Dedi ki: 'Ey annemin oğlu, sakalımı ve başımı tutup-yolma. Ben, senin: 'İsrailoğulları arasında ayrılık çıkardın, sözümü önemsemedin' demenden endişe edip korktum.'
Edip Yüksel Meali
Dedi ki, "Anamın oğlu, sakalımı ve başımı çekme. 'İsrail oğullarını neden böldün, neden sözümü tutmadın?' diye bana çıkışacağından korktum."
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Harun: "Ey anamın oğlu! Sakalımı ve başımı (saçımı) tutma. Ben senin 'İsrailoğulları arasında ayrılık çıkardın, sözüme bakmadın' diyeceğinden korktum." dedi.
Süleyman Ateş Meali
(Harun, kardeşini yumuşatabilmek için): "Ey anamın oğlu, dedi, sakalımı, başımı tutma. Ben senin 'İsrail oğulları arasında ayrılık çıkardın, sözümü tutmadın' diyeceğinden korktum (da onun için idare yoluna gittim)."
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Hârun dedi: "Ey annemin oğlu! Sakalımı, başımı tutma! Ben senin şöyle diyeceğinden korkmuştum: "Beniisrail arasına ayrılık soktun, sözüme bağlı kalmadın!"
Yusuf Ali (English)
(Aaron) replied: "O son of my mother! Seize (me) not by my beard nor by (the hair of) my head!(2618) Truly I feared lest thou shouldst say, ´Thou has caused a division among the children of Israel, and thou didst not respect my word!´"(2619) *
M. Pickthall (English)
He said: O son of my mother! Clutch not my beard nor my head! I feared lest thou shouldst say: Thou hast caused division among the Children of Israel, and hast not waited for my word.
Tâ-Hâ Suresi 95
قَالَ
dedi ki
فَمَا
nedir?
خَطْبُكَ
senin amacın
يَا سَامِرِيُّ
Ey Samiri
Türkçe Transcript (*)
Kâle femâ ḣatbuke yâ sâmiriyy(u)
Ali Bulaç Meali
(Musa) Dedi ki: 'Ya senin amacın nedir ey Samiri?'
Edip Yüksel Meali
Dedi ki, "Peki, senin savunman nedir, Samiri?"
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
(Hz. Musa bu defa Sâmirî'ye dönerek) "Ey Sâmirî! Senin bu yaptığın nedir?" dedi.
Süleyman Ateş Meali
(Musa, Samiri'ye döndü): "Ey Samiri, ya senin amacın nedir?" dedi.
Dedi ki: 'Ben onların görmediklerini gördüm, böylece elçinin izinden bir avuç alıp atıverdim; böylelikle bana bunu nefsim hoşa giden (bir şey) gösterdi.'
Edip Yüksel Meali
Dedi ki, "Onların görmediğini gördüm, elçinin öğretisinden bir kısmını alıp attım. Böyle uygun gördüm."
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Sâmirî: "Onların görmedikleri bir şey gördüm: (Sana gelen) ilâhî elçinin (Cebrail'in) izinden bir avuç (toprak) aldım ve onu (erimiş mücevheratın içine) attım. Bunu, bana böylece nefsim hoş gösterdi" dedi.
Süleyman Ateş Meali
(Samiri): "Ben dedi, onların görmediklerini gördüm. Elçinin eserinden bir avuç aldım da attım; nefsim bana böyle (yapmayı) hoş gösterdi."
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Sâmirî dedi: "Onların görmediklerini gördüm. Resulün izinden bir avuç avuçladım da onu attım. Nefsim bana böylesini hoş gösterdi."
Yusuf Ali (English)
He replied: "I saw what they saw not: so I took a handful (of dust) from the footprint of the Messenger, and threw it (into the calf): thus did my soul suggest to me."(2621) *
M. Pickthall (English)
He said: I perceived what they perceive not, so I seized a handful from the footsteps of the messenger, and then threw it in. Thus my soul commended to me.
Dedi ki: “Haydi çekip git, artık senin hayatta (hakettiğin ceza: 'Bana dokunulmasın') deyip yerinmendir.' Ve şüphesiz senin için kendisinden asla kaçınamayacağın (azab dolu) bir buluşma zamanı vardır. Üstüne kapanıp bel bükerek önünde eğildiğin ilahına bir bak; biz onu mutlaka yakacağız, sonra darmadağın edip denizde savuracağız.'
Edip Yüksel Meali
Dedi ki, "Defol! Hayatın boyunca yakına bile gelme. Sana söz verilen bir an var ki ondan kaçamıyacaksın. Tapmakta olduğun tanrına bak, biz onu yakıp denize savuracağız."
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
(Musa ona şöyle) dedi: "Haydi çekil git. Artık senin için hayat boyunca, 'benimle temas yok' diye söylemen var (bir vahşi gibi yapayalnız yaşamağa mahkum olacaksın). Hem senin için asla kaçamayacağın bir ceza daha vardır. Bir de ibadet edip durduğun ilâhına bak; elbette biz onu yakacağız, sonra da kül edip muhakkak onu denize savuracağız."
Süleyman Ateş Meali
(Musa): "Git, dedi. Artık hayat boyunca sen: 'Bana dokunmayın!' diyeceksin (toplumdan refüze edilip yalnız başına kalacaksın), sana va'dedilen bir ceza var ki ondan asla şaşırılmayacaksın (mutlaka o cezanı tam zamanında bulacaksın). Şimdi durup taptığın tanrına bak. Biz onu yakacağız, sonra onu ufalayıp denize savuracağız."
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Mûsa dedi: "Defol, çünkü sen, hayatın boyunca "Bana dokunmayın!" diyeceksin! Ve senin için asla kurtulamayacağın bir hesap zamanı da var. O başını bekleyip durduğun tanrına bir bak! Onu kesinlikle yakacağız, sonra da un-ufak edip denize dökeceğiz."