Iskat-i salat: 7 Iskat-i savm: 7



Yüklə 0,86 Mb.
səhifə3/32
tarix12.01.2019
ölçüsü0,86 Mb.
#95071
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   32

İblis

Şeytanların ve cinlerin reisi ve babasıdır. Hz. Adem'e secde et­meyen İblis'tir. İlahi rahmetten kovul­duğu için bu İsim verilmiştir. Arapça asıl adı, "Haris" dir. Süryanice ise "AzaziT'dir. İsyan edince, ameline göre İsmi değişmiştir. İnsanların amansız düşmanıdır. Cenab-ı Hakkın, Hz. Adem'e secde etmesi ile ilgili emrini dinlemediği için, Rahmet-i İiahi'den kovulmuş ve kâfirlerden ol­muştur.

İblis'in şeytan isminden başka "Ga-rur, Vesvas, Hannas, Kâfir, Sağir, Marid, Taif, Fatin. Mel'un, Mez'um, Medhur, Mekzûf, Kefûr, Hazûl, Â-tlüvv. Mudili, Merid gibi isimleri de vardır.

Allah'a gerçek anlamda ibadet eden salih insanlara şeytanın zarar veremeyeceği. ancak diğer insanları aldat­maya çalışacağı, Kuı'an-i Kerim'de beyan edilmiştir. Şeytanın kıyamet gününe kadar yaşamasına izin veril­miştir.

Bu konuda Cenab-ı Hak, Araf sûresinde şöyle buyurmuştur:

"Sizi yarattık, sonra size şekil ver­dik, sonra da meleklere: "Adem'e secde edin" dedik. Hepsi secde etti­ler, yalnız İblis "Secde" etmedi."

(Allah) buyurdu: "Sanaemrettiğim zaman, seni secde etmekten alıkoyan nedir? İblis: Ben, dedi, ondan hayırlıyım. Beni ateşten yarattın, onu ça­murdan yarattın. "

(Allah) buyurdu: "Öyle ise oradan in , orada büyüklük taslamak senin haddin değildir. Çık, çünkü sen aşağılıklardansın."

(İblis) dedi: (Bari) bana (insan­ların) tekrar dirilecekleri güne kadar mühlet ver."

(Allah) buyurdu: Hadi sen mühlet verilmişlerdensin."

Öyle ise dedi. beni azdırmana kar­şılık, yemin ederim ki. ben de onları (saptırmak) için senin doğru yolunun üstünde oturacağım."

Sonra (onların) önlerinden, arka­larından, sağlarından, sollarından on­lara sokulacağım ve çoklarını şükrederilerden bulamayacaksın."

(Allah) buyurdu: "Hadi sen yeril­miş ve kovulmuş olarak oradan çık. Andolsun ki onlardan sana kim uyarsa (bilin ki) sizin hepinizden (derleyip) cehennemi dolduracağım (azdıran siz­ler de. size uyup yoklan çıkan insanlar da cehenneme gireceksiniz.)" 10

Nahl sûresinde ise şöyle buyuruyor: " Kur'an oku(mak iste)diğin zaman ko­vulmuş şeytandan Allah'a sığın. (Seni şeytanın vesveselerinden koruması­nı Allah'tan iste.) (Euzûbillahimineş-şeytanirracim,de) "Çünkü inananlara ve Rabierine dayananlara onun (şey­tanın) bir gücü yoktur." "Onun gücü, sadece kendisini dost tutanlara ve Allah'a ortak koşanlaradır. (O, sadece onları kandırabilir.)



Ibn Abbas:

Asıl adı Abdullah'tır. Hz. Peygamber'in amcası Abbas'ın oğlu olarak Hicret'ten yaklaşık 3 yıl önce Mekke'de doğmuştur. Annesi Ümmü'l-Fadl. Hz. Hatice'den sonra İslama İlk giren sahabe kadınlardan­dır, ve müminlerin annesi Hz. Mey-mune'nin kız kardeşidir.

Abdullah bin Abbas, küçük yaşta ailesiyle birlikte Medine'ye hicret etti ve bizzat Hz. Peygamber tara­fından eğitildi. Peygamber Efendi-miz'in zammı zaman başını okşa­yarak "Allah'ım! Bütün ilim ve hik­meti bu başa ver. Onu elinde fakih kıl. Kitabın açıklamasını ona öğret. İnsanoğluna verdiğin bütün ilim ve hikmeti bunun göğsünde topla!" di­yerek dua ettiği rivayet edilmektedir. Nitekim İbn Abbas, İslam tarihinde bazı önemli siyasi faaliyetlerde de rol almasına rağmen daha çok ilmi şahsiyeti ile tanınır.

Hz. Peygamber zamanında Mekke­'nin fethi. Huneyn ve Taif gazveleri ile Veda Haceı'nda bulunmuştur. Hz. Ebu Bekir ile Hz. Ömer'in halifelikle­ri sırasında Medine'de pek çok sahabiden ders alarak kemlisini yetiş­tiren İbn Abbas, Hz. Osman ve Hz. Ali'nin hilafetleri döneminde de dev­let hizmetinde bulunmuş bazı sefer­lere katılmıştır. Hz. Osman'ın şeha-deti sırasında onun evinin önünde nöbet bekleyerek koruyanlar arasın­da bulunan Abdullah İbn Abbas, Cemel ve Siffin savaşlarında da Hz. Ali'nin yanında yer almıştır. Hakem Olayı'nda da Ebu Musa el-Eş'ari ile birlikte Hz. Ali'nin temsilciliğini yap­mış, ardından da Basra valiliğine atanmıştır. Bu görevi sırasında Hari­cilere karşı savaşıp, onların isyanını bastıran İbn Abbas, bir süre sonra valilikten ayrılarak Mekke'ye gitmiş ve vefatına kadar ilimle meşgul ol­muştur. Tarihçiler, Muaviye'den son­raki karışıklıklar sırasında Kufe'ye davet edilen ve gitmek isteyen Pey­gamber torunu Hz. Hüseyin'i bu fik­rinden vazgeçirmeye çalışanların ba­şında İbn Abbas'ın geldiğini ve nite­kim Hz. Hüseyin'in Kerbela'da şehid edilmesinden sonra üzüntüsünden gözlerini kaybettiğini belirtirler.

Kur'an-ı Kerim, tefsir ve hadis ilim­lerine hakimiyeti ile bilinen İbn Ab­bas, bu alanlarda yaptığı bazı çalış­malarla "ilk" olma sıfatını kazan­mıştır. Kur'an-ı Kerim'in tefsin konu­sunda yaptığı çalışmalardan başka çok sayıda (1660) hadis rivayet et­miş, verdiği içtihatlarla ve yetişti­rdiği çok sayıda fakihle fıkıh ilminin temellerini oluşturmuştur. Ayrıca A-rap edebiyatı konusunda da geniş bir bilgiye sahipti. Ashabın ileri gelenle­ri tarafından büyük iltifat gören İbn Abbas H. 68 (68?) yılında, yetmiş yaşında iken Taifte vefat etmiştir.11

İbn Mace:

Asıl ismi; Ebu Abdü-lah Muhamed b. Yezid b. Mace el-Kazvani. Kütüb-i Sitteden bilinen meşhur hadis kitaplarından Sünen'in yazarıdır. Mace isminin babasına mı yoksa dedesine mi ait olduğu ihti­laflıdır. Hicri 209 yılında Kazvin şehrinde dünyaya gelen İbni Mace döneminin en meşhur alimlerinden hadis ve diğer ilimleri tahsil etmiştir. İlim öğrenmek ve bilgisini genişle­tmek için Irak, Basra, Mekke, Bağ­dat, Mısır ve Şam'a seyahatler yaptı. Tefsir ve tarih konularında eserler de telif eden İbn Mace'nin en ünlü eseri 4341 hadisi içeren Sünenidir. Bu ha­dislerin 3002 tanesi Kütüb-i Sitte'nin diğer beş kitabında da bulunmak­tadır. Diğer beş kitapta bulunmaya hadis sayısının çokluğu (1339) ve tertibinin güzelliği İbn Mace'nin sü­nen'ini Öteki hadis kitaplarından ayır­maktadır. Bu eserde hadisler fıkıh bablanna göre düzenlenmiştir. Bü­yük hadis otoritesi İbn Mace H. 273. yılında vefat etmiştir. 12


İbn Teymiye:

Asıl adı Takıy-yuddin Ebu'l-Abbas b. Abdülhalim bin Teymiye'dir. Hicri 661 (L263)'de Harran'da doğmuş olan İbn Teymiye, Hanbeli mezhebine mensup büyük bir İslam alimidir.

İlim sahibi bir ailenin çocuğudur. Moğol istilası sırasında (1268) aile­siyle birlikte Şam'a göçtü ve öğreni­mini burada tamamladı. Moğolların Şam'ı işgal etmeleri üzerine dire­nişçilerle birlikte hareket etti. Daha sonra Kahire'ye gitti. Ömrünün son yıllarında tekrar Şam'a döndü ve bu­rada başmüderrislik yaptı.

islâm! bilgiler ansiklopedisi Kelam alimlerinin bazı görüşlerine, filozoflara ve mutasavvıflara karşı şiddetli eleştirilerde bulundu. Bu eleştirilerinde kendisine Ahmed bin Hanbel'i ve selefiye anlayışını örnek seçmiş ve Kur'an ve Sünnet'e dönül­mesi gerektiği çerçevesinde görüşler belirtmiştir. Her türlü bidat'a kesin bir kararlılıkla karşı çıkan İbn Teymi-ye, Kur'an ve Sünnet'e dayanmadığı sürece icma (aynı dönemde yaşayan islam alimlerinin görüş birliği) nın önemsiz olacağını belirtmiş; bir ta­kım insanların yüceltilmesinin ve türbe ziyaretleri gibi bazı hurafeler­den medet umulmasının şeriate ay­kırı olduğunu savunmuştur. En önem­li öğrencisi İbn Kayyim el-Cevziyye'dir.

İbn Teymiye'nin bıraktığı pek çok eser arasında Vasıtıyye, Siyasetü'ş Şeriyye ve Minhacüs'sünne özellikle dikkate değer. Hem yaşadığı dönem­de, hem de sonraki asırlarda tepki ve övgüleri aynı derecede üzerinde top­lamış olan İbn Teymiye'nin şidddetle eleştirilmesindeki (hatta bazıları ta­rafından küfürle suçlanmasındaki) en önemli sebep ona karşı çıkanların kendisini yanlış anlamaları olmuştur. Görüşlerindeki kesinlik ve taviz ver­mez tutumu hayatı boyunca pekçok baskıyla karşılaşmasına da sebep ol­muştur. Bununla birlikte pek çok ehl-i sünnet alimi onu ve fikirlerini savu­nan eserler kaleme almışlardır.

İbn Teymiye, 726 (1326) yılında Şam kalesinde hapiste iken vefat etmiştir. 13




Yüklə 0,86 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   32




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin