BaşÖRTÜSÜ raporu 2007 Sakarya Başörtüsü Platformu


Haziran 2007 - Başörtüsü parti politikası olarak kullanılmamalı



Yüklə 2,1 Mb.
səhifə33/102
tarix30.10.2017
ölçüsü2,1 Mb.
#22656
1   ...   29   30   31   32   33   34   35   36   ...   102

8 Haziran 2007 - Başörtüsü parti politikası olarak kullanılmamalı


Belçika'da yapılacak genel seçim öncesi, Yeşiller partisi Meclis adayı Meryem Kaçar'ın seçim kampanyasına katılan Cem Özdemir, Türkiye'nin iç sorunları diyalog yoluyla çözmesi gerektiğini belirtti. Özdemir, "Türkiye'de yapılan son cumhuriyet mitinglerinde hükümet, sokakta yürüyen insanın gerçeğini görmezlikten gelmemeli" şeklinde konuştu. Hükümetin, kadın hakları ve Alevilerin sorunlarında yetersiz kaldığını savunan Özdemir, "Askerlerin de siyasette yeri olmadığının altını çizmek istiyorum. Askerler, siyasi hayata müdahale etmemeli" ifadesini de kullandı. Cem Özdemir, başörtüsü konusunun parti politikası olarak kullanılmaması gereğini vurgularken de "Bu konu diyalog ortamında ele alınmalıdır" dedi. (Zaman)

9 Haziran 2007 - Başörtüsü Platformları Eylemleri


Sakarya Başörtüsü Platformu, 91’inci eyleminde “Oynanan demokrasi oyununu bozmak, seçim aldatmacalarını boşa çıkarmak, darbe ve baskılarla kısıtlanan özgürlükleri korumak , yasaklanan başörtümüz ve İslami hak ve taleplerimizi elde edebilmenin tek yolu, ilkeli onurlu bir direnişi hakim kılmaktır” denildi. Kocaeli’deki 112’nci açıklamada “namaz kıldıkları için nerdeyse terörist damgası yiyen öğrencileri,sadece eşi başörtülü olan bir cumhurbaşkanı adayı için ortalığın ne kadar karıştırıldığının hatta bu konuda askeri darbeye bile çağıran siyasetçileri, darbe yapmakla tehdit eden askerleri, sözde sivil toplum kuruluşlarını, sözde aydınları ve tabi ki malum medyayı unutmuş değiliz.” uyarısı yapıldı. Ankara’da yapılan 70’inci eylemde “22 Temmuz'da gerçekleştirilecek genel seçimler öncesi, silahlı ve silahsız kuvvetlerin organize ettiği provokasyonlar bu kez de etnik kimlikler ve din-inanç ekseninde devam etmektedir.” denildi. Van’daki 41’inci eylemde başörtüsüne özgürlük çağrısına destek büyürken, Akyazı İnanç Özgürlüğü Platformu da 18’inci kez meydanlardaydı.

12 Haziran 2007 – 18 yaşına kadar devlet okullarında başörtüsü kullanılamaz


Zaman’daki “Okulda ibadet ve laiklik” başlıklı yazısında Şahin Alpay, Bağcılar Lisesi'nde öğrencilerin kıldığı namaz sonrası yapılan tartışmalara kendi görüşleriyle katıldı: “Laik bir devlette 18 yaşını doldurarak rüşte ermiş tüm yurttaşlar, dini inançlarını (başkalarının inançlarını ihlal etmemek koşuluyla) yerine getirmekte özgür olmalıdır. Henüz rüştüne ermemiş olan çocuk ve gençlerin velayeti anne babalarındadır. Çocuklarının dini eğitim görüp görmemelerini ya da nasıl bir dini eğitim göreceklerini tercih, anne ve babalarının insan hakları sözleşmelerine de giren bir hakkıdır. Bu temel ilkeler ışığında okullarda din dersleri, başörtüsü ve ibadet sorununa laik ve demokratik bir çözüm ancak şu olabilir: Bütün inançlara eşit mesafede durmak zorunda olan devletin rüşte ermemiş öğrencilerin okuduğu okullarında, yani devlete ait temel öğretim okulları ve liselerde (söz konusu olan toplumun ezici çoğunluğun dini de olsa) belirli bir dinin eğitiminin verildiği zorunlu din dersleri okutulamaz. Aynı şekilde, dini simgeler bu arada başörtüsü kullanılmasına, dua ve ibadete izin verilemez. Buna karşılık rüşte ermiş öğrencilerin okuduğu devlete ya da vakıflara ait veya özel üniversite ve yüksek okullarda ilahiyat, din, din felsefesi dersleri özgürce verilebileceği gibi, dini simgeler (bu arada başörtüsü) kullanılması kişinin tercihine bırakılabilir; talebe uygun olarak dini ibadet yerleri açılması serbest olabilir.”

13 Haziran 2007 – Kübra Gül, mezuniyet törenine başörtüsüyle katıldı

Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül'ün kızı Kübra Gül’ün Bilkent Üniversitesi'nde düzenlenen mezuniyet töreninde, başörtüsü takması tartışma konusu oldu. Mezuniyet töreninde adları okunan öğrenciler sahneye çıkarak diplomalarını alırken Kübra Gül için özel uygulama yapıldı ve töreni protokol sırasında izleyen Kübra Gül, ismi okununca sahneye çıkmayarak babasının yanına gitti. Gül, kızına, öperek diplomasını verdi. Bilkent Üniversitesi yetkilileri, törene katılan başörtülü öğrencilerin peruk takmaları gerektiğini belirtirken Kübra Gül'ün bu uygulama dışında kalmak için programı ailesiyle birlikte protokolde izlemek istediğini söylediler. Gül'ün, sahneye başörtüsüyle çıkamayacağı için diplomasını protokol önünde almayı tercih ettiği belirtildi.



14 Haziran 2007 – Kamusal alan yarası

Akşam gazetesi yazarı Serdar Turgut, Pencere adlı köşesindeki yazısında “ülkemizin ciddi bir kanayan yarası” diye nitelediği başörtüsü yasağı hakkında herhangi bir gelişme yaşanmadığını ifade etti. Sorunun çözümünü “hizmet alan-hizmet veren” ayrımında gören Turgut, görüşlerini yazısına şöyle taşıdı: “Aklı başında olan tüm siyasetçi ve düşünürler, üniversite öğrencilerine türban yasağı getirilmesinin yanlış olduğunu, çözümün hemen buradan başlayabileceğini söylüyorlar. Aslında Türkiye'nin tüm türban meselesinin üniversitedeki türbandan ibaret olduğunu, orada sorun çözüldüğünde Türkiye'deki sorunun büyük ölçüde rahatlayacağını düşünenler de var. Bu bağlamda kamusal alanda hizmet alanlar ile hizmet verenler arasında ayırım yapılması gerektiğini söyleyenler de hizmet verenlerde yani devlet dairelerinde türban meselesinin olmadığını, bu yönde bir talep de bulunmadığını söylüyorlar. Ancak türbana mutlak olarak karşı olanlar, bu tür nüanslara dikkat etmiyorlar… Bu çok sağlıklı bir durum değil tabii, Eğer bu ayrım sağlıklı yapılırsa ve kriterler net olarak konulursa, Türkiye'nin kanayan yarası türban meselesinin çözümü yolunda büyük adım atılabilir. En azından türban sorun olarak halkın gündeminden çıkar.”



15 Haziran 2007 – Eğer başı örtülü bir kadın olsaydım

Eski İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ali Müfit Gürtuna'nın eşinin başı açık fotoğraflarının medyaya yansımasından sonra bir yazı kaleme alan Hürriyet gazetesi genel yayın yönetmeni Ertuğrul Özkök şunları yazdı: “Şu izlenimime herhalde çok katılan olacaktır. Reyhan Gürtuna, bir anda sanki 10 yaş gençleşti. Meğer türban, bir kadını olduğundan çok yaşlı gösteriyormuş. Daha da önemlisi, bir kadın yüzünün güzelliğini fena halde saklıyormuş. Daha daha da önemlisi, bir kadının karakterini gizliyormuş. Go-kart üzerindeki kadın bana çok rahatlamış göründü… Reyhan Gürtuna, bir tabuyu yıktı, bir putu devirdi. Demek ki bir kadın örtünebildiği gibi, örtüsünü çıkarabilirmiş de... Benim özlediğim Türkiye bu. Kadının açılma özgürlüğünü de, örtünme kadar meşru kabul eden bir zihniyet ortamı. Elbette karışmak haddime düşmez ama örtülü bir kadın olsaydım, bu fotoğrafı karşıma koyar, üzerimdeki bütün "mahalle baskılarını" bir kenara bırakıp özgürce düşünürdüm... Güzellik bu dünyaya ait bir şeydir. Ama emin olunuz, bu dünya da çok güzeldir ve asla ihmal edilmemelidir.”



Yüklə 2,1 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   29   30   31   32   33   34   35   36   ...   102




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin