20 Eylül 2007 - Mahkeme Türkiye'ye "başörtüsünü yasaklayın" dememiştir
YÖK Başkanı Erdoğan Teziç'in "Türban yasağı AİHM kararlarıyla oluşan hukuki durumdur." şeklindeki açıklamasına Avrupa'dan tepki geldi. AİHM uzmanlarından İngiliz Prof. Kevin Boyle, Teziç'in yorumunu 'saçma' bulurken, Türkiye'nin yasağı kaldırması durumunda AİHM'nin hiçbir itirazı olamayacağını söyledi. Essex Üniversitesi İnsan Hakları Hukuku uzmanı Prof. Kevin Boyle’ın görüşleri şöyle: Teziç'in sözleri saçma. AİHM'nin Leyla Şahin kararının söylediği, bu meselenin tamamen Türkiye'nin işi olduğudur. Yani "başörtüsünü yasaklayın" şeklinde kesinlikle bir yaklaşım yoktur. Söylenen bu işin çözümü Mahkeme'nin değil Türkiye'nin meselesi olduğudur. Mahkeme, Türkiye'ye "başörtüsünü yasaklayın" dememiştir. Türkiye yeni anayasasında yasağı kaldırmaya karar verirse AİHM'ye söyleyecek söz düşmez. Zaten AB'nin 27 üyesinin hiçbirinde başörtüsü yasağı yok. (Zaman)
20 Eylül 2007 - YÖK iktidarını kaybetmemek için türbana sarıldı
Tüm Öğretim Elemanları Derneği Başkanı Prof. Dr. M. Tahir Hatipoğlu, Zaman’daki yazısında YÖK Başkanı Teziç’i eleştirdi: “Rektörler için türban "ben senden daha Atatürkçüyüm" yarışına dönmüştür... Rektörler, kargaşa olur da yeni oluşumda yeniden rektör olur muyuz telaşındalar. Kısacası, devlet iktidarının organları başta olmak üzere yurttaşların neredeyse tamamı siyasallaşmış vaziyettedir. Artık buna dur denilmelidir. Üniversite, bilimin yol göstericiliğinde olaylara en çok sağduyu ile yaklaşması gereken kurumdur. Oysa, bir bakıyoruz ki, üniversite gerginlik ve kargaşa yaratıcı bir tavır içindedir.”
20 Eylül 2007 - Başörtüsü problem olmaktan çıkartılmalı
Eskişehir MÜSİAD Şube Başkanı Harun Çetintürk yaptığı açıklamada başörtüsü yasağına değindi. Çetintürk, "Artık bu yasak problem olmaktan çıkarılmalı ve hazırlanan Anayasayla gençlerimizin geleceği aydınlatılmalı" dedi. Ellerinden eğitim hakları çalınmış başörtülülere temel haklarının iade edilmesini isteyen Çetintürk, "Başörtüsü özgürlük ve hak meselesidir. Başörtüsü yüzünden binlerce kızımız mağdur edilmiş ve eğitim hakları ellerinden alınmıştır. Artık bu yasak sorun olmaktan çıkarılmalı ve hazırlanan anayasayla gençlerimizin geleceği teminat altına alınarak aydınlatılmalıdır" dedi. (Yeni Şafak)
20 Eylül 2007 – Başörtünün serbestliğinde geri adım sorunu düğümler
Zaman yazarı Ahmet Selim, “İyi düşünmek gerekir” başlıklı yazısında anayasa taslağı ve başörtüsü sorunu konusunda şu tespiti yaptı: “Açıklanacak metin, başörtünün serbestliği konusunu içerecek; ama tepkilerden sonra geri çekilecek ise; öncekine benzeyen bir değerlendirme mantığı işlemeye ve dolaylı sonuçlarını vermeye başlar. Önceki durumda "anayasaya aykırılık" söz konusu olmuştu, bu defa çeşitli anayasa tercihlerinin de üstüne çıkacak bir değerlendirmeyle "Demokrasiye, demokrasi kültürü, çağdaşlık ve uygarlık temellerine" aykırılık söz konusu olmaya başlar. Çünkü olumsuz tepkiler böyle bir keskinlik taşıyacaktır; onları dikkate alarak ve haklı bulma zorunda yahut görüntüsünde kalarak geri adım atılınca da, mesele "ebediyen çözülemeyecek bir düğüm" hüviyetiyle sabitleşir...”
20 Eylül 2007 - Avrupa, Teziç'in yasakçı tezlerini yalanlıyor
Anayasa değişikliğiyle ilgili tartışmalara katılan YÖK Başkanı Erdoğan Teziç, üniversitelerdeki yasakçı uygulamalara Avrupa'yı dayanak gösterdi. Ancak AB üyesi hiçbir ülkede Teziç'in dile getirdiği yasaklamalar üniversitelerde uygulanmıyor. Özellikle üniversite öğrencilerinin dinî vecibelerine göre giyinmesine ilişkin bir yasak bulunmuyor. Avrupa'da en kalabalık Türk nüfusunun yaşadığı Almanya'da da üniversitelere girişte kıyafet yasağı bulunmuyor. Din konusunda Avrupa'nın en özgür ülkelerinden birisi olan İngiltere'de ise sadece hizmet alanlar değil hizmet verenlere yönelik de bir yasak yok. 2004'te devlete ait ilk ve ortaöğretim okullarında öğrencilerin büyük haç, kippa ve başörtüsü ile derslere girmesini yasaklayan Fransa, özel ilköğretim kurumları ve üniversiteleri kapsam dışı bıraktı. Fransız üniversitelerinde çok sayıda başörtülü, Müslüman öğrenci hiçbir sorunla karşılaşmadan derslere giriyor. Başörtüsüyle ilgili tartışmalar sırasında üniversiteler de gündeme geldi. Fakat üniversitelerin "özgür alanlar" olarak kalması gerektiği ve öğrencilerin "ergin" insanlar olduklarına dikkat çekilerek yükseköğrenim kurumları kanuna dahil edilmedi. (Zaman)
21 Eylül 2007 – Teziç aldatıyor
Sabah yazarlarından Emre Aköz, “Okula döndüğünde yüzü kızaracak mı?” başlıklı yazısında YÖK Başkanı Teziç’in söylediklerini aldatıcı olarak değerlendirdi. Aköz şunları yazdı: “Biliyorsunuz YÖK Başkanı, özetle, "Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi türban yasağını onayladı... AİHM kararları iç hukukun üstündedir... Dolayısıyla anayasayı değiştirseniz dahi türban yasağı kaldırılamaz" dedi. Teziç aldatıyor. Bunu söyleyen Teziç, hukuksal konulara vakıf olmayan insanları resmen aldatıyor. Olayın doğrusu şöyle: Diyelim ki bir yasak koydunuz... Üst mahkeme de bu yasağı uygun buldu... Aradan zaman geçti... Yasağı kaldırdınız... Böyle bir durumda, "Hayır efendim madem ki üst mahkeme uygun bulmuştu, o yasak devam eder" denemez. Aksini iddia etmek saçmalıktır, mantıksızlıktır. Zaten AİHM mevcut anayasaya ve yasalara göre karar verdikten sonra Türkiye'ye şu mesajı gönderdi: "Türban yasağını kaldırmak istiyorsan, yasalarını değiştir," İşte olay bu kadar basit. Üniversitelerde türban yasağının devam etmesini isteyebilirsiniz. Bu sizin fikrinizdir, dünya görüşünüzdür, ideolojinizdir. Yasağın sürmesi için mücadele de edebilirsiniz. O da demokratik hakkınızdır. Ancak Teziç'in yaptığı gibi AİHM kararını öne sürerseniz, saçma saparı bir iddiada bulunmuş olursunuz.”
21 Eylül 2007 - Şerif Mardin başörtüsüne karşı mı?
Dünyaca ünlü sosyolog Prof. Dr. Şerif Mardin'in Hürriyet'ten Ayşe Arman'a yaptığı son açıklamaları Türkiye'de geniş yankı buldu. Açıklamasıyla ilgili olarak Vakit gazetesine konuşan Mardin, Hürriyet gazetesine yaptığı açıklamalarının 20 farklı yorumunun yapılabileceğini vurguladı. Mardin şöyle konuştu: "Hürriyet benim sözlerimi bu şekilde yorumlamış. Sosyal bilimlerde öyle kesin mutlak ifadeler olmaz. Bu nedenle kesin ifadeler kullanmadım. Ancak başlıkta öyle verilmiş. Benim sözlerimin 20 farklı yorumu yapılabilir. Benim pek çok başörtülü öğrencim oldu. Bu konudaki görüşlerim belli." Başörtüsü yasağının demokratik olmadığının altını çizen Mardin, başörtülü öğrencilerin de üniversiteye gidebilmesi gerektiğini kaydetti. Mardin, bu konuda daha fazla spekülasyona yol açmak istemediğini de sözlerine ekledi. (Vakit)
Dostları ilə paylaş: |