Tez özetleri Astronomi ve Uzay Bilimleri Anabilim Dalı



Yüklə 1,69 Mb.
səhifə3/24
tarix27.07.2018
ölçüsü1,69 Mb.
#59897
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   24

BİYOLOJİ ANABİLİM DALI
KAYA Nilgün
Tez Adı : İstanbul Üniversitesi Zooloji Müzesi Amphibia ve Reptilia Örneklerinin Taksonomik Yönden İncelenmesi

Danışman : Yard. Doç. Dr. Oya ÖZULUĞ

Anabilim Dalı : Biyoloji

Programı : Zooloji

Mezuniyet Yılı : 2013

Tez Savunma Jürisi : Yard. Doç. Dr. Oya ÖZULUĞ

Prof. Dr. Kadriye AKGÜN DAR

Prof. Dr. Mustafa TEMEL

Doç. Dr. Murat TOSUNOĞLU

Doç. Dr. Füsun ÖZTAY



İstanbul Üniversitesi Zooloji Müzesi Amphibia ve Reptilia Örneklerinin

Taksonomik Yönden İncelenmesi
Bu çalışmada İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Zooloji Müzesi koleksiyon bölümünde muhafaza edilen ve son yıllarda müze koleksiyonuna eklenen ancak günümüze kadar taksonomik yönden incelenmeyen Amphibia ve Reptilia türleri morfolojik ve taksonomik yönden incelenmiştir. Taksonomik çalışmalar sonucunda Amphibia klasisine ait 5 türden Urodela ordosuna ait 2 tür (Lissotriton vulgaris, Triturus karelinii), Anura ordosuna ait 3 tür (Pseudopedia viridis, Rana dalmatina ve Pelophylax ridibundus) tespit edilmiştir. Reptilia klasisine ait 20 türden Lacertilia ordosuna ait 15 tür (Stellagama stellio, Anguis fragilis, Chamaeleo chamaeleon, Mediodactylus kotschyi, Hemidactylus turcicus, Darevskia valentini, Darevskia praticola, Lacerta agilis, Lacerta viridis, Ophisops elegans, Parvilacerta parva, Podarcis muralis, Podarcis tauricus, Ablepharus kitaibelii, Trachylepis vittata), Ophidia ordosuna ait 5 tür (Dolichophis jugularis, Natrix natrix, Natrix tessellata, Zamenis hohenackeri ve Typhlops vermicularis) tespit edilmiştir.
Taksonomik statüsü belirlenen örneklerden Triturus karelinii, Chamaeleo chamaeleon, Hemidactylus turcicus, Darevskia valentini, Darevskia praticola, Lacerta viridis, Parvilacerta parva, Podarcis tauricus, Ablepharus kitaibelii ve Trachylepis vittata türleri müzemize kazandırılmıştır.
Taksonomik çalışmanın yanı sıra sergi için hazırlanmış ve türleri belli olan tüm örnekler de tür listesine eklenmiş bunun sonucunda müzemizde üçü fosil kalıp olmak üzere toplam 75 tür olduğu belirlenmiştir. 

 


A Taxonomic Investigation on Amphibia and Reptilia Samples ın

Zoology Museum of Istanbul University
In this study Amphibia and Reptilia species that are conserved in the Zoology Museum collection of Istanbul University Faculty of Science and were added to the museum collection lately but not examined in terms of taxonomy until today were investigated in terms of morphologic and taxonomic. As a result of taxonomic studies 2 species belong to ordo Urodela (Lissotriton vulgaris, Triturus karelinii) and 3 species belong to ordo Anura (Pseudopedia viridis, Rana dalmatina ve Pelophylax ridibundus) of 5 species that are belonging to classis Amphibia were determined. 15 species belong to ordo Lacertilia (Stellagama stellio, Anguis fragilis, Chamaeleo chamaeleon, Mediodactylus kotschyi, Hemidactylus turcicus, Darevskia valentini, Darevskia praticola, Lacerta agilis, Lacerta viridis, Ophisops elegans, Parvilacerta parva, Podarcis muralis, Podarcis tauricus, Ablepharus kitaibelii, Trachylepis vittata), 5 species belong to ordo Ophidia (Dolichophis jugularis, Natrix natrix, Natrix tessellata, Zamenis hohenackeri and Typhlops vermicularis) of 20 species that are belonging to classis Reptilia were determined.
Among the samples of which the taxonomic status were determined, the species Triturus karelinii, Chamaeleo chamaeleon, Hemidactylus turcicus, Darevskia valentini, Darevskia praticola, Lacerta viridis, Parvilacerta parva, Podarcis tauricus, Ablepharus kitaibelii and Trachylepis vittata were added our museum.
In addition to the taxonomic status, all of the samples which were prepared for exhibition and whose species were known, are added to the species list; as a result total 75 species which three of them are fossil mold were determined.

ÖZTÜRKÇÜ Eyüp Deniz

Danışman : Yard. Doç. Dr. Oya ÖZULUĞ

Anabilim Dalı : Biyoloji

Programı : Zooloji

Mezuniyet Yılı : 2013

Tez Savunma Jürisi : Yard. Doç. Dr. Oya ÖZULUĞ

Prof. Dr. Melike ERKAN

Prof. Dr. Mustafa TEMEL

Prof. Dr. Cihan DEMİRCİ TANSEL

Prof. Dr. Kadriye AKGÜN DAR



Istranca Deresi (İstanbul) Ostracoda (Crustacea) Faunası
Bu çalışmada Istranca deresi ve kollarının Ostracoda faunası belirlenmiştir. Buna yönelik olarak, çalışma bölgesinden seçilmiş 19 istasyondan Eylül 2011-Nisan 2012 tarihleri arasında dört kez örnekleme yapılmıştır. Sonuç olarak CYPRIDOIDEA süperfamilyasına ait 10 cins (Candona, Pseudocandona, Candonopsis, Cypria, Ilyocypris, Herpetocypris, Psychrodromus, Eucypris, Cypridopsis, Potamocypris), CYTHEROIDEA süperfamilyasına ait 3 cins (Limnocythere, Callistocythere, Tyrrhenocythere) ve toplam 16 tür bulunmuştur. Bu 16 tür, Candona neglecta, Pseudocandona albicans, Candonopsis scourfieldi, Cypria ophtalmica, Ilyocypris decipiens, Herpetocypris chevreuxi, Psychrodromus olivaceus, Eucypris virens, Cypridopsis vidua, Potamocypris fulva, Potamocypris similis, Potamocypris variegata, Potamocypris unicaudata, Limnocythere inopinata, Callistocythere diffusa, Tyrrhenocythere donetziensis’tir.
Bu türlerden Potamocypris similis ve Potamocypris unicaudata Trakya’dan ilk kez bildirilmiştir. Faunal çalışmalara ek olarak ortamın fiziko-kimyasal özellikleri de incelenmiştir. Bu incelemenin sonucunda tüm istasyonların toplam fosfor, nitrit, nitrat, sülfat miktarları yönünden birinci sınıf su kalitesinde olduğu görülmüştür.
  

Ostracoda (Crustacea) Fauna of Istranca Stream (Istanbul)
In this study, Ostracoda fauna of Istranca stream and its branches has been determined. In order to do that, the sampling has been done four times at 19 stations which were chosen from the field of study. As a result, 10 genera from CYPRIDOIDEA superfamily (Candona, Pseudocandona, Candonopsis, Cypria, Ilyocypris, Herpetocypris, Psychrodromus, Eucypris, Cypridopsis, Potamocypris), 3 genera from CYTHEROIDEA superfamily (Limnocythere, Callistocythere, Tyrrhenocythere) and a total of 16 species has been found. These 16 species are Candona neglecta, Pseudocandona albicans, Candonopsis scourfieldi, Cypria ophtalmica, Ilyocypris decipiens, Herpetocypris chevreuxi, Psychrodromus olivaceus, Eucypris virens, Cypridopsis vidua, Potamocypris fulva, Potamocypris similis, Potamocypris variegata, Potamocypris unicaudata, Limnocythere inopinata, Callistocythere diffusa, Tyrrhenocythere donetziensis.
Among these species Potamocypris similis and Potamocypris unicaudata were reported from the Thrace region for the first time. In addition to the faunal studies, physico-chemical features of the environment were examined. As a result of this examination, water from all stations was understood to have first class water quality in respect to total phosphorus, nitrite, nitrate, sulphate quantities.

  
GÖZEL Furkan

Tez Adı : İstanbul Halici Sediment ve Biyota Örneklerinde 210Po Aktivitesinin Belirlenmesi

Danışman : Doç. Dr. Önder KILIÇ

Anabilim Dalı : Biyoloji

Programı : Radyobiyoloji

Mezuniyet Yılı : 2013

Tez Savunma Jürisi : Doç. Dr. Önder KILIÇ

Prof. Dr. Tuncay ORTA

Doç. Dr. Murat BELİVERMİŞ

Doç. Dr. Erol SARI

Doç. Dr. Akın ÇAYIR



İstanbul Halici Sediment ve Biyota Örneklerinde 210Po Aktivitesinin

Belirlenmesi
Bu tez çalışmasında, İstanbul Haliç’inde sediment ve midye (Mytilus galloprovincialis) örneklerinde 210Po aktivite konsantrasyonları belirlenmiştir. Haliç’ten 13 istasyonda sediment ve 8 istasyonda midye örnekleri toplanmıştır. Sediment örneklerinin partikül büyüklüğü <63 µm ve >63 µm – 2 mm olarak ayrılmıştır. Ayrıca, midye örneklerinin ise yumuşak dokuları analiz için kullanılmıştır. Örneklerdeki 210Po aktivitesi radyokimyasal ayırma ve depozisyon işlemlerinden sonra alfa spektrometresinde ölçülmüştür. Elde edilen 210Po aktiviteleri literatürde bulunan değerler ile karşılaştırılmıştır.
Sediment örneklerinde fiziko-kimyasal parametrelerin (partikül büyüklüğü, organik madde miktarı ve pH) 210Po birikimi üzerindeki etkisi istatistik testleri kullanılarak araştırılmıştır. Aynı zamanda, alınan su örneklerinde ölçülen fiziko-kimyasal parametrelerin (sıcaklık, tuzluluk, pH değeri ve çözünmüş oksijen) midyelerdeki 210Po birikimi üzerindeki etkileri de incelenmiştir.
Yapılan analizler sonucunda ortalama 210Po aktivitesi, midyede 91.98 ± 35.42 Bq kg-1, >63 µm sedimentte 55.11 ± 34.05 Bq kg-1 ve <63 µm sedimentte 97.92 ± 35.16 Bq kg-1 bulunmuştur. Elde edilen bulgulara göre İstanbul Haliç’inin çalışılan dönemde 210Po aktivite konsantrasyonunun biyolojik ve ekolojik denge açısından tehdit edici bir risk oluşturmadığı gözlemlenmiştir.
Determination of 210Po Activity in Sediment and Biota Samples of Golden Horn
In the thesis study, activity concentrations of 210Po were determined in the sediment and mussel (Mytilus galloprovincialis) samples of Golden Horn estuary. Sediment and mussel samples were collected from 13 and 8 stations in the Golden Horn, respectively. Sediment samples were separated to <63 µm and >63 µm – 2 mm particle fractions. In addition, soft tissues of mussel samples were used for analysis. 210Po was measured by using an alpha spectrometer after radiochemical separation and deposition of samples. Obtained activity concentrations of 210Po were compared with the levels found in literature.
The effect of physico-chemical parameters (particulate fractions, organic matter % and pH) on the 210Po accumulation in the sediment samples were evaluated by using statistical tests. At the same time, the effects of measured physico-chemical parameters (temperature, salinity, pH value and dissolved oxygen) of collected water samples on the 210Po accumulation in the mussels were examined.
As a results of performed analysis, average activity of 210Po, in the mussel samples 91.98 ± 35.42 Bq kg-1, in the >63 µm sediment samples 55.11 ± 34.05 Bq kg-1 and in the <63 µm sediment samples 97.92 ± 35.16 Bq kg-1 were found. It was realized from this study data, it was determined that Golden Horn have not a risk that threats the biological and ecological balance for examined concentrations of 210Po in the present study.

GÜRSES Nurcan

Tez Adı : Abraxane’ın Kanser Hücrelerinin Hücre Kinetiği Parametreleri Üzerine Etkileri

Danışman : Yard. Doç. Dr. Mehmet TOPÇUL

Anabilim Dalı : Biyoloji

Programı : Radyobiyoloji

Mezuniyet Yılı : 2013

Tez Savunma Jürisi : Yard. Doç. Dr. Mehmet TOPÇUL

Prof. Dr. Tuncay ORTA

Prof. Dr. Kadriye AKGÜN DAR

Doç. Dr. Gül ÖZCAN ARICAN

Yrd. Doç. Dr. Suna ÖZBAŞ TURAN

Abraxane’ın Kanser Hücrelerinin Hücre Kinetiği
Parametreleri Üzerine Etkileri

Nanoteknoloji; maddeyi atomik ve moleküler seviyede kontrol etme bilimidir. Tıpta hastalık teşhis ve tedavilerinde nanoteknolojiden sıklıkla yararlanılmaktadır. Günümüzde tıptan mühendisliğe kadar birçok alanda uygulanan Nanoteknoloji, birçok bilimin bir araya getirilmesi ile oluşturulmuş disiplinler arası bir bilim dalıdır. Tedavisi mevcut teknolojilerle başarılamayan birçok hastalık için umut ışığı olmuştur. Nanoteknolojinin bu özelliğinin yanında günümüz ve geleceğin teknolojisi olması bizi bu alanda çalışmaya yönlendirmiş ve bu tez konusunu planlamamızı sağlamıştır.
Çağımızın en yaygın hastalığı olan kanser tedavisi zor bir hastalık grubudur. Kemoterapi sitotoksik ilaçlarla yapıldığı için özel bir uzmanlık konusudur ve etkili dozlarda fakat hastayı yan etkilerden koruyarak yapılması gerekmektedir. Kanser tedavisinde en önemli sorun olan sitotoksik ilaçların hastalarda oluşturduğu ağır yan etkilerin en aza indirilmesi ve ilacın etkinliğinin artırılması için kanser ilaçlarının geliştirilmesinde nanoteknolojiden yararlanılmaktadır.
Bu tez çalışmasında nanoteknolojik bir ilaç olan Abraxane (Celgene, ABD)’ın insan serviks kanseri hücre hattı (HeLa) hücreleri üzerine etkisi in vitro ortamda araştırılmıştır.
Nanoteknolojik olarak hazırlanmış, Paclitaxel’in albümin kaplı bir türevi olan Abraxane (Celgene, ABD) M-199 ile sulandırılarak D1= 10 nM, D2= 50 nM, D3= 100 nM dozları hazırlanmış ve hayvan doku kültürü ortamındaki insan serviks kanseri hücreleri (HeLa)’ne 24, 48 ve 72 saat sürelerince uygulanmıştır. İlaç uygulanmasından sonra hücre kinetiği parametrelerinden, Mitotik İndeks, Apoptoz İndeksi ve İşaretlenme İndeksi değerlendirilerek ilacın hücreler üzerinde meydana getirdiği değişimler analiz edilmiştir.
Mitoz indeksinde dozlar arttıkça mitoz bölünmenin arttığı, ancak saatler arttıkça azaldığı saptanmıştır. Bu bulgu ilacın hücre bölünmesini mitoz fazında tuttuğunu ya da hücre bölünmesine ket vurduğunu göstermektedir. Ayrıca mitoz preparatlarında normal hücrelerde görülmeyen tripolar metafaz plaklarına rastlanmıştır.
İşaretlenme indeksinde kontrol grubunun 72. saatte sentez yüzdesi % 4.62 iken, 50 nM’lık doz uygulanan deney grubunda % 0.08 olarak saptanmış ve ilacın HeLa hücrelerinde DNA sentezini önemli ölçüde azalttığı görülmüştür.
Apoptoz indeksinde apotoz oranının saatler ilerledikçe arttığı ve 72. Saatte kontrol grubunda % 10.6 iken 50 nM’lık doz uygulanan deney grubunda % 30 olduğu saptanmıştır.

Bu çalışmadan elde edilen bulguların klinik araştırmada farklı tedavilerin geliştirilmesine katkıda bulunması amaçlanmaktadır.



The Effects of Abraxane on Cell Kinetic Parameters of Cancer Cells
Nanotechnology is the science of controlling matter at the atomic and molecular level. Nanotechnology is often used in diagnosis and treatment of diseases in medicine.
Nanotechnology is an interdisciplinary branch of science formed through combination of a lot of science branch. For the treatment of many diseases that not achieved within the available technologies, it has been a beacon of hope. Besides this feature, because of it has been present and future technology, nanotechnology had led us to work in this area and led to planning the subject of this thesis.
The most widely diseases of our time, the cancer is a group of disorders that difficult to treat. Chemotherapy is a special expertise on the subject of cytotoxic drugs, it has to apply effective doses, but the patient must be protected from side effects. The most important problem with the treatment of cancer is severe adverse effects of cytotoxic drugs. Nanotechnology is used to develope the cancer drugs to minimize the adverse effects of cancer drug and increase the effectiveness of the drug.
In this thesis study, we used Abraxane (Celgene, USA) which is a derivate of Paclitaxel that albumin bound with nanotecnological methods. D1= 10 nM, D2= 50 nM, D3= 100 nM doses of Abraxane was prepared by diluting Abraxane with M-199 and applied on human cervical cancer cells (HeLa) in animal tissue culture media at 24, 48 and 72. hours. The parameters of the cell kinetic, mitotic index, apoptotic index and labelling index were analyzed by evaluating the changes caused by the drug on cells.
It was determined that mitosis increased with increasing doses and mitosis decreased with an increasing time in mitotic index. This showed that the drug may cause arrest cell division at the mitosis phase. Additionally, tripolar metaphase plates were seen in mitosis preparations.
In labelling index, 50 nM dose of Abraxane decreased DNA synthesis to 0.08 % while the percentage of DNA synthesis was 4.62 % in control groups at 72 h. The drug was caused a decrease in the DNA synthesis of the HeLa cells significantly.
In apoptotic index, 50 nM dose of Abraxane increased apoptosis to 30% while the percentage of apoptotic cells 10.6% in control groups at 72 h.
The findings of this study is to contribute to the development of clinical trials of different treatments.

ORTA Banu
Tez Adı : Sodyum Florür’ün TM4 Sertoli Hücreleri Üzerinde Oluşturduğu Oksidatif Hasara Vitamin C’nin Etkisi

Danışman : Prof. Dr. Melike ERKAN

Anabilim Dalı : Biyoloji

Programı : Zooloji

Mezuniyet Yılı : 2013

Tez Savunma Jürisi : Prof. Dr. Melike ERKAN

Prof. Dr. Alper BARAN

Prof. Dr. Tülay İREZ

Doç. Dr. Gül ÖZCAN ARICAN

Yard. Doç. Dr. Meliha İNCELİ



Sodyum Florür’ün TM4 Sertoli Hücreleri Üzerinde Oluşturduğu

Oksidatif Hasara Vitamin C’nin Etkisi
Bu çalışmada, florürün testis TM4 Sertoli hücreleri üzerinde oluşturduğu oksidatif hasar ve güçlü bir antioksidan olan vitamin C’nin bu hasara karşı koruyucu rolünün hücre canlılığı, hücre çoğalması, sitotoksisite, glutatyon miktarı, antioksidan enzimler (katalaz, süperoksit dismutaz, glutatyon peroksidaz, glutatyon S-transferaz), steroidogenik enzimler (3β-Hidroksisteroid dehidrogenaz ve 17β-Hidroksisteroid dehidrogenaz), lipit peroksidasyonu, hidroksil radikali, hidrojen peroksit, apoptoz/ nekroz oranı ve Sertoli hücre fonksiyonu belirteci olan γ-glutamiltranspeptidaz enzim aktivitesi belirlenerek araştırılması amaçlanmaktadır.
İçme suyu ve besinlerde yaygın olarak bulunan flor, çevre ve insan sağlığını tehdit etmektedir. Organik ve inorganik flor elementi bütün su ve toprak kaynaklarında bulunmakta ve insanlar bu elementi bitki ve hayvanları besin olarak tüketerek almaktadırlar. Florürdeki florun zehirliliği bileşiğin suda eriyebilirliği ile ilgilidir. Suda kolaylıkla eriyebilen sodyum florür, kalsiyum florür, kaya fosfatı veya kriyolitten daha zehirlidir. Sodyum florürün vücuda alınmasının en önemli ve vazgeçilmeyen yolları, içme suyu, besinler, ilaçlar, diş macunu ve dental ürünlerdir.
Florürün hücrede serbest radikal oluşturarak hücreye zarar verdiği bilinmektedir. Serbest radikallerin yarattığı oksidatif stresin önlenmesi ve etkisinin en aza indirilmesi için yeterli miktarda antioksidan tüketilmelidir. Vitamin C kuvvetli indirgeyici aktivitesinden dolayı güçlü bir antioksidandır. Süperoksit radikali (O2-) ve hidroksil radikali (OH·) ile reaksiyona girerek onları ortamdan temizlemekte ve böylece hücreyi oksidatif hasardan korumaktadır.
Sodyum florür 24 ve 48 saat süreyle 4 ppm ve 20 ppm dozlarında ve bu dozlara ilave olarak Vitamin C (50 μM) TM4 Sertoli hücrelerine uygulanmıştır. Sertoli hücrelerinde hücre canlılığı, hücre çoğalması, glutatyon miktarı, antioksidan enzimler ve steroidogenik enzimlerin miktarları, lipit peroksidasyonu, hidroksil radikali, hidrojen peroksit miktarı, sitotoksisite ve apoptoz/nekroz oranları ölçülmüştür. Bulgular hücre canlığı, hücre çoğalması, steroidogenik ve antioksidan enzimlerin azaldığını, lipit peroksidasyonu, hidroksil radikali, hidrojen peroksit miktarı, sitotoksisite ve apoptoz/nekroz oranının arttığını göstermiştir. Bu bulgular sodyum florürün TM4 Sertoli hücrelerinde lipit peroksidasyonu ve reaktif oksijen türlerinin (ROS) oluşumuna bağlı olarak apoptozu teşvik ettiğini ve steroidogenik enzimleri inhibe ederek testosteron biyosentezini inhibe ettiğini göstermektedir. Ayrıca, Vitamin C’nin sodyum florür tarafından oluşturulan toksisiteye karşı koruyucu bir etkisi olduğu ortaya çıkarılmıştır.

 

The Effects of Vitamin C on Sodium Fluoride-Induced Oxidative



Damage on TM4 Sertoli Cells
In this study, fluoride-induced oxidative damage and the protective effect of Vitamin C which is a strong antioxidant supplementation against this damage on TM4 Sertoli cells were purposed to research by determination of cell viability, cell proliferation, cytotoxicity, amount of glutathion, antioxidant enzymes (superoxide dismutase, catalase, glutathione peroxidase, glutathione S-transferase), steroidogenic enzymes (3β-hydroxysteroid dehydrogenase and 17β-hydroxysteroid dehydrogenase), lipid peroxidation, hydroxyl radical, hydrogen peroxide, apoptosis/necrosis rate and γ-glutamyltranspeptidase enzyme activity which is a marker for Sertoli celll function.
Fluorine is found widely in drinking water and foods threat to the environment and human health. Organic and inorganic fluorine is found in all sources of soil and water and is taken by human with plant and animal consumption. Toxicity of fluorine in fluoride is concerned with water solubility. Sodium fluoride which is easily soluble in water is more toxic than calcium fluoride, rock phosphate or cryolite. The most important and indispensable ways of sodium fluoride to take the human body are drinking water, food, drugs, tooth paste and dental products.
It is known that fluoride damage to the cell generating free radicals. Sufficient amount of antioxidant must consume with diet for prevention of oxidative stress that occurs free radicals and decreasing of its effect. Vitamin C is a strong antioxidant for its powerful reductive activity. Vitamin C reacts with superoxide radical and hydroxyl radical, thus scavenges them from environment. Therefore, vitamin C protects the cell from oxidative damage.
Sodium fluoride was exposed to Sertoli cells for 24 and 48 hours at 4 ppm and 20 ppm doses and, in addition to these doses, to vitamin C (50 μM). Cell viability, cell proliferation, amount of glutathion, antioxidant enzymes, steroidogenic enzymes, lipid peroxidation, hydroxyl radical, hydrogen peroxide, cytotoxicity, apoptosis/necrosis rate were measured in Sertoli cells. The results indicated that cell viability, cell proliferation, steroidogenic and antioxidant enzymes are decreased, while lipid peroxidation, hydroxyl radical, hydrogen peroxide, cytotoxicity, apoptosis/necrosis rate are increased. This findings is indicate that sodium fluoride induced apoptosis depending on generation of reactive oxygene species (ROS) and lipid peroxidation and inhibited testosterone biosenthesis by inhibiting steroidogenic enzymes. Furthermore, it was revealed that vitamin C has a protective effect on toxicity caused by sodium fluoride.

ARISAL Saltuk Buğra

Danışman : Prof. Dr. Hüsamettin BALKIS

Anabilim Dalı : Biyoloji

Programı : Hidrobiyoloji

Mezuniyet Yılı : 2013

Tez Savunma Jürisi : Prof. Dr. Hüsamettin BALKIS

Prof. Dr. Mustafa TEMEL

Doç. Dr. Serhat ALBAYRAK

Doç. Dr. Lütfiye ERYILMAZ

Doç. Dr. Müfit ÖZULUĞ




Kapıdağ Yarımadası Litoral Bölgesinde (Marmara Denizi) Yaşayan Polychaeta (Annelida) Türleri ve Bazı Ekolojik Özellikleri
Marmara Denizi’nin güneyinde yer alan Kapıdağ Yarımadası’nda yaşayan poliket türleri ile dağılımlarına etki eden ortam faktörlerinin belirlenmesini amaçlayan bu çalışma 5-6-7-8 Nisan 2011 ile 17-18-19-20 Ekim 2011 tarihlerinde yapılmıştır. İstasyonların 6’sı kıyıda (0,5 m), 15’i ise kıyıdan açığa doğru 1-30 m arasındaki derinliklerden (1 m, 5 m, 10 m, 20 m, 30 m) olmak üzere toplam 21 istasyonda iki mevsim olarak alınan örneklerin incelenmesi sonucunda 21 familyaya ait 45 tür ve toplamda 40884 birey saptanmıştır.
İlkbahar mevsiminde yapılan örneklemede 37 poliket türü ve 40108 birey, sonbahar mevsiminde yapılan örneklemede ise 27 poliket türü ve 776 birey belirlenmiştir. Kapıdağ Yarımadası’nda en yüksek tür ve birey sayısı ilkbahar mevsiminde elde edilmiştir.
Örnekleme yapılan istasyonlarda belirlenen tür ve birey sayılarından yararlanılarak Shannon-Weaver çeşitlilik indeksi (H'), örnekleme yapılan istasyonlar arasındaki benzerliği belirlemek için Bray-Curtis benzerlik indeksi ve bölgesel dağılım modelini çözümlemek amacıyla çok boyutlu ölçekleme (MDS) yöntemleri ile yığın analizi sonucunda oluşan grupların kendi içlerindeki benzerlik ve farklılıklarına her bir türün yüzde katkısını saptamak amacıyla SIMPER analizleri uygulanmıştır.
Kapıdağ Yarımadası’nda, ortamın ekolojik değişkenlerinden sıcaklığın 8-18 °C, tuzluluğun ‰ 12,5-29,2, çözünmüş oksijenin 3,8-15,3 mg/l ve pH’ın 7,2 ile 8,7 arasında değiştiği belirlenmiştir. Örnekleme sürecinde çalışılan istasyonlardaki yüzey sedimentinde belirlenen çamur yüzdesi % 0,3 ile 94,2, toplam organik karbon değerleri % 0,4 ile 3,5, toplam kalsiyum karbonat değerleri % 0,3 ile 85,9 arasındadır.


Yüklə 1,69 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   24




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin