Dr nazim beratli


TARİH İÇİNDE BİR KASABA LEFKE



Yüklə 0,7 Mb.
səhifə35/40
tarix23.01.2018
ölçüsü0,7 Mb.
#40277
1   ...   32   33   34   35   36   37   38   39   40

TARİH İÇİNDE BİR KASABA LEFKE

Lefke'nin adının nereden geldiği ile ilgili pek çok iddia vardır. Bunlardan bizce en inandırıcı olanı, burayı M.Ö. 3. yy.da Ptoleme Kralı'nın oğlu Lefcos'un kurduğu ve kasabanın adının, kurucusundan geldiği şeklindeki iddiadır.


PROTOHİSTORİK ÇAĞDAN KALMA BİR KASABA

Lefke'nin tarihi ile ilgili olarak benim edinebildiğim en eski protohistorik çağdan kalma, dolaylı bir bilgidir. Bilindiği gibi, adanın adı Cyprus , Kubrum , Kipros ve Kuburus , bakır madeni ile ilgilidir. Yunan mitolojisinde çok önemli bir yer tutan Afrodit'in bir adının da Cuprum olup, adanın kendine özgü dininde, başlıca tanrıça olarak kabul edildiği bilinmektedir. Özellikle prehistorik yani yazıdan önceki dönemlere ait kalıntılardan başlıcalarından birinin , Ambeliku'da bulunması da, Lefke'deki bakır madeninin çok eski zamanlardan beri bilinip işlendiğinin, kanıtıdır.Bir anlamda hem adanın adının ve hem de en eski dininin, bu yöreden kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Adanın bu zenginlikte başka bakır madeninin bulunmaması, olanların da kıyıya uzaklıkları dikkate alınırsa, Kıbrıs adının Lefke madeninden dolayı bu adaya verildiğinin ileri sürülebileceği görülür. Bu iddianın kesin olarak kanıtlanması , yani adada daha eski maden ocaklarının bulunduğunun saptanması arkeologların işi olup; bugün için böyle bir bilgi de bulunmamaktadır.



SOLON BÖLGEYİ BİLİYORDU


Eski Yunan'ın en önemli düşünürlerinden biri olan Solon'un, Kıbrıslı olduğu bilinmektedir. Atina'da aristokrasi devleti yönetemez hale gelince, Solon Kıbrıs'tan Atina'ya çağrılır. Kendisi bu kentte Eski Yunan'ın en önemli kanun yapıcılarından biri olur. Solon'a karşı çıkan en önemli düşünür olan Zenon'un da Kıbrıslı olması, adanın o dönemde parlak bir düşünce merkezi olduğunu gösterir . O dönemde Kıbrıs Kralları arasında bulunan Filikapos, kanun yapıcı - filozof Solon'un önerisi üzerine , adada bir kent inşaa ettirir . Bu kentin ahalisi, Ege'den getirilir ve kente büyük düşünce adamının adına izafeten, Soli adı verilir (1 ). Ruppert Gunnis, Latin Döneminde, Ortodoks Başpiskoposu'nun, Soli'de oturduğunu anlatır ve kentin kuruluş tarihi olarak M.Ö. 600 yılını verir.

Demek ki antik çağda bugünkü Lefke, önemli bir yerleşim birimi imiş...

Bir iddiaya göre Roma Döneminde , ve hatta Fenikeliler zamanında, Lefke'deki bakır madeni ocakları işletilmiştir. Romalılar, gerek Eski Karadağ - Aplıç arasında yüzeyden , gerekse de bugünkü futbol sahasının batısındaki tepeye açtıkları galerilerden bakır cevheri çıkarmaktaymışlar . Bu cevheri yüzeye çıkarmak için gerekli zembilleri örebilmek üzere Mısır'dan getirilen hurma ağaçları , bugün kasabanın silüetini süsleyen hurmaların atalarıymış. Bölgedeki cüruf kalıntıları, bu iddiayı yabana atmamıza olanak tanımıyor.

BİR KRALIN ÖZEL MÜLKÜ


Kaynaklarda , Bizans dönemi ile ilgili, çok fazla bilgi elde edilememektedir.. Ancak, Piri Paşa Camii'nin Osmanlı fethi esnasında, Latin Döneminde ihmale uğradığı için, harabe haline gelmiş eski bir Ortodoks Kilisesi olduğu ve bu eski mabedin fetih komutanlarından, daha sonra Baf Sancak Beyliğine getirilmiş Ebubekir Bey tarafından camiiye çevrilerek, tamir edilip, dedesi Sadrazam Piri Mehmet Paşa adına vakfedilmiş Bizans döneminden kalma bir ibadethane olduğunu, bilmekteyiz.(2) Gunnis, kasabadaki her iki camii'nin de eski Bizans mabedleri üzerine inşaa edildiğini ve kasabanın tüm çevresinin, Bizans ve Hellenistik dönemden kalma mezarlar ile dolu olduğunu yazmaktadır. Demek ki, Bizans Döneminde de Lefke , sonraki dört yüz yıllık Latin Döneminde ayakta kalabilecek kadar sağlam binaların yapıldığı, önemli bir yerleşim alanı imiş.

Bizans'tan sonraki karışıklık dönemi sona erdiğinde, Lefke'nin Lüzinyan Kraliyet ailesinin özel mülkü arasında bulunduğunu görürüz. (3) Lüzinyan Kralı II . Peter'in kendisine çiftlik (fief) olarak seçip, şahsi mülk edindiği bir bölgenin, bakımsız, harap bir yer olduğu düşünülemez. 1426 yılındaki Memlük işgalinden sonra, adada çıkmış bulunan köylü isyanının dört önemli merkezinden biri olan kasabanın, o dönemde bir baronluk merkezi, yani ilçe olduğunu görmekteyiz. (4)

Yine Rupperd Gunnis'in, çok önemli Kıbrıslı tarihçi Maharias'tan aktardığına göre, Orta Çağ'ın çok erken dönemlerinden başlayarak, bölge'nin limanı, Soli'nin doğusuna, Lefke'nin altbaşına kayar. O dönemde, St. Efxifios diye anılan limanın bulunduğu alanın adı, Xifios'dan, giderek Xeros'a döner. Buranın önemli bir liman olduğunu, Lüzinyan Kralı ll. James ile evlenmek üzere adaya gelen Bizans İmparatoru'nun kızı Helena Paleologos'un, Kıbrıs'a bu limandan çıkmasından anlıyoruz. Sonradan, gemilerin demirlediği koya, Rumlar Karavostasi, Türkler ise Gemikonağı demeye başlarlar.

Ayni dönemde, bugün Lefke'nin bir mahallesi haline gelmiş bulunan Peristeronari'nin (Cengizköy), Yafa Kontu'nun çiftliği olduğunu görmekteyiz.(5)Lefke'nin ünlü portakal ağaçları, belki de o dönemde adaya geldi, kim bilir?!

1521 tarihinde, Venedik devlet mekanizmasına ait malların düzenlendiği bir listede, yine Lefke adına rastlanmaktadır. Rupert Gunnis, o dönemde Lefke'nin bir baronluk merkezi, yani ilçe olduğunu anlatır. (6)

İSYANLARLA HAŞIR NEŞİR


Osmanlı Dönemine gelindiğinde , kasaba eski bir Latin mülkü olduğu için, Osmanlı İskan Politikasının bir gereği olarak, Anadolu'dan getirilen Türkler ile iskan edilmiştir. (7) Kasabanın bu dönemde de önemini koruduğunun işareti , 1573 ve 1578'de Lefkoşa'ya açılan iki medreseden sonra, başkent dışındaki ilk eğitim kurumunun, 1580'de Lefke'de açılan Piri Paşa Medresi olmasıdır.(8) Kasabanın Türk nüfusunun, daha çok İlmiye ve Askeriye sınıflarından olmasının, bugün soyadlarında yaşayan kanıtları, bu gerçekle uyum içerisindedir.

1680'e gelindiğinde, Lefke adı yine bir isyana karışır. Osmanlı Dönemi'nin ünlü asisi Boyacıoğlu Mehmet Bey, Ahmet Paşa yönetimindeki devlet güçleri ile savaşırken, Lefkoşa'yı boşaltıp, Lefke'ye çekilir. Burada bir baskına uğrayıp adamlarının bir kısmını yitiren Boyacıoğlu, Cikko'ya çekilir. (9) Bu bilgiden 17.yy sonları Lefke'sinin, önemini koruyan bir yerleşim birimi olduğunu söyleyebiliriz.1712'de bu defa Osmanlı donanmasının bazı leventleri, denizden Lefke'ye çıkarlar. Bunlar, sonradan Lefkoşa'ya gidip, yeni bir isyan örgütleyeceklerdir. (10) Demek ki liman, 18.yy başlarında faal bir haldeymiş. 1750'de adaya bir ziyaret yapan Drummond'un anılarında, Lefke'nin limanından geçtikten bir saat sonra kente vardığı, burasının çeşitli bahçeler, kıvrımlar yapan bir dere ve amfiteatr şeklinde yükselen arazisi ile güzel bir yer olduğu anlatılmaktadır. (11) 18.yy ortalarının Lefke'sinin, batılı bir gezgin gözündeki bu tanımlaması, ayni dönemde adanın her tarafının sefalet içinde olduğu bilinerek okunursa, anlamının kavranması, kolaylaşır.

19.yy başlarında, kasabanın adı yine bir isyana karışır. 1833'te Padişahın bir sefer için ordunun ihtiyacını karşılamak üzere, belirli bir miktar peksimet yapıp göndermesi istenen Polili İbrahim Ağa, miktarı çok bulunca, isyan eder. Tarihe, " Gavur İmam" diye geçen Polili İbrahim'e Baf ve Lefke yardım ederler. Bölgede Osmanlı birlikleri ile yerli Türkler savaşırlar. Gavur İmam yenilip, Mısır'a kaçar. Sonradan adaya getirilip, idam edilir.


Yüklə 0,7 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   32   33   34   35   36   37   38   39   40




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin