147:5,6 Rab büyüktür, çok güçlü ve anlayışı sınırsızdır. Mazlumlara yardım eder ve neşelendirir; onlara zulmeden kötüleri yere çalar.
147:7-9 Tanrı’ya doğanın mükemmelliği için teşekkür edilmeli ve övgü sunulmalıdır. Gökleri bulutlarla kaplayan Rab’be minnettarlığımızı ezgilerle ifade etmeliyiz. Yağmur ve yeryüzü için gerekli olan her şeyi Sağlayan’a ezgiler mırıldanmalıyız. Tepeleri örten otlar için O’nu övmeliyiz. Bulutların, yağmurun ve otun önemi hakkında birçok kitap yazılabilirdi.
Bütün yüceliğine rağmen, vahşi hayvanların yiyeceğini sağlamakla da ilgilenir ve aç kuzgunların ötüşlerine karşılık verir.
147:10,11 Ruhsal olana fiziksel olandan çok önem verdiği için O’na tapınılmalıdır. Süvari bölüğündeki atlardan ya da yaya askerlerin güçlü fiziklerinden etkilenmez. Rab kendisinden korkanlardan, sevgisine umut bağlayanlardan hoşlanır.
147:12-14 Yeruşalim’e olan iyiliği nedeniyle O’na tapınılmalıdır. Burada dört farklı bereket göze çarpmaktadır:
Sivil güvenlik – kuşatmaya karşı şehir kapılarının kol demirlerine güç katar.
Aile içindeki mutluluk – insanlar kutsanmış bir yaşamın tadını çıkarırlar.
Ulusal rahatlık – ülkenin sınırlarını esenlik içinde tutar.
Zirai refah – insanları yiyeceklerin en iyisiyle doyurur.
147:15-18 RAB övülürken doğadaki elementler üzerindeki denetimi de unutulmamalıdır. Buyruğunu gönderdiğinde sözü çabucak etkileyici sonuçlar üretir. Yeryüzü, yün bir battaniyeymişçesine karla kaplanır. Yeri beyaz küle
benzeyen kırağıyla örter. Aşağıya iri dolu taneleri savurduğunda, telaşla sığınağa koşmayan var mıdır? Sonra buyruklarını değiştirir; kar ve buz erirler. Güney rüzgarı ısının değişmesini sağlar; bahar rüzgarı eser. Aynı şekilde insan ilişkilerinde de karanlık ve uzun kışları, sıcak bahar ayları izler.
147:19,20 Son olarak, İsrail’e yaptığı iyilik nedeniyle onurlandırılmalıdır. Kurallarını ve ilkelerini bu ulusa bildirmişti. Başka hiçbir ulusa bu iyiliği yapmadı. Diğer uluslar onun yasasını almadılar. Williams bu konuda şunları yazar:
İsrail’i, sözüne emanetçi ve dünyayla iletişimine kanal olarak seçmiş olması (19, 20’nci ayetler), hem Musa’yı hem de Pavlus’u hayrete düşürerek tapınmaya yöneltmiştir (Yas.4:8; Rom.3:2; 11:33).105
148. Mezmur: Yaratılış Korosu
Daha önce çeşitli korolar gördüm ve dinledim, ama hiçbirisi buna benzemi-yordu. Koro bütün yaratılıştan, canlı cansız bütün varlıklardan oluşmuştu. Evren sıra sıra dizilmiş sayısız koltukların yer aldığı koronun dinlendiği balkonlardır.
148:1-6 Koronun en üst sırasında göklerden Rab’bi öven melekler, Yah-ve’nin görkemini ezgilerle dile getiren göksel ordular yer almaktadır. Güneş, ay ve yıldızlar bir alt sıradadır; göklerin göklerine ve suyla dolu bulutlara, “O’na övgüler sunun” denir. Hepsi yaratıcıları olan Tanrı’yı, sözüyle her şeyi var edeni onurlandırırlar. Yarattıklarına süreklilik ve denge sağlayan, yaratılışını değişmeyecek olan belirli yasa ve ilkeler üzerine kuran O’dur.
148:7,8 Koronun alt sıralarında deniz canavarlarını ve okyanuslarda kaynaşan yaşamı görürüz. Onlar da kendilerini Tanrı’nın elinin yarattığına tanıklık ederler. Şimşek, dolu, kar, bulutlar, O’nun buyruğuna uyan fırtınalar bize RAB’bin bütün mevsimleri ve hava koşullarını denetlediğini ve kendi isteğini yerine getirmeleri için onlara buyruk verdiğini hatırlatır.
148:9,10 Sonra bütün dağlar ve tepeler gelir; başlarını hayranlıkla kaldırmışlardır. Ürün veren ya da yalnızca kereste haline gelmeyi kabul eden bütün ağaçlar korodadırlar; dallarını O’nun adına kaldırırlar. Yabanıl ve evcil hayvanlar, sürüngenler, kuşlar, hepsi Rab’bin bilgelik ve gücünü överek ezgiler söylerler.
148:11,12 Koronun ön sıralarına geldiğimizde, büyük bir insan topluluğu görürüz: Yeryüzü kralları, prensler, önderler ve halklar, delikanlılar ve genç kızlar, yaşlılar ve çocuklar. Hepsi başları eğik ve ağızları açık olarak RAB’be tapınırlar.
148:13,14 Koro, adı her adın üstünde olan ve görkemi eşsiz olan Rab’bin adını övmektedir. Koronun söylediği ezginin özel bir konusu vardır. Rab’bi İsrail halkı için yaptıklarından dolayı yüceltirler. Halkı için Mesih’i göndermiş ve halkını güçlü kılmıştır. Rab İsa’nın ikinci gelişinde kutsalların O’nu övmesi için özel fırsat sağlanmıştır. İsrail halkı koronun önünde özel bir konumdadır. Yenilenen ulus aracılığıyla bereket bütün dünyaya akar. Koro bu nedenle büyük bir övgü sözüyle birleşir: “RAB’be övgüler sunun!”
149. Mezmur: Tanrı’ya Yüce Övgüler
Bu mezmur iki bölümden oluşur. Birincisinde (1-6a. ayetler) kutsallar ezgi söyler, ikincisinde (6b-9. ayetler) egemenlik sürerler. Söz konusu olan dönem, Rab İsa’nın yeryüzüne dönerek uzun zamandır beklenen egemenliğini kurduğu zamandır.
149:1-3 İsrail’in söylediği yeni ezgi yaratılış, kurtuluş ve egemenlik ezgisidir. Yahve’nin doğal ve ruhsal yaratılışın kaynağı ve görkemli kralı oluşuna sevinirler.
O’nu yalnızca ezgiyle değil, dans ederek de överler. İmanlı dans edebilir mi? Evet, Rab’bin önünde kutsal ve saf bir zevkle dans etmek, gerçek ruhsal sevincin ve tapınmanın bir ifadesi olarak Tanrı’nın önünde uygundur. Ancak bu ayeti günümüz danslarına uyarlamak doğru olmaz. Ayetteki dansla kötüye kullanılan dans arasında fark vardır. Mezmur yazarı burada yalnızca dansın kutsal kullanımından söz eder. Aynı şey enstrümantal müzik için de geçerlidir. Eğer zilli tefler ve lirlerin dili olsaydı, hepsi Rab’be ezgiler söylemeyi arzulardı. Genellikle dans ve ezgilerin şehvetle ilişkisi vurgulanır. Ancak, uygun kullanımı iyi, kötüye kullanımı korkunçtur.
149:4-6a Bu kutlama ezgilerindeki böylesine bol övgünün nedeni, Rab’bin yenilediği halkından hoşlanmasıdır; sadık bakiyesi için ödül olarak bir zafer tacı hazırlamıştır. Büyük sıkıntı dönemi geçmiştir; yağmurdan sonra güneşin parladığı bir gündür.
İnsanlar Yücelik Kralı’yla birleşmiş oldukları için O’nun yüceliğinde sevinmek için yeterli nedenleri vardır. Gündüz tahtlarında otururken sevinçli ezgilerle coşmak, geceleri de yataklarında sevinç ezgileri okumak için nedenleri vardır.
149:6b-8 Görüldüğü gibi, 6’ncı ayetin ortasında ani bir değişiklik olur. Bu noktadan mezmurun sonuna kadar İsrail yargılayan ve adalet dağıtan rolünü üstlenir. Bu, Mesih’in dönüşünde İsrail’in düşmanlarının yıkımına işaret ediyor olabilir. Bu yargı Rab tarafından uygulanacaktır, ama ulusun buna bir mecaz olarak katılımı düşünülmüş olabilir. Ama benim düşünceme göre bu ifade, bin yıllık dönem sırasında ulusların başı rolünü üstlenecek olan İsrail’i belirtmektedir. Rab İsa bu dönemde demir bir asayla egemenlik sürecektir (Va.2:27). Elçiler, İsrail’in on iki oymağını yargılamak için tahtlarda oturacaklardır (Mat. 19:28). İsrail, ulusların yönetiminde pay alacaktır (Dan.7:22).
Bu nedenle kutsalların ellerinde uluslardan öç almak ve halkları cezalandırmak üzere iki ağızlı kılıçlar bulunmaktadır. Başkaldıran krallar ve soylular, zincirlere ve demir prangalara vurulacaktır. Bu dönemde adaletin kusursuz doğruluğu egemenlik sürecektir.
149:9 O gün geldiğinde İsrail’in üstleneceği onurlu rol, başkaldırma ve yıkımlar sırasında cezalandırma yetkisine sahip olmak olacaktır.
Yeni Antlaşma kutsallarının da Mesih’in gelecekteki egemenliğinde pay alacakları gerçektir. 1.Korintliler 6:2, 3’te bu konuya ilişkin bilgi bulunmaktadır.
150. Mezmur: RAB’be Övgüler Sunun!
Büyük finale ulaşmış bulunuyoruz. Yaratılışın, gerçek yazgısının Tanrı’ya tapınmak olduğunu fark etmekten daha anlamlı bir sonuca ulaşması mümkün müdür? Mezmur övgü konusundaki dört anahtar soruyu yanıtlar: Nerede, ne, nasıl ve kim?
Yaratılışın amacı Tanrı’nın yüceliğiydi. İnsanoğlu bu nedenle varoluşunun gerçek nedenine Rab’bi övmekle kavuşur. Shorter İlmihali’nde kısaca ve en açık şekilde belirtildiği gibi, “İnsanın ulaşacağı en yüce konum, Tanrı’yı yüceltmek ve O’ndan sonsuza kadar zevk almaktır.”
150:1 Ama nerede? O’nu kutsal yerinde ve gücünü gösteren göklerde övmeliyiz; başka bir deyişle O’na yeryüzünde ve gökyüzünde, yani her yerde övgüler sunmalıyız. O’na tapınamayacağımız hiçbir yer yoktur.
150:2 Ne amaçla? Güçlü işleri için ve eşsiz büyüklüğüne yaraşır biçimde övülmelidir. Bizim için yaptıklarından dolayı ve Tanrı olduğu için O’nu övmeliyiz. Ama yalnızca olağanüstü yüceliği için değil, aynı zamanda eşsiz büyüklüğüne yaraşır biçimde de övmeliyiz. Yaratıcımız ve Kurtarıcımız’ın üstünlüklerini anlatırken coşku duymamak bir günahtır.
150:3-5 Nasıl? Her tür müzik aletinin bulunduğu bir orkestrayla. Savaşa özgü buyruklar veren boru. Kulağı okşayan pastoral tonlarıyla çenk. Yumuşak ve tatlı nağmeleriyle lir. Dansa eşlik eden şen ve neşeli sesler çıkaran tef. Viyolonsel, kontrbas, keman, mandolin ve gitar gibi her tür yaylı sazlar, Yüce Kral’ı onurlandırmak için müzik dünyasındaki her nota ve çalgı telini esir ederler. Flüt, obua, klarnet gibi nefesli çalgıların hepsi bu filarmonik fantezideki yerlerini almışlardır. Vurmalı çalgılar özellikle gürültüyle kırılan ve yüksek sesler çıkartarak çarpıştığında kulakları tırmalayan büyük zil, şükran ve sevinç ilahisini amin sesleri arasında sona erdirir.
150:6 Bu, bizi son soruya ulaştırır: Kim? Yanıt elbetteki, “Bütün canlı varlıklar RAB’be övgüler sunsun”dur. Yeryüzünün bütün seslerinin buluştuğu koroya, hep birlikte yüksek sesle Tanrı’yı övmesi için başlama işareti verilmiştir. Haleluya! RAB’be övgüler sunun!
DİPNOTLAR
1 (Giriş) Graham Scroggie, Daily Notes of the Scripture Union.
2 (Giriş) Albert Barnes, Notes on the Book of Psalms, I:xix.
3 (Giriş) C. S. Lewis, Reflections on the Psalms, s.10.
4 (Giriş) F. W. Grant, “Psalms,” in The Numerical Bible, III:10.
5 (1:3) “Ekilmiş” (shātûl) olarak çevrilen sözcüğün birebir anlamı, bir yerden çıkarıp başka yere dikmektir. (Koehler-Baumgartner, Lexicon in Veteris Testamenti Libros, s.1015); yeniden doğmuş bir kişinin görünümüne uygundur.
6 (1:3) D. L. Moody, Notes from My Bible, s.64.
7 (2:Giriş) Elçilerin İşleri 4:25-28’de, Petrus ve Pavlus, 2. Mezmur’u Mesih’in redde-dilişine bağlamışlardır. Hirodes, Pontius Pilatus, diğer uluslar ve İsrail halkı, Me-sih’i öldürmek için birleştiğinde, bu olayın kısmen gerçekleştiği doğrudur. Ancak, tam olarak gelecekte gerçekleşecektir.
8 (3:1, 2) International Standard Bible Encyclopedia, III:2096.
9 (4:1) Charles H. Spurgeon, “Choice Gleanings Calendar”dan alıntı yapmıştır.
10 (5:Giriş) Koehler ve Baumgartner, miktam sözcüğünün, Akkadiya dilindeki örtü sözcüğüyle ilişkisi olduğunu varsaydıklarından bu, “kefaret mezmuru” anlamına gelebilir.
11 (8:5) İbranice metinde Elohim sözcüğü geçmektedir. NKJV’nin dipnotuna bakınız.
12 (9:Giriş) 10. Mezmur, İbrani alfabesinin ikinci yarısı üzerine kurulmuştur, bu nedenle bazıları 9 ve 10. Mezmurlar’ın aslında tek olduklarına inanırlar.
13 (10:Giriş) Önceki notlara bakınız.
14 (14:1) Henry Bosch, Our Daily Bread.
15 (14:1) Barnes, Psalms, I:114.
16 (16:3) Belge bulunmamaktadır.
17 (17:15) E. Bendor Samuel, The Prophetic Character of the Psalms, s.26.
18 (19:3, 4a) Immanuel Kant, General History of Nature, daha fazla belge bulunma-maktadır.
19 (19:7-9) Wallace’s Kant, Alexander Wright’ın The Psalms of David and the Higher Criticism ya da “Davut İsrail’in Tatlı Mezmur Yazarı mıydı?” adlı yapıtından alıntı yapmıştır, s.109.
20 (19:12) Barnes, Psalms, I:175.
21 (23:Giriş) J. R. Littleproud, daha fazla belge bulunmamaktadır.
22 (24:9, 10) F. B. Meyer, F. B. Meyer on the Psalms, s.35.
23 (25:Giriş) 18’inci ayette “k” (kof) harfi olması gerekirken 18 ve 19’uncu ayetlerin ikisinde de “r” (reş) harfi bulunur.
24 (26:12) J. C. Ryle, Expository Thoughts on the Gospels, Luke, II:239.
25 (29:10, 11) W. E. Vine, Isaiah, s.205.
26 (29:10, 11) H. A. Ironside, Studies on the Psalms, s.173.
27 (31:Giriş) Lewis, Reflections, s.10.
28 (32:8, 9) Jay Adams, Competent to Counsel, s.124.
29 (34:8, 9) G. Campbell Murdoch, From Grace to Glory, s.66.
30 (34:10) Bazı araştırmacılar, “genç aslanlar” ifadesinin “Tanrı’yı inkâr edenler” olarak okunmasını isterler, ancak ayetin anlamı aynı kalır.
31 (36:5) Albert Barnes, The Bible Commentary, Psalms, l.cilt, s.312.
32 (36:5) Arthur W. Pink, The Attributes of God, s.47.
33 (36:7) John Brine, The Attributes of God’dan alıntı yapılmıştır, Arthur W. Pink, s.80.
34 (37:5, 6) Barnes, Psalms, I:320.
35 (37:28) F. W. Dixon, daha fazla belge bulunmamaktadır.
36 (50:1) Aynı İbranice sözcük (eretz) hem yeryüzü hem kara anlamına gelir.
37 (50:8) Meyer, Psalms, s.63.
38 (52:8, 9) Grant, “Psalms,” III:212.
39 (53:Giriş) 14. Mezmur’da Yahve ismi dört, Elohim ismi ise üç kez kullanılmıştır. Elohim ismi burada yedi kez geçer.
40 (54:7) G. Campbell Morgan, An Exposition of the Whole Bible, s.240.
41 (58:8) W. Graham Scroggie, Psalms, s.50.
42 (58:9) A. Maclaren, W. Graham Scroggie tarafından Mezmurlar’dan alıntı yapılmış-tır, II.49.
43 (58:10) Morgan, Exposition, s.242.
44 (60:9) NKJV editörleri, 8’inci ayetin alıntı işaretiyle sona erdiği konusunda anlaştık-larını gösterirler.
45 (61:2) Matta 16:18’e ilişkin G. Campbell Morgan şöyle der: “O’nun Yahudiler’e konuştuğunu hatırlayın. Eğer sözcüğün mecazi kullanımını İbranice Kutsal Yazılar aracılığıyla izlersek, asla insanı değil, daima Tanrı’yı simgelemek için kullanıldığını görürüz. Bu nedenle Sezariye bölgesindeki Filipi’de kurulan kilise Petrus’un üzerine kurulmamıştır. İsa, konuşma mecazlarıyla oynamadı. Eski İbrani örneğinde daima Tanrılığın simgesi olan kaya sözcüğünü kullanarak şunu kastetti: “Diri Tanrı olan Mesih’in üzerine kilisemi kuracağım.” Morgan’ın ifadesine belki bir istisna olarak Yasa’nın Tekrarı 32:31 örnek gösterilebilir: “Bizim Kayamız onların kayasına benzemez.” Ama burada bile, kaya sözcüğü bir tanrılığı simgelemektedir (sahte bir tanrı olsa da).
46 (66:8-12) Williams, Student’s Commentary on the Holly Scriptures, s.67.
47 (67:6, 7) Franz Delitzsch, “Psalms,” in Biblical Commentary on the Old Testament, XII:240.
48 (68:11-13) İbranice’de “bunu duyurmuş olanlar” sözcüğü (hamebasserôt) dişil çoğuldur.
49 (68:24) Lewis, Reflections, s.45.
50 (71:Giriş) John G. Bellett, Short Meditations on the Psalms, s.76.
51 (71:14-16) Williams, Commentary, s.72.
52 (81:Giriş) Merrill F. Unger, Unger’s Bible Dictionary, s.350.
53 (81:8-10) Gaebelein, Psalms, s.316.
54 (83:13-18) Morgan, Exposition, s.252.
55 (86:17) E. W. Bullinger, The Companion Bible, Ek 32, s.31.
56 (86:17) Grant, “Psalms,” III:330.
57 (87:Giriş) Teddy Kollek and Moshe Pearlman, Jerusalem, A History of Forty Centuries, s.12.
58 (87:6) Belge bulunmamaktadır.
59 (87:6) Gaebelein, Psalms, s.332.
60 (88:11, 12) The New Bible Commentary, s.474.
61 (88:13-18) A. G. Clarke, Analytical Studies in the Psalms, s.219.
62 (93:5) Williams, Student’s Commentary, s.372.
63 (94:Giriş) Pink, Attributes, s.75.
64 (96:11-13) Yehova, YHVH sessiz harfleriyle Adonay (Rab) sesli harflerinin bileşi-minin geleneksel bir telaffuzudur. İbranice ad büyük olasılıkla Yahve olarak telaffuz edilirdi. Tanrı’nın adını saygısızca kullanmaktan korktukları için Yahudiler, metinde ne zaman kutsal YHVH harflerini görseler, “Rab” için Adonay sözcüğünü kullanır-lardı. 11’inci ayetin ilk cümlesindeki dört İbranice sözcüğün ilk harflerinin, Tanrı-nın kişisel adı olan Yahve (YHVH) sözcüğünü heceliyor olmaları dikkat çekicidir. KJV ve NKJV’de Tanrı’nın “RAB” adı büyük harflerle yazılıdır. Ama Kutsal Kitap-tan yapılan alıntılarda genellikle büyük harfleri kullanmazlar.
65 (97:6a) Gaebelein, Psalms, s.363.
66 (98:4-6) Bk. F. W. Grant, “Psalms,” III:363. Bu sözcükle ilgili bir önceki açıklama-ya da bakınız. Yasa’nın Tekrarı 32:43’te bulunan bu ifade aynı zamanda Ölü Deniz Tomarları ve LXX’de (Yetmişler) de bulunur. Yahudi geleneğinin koruyucuları bu ifadeyi silmiş olabilirler, çünkü Hıristiyanlar, ayeti, Mesih’in tanrılığını desteklemek için kullanmışlardır (İbr.1:6’da olduğu gibi).
67 (100:Giriş) Barnes, Psalms, III:56.
68 (101:2) Clarke, Psalms, s.247.
69 (101:7, 8) Grant, “Psalms,” III:368.
70 (104:31, 32) J. J. Stewart Perowne, The Book of Psalms, II:234.
71 (109:30, 31) Meyer, Psalms, s.133.
72 (Arasöz) Unger, Bible Dictionary, s.231.
73 (Arasöz) Barnes, Psalms, I:xxxvii.
74 (Arasöz) Scroggie, The Psalms, s.32.
75 (110:1) KJV ve NKJV’de, büyük harflerle yazılmış “RAB” ifadesi, daima Yahve’nin karşılığıdır. Tanrı’nın kişisel antlaşma adı. 64. dipnota bk.
76 (110:2) Ironside, bu ifadeyi, bir kitap adı olarak kullanmıştır: The Great Parenthesis.
77 (110:3) Scroggie, The Psalms, s.85.
78 (112:10) Barnes, Psalms, III:149.
79 (118:24) A.g.e., s.173, 174.
80 (119:Giriş) Samuel Ridout, How to Study the Bible, s.73.
81 (119:Giriş) Lewis, Reflections, s.52.
82 (119:Giriş) Bellett, Short Meditations, s.131.
83 (119:24) Matthew Henry, Commentary in One Volume, s.706.
84 (119:92) Barnes, Psalms, III:204.
85 (119:107) Charles H. Spurgeon, The Treasury of David, VI:244.
86 (119:136) Moody’nin tarafından aktarılmıştır, Notes, s.79.
87 (119:139) Barnes, Psalms, III:217.
88 (119:145) 145-152’nci ayetler, İbranice “feryat” sözcüğünün ilk harfi olan “kof” harfiyle başlar.
89 (120:1, 2) 120-134. Mezmurlar, “Hac İlahileri” olarak adlandırılır, çünkü Rab’bin yıllık şenlikleri için (Fısıh vb.) Yeruşalim’e giden yolcular tarafından söylenirlerdi.
90 (121:4) Moody, Notes, s.79.
91 (121:5, 6) Bunun bir şiir olduğu unutulmamalıdır. Her iki düşünceye de değinilen bir mecaz olabileceği gibi, başka bir anlamı ifade etmesi de olasıdır. Bu tarz, merizm olarak adlandırılır. Bir başka örnek de, 8’inci ayetteki, “gidişini, gelişini” (yaşam biçimini) ifadesidir.
92 (121:7, 8) Bütün bu biçimler, İbranice shamār fiiline çevrilir.
93 (122:6) Collins and Lapierre, O Jerusalem!, s.33.
94 (122:7-9) Barnes, Psalms, III:238.
95 (135:6) Pink, Attributes, s.27.
96 (137:9) Lewis, Reflections, s.113, 114.
97 (138:2) Tapınak (hêkāl) olarak çevrilen sözcük, tapınağı da kapsayan, bir saray ya da başka bir bina anlamına da gelebilir; her zaman bu sözcükle kastedilen Yahudi tapınağı değildir.
98 (138:2) Clarke, Psalms, s.337.
99 (139:13, 14) Radmacher, daha fazla belge bulunmamaktadır.
100 (139:19-22) Edward J. Young, Psalm 139, s.95.
101 (139:19-22) A.g.e., s.105.
102 (142:5-7) Clarke, Psalms. s.343.
103 (143:12) Barnes, Psalms, III:314.
104 (147:2-4) Archibald G. Brown, daha fazla belge bulunmamaktadır.
105 (147:19, 20) Williams, Student’s Commentary, s.148.
BİBLİYOGRAFYA
Alexander, Joseph A. The Psalms Translated and Explained. Grand Rapids, Baker Book Hause, Reprinted from 1873 Edinburgh edition, 1977.
Barnes, Albert. Notes on the Old Testament, Psalms, 3.cilt. Grand Rapids: Baker Book House, 1973.
Bellett, J. G. Short Meditations on the Psalms. Oak Park. IL: Bible Truth Publishers, 1961.
Bridges, Charles, Psalms 119. Edinburgh: The Banner of Truth Trust, Reprinted
From 1827 edition, 1977.
Clarke, A. G. Analytical Studies in the Psalms. Kilmarnock: John Ritchie, Ltd., 1949.
Delitzsch, Franz. “Psalms.” Biblical Commentary on the Old Testament. 11-13.ciltler. Grand Rapids: Wm. B. Eerdmans Publishing Co., 1970.
Gaebelein, A. C. The Book of Psalms. Neptune, N. J.: Loizeaux Bros., 1939.
Grant. F. W. “Psalms.” The Numerical Bible. New York: Loizeaux Bros., 1897.
Ironside, H. A. Studies on Book One of The Psalms. Neptune. N. J.: Loizeaux Bros., 1952.
Kidner, Derek. Psalms 1-72. Downers Grove, IL: InterVarsity Press, 1973.
––––. Psalms 73-150. Downers Grove, IL: InterVarsity Press, 1975.
Lewis, C. S. Reflections on the Psalms. London: Collins, Fontana Books, 1969.
Maclaren, A. The Book of Psalms. London: Hodder & Stoughton, 1908.
Meyer, F. B. F. B. Meyer on the Psalms. Grand Rapids: Zondervan Publishing House, n.d.
Morgan, G. Campbell. Notes on the Psalms. Westwood, N. J.: Revell Co., 1947.
Perowne, J. J. Stewart. The Book of Psalms. 2.cilt. Grand Rapids: Zondervan Publishing House, Reprinted from 1878 edition, 1966.
Samuel, E. Bendor, The Prophetic Character of the Psalms. London: Pickering & Inglis, n.d.
Scroggie, W. Graham. Psalms. 2.cilt. London: Pickering & Inglis, 1949.
––––. The Psalms. Old Tappan, N. J.: Fleming H. Revell Co., 1948.
Spence, H. D. M. and Exell, Joseph S., Editors. Pulpit Commentary, 8.cilt. Grand Rapids: Wm. B. Eerdmans Publishing Co., 1950.
Spurgeon, C. H. The Treasury of David. Grand Rapids: Baker Book House, 1983.
Wright, The Psalms of David and the Higher, Criticism, Or Was David “The Sweet Psalmist of Israel”? Edinburgh and London: Oliphant Anderson & Ferrier, 1900.
Young, E. J. Psalm 139. London: Banner of Truth Trust, 1965.
Dostları ilə paylaş: |