GüNÜMÜz türkcesiyle evliya çelebi seyahatnamesi: podgorîCE, İŞTİB, vidiN, peçOY, budiN



Yüklə 1,58 Mb.
səhifə31/35
tarix05.09.2018
ölçüsü1,58 Mb.
#77457
1   ...   27   28   29   30   31   32   33   34   35

Müneccimlere göre şehrin talii: İşpanpol Padrc, Kolon ve Eflâtun-i İlâhî sözlerine göre bu Budin şehri yapısının imareti

331


talii Akrep burcu ve Merih su evinde bulunup halkı daima acı­masız cellat sıfatlı olup ellerinde kılıç savaşmaya su gibi akar ka­vimdirler.

Halkı işleri ve kazançları: Halkının çoğunluğu silâhlı as­keri taifedir ki gece gündüz at üzerinde çete ve potura kovup savaş ederler. Kâhîbaş alıp kâhîce baş verirler. Bir sınıfı ayan ki­bardır, bir zümresi kara ve deniz tüccarıdır, bir sınıfı çarşıda es­naftır, bir bölüğü de âlimdir.

Sanayinin beğenilenleri: Genellikle bu şehrin demircileri silâh aletleriyle ilgili çeşit çeşit şeyler imal ederler. İyi karabina tüfengler, Ferhadî külüngler, kolçak, balta ve nacak türünden cevherli sanatlı silâhlar yaparlar. Ve burada Yahudi karıları bir tür şayak adlı çuka dokurlar ki başka diyarda yoktur.

Tahılları, otları ve ürünleri: Bu diyarın amber gibi pak top­rağında, Keçkemet ve Peşte Sahrası'nda kırmızı deve dişi adlı bir buğdayı olur, sanki İstanbul yakınında Tekirdağ buğdayıdır. Arpası, börülce, mercimek ve nohudu çok bol olup buğdayı am­barlarda yüz yıl dursa, asla bit yemeyip taze durur.

Büyük nimet, yiyecekleri: Tüm Budin halkı kış günlerinde cavk cavk olup birbirlerine sıra ziyafetleri ederler. Has ve beyaz sipov ekmekleri, taze teleme yağıyla pişirilmiş pilâvları, Leh ta­vuğu kebabı, kapaması, sazan balığı kapaması, uştuka balığı ta­vası, kırah çorbası ve baklavası beğenilir.

Tanrı armağanı seçkin meyveleri: Tüm meyvelerinden bol­ca olan sulu ve yemesi hoş üzümü, eriği, zerdalisi, sindirimi ko­lay kirazı ve vişnesi boldur. Hatta dağlarında birer ikişer karış ağaçta yer vişnesi yetişir. Ama limon, turunç, nar, incir, zeytin ve fıstık gibi sahil meyveleri olmaz. [88a]

Fak ekinlikleri, otlar ve sebzeler: Bu şehrin amber koku­lu toprağında, Peşte ve Keçkemet Ovası'nda, Kile kırlarında ve Eski Budin ovasında o kadar otlar ve tirfil, ayrık, yonca adlı ça­yır ve çimen, sarımsak, kabak, pırasa ve soğan olur ki hadden aşkın ve kıyastan taşkın olur.

İhtiyaç sahiplerine can besleyen içecekleri: Bu Budin şeh­rinin hârâbat erenlerine türlü türlü sarhoş edici içki şekilli içe­cekleri var, ama gingöşiyye adında bir tür sarı yakut renginde billur gibi ışıldar bir haram şarabı olur ki Bozcaada'da ve Ankon

Adası'nda olmaz. Hatta sarhoşluğu da olmaz, derler. Müsellesi ve vişne suyu beğenilir.

Dinlenecek, gezilecek Meram bağı mesire yerleri: Toplam 70 adet yerde gezinti yerleri var. Evvelâ Kral Bağı, Bağlar Koru­su, Kral Korusu, Gerz îlyas Dağı, Hızır Baba Bağı, Miftah Baba Tekkesi, Gül Baba Tekkesi, Baruthane Kalesi ve (—) (—) (—) (—) (...) (...) (...)

Direkli İrem bahçesi gibi Cennet bağları: Budin bâcdârına göre evvelâ Gül Baba bayırlarından, Orta dağlardan ve Muha-nad bayırlarından tâ Gerz İlyas Dağı'na kadar, Kile Ovası bayır­larına kadar, tâ Eski Budin'e kadar uzunluğu ve genişliği üç sa­atlik yerde 7.000 bağ vardır.

Belde halkının özel lehçeleri: Bütün Budin halkı Boşnak ve Bosnavîlerdir. Bazı özel lehçeleri var: Meselâ vefebilıa, muhcıssal-ı çeîâm, zahir, dernişüm, şâyed gelmeyesün, sinkociyi sevmişüm, yâ dahi sağ mısun kelimeleri çok kullanırlar, ama düzgün Macarca bilir­ler, diye anlattılar.

Külliyatı övgüsünün tamamlanması:

..................(7 satır boş)....................

Budin'de yatmakta olan büyük velilerin ve gazilerin

ziyaretlerini bildirir Allah hepsine rahmet eylesin

Bu amber kokulu pak toprakta önce, tâ kâfirler zamanında gazi ve şehit olan gazilerin önderi, Hazret-i Hızır İlyas'ın yolda­şı, yani,

Hazret-i Gazi Gerz İlyas ziyaret yeri: Bana kasabası sakinle­rinden olup Gazi Hudavendigâr Murad Han asrında Budin'de şe­hit olup, "Bu gazi serbaz yiğittir" diye kâfirler yine saygı ve sev­gilerinden Gerz İlyas'ın mübarek vücudunu bu mahalle defnet­tikleri yukarıda tekkeler bahsinde yazılıdır, sırrı aziz olsun. Sonra, Velilik kıblesi, hidâyet kâbesi, evliya zübdesi, asfiyâ umde­si, Âl-i Aba tariki öncüsü, yani Şeyh Hazret-i Gül Baba: Doğum yerleri Anadolu toprağı olan pak toprak Sivas Eyaleti şehirlerin­den Merzifon olup Süleyman Han ile Budin fethinde bulunup ilk Cuma namazını kıldığı gibi cami içinde vasiyet edip ruhu­nu teslim eder. 200.000 asker cemaat o an cenazesinde hazır olup Süleyman Han bizzat Gül Baba tabutunu getirerek hâlâ nurlu

332

333


kabri olan pak zemine defnettikleri yeriyle yukarıda yazılmış­tır, sırrı aziz olsun.

Abdullah Fettah, yani Şeyh Haztet-i Baba Miftah ziyare­ti: Bu fukara sultanı Süleyman Han'a rüyasında Budin Kalesi anahtarlarını verip yine Budin fethinde hazır olup vefat ettiği yukarıda yazılıdır, sır n aziz olsun. Sonra,

Şeyh Hazret-i Hızır Baba ziyareti, Allah 'kabrini nurlandırsın: Ova Kapısı'ndan taşra bağlar içinde tekkesi içinde yattığı yuka­rıda yazılmıştır, sırrı aziz olsun. Sonra,

Şeyh Hazret-i Baba Muhtar ziyareti: Bu Âl-i Aba fukarası evliyası Yeşil Direkli Ilıcası Hanı önünde bir nurlu kubbede yat­makta olup Budin gazilerinin ziyaret yeridir, Allah nurunu artır-sın. Sonra,

Kalaylıkoz Ali Faşa ziyareti: Bedkal varoşunda bir bayır üzerinde gömülüdür. [88ü] Sonra,

Arslan Paşa ziyareti: Baruthane Kalesi'ni bunlar yapmıştır. Daha sonra padişah şehit etmişlerdir. Allah rahmet eylesin. Sonra, Ahmed Bey ziyareti: Orta Hisar'da Paşa Camii avlusunda kurşunlu kubbe içinde gömülü olup tarihiyle yukarıda camile­rin Özelliklerinde yazılıdır.

Büyük mezarhk ziyareti: Tüm mezarlığı batı tarafta Hazret-i Gül Baba yanında büyük bir gaziler mezarlığıdır ki her biri birer Rüstem ve Sam akran yiğitler iken suskunlar vadisin­de yatıp hâl dilleri ile birer Fatiha rica ederler. Bütün mezarlık sakinleri ruhları için d-fâtiha.

Balı Paşa ziyareti: Yine Balı Pasa Meydanı'nda yatmaktadır.

..................(1.5 satır boş)....................

Hatta bu Budin'in kabristanında yatmakta olan ölü diller nice yüz yıldan beri ter ü taze gibi iskelet olup yatar. Yılan çıyan ve fareler diş uzatıp gazi naaşlarına asla zarar etmezler, acep te­miz pak topraktır. (—) (—)

Budin Kalesi'nin üç tarafında olan kaleleri bildirir Evvelâ Budin Kalesi'nin batı tarafında Gül Baba ile Veli Bey Ilıcası yakınında Tuna Nehri kenarında,

Baruthane Kalesi'nin özellikleri: 936 tarihinde Süleyman Han asrında Gazi ve (Mehmed Pasa oğlu Yahya Paşa oğlu) şehit Arslan Paşa yapısıdır.

334

Kalesinin şekli ve zemini: Tuna Nehri kenarında bir alçak zeminde yer yer alçak kayalar üzerinde temeli olan dört köşe ve taş kaledir. Dört köşesinde birer büyük kuleli, kıbleye bakan bir demir kapılı, toplu, tüfengli, mükellef ve mükemmel cebehane-li, başka dizdarh, 300 adet kale nefcratlı, bir oda barutçubası ne-feratlı, bir oda cebecibaşı neferatlı, kale dışında 20 adet hane ve bir zaviyeli, çarşı pazarsız bakımlı, sağlam ve dayanıklı kalecik­tir. Çepçevre büyüklüğü 800 adımdır.



Bu kale içinde asla evli kimselerin haneleri yoktur. Hemen kale çevresinde duvara bitişik kârgir yapılı mahzenler ve barut­hane çarkları olan işliklerdir, başka yapı yoktur. Kalenin bundan başka diğer yerleri gülistan, bağ ve bostan, kuşluk ve lalelik bir gezinti ve dinlenme yeri kaledir.

Hatta Budin'in bazı maarif erbabı ve bazı kibarları bu iç açıcı yere gelip gezinirler, ama barut işliği işlerken hisar içine bir fert bu kaleye giremez ve bir hizmetçi bu kalede siyah barut korku­sundan tütün adlı bid'ati içemez. Ama soğuk barut zamanı ol­masa dizdardan nice ahbaplar izin alıp gezerler. Genellikle ka­dınlar bu kaleye gelip seyredip barut çarkları ve dolapları altın­dan akan ılıca suyuna girip kırklanırlar, yani kırk kere yıkanır­lar. Hatta kadın tayfasının yanlış kanaatlerince Öyledir id,

"Bir evlenmemiş, bakire kızın bahtı açık olmayıp bir kocaya yaramasa yahut bir avradın kocasıyla geçimi güzel olmasa veya bir kadının üzerinde uğursuzluk ve ağırlık olsa bu baruthane çarkı sularına girip kırklansa o kızın bahtı açılıp bir kocaya varır ve uğursuzların uğursuzlukları gider" diye o düşünceyle kadın kısmı bu suya her zaman girerler.

Siyah barut dolaplarının anlatılması: Kale yapıcısı olan merhum Arslan Paşa'nın zamanın seçkinleri iyi usta Macar esir­leri var imiş. Nice çeşit sanatlar ile türlü türlü bukalemun gibi demirden, sindiyan ve palasanta ağacından seyirlik dolaplar yapar. Bu dolaplara ibretli 12 adet çark-ı felekler edip her çar­kın önünde birer adet tunç havanlar edip bütün havan elleri de tunçtan ve demirdendir. Bu çark dolapları tamamen su çevirir. O su da ılıca suyudur ki başka bir kubbeli ılıcadır. O ılıcanın ayağı akarak gelip bu baruthane çarkların döndürür. Bu çarkların ve dolapların dönüp havanlar içinde havan ellerinin inip çıktığı ve

335

gürültüsü bir temaşadır ki insan hayran kalır. Gerçekten de ib­ret verici bir seyirliktir ve gayetle keskin siyah barutu olur. An­cak yaz aylarında işlemezler, zira barutunun keskinliğinden bir­kaç kere bu baruthane tutuşup harap olmuştur, ama kış vakti ve bahar günlerinde işleyip keskin barutu olur. Elde edilen barut­ların tamamını iç kalede mahzende biriktirirler. Seyre değer bir baruthane işliğidir, vesselam.



Bu kale dışında yine ılıca suyundan 10 adet değirmenleri vardır. Başka,

Kara İstivan yapısı, yani Gerz İlyas Kalesi'nin özellikleri

Macarca ve Nemse dilinde bu kalenin ismi Girandosvar idi. Macar tarihçileri bu yüksek kalenin yapılış sebebini şöyle yaz­mışlardır. İlk başta Osmanoğlu'nun (—) tarihinde Budin Kra­lı Yanoş adlı kefere kral idi. Bunun zamanında Frengistan'dan Giranyos adlı bir papaz Budin'e gelip Macar kavmini ateşe ta-pıcılıktan, suya tapıcılıktan [89a] ve inek tapıcılığı mezhebin­den çıkarmaya gelmiş. Meğer daha tâ o zamana dek Menuçehr evlâtlarından beri Macar kavmi Mecusi (ateşe tapan) imiş. Bu kere bu Frengistan'dan gelen Giranyos Papaz bu Macar kav­mini Fiz. İsa dinine davet edince İstivan Kral bu papazı oğlu­na hoca edip oğlu aşırı perhiz ve ibadetle (benzetmesiz) bir veli derecesinde olup hocasıyla Macar kavmine eziyet edip nice bin kâfirleri ateşe tapıcılıktan çıkarıp İsa dinine taptırırlar.

Tanrı'nın hikmeti bu mahalde İstivan Kral ölünce oğluna krallık eyle dediklerinde,

"Siz bir alay Mecusi kavimsiz, eğer İsa dinine girerseniz size kral olam" der. Bunun üzerine bütün Macarlar ayaklanıp kral oğlunu ve hocası olan papazı Gerz İlyas Dağı'ndan aşağı Tuna Nehri'ne atıp kayadan kayaya uçup parça parça olur, aşağı Tuna kenarına inince yine hayat bulur,

"Gelin, İsa dinine girip Hıristiyan olun" deyince yine tekrar Macarlar "Bu papaz cadıdır" diye başını bir kayaya koyup ezer­lerken hemen o kaya Allah'ın emriyle parça parça olup yerinden bir ıhça suyu kaynayıp Tuna'ya karışır. Hâlâ Üstü Açık dedikle­ri ılıca o papazın başının ezildiği yerdir.

Daha sonra o papazın kanı Tuna'ya akıp dinmeyince Macar kâfirlerinin düzgün ve sonunu düşünenleri,

336


"Bu iyi alâmet değildir ve bu kral oğlu ile bu papazı öldür­dük. Bunlar tekin değildir. Bizi İsa dinine davet ettiler. Hak din imiş ve dürüst Hıristiyanlarmış. Kanları düştüğü yerden ılıca çı­kıp kanları Tuna'ya varınca hâlâ Tuna o kandan aşağı kırmızı kan gibi akıyor" deyip o gün 3.000 kâfir İsa dinine girip Hıristi­yan mezhebini kabul ederler. Adı geçen papaz ve kral oğlunun leşlerini Gerz İlyas Dağı'na çıkarıp orada gömerler ve üzerleri­ne Kanadin adlı bir manastır, bir tekke ve daha önce ölen İstivan Kral malıyla bir kale yaparlar. Kefere zamanı Hıristiyanlar için bir mabet ve ziyaret yeri imiş.

Daha sonra Gazi Hudavendigâr asrında Gerz îlyas Gazi'yi de kâfirler şehit edip, "Bu da Türk'ün bir evliyâsıdır" diye sevgile­rinden bu Gerz İlyas'ın naşını adı geçen Kanadin Kilisesi içinde Giranyos Rahib'in yanına gömerler.

Hâlâ Rumeli halkı arasında onun için Gerz îlyas adıyla meş­hur yüksek bir tepedir. Gerz İlyas Dağı demenin sebebi budur. Bu Budin Kalesi nice kere kuşatmalar çekmek ile bu dağ başın­daki manastır, tekke ve kaleden belirti kalmayıp ancak Gerz İl­yas, papaz ve kral oğlunun mezarları yeri belli kalıp Budin fet­hinden sonra Süleyman Han fermanıyla 948 tarihinde, Gerz İlyas Palankası

Gökyüzüne uzanmış bir yalçın kaya üzerinde dört tarafı ko­rusun ve karakolhane olsun diye iç katı şeddadi taş yapı ve dış katı güzel palanka sağlam bir hisardır. Samanyolu gibi göklere baş çekmiş şahin, zağanos, kartal ve karakuş yuvalı kayalar üze­rine kurulmuş 800 adım sağlam bir kaledir, ama küçüktür.

Güneş yönüne açılır bir kapısı, başka dizdarı, yüz adet silâhlı erleri, 10 adet şahı topları, 10 adet tahta örtülü neferat ev­leri, bir camii, ambarı, yeteri kadar cebehane ve hizmetkârı ve 2 adet su sarnıçları var. Bu kayalardan akan yağmur suyu bu sar­nıçlara dolup dinlenmeye ve gezintiye çıkan bütün insanlar bu abıhayattan İçerler.

Bu kayalar üzerinden bütün Budin, Peşte ve Eski Budin Ova­sı ve Kral Bağları vadisi, Heyhat Sahrası ve Deşt-i Kıpçak gibi ayak altında bellidir. Hatta Budin şehrinin kaç kat bölme hisar ve ne kadar kale topu ve tabyaları var ve ne büyüklük ve şekil­de olduğu bu Gerz îlyas Kalesi'nden hane hane ve köşe köşe bel-

337

lidir ki hemen Budin Kalesi Osmanoğlu'nun bastarda kadırgası seklinde uzunlamasına yapılmıştır ki şekli yukarıda yazılmıştır. Ama bu Gerz İlyas Dağı'ndaıı Osmanoğlu askerinin kon­duğu Kile Ovası içindeki İslâm ordusunu seyrettim, adı geçen Kile Ovası adıyla ünlenen uçsuz bucaksız ova süslü çadırlar, serâperde, otağ, çadır ve ağırlıklar ile dolmuştu. Bu yemyeşil ova çadırlar ile sanki lâle bahçesi olup insan deryası olmuş ve hay­vanlarla ağzına kadar dolmuş bir Kile Ovası olmuş.



Kile Ovası'nın isimlenme sebebi

Tüm kâfiristanda öyle meşhurdur ki "Bu Budin altındaki ova insan deryasıyla dopdolu olup idle gibi dolarsa, o askere karşı ko­nulmaz" derler. "Eğer Kile Ovası dolmaz ise, o askere karşı koymak mümkündür" derler. Bu ovaya onun için Kile Ovası derler. Allah bilir ki bu mübarek senede bu Gerz İlyas Dağı'ndan bu İslâm or­dusunu seyrettiğimde Kile Ovası ağzına kadar insanlarla dolmuş ve bu uçsuz bucaksız sahranın batısı, güneyi ve kıblesi tarafında olan dağlar ve bağlar içinde yerleşmişlerdi. Sivas Veziri Hasta Ke­nan Paşa, Maraş Veziri Sührâb Mehmed Paşa, Çatrapatrazâde Ali Paşa, Can Arslan Paşa, [89b] Kurt Paşa, bizim efendimiz Kadrzâde ibrahim Paşa, nice beylerbcyileri ve diğer sade beyler adı geçen Kile Sahrasında bir tengetir çadırcık kuracak yer bulamayıp yer götürmez askerleriyle Kile Ovası dışında dağlar ve bağlar içinde konup dört taraflarına karakollar tayin eylediler. Ta bu mertebe İslâm ordusu kalabalık idi, Allah daha da artırsın.

Kısacası tâ bu derece yüksek bir Gerz îlyas Kalesi'dir ki bü­tün Budinliııin gezinti, mesire ve dinlenme yeridir. Zira bu yük­sek dağın eteğinde nice bin adet mesirelik Meram bağlan var ve nice abıhayat su kuyuları var. Bu kaledeki cami yanında Gerz İl­yas mağarasını ziyaret edip ruhları için Yâsîn-i şerif okuyup ru-haniyetlerinden yardım talip ettik. Zira bir hadiste: "Tereddüde düştüğünüz bir işte kabir ehlinden istimdad ediniz" buyurmuşlardır. Hamd olsun ziyaret edip duvarı yüzüne küstahane bu müfredi yazdık. Beyt:

Mücâhidfî sebîlülnh idi her demde Gerz İlyas Anın rûyâbın olsun bize rehber ola Hızr îlyas. Diğer mısra:

Anın rûyâbma olsun bize yâr ola Hızır İlyas.

338


Bu kaleyi de gezip dolaşıp oradan teper aşağı Tabahane varo­şu içinden geçip Tuna kenarına gelip,

İnsanların geçiş yeri ibretlik köprü

Bu garip ve acayip köprü, Budin Kalesi'niıı Ali Paşa Tabyası önünde Tuna Nehri üzerinde tam 70 adet tombaz gemiler üzerin­de uzun direkler ile yapılmış uzun bir köprüdür. Bütün tombaz gemileri birbirlerine kalın zincirler ile bağlı ve ortasında 4 adet gemi açılıp kapanır başka bir köprüdür ki gelip giden gemilere açıp gemiler geçtiğine yine kapamr.

Bu köprünün hizmetine memur tam 300 adet bekçileri var­dır, lâkin bu köprü gemilerinin 30 adedini Budin kulu korumaya memurdur ve 40 adedini Peşte kulları korumaya memurdur. Zira bazı zaman Komaran Kalesi'nden hileci kâfirler büyük kütükleri ve büyük ağaçları birbirlerine bağlayıp Tuna ile bu ağaçlan salı­verip gelerek bu Budin köprüsüne o ağaçlar uğrayıp köprüyü kı­rar. Ardından kâfir katanalan Peşte yakalarını yakar ve köprüyü onarıncaya kadar kâfirler bu kadar çok mal alıp yine o gün kaçar­lar. Onun için bu köprünün onarımının yarısına Budinli ve yarı­şma Peşteli memurlardır.

Yaz ve kış bu köprü durup köprübaşmda bâc alınır. Eğer kış çok şiddetli olup Tuna Nehri donarsa köprüye ihtiyaç kalmayıp Tuna Nehri 10 karış 15 karış buz tutup Tuna Nehri üstü yol olup nice kere yüz bin araba ve kızaklar Tuna üzerinde gidip gelme­dedir. O zaman bâc u pazardan bir şey alınmaz ve köprüye de asla ihtiyaç olmaz. 3-4 ay Tuna Nehri buz olup durur. O zaman köprü gemilerini bir tarafa çekerler. İlkbaharda yine kurarlar. Bu köprübaşuıda,

Tepesiz sağlam hisar, yani sağlam Peşte Kalesi'nin özellikleri

Ungurus krallarından İstivan Kral yapısıdır. Macar dilinde Ko-ronvar derler. Sonra 936 tarihinde Süleyman Han Budin'i feth edin­ce bu kaleyi kâfirler aman ile Süleyman Han'a tüm mühimmat ve levazıma ti arıyla anahtarlarını teslim edip bütün kâfirler uğursuz hanelerine gittiklerinde Süleyman Han bu kaleyi seyredip,

"Bu kale işte Budin'in karşısı pîştesidir (önü)" diye buyurup Piste Kalesi derler. Ondan bozulmuşu meşhur olup Peşte Kale­si derler.

339

Tuna Nehri'nin batı tarafındaki Budin Kalesi'dir ve köprü­nün beri kuzeyi tarafı başında Peşte Kalesi'dir ki kuzeyi, doğusu ve kıble tarafları tamamen Peşte Sahrası ve Kcçkemet Ovası'dır. Bir ucu Hatvan Kalesi'ne ve bir tarafı Sonlok Kalesi'ne ve batı ta­rafı tâ Segedin Kalesi'ne varıp Tise Nehri kenarlarına kadar köy köy üstüne kale kaleye komşu bakımlı ve şenlikli Peşte ovalan­dır ki uzunluğu ve genişliği onar merhale yerlerdir.



Ama Süleyman Han bu mülke malik olunca Ungurus Kra­lı Ferdinand Kral'ın içine dert üzerine dert olup sonunda Ferdi-nand Kral, Rim Papa, İsveç, Çek, Leh, Korol, Tot, İslovin, Danis­ka, Danimarka, Kalevine, Hollanda, Ankona, Anapolya ve Gal-ya krallarından ve diğer krallardan iki kere yüz bin asker top­lar. Ancak Fransa kralı Osmanoğlu'na yakınlığı sebebiyle kendi dengi kâfirlere yardım etmeyip haber dahi göndermez, zira Os-manoğlu yardımıyla İspanya krallığı isterdi.

Hemen ki bu kadar yüz bin kâfirler Nemse çasan olan Fer­dinand Kral'ın başına toplanınca Kara Hersek adlı ünlü bir kö­peği serdar edip büyük bir tabur ile 949 tarihinde bu Peşte Kale­si üzerine çamapur askeri gibi gelmede.

Beri tarafta Budin veziri de bütün İslâm askerlerini topla­yıp [90a] Peşte Kalesi'ne Budin'deki sekbanbaşı üç oda yeniçe­riyle kaleye girip her mühimmat ve levazımatlarını görüp cen­ge hazır durdular.

Allah'ın hikmeti bir gün Tuna Nehri üzerinden büyük sallar gelip Tuna köprüsünü kırıp ertesi gün cehennemlik kâfirler Peş­te Kalesi'ni kuşatmaya başlayıp 40 adet balyemezler ile yedi yer­den göz açtırmayıp döverler.

O gün Ulama Paşa Budin'dcn gemilerle Peşte Kalesi'nin yar­dımına girip kalenin top ile yıkılan yerlerinden Ulama Paşa as­keriyle kâfire gece baskım yapıp kâfirleri metrislerinde öyle kı­rarlar ki kılıç artıkları olan kâfirler güçlükle taburlarına varırlar. Bu kadar cebehane, bu kadar mallar ve 40 adet balyemezleri bir anda kaleye çekip kâfirlerin metrisleri boş kalıp hemen Ulama Paşa kalenin yıkılan yerlerim şarampav rıhtımlar ile doldurup iç yüzlerine büyük hendekler kazıp yine cenge hazır dururlar.

Hemen kâfirler yine var kuvveti pazuya getirip tüm kâfirleri domuz sürüsü gibi metrislerine sürüp görseler ki metrisleri ağ-

340
zma kadar dolmuş ve Türk bütün cebehane ve topları alınış. He­men Kara Hersek,

"Hay krala ne cevap verem?" diye yine gayret edip açıktan metrise girerlerken karşı Budin Kalesi'nden ve Peşte Kalesi'nden 1.500 pare toplara ateş edip top gülleleri kâfirin kellelerini kı­rıp 20.000 kadar kâfir cehenneme yollanır. Allah'ın hikmeti o sı­rada bir top güllesi Kara Hersek adlı ünlü serdarın belinden iki parça edip cehenneme gittiğinde tüm kâfirlerin ölüsü dirisine binip kararlan firara döner. Hemen tüm Peşte ve Budin gazile­ri kâfirlerin ardına düşüp tâ Novİgrad Kalesi'ne, Leve Kalesi'ne, Litre Kalesi'ne ve Uyvar Kalesi'ne kadar kıra kıra o kadar çok ga­nimet malları alırlar ki bütün gaziler ganimet malları ile zengin olup esenlikle Peşte Kalesi'ne gelirler.

Bir miktar İslâm askeri de kuzeyde Değirmenderesi, Hatvan Kalesi, Hollok Kalesi, Buyak Kalesi, Seçan Kalesi, Germat Kale­si, Filek Kalesi, Semendire Kalesi ve Eğre Kalesi taraflarına kaçan kâfirleri kova kıra, ganimet mallarını ala ala 7. günde 9.000 adet zincirli esir ve bu kadar ganimet mallarıyla bütün gaziler doyum olup Peşte Kalesi'ne büyük alaylar ile gelip şenlikler ederler.

Hamd olsun "O zamandan beri Peşte Kalesi güvenliktedir" diye İhtiyarlar naklettiler.

Feste Kalesi zeminin şeklini bildirir

Gerçekten de Peşte Kalesi yalın kat duvardır, ama gayet sağ­lamca yapılmış dörtgen şekilli taş yapı güzel bir surdur. Tuna Nebri kenarı tam 500 adımdır ve tamamı beş adet İskender Şed­di gibi topları Tuna'ya bakar büyük tabyalardır, ama bu Tuna kenarında olan tabyaların bazısı arasında yer yer dolma çit rıh­tım palanka duvardır, ama her tabyası sanki Kahkaha Seddi'dir.

Bu kalenin kara tarafı üç köşedir. Ve 12 adet sağlam büyük kulelerdir. Ve her bir kulede beşer ve altışar adet kolomburuna ve şahı darbzen topları var. Ve her kulelerin üstleri tahta şindire örtülü alemli kubbelerdir. Ve bir kuleden bir kuleye kadar ellişer adet bedendir ve her beden ikişer adımdır. Bu hesaba göre Peşte Kalesi'nin dört köşesinin fırdolayı çevresi 1.700 adımdır.

Ve toplam 6 adet kapı vardır. Batı tarafına bakan hem köprü-başına, hem Vaç Kalesi tarafına açılır kapılardır, ama Vaç Kapısı tam olarak kuzey tarafına açılır. Hatvan Kapısı doğu tarafına ba-

341

kar. Sonlok Kapısı doğu taraftan birazca kıbleye eğimli açılır bü­yük kapıdır. Diğer küçük kapıları Tuna Nehri kenarına açılır. Bu taraflarda asla hendek yoktur. Bazı zaman Tuna Nehri taşarak gelse kale duvarlarını döver, hendeğe ihtiyacı yoktur. Kara tara­fında topraktan kesme alçak hendeği var, ama gayet geniştir. Hat­ta kâfirler zamanı Tuna Nehri dolaşırmış, hâlâ belirtileri açıktır.



Bu kara tarafında asla eğimi yok tepesiz Pîşte ve Peşte Kalesi daima işte sağlam bir kaledir, ama güney tarafında Tuna Nehri aşırı Gerz İlyas Dağı gayetle eğimlidir. Gerz İlyas tepesi havale-sindeki top güllesi kale içinde kaz ve tavuk gezdirmez. Peşte Kalesi imaretlerini bildirir

Tamamı 11 mihraptır. Beşi camidir, kalanı mahalle mescitle­ridir. Evvelâ (—) camii (—) (—) (—)

Ve 11 adet mahalledir. Evvelâ Ulama Paşa Mahallesi, Yassı Mahalle, Hatvan Mahallesi, Sonlok Mahallesi ve Defterdar Ma­hallesi [90b]

Ve toplam 1.000 adet kârgir yapı şindire tahta örtülü tek ve iki katlı geniş evlerdir.

Ve iki adet medresedir, ama talebeleri azdır. Ve üç adet sıb-yan mektebidir. Ve iki adet derviş tekkesidir, ama Budin'de de Mevlevihane tekkesi yoktur.

Ve hepsi iki adet hamamdır, ama hamama muhtaç değiller-dîr, zira kışı sert olduğundan bütün evlerinde sobaları vardır. Hamam gibi sıcak evleri vardır ve her sobaları yanında birer yı­kanacak yerleri bulunur.

Ve tamamı iki adet misafir hanları var, ama hana da muhtaç değillerdir. Bütün halkı konuklarını hanlara kondurmayıp ha­nelerinde konuk edip konuklar. Minnetsiz ve açık sofraları mey­danda bir alay gazilerdir.

Ve hepsi hepsi 50 kadar dükkânları var, her meta bulunur, ama çarşı pazara da ihtiyaçları yoktur. Bütün mühimmat ve le-vazımatlarmı karşı Budin'den alırlar. Gayetle verimli, yeşillik ve çiçeklik zemine kurulmakla bolluk şehirdir. Gerçi bağı ve bah­çesi yoktur, ama buğdayı, arpası ve diğer sebzeleri gayet çoktur. Hatta sahralarında dağlar gibi yığılı yulaf ve otları Osmanoğlu askerini doyurdu. Ve kale içinde büyük tahıl ambarında ağzına kadar tolu zahire ve mühimmatlar var.

342

Ve bütün caddeleri gayet geniş olup iki tarafı iri taşlar ile ya­pılmış kaldırımlardır, zira kış vaktinde çamuru çok olur. Peşte Kalesi hâkimlerini bildirir



Evvelâ Süleyman Han kanunu üzere Budin'in mal defterdarı bir tuğlu bey payesiyle bu Peşte Kalesinde oturur, 300 kadar as­kere maliktir, zira yönetimi altında bu Budin Eyaleti içinde çok haraç ve mukataalar vardır. Onlardan padişah malını tahsil et­mek için 300-400 yarar, namdar, dindar ve hizmetkâr tahsildar­la r besler.


Yüklə 1,58 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   27   28   29   30   31   32   33   34   35




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin