T. C. Firat üNİverstiESİ aleviLİK İnançlari ve teolojik temelleri (tunceli Örneğİ) Prof. Dr. Erkan Yar son rapor


A. Sistematik Tanrıbilim ve Alevi-Bektaşi Teolojisi



Yüklə 1,26 Mb.
səhifə11/47
tarix27.12.2018
ölçüsü1,26 Mb.
#87120
1   ...   7   8   9   10   11   12   13   14   ...   47

A. Sistematik Tanrıbilim ve Alevi-Bektaşi Teolojisi


Tanrıbilim araştırmalarında inançları/akait ortaya çıkaran sosyal yapıların çözümlenmesi, bu inançların neliğini ve oluşturduğu davranışları belirlemek açısından zorunludur. Bu incelemeler, sosyolojinin bir alt disiplini olarak inanç sosyolojisi alanında kabul edilebilir. İnanç sosyolojisi, toplumda bilgiyi ortaya çıkaran sosyal yapıları ve süreçleri inceleyen ve bilginin toplum tarafından üretildiği teorisini kabul eden bilgi sosyolojisi, genel olarak dini kurum ve yapıları, dinsel inanç ve toplum ilişkisini, dinin toplumdaki etkilerini inceleyen din sosyolojisinden ayrışmaktadır. İnanç sosyolojisini bilgi sosyolojisinden ayrı bir disiplin olarak kabul etmemiz, bilgi ve inancın neliğindeki farklılıktan kaynaklanmaktadır. Bilginin doğasını, öznenin nesne ile ilişkisi oluşturur ve bu nedenle de değişkendir. İnancın doğasını ise, insanın kutsal ile ilişkisinden ortaya çıkan doğrulamaları oluşturur. Mirciea Elieada’nın dediği gibi, “tarihin dışında, zamanın dışında “saf” dinsel olgu yoktur. En soylu dinsel çağrı, mistik deneylerin en evrenseli, en genelinden insan davranışı, -örneğin dinsel kaygı, ayin, ibadet-, ortaya çıktıkları andan itibaren özelleşmekte ve sınırlanmaktadırlar.”206

Din sosyolojisi, inançlar hakkında doğru ve yanlış gibi yargılarda bulunmaksızın, var olanın toplumsal etkisini inceler. İnanç sosyolojisi de inançlar hakkında doğru ve yanlış yargılarında bulunmaz; inançları ortaya çıkaran sosyal yapıları inceler. Bu bağlamda inanç sosyolojisi, inançların toplumsal temellerini ve dinamiklerini inceler. Buna bağlı olarak teoloji, inancın kanıtlarını dinsel dogmalara ve akla atıfta bulunmak suretiyle oluşturmakta iken, inanç sosyolojisi dinsel dogmalar yerine, toplumsal yapılara ve insana atıfta bulunacaktır. Bunun da ötesinde bu bilim, dinsel dogmaların toplumsal yapılarla ilişkili olup olmadığını, diğer bir deyişle vahyin söz, biçim, üslup, tapınma şekilleri, emir ve yasakları vs. itibarıyla oluşumunun toplumsal temellerini de belirler. İmanın neliğine ilişkin anlayışlar bağlamında bunu örneklendirecek olursak; teoloji ekolleri, imanın zihinsel doğrulama, dil ile açıklama ve organlarla eylem olduğu tanımlarından herhangi biri veya hepsi olduğunu kabul etmektedirler. Teoloji, iman terimine ait bu tanımları dinsel dogmalar ve akla uygunluğu açısından inceler. İnanç sosyolojisi ise, iman teriminin anlamını ortaya çıkaran sosyal yapıları ve şartları inceler. Çünkü bu tanımlarda, imanın salt doğrulama olarak kabul edilmesi, imanın toplumsal alandaki işlevini ötelemek ise; onu zihinsel doğrulama ile birlikte sözlü ifade ve organlarla amel yönünden onu toplumsal alanda kabul etmek demektir. Bu durumda bu tanımları ortaya çıkaran sosyal yapıları ve çıkarları incelemek, onun tanımından çok toplumsal alanında işlevlerini dikkat almak anlamına gelecektir.


1. Tanrıbilimin Yöntemi ve Alevi Bektaşi Teolojisi


Tanrıbilimin her ne kadar kendine özgü bir yöntemi mevcut değilse de, Hasan Hanefi, geleneksel teologların yöntemini; imansal, savunmacı ve cedel olarak tasnif etmekte ve bu yöntemlerin günümüz açısından geçersizliğini belirtmektedir.207 Kelam ilminin, inançların akli delillerini de ortaya koymasından ötürü imansal yöntem, hem bu ilmin yapısına uygun düşmemekte ve hem de bilgiye ulaşma imkanlarının geliştiği günümüzde sorgulayan insanın gereksinimlerine cevap verememektedir. Sorgulama yöntemi, Kur’an tarafından da doğruluğu onanmış bir yöntemdir. Bu durumda her nesneyi imana irca etmek, o nesnenin anlamının buharlaşması ve akli delillerinin oluşmaması anlamına gelmektedir.

Savunmacı yöntem, bir kelamcının delilleri ile birlikte kendi inanç sitemini oluşturması yerine, bir ekolün inançlarının savunması şeklinde tarihsel olarak ortaya çıkmıştır. Bu durumda da inanç, ekollerin inancına ve savunma da bu inançların savunmasına dönüşmektedir. Bu yöntem yerine, inançların olgusal işlevliliğini ortaya koyma ve böylece insan için geçerliliğini belirleme, daha çok önem arz etmektedir. Bir inanç nesnesi, olgusal olarak işlevsel olduğu ve insanın yararını koruduğu sürece varlığını devam ettirir. Cedel yöntemi ise, bu sözcüğün düşmanlık şeklindeki sözlük anlamına uygun olarak, ekollerin kendi inançlarının delillerini ortaya koyma ve diğer ekollerin inançlarına ait delilleri çürütme şeklinde gerçekleşmektedir. Günümüz açısından Müslüman teoloji ekollerinin kendi içerisindeki diyalektiği yerine, küreselleşmenin getirdiği bir olgu olarak diğer dinler ve inançların karşısında İslam inançlarının akılcı temellerini oluşturma/huccet yöntemini uygulamaları gerekmektedir.208

Alevilikle ilgili çalışmalarda, göz ardı edilen önemli konulardan birisi, Aleviliğin bir sistematik teolojisinin oluşturulmamış olmasıdır. Yağmur Say’ın da ifade ettiği gibi, Aleviliğin sistematik bir teolojisi bugüne kadar oluşturulmamış, mevcut teoloji ise hem sözlü ve hem de mitolojik bir karakter arz etmekte olup, uzun bir geçmişe dayanan, kendiliğinden doğal olarak işleyen geniş çapta bir senkretizmin ürünüdür.209 Bunun nedeni hakkında bazı varsayımlarda bulunmak mümkündür. Aleviliğin çeşitli dönemlerde baskı altında tutulması, onun sistemli bir teoloji üretmesini engellemiş, sözlü olarak bazı ilkelerin aktarılmasını ortaya çıkarmıştır. Bu tarihsel dönemlerde, Alevilik inanç ve ibadetlerine çeşitli etkilerin olması da, özgün bir teoloji oluşumunu engellemiş olabilir. İşte Alevilik inançlarındaki bağdaştırmacılığın temeli de, buraya dayanmaktadır.

Sistematik Tanrıbilim, öğretisel tanrıbilim/doctrinal theology olarak da isimlendirilmekte ve Tanrının varlığı ve alem ile ilişkisini bütüncül olarak ele alınmasını amaçlamaktadır. Buna bağlı olarak bu isim, dar ve geniş anlamda kullanılma imkanına sahiptir. Geniş anlamda tanrıbilim, bütün dinsel ilimleri içine alır. Çünkü bütün dinsel ilimler, tanrının varlığı ve alemle olan ilişkisinden ortaya çıkmaktadır. Sözgelimi fıkıh ilmi, insanın pratik hayatta kendisi için olumlu ve olumsuz olan şeyleri bilmesi olarak tanımlandığında, bu bilgi, akıl ile birlikte vahye de ihtiyaç duymaktadır. Vahiy ise, Tanrı’nın alem ile sözsüz ve sözlü ilişkisi/iletişim anlamındadır. Vahiy hakkında sistematik bir düşünce oluşturmadan, davranışların belirleyicisi olarak kabul etmek mümkün değildir. Tanrıbilim, diğer dinsel disiplinlerden farklı olarak, Tanrı’nın varlığını ve alemle olan ilişkisini teorik olarak incelemektedir. Bu nedenle diğer bütün dinsel ilimler, tanrıbilime ihtiyaç duymaktadır.210

Bu ilmin tanrıbilim olarak isimlendirilmesi, geleneksel isimlendirmelerden daha uygundur. Her şeyden önce tanrıbilim isimlendirmesi Türk diline uygun olup, Arap dilindeki diğer isimlerden farklılık arz etmektedir. Genel olarak bilimler, konusuna göre isimlendirilmektedir. Bu ilmin konusu da “Tanrı” ve alem ile ilişkisi olduğuna göre, tanrıbilim olarak isimlendirilmesi, ilimlerin isimlendirilmesine ilişkin genel geçer ilkelere uygunluk ifade eder. Bu durumda sistematik tanrıbilim, Tanrının varlığı ve alemle ilişkisini bir sitem içerisinde inceleyen ilim olarak tanımlanabilir.

İlk dönem kelam eserlerinde belirgin bir sistem mevcut değildir. Örneğin Eşarî, (ö.330) İbâne adlı eserinde, Allah’ın görülmesi konusunu öncelemekte ve Kur’an’ın yaratılmışlığı ve insan fiilleri gibi diğer teoloji konularına yer vermektedir.211 Bağdâdî’nin (ö.429) Kitab’u Usuli’d-Dîn adlı eseri, on beş ana konuda tasnif edilmiştir. Bu konuların ele alınışı, belirli kelam problemlerinin gelişigüzel tartışılmasından ibarettir. Her şeyden önce, sistemin on beş temel üzerine bina edilmesine ait gerekçeler, kelamın kendi içsel yapısından kaynaklanmamakta; fıkıh hükümlerinin, kadınların buluğ yaşının, hayız süresinin on beş rakamıyla ifade edilmesi212 gibi, bazı dışsal olgular referans olarak ortaya konmaktadır. Bu döneme ait eserlerde, tarihsel ve yerel bazı problemler öncelenmiş ve onlara çözümler üretilmiştir.



Yüklə 1,26 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   7   8   9   10   11   12   13   14   ...   47




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin