Tez özetleri Astronomi ve Uzay Bilimleri Anabilim Dalı 2



Yüklə 1,65 Mb.
səhifə12/26
tarix30.04.2018
ölçüsü1,65 Mb.
#49636
1   ...   8   9   10   11   12   13   14   15   ...   26

ŞENEL Seda

Danışman : Prof. Dr. Yahya AYAŞLIGİL

Anabilim Dalı : Peyzaj Mimarlığı

Programı : -

Mezuniyet Yılı : 2014

Tez Savunma Jürisi : Prof. Dr. Yahya AYAŞLIGİL

Prof. Dr. Hakan ALTINÇEKİÇ

Prof. Dr. Hüseyin DİRİK

Yard. Doç. Dr. Nilüfer KART AKTAŞ

Yard. Doç. Dr. Aysel ULUS




Sultanahmet Meydanı’nın Bitkisel Tasarımı Üzerine Araştırmalar
Kentsel açık alanların önemli odak noktaları olan meydanlar, kentin kültürünü simgeleyen ve önemli işlevleri olan alanlardır. Antik Yunan’daki Agora’dan, günümüzdeki meydanlara kadar, kent meydanları, gündelik yaşamın ve çarpıcı olayların yaşandığı mekanlar olmuşlardır. Meydanlar, kentte yaşayanlar için toplanma ve dağılma mekanları olmalarının yanı sıra; sosyal, kültürel, dinsel, siyasal etkinliklere mekan oluştururlar. Günümüzde kent meydanları, kentlinin rekreasyonel gereksinimlerinde yoğun kullanım potansiyeline sahip olmasının yanı sıra, kente kimlik kazandıran ortak mirasın korunmasını da sağlamaktadırlar.

Sultanahmet Bölgesi, Bizans ve Osmanlı Medeniyetleri'nin kültür merkezi olmuş, anıtsal yapıları ve sivil mimari örnekleriyle geçmişin izlerini bugüne taşımış önemli bir tarihi kent merkezidir. Hızlı tüketimin olumsuz etkileri, birçok tarihi çevrede olduğu gibi Sultanahmet Bölgesi'nde de kendini yoğun bir biçimde hissettirmektedir. Bu nedenle bölgenin tarihi değerlerinin korunması ve iyileştirilmesi, yaşam kalitesinin artırılması, eski kültürel ortamların canlandırılması ve fiziksel ve sosyo-kültürel açıdan bütünleşmiş uyumlu bir yaşam alanına dönüştürülmesi gerekmektedir.

Bu bağlamda tez; Sultanahmet Bölgesi’nde mevcut mimari yapılar ve bitkisel tasarımda kullanılan odunsu bitkilerin tespit edilmesi ve bunların etkilerinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Bu tez; Sultanahmet Meydanı gibi tarihi ve kültürel özellikli meydanlarda daha sonra yapılacak çalışmalar için bir altlık niteliği taşımaktadır. Yapılan röleve çalışmasında araştırma alanı beş bölgeye ayrılmıştır. Bu beş bölgedeki her bitki için ayrı bir numara verilmiştir. Bu numaralara karşılık gelen odunsu bitkilerin Latince- Türkçe isimleri, türleri, durumları (Yaprak döken veya Herdem yeşil oluşu), boyları, tepe genişliği, gövde çapları ve sağlık durumları gibi görsel özellikleri ile ilgili tespitler yapılmıştır. Yapılan tespitler bölgelerdeki her bitki için farklı değerler içeren tablolara aktarılmış, ayrıca hazırlanan bitkisel sörvey paftasına işlenmiştir.

Yapılan bitki tespit çalışmaları sonucunda alanda 827 adet ağaç ve ağaçcık, 146 adet çalı, 5 adet sarmaşık, 4 adet tek yıllık bitki, 1 adet tırmanıcı olmak üzere 983 adet bitki tespiti yapılmıştır. Araştırma alanındaki 827 adet ağaç ve ağaçcıktan en çok rastlanan türler; Aesculus hippocastanum (136 adet), Lagerstroemia indica (132 adet), Ligustrum lucidum (64 adet), Cedrus deodora (44 adet), Acer negundo (40 adet), Platanus orientalis (34 adet), Tilia tomentosa (28 adet), Ailanthus altissima (28 adet), Morus alba (23 adet), Ligustrum ovalifolium (20 adet), Robinia pseudoacacia (Yalancı Akasya) (18 adet), Euonymus japonica (17 adet), Cupressus sempervirens (15 adet), Taxus baccata (14 adet) dan oluşmaktadır. Alandaki 146 adet çalıdan en çok rastlanan türler ise; Nerium oleander (24 adet), Pittosporum tobira (18 adet), Euonymus japonica (17 adet), Juniperus horizontalis (10 adet) den oluşmaktadır.

Araştırma alanındaki bitkisel tasarımda, türlerin gerek içerdikleri görsel etkileri, gerekse fonksiyonları ile mekana uyumları konusunda tasarım öğeleri ve ilkeleri doğrultusunda değerlendirmeler yapılmıştır. Sultanahmet Meydanı ve yakın çevresindeki yeşil alanlarda mevcut türlerin üzerine eklenerek, bu hali alan yeşil alanların karmaşa ve estetikten yoksun bir durumda olduğu görülmektedir. Araştırma sonucunda, zengin floristik çeşitliliğe sahip olan bölgede, tarihi dokuyla uyumlu fonksiyonlara sahip türlerin kullanılması gerektiği vurgulanmıştır. Bitkisel tasarımda kullanılması uygun olacak türler ve düzenleme esasları ile ilgili öneriler getirilmiştir.
  
Studıes on the Plantıng Desıgn of the Sultanahmet Square
Public squares, which are important focal points of urban open spaces, symbolizes the city culture with significant functionalities. All city squares has been a scene which include a daily life and remarkable happenings, from ancient Agora of Greek to contemporary squares. Squares are gathering and parting places as well as being the venue for social, cultural, religional and politic events. At the present day, city squares has a intensive usage about recreational requirements by urban inhabitants as well as provide to keep joint heritage which give an identity to cities.

Sultanahmet district is significant historical city center which has been a important point of Byzantine and Ottoman civilizations. This historical area moving a traces of past to the future with many examples of monumenatal buildings and civil architects. The negative effects of rapid consumption, can be felt intensively in Sultanahmet district like many historical environment. Therefore, historical values of this area need to be protected, life quality need to be heighten up, old cultural places need to be freshen and all district should be converted into a harmonious living place which one integrated by physical and socio-cultural aspects.

In this context, current architectural buildings and woody plants which are used in floral designs, are intended to be identified and evaluation of effects is planned. Research field is divided into five regions. Different numbers have given for each plant in this regions. All numbered woody plants have been identified by visual properties like species, characters, lengths, top width, diameter of stem and health status. All detections were transferred to the tables with different values for each plants, moreover they have been processed into survey plot.

As a result of the indentified plants, determination is made trees and shrubs in the area of 827 tall and small trees, 146 shrubs, 5 vines, 4 single annual plants, altogether 983 plants including 1 climber. The most common types are 827 tall and small trees in the research area. Consist of; 136 Aesculus hippocastanum, 132 Lagerstroemia indica, 64 Ligustrum lucidum, 44 Cedrus deodora, 40 Acer negundo, 34 Platanus orientalis, 28 Tilia tomentosa, 28 Ailanthus altissima, 23 Morus alba, 20 Ligustrum ovalifolium, 18 Robinia pseudoacacia, 17 Euonymus japonica, 15 Cupressus sempervirens, 14 Taxus baccata. The most common types are 146 shrubs in the research area. Consist of; 24 Nerium oleander, 18 Pittosporum tobira, 17 Euonymus japonica, 10 Juniperus horizontalis.

In the area of research plant design, were evaluated types of contents visual effects and venue of compliance issues. Furtermore species of design elements and in line with principles were evaluated. Sultanahmet Square and green spaces around on the additional of existing species, in this state was seen to be green spaces of confusion and of without aesthetic. In conclusion, the region have rich floristic diversity, should be used the proper function of historical texture having the species. Suggest have got about arrangements principles and species which will become suitable use in plant design.

9- KİMYA ANABİLİM DALI

  

KUTLU Betül

Danışman : Doç. Dr. Zeliha GÖKMEN

Anabilim Dalı : Kimya

Programı : Organik Kimya

Mezuniyet Yılı : 2014

Tez Savunma Jürisi : Prof. Dr. Süleyman TANYOLAÇ

Prof. Dr. F. Serpil GÖKSEL

Prof.Dr. Zuhal TURGUT

Doç. Dr. Zeliha GÖKMEN



Doç.Dr. M.Çiğdem SAYIL

Doymamış Gruplu Halojenli Bileşikler Ve Tiyollerden Yeni Tiyoeterlerin Sentezi
Bu tez çalışmamızda öncelikle güçlü elektrofil olan polihalo-1,3-butadien bileşikleri ile güçlü nükleofil olan tiyollerin reaksiyonları incelenmiştir. Bu reaksiyonlar neticesinde mono-, di(tiyo)sübstitüe 1,3-butadien yapısına sahip uzun zincirli tiyoeter bileşikleri elde edilmiştir.
Yeni bileşiklerin sentezlenmesinde başlangıç maddesi olarak heksaklor-1,3-butadien (1) bileşiği kullanılmıştır. Başlangıç maddesi heksaklor-1,3-butadien (1) ile 2-merkaptoetanol, 4-merkapto-1-bütanol ve 6-merkapto-1-hekzanol’ün etanolde sodyum hidroksit varlığında gerçekleştirilen reaksiyonundan 1,2,3,4,4-Pentaklor-1-(2-hidroksietiltiyo)-1,3-bütadien (2), 1,4-Bis(2-hidroksietiltiyo)-1,2,3,4-tetraklor-1,3-bütadien (3) 1,2,3,4,4-Pentaklor-1-(4-hidroksibütiltiyo)-1,3-bütadien (4), 1,2,3,4,4-Pentaklor-1-(6-hidroksihekziltiyo)-1,3-bütadien (5) ve 1,4-Bis(6-hidroksihekziltiyo)-1,2,3,4-tetraklor-1,3-bütadien (6) bileşikleri elde edildi.
Çalışmanın ikinci aşamasında sentezlenen 1,2,3,4,4-Pentaklor-1-(2-hidroksietiltiyo)-1,3-bütadien (2), 1,2,3,4,4-Pentaklor-1-(4-hidroksibütiltiyo)-1,3-bütadien (4) ve 1,2,3,4,4-Pentaklor-1-(6-hidroksihekziltiyo)-1,3-bütadien (5) bileşiklerinin 85-90oC piridin varlığında tiyonilklorürle reaksiyonundan ilgili mono(thio)sübstitüe bütadienil hidroksi türevleri klorürlerine dönüştürülerek 1,2,3,4,4-Pentaklor-1-(2-kloroetiltiyo)-1,3-butadien (7) ve yeni 1,2,3,4,4-Pentaklor-1-(4-klorobütiltiyo)-1,3-bütadien (8) ve 1,2,3,4,4-Pentaklor-1-(6-klorohekziltiyo)-1,3-bütadien (9) bileşikleri kazanılmıştır.
Çalışmanın devamında sentezlenen yeni (7), (8) ve (9) nolu bileşikler başlangıç maddesi olarak kullanılarak bu bileşiklerin bazı tiyoller ile reaksiyonlarından yeni mono(tiyo)sübstitüe 1,3-butadien yapısına sahip uzun zincirli tiyoeter bileşikleri sentezlenmiştir.
1,2,3,4,4-Pentaklor-1-(2-kloroetiltiyo)-1,3-bütadien (7) bileşiğinin Etantiyol, Propantiyol ve Bütantiyol ile; 1,2,3,4,4-Pentaklor-1-(4-klorobutiltiyo)-1,3-butadien (8) bileşiğinin 2-merkaptoetanol ve Propantiyol ile; ve 1,2,3,4,4-Pentaklor-1-(6-kloro-hekziltiyo)-1,3-bütadien (9) bileşiğinin 2-merkaptoetanol ve Propantiyol ile oda sıcaklığında Etanolde NaOH varlığında gerçekleştirilen reaksiyonundan sırasıyla, yeni; 1,2,3,4,4-Pentaklor-1-(2-(etiltiyo)etiltiyo)-1,3-butadien (10), 1,2,3,4,4-Pentaklor-1-(2-(propiltiyo)etiltiyo)-1,3-bütadien (11) ve 1,2,3,4,4-Pentaklor-1-(2-(bütiltiyo)etiltiyo)-1,3-bütadien (12); 1,2,3,4,4-Pentaklor-1-(4-(hidroksietiltiyo)bütiltiyo)-1,3-bütadien (13) ve 1,2,3,4,4-Pentaklor-1-(4-(propiltiyo)bütiltiyo)-1,3-bütadien (14); ve 1,2,3,4,4-Penta-klor-1-(6-(hidroksietiltiyo)hekziltiyo)-1,3-bütadien (15), 1,2,3,4,4-Pentaklor-1-(6-(pro-piltiyo)hekziltiyo)-1,3-bütadien (16) bileşikleri sentezlendi.
Ayrıca başlangıç maddesi heksaklor-1,3-butadien (1) bileşiğinin 2,3,5,6-tetraflor-fenilmerkaptan ve 2,4-diflortiyofenol ile Etanolde, NaOH varlığında ve DMF’de trietilamin varlığında gerçekleştirilen reaksiyonlarından mono- ve bis(tiyo)sübstitüe 1,3-butadien yapısında yeni tiyoeter; 1,2,3,4,4-Pentaklor-1-(2,3,5,6-tetraflorofeniltiyo)-1,3-bütadien (17), 1,4-Bis(2,3,5,6-tetraflorofeniltiyo)-1,2,3,4-tetraklor-1,3-bütadien (18) ve 1,2,3,4,4-Pentaklor-1-(2,4-diflorofeniltiyo)-1,3-bütadien (19) bileşikleri kazanılmıştır.
Elde edilen 16 adet yeni bileşik kromatografik metodlar ile saflaştırıldı. Yapıları mikroanaliz ve spektroskopik yöntemlerle ( IR, 1H-NMR, 13C-NMR, MS…v.b) aydınlatıldı.
  

 

The Synthesıs of Novel Thıoethers From Unstaturated Halogenated Compounds and Thıols


In this thesis, reactions between strong electrophilic polyhalo-1,3-butadiene compounds and strong nucleophilic thiols are investigated. According to results of this reactions, long chain thioether compounds were obtained which has mono-,bis(tiyo)substitue-1,3-butadienes structure. Hexacholoro-1,3-butadiene (1) was used as the starting material in new compounds syhthesis.
1,2,3,4,4-Pentacholoro-1-(2-hydroxyethylthio)-1,3-butadiene (2), 1,4-Bis(2-hydroxy-ethylthio)-1,2,3,4-tetrachloro-1,3-butadiene (3) 1,2,3,4,4-Pentachloro-1-(4-hydroxy-buthylthio)-1,3-butadiene (4), 1,2,3,4,4-Pentachloro-1-(6-hydroxyhexylthio)-1,3-butadiene (5) and 1,4-Bis(6-hydroxyhexylthio)-1,2,3,4-tetrachloro-1,3-butadiene (6) compounds were synthesized in the presence of sodium hydroxide in ethanol. In accordance with the reaction of starting material hexachloro-1,3-butadiene (1) with 2-mercaptoethanol, 4-mercapto-1-butanol and 6-mercapto-1-hexanol.
Second step of investigation, 1,2,3,4,4-Pentachloro-1-(2-chloroethylthio)-1,3-butadiene (7) and new 1,2,3,4,4-Pentachloro-1-(4-chlorobutylthio)-1,3-butadiene (8) and 1,2,3,4,4-Pentachloro-1-(6-chlorohexylthio)-1,3-butadiene (9) compounds were synthesized with reaction of thionyl chloride by interchanging relevant mono(thio)sübstitueted butadienyl hydroxy deviations chloride in the presence of 85-90oC pyridine.
Afterwards of investigation, new mono(thio)substitue 1,3-butadiene thioether compounds that has long chain thioether structure were synthesized with reactions of some thiols by using as a starting material of synthesized (7), (8) and (9) compounds ; 1,2,3,4,4-Pentachloro-1-(2-(ethylthio)ethylthio)-1,3-butadiene (10), 1,2,3,4,4-Penta-chloro-1-(2-(propylthio)ethylthio)-1,3-butadiene (11) and 1,2,3,4,4-Pentachloro-1-(2-(buthylthio)ethylthio)-1,3-butadiene (12) compounds were synthesized at reaction of Ethanethiol, propanethiol and butanethiol with compound (7), respectively ; also 1,2,3,4,4-Pentachloro-1-(4-(hydroxy-ethylthio)buthylthio)-1,3-butadiene (13), 1,2,3,4,4-Pentachloro-1-(4-(propylthio)-butylthio)-1,3-butadiene (14) compounds were synthesized at reaction of 2-mercaptoethanole and propanethiol with compound (8), respectively; also 1,2,3,4,4-Pentachloro-1-(6-(hydroxyethyl-thio)hexylthio)-1,3-butadiene (15) and 1,2,3,4,4-Pentachloro-1-(6-(propylthio)-hexylthio)-1,3-butadiene (16) compounds were synthesized at reaction of with 2-mercaptoethanole and propanethiol with compound (9) in the presence of sodium hydroxide in ethanol.
Nevertheless, in the structure of mono- and bis(thio)substitueted-1,3-butadiene, new thioethers (1,2,3,4,4-Pentachloro-1-(2,3,5,6-tetrafluorophenylthio)-1,3-butadiene (17), 1,4-bis(2,3,5,6-tetraflorophenylthio)-1,2,3,4-tetrachloo-1,3-butadiene (18) and 1,2,3,4,4-Pentachloro-1-(2,4-difluorophenylthio)-1,3-butadiene were synthesized in practiced reactions of hexachloro-1,3-butadiene (1) compound in ethanol with 2,3,5,6-tetrafluoro-phenylmercaptane and 2,4-difluorothiophenol in the presence of NaOH and triethylamine in DMF. These 16 new compounds were refined with chromatographic methods. Structures of the products were characterized by microanalysis and spectroschopic methods ( IR, 1H-NMR, 13C-NMR,

ERDOĞAN Didem

Danışman : Yard. Doç. Dr. Hülya ÇELİK ONAR

Anabilim Dalı : Kimya

Programı : Organik Kimya

Mezuniyet Yılı : 2014

Tez Savunma Jürisi : Yard. Doç. Dr. Hülya ÇELİK ONAR

Prof. Dr. Ayşe YUSUFOĞLU

Prof. Dr. Gamze GÜÇLÜ

Doç. Dr. Nihal ONUL

Yard. Doç. Dr. Belma HASDEMİR



Bazı Biyolojik Aktif İmin Bileşikleri Ve Yapılarının Aydınlatılması
Azometin grubu (-C=N-) içeren imin bileşikleri, Schiff bazları olarak ta tanımlanırlar ve primer aminlerin aktif karbonil bileşikleriyle kondenzasyonundan sentezlenirler. İminler boya, ilaç ve plastik sanayii gibi pek çok sanayii dalında çeşitli amaçlar için kullanılmasının yanı sıra birçok biyolojik reaksiyonda da rol oynamaktadır. Organizma için hayati önem taşıyan transaminasyon, dekarboksilasyon, rasemizasyon gibi reaksiyonlarda ise iminler ara ürün olarak meydana gelmektedirler.
İmin bileşikleri ilaç ve tıp endüstrilerinde antibakteriyel, antifungal ve antitümör aktiviteleri ile önemli bir yer tutarlar.
Yapılan literatür taramasına göre çok sayıda imin türevleri farklı yöntem ve farklı katalizörler kullanılarak sentezlenmiştir.
Biz de bu çalışmamızda 2-hidroksi benzaldehit ile 4-metil-7-hidroksi-8-formil kumarinin ; 2-aminobenzimidazol, 2-aminobenzotiyazol, 2-aminobenzamid ve 6-amino-1,4-benzodioksan ile kondenzasyonundan altı adet bileşik sentezledik. Sentezlediğimiz bileşikler kolon kromatografisi veya kristallendirme yöntemleri ile saflaştırılarak, yapıları spektroskopik yöntemlerle (IR,1H-NMR, 13C-NMR ve MS) aydınlatılmıştır. Bu bileşiklerden iki tanesi orjinaldir.

Synthesis and Characterization of Some Biologically Active Imine Compounds
The imine compounds which contains azomethine (-C=N-) group, also named as Schiff bases and they are synthesized by primary amines condensation with active carbonyl compounds. Imines are used for various purposes in some industries like dye, pharmaceuticals and plastics, in addition to use an important role for many biological reactions. Imines are consist of intermediate in vital reactions for the organism like transamination, decarboxylation and racemization.
Imine compounds have an important place in pharmaceutical and medical industries with their antibacterial, antifungal and antitumor activities.
According to literature search, many of imine derivatives were synthesized by using different methods and different catalysts.
In this practice, we have synthesized six compounds by condensation of 2-hydroxy benzaldehyde and 4-methyl-7-hydroxy-8-formyl coumarin with 2-aminobenzimidazole, 2-aminobenzotiyazol, 2-aminobenzamide and 6-amino-1,4-benzodioxan. The compounds, purified by column chromatography or crystallization methods and their structures were characterizated by spectroscopic methods (IR, 1H-NMR, 13C-NMR and MS). Two of these compounds are original.
AVAN Asiye Aslıhan

Danışman : Prof. Dr. Hayati FİLİK

Anabilim Dalı : Kimya

Programı : Analitik Kimya

Mezuniyet Yılı : 2014

Tez Savunma Jürisi : Prof. Dr. Hayati FİLİK

Prof. Dr. Reşat APAK

Prof. Dr. Esma TÜTEM

Doç. Dr. Kevser SÖZGEN BAŞKAN

Doç. Dr. Ece KÖK YETİMOĞLU



Camsı Karbon Elektrot Yüzeyine Modifiye Edilmiş Nafyon / Grafen Oksit Nanokompozit Film İle Bilirubinin Voltametrik Tayini
Nafyon / Elektrokimyasal olarak indirgenmiş grafen oksit (Nafyon / ER-GO) nanokompozit modifiye camsı karbon elektrot (GCE) ile bilirubin tayinine duyarlı bir elektrokimyasal sensör geliştirilmiştir. Nafyon / ER-GO modifiye camsı karbon elektrotla destek elektrolit olarak 0,05 M H2SO4 içeren aseton ortamında bilirubin (BR)’in elektrokimyasal davranışı incelendi. Yalın GCE ile karşılaştırıldığında geliştirilen entegre sensör ile bilirubinin katalitik oksidasyonunda analitik performansını arttırdığı görülmüştür. Bilirubinin elektrokimyasal davranışı Nafyon / ER-GO modifiye camsı karbon elektrot üzerinde döngülü voltametri (CV) ve kare dalga voltametrisi (SWV) ile incelenmiştir. Döngülü voltametride, Nafyon / ER-GO modifiye camsı karbon elektrotta BR nin yükseltgenme pik akımı yalın camsı karbon elektroda göre 2 kat daha fazla bulunmuştur. Optimum şartlarda, BR için kalibrasyon eğrisi, iki lineer aralık gösterdi: ilk lineer aralık 2,0 - 20 μM ve ikinci lineer aralık ise 70 μM kadar çıkmıştır. Dedeksiyon limiti SWV kullanılarak 0,84 μM (0,049 mg dL-1) olarak bulunmuştur. Son olarak, önerilen yöntem serum örneklerinde bilirubin tayininde başarılı bir şekilde kullanılmıştır.

  

 



Electrochemical Sensor for Voltammetric Determination of Bilirubin Based on Nafion/Graphene Oxide Nanocomposite Film Glassy Carbon Electrode
A sensitive electrochemical sensor for the determination of bilirubin (BR) at the Nafion-electrochemically reduced graphene oxide (Nafion/ER-GO) nanocomposite modified glassy carbon electrode (GCE) was presented. The electrochemical oxidation behaviors of bilirubin at the Nafion/ER-GO modified glassy carbon electrode were studied in acetone 0.05 M H2SO4 containing as the supporting electrolyte. Compared with bare GCE, the proposed integrated sensor showed improved analytical performance characteristics in catalytic oxidation of bilirubin. The electrochemistry of BR on Nafion/ER-GO modified glassy carbon electrodes were studied by cyclic voltammetry (CV) and square-wave voltammetry (SWV). In cyclic voltammetric responses, the oxidation peak current of BR obtained at the Nafion/ER-GO modified glassy carbon electrode was 2 times greater than that of bare glassy carbon electrode. At optimized conditions, the calibration curve for BR showed two linear segments: the first linear segment increased from 2.0 to 20 and second linear segment increased up to 70 µM. The detection limit was determined as 0.84 µM (0.049 mg dL-1) using SWV. Finally, the proposed method was successfully used to determine bilirubin in serum samples.

AVAN Aslı Neslihan

Danışman : Doç. Dr. Sema DEMİRCİ ÇEKİÇ

Anabilim Dalı : Kimya

Programı : Analitik Kimya

Mezuniyet Yılı : 2014

Tez Savunma Jürisi : Doç. Dr. Sema DEMİRCİ ÇEKİÇ

Prof. Dr. Reşat APAK

Prof. Dr. Esma TÜTEM

Prof. Dr. Birsen DEMİRATA ÖZTÜRK

Doç. Dr. Kevser SÖZGEN BAŞKAN



Polifenollerin Tiyoller ve Proteinlerle Etkileşiminin Bazı Antioksidan Aktivite Tayin Yöntemlerine Etkisi
Polifenollerin toplam antioksidan kapasitelerini (TAC) veya aktivitelerini belirlemeye yönelik laboratuvar çalışmaları bu bileşiklerin biyoyararlılıkları konusunda fikir verse de gıdaların kompleks bileşimleri, birlikte tüketildiği diğer besinlerin yapıları, vücuttaki bir takım metabolik faaliyetler nedeniyle vücuda alınan polifenoller aslında başka bileşikler ile etkileşim halindedir. Özellikle proteinler ile polifenoller arasındaki etkileşim bu açıdan değerlendirilmelidir. Gıdalarda bulunan polifenoller, tükürük proteinleri, bağırsaklarda bulunan proteinler, sindirim enzimleri ile etkileşime girmelerinin yanında vücut içerisinde plazma proteinlerine bağlanarak taşınırlar. Protein yapısı içerisinde yer alan ve antioksidan özellik gösterdiği bilinen tiyoller de yine polifenoller ile etkileşimleri açısından dikkatle değerlendirilmesi gereken bileşiklerdir.
Bu çalışmada sıklıkla kullanılan antioksidan kapasite/aktivite tayin yöntemleri olan CUPRAC yöntemi protein tayini için modifiye edilmiş haliyle, ABTS/Persülfat radikal süpürme yöntemi FRAP ve DPPH yöntemi kullanılarak proteinlerle polifenoller arasındaki etkileşimler incelenmiştir. Antioksidan aktivite/kapasite tayin yöntemlerine ilave olarak tiyol tayin yöntemi olan Ellman ve daha önce kateşin tayininde kullanılan nano boyutta titanyum dioksit üzerinde indofenol boyası oluşumuna dayanan yöntem kullanılmıştır. Seçilen çeşitli polifenoller ve proteinlere ayrı ayrı ve karışım halinde yöntemler uygulanarak toplamsallıklar incelenmiştir. Bunun sonucunda yüzde hata değerlerinin CUPRAC yönteminde -0,40 ila -29,27, ABTS yönteminde -21,06 ila 0,20 arasında değiştiği görülmüştür. Katı faz üzerinde indofenol oluşumuna dayanan tiyol tayininde ve DPPH yönteminde %20’nin üzerinde hatalar gözlenmiştir. FRAP yönteminde ise tiyol içeren karışımlarda sonuçlarda çok büyük pozitif hatalar belirlenmiştir. Bu da herhangi bir ara bileşik oluşumu ya da kovalent bağlanma olasılığının düşük olduğunu gösterirken sonuçlardaki farklılıkların deneysel koşullar ve kullanılan yöntemlerin uygunluğuna bağlı olduğu ifade edilebilir.

  

 



The Effects of Interactions of Polyphenols with Thiols and Proteins on Certain Methods of Antioxidant Activity Determinations

Laboratory studies which aim to determine total antioxidant capacity (TAC) or activity give an idea on the bioavailability of polyphenols, due to complex composition of food, structure, other nutrients consumed together, metabolic activities in the body the reality of ingested polyphenols actually interact with other compounds should be noted. Especially the interaction between proteins and polyphenols must be considered in this respect. Polyphenols found in food not only interact with salivary or alvine proteins and digestive enzymes but also they are transported via binding to plasma proteins in the body. Thiol compounds, contained in the protein structure and known with their antioxidant properties, need to be carefully evaluated in terms of their interaction with polyphenols.

In this study the protein-polyphenol interactions were investigated by common methods used for determination of antioxidant activity/capacity namely modified CUPRAC method, ABTS/Persulfate radical scavencing assay, FRAP assay and DPPH. In addition to antioxidant activity/capacity methods, to determine thiol compounds Ellman and a method based on indophenol dye formation on indophenol dye formation on nano-sized TiO2 method, which mentioned in our previous study for determination of catechin, were used. These methods were applied to selected various of polyphenol compounds and reaction system which consists of only protein/thiol or their mixture were examined. Observed error% values were ranged between -0,40 and -29,27 ; -21,06 and 0,20 for CUPRAC, ABTS methods respectively. For DPPH and thiol determination method based on formation of indophenol dye on solid phase the observed error % values were above 20%. Additionally in FRAP method great pozitive errors were determined for thiol containing mixtures. The results showed that the possibility of formation of intermediate products and covalent binding between thiols and protein or polyphenols were very low. The differences among the results can be expressed as variations in experimental conditions and suitability of the used methods for related samples.
  


Yüklə 1,65 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   8   9   10   11   12   13   14   15   ...   26




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin