İstanbul ansiklopediSİ Büyük Kapalı Çarşıda Yağlıkçılarda İstanbul Hanımı



Yüklə 5,01 Mb.
səhifə77/80
tarix03.01.2019
ölçüsü5,01 Mb.
#88905
1   ...   72   73   74   75   76   77   78   79   80

Hakkı GÖKTÜRK

ERENKÖY İHTİYAT ZABİT TALİMGAHI — Yakın zamanlara kadar Kızıltoprak-tan Kayışdağma giden bugünkü asfalt yol topraktı. Kızıltopraklan Göztepe-nin arka tarafına gelinceye kadar yolun sağında bahçeler içinde seyrek tahta evler ve aralarında tek tuk köşkler görünür, solunda ise, yer yer yeşillikli tarlalar boş tepelere doğru uzanıp giderdi. Göztepe kırlarından Sahrayı Cedidi geçerek Erenköyüne gelince, iki tarafı bakımlı köşklerin yüksek duvarları arasında kalırdı. Bu duvarların arkasında, ağaçlıkların yeşillikleri arasında Sultan II. Abdül-hamid Hanın ablası Cemile Sultanın, Ticâret Nâzın Zihni Paşanın, Kabasakal Mehmed Paşanın beyaz boyalı köşkleriyle Dahiliye Nazırı Memduh Paşanın köşkünden kalıntı, yüksek ve tek bir kat üzerinde uzanan, vaktiyle aşçı, uşak ve sair hizmetkârların oturduğu ufak bir kışla parçasını andıran kârgir bir müştemilât görünürdü. Bu ufak yapı sonradan el değiştirmiş, büyük havuzlu, yüksek ve sık ağaçlı bağ-çesiyle Çiçekçi Hasan Beye geçmiş, I. Dünya Harbinin ilk yaz aylarında da ihtiyat Zabiti yetiştiren bir garnizon hâlini almıştı. Kısa bir zaman içinde Erenköyde bu talimgahların adedi artmış, hat boyunda, bahçesinde alçıdan bir zürafa heykeli bulunmasından «Zürafalı Köşk» diye anılan köşkle, Suadiye Camiinin inşa edildiği yerin karşısındaki büyük tahta bir evde İhtiyat Zabitleri için birer garnizon olmuş, civardaki boş tarlalarda birer askerî talim yeri hâlini almıştı. I. Dünya Harbinin en yangınlı, en ateşli yıllarında İstanbul'un bu sakin sayfiye yerinin tenha sokaklarını, yaz yemiş'eriy-le dolu bağçelerden buram buram tatlı kokuların yayıldığı o sıcak günlerde, Cuma iznini evlerinde geçirmek üzere perşembe günleri öğleden sonraki saatlerde izinli çıkan bir yığın gencin sevinçli seslerinin uğultusu doldururdu.



r

ERENKÖY İLK OKULU

— 51G4


istanbul

ANSlKLOPEDİSl

5165 —

ERENKÖY KOLONYA SUYU


Başlarında güneşten, tozdan rengi solmuş kabalakları, bellerinde kayış kemerleri, bacaklarında havanın ateşli boğucu sıcaklığına rağmen sarılmış çuhadan dolakları, ellerinde küçük hasır sepetleri, meşin çantaları ile İhtiyat Zabiti namzedleri Erenköy talimgahlarının kapılarından tozlu yollara taşarlar, hızlı adımlarla çiy ışığın, sıcağın kavurduğu Bağdad Caddesinden, Feneryolundan, Kızıltopraktan, vaktiyle Ünyonklüp denilen bugünkü Fdner-fcahçe Stadyomunun önünden, Kuşdilinin o zamanki tahta köprüsünden geçerek Kadıköy vapur iskelesine inerlerdi.

O yıllarda her yerin ağır bir tenhalık ve sessizlik içinde kaldığı günlerde, bu yollar vakit vakit onların tap taze bayat dolu sesleriyle dolar taşardı:



B« gök deniz nerede var Gümüş dere durmaz akar Güneş ufukdan şimdi doğar Yürüyelim, arkadaşlar!

Nihayet, nasıl geçtiği anlaşılmayan sayılı aylar biter ve bir gün bayrakların al gölgelerinde geçen kısa bir törenden sonra, yeni diktirilmiş hâki renkli elbiselerin omuzlarına takılan ince sırma ihtiyat zabiti şeritleri kalpaklarının pırıl pırıl üstünü dilimleyen sırmaları ve bellerine kuşanan parlak kılıçlarıyla Osmanlı imparatorluğunun ateş ve barut içinde yanan uzak sınırlarında çarpışmağa giderlerdi.

Bu münevver gençlerin büyük çoğunluğu gittikleri cebhelerden dönmemişlerdir; Birin ci Cihan Harbinin şehidleri olmuşlardır.

Burada, Erenköy İhtiyat Zabiti talimgahlarından gelip geçmiş aziz Türk gençlerinin çok mübarek hâtıralarının önünde derin saygılarla eğiliriz.

Saadi Nazım NlRVEN

ERENKÖY İLK OKULU — Erenköyün-de Kırkpmar Sokağında bir buçuk dönümlük bir bahçe içinde üç katlı ahşab bir kögkdedir. Doktor Mehmed Paşa Köşkü diye anılan bu güzel bina 1891 de yapılmışdır; Birinci Cihan Harbi içinde askerî karargâh olmuş, aske-, rî hastahâne olarak kullanılmış, daha sonra polis merkezi ittihaz edilmiş, bir müddet boş kaldıkdan sonra da maarife devredilerek mek-teb olrnuşGur; 1925-1926 ders yılında ve 29 ekim 1925 Cumhuriyet Bayramı günü açılmış-dır.

1962 -1963 ders yılında on dershaneli ve 585 öğrencisi, 11 öğretmeni bulunan bir ilkokul idi. 1961 de okulun bağçesine üç katlı, on dershaneli ve kaloriferli, içinde bir de sinema salonu bulunan beton bir binanın yapısına başlanmış idi.

1940-1945 arasında yaz tatillerinde binadan ve bağçesinden öğretmen ve öğrenci kampı olarak istifâde edilmişdir.

Okulda Kızılay gençlik teşkilâtı, yardım derneği, koruma derneği vardır; sınıf kitablık-ları ve okul kitaplığı vardır, ve bir de Atatürk kitaplığı vardır. 1961 -1962 ders yılında, yazarları öğrenci velîleri ile öğretmenler olan «Küçük Pınar» adındaki aylık bir dergi çıkarılmaya başlanmışdır.

Bu okuldan 1926 - 1962 arasında 1752 öğrenci ilk okul diploması almışdır. 1963 de okul müdürlüğünde Bayan Ahter Öktem bulunuyordu.



Hakkı GÖKTÜRK

erenköy istasyon sokağı — 1934

Belediye Şehir Rehberine göre Kadıköyü ilçesinin Erenköyü Bucağının yollarından; Eren-köyü Hatboyu ve Tellikavak Sokakları ile Mer-divenköyü yolu arasında uzanır. Üzerinde bir çıkmaz sokak vardır (Pafta 31). Yerinde tiren istasyonu önünde Erenköyü Hatboyu Sokağından üç araba geçecek genişlikde ve asfalt döşeli olarak başlar; sola bir kavis çizer, Telli Sokağı ile dört yol ağzı yaparak kesişir, biraz daralır, büyük bağçeler içinde eski ahşab ev-İer, köşkler ve yeni beton villâlar arasında geçer, bu arada apartımanlar da görülür. Eren-köyünün eskidenberi çarşı boyudur, dükkânlar Telukavak Sokağı ile kesişdiği dört yol ağzı etrafında toplanmışdır: 3 bakkal, l manav,. l kasafc, 2 kahvehane, 2 lokanta, l tuhafiye; 2 •marangoz, l terzi, l berber, l bisikletçi, l havagazı - elektrik tesisatçısı, l inşaat malze-mecisi, l tuz imalâthanesi, l çini atölyesi, l seyahat acentası (Doğu Seyahat), 2 yazıhane vardır. Dörtyol ağzında sol köşede Zihni Pasa ilkokulu bulunmaktadır; kapu numaraları 1-41 ve 2-58 dir (mayıs 1967).

Hakkı GÖKTÜRK

KIZ — İstanbulun

ünlü ilim ve irfan müesseselerinden biri; 1916

da Göztepede bir saray yavrusu olan Rıdvan

Paşa Köşkünde «Erenköy Kız Numune Mekte-

bi» adı ile açılmışdır. O tarihlerde Göztepe, E-renköyün bir mahallesi olduğu içindir Okul E-renköye nisbetle isimlendirilmiş; ve zamanımıza kadar da öylece kalmışdır (B.: Rıdvan Paşa, Şehiremini; Göztepe).

Dershanelerin ve okul idâresinin bulunduğu Rıdvan Paşa Köşkü Maarif Nezâreti tarafından son sahibi Mabeyinci Faik Beyden 7500 altına satın alınmış, yanındaki Hacı Hüseyin Paşa köşkü de son sahibi Beşinci Sultan Muradın kızlarından Hatice Sultandan satın alınarak yatılı olarak kurulan mektebe yatakhane binası olarak ilâve ediîmişdir. Rıdvan Paşa köşkünün bağçesindeki küçük selâmlık dairesi laboratuvarlara ayrılmış; kimyahâne, jimnastik salonu, konferans salonu, yemekhane ve revir - hastahâne için de bağçede uygun bir yere üç katlı yeni bir bina yapılmış.

Kız Numune Mektebi bir müddet sonra Kız Sultanîsi olmuş, 1924-1925 ders yılında da Sultanî adı «lise» ye çevrilerek okul, orta kısım sınıfları da olan büyük kız liselerimizden biri olmuşdur.

Küçük bir saray gibi olan Rıdvan Paşa Köşkü 1945 kışında içinden çıkan bir yangında yanmış, Erenköy Kız Lisesi tedrisâta bir müddet Göztepe Okulunda devam etmiş, yeni yapılan büyük bir lise binası 1954 -1955 ders yılında normal tedrisâta açılmışdır. 1983 de de 300 yatılı öğrenci alabilecek 6 katlı bir pansiyon binası inşâsına başlanmışdır.

Bu irfan müessesesinden 1922 ile 1962 a-rasında geçen 40 yıl içinde orta kısmından 797 ve lise kısmından 2531 kız diploma almışdır.

Okul müdürlüklerinde bulunan zâtler şunlardır :

Kız Numune Mektebi devrinde — Abdullah Nâsih Efendi.

Kız Sultanîsi devrinde -— Nahîfî Bey, Su-ad Bey, Ali Rizâ Efendi; Hasan Mahir Uz.

Lise devrinde — Hasan Mahir Uz (fasılasız 22 yıl müdürlük yapdı, mektebe her yönden çok büyük hizmetlerde bulundu (B.: Uz, Hasan Mahir), Sabiha Gökçül, Faika Onan, Rebia Yarkın, Türkân Aymakoğlu.

Erenköy Kız Lisesinde muallimlik yapmış Türk maarifin ünlü sımalarından bâzıları şunlardır: Tahsin Nijad özdiler (ölümüne kadar

bu okulda 30 yıl Edebiyat muallimliği yapdı, B.: Özdiler, Tahsin Nijad), Kâzım Nâmi Duru B.: Duru, Kâzım Nâmi, cild 9, sayfa 4777), Reşad Nuri Güntekin (B.: Güntekin, Reşad Nuri), Sadeddin Nüzhet Ergun (B.: Ergun, Sadeddin Nüzhet), Orhan Seyfi Orhon (B.: Orhon, Orhan Seyfi), Süleyman Sırrı (B.: Süleyman Sırrı Becim); ismail Hikmet, Sâkit ve Nuri Beyler ve Pakize, Behice, Hamiyet Hulusi hanımlar.

Bu satırların yazıldığı sırada Erenköy Kız Lisesinin 800 cildlik bir kitaplığı, mükemmel izci teşkilâtı ve kız okulları arasında şampiyon bir voleybol takımı bulunuyordu. (1966).

Hakkı GÖKTÜRK

ERENKÖY KIZ LiSESi MARŞI — Sözü, bu lisede hemen ömrü boyunca edebiyat öğretmenliği yapmış Tahsin Nijad özdilerin (B.: Özdiler, Tahsin Nijad) ve bestesi Zâti Arca'-mndır (B.: Zâti Arca); 1946 dan önce ne zaman yazılıp bestelendiği tesbit edilemedi; metinde «ülkü», «öğrenim» gibi kelimeler bulunduğuna göre 1935 den sonra, belki de eski bir marş güftesi tâdil edilerek yapılmış olacakdır; marşın sözü şudur:



Aydınlanmak ülkümüzdür, dönmeyiz geri î'asamızdır: öğrenimde marş marş ileri! Çalışmayan millet olmaz gaygudan beri Işıklansın bilgimizle yurdun her yeri Erenköy Kız Lisemizdir irfan kaynağı Ne hoş geçer gölgesinde öğrenim çağı

Başarıya doğru koşar; ay, yıl bekleriz Vatan kültür bahçesinde şen çiçekleriz Bîr ulusa güven sunan öz dilekleriz Cumhuriyet rejimine sevgi besleriz Erenköy Kız Lisemizdir gençlik kaynağı Ne hoş geçer parklarında öğrenim çağı

ERENKÖY KOLONYA SUYU — îstan-fcu'da, dolayısı ile Türkiyede yapılmış olan ilk kolonya sularından; 1908 meşrûtiyetine kadar kolonya suyu Türkiyeye Avrupadan idhal edilirdi ; sinir yorgunluğu teskini veya hoş kokusu ile yüzü, vücûdu kokulandırıp ferahlatma yolunda sirke, gülsuyu ve türlü çiçek sulan kullanılırdı.



r

«ERENKÖYLÜ»

5166 —



İSTANBUL

ANSİKLOPEDİSİ

5167 —



ERENKÖYÜN SİVRİSİNEKLERİ



II*


'Pl>P~*~ i'

ir— f,

39EÎ3Î3E

^.^^

••,-. f*"! T^T^

^+-£-

S ;

-^^T^-â '



HH^—

•> -,


6

j i r f"*i !r
a"» * J

1 \ -'•*

-V-r*^-


j .j ^ r f

-f-* r-r-






fj '•

' J «' * »-1

h*'** 1 1 1

-1-r > ^ •






ı 1 —

J-J^-| ^j-

1 ^ ^gJ J

d — = — '

r^:l *-

fr^—

* f


ft

r- — ^ —

9 . rürfr

£): j S. i i »

'- 1~ • — w~* f *—




^jî ı L-

, g 1 S

ı r r;L

-»-•• l-i r '

* O dut t), Da! ga la



J ı «* • r -

ze (\\ı



=* i J r J

bil .gı.


g"ök le

•j r J r ı

sağ hk. nn de



-f-jnr*r-

sev aı




P

m/ r

•« ff


^4^-

f »ı'i«r



-^-

fHff-r t j 5

al &J»

Jt 1« 1* J J



' » /

J





^

: J 1 J F

:tt^t^

f~

S-j-t-

r f ^

4"-^




EEE

1 J "^

_

— {—

J ' l

-W-H — » — h-

^




bu ca

mm ça^ g[

j- KTjTj

14- Türk


r

TTWt

Erenköy Kız Lisesi Marşı

1908 den az önce Istanbulda ilk kolonya suyunu Ahmed Fâ-rûkî Bey imal etmiş ve piyasaya kendi adına nisbetle «Fârû-kî Kolonyası» ismi ile arz edil-mişdir; onu 1908-1910 arasında Erenköy Kolonyası tâkib et-mişdir, âmilinin adı tesbit edilemedi; daha sonra da bu yolda ve Türk ıtriyat sanayiinde «Şükûfe», «Evliyâzâde» ve nihayet «Pe Re Ja» isimli devir devir şöhret olmuşlardır.

«ERENKÖYLÜ» — Güftesi geçen asır sonlarında yazılmış hicazkâr bir şarkı:



Sensin benim gonca gülüm Pek güzelsin Erenköylüm Perçemlerin büklüm büklüm Pek güzelsin Erenköylüm.

Ka'çma uzakdan selâmla Gezdireyim arabamla Muha'bbetî gel tamamla Pek güzelsin Erenköylüm.

Fes yıkarak sağ kaşına Pek gezme sen tek başına Bir şeyler gelir başına Pek güzelsin Erenköylüm.

Neler duydum neler duydum Sağa koydum sola koydum Uymayınca kaçdı uykum Pek güzelsin Erenköylüm.

Beyzadesin tam on kuşak Dost olur mu ırgad uşak Odun ile altın başak Pek güzelsin Erenköylüm.

Götüreyim îenlhâlara Göstermeden yâr ağyara Uğra bana sen bir ara Pek güzelsin Erenköylüm.

Çekinme gel vahşetin at Soyun dökün mestâne yat Korkma sana gerdim kanat Pek güzelsin Erenköylüm.

ERENKÖY ÖZEL İLK OKULU — Eren-köyünde Kozyatağı semtindedir; Mülkiye Mektebi mezunlarından ticâret ile iştigal eden Osman Kılıç tarafından kurulmuş ve 1966 da a-çılmışdır. Üç katlı beton okul binası 1200 metre kare bir bağçe içindedir. Beş sınıflı olan bu yeni okulun ilk ders yılında 26 öğrencisi ve 5 öğretmeni vardı, ismail Kaplan (Müdür), Necdet Erol, Mürşide Özkul, ismail Arslan, Mustafa Kırıkçı' (nisan 1966).

Hakkı GÖKTÜRK

ERENKÖY SANATORYOMU — İstanbul Verem Savaş Derneği tarafından Erenköyün-de Kozyatağında Feshâne Nâzın Muhiddin Paşanın kızı Fevziye Çamseverden satın alınan harem ve selâmlıklı büyük ahşab köşkde 1932 yılında açıldı. Bir müddet sonra aynı bağçe içinde diğer bir köşkde de kadın hastalar.

Bu satırların yazıldığı sırada bu sağlık müessesesi çok gelişmiş ve beş paviyondan mürekkeb bulunuyordu.

Merkez paviyonu— Dört katlı büyük ahşab köşkde 1932 de açılan hastahâne; 60 yataklıdır.

Kızılay paviyonu — Aynı bağçede yeni bir binada 1938 de açıldı, 42 yataklıdır.

Pul paviyonu — İpek ve Melek sinemalarının sahibi Fahir İpekçinin teklifi ile ve hü-kûmetden alman müsaade üzerine sinema biletlerini ihtiyarî olarak yapıştırılan 5 kuruşluk Verem Savaş Derneği pullarından elde edilen 150.000 lira i!e aynı bağçede inşâ edilmiş üç katlı beton binada 1943 yılında açıldı; 42 yataklıdır.

Süleyman Çakır paviyonu — Eskişehirli olan bu hayır sahibi vatandaşın verdiği 100 bin lira ile başlandı, bu yeni paviyon için Şeker Fabrikası 150.000, ݧ Bankası 50.000, Merkez Bankası 20.000, Kızılay 25.000 lira bağış-da bulundular, İstanbul sinemaları pul gelirinden de 150.000 lira sağlandı; dört katlı beton bina, şâir müştemilâtı ile ve sağlanan diğer ufak yardımlarla 650,000 liraya mal oldu; 1944 de açıldı; 64 yataklıdır.

Bu binanın birinci katında idare odaları, eczahâne, lâboratuvar, ameliyathane ve sinema salonu; ikinci ve üçüncü katlarında hasta yatak odaları, dördüncü katında da hastahâne personeli yatak odaları bulunmaktadır.

Ziya Said Erim paviyonu — Zâtürrieden ölen küçük çocuğunun ruhunu şad etmek için bu zâtin büyük bir bağışı ile ve bâzı müesseselerden sağlanan yardımla 1946 da yapılmış-dır; tek katlı bir bina olup 42 yataklıdır.

Sinema — S. Çakır paviyonundaki salondan gayri bağçede ayrı bir sinema binası vardır (1964).



Hakkı GÖKTÜRK ERENKÖY SOSYAL HEMŞİRE OKULU

— Verem Savaş Derneğine bağlı bir okuldur; 1943 yılında Erenköy Sanatoryomu bağçesin-de Süleyman Çakır Paviyonu üstünde açıldı. 1945 - 1946 ders yılında iki katlı yeni binasına taşındı. Orta okulu bitirmiş kızlar alınır, meslekî dersler yanında lise tahsili de verilir, lise muâdili bir okuldur. Yatılı ve ücretsizdir. Öğrencinin her türlü ihtiyâcı okul tarafından sağlanır. 1950 yılma kadar tahsil müddeti iki yıl iken bu tarihden sonra üç yıla çıkarılmış-dır. Bu hemşire okulu hâlen yalnız hastabıkı-cı (hemşire) değil, Sağlık Bakanlığı ve Ordu emrinde ve çeşidli sosyal sahada çalışmak ü-zere eleman yetişdirmektedir; bu yolda ilk mezunlarım 1956 yılında vermişdir.

Okulda verilen dersler hastahânelerde ve dispanserlerde yapılan staj tatbikatı ile takviye edilmektedir. Mezunları, Verem Savaş Derneğinin gösterdiği yerlerde üç yıl mecburî hizmete tâbi tutulur. 1962 -1963 ders yılında o-ku7da 78 öğrenci kız bulunuyordu; 1943-1962 arasında 19 yılda 139 kız hemşire diploması alarak şerefli bir mesleğe intisab etmişlerdir.

Hakkı GÖKTÜRK

ERENKÖY SİNEMASI —- İstanbulun A-nadolu yakasında açılan sinemalardandır; a-çıldığı târih ve devam süresi tesbit edilemedi; Edhem Efendi Sokağında, bu sokağın demir yolunu bir köprü ile aşdığı noktada, hemen köprü başındaki büyük kagir binadır; bina durmaktadır; altındaki dükkânlarda bir marangoz atölyesi, nalbur, bakkal vardır; üst kat odalar da mesken olarak kullanılmaktadır; sinema salonunun ne olduğu da tesbit edilemedi.

ERENKÖYÜN SİVRİSİNKLERİ — Cumhuriyet devrine kadar bir âfet hâlinde idi; E-renköyü ve etrafında geceleri cibinliksiz yatı-

ERENKÖY VAPURU

5168 —



İSTANBUL

ANSİKLOPEDİSİ

5169 —



ERER (Hüseyin Nihad)


lamazdı; bu zâlim haşere sürülerle saldırır, bilhassa çocukların nâzik derili vücudlarında adetâ yaralar açardı, dalanan göz kapaklan kapanırdı. Akşam yemeklerini çadır gibi büyük cibinlikler içinde yiyen aileler pek çokdu. Merhum Dr. Refik Saydam'ın sıhhiye vekilliği zamanında girişilen çok ciddî sivrisinek mücâdelesi tam başarıya ulaşmış, 1935 den sonra Erenköyü ve etrafında adetâ cibinlik unutulmuş, yaz gecelerinin tam huzuruna kavuşulmuştu. Son yıllarda bu mücâdele tamamen kavşamış, sivrisinek âfeti eski hâline yaklaşır olmuşdur (1968).

ERENKÖY VAPURU — Denizcilik Bankasının istanbul Limanı işletmesi vapurlarından; Devlet Deniz Yolları idaresi tarafından Boğaziçinde vapur işletme imtiyazına sâhib Şirketi Hayriyeden eşi olan diğer bir vapurla birlikte satın alınmış idi ki, bir müddet sonra da Devlet Deniz Yolları idaresi Şirketi Hay-riyenin adı geçen imtiyazı ile bütün Boğaziçi vapurlarını satın almışdır (B.: Denizcilik Bankası, cild 8, Sayfa 4416; Şirketi Hayriye).

Şirketi Hayriyenin vapurları isim ile bir-likde bacalarına konulan bir de numara taşırlardı ve Boğaziçi halkı arasında isimlerinden ziyâde numaraları ile anılırlardı; Şirketi Hayriyenin malı iken Erenköy Vapurunun numarası 70, ismi de «Ziya» idi; gemiye bu isim, bir kadirşinaslık eseri olarak şirketin en eski ve en meşhur kaptanlarından Ziya Kaptana nis-betle verilmişdi, Devlet Deniz Yollarına satılacak eşi olan 69 numaralı vapura da yine böyle bir güzel duygu ile şirkete büyük müdürlerinden Hüseyin Hâki Efendinin adı verilmişdi. Deniz Yolları İdaresinde 69 numaralı vapura da «Göztepe» adı konmuşdu; Ziya Kaptan adını taşıyan vapurun Boğaziçi sularında ilk kaptanlığını da yapmışdır (B.: Ziya Kaptan; Hüseyin Hâki Efendi).

Fransada Dünkerk tezgâhlarında sipariş ile yaptırılmış olan eşi ile birlikte hizmete 1911 yılında girmişdir; Şirketi Hayriye tarafından neşredilmiş «Boğaziçi» isimli eserdeki kayde göre sür'ati 12 mil, taşıdığı azamî yolcu sayısı 1141, olup kömür ocaklı ve makina-sı 625 beygir kuvvetindedir. Geminin boyu 47,75 metre, orta kısmında en geniş yeri de 7,65 metredir.

Erenköy Vapurunun tarihçesine, lodos fır-

tınalı bir gece seferinde Köprüden Kadıköyü-ne giderken, kahve ocağının çırağı Hüseyin isminde bir çocuğun denize düşerek kaybolması faciası da girmişdir (B.: Ayaşlı, Hüseyin, cild 3, sayfa 1502).

Bu satırların yazıldığı 1968 yılında Erenköy Vapuru 59 yaşında ve Boğaziçinde seferlerine devam etmekte idi.

ER-ENUS (Müştak) — «Şâir, avukat; 1915 de Af iyonda doğdu; babasının adı Hüseyin Lütfi, annesinin adı Şükriyedir; Eskişehir Dursun Fakih ilkokulunda, Istanbulda italyan Orta Okulunda, Haydarpaşa Lisesinde okudu (1936); istanbul Hukuk Fakültesini bitirdi (1940); Kadıköy Halk Evinde dil ve edebiyat kolunda çalışdı; Muzaffer (Oran) Hanımla evlidir; yürüyüşü, deniz sporlarını sever, Dağcılık Kulübü üyesidir; müziğe ve resime meraklıdır; italyanca ve Fransızca bilir; israil, Kıbrıs, Malta, Rodos, ispanya, Fransa, italya, Yunanistan ve Lübnana gitmişdir; şiirleri Eminönü Halk Evi Mecmuasında, Yeni Türk, Yücel, Şadırvan dergilerinde yayınlanmışdır» (Kim Kimdir Ansiklopedisi.

Istanbulda yaşayan bir şâirin hal teree-mesini daha genişçe tesbit etmek ve şiirlerinden örnek koymak ister idik, istanbul telefon rehberlerindeki adresine gönderilen mektubumuza cevap alınamadı, yukarıdaki satırlarla iktifa edildi.



Yüklə 5,01 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   72   73   74   75   76   77   78   79   80




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin