İÇİndekiler I


C- VE KARİKATÜR İNSANLA SÜRECEK



Yüklə 0,57 Mb.
səhifə19/20
tarix26.07.2018
ölçüsü0,57 Mb.
#58595
1   ...   12   13   14   15   16   17   18   19   20
C- VE KARİKATÜR İNSANLA SÜRECEK

Eski Mısırlı karikatürcülerin papirüslere çizdikleri hayvan kafalı insan figürleri, o dönem çizerlerinin başlarını derde sokmuş muydu pek bilinmiyor. Ancak 1830 yılında Honore Daumier’nin “La Caricature” dergisine çizdiği ve Fransa Kralı Louis Philipe’i “Obur Gargantua” olarak hicveden karikatürün Daumier’nin ise Kralı bu kez bir armut şeklinde çizdiği, halkı tarafından Armut Kral olarak anılmaktan pek hoşnut kalmayan ve “karikatürün yazıdan daha yıkıcı” olduğunu kavrayan Kral Louis Philippe’in de yaklaşık 50 yıl süren bir sansür yasasını uygulamaya koyarak basını cezalandırdığı, karikatür tarihinin bilinen gerçeklerindendir.

Bugün Fransız çizerleri, çalıştıkları dergi veya gazetenin yayın politikasına ters düşmedikçe, Ülke Yöneticileri’ni diledikleri şekil ve pozisyonda çizebiliyorlar. En mahrem sayılabilecek karikatürler bile sansürsüz olarak yayınlanırken, yönetimden herhangi bir tepki gelmiyor. Amerikan karikatürcüler ise, 1970’lerin başında Başkan Nixon’un devrilmesine yol açan Watergate skandalında kamuoyu oluşturmada üstlendikleri etkin rol nedeniyle, medyada ve siyasal arenada, çok önemli bir yer tutmalarına rağmen, bu etkilerini gün geçtikçe yitirmekte, basında (editoryal karikatürde)yeni isimlere pek rastlanmamaktadır.

Oysa dünyanın başka yörelerinde durum şimdilik o kadar da ümitsiz değildir. İsrail’in ünlü karikatürcülerinden Oleg Schwarzburg, iki yıl önce yayınlattığı antisemitik bir karikatüründen dolayı, 48 saatliğine tutuklanmıştı. Suudi Arabistan’da ise iki yayıncı, gazetelerinde yayınlanmasında sakınca görmedikleri bir çizgi-bant sayesinde iki yıl hapis ve 500 kırbaç cezasına çarptırılmışlar fakat sonradan affa uğramışlardı. Yine aynı yıl, İranlı bir karikatürcü Humeyni’ye benzediği iddia edilen bir futbolcu karikatürü yüzünden, 10 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. Çeşitli ülkelerde ise, çeşitli karikatürcülerin, çizmek gafletinde bulundukları, çeşitli karikatürler nedeniyle, savcıların karşısında sık sık ifade verdikleri bilinmektedir.

1995 yılı Hoşgörü yılı olarak ilan edilmiştir. Anlaşılan o ki “Hoşgörü” toplumlarda önemli bir ihtiyaç halini almıştır. Karikatürde hoşgörüye yer yoktur, keskindir, can yakar. Ne yazık ki karikatürcünün hoşgörüye gereksinimi çoktur. Zira karikatürcü eleştirirken güldürmeyi, güldürürken de düşündürmeyi görev edinmiştir. gülmek ve düşünmek insana mahsustur. İnsan ise yalnızca insana güler. Fransız düşünürü Henri Bergson’un dediği gibi “komik zekaya, hitap eder. (…)İnsanlık dışında hiçbir şey gülünç değildir. Bir peyzaj güzel, zarif, ulvi, manasız yahut çirkin olabilir, fakat hiçbir zaman gülünç olamaz. Herhangi bir hayvana gülebilirsiniz, fakat onda bir insan tavrı, bir insan ifadesiyle karşılaştığınız için gülersiniz…Bir şapkaya da gülersiniz. Fakat burada gülünç olan şey, keçe yahut saman parçası değil, bizim ona verdiğimiz biçim, insan kaprisinin verdiği kalıptır. (…)Eğer gülme hoş bir şey olmasaydı ve insanlar gülmeyi uyandırmak için en küçük bir fırsatı bile kaçırmak istemeseydi, onu abartmak, sistemleştirmek ve sırf onun için bir sanat yaratmak kimsenin aklına gelmezdi. ”

Hoşgörü yayıldıkça belki Fransa ve Amerika örneklerinde olduğu gibi, karikatürcüye tepki ortadan kalkacak, karikatürcünün etkisi ve işlevi azalacaktır, ama ‘insan’ ile gülme ve düşünme ihtiyaçları da doğal olarak birlikte yaşayacaklardır.

…ve karikatür insanla sürecektir.


D- DÜNYA KARİKATÜRÜNDE TÜRK KARİKATÜRÜNÜN YERİ

Türk karikatürünün dünyayla tanışma süreci bir hayli sıkıntılı olmuştur. Bu konuda Nehar Tüblek şunları anlatmaktadır:.

“50’li yıllarda İtalya’da yayınlanan II Traviso Gazetesi’nde gördüğümüz bir başlık bizi şoke etmişti: ‘Arakçı Türkler!’Böyle bir suçlama ağrımıza gitti. Diyordu ki yazıda ; ‘defalarca ikaz etmemize rağmen Akbaba Dergisi sahibi Yusuf Ziya Ortaç, bizim karikatüristlere ait karikatürlerden kopya ettirerek kendi eserleriymiş gibi dergisinde yayınlamaktan vazgeçmiyor. Üstelik altlarına Türk karikatüristlerin imzasını da atmalarına izin veriyor. Türk karikatüristler, imzalarınızı lütfen atmayınız, rica ediyoruz…

Araştırdık öğrendik ki, İtalyan gazetesi doğruyu yazıyor. Yusuf Ziya özellikle güzel kadınlı karikatürlerin satışta yararlı olacağını düşünerek, bunlar gibi çizeceksiniz diye baskı yapıyor. Derken efendim, 1957 yılında Edinburg Festivali nedeniyle bir karikatür yarışması düzenleniyor. Dünya Gazetesi bir yarışma açacak, bu yarışmada seçilen en iyi karikatürler, Edinburg’a gönderilecek. Dünya Gazetesi görevini yaptı, yedi arkadaşımızın karikatürünü (ben de dahil)gönderildi. Bekleriz bekleriz bir haber yok. Festival biteli bir yıl oldu. Bugünkü gibi haberleşme olanakları , gazetelerin Avrupa büroları yok. Sonra Dünya Gazetesi Yazı İşleri Müdürü’nden öğrendik acı haberi:İngiliz Festival Komitesi, gönderilen karikatürlerin, Türk karikatüristleri tarafından çizilemeyeceğini, başka bir yerden kopya edilmiş olabileceğini bildirmiş.

Demek ki II Traviso’nun yazısını onlar da okumuş ve bu hükme varmışlar.

Ama daha sonra bizler yılmadık, yarışmalara karikatürler gönderdik; bir yıl sonra İtalya’nın Bordighera kentinde yapılan yarışmada Turhan Selçuk ikinci oldu. Bir arkadaşımızın karikatürleri II Traviso’da yayınlanmaya başladı. ‘Sözümüzü geri aldık, deyip gerçeği kabullendiler. ’Şimdi artık Türk karikatürü bütün dünyada tanınıyor. ”

Günümüzde Türk karikatürünün dünya da çok önemli bir yeri vardır saptaması çok doğru olmasa da kendi kurallarını oluşturmuş, belirgin bir karikatürümüzün olduğu bir gerçektir.

Karikatüristlerimiz 1957 yılından bu güne bir çok uluslar arası yarışmalarda çeşitli dereceler elde etmişlerdir. Uluslararası yarışmalara kendi olanaklarıyla katılıp başarılı olmaktalar ama iç ve dış pazara yeni eserler sunmak konusunda varlık gösterememektedirler.

“Karikatürcü ödül aldığı zaman o işi kurtardığını sanıyor, işi bırakıyor. Oysa karikatürcü dediğimiz zaman akla farklı işler yapan insan geliyor. Örneğin Paris’te yaşayan bir karikatürcü bir gazetede günlük değil haftada bir-iki ya da ayda beş defa çiziyor. Onun dışında mizah yazıları yazıyor, televizyona mizah programları hazırlıyor, bale dekoru yapıyor, sergi açıyor, çizgi film yapıyor. Yılda bir defa sergi açıp para kazananlarda var. Yani karikatürcü sürekli bir devinim içinde. Türk karikatürcülerinde bu hareketlilik yok. ”

Yabancı ülkelerdeki yarışmalarda derece kazanmaktan daha önemli ve işlevsel olan, dünyanın ilgilendiği konuları bulup, o konularda karikatür çizerek dünyaya iyi pazarlamaktır. Bu Türk karikatürünü çok daha geniş bir kitle tarafından bilinmesine yol açacaktır ..

Karikatür yurt dışında kazandığı başarılara karşın hiç denecek kadar az bir pazar edinebilmiştir. Ziya Ramoğlu, Fethi Develioğlu, İbrahim Tapa, Yurdagün Göker gibi karikatürcüler yapıtlarını uluslararası ajanslar aracılığıyla başka ülkelerde yayınlatmaktadır. Fransa’da kitapları yayınlanan Selçuk Demirel, Paris’te yaşayıp Le Monde Gazetesi için dış politika ağırlıklı karikatürler yapan Erhan Turgut ya da ABD’nin New Yorker Dergisi için kapak hazırlayan Gürbüz Doğan Ekşioğlu gibi Çizerler Türk sanatçılarının yurt dışında başarılı olabileceğini göstermişlerdir. Ama özellikle de dünya basınındaki tüketim göz önüne alındığında Türk karikatürcülerinin hiç denecek kadar az temsil edildiği söylenebilir. Onların yapıtları geniş bir okuyucu kesimine seslenen yayın araçlarından çok özel albümlerde ya da sanat dergilerinde yer almaktadır.

Türkiye açısından bir önemli noktada, ülkemizin iki büyük uluslararası karikatür yarışmasına ev sahipliği yapmasıdır. Nasrettin Hoca Karikatür Yarışması ve Hürriyet Gazetesi Uluslararası Karikatür Yarışması dünyanın en büyük yarışmalarından kabul edilmektedir.

Hürriyet Gazetesi Karikatür Yarışmasına 1996 yılında 80 ülkeden 848 sanatçının 2524 eseri katılmıştır. Yarışma, katılımı, ödülleri, uluslararası jürinin kalitesi ve organizasyonuyla birçok otorite tarafından “dünyanın en iyi karikatür yarışması” olarak kabul edilmektedir.

Türk karikatürünün yurt içindeki tüm olumsuz koşullara rağmen ev sahipliği yaptığı uluslar arası karikatür yarışmaları ve çizerlerimizin yurt dışındaki başarılarıyla dünyada önemli bir yeri vardır.

Bazı yabancı çizerler Türk karikatürü hakkında şu değerlendirmeleri yapmaktadır:

Fransız karikatürist Tim Conirostre: İlk dikkatimi çeken şey, sanatçılarınızın herhangi bir olay ya da durumdaki mizah öğelerini kapmakta çok başarılı olduklarıydı. Yine alışılagelmişin dışında, orijinal ve modern diyebileceğimiz bir grafizme yönelmiş olduklarını gördüm.

Amerikalı karikatürcü Jerry Robinson :Bence Hürriyet’in karikatür yarışması dünyadaki en önemli yarışmalardan biri. Birçok Türk karikatüristle tanıştım, iyi olduklarını görmekten heyecan duydum.

Türk karikatürünün çizgi özelliğini karikatürist Veli Sevkedov (Bulg. )şöyle nitelemektedir: “Türk karikatürü dünyada sayılıdır…Çizgilerinizdeki yalınlık bizce en belirgin özelliğinizdir. İllüstrasyon yoktur. Gerçi yeni kuşakta farklı çizgilerde gördüm, sanırım bu yabancı etkilerden olmalı. ”

Yine Bulgar karikatürist Milko Dikov şöyle değerlendirmiştir: “görüşüme göre Türk karikatürü de önceleri başka yerlerden etkilenmiş ama çok çabuk ulusal öğelere eğilerek yabancı etkileri eritmesini bilmiştir… Şimdi ise istediğini çok iyi biliyor, modern olmakla beraber toplumsal içeriğe de sahip. Bu en belirgin ayrıcalığınız. Sosyal içerikli olması, kutuplaşmış bulunması ve ne için çizdiklerini bilmeleri bu ayrıcalığın nedenleridir. ”

Fransız Michel Cardoze ise Türk karikatürünü:Türk demokrasisinin tarihine ve gelişimine bağlı , çizgi ve içerik olarak gerçekçi olarak niteliyor.

Birkaç yabancı karikatüristin Türk karikatürüne bakış açılarından örnekler verdikten sonra Tür karikatür imajının şu çerçeve ile belirlenebileceğini söyleyebiliriz: Türk politik yapısı ile iç içe oluşu, demagojiden uzaklığı , gerçekçiliği, yalınlığı, toplumsal içeriğin ağırlıkta oluşu, hem geleneklerin hem de güncel konuların işlenebilmesi, ilk bakışta çarpıcı oluşu, söze ağırlık versin veya vermesin, zengin bir içeriğe karşın, güldürü öğesinin mutlak surette göz önünde bulunduruluşu gibi.

Türk karikatürünün daha fazla gelişmesi tüm olanaksızlıklara rağmen şartları zorlayarak, karikatür serüvenini sürdüren genç çizerlerin çalışmalarına bağlıdır..

SİYASİ KARİKATÜRLERDEN ÖRNEKLER

ÇİZİM VE UYGULAMALAR


Yüklə 0,57 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   12   13   14   15   16   17   18   19   20




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin