup ben zabt iderüm diyü nizâ‘ itmeğle murâfa‘a-i şer‘ oldukların ol menzil vakfa hükm ve mezbûre hâtûn bîvech mu‘ârazadan men‘ birle cânib-i şer‘den hüccet-i şer‘iyye virilmişiken kanâ‘at itmeyüp dâimâ ol hüccet-i şer‘iyyeye muğãyir dahl u nizâ‘ eyledüğin bildürüp hüccet-i şer‘iyye mûcebince şer‘le amel olınup men‘ u def‘ olınmak içün yazılmışdur.
[Fî evâhir-i] Receb sene 1103 [8-17 Nisan 1692]
16/70/333 Malatya'da, Silahtar Paşa evkafının cabiliğine müdahale edip bir yolla kendi adına İstanbul'daki Küçük evkaf muhasebesi defterlerine kaydettiren şahsın kaydının, adı geçen defterden silinmesine dair hüküm.
İstanbul'da Küçük evkãf muhâsebecisi vekîline hüküm ki:
Mehmed Sipâhî nâm kimesne gelüp Malatya'da vâkı‘ müteveffâ Silâhdar Paşa evkãfınun vazîfe-i mu‘ayyene ile cibâyeti ve hâtûnuna vakfı tevliyeti yevmî otuz bir akçe bölük ulûfesi mukãbelesinde berât-ı şerîfümle üzerinde olup bir vechile dahl olınmak îcâb itmez iken âhardan Osmân nâm kimesne Silâhdar Paşa vakfı cibâyeti bir tarîkle Âstâne-i sa‘âdetümden olup ol cânibde olan Küçük evkãf muhâsebesi defterlerine kayd itdirüp gadr eyledüğin bildürüp mezbûrun kaydı ol tarafda olan defterden ref‘ olınmak bâbında emr-i şerîfüm recâ itmeğin Anadolı defterlerine nazar olındukda cibâyet-i merkúme tevliyet-i mezkûre ile berât-ı şerîfümle üzerinde olduğı mastûr u mukayyed bulınmağın vech-i meşrûh üzre amel olınmak içün yazılmışdur.
[Fî] evâil-i Şa‘bân sene [1]103 [18-27 Nisan 1692]
16/76/360 İstanbul'da, Sultan Mehmet evkafına ait Silivri ve çevresi mukataasının eski mütevellice iltizama verildiği, yeni mütevellinin burayı başkasına iltizama vermeyip eski sözleşmeye riayet etmesine dair dair hüküm.
İstanbul'da Sultân Mehmed Hân mütevellîsine hüküm ki:
Mustafâ arz-ı hâl sunup evkãf-ı merkúme mukãta‘âtından nefs-i Silivri ve tevâbi‘i mukãta‘ası bundan evvel evkãf-ı merkúme mütevellîsi Ömer nâm mütevellîden bin yüz üç senesi Mart'ı ibtidâsından sene temâmına değin zabt üç yük elli akçeye der‘uhde ve zabt içün memhûr temessük virilmeğle bu dahi zabt üzre iken hâliya evkãf-ı mezbûra sen mütevellî oldukda mukãta‘a merkúmı tarafundan Alî nâm kimesneye virüp gadr olınduğun bildürüp temessüki mûcebince zabt itdirilüp mezbûr Alî'ye ve âhara dahl itdürilmemek bâbında hükm recâ itmeğin mûcebince sene temâmına değin zabt itdürilmek içün yazılmışdur.
Fî evâil-i Ş sene [1]103 [18-27 Nisan 1692]
16/80/383 Üsküdar'da, Valide-i Atik evkafının mandırası kethüdalığının tahvil ile Hasan'ın üzerinde olduğuna, buna karşı müdahalenin önlenmesine dair hüküm.
Üsküdar'da vâkı‘ Vâlide-i Atîk evkãfınun mütevellîsine hüküm ki:
Hasan gelüp vakf-ı merkúmun mandırası kethudâlığı beher sene elli beş bin akçe olmak üzre ber tahvîl mezkûr Hasan'a virilmeğle ecânibden İbrâhîm almağla cümle çoban tâifesi teşekkî ve Üsküdar kãdîsına arz itmeğle Dâru’s-sa‘âdetüm ağası Pertev Ağa mektûb virilmeğle mûcebince yazılmışdur.
[Fî] evâil-i Şa‘bân sene [1]103 [18-27 Nisan 1692]
16/82/391 İstanbul'da, Ali Paşa-yı Cedit evkafına ait akarlardan her ay belli miktarda akçe tahsil eden lakin yedi yıldan beri muhasebesini görmeyip vakfa zarar veren cabinin hesaplarının görülmesine dair hüküm.
İstanbul kãdîsına hüküm ki:
Âyişe gelüp meşrûtiyyet üzre mütevelliyesi olduğı Alî Paşa-yı Cedîdün İstanbul'da vâkı‘ evkãfınun müşâhere câbîsi olan Alî vakfun akãrâtından beher mâh bin kırk akçe tahsîl ve kabûl idüp lâkin yedi seneden berü muhâsebesin görmeyüp vakfa gadr itmeğle vech-i meşrûh üzre amel olınmak içün yazılmışdur.
[Fî] evâil-i Ş sene [1]103 [18-27 Nisan 1692]
16/85/412 İstanbul'da, Sultan Mehmet vakfının ilk düşen mahlulünden hasta ve yoksul olduğunu bildiren şahsa iki fodula verilmesine dair hüküm.
İstanbul Sultân Mehmed mütevellîsine hüküm ki:
Sadât-ı kirâmdan Seyyid Halîl gelüp mezbûr alîl ve fakïru’l-hâl ve bîkes olmağla evkãf-ı merkúme mahsûlinden kendüye fodula virilmek bâbında inâyet recâ itmeğin düşen mahlûlden iki çift fodula virilmek içün yazılmışdur.
[Fî] evâil-i Ş sene [1]103 [18-27 Nisan 1692]
16/89/433 Edirne'de, sahte hüccet peyda ederek vakıf nazırlığına müdahale eden ve halen İstanbul'da olan Piri Paşa vakfının eski mütevellisinin yakalanıp Edirne'ye ihzar olunmasına dair hüküm.
Âstâne kãimmakãmına ve kãdîsına hüküm ki:
Edirne'de vâkı‘ Pîrî Paşa mütevellîsi Mehmed Sıddık gelüp vakf-ı merkúmun evlâdiyyet ve meşrûtiyyet üzre mütevellî ve nâzırı olup bundan akdem Kuzıoğlı(?) Mehmed nâm kimesne hevâsına tâbi‘ eşirrâ ile hilâf-ı inhâ müzevver hüccet peydâ ve hilâf-ı şart-ı vâkıf nezârete dahl ve tezvîri zâhir olup illet itmeğle mezbûr Mehmed İstanbul'da olduğı istimâ‘ olınmağla mezbûr ahz ve yedinde olan müzevver hücceti ve berâtı ile Edirne'ye ihzâr olınmak içün yazılmışdur.
Fî evâil-i Ş sene [1]103 [18-27 Nisan 1692]
16/92/444 İstanbul'da, Keçeci Piri mescidi evkafının malını yiyen eski mütevellinin hesaplarının görülüp üzerindeki vakıf malının alınmasına dair hüküm.
İslâmbol kãimmakãmına ve kãdîsına hüküm ki:
İstanbul'da vâkı‘ Kiçeci Pîrî mescid evkãfınun mütevellîsi Mehmed gelüp sâbıkã vakf-ı merkúm mütevellîsi (boş) nâm kimesnenün hakk üzre muhâsebesi görilmeyüp zemân-ı tevliyetde mâl-ı vakfun ekserin ekl u bel‘ eyleyüp vakfa gadr olınmağla zimmetinde zuhûr iden mâl-ı vakf şer‘le tahsîl olınmak içün yazılmışdur.
[Fî] evâil-i Ş sene [1]103 [18-27 Nisan 1692]
16/93/453 Selanik'te, Fenari Hasan Efendi vakfına ait kira gelirleri vakfedenin evladına ve evladının evladına şart edilmiş olduğundan, vakıf mütevellisinin buna aykırı olarak zaptettiği kira gelirlerinden evladdan olan kişilerin hisselerinin alınmasına dair hüküm.
İstanbul kãimmakãmına ve kãdîsına hüküm ki:
Anadolı muhâsebesi halîfelerinden İbrâhîm ve İshak gelüp bunların cedleri Fenârî Hasan Efendi Selânik'de vâkı‘ vakfiyye-i ma‘mûlun bihâda mukayyed akãrâtınun hâsıl olan icâresin evlâdına ve evlâd-ı evlâdına ale’s-seviyye vakf ve şart itmeğle evlâddan olanlar ale’s-seviyye mutasarrıflar olup bunlar dahi evlâd-ı vâkıfdan olmağla hâsıl olan icâreden hisselerin almak istedüklerinde vakf-ı mezbûrun mütevellîsi olup evlâtdan (boş) nâm kimesne hâsıl olan icârenün cümlesin zabt ve bunlara hisselerin virmeyüp gadr ve fetvâları olmağla mütevellî-i mezkûr İstanbul'da olmağın hâsıl olan icâreden şart-ı vâkıf mûcebince âid olan hisseleri alıvirilmek içün yazılmışdur.
[Fî] evâil-i Ş sene [1]103 [18-27 Nisan 1692]
16/101/490 Balatkapısı'nda, Nuh Kethüda evkafına ait Eyüp'te Taşlıburun mevziindeki yerlere mutasarrıf olan Mustafa Paşa'nın evladının bazısının çocuksuz olarak ölmesiyle vakfa intikal eden hisselerini zaptetmek isteyen vakıf mütevellisi ve Paşa'nın sağ olan küçüklerinin vasisi arasındaki ihtilafın ilgili kadılıkta görülmesine dair hüküm.
İstanbul kãimmakãmına ve kãdîsına hüküm ki:
Âyişe nâm hâtûn gelüp mahrûse-i İstanbul'da Balat kapusı dâhilinde vâkı‘ müteveffâ Nûh Kethudâ binâ eyledüği câmi‘-i şerîf evkãfınun evlâdiyyet ve meşrûtiyyet üzre mütevellîsi olup vakf-ı merkúmun akãrâtından Hazret-i Eyyûb-i Ensârî'de Taşlıburun nâm mahallde vâkı‘ icâre-i müeccele ile tasarruf olınagelen yalı ve bâğçe ve bostân müteveffâ Mustafâ Paşa'nun evlâdları mutasarrıf icâresini edâ iderler iken evlâdlarından bilâ veled fevt olup dokuz hisseden iki hisse vakfa intikãl itmeğle cânib-i vakfdan îcâr murâd eyledükde müteveffâ Mustafâ Paşa'nun hayâtda olan eytâmınun vasîleri olan Hamdi nâm kimesne hilâf-ı şer‘ îcârına mâni‘ olup vakfa gadr [u] te‘addî eyledüğin ve fetvâ-yı şerîfesi olduğın bildürüp mûcebince şer‘le görilmek içün yazılmışdur.
[Fî] evâil-i Ş sene [1]103 [18-27 Nisan 1692]
16/110/534 İstanbul'da, Kara Mustafa Paşa evkafına ait dükkanın mutasarrıfı çocuksuz öldüğünden, dükkanın vakfa intikal ettiğini belirten mütevelli ve ödünç aldığı akçe karşılığında üç yıllığına onu mutasarrıfa vefaen sattığını söyleyen şahıs arasındaki ihtilafın ilgili kadılıkta görülmesine dair hüküm.
İstanbul kãimmakãmına ve kãdîsına hüküm ki:
İstanbul'da vâkı‘ müteveffâ Kara Mustafâ Paşa evkãfından evlâdiyyet ve meşrûtiyyet üzre mütevellîsi olan Abdulbâkï zîde kadruhû gelüp vakf-ı merkúmun akãrâtından olup Cebe Alî kurbında vâkı‘ icâre-i mu‘accele ve müeccelelü vakf dükkâna mutasarrıf olan (boş) nâm kimesne bilâ veled fevt olup zikr olınan dükkân vakfa intikãl itmişiken (boş) nâm kimesne zuhûra gelüp ol dükkân altı sene mukaddem benüm idi mezbûrdan istikrâz eyledüğim akçe mukãbelesinde üç seneye değin bey‘-i vefâ ile bey‘ itmiş idüm diyü nizâ‘dan hâlî olmaduğın bildürüp men‘ olınmak bâbında şer‘le yazılmışdur.
Fî evâhir-i Ş sene [1]103 [8-17 Mayıs 1692]
16/130/625 Eyüp'te, Şah Sultan evkafına ait Dağardı mukataasını deruhde eden kimsede kalan vakıf parasının atanan mübâşir marifetiyle alınmasına ve vermekte ayak sürürse Divan-ı hümâyûna ihzar olunmasına dair hüküm.
(Boş) kãdîsına hüküm ki:
Hazret-i Eyyûb'da vâkı‘ merhûme Şâh Sultân evkãfınun mütevellîsi (boş) gelüp vakf-ı mezbûr mukãta‘alarından Dağardı mukãta‘asını bin yüz iki senesinde der‘uhde iden kasaba-i mezbûrda sâkin Hüseyin nâm kimesne zimmetinde mâl-ı vakfdan sekiz yüz elli guruş bâkï kalup taleb eyledükde edâda te‘allül itmeleriyle Dergâh-ı mu‘allâm bevvâblarından mübâşir ta‘yîn olınan (boş) zîde kadruhû ma‘rifetiyle şer‘le görilüp mezbûr Hüseyin'ün zimmetinde mâl-ı vakfdan bâkï kalan meblağ-ı merkúm şer‘le tahsîl ve virmekde te‘allül ider ise Dîvân-ı hümâyûna ihzâr olına diyü nâzır-ı vakf olup Dâru’s-sa‘âdetüm ağasıNezîr(?) Ağa tarafından mektûb virilmeğle mûcebince amel olınmak içün hüküm yazılmışdur.
[Fî] evâsıt-ı Ş sene [1]103 [28 Nisan-7 Mayıs 1692]
16/132/636 Üsküdar'da, Rum Mehmet Paşa vakfına ait kiracı olduğu eski hamamın onarımına sarfedilmek üzere evvelki mütevelliye verdiği parayı isteyen şahıs ve yeni mütevelli arasındaki ihtilafın ilgili kadılıkta görülmesine dair hüküm.
İstanbul kãimmakãmına ve şeyhülislâm[a ve evkâf] müfettişine hüküm ki:
Abdurrahmân nâm kimesne gelüp medîne-i Üsküdar'da vâkı‘ müteveffâ Rûm Mehmed Paşa vakfı akãrâtından bundan akdem müste’ciri olduğı hammâm-ı atîkün termîmine sarf itmek içün sâbıkã vakf-ı mezbûr mütevellîsi olan müteveffâ Mehmed Azîz bundan istikrâz eyledüği yüz altmış guruşu kable’l-edâ fevt olmağla mütevellî olan Ahmed nâm kimesneden galle-i vakfdan taleb eyledükde virmekde [te‘allül] üzre olduğın bildürüp şer‘le alıvirilmek bâbında yazılmışdur.
[Fî] evâsıt-ı Ş sene [1]103 [28 Nisan-7 Mayıs 1692]
16/142/675 Onuncu bölük yeniçeri odası eski mütevellisi ve katibinin dönemleri hesapları oda ihtiyarları huzurunda görülmüş olmasına rağmen, zimmetlerine para geçirdikleri iddiasına karşı hesaplarının tekrar görülmesine dair hüküm.
İstanbul kãdîsına ve sekbânbaşıya hüküm ki:
Dergâh-ı mu‘allâm yeniçerilerinün onuncı bölük odasınun sâbıkã mütevellîsi Mustafâ ve kâtibi Mehmed nâm yeniçeriler gelüp bunlar vakf-ı merkúmenün mütevellîsi ve kâtibi oldukları eyyâmun muhâsebesini oda-i merkúmenün otuz mikdârı ihtiyârları muvâcehesinde mukaddemâ şer‘le görilüp zimmetlerinde mâl-ı vakfdan bir akçe zuhûr eylemeyüp ve şübhelü bir mâl kalmayup cümle ma‘rifetiyle yedlerine memhûr temessük virilmişiken ashâb-ı ağrâzdan birkaç [nefer] kimesneler mücerred ta‘ciz içün zimmetinüze beş yüz guruş geçmişidür bir dahi muhâsebelerin görirüz diyü rencîde eyledüklerin bildürüp sen ki sekbânbaşı-i mûmâ ileyhsin mezbûrlarun muhâsebesi bîgaraz oda yoldaşları muvâcehelerinde tekrâren görilüp mâdâm ki üzerlerine şer‘an bir şey sâbit olmadukca hilâf-ı şer‘-i şerîf rencîde vü remîde itdürilmemek bâbında bi’l-fi‘l Dergâh-ı mu‘allâm yeniçerileri ağası olan Mustafâ Ağa dâme ulüvvuhû tarafından mühürlü mektûb virilmeğle mûcebince amel olınmak içün hüküm yazılmışdur.
[Fî] evâhir-i B sene [1]103 [29 Mart-7 Nisan 1692]
16/145/987 Kartal'da, Çalık Ahmet Ağa evkafına ait arsa üzerindeki harap hanı kiralayıp binasını mülk olmak üzere yapan kimsenin ölümü üzerine miras yoluyla kendilerine intikal eden hanı tasarruf eden küçükleri ve hanın vakfa ait olduğunu iddia eden yeni vakıf mütevellisi arasındaki ihtilafın ilgili kadılıkta görülmesine dair hüküm.
İstanbul kãimmakãmına ve kãdîsına ve Üsküdar kãdîsına hüküm ki:
Ahmed nâm sağïr ile kız karındaşları Fâtıma ve Âyişe nâm sağïrelerün kıbel-i şer‘den vasîleri Bayrâm arz-ı hâl idüp Üsküdar kazâsına tâbi‘ Kartal nâm karyede vâkı‘ müteveffâ Çalık Ahmed Ağa evkãfından olan ma‘lûmetü’l-hudûd arsa-i hâliye ile takãss otuz bin dört yüz yiğirmi akçeye ma‘rifet-i şer‘le keşf olan harâba müşrif hânı sağïr-i mezbûrun ammileri Hâcı Mustafâ nâm kimesne vakf-ı mezbûrdan mütevellî temessüki ve icâre-i mu‘accele ve müeccele ile tefevvüz idüp icâre-i mu‘accelesi vakfa virdükden sonra vakfun binâsı kendi mülki olmak üzre izn-i mütevellî ile ve kendi mâlıyla müceddeden binâ idüp zabt ve tasarruf ve beher yevm olan icâre-i müeccelesi dahi vakfa edâ ider iken fevt olup kızı Âyişe'ye intikãl ve ba‘de vefâtihî sağïr-i mezbûrûnun babaları Hâcı Mehmed nâm kimesneye intikãl ve ba‘de vefâtihî sağïr-i mezbûrdan intikãl idüp ber vech-i iştirâk mutasarrıflar iken vakf-ı mezbûra sonradan mütevellî olan Ahmed nâm yeniçeri ba‘zı kimesnelerün idlâl ve tahrîki ile mezbûr Hâcı Mustafâ mukaddemâ hân-ı mezkûrun harâbeliği hâlinde takãssını noksân bahâ ile keşf itdürüp almış ve müceddeden binâ itmiş ol takdîrce binâsı vakfundur babanuz hilâfen zabt eylemiş binâyı vakfa zabt ve babanızun ve sizün zabt eyledüği senelerün dahi icâresin sizden alırum diyü bundan akdem mütevellî olanlar dahi gerek babaları zemânında ve gerek vasî-i merkúm ile birkaç def‘a husûs-ı mezbûra müte‘allık da‘vâ ve murâfa‘a-i şer‘-i şerîf olduklarında mu‘ârazadan men‘ birle cânib-i şer‘den müte‘addid hüccet-i şer‘iyyeler virilüp ve mûcebince istimâ‘ olınmamak üzre fermân sâdır olup yedlerinde dahi müte‘addid mütevellî temessükleri var iken mezbûr Ahmed hevâsına tâbi‘ kãdî ve zûr şâhide istinâden temessüklerine ve hüccetlerine amel itmeyüp eytâm-ı mezbûra gadr murâd eyledükde ve bu bâbda şeyhülislâmdan fetvâ-yı şerîfesi olduğın bildürüp fetvâ-yı şerîfe ve hüccet-i şer‘iyyeleri ve temessükleri mûcebince amel olınmak bâbında emr-i şerîfüm recâ itmeğin vech-i meşrûh üzre şer‘le amel olınmak içün hüküm yazılmışdur.
Fî evâhir-i Şa‘bân sene [1]103 [8-16 Mayıs 1692]
Dostları ilə paylaş: |