Şİİr niteliĞİndeki Kİtaplara giRİŞ



Yüklə 1,7 Mb.
səhifə33/33
tarix29.07.2018
ölçüsü1,7 Mb.
#62754
növüYazi
1   ...   25   26   27   28   29   30   31   32   33

147:5,6 Rab büyüktür, çok güçlü ve anlayışı sınırsızdır. Mazlumlara yardım eder ve neşelendirir; onlara zulmeden kötüleri yere çalar.

147:7-9 Tanrı’ya doğanın mükemmelliği için teşekkür edilmeli ve övgü sunulmalıdır. Gökleri bulutlarla kaplayan Rab’be minnettarlığımızı ezgilerle ifade etmeliyiz. Yağmur ve yeryüzü için gerekli olan her şeyi Sağlayan’a ez­giler mırıldanmalıyız. Tepeleri örten otlar için O’nu övmeliyiz. Bulutların, yağmurun ve otun önemi hakkında birçok kitap yazılabilirdi.

Bütün yüceliğine rağmen, vahşi hayvanların yiyeceğini sağlamakla da ilgi­lenir ve aç kuzgunların ötüşlerine karşılık verir.



147:10,11 Ruhsal olana fiziksel olandan çok önem verdiği için O’na tapı­nılmalıdır. Süvari bölüğündeki atlardan ya da yaya askerlerin güçlü fiziklerin­den etkilenmez. Rab kendisinden korkanlardan, sevgisine umut bağlayanlar­dan hoşlanır.

147:12-14 Yeruşalim’e olan iyiliği nedeniyle O’na tapınılmalıdır. Burada dört farklı bereket göze çarpmaktadır:
Sivil güvenlik – kuşatmaya karşı şehir kapılarının kol demirlerine güç ka­tar.

Aile içindeki mutluluk – insanlar kutsanmış bir yaşamın tadını çıkarırlar.

Ulusal rahatlık – ülkenin sınırlarını esenlik içinde tutar.

Zirai refah – insanları yiyeceklerin en iyisiyle doyurur.


147:15-18 RAB övülürken doğadaki elementler üzerindeki denetimi de unutulmamalıdır. Buyruğunu gönderdiğinde sözü çabucak etkileyici sonuçlar üretir. Yeryüzü, yün bir battaniyeymişçesine karla kaplanır. Yeri beyaz küle

benzeyen kırağıyla örter. Aşağıya iri dolu taneleri savurduğunda, telaşla sığı­nağa koşmayan var mıdır? Sonra buyruklarını değiştirir; kar ve buz erirler. Gü­ney rüzgarı ısının değişmesini sağlar; bahar rüzgarı eser. Aynı şekilde insan ilişkilerinde de karanlık ve uzun kışları, sıcak bahar ayları izler.



147:19,20 Son olarak, İsrail’e yaptığı iyilik nedeniyle onurlandırılmalıdır. Kurallarını ve ilkelerini bu ulusa bildirmişti. Başka hiçbir ulusa bu iyiliği yap­madı. Diğer uluslar onun yasasını almadılar. Williams bu konuda şunları yazar:
İsrail’i, sözüne emanetçi ve dünyayla iletişimine kanal olarak seçmiş olması (19, 20’nci ayetler), hem Musa’yı hem de Pavlus’u hayrete düşürerek tapınmaya yönelt­miştir (Yas.4:8; Rom.3:2; 11:33).105
148. Mezmur: Yaratılış Korosu
Daha önce çeşitli korolar gördüm ve dinledim, ama hiçbirisi buna benzemi-yordu. Koro bütün yaratılıştan, canlı cansız bütün varlıklardan oluş­muştu. Evren sıra sıra dizilmiş sayısız koltukların yer aldığı koronun dinlendiği balkonlardır.

148:1-6 Koronun en üst sırasında göklerden Rab’bi öven melekler, Yah-ve’nin görkemini ezgilerle dile getiren göksel ordular yer almaktadır. Gü­neş, ay ve yıldızlar bir alt sıradadır; göklerin göklerine ve suyla dolu bulutlara, “O’na övgüler sunun” denir. Hepsi yaratıcıları olan Tanrı’yı, sözüyle her şeyi var edeni onurlandırırlar. Yarattıklarına süreklilik ve denge sağlayan, yaratılı­şını değişmeyecek olan belirli yasa ve ilkeler üzerine kuran O’dur.

148:7,8 Koronun alt sıralarında deniz canavarlarını ve okyanuslarda kay­naşan yaşamı görürüz. Onlar da kendilerini Tanrı’nın elinin yarattığına tanıklık ederler. Şimşek, dolu, kar, bulutlar, O’nun buyruğuna uyan fırtınalar bize RAB’bin bütün mevsimleri ve hava koşullarını denetlediğini ve kendi isteğini yerine getirmeleri için onlara buyruk verdiğini hatırlatır.

148:9,10 Sonra bütün dağlar ve tepeler gelir; başlarını hayranlıkla kal­dırmışlardır. Ürün veren ya da yalnızca kereste haline gelmeyi kabul eden bü­tün ağaçlar korodadırlar; dallarını O’nun adına kaldırırlar. Yabanıl ve evcil hayvanlar, sürüngenler, kuşlar, hepsi Rab’bin bilgelik ve gücünü överek ezgi­ler söylerler.

148:11,12 Koronun ön sıralarına geldiğimizde, büyük bir insan topluluğu görürüz: Yeryüzü kralları, prensler, önderler ve halklar, delikanlılar ve genç kızlar, yaşlılar ve çocuklar. Hepsi başları eğik ve ağızları açık olarak RAB’be tapınırlar.

148:13,14 Koro, adı her adın üstünde olan ve görkemi eşsiz olan Rab’bin adını övmektedir. Koronun söylediği ezginin özel bir konusu vardır. Rab’bi İs­rail halkı için yaptıklarından dolayı yüceltirler. Halkı için Mesih’i göndermiş ve halkını güçlü kılmıştır. Rab İsa’nın ikinci gelişinde kutsalların O’nu övmesi için özel fırsat sağlanmıştır. İsrail halkı koronun önünde özel bir konumdadır. Yenilenen ulus aracılığıyla bereket bütün dünyaya akar. Koro bu nedenle büyük bir övgü sözüyle birleşir: “RAB’be övgüler sunun!”

149. Mezmur: Tanrı’ya Yüce Övgüler
Bu mezmur iki bölümden oluşur. Birincisinde (1-6a. ayetler) kutsallar ezgi söyler, ikincisinde (6b-9. ayetler) egemenlik sürerler. Söz konusu olan dönem, Rab İsa’nın yeryüzüne dönerek uzun zamandır beklenen egemenliğini kurduğu zamandır.

149:1-3 İsrail’in söylediği yeni ezgi yaratılış, kurtuluş ve egemenlik ezgisi­dir. Yahve’nin doğal ve ruhsal yaratılışın kaynağı ve görkemli kralı oluşuna se­vinirler.

O’nu yalnızca ezgiyle değil, dans ederek de överler. İmanlı dans edebilir mi? Evet, Rab’bin önünde kutsal ve saf bir zevkle dans etmek, gerçek ruhsal sevincin ve tapınmanın bir ifadesi olarak Tanrı’nın önünde uygundur. Ancak bu ayeti günümüz danslarına uyarlamak doğru olmaz. Ayetteki dansla kötüye kul­lanılan dans arasında fark vardır. Mezmur yazarı burada yalnızca dansın kutsal kullanımından söz eder. Aynı şey enstrümantal müzik için de geçerlidir. Eğer zilli tefler ve lirlerin dili olsaydı, hepsi Rab’be ezgiler söylemeyi arzulardı. Ge­nellikle dans ve ezgilerin şehvetle ilişkisi vurgulanır. Ancak, uygun kullanımı iyi, kötüye kullanımı korkunçtur.



149:4-6a Bu kutlama ezgilerindeki böylesine bol övgünün nedeni, Rab’bin yenilediği halkından hoşlanmasıdır; sadık bakiyesi için ödül olarak bir zafer tacı hazırlamıştır. Büyük sıkıntı dönemi geçmiştir; yağmurdan sonra güneşin parladığı bir gündür.

İnsanlar Yücelik Kralı’yla birleşmiş oldukları için O’nun yüceliğinde se­vinmek için yeterli nedenleri vardır. Gündüz tahtlarında otururken sevinçli ez­gilerle coşmak, geceleri de yataklarında sevinç ezgileri okumak için nedenleri vardır.



149:6b-8 Görüldüğü gibi, 6’ncı ayetin ortasında ani bir değişiklik olur. Bu noktadan mezmurun sonuna kadar İsrail yargılayan ve adalet dağıtan rolünü üstlenir. Bu, Mesih’in dönüşünde İsrail’in düşmanlarının yıkımına işaret ediyor olabilir. Bu yargı Rab tarafından uygulanacaktır, ama ulusun buna bir mecaz olarak katılımı düşünülmüş olabilir. Ama benim düşünceme göre bu ifade, bin yıllık dönem sırasında ulusların başı rolünü üstlenecek olan İsrail’i belirtmekte­dir. Rab İsa bu dönemde demir bir asayla egemenlik sürecektir (Va.2:27). Elçi­ler, İsrail’in on iki oymağını yargılamak için tahtlarda oturacaklardır (Mat. 19:28). İsrail, ulusların yönetiminde pay alacaktır (Dan.7:22).

Bu nedenle kutsalların ellerinde uluslardan öç almak ve halkları cezalan­dırmak üzere iki ağızlı kılıçlar bulunmaktadır. Başkaldıran krallar ve soylu­lar, zincirlere ve demir prangalara vurulacaktır. Bu dönemde adaletin kusur­suz doğruluğu egemenlik sürecektir.



149:9 O gün geldiğinde İsrail’in üstleneceği onurlu rol, başkaldırma ve yı­kımlar sırasında cezalandırma yetkisine sahip olmak olacaktır.

Yeni Antlaşma kutsallarının da Mesih’in gelecekteki egemenliğinde pay alacakları gerçektir. 1.Korintliler 6:2, 3’te bu konuya ilişkin bilgi bulunmakta­dır.



150. Mezmur: RAB’be Övgüler Sunun!
Büyük finale ulaşmış bulunuyoruz. Yaratılışın, gerçek yazgısının Tanrı’ya tapınmak olduğunu fark etmekten daha anlamlı bir sonuca ulaşması mümkün müdür? Mezmur övgü konusundaki dört anahtar soruyu yanıtlar: Nerede, ne, nasıl ve kim?

Yaratılışın amacı Tanrı’nın yüceliğiydi. İnsanoğlu bu nedenle varoluşunun gerçek nedenine Rab’bi övmekle kavuşur. Shorter İlmihali’nde kısaca ve en açık şekilde belirtildiği gibi, “İnsanın ulaşacağı en yüce konum, Tanrı’yı yü­celtmek ve O’ndan sonsuza kadar zevk almaktır.”



150:1 Ama nerede? O’nu kutsal yerinde ve gücünü gösteren göklerde övmeliyiz; başka bir deyişle O’na yeryüzünde ve gökyüzünde, yani her yerde övgüler sunmalıyız. O’na tapınamayacağımız hiçbir yer yoktur.

150:2 Ne amaçla? Güçlü işleri için ve eşsiz büyüklüğüne yaraşır bi­çimde övülmelidir. Bizim için yaptıklarından dolayı ve Tanrı olduğu için O’nu övmeliyiz. Ama yalnızca olağanüstü yüceliği için değil, aynı zamanda eşsiz bü­yüklüğüne yaraşır biçimde de övmeliyiz. Yaratıcımız ve Kurtarıcımız’ın üs­tünlüklerini anlatırken coşku duymamak bir günahtır.

150:3-5 Nasıl? Her tür müzik aletinin bulunduğu bir orkestrayla. Savaşa özgü buyruklar veren boru. Kulağı okşayan pastoral tonlarıyla çenk. Yumuşak ve tatlı nağmeleriyle lir. Dansa eşlik eden şen ve neşeli sesler çıkaran tef. Vi­yolonsel, kontrbas, keman, mandolin ve gitar gibi her tür yaylı sazlar, Yüce Kral’ı onurlandırmak için müzik dünyasındaki her nota ve çalgı telini esir eder­ler. Flüt, obua, klarnet gibi nefesli çalgıların hepsi bu filarmonik fantezideki yerlerini almışlardır. Vurmalı çalgılar özellikle gürültüyle kırılan ve yüksek sesler çıkartarak çarpıştığında kulakları tırmalayan büyük zil, şükran ve sevinç ilahisini amin sesleri arasında sona erdirir.

150:6 Bu, bizi son soruya ulaştırır: Kim? Yanıt elbetteki, “Bütün canlı varlıklar RAB’be övgüler sunsun”dur. Yeryüzünün bütün seslerinin buluş­tuğu koroya, hep birlikte yüksek sesle Tanrı’yı övmesi için başlama işareti ve­rilmiştir. Haleluya! RAB’be övgüler sunun!

DİPNOTLAR
1 (Giriş) Graham Scroggie, Daily Notes of the Scripture Union.

2 (Giriş) Albert Barnes, Notes on the Book of Psalms, I:xix.

3 (Giriş) C. S. Lewis, Reflections on the Psalms, s.10.

4 (Giriş) F. W. Grant, “Psalms,” in The Numerical Bible, III:10.

5 (1:3) “Ekilmiş” (shātûl) olarak çevrilen sözcüğün birebir anlamı, bir yer­den çıkarıp başka yere dikmektir. (Koehler-Baumgartner, Lexicon in Veteris Testamenti Libros, s.1015); yeniden doğmuş bir kişinin görünü­müne uygundur.

6 (1:3) D. L. Moody, Notes from My Bible, s.64.

7 (2:Giriş) Elçilerin İşleri 4:25-28’de, Petrus ve Pavlus, 2. Mezmur’u Me­sih’in redde-dilişine bağlamışlardır. Hirodes, Pontius Pilatus, diğer uluslar ve İsrail halkı, Me-sih’i öldürmek için birleştiğinde, bu olayın kısmen ger­çekleştiği doğrudur. Ancak, tam olarak gelecekte gerçekleşecektir.

8 (3:1, 2) International Standard Bible Encyclopedia, III:2096.

9 (4:1) Charles H. Spurgeon, “Choice Gleanings Calendar”dan alıntı yapmış­tır.

10 (5:Giriş) Koehler ve Baumgartner, miktam sözcüğünün, Akkadiya dilindeki örtü sözcüğüyle ilişkisi olduğunu varsaydıklarından bu, “kefaret mezmuru” anlamına gelebilir.

11 (8:5) İbranice metinde Elohim sözcüğü geçmektedir. NKJV’nin dipnotuna bakınız.

12 (9:Giriş) 10. Mezmur, İbrani alfabesinin ikinci yarısı üzerine kurulmuştur, bu nedenle bazıları 9 ve 10. Mezmurlar’ın aslında tek olduklarına inanırlar.

13 (10:Giriş) Önceki notlara bakınız.

14 (14:1) Henry Bosch, Our Daily Bread.

15 (14:1) Barnes, Psalms, I:114.

16 (16:3) Belge bulunmamaktadır.

17 (17:15) E. Bendor Samuel, The Prophetic Character of the Psalms, s.26.

18 (19:3, 4a) Immanuel Kant, General History of Nature, daha fazla belge bu­lunma-maktadır.

19 (19:7-9) Wallace’s Kant, Alexander Wright’ın The Psalms of David and the Higher Criticism ya da “Davut İsrail’in Tatlı Mezmur Yazarı mıydı?” adlı yapıtından alıntı yapmıştır, s.109.

20 (19:12) Barnes, Psalms, I:175.

21 (23:Giriş) J. R. Littleproud, daha fazla belge bulunmamaktadır.

22 (24:9, 10) F. B. Meyer, F. B. Meyer on the Psalms, s.35.

23 (25:Giriş) 18’inci ayette “k” (kof) harfi olması gerekirken 18 ve 19’uncu ayetlerin ikisinde de “r” (reş) harfi bulunur.

24 (26:12) J. C. Ryle, Expository Thoughts on the Gospels, Luke, II:239.

25 (29:10, 11) W. E. Vine, Isaiah, s.205.

26 (29:10, 11) H. A. Ironside, Studies on the Psalms, s.173.

27 (31:Giriş) Lewis, Reflections, s.10.

28 (32:8, 9) Jay Adams, Competent to Counsel, s.124.

29 (34:8, 9) G. Campbell Murdoch, From Grace to Glory, s.66.

30 (34:10) Bazı araştırmacılar, “genç aslanlar” ifadesinin “Tanrı’yı inkâr eden­ler” olarak okunmasını isterler, ancak ayetin anlamı aynı kalır.

31 (36:5) Albert Barnes, The Bible Commentary, Psalms, l.cilt, s.312.

32 (36:5) Arthur W. Pink, The Attributes of God, s.47.

33 (36:7) John Brine, The Attributes of God’dan alıntı yapılmıştır, Arthur W. Pink, s.80.

34 (37:5, 6) Barnes, Psalms, I:320.

35 (37:28) F. W. Dixon, daha fazla belge bulunmamaktadır.

36 (50:1) Aynı İbranice sözcük (eretz) hem yeryüzü hem kara anlamına gelir.

37 (50:8) Meyer, Psalms, s.63.

38 (52:8, 9) Grant, “Psalms,” III:212.

39 (53:Giriş) 14. Mezmur’da Yahve ismi dört, Elohim ismi ise üç kez kullanıl­mıştır. Elohim ismi burada yedi kez geçer.

40 (54:7) G. Campbell Morgan, An Exposition of the Whole Bible, s.240.

41 (58:8) W. Graham Scroggie, Psalms, s.50.

42 (58:9) A. Maclaren, W. Graham Scroggie tarafından Mezmurlar’dan alıntı yapılmış-tır, II.49.

43 (58:10) Morgan, Exposition, s.242.

44 (60:9) NKJV editörleri, 8’inci ayetin alıntı işaretiyle sona erdiği konusunda anlaştık-larını gösterirler.

45 (61:2) Matta 16:18’e ilişkin G. Campbell Morgan şöyle der: “O’nun Yahudi­ler’e konuştuğunu hatırlayın. Eğer sözcüğün mecazi kullanımını İbranice Kutsal Yazılar aracılığıyla izlersek, asla insanı değil, daima Tanrı’yı simgelemek için kullanıldığını görürüz. Bu nedenle Sezariye böl­gesindeki Filipi’de kurulan kilise Petrus’un üzerine kurulmamıştır. İsa, ko­nuşma mecazlarıyla oynamadı. Eski İbrani örneğinde daima Tanrılığın simgesi olan kaya sözcüğünü kullanarak şunu kastetti: “Diri Tanrı olan Mesih’in üzerine kilisemi kuracağım.” Morgan’ın ifadesine belki bir istisna olarak Yasa’nın Tekrarı 32:31 örnek gösterilebilir: “Bizim Kayamız onla­rın kayasına benzemez.” Ama burada bile, kaya sözcüğü bir tanrılığı sim­gelemektedir (sahte bir tanrı olsa da).

46 (66:8-12) Williams, Student’s Commentary on the Holly Scriptures, s.67.

47 (67:6, 7) Franz Delitzsch, “Psalms,” in Biblical Commentary on the Old Testament, XII:240.

48 (68:11-13) İbranice’de “bunu duyurmuş olanlar” sözcüğü (hamebasserôt) dişil çoğuldur.

49 (68:24) Lewis, Reflections, s.45.

50 (71:Giriş) John G. Bellett, Short Meditations on the Psalms, s.76.

51 (71:14-16) Williams, Commentary, s.72.

52 (81:Giriş) Merrill F. Unger, Unger’s Bible Dictionary, s.350.

53 (81:8-10) Gaebelein, Psalms, s.316.

54 (83:13-18) Morgan, Exposition, s.252.

55 (86:17) E. W. Bullinger, The Companion Bible, Ek 32, s.31.

56 (86:17) Grant, “Psalms,” III:330.

57 (87:Giriş) Teddy Kollek and Moshe Pearlman, Jerusalem, A History of Forty Centuries, s.12.

58 (87:6) Belge bulunmamaktadır.

59 (87:6) Gaebelein, Psalms, s.332.

60 (88:11, 12) The New Bible Commentary, s.474.

61 (88:13-18) A. G. Clarke, Analytical Studies in the Psalms, s.219.

62 (93:5) Williams, Student’s Commentary, s.372.

63 (94:Giriş) Pink, Attributes, s.75.

64 (96:11-13) Yehova, YHVH sessiz harfleriyle Adonay (Rab) sesli harflerinin bileşi-minin geleneksel bir telaffuzudur. İbranice ad büyük olasılıkla Yahve olarak telaffuz edilirdi. Tanrı’nın adını saygısızca kullanmaktan korktukları için Yahudiler, metinde ne zaman kutsal YHVH harflerini görseler, “Rab” için Adonay sözcüğünü kullanır-lardı. 11’inci ayetin ilk cümlesindeki dört İbranice sözcüğün ilk harflerinin, Tanrı-nın kişisel adı olan Yahve (YHVH) sözcüğünü heceliyor olmaları dikkat çekicidir. KJV ve NKJV’de Tanrı’nın “RAB” adı büyük harflerle yazılıdır. Ama Kutsal Kitap-tan ya­pılan alıntılarda genellikle büyük harfleri kullanmazlar.

65 (97:6a) Gaebelein, Psalms, s.363.

66 (98:4-6) Bk. F. W. Grant, “Psalms,” III:363. Bu sözcükle ilgili bir önceki açıklama-ya da bakınız. Yasa’nın Tekrarı 32:43’te bulunan bu ifade aynı zamanda Ölü Deniz Tomarları ve LXX’de (Yetmişler) de bulunur. Yahudi geleneğinin koruyucuları bu ifadeyi silmiş olabilirler, çünkü Hıristiyanlar, ayeti, Mesih’in tanrılığını desteklemek için kullanmışlardır (İbr.1:6’da ol­duğu gibi).

67 (100:Giriş) Barnes, Psalms, III:56.

68 (101:2) Clarke, Psalms, s.247.

69 (101:7, 8) Grant, “Psalms,” III:368.

70 (104:31, 32) J. J. Stewart Perowne, The Book of Psalms, II:234.

71 (109:30, 31) Meyer, Psalms, s.133.

72 (Arasöz) Unger, Bible Dictionary, s.231.

73 (Arasöz) Barnes, Psalms, I:xxxvii.

74 (Arasöz) Scroggie, The Psalms, s.32.

75 (110:1) KJV ve NKJV’de, büyük harflerle yazılmış “RAB” ifadesi, daima Yahve’nin karşılığıdır. Tanrı’nın kişisel antlaşma adı. 64. dipnota bk.

76 (110:2) Ironside, bu ifadeyi, bir kitap adı olarak kullanmıştır: The Great Parenthesis.

77 (110:3) Scroggie, The Psalms, s.85.

78 (112:10) Barnes, Psalms, III:149.

79 (118:24) A.g.e., s.173, 174.

80 (119:Giriş) Samuel Ridout, How to Study the Bible, s.73.

81 (119:Giriş) Lewis, Reflections, s.52.

82 (119:Giriş) Bellett, Short Meditations, s.131.

83 (119:24) Matthew Henry, Commentary in One Volume, s.706.

84 (119:92) Barnes, Psalms, III:204.

85 (119:107) Charles H. Spurgeon, The Treasury of David, VI:244.

86 (119:136) Moody’nin tarafından aktarılmıştır, Notes, s.79.

87 (119:139) Barnes, Psalms, III:217.

88 (119:145) 145-152’nci ayetler, İbranice “feryat” sözcüğünün ilk harfi olan “kof” harfiyle başlar.

89 (120:1, 2) 120-134. Mezmurlar, “Hac İlahileri” olarak adlandırılır, çünkü Rab’bin yıllık şenlikleri için (Fısıh vb.) Yeruşalim’e giden yolcular tara­fından söylenirlerdi.

90 (121:4) Moody, Notes, s.79.

91 (121:5, 6) Bunun bir şiir olduğu unutulmamalıdır. Her iki düşünceye de deği­nilen bir mecaz olabileceği gibi, başka bir anlamı ifade etmesi de ola­sıdır. Bu tarz, merizm olarak adlandırılır. Bir başka örnek de, 8’inci ayet­teki, “gidişini, gelişini” (yaşam biçimini) ifadesidir.

92 (121:7, 8) Bütün bu biçimler, İbranice shamār fiiline çevrilir.

93 (122:6) Collins and Lapierre, O Jerusalem!, s.33.

94 (122:7-9) Barnes, Psalms, III:238.

95 (135:6) Pink, Attributes, s.27.

96 (137:9) Lewis, Reflections, s.113, 114.

97 (138:2) Tapınak (hêkāl) olarak çevrilen sözcük, tapınağı da kapsayan, bir sa­ray ya da başka bir bina anlamına da gelebilir; her zaman bu sözcükle kastedilen Yahudi tapınağı değildir.

98 (138:2) Clarke, Psalms, s.337.

99 (139:13, 14) Radmacher, daha fazla belge bulunmamaktadır.

100 (139:19-22) Edward J. Young, Psalm 139, s.95.

101 (139:19-22) A.g.e., s.105.

102 (142:5-7) Clarke, Psalms. s.343.

103 (143:12) Barnes, Psalms, III:314.

104 (147:2-4) Archibald G. Brown, daha fazla belge bulunmamaktadır.

105 (147:19, 20) Williams, Student’s Commentary, s.148.

BİBLİYOGRAFYA
Alexander, Joseph A. The Psalms Translated and Explained. Grand Rapids, Baker Book Hause, Reprinted from 1873 Edinburgh edition, 1977.

Barnes, Albert. Notes on the Old Testament, Psalms, 3.cilt. Grand Rapids: Baker Book House, 1973.

Bellett, J. G. Short Meditations on the Psalms. Oak Park. IL: Bible Truth Pub­lishers, 1961.

Bridges, Charles, Psalms 119. Edinburgh: The Banner of Truth Trust, Reprinted

From 1827 edition, 1977.

Clarke, A. G. Analytical Studies in the Psalms. Kilmarnock: John Ritchie, Ltd., 1949.

Delitzsch, Franz. “Psalms.” Biblical Commentary on the Old Testament. 11-13.ciltler. Grand Rapids: Wm. B. Eerdmans Publishing Co., 1970.

Gaebelein, A. C. The Book of Psalms. Neptune, N. J.: Loizeaux Bros., 1939.

Grant. F. W. “Psalms.” The Numerical Bible. New York: Loizeaux Bros., 1897.

Ironside, H. A. Studies on Book One of The Psalms. Neptune. N. J.: Loizeaux Bros., 1952.

Kidner, Derek. Psalms 1-72. Downers Grove, IL: InterVarsity Press, 1973.

––––. Psalms 73-150. Downers Grove, IL: InterVarsity Press, 1975.

Lewis, C. S. Reflections on the Psalms. London: Collins, Fontana Books, 1969.

Maclaren, A. The Book of Psalms. London: Hodder & Stoughton, 1908.

Meyer, F. B. F. B. Meyer on the Psalms. Grand Rapids: Zondervan Publishing House, n.d.

Morgan, G. Campbell. Notes on the Psalms. Westwood, N. J.: Revell Co., 1947.

Perowne, J. J. Stewart. The Book of Psalms. 2.cilt. Grand Rapids: Zondervan Publishing House, Reprinted from 1878 edition, 1966.

Samuel, E. Bendor, The Prophetic Character of the Psalms. London: Pickering & Inglis, n.d.

Scroggie, W. Graham. Psalms. 2.cilt. London: Pickering & Inglis, 1949.

––––. The Psalms. Old Tappan, N. J.: Fleming H. Revell Co., 1948.

Spence, H. D. M. and Exell, Joseph S., Editors. Pulpit Commentary, 8.cilt. Grand Rapids: Wm. B. Eerdmans Publishing Co., 1950.

Spurgeon, C. H. The Treasury of David. Grand Rapids: Baker Book House, 1983.

Wright, The Psalms of David and the Higher, Criticism, Or Was David “The Sweet Psalmist of Israel”? Edinburgh and London: Oliphant Anderson & Ferrier, 1900.

Young, E. J. Psalm 139. London: Banner of Truth Trust, 1965.





Yüklə 1,7 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   25   26   27   28   29   30   31   32   33




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin