Muhabbetname


VAKİT NAMAZLARININ HİKMETLERİ VE SÜNNETLERİNİN SIRLARI



Yüklə 1,6 Mb.
səhifə79/83
tarix12.08.2018
ölçüsü1,6 Mb.
#69835
1   ...   75   76   77   78   79   80   81   82   83

VAKİT NAMAZLARININ HİKMETLERİ VE SÜNNETLERİNİN SIRLARI



SABAH NAMAZI:


İki rek’at sünnet ve iki rek’at farz olarak kılınır. Bu namazı ilk defa Âdem (A.S.) kıldı. Âdem (A.S.) Cennet’ten dünya yüzüne çıkınca dünyayı karanlık buldu. Sabah ortalık aydınlığa kavuşunca şükranî olarak iki rek’at namaz kıldı. Bunun bir rek’atı, karanlıktan kurtulduğu için, bir rek’atı da aydınlığa çıktığı içindir. Âdem (A.S.)’ in kıldığı bu iki rek’at namazın başına iki rek’at de Resûlullah Efendimiz sünnet eklemiş. Çünkü sabah namazını kılabilmemiz için bu namazın nasıl kılınacağını Resûlullah Efendimizin târif etmesi lâzımdır. İşte bu iki rek’at sünnet, bizlerin bir Mürşid-i Kâmile giderek bunu öğrenmemizi remzetmektedir. Bizler de cehâlet karanlığından kurtulduğumuz için bir rek’at, ilim ve irfâniyet aydınlığına çıktığımız içinde bir rek’at namaz kılarız. Bir kişi cehâlet karanlığından kurtularak, fiillerin fâilinin Allah olduğunu, aydınlığa kavuşunca da fiil şirkinden kurtulması ile iki rek’at namaz kılmış olacaktır.”Resûlullah'a tâbi olmak, Allah’a tâbi olmaktır.” Âyet-i Kerimesi gereğince, evvelâ Mürşîd-i Kâmile tâbi olmamız, sonra ondan öğrenip bizzat şuhûd ve icraata geçmemiz için Resûlullah'a veya Mürşîd-i Kâmile uymamız gerekmektedir. Sâlikler Mürşîd-i Kâmile gelip dâimî zikirle uyanırlarsa sabah namazına hazır olmuşlardır. İşte Mürşîdden aldığı ilimle fiillerin fâilinin kendileri olmadığını, fâilin Allah olduğunu bildiklerinde, iki rek’atlık sünnet zevkini tatmışlardır. Artık onlar iki rek’atlık farz olan sabah namazını dâimî huzurda olmak sûretiyle ifâ ederler. Sabah namazı bütün namazların şâhididir. Zira fiillerle her şey zuhûr eder. Hasan Fehmi Hazretleri:

Sabah namazına hazır olanlar

Onlardır ef'ali Hakk’a verenler

Fâil Hakk’tır diye huzur ederler

Buyurarak bir Mürşîd-i Kâmilden evvelâ zikirle uyanıp hazır olmamızı, sonra da fiillerin fâilinin Hakk olduğunu öğrenip yaşamda huzura geçmemiz sûretiyle sabah namazının sırrını bizlere bildirmiş oluyor. Şu halde iki rek’at sünnetin Mürşîde tâbi olmanın yani fenâ-i ef’âlin idrâki, diğer iki rek’at farzın da Âdem olanların fiillerinin fâilinin Hakk olduğu huzuru ile tecellî-i ef’âlin yaşama hâli olduğu anlaşılmış oluyor.


ÖĞLE NAMAZI :


Evvelâ öğle namazını dört rek’at olarak İbrahim (A.S.) şükranî olarak kılmıştır. Buna Resûlullah efendimizde dört rek’at başında ve iki rek’at sonunda sünnet ekleyerek bizlere de kılmamızı emretmişlerdir. İbrahim (A.S.) dört türlü belâdan kurtulduğu için dört rek’at öğle namazını şükranî olarak kıldı. Bu belâlar duymamız, görmemiz, konuşmamız ve kuvvetimizdir. Bunları kendimize nisbet ettiğimizde, manevî âlemimizde, bize o kadar şirk belâları getirir ki târif edilemez. İşte İbrahim (A.S.) bunların Hakk’ın olduğunu idrâk ederek, duyanın, görenin, konuşan ve kudretin Hakk’ın olduğunu zevk edince, şükranî olarak dört rek’at namaz kıldı. Resûlullah Efendimiz bu namazın başında dört rek’at sünnet ve sonunda da iki rek’at sünnet kılmakla bizlere neyi öğretmek istemektedir. Hasan Fehmi Hazretleri bir ilâhîsinde şöyle buyuruyorlar:

Öğle namazını kılan mü’minler

Her sıfatı Hakk’a nisbet ederler

Her nazar mevsûfu şuhûd ederler

Bir kişi evvelâ sıfatların mevsûfunun Hakk’ın olduğunu bilmeden, her nazar sabit sıfatlar olan mevsûfu şuhûd edemez. İşte bu sıfatların kendisinin olmadığını, Hakk’ın olduğunu öğrenmesi önce kılınan dört rek’at sünnettir. Çünkü bu sıfatların Hakk’a ait olduğunu, kişi, Mürşîd-i Kâmilden öğrenmektedir. Onun için evvelâ bu sıfatların Hakk’a ait olduğunu Kâmilimizden ilm-el yakînlik derecesinde öğrenmemiz sünnet olmuş oluyor. Her nazar mevsûfu şuhûd etmek ise yaşama geçirmektir ki o da Cenâb-ı Hakk’ın tecellîsi olduğu için bizlere farz oluyor. Şunu iyi anlamamız lâzımdır ki Kâmilden öğrendiğimiz ilm-el yakînlik derecesindeki nisbîyetlerimizin fenâ edilmesi sünnet, Hakk’ın bizlerin mazharından tecellîsi ise tecellî eden Hakk olduğu için farz olmuş oluyor. Peygamber ve evliyâların kendi varlıkları olmadığı için de onlara ‘şükrânî kılmışlardır’ diyoruz. Sonundaki iki rek’at sünnet ise bu idrâk ve zevkle enfüs ve âfâktaki tecellîleriyle şükrânî olarak Cenâb-ı Hakk’a şükrünü ifâ etmek içindir. Cenâb-ı Hakk Vahdet ve kesret tecellîlerini gösterendir. Bu sünnetler müekkede sünnetlerdendir. Müekkede sünnet demek peygamberimiz çok zaman kılmış, zaman zaman kılmamış ve bizlerin de uygulamasını istediği sünnetlerdendir. Bunlar sabah namazının sünneti, öğle namazının ilk ve son sünnetleri, akşam ve yatsı namazının son sünnetleridir. Bir de gayri müekkede sünnetler vardır ki onlar da Resûlullah Efendimiz çok zaman kılmadığı, zaman zaman kıldığı ikindi ve yatsı namazlarının farzından evvel kılınan sünnetlerdir.


İKİNDİ NAMAZI :


İkindi namazını ilk defa Yunus (A.S.) kılmıştır. Balığın karnında kırk gün kaldıktan sonra bir ikindi vaktinde balığın karnından sahile çıkınca, şükranî olarak dört rek’at ikindi namazı kıldı. Dört rek’at de evvelinde Resûlullah Efendimiz gayri müekkede olarak sünnet kıldı. Hasan Fehmi Hazretleri ilâhîsinde şöyle buyuruyorlar:

İkindi namazını cemaatle kıl

Vücûd Vücûdullah gayri yoktur bil

Cümle âlem fânî Hakk’tır bâkî bil

İşte bir sâlik de ef’âlin sıfattan, sıfatın da vücûddan tecellî ettiğini zevk ettiğinde artık gönül mescîdine girmiştir. Gönül mescîdine giren bir kişi rûhunu imam, bütün sıfatlarını cemaat yaparak yüzünü Allah’ın ‘semme vecullahına’ dönerek namaz kılar. Çünkü fiil sıfattan tecellî etmekte, vücûd da Vücûdullah yani Hakk’ın vücûdu olması idrâki ile gayrînin olmadığı bilinip bu hâl yaşanmaktadır. Neden Yunus (A.S.) balığın karnından çıkınca beş veya yedi değil de dört rek’at namaz kılmıştır. İnsanda toprak, su, hava ve ateş olmak üzere dört anasır-ı unsûriye vardır. Bunlar vücûdla ilgilidir. Bir sâlik de Yunus gibi yunus balığı olan Mürşîd-i Kâmilin tahsilinde kırk gün kalır, bu tahsilin sonunda “Beni zâlimlerden eyleme.” diyerek duâ eder ve duâsı kabûl olursa dört nisbîyetten kurtulur, dört nisbîyetten kurtulduğu için şükranî olarak dört rek’at namaz kılar ve Hakk’ın bütün tecellîlerini Hakk’ın dört anasırı olarak zevk eder. Resûlullah Efendimiz evvelinde dört rek’at sünnet eklemesinin hikmeti ise evvelâ bu nisbîyetlerden kurtulmak ve öğrenmektir. Cümle âlemin fânî olduğunu bilmek sünnettir. Cümle âlemin bâkîliğini zevk edip yaşamak ise farzdır. Bunu uygulama mazharları ise şükranî olarak ifâ ederler. ‘Farzdan evvel kılınan sünnet neden gayri müekkededir’ diye soracak olursanız güneş doğarken evvelâ bir kızarıklık zuhûr eder, ondan sonra güneş her tarafı aydınlatır. Aynen onun gibi bazı kişilerde hakîkat güneşi ağırdan geldiği için kızarıklıkla gelir. Onlar gayri müekkede sünnet kılmalıdırlar. Bazılarında ise, hakîkat güneşi kızarıklık olmadan tecellî eder. Onlar bu gayri müekkede sünneti çok zaman iptal etmiş olurlar. İşte bu idrâke binâen gayri müekkede denmiştir.



Yüklə 1,6 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   75   76   77   78   79   80   81   82   83




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin