Hü Dost
“Biz İran’lı-Turan’lıyız
Dizarımız sersem baba
Dinimiz ve imanımız
Gülzarımız Sersem Baba
Gül gibi şerbet içerler
Kafirin başın ezerler
Yezidler andan ürkerler
Hünkarımız Sersem Baba
Recep Paşa ulumuzdur
Edep erkan yolumuzdur
Şeriat de kavlimizdir
İmdadımız Sersem Baba
Bu fakirin hanenizde
Yüz süründük nurünuza
Nice yıl hizmetinizde
İkrarımız Sersem Baba”
Nefeste sözü edilen Sersem Baba, Bektaşi tarikatının ilk dedebabası Sersem Ali Dedebaba’dır. Hicri 922 ile 977 yılları arasında görev yapmıştır. Hacı Hamza Baba Tetova Dergahı’nda hizmet ettiği yıllarda bu nefesi yazmıştır. Bu dergahın bir ismi Harabati Sultan olduğu gibi bir diğer ismi de Sersem Ali Baba Dergahı’dır. Halen Dergah Hazeresinde Sersem Ali Baba’ya ait bir merkat bulunmaktadır. Esasen Sersem Ali Babanın kabri Hacı Bektaş Veli’nin, Kırklar avlusu yanındaki Sulucakarahöyük’teki hazeresindedir. Bu dergaha Tetova’nın eski isminden kinaye olarak Kalkandelen Tekyesi’de derler.
Öte yandan yine nefes de ismi geçen Recep Paşa Kalkandelen sancak beyidir. Hicri 1208 tarihinde Tetova Dergahı postnişini Hacı Hasan Baba’dan Bektaşi icazeti almıştır. Bu yörede bulunan arazilerini (Şipska Dağı etekleri) dergaha vakfetmiştir. Maalesef yıllar geçince torunları vefakar çıkmamışlar ve dergahın arazilerine el koymak maksadıyla, önce Hacı Hamza Babayı ve daha sonra Kazım Bakali Baba’yı devlet gücü ile dergahtan uzaklaştırmışlardır. Bugün Makedonya sınırları içinde bulunan bu dergahın temyiz hakkı 1993 yılında yeniden Bektaşilere verilmiş olup, dergahın bugünkü postnişini olan Tahir Emini Baba 1996 yılında Hacı Bektaş ilçesine uğramış ve merhum Babam, Halife Turgut Koca Baba ile tavassut sağlamıştır. Öte yandan Cem Dergisi’nin değerli yazarlarından Murat Küçük Bey’de bu dergaha bizzat ulaşmış olup Tahir Baba ile gerçekleştirdiği geniş ölçekli bir röportajı, Cem Dergisi’nin, Aralık 1996 sayısında neşretmiştir. Recep Paşa ise M.1822’de vefat etmiştir.
Efendim, konumuzun esası olan Yakova Dergahı’nın dokuzuncu postnişini Hacı Hamza Baba Rümi (1366)-Miladi (1946) tarihinde Hak’ka yürümüştür. Hacı Hamza Baba (1937) yılında Türkiye’ye gelmiş ve İzmirli Hüseyin Hüsnü Erdekut Baba ile de bir görüşme gerçekleştirmiştir.
-
Kazım Bakali Sipaho Baba: Kazım Baba, Yakova doğumlu mücerret babalardandır. Üsküp Dar’ül-Muallim Mektebi mezunudur. Babası yörede tanınmış bir Bektaşi olan Derviş Selim Cemali’dir. Sülben fakiyr kulunuzun akrabalarındandır. Arnavutluk’un son kralı Zogo’nun, Savunma Bakanı Bayram Çuriye’nin özel sekreterliğini yapmıştır. Kroya (Akçahisar), Elbasan, Velican ve Timor Bektaşi dergahlarında hizmet etmiştir. 1921 yılında Babalık icazeti almıştır. 2’inci Dünya Savaşı sırasında, Tetova / Harabati Baba Dergahı’nda postnişin iken Recep Paşa’nın torunlarınca taciz edilmiş ve 1941 yılında Yakova Dergahı’na muhacir olarak taşınmıştır.
1927 yılından sonra, son Hacı Bektaş Veli postnişini Salih Niyazi Dedebaba’nın, Türkiye Cumhuriyet Hükümetince yurt dışına çıkarılması sonrası, Salih Niyazi Baba’yı devre dışı bırakan Arnavut Bektaşiler, 1930 yılında Tiran kentinde; Priştine, Kroya (Akçahisar), Elbasan, Korche (Görice), ve Fraşeri Tekyelerinden gelen delege babalar ile On İkiler Meclisi adı verdikleri, edep-erkan ve usül dışı bir kurum oluşturmuşlar ve tamamen Arnavutluk sınırlarına atfen bir sözde dedebaba seçmişlerdir. Seçtikleri bu dedebabanın ismi Ahmet Muhtar Baba’dır. Daha sonraları Enver Hoca ile birlikte iyice siyasallaşan bu kurum 1945 yılı kongrelerinde (?) Komünist hükümetin desteği ile Cafer Sadık Baba’yı dedebaba ilan etmişlerdir. İşte bu Cafer Baba, Kazım Bakali Sipaho Baba’ya Halifelik icazeti vermiştir.
Arnavutlar tarafından çok sevilen Kazım Bakali Baba, oldukça iyi düzeyde Türkçe, Arnavutça, Sırpça, Fars’ça, Arapça, Fransızca ve Latince okur ve yazar idi. Öte yandan, hemen hemen aynı teknik meziyetlere sahip A.B.D’nin Detroit kentinde bir Bektaşi Dergahı uyandıran Jirekastro’lu bir Arnavut olan Recep Ferdi Baba ile (vefatı; 1995) hiçbir zaman temas kurmak istememiştir. Hatta Recep Ferdi Baba’nın, usul ve adaba uygun olarak aldığı Halifelik icazetinin sırf Bedri Noyan Dedebaba tarafından verilmesini bahane ederek, yok saymıştır. Yine kendisi dedebaba olmadığı halde, kendisine ulaşan, Tire-Horasanlı Ali Baba Dergahı postnişini Hasan Balım Baba’ya, usul ve erkan dışı halifelik vermiştir. Hasan Balım Baba, bu nedenle ihvanından yoğun eleştirilere hedef olması üzerine “Tecdid-i Vüzü” erkanına tabi tutularak, Bedri Noyan Dedebaba’dan 1975 yılında yeniden halifelik erkanı görmek zorunda kalmıştır.
1967 yılında, Aydın’da ikamet eden Bedri Noyan Dedebaba’yı ziyaret ederek Balım Sultan Erkannamesi’nin teamül prensipleri üzerine bir mutabakatı kabul etmiş ancak birkaç yıl sonra, İzmir’de mukim Cafer Tuncer Baba’ya yeniden Halifelik icazeti vermekten çekinmemiştir.
Kazım Bakali Baba 1983 yılında Hakk’a sırlanmış olup, Yakova Bektaşi Dergahı’nın postnişin serüveninin son üyesi olarak tarih de ki yerini almıştır. Dervişlerinden İsa Baba ise İstanbul Sağmalcılarda Kanatlar Dergahı postnişini olarak yakın zamanlara kadar hizmet görmüştür.
Yakova Dergahı’nın bugün için boş olan postnişinlik makamına, kısa bir süre sonra bugünün Dedebabası İzmirli Mustafa Eke Baba tarafından bir atama yapılacaktır. Diğer yandan Recep Ferdi Baba’nın vefatı ile boşalan A.B.D Detroit Dergahı postnişinliğine Ağustos 2001 tarihinde, Mustafa Eke Dedebaba tarafından, mücerret halife Felamur Baba nasbedilmiştir.
Kazım Bakali Baba’nın mürşidi Jirokastro Dergahı postnişini Selim Rühi Baba’dır.
Yakova Dergahından Yazıt Özetleri
Yakova Dergahı Hazeresinde mebzül miktarda Bektaşi büyüklerine ait Kabre rastlamak mümkündür. Oldukça bakımlı olan dergahtaki Kabir Şahidelerinden birisi aşağıdaki gibidir. Şahideyi ünlü Şair Nakdi Baba yazmıştır.
Hü Dost...
“Semt-i canan’dan esüp bad-ı saba
İrci-i emrine ettim küy-u merhaba
Menbaımdır daima al-i aba
Nam-ı tev’il eyledi Nakdi Baba”
Yine dergahtaki; Şemsi bir levha da aşağıdaki gibidir. (Muhuddin Raif’e ait bir Rubai’dir.)
Hü Dost
“Müh-i rih-i can’dır dudağın ey püser
Meserred güldür yanağın serteser
Mest olupdur gözlerin kanım içer
Muhyi ana kim eylemesin şür-u şer”
Derviş Muhüddin Raif
Efendim, Yakova Dergahı’nın uzun tarihini, naçizane özetlemeye gayret ettik. Kusurlarımızı berrak niyetimize sayınız.
Cem Dergisi, Şubat 2002
Dostları ilə paylaş: |