İcaz:
Aciz bırakma, karşı çıkmaya cesaret edemeyecek halde bırakma, çaresizlik içine düşürme. Terim olarak ise, kimsenin yapamayacağı, herkesi bir benzerini ortaya koyma konusunda aciz bırakan manasına mucize ve keramet için kullanılır. Kur'an icaz kudretinin en üstün örneğidir. Yüce Allah tarfından "Sözlerin
en güzeli" 20 olarak nitelenen ve Peygamber Efendi-miz'in en büyük mucizelerinden sayılan Kur'an-ı Kerim, zaman zaman insanlara meydan okuyarak, "insanlar ve cinler Kur'an'ın bir benzerini uydurmak için bir araya gelseler bile hiç bir zaman onun bir benzerini meydana getiremeyecekler" demektedir. 21
İcazet:
Ruhsat, izin manalarına gelen icazet, bir ilmi öğrenenlere sınav sonucu verilen diplomaya da denilir. Hadis ilminde, hadis öğrenimi gören veya hadis ilmiyle uğraşan kimsenin aldığı hocadan, öğrendiği hadisi başkalarına rivayet etmek için izin istemesi ve hocanın ona bu izni vermesi işine icazet denilir. Tasavvufta ise, manevi ilerlemesini tamamlayan ve insanları aydınlatma ehliyeti kazanmış olan müride şeyh tarafından verilen diplomaya icazet denir.22
İcma:
Sözlükte, "Toplanma, topluluk, dağınık şeyleri toplamak, fikir birliği, bir meselede alimlerin fikir birliğine varması" gibi anlamlara gelir. Fıksh dilinde ise, "Ashab-ı Kiram'-ın ittifakları üzere akaid hükmüne geçmiş dini emirlerin tamamı."
İcma-1 Ümmet:
Fıkıh dilinde sık sık kullanılan bir terimdir. Kısaca anlamı, "Aynı asırda yaşamış olan İslâm Âlimlerinden müctehid olanların, şeriatın bir konusu hakkında verilen hüküm üzerinde birleşmesidir."
İctihad:
Cehd" kökünden türemiş olan bir kelimedir. Cehd'in sözlük anlamı, "Çalışıp çabalamak, gayret etmek,zahmet çekmektir." Gayeye vasıl olabilmek için bütün gücü sar-fetmek demektir. Istilahi bir terim olarak ictihad, "Dini ilimlerde fakih olan bir kimsenin şer'i bir hükmü kaynağından elde edip onaya çıkarması konusunda daha fazlasını sar-fetmekten acizlik hissedecek derecede bütün gücünü sarfetmesi" demektir. Şer'i bir hüküm hakkında bilgi elde etmek ve istidlal yoluyla gayeye ulaşmak hususunda bütün gücünü harcamaktır.
İctihad eden fakih, isabet de edebilir, yanılabilir de. Bu mümkündür. Bu hususta ittifak edilmiştir.
İç Ezan: 23 İçki (Alkollü İçkiler):
İnsanın hem maddi ve hem de manevi yapısını tahrib eden, insanı şuurla hareket etmekten ve akıllıca düşünmekten mahrum bırakan, ailevi huzursuzlukların kaynağını teşkil eden İslami yasaklardan biridir.
Alkollü içkilerin zararlarıyla ilgili olarak Yüce Rabbimiz Kur'an~ı Kerim'de meâlen şöyle buyuruyor:
"Ey iman edenler, içki. kumar, dikili taşlar, fal okları ancak şeytanın işlerinden birer pisliktir. O halde bunlardan kaçının ki kurtuluşa eresiniz. Şeytan içkide ve kumarda aranıza düşmanlık düşürmek, sizi Allah'ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık vazgeçtiniz değil mi?"24
Alkollü içkiler dert ve ızdtrapları çoğaltır,huzursuzlukları artırır, aile saadetini altüst eder. Sevgi, dostluk ve kardeşlik bağlarını koparır. İçtimai derin yaralar açar. Aklı giderir ve insanı şuursuzluğa sevkeder. Sarhoş insanların bulundukları yerlerde mutlaka huzursuzluklar olur. Toplumlarda meydana gelen huzursuzlukların, cinayetlerin, trafik kazalarının büyük bir bölümü içki denilen mikrobun neticesidir.
Sevgili Peygamberimiz (S.A.S) bu hususta şöyle buyuruyor:
Çoğu sarhoşluk veren şeyin azı da haramdır.25
İçki, çirkin işlerin anası ve büyük (ciirüm)lerin en büyüğüdür. Kim içki içerse (sarhoşluğun etkisiyle) annesinin, teyzesinin ve halasının üzerine düşer (zina eder),26
"Allah'ı şahit tutarım, Allah için şahitlik yapıyorum. Andolsun ki Cebrail bana şöyle dedi: Ya Muhammed,
içkiye devam eden kimse puta tapan gibidir." 27
"İçki kötülüklerin anası (ve esası)dır. Kim onu içerse kırk gün namazı kabul olmaz. O karnında iken Ölecek olursa cahiyiyyet (devri) ölümü ile Ölmüştür." 28
"Allah hastalığı ve ilacı İndirdi. Her hastalığınıza bir de ilaç yarattı. Tedavi olunuz. Fakat haramla tedavi olmayınız." 29
Enes (R.A.) diyor ki:
Resulullah (S.A.S) içki konusunda on kişiyi lanetlemiştir: "(Bunlar) içki yapmak için üzümü sıkan, sıktıran, içen, taşıyan, kendisi için taşıtan, dağıtan, satan, parasını yiyen, satın alan ve kendisi için satın alınan kimseleredir.
Alkol temel bir eritici maddedir. Şekerin bakteriler tarafından kullanımı sonucu ortaya çıkan artık bir kimyasal maddedir. İnsan vücuduna girdiğinde zararlı bir madde olarak kabul edilir ve karaciğer tarafından hemen tahrip edilir. Yani alkol sempatizanları tarafından iddia edildiği gibi kesinlikle besin maddesi değildir. Vücuda girişinde diğer besinlerin aksine kontrol edilmeden yanar.
İlk zarar ağızdan başlar. İnsan ağzında bulunan ve ağız florası denilen faydalı bakteriler alkolün etkisiyle ölür ve ağıza yerleşen zararlı bakterilerin etkisiyle kolayca diş eti ilthapları ve diş çürükleri ortaya çıkar.
Yemek borusunun ince ve narin iç örtüsü (mukoza) alkol etkisiyle tahriş olur, dayanıksızhâle gelir ve yer yer kanamalar görülebilir.
Midede devamlı tahriş nedeniyle gastritler ortaya çıkar.
Alkol tahrişi bütün barsakları etkilediğinden ahenkli çalışmaları bozulur ve sindirim bozuklukları ortaya çıkar.
Barsaklardan emilen alkol karaciğere gelir ve bu organ tarafından zehirli bir madde olarak kabul edilerek derhal tahribine başlanır. Bu işlem sırasında karaciğerin bütün diğer görevlerine ara verilir. Vücuda yararlı proteinlerin üretilmesi ve vücut yenilenmesi tamamen durur. Bu zehir en ziyade karaciğeri etkileyerek zamanla siroz denilen ve dönüşü olmayan karaciğer hastalığına yol açar.
Karaciğerin güçsüzçleşmesi damarlarda daha fazla yağın dolaşmasına ve damarların yağlanarak tıkanmasına neden olur. Alkolün hızlı yanışı kanın akış dinamiğini bozarak kalbin yükünü arttırır. Kalp kasında yağlanma yaparak kalbi ciddi şekilde bozar.
Alkolü müdafaa edenlerin iddia ettiği gibi az miktardaki viskinin kalbe iyi geldiği yolundaki görüş hiç bir bilimsel dayanak taşımamaktadır.
Alkol sinir sisteminin yağ hünerleri ile fevkalade korunan barajlarını eritip aşarak elektriksel iletişimi bozar. Sarhoşluk dediğimiz etki bu şekilde olur. Yine yağlan eritici gücü ile cinsiyet hücrelerine de geçerek onlarda kalıcı bozukluklar yapar ve çeşitli doğumsal hastalıklı nesillerin ortaya çıkmasına neden olur.
Allah bir şeyi yasak ettiği zaman sebebini düşünmeden kabul etmek lazımdır. Bunca helalin arasındaki birkaç yasak mutlaka Cenâb-ı Allah'ın bizlere merhametinin eseri, birlütfudur. 30
Dostları ilə paylaş: |