NAŞİT
bak. ÖZCAN, NAŞİT
NAŞİT, ADİLE
(l 7 Haziran 1930, istanbul -11 Aralık 1987, İstanbul) Tiyatro ve sinema oyuncusu.
Tiyatro oyuncusu Amelya Hanım ile tuluat sanatçısı Naşit Özcan'ın(->) kızıdır. Babasının ölümünden sonra ortaokulu bırakarak Şehir Tiyatroları'nın çocuk tiyatrosu bölümünde 1944'te sahneye çıktı. Aynı yıl Halide Pişkinle birlikte İstanbul içi bir turne gerçekleştirdi. Bir süre Muammer Kara-ca'yla çalıştıktan sonra 1948'de komedyen
Adile Naşit
Cengiz Kahraman arşivi
NAUM TİYATROSU
52
53
NAZARLIK
mektedir. Fossati'ler tarafından 1.500 kişilik olarak hazırlanan ve "Yeni İtalyan Tiyatrosu" adını taşıyan proje, dönemin İtalyan tarzı tiyatrolarının başarılı bir örneğidir.
İstiklal Caddesi'ne dik konumda dikdörtgen geniş bir tabana oturan Naum Ti-yarosu'nun planı üç ana bölümden oluşmaktadır: Cadde üzerinde kolonadlı bir giriş hacminden ulaşılan kare planlı bir fuaye, at nalı biçiminde planlanmış ve üç loca katı ile sınırlanmış geniş bir parter ile geniş bir sahne. Bu düzenlemede giriş bölümü iki kat, parter ve sahne bölümleri ise dört kat yüksekliğindedir.
İki katlı giriş cephesi aksiyal ve simetrik bir anlayışla düzenlenmiş, her iki katta orta aksta yuvarlak kemerli üçlü açıklıklara yer verilmiş, bu düzenleme akro-terli ve armalı bir alınlıkla tamamlanmıştır. Zeminde, iki yandakiler pilastr şeklinde olmak üzere İyonik başlıklı dört kolona taşıtılan bir giriş galerisi y? iki yanında yine yuvarlak kemerli geniş açıklıklı
Vahi Öz ve Aziz Basmacıyla bir topluluk kurdu. 1950'de, Muammer Karaca toplulu-ğundayken tanıştığı aktör Ziya Keskiner'le evlendi. 1950-1954 arasında Muammer Karaca Topluluğu'nda yeniden sahneye çıkan Adile Naşit, 1961'de ağabeyi Selim Naşit Özcan ve eşi Ziya Keskiner'le Ankara'da Naşit Tiyatrosu'nu kurdu. Bu topluluk kısa ömürlü olunca daha sonra Gazanfer Özcan, Orhan Ercin ve gene kocasıyla birlikte yeni bir topluluk kurdu. 1963' te geçtiği Gönül Ülkü-Gazanfer Özcan Topluluğu'nda(->) 1975'e kadar çalıştı ve buradaki hemen bütün oyunlarda oynadı. Daha sonra Hisseli Harikalar Kumpanyası, Yedi Kocah Hürmüz, Neşe-i Muhabbet, Şen Sazın Bülbülleri gibi müzikallerde rol aldı.
Adile Naşit, televizyonda da çeşitli programlarda göründü. 1981-1982'de haftanın beş gecesi "Uykudan Önce" programında anlattığı masallar ve şirin davranışlarıyla çocukların sevgilisi haline geldi. Daha sonra ölümüne değin rol aldığı televizyon dizisi Kuruntu Ailesi'ne başladı, ilk kez 1946'da göründüğü sinemaya asıl 1970'lerde ağırlık verdi. Çoğunun yönetmenliğini Kartal Tibet ve Ertem Eğil-mez'in yaptığı "Arzu Film güldürülerinin hemen hepsinde oynadı. Bu filmlerde, kendine özgü gülüşüyle basit, saf ve iyi yürekli halk kadını tiplerini canlandırdı.
Adile Naşit işte Hayat adlı filmde çizdiği kompozisyonuyla 1976'da Antalya Altın Portakal Film Şenliği'nde en iyi kadın
oyuncu ödülünü almıştır.
RAŞIT ÇAVAŞ
NAUM TİYATROSU
Beyoğlu'nda, Galatasaray'da bugün Çiçek Pasajı'mn(->) bulunduğu adada yer almaktaydı.
Denebilir ki İstanbul'da günümüze kadar yapılmış tiyatro binaları içinde en önemlisi Naum Tiyatrosu'dur. Avrupa'da da ün yapmış bu tiyatro özellikle italyan operası bakımından İstanbul'u Avrupa'nın sayılı kültür merkezlerinden birisi durumuna getirmiştir. Birçok önemli İtalyan operası Avrupa'nın öteki merkezlerinden önce bu tiyatroda oynanmıştır. Örneğin Verdi'nin ünlü operası "II Trovatore" Paris'ten önce İstanbul'da oynanmıştır.
Naum Tiyatrosu 1839'da Tanzimat'ın ilanıyla başlayan yeni dönemde İstanbul'da açılan ilk dört tiyatrodan biridir. 1840'ta İstanbul'a gelen ünlü İtalyan göz-bağcısı Bartolomeo Bosco sihirbazlık gösterimlerini vereceği bir tiyatro kurmak için Abdülmecid'den ferman almıştı. Bos-co'nun tiyatrosunu kurmak için seçtiği yer Mihail Naum Duhani adında Halepli bir Hıristiyana aitti. Burada 1831 yangınından önce Duhani'nin evi bulunuyordu. Yangından sonra bu arsada canbaz gösterimleri düzenlenmişti. Ahşap olan ilk tiyatroda 1840'ta Bosco gösterimlerine başlamış, bu yaklaşık 2 yıl sürmüştür. Naum Tiyatrosu saraydan büyük destek görmüş, başka tiyatro toplulukları yanında daha çok İtalyan operalarına düzenli bir biçimde yer verilmiştir. Salon tam bir İtalyan
operası biçiminde idi. Kat kat locaları vardı. Padişahın locası büyükçe idi, padişah zaman zaman bu locadan devlet erkânı, kimi kez krallar, prenslerle birlikte opera seyrediyordu. Bu bakımdan bir çeşit imparatorluk tiyatrosuydu. 1847 yangınında ahşap olan tiyatro binası yanınca kagir olarak yeniden yapıldı. Naum Tiyatrosu'nun 1853'te de bir yangına uğradığını biliyoruz. Ancak 1870'te Beyoğlu'nun uğradığı en büyük yangınla tiyatro kül olmuştur. Oysa yangından birkaç ay önce bir balo hazırlığında parterin sahne düzeyine getirilmesi için 14.000 kuruş harcanmıştı. Aynı yere bir tiyatro yapmak için bir iki girişim olmuşsa da bir sonuç vermemiştir. Bugün bu tiyatrodan tek anı, bulunduğu sokağa Sahne Sokağı adı verilmiş olmasıdır.
Dostları ilə paylaş: |