6/154/710 Sarıca Paşa evkafına ait Şehirköyü iskele resmi hususunda İstanbul'da sakin kolcu taifesinin vakıf mütevellisine vaki haksız müdahalelerinin önlenmesine, aksi halde müdahalecilerin Divan-ı Edirne'ye ihzarına dair hüküm.
İstanbul kãimmakãmına ve kãdîsına hüküm ki:
Darü’s-sa‘âde ağası Muslı Ağa arz gönderüp nâzırı olduğı Sarıca Paşa evkãfından Şehirköyi dimeğle ma‘rûf leb-i deryâda olan karyenün resm-i iskelesi defter-i cedîd-i hâkãnîde vakfa hâsıl kayd olınmağla zikr olınan iskelede sefîneye tahmîl olınan buğdaydan kile başına vakfıyçün birer akçe resm-i iskele nâmıyla alınagelmeğle hâlâ mütevellî olan Hâcı Alî kolcı tâifesinden iki kileye bir akçe alup vakf-ı mezbûre îrâd ve masraf ve muhâsebesin görüp zimmetinde bir akçe kalmış değil iken İstanbul'da sâkin birkaç nefer kolcı tâifesi hîleye sülûk idüp meblağ-ı mezbûrı girü senden aluruz diyü dahl ü nizâ‘ itmeleriyle hilâf-ı şer‘ ve kãnûn ve defter ol vechile rencîde itdürilmeyüp memnû‘ olmazlar ise Dîvân-ı Edirne'ye havâle olınmak içün yazılmışdur.
Fî evâsıt-ı Ş sene [10]78 [26 Ocak-4 Şubat 1668]
7/10/24 Yasemin bint-i Abdullah Hatun evkafına ait İstanbul'da, Ali Fakih mahallesindeki evin, aynı mahalledeki Nurullah Odabaşı'nın mülk evi ile istibdaline dair hüküm.
İstanbul kãdîsına hüküm ki:
Südde-i sa‘âdetüme mektûb gönderüp mahmiyye-i İstanbul'da vâkı‘ Alî Fakïh mahallesinde müteveffiye Yâsemin bint-i Abdullâh nâm sâhibü’l-hayr evkãfınun mütevellîsi Ahmed meclis-i şer‘a varup vâkıfe-i mezbûrenün mahalle-i mezbûrede bi hisâb-ı terbî‘i üç yüz elli bir buçuk zirâ‘ arsayı ebniyesi harâbe tahtânî iki oda ve bir su kuyusı ve bir mikdâr suffayı müştemil olan vakf menzili yine mahalle-i mezbûrede vâkı‘ reb‘ ve rağbet ve kıymet ve mahall cihetlerinde vakf-ı mezbûrdan evfer ve ekser olup cânib-i şer‘den nâib ve mi‘mâr bîgaraz kimesneler ile misâha eyledüklerinde yedi yüz yetmiş dokuz zirâ‘ arsada dâhiliye ve hâriciyeli dâhiliyesinde tahtânî iki oda ve iki suffa ve bir su kuyusı ve hâricinde iki müsmire ve gayr-ı müsmire hadîkayı ve hâriciyesinde fevkãnî oda ve dehlîz-i kebîr ve tahtanî bir âhûrı müştemil olan mülk menzilün mâliki olan Nûrullâh Odabaşı ibn-i Abdullâh nâm kimesne ile mubâdele murâd itmeğle vakfa enfâ‘ olmağla mübâdele olınmak bâbında emr-i şerîfüm virilmek recâsına arz eyledüği ecilden mesâğ-ı şer‘î üzre mübâdele olınmak içün şürûtıyla yazılmışdur.
Fî evâil-i Z 1081 [11-20 Nisan 1671]
7/24/90 İstanbul'da, Şehzade Sultan Mehmet evkafına ait köylerden Bandırma'nın cürm ü cinayet ve bad-ı hevasının tahsili hususunda mütevelli ve yava cizyedarları arasında ortaya çıkan ihtilafın ilgili kadılıkta görülmesine dair hüküm.
Galata kãdîsına hüküm ki:
İstanbul'da vâkı‘ merhûm ve mağfûrun leh Şehzâde Sultân Mehmed Hân tâbe serâhu evkãfınun bi’l-fi‘l mütevellîsi olan kıdvetü’l-emâsil ve’l-akrân Abdurrahmân zîde kadruhû arz-ı hâl idüp evkãf-ı mezbûr karyelerinden Galata kazâsı muzâfâtından Bandırma nâm karyenün cürm ü cinâyet ve bâd-ı hevâsı defterde müstakıll vakfa hâsıl kayd olınup ol makúle vakf-ı mezbûr karyesi re‘âyasınun üzerlerine bi hasebi’ş-şer‘ cürm sâbit olup kãnûn üzre cerîmelerin almak istedükde hâlâ yava cizyedârı olanlar dahl itmeğle vakfun mahsûline gadr eyledüklerin bildürüp men‘ u def‘ olınmak bâbında emr-i şerîfüm recâ itmeğin şer‘le görilmek emrüm olmışdur diyü yazılmışdır.
Fî evâsıt-ı M sene [10]82 [20-29 Mayıs 1671]
7/30/118 Eyüp'te, vakfın muhasebesinin İstanbul kadıları marifetiyle görülegeldiğini söyleyen Kiremitçi Süleyman Çelebi vakfı mütevellisi ve "muhasebemi ben gördürürüm" diyen vakfın eski mütevellisi arasındaki ihtilafın ilgili kadılıkta görülmesine dair hüküm.
İstanbul kãdîsına hüküm ki:
Hazret-i Ebâ Eyyûb el-Ensârî'de vâkı‘ müteveffâ Kiremidci Süleymân Çelebi vakfınun bi’l-fi‘l mütevellîsi olan Mustafâ zîde kadruhû arz-ı hâl idüp vakf-ı mezbûrun vakfiyyesinde nâzır ta‘yîn olınmağla on beş seneden berü vakf-ı mezbûrun muhâsebesin İstanbul kãdîları ma‘rifetiyle görile gelmişken vakfun sâbık mütevellîsi olan Mehmed şirrete sâlik olup ben muhâsebemi gördürürüm diyü nizâ‘ eyledüğin bildürüp şer‘le görilüp zimmetinde zuhûr iden mâl-ı vakf vakfiyçün alıvirilmek bâbında emr-i şerîfüm recâ itmeğin şer‘le muhâsebesi görilüp zimmetinde zuhûr iden mâl-ı vakf tahsîl olınmak emrüm olmışdur diyü şürûtıyla yazılmışdur.
Fî evâil-i Ra sene 1082 [8-17 Temmuz 1671]
7/39/152 Eyüp'te, Kiremitçi Süleyman Çelebi vakfı muhasebesinin, kadimden olageldiği üzere İstanbul kadıları marifetiyle görülmesine dair hüküm.
İstanbul kãdîsına hüküm ki:
Medîne-i Ebâ Eyyûb el-Ensârî'de vâkı‘ Kiremidci Süleymân Çelebi vakfınun mütevellîsi olan Mustafâ zîde kadruhû arz-ı hâl idüp vakf-ı mezbûrun vakfiyyesinde vâkıf nâzır ta‘yîn itdüği on beş seneden berü vakf-ı mezbûrun muhâsebesin İstanbul kãdîları ma‘rifetiyle görile gelmişiken sâbıkã vakf mütevellîsi olan Mehmed'ün muhâsebemi Eyyûb'da gördürürüm diyü nizâ‘dan hâlî olmaduğın bildürüp kadîmden olıgeldüği üzre vakfın muhâsebesin İstanbul kãdîları hakk ve adl üzre görüp vakfa gadr olınmamak bâbında emr-i şerîfüm recâ itmeğin vech-i meşrûh üzre
[Fî] evâil-i Ra sene [10]82 [8-17 Temmuz 1671 ]
7/55/223 İstanbul'da, Kamer Hatun vakfına ait evin, yine İstanbul'da, Kasap Ahmet mahallesindeki Şaban Ağa'nın mülk evi ile istibdaline dair hüküm.
İstanbul kãdîsına hüküm ki:
Südde-i sa‘âdetüme mektûb gönderüp mahmiyye-i İstanbul'da Kamer Hâtûn vakfı olan ma‘lûmetü’l-hudûd menzilün mütevellîsi olup Küçük Ayasofya câmi‘-i imâmı olan mevlânâ Ahmed meclis-i şer‘-i şerîfe varup mahmiyye-i mezbûre Kassâb Ahmed'ün mahallesinde vâkı‘ reb‘ ve rağbet ve kıymet(?) ve vüs‘at cihetlerinden evfer ve ekser olup bi hisâb-ı terbî‘i yüz yiğirmi zirâ‘ arsayı mülk menzilin mâliki olan Şa‘bân Ağa nâm kimesne ile müdâhale itmek murâd itmeğle istibdâli taraf-ı vakfa enfâ‘ ve evlâ olmağla mübâdele olınmak bâbında (kesik) şer‘i üzre mübâdele olınmak üzre hükm-i şerîfüm yazılmıştur.
Fî evâsıt-ı N sene [10]83 [31 Aralık 1672-9 Ocak 1673]
7/91/303 Bali Halife ibn-i Adil vakfına ait İstanbul'da, Pirinççi Sinan mahallesi mescidinde müezzin olan şahsa şart edilip halen müezzin Hüseyin Halife'nin tasarrufunda olan evin, Debbağzade mahallesindeki mülk ev ile istibdaline dair hüküm.
İstanbul kãdîsına hüküm ki:
Südde-i sa‘âdetüme mektûb gönderüp İstanbul'da müteveffâ Bâlî Halîfe ibn-i Âdil nâm sâhibu’l-hayrun tevliyet ve sükenâsı mahmiyye-i merkúmede Pirinçci Sinân mahallesi mescidinde müezzin olan kimesneye şart ve ta‘yîn eyledüği vakfiyyesinde mastûr olmağın mescid-i mezbûr müezzini olup mütevellîsi olan Hüseyin Halîfe meclis-i şer‘a varup yine mahalle-i mezbûrede vâkı‘ bi hisâb-ı terbî‘i iki yüz doksan dört zirâ‘ arsadan fevkãnî iki köhne oda iki köhne suffa ve bir köhne tahtânî oda ve mikdâr havlı ve su kuyusı müştemil olan vakf menzili yine mahalle-i mezbûre kurbında Debbâğzâde mahallesinde vâkı‘ rağbet ve kıymet ve vüs‘at cihetlerinden evfer ve ekser olan ma‘lûmetü’l-hudûd mülk menzilün mâliki olan Hasan zîde kadruhû ile mübâdele murâd idüp istibdâli vakfa enfâ‘ olmağla mübâdele olınmak bâbında izn-i hümâyûnum recâ itmeğin mesâ‘-ı şer‘î üzre mübâdele olınmak içün şürûtıyla yazılmışdur.
Fî evâhir-i Za sene [10]83 [10-19 Mart 1673]
7/128/452 Geyve'de, verilen hüccet ve emirlere aykırı olarak vakfa hükmolunan eski Rumeli kazaskerinin tasarrufundaki yerleri Aşcıbaşı voyvodasına zaptettiren Geyve kadısının İstanbul'a ihzar olunup eski Rumeli kazaskeri ile Divan-ı hümâyûnda muhakeme olunmalarına dair hüküm.
(Boş) kãdîsına hüküm ki:
Sâbıkã Rûmili kãdîaskeri olup bi’l-fi‘l Âstâne-i sa‘âdetümde nakïbü’l-eşrâfum olan a‘lemü’l-ulemâi’l-mütebahhirîn efdalu’l-fudelâi’l-müteverri‘în Mevlânâ Şeyh Mehmed el-Cezîr(?) edâma’llâhu te‘âlâ fedâilehû tarafından Südde-i sa‘âdetüme arz-ı hâl sunup Geyve kazâsında vâkı‘ müşârun ileyhün mutasarrıf olduğı mezra‘anun sınurı dâhilinde Aşcıbaşı hâssı voyvodası ile sınura müte‘allık nizâ‘ı olup bundan akdem emr-i şerîfümle üzerlerine varılup keşf olındukda müşârun ileyhün mezra‘ası vakfı olduğı sâbit ve zâhir olup cânib-i şer‘den hüccet-i şer‘iyye virilmişken hâlâ Geyve kãdîsı olan Abdullâh nâm kãdî yirlü olmağla husûs-ı mezbûr içün virilen hüccetde şâhid iken mukaddemâ virilen hüccete muğãyir ve müte‘addid virilen evâmir-i şerîfeme muhâlif vakfa hükm olınan yirleri bilâ vech-i şer‘î Aşcıbaşı voyvodasına zabt itdirüp vakfa gadr itmeğle mezbûr Geyve kãdîsı Âstâne-i sa‘âdetüme ihzâr olınmak bâbında emr-i şerîfüm recâ itmeğin mezbûr Abdullâh nâm kãdî Âstâne-i sa‘âdetüme ihzâr olınup Mevlânâ-yı müşârun ileyh ile Dîvân-ı hümâyûnumda mürâfa‘a-i şer‘ olup ihkãk-ı hakk olınmak emrüm olmışdur diyü yazılmışdur.
Fî evâhir-i Ra sene 1083 [17-26 Temmuz 1672]
7/130/465 Belkıs Hatun vakfına ait evin, yeniçeri kethüdası olan Mustafa'nın İstanbul'da Sultan Bayezid-i Cedit mahallesindeki mülk evi ile istibdaline dair hüküm.
İstanbul kãdîsına hüküm ki:
Mektûb gönderüp müteveffiye Belkıs Hâtûn vakfı olan menzilün mütevellîsi olan Mustafâ meclis-i şer‘a varup menzil-i mezbûrı mahmiyye-i İstanbul'da Sultân Bâyezîd-i Cedîd mahallesinde vâkı‘ ve rağbet ve kıymet cihetlerinden her vechile evfer ve ekser olan mülk menzilin mâliki olup hâlâ Yeniçeri kethudâsı olan Mustafâ zîde mecduhû ile mübâdele murâd itmeğle istibdâli vakfa nâfi‘ olmağın mübâdele olınmak bâbında izn-i hümâyûnum virilmek recâsını arz eyledükleri ecilden mesâğ-ı şer‘î üzre istibdâl içün hüküm yazılmışdur.
Fî evâsıt-ı R sene [10]83 [6-15 Ağustos 1672]
RAS01-07VF01
RAS08VF02
8/6/10 İstanbul'da, Koca Mustafa Paşa mahallesi yakınında Mihrişah Hatun mahallesi mescidi vakfı mütevelliliği yılda on kişiye verildiğinden her gelenin vakıf malını yediğine, mescit vakfının tevliyetinin de câmi‘vakfının tevliyetine bağlanarak ikisine de dindar ve güvenilir bir kimsenin atanmasına ve neticenin bildirilmesine dair hüküm.
İstanbul kãdîsına hüküm ki:
İstanbul'da vâkı‘ Koca Mustafâ Paşa mahallesi kurbında Hâce Mihrişâh Hâtûn mahallesi mescidi ahâlîsi Dergâh-ı mu‘allâma muhzır gönderüp mescid-i mezbûrun tevliyeti bir senede on nefer kimesneye tevliyet olınmağla her gelen mâl-ı vakfı ekl ü bel‘ ve zâyi‘ ve telef idüp vakfa gadr olınduğın ahâlîye i‘lâm eyledükde re’y ve ittifâkları ile mescid-i mezbûrı yiğirmi sene mukaddem ref‘ olınan on neferden Alî nâm yeniçeri tekrâr tevliyet-i mezbûrı alup dahl eyledüğini bildürüp mescid-i mezbûr vakfınun tevliyeti dahi câmi‘-i vakf tevliyetine zamm ve ilhâk olınup ikisinden dahi mezkûr Mehmed zabt ve mütevellî nasb olınmak bâbında hükm-i hümâyûnum recâ itmeğin sen ki kãdîsın vakf-ı merkúmun hademe ve mürtezika ve ahâlî-i mahallesi ihbâr itdüği bir mütedeyyin ve mu‘temed kimesneye mâdâm ki vakfa hiyânet vech-i şer‘î üzre sâbit olmaya min ba‘d azl olınmayup ber vech-i te‘yîd zabt itmek üzre arzını virüp tevliyetinün ictimâ‘ından mâni‘-i şer‘îsi olmaduğın i‘lâm eylemen bâbında fermân-ı âlîşânum sâdır olmışdur.
[Fî] evâil-i M sene [10]83 [29 Nisan-8 Mayıs 1672]
8/10/29 İstanbul'da, Ferahşad Hatun evkafının eski mütevellisince çok düşük bedelle kiraya verilen hamamın, kira müddetinin bitiminde ecr-i mislinin tamamlattırılarak başkasına kiralanmasına dair hüküm.
İstanbul kãimmakãmına ve kãdîsına hüküm ki:
Mahrûse-i mezbûrda vâkı‘ Ferahşâd Hâtûn evkãfınun mütevellîsi olan kıdvetü’l-emâsil ve’l-akrân Hüseyin zîde kadruhû ordû-ı hümâyûnuma arz-ı hâl idüp evkãf-ı mezbûreden bir bâb câmi‘i2 sâbıkã mütevellîsi olan Mehmed nâm kimesne ecr-i mislinden noksân-ı fâhiş ile (boş) nâm kimesneye icâre idüp müddeti temâm olmağla hâliyâ ecr-i mislini tekmîl itdürüp ve hammâmı âhara icâre itmeğe kãdir olur diyü şeyhülislâmdan fetvâ-yı şerîfe vir[il]meğle mûcebince amel olınmak bâbında hüküm yazılmışdur.
Fî evâil-i M sene [10]83 [29 Nisan-8 Mayıs 1672]
8/29/117 Üsküdar'da, kendi türbesinde okunması için nakit vakfeden Mahmud Ağa'nın, nakdin belli bir miktarının kızının bakımına verildikten sonra, türbesine darülkura tayin olunmasına dair hüküm.
Üsküdar kãdîsına hüküm ki:
Mahmiyye-i Üsküdar'da vâkı‘ müteveffâ Üsküdarî Mahmûd Ağa evkãfınun nâzırı olan kıdvetü’l-emâsil ve’l-akrân Mahmûd zîde kadruhû ordûya gelüp müteveffâ-yı merkúm kendü türbesinde tilâvet olınmak içün teslîm-i mütevellî ve tescîl-i şer‘le vakf eyledüği nükúdından senede beş yüz guruş nezâreti evlâdı Fâtıma'ya ba‘de’l-inkırâz türbe-i mezbûrda dârü’l-kurrâ ta‘yîn olınmak üzre şart ve ta‘yîn idüp hâlâ ber mûceb-i şart-ı vakf dârü’l-kurrâ ta‘yîn olınmak bâbında hükm-i hümâyûnum recâ itmeğin vakfiyye-i ma‘mûlün bihâsı mûcebince amel olınmak hüküm yazılmışdur.
Fî evâsıt-ı M sene 1083 [9-18 Mayıs 1672]
8/29/118 Üsküdarlı Mahmut Ağa'nın evlatlığına, sonra evladının evladına, inkirazdan sonra türbesinin vakfına bağlanması şartıyla vakfettiği hanenin, icâreteyn usulü ile isteyenlere "satılıp" parasının türbesinin tamirine sarfolunmasına dair hüküm.
Üsküdar kãdîsına hüküm ki
Müteveffâ Üsküdarî Mahmûd Ağa evkãfınun nâzırı olan kıdvetü’l-emâsil ve’l-akrân Mahmûd zîde kadruhû ordûya gelüp müteveffâ-yı mezbûr Üsküdar’da olan menzilin evlâdlığına ba‘dehû evlâdı ve evlâdına ba‘de’l-inkirâz türbesin vakfına ilhâk olına diyü vakf [ve] şart idüp teslîm-i mütevellî ve tescîl-i şer‘î idüp hâlâ hâne-i mezbûr vakfa âid olmağla ber mûceb-i şart-ı vakf hâne-i mezbûra icâre-i mu‘acceli ve müecceli ile tâlib olanlar bey‘ olınup akçesi yed-i mütevellîde hıfz ve türbe-i mezbûrenün ta‘mîr ve termîmine sarf olınmak bâbında hükm-i hümâyûnum recâ itmeğin vakf[iyye-i] ma‘mûlün bihâsında şart itdüği üzre ma‘rifet-i şer‘le fürûht olınmak hüküm yazlmışdur.
Fî evâsıt-ı M sene [10]83 [9-18 Mayıs 1672]
8/51/218 İstanbul'da, çocuksuz ölen amcası oğlundan intikal eden ikisi icâreteynli, üçü mukataalı beş dükkandan icâreteynlilerin vakfa, mukataalı olanlarının kendisine intikal ettiğini söyleyen şahıs ve vakıf mütevellisi arasındaki ihtilafın ilgili kadılıkta görülmesine dair hüküm.
İstanbul kãimmakãmına ve kãdîsına hüküm ki:
Sâlih zîde kadruhû ordûya gelüp mahrûse-i mezbûrede vâkı‘ müteveffâ (boş) evkãfından iki bâb icâre-i mu‘accele ve müeccele ve üç bâb mukãta‘alu beş bâb dükkânlara mutasarrıf olan ammisi oğlı Ma‘rifet nâm kimesne fevt oldukda evlâdı kalmayup zikr olınan iki bâb icâre ile olan dükkânlar vakfa intikãl idüp ve üç kıt‘a dükkânlar ki mukãta‘aludur şer‘an buna intikãl eylemişiken hâliyâ evkãf-ı mezbûr mütevellîsi olan (boş) nâm kimesne âhardan (boş) nâm kimesne fuzûlî bey‘ idüp ziyâde gadr eyledüğin ve bu bâbda şeyhülislâmdan da‘vâsına muvâfık fetvâ-yı şerîfesi olduğın bildürüp mûcebince amel olınmak bâbında fetvâ ve temessüki mûcebince amel olınmak hüküm yazılmışdur.
Fî evail-i S sene [10]83 [29 Mayıs-7 Haziran 1672]
8/55/234 İstanbul'da, Sultan Selim çarşısındaki ceddi Mehmet Efendi'nin evkafına ait bakkal ve terzi dükkanlarının zaptedildiğinden şikayetçi olan Müderris Mehmet ve bunları mütevelliden mülk olmak üzere satın aldığını ileri süren şahıs arasındaki ihtilafın ilgili kadılıkta görülmesine dair hüküm.
İstanbul kãimmakãmına ve kãdîsına hüküm ki:
Müderris Mehmed zîde fazluhû ordûya gelüp mahrûse-i İstanbul'da merhûm ve mağfûrun leh ceddüm Sultân Selîm Hân tabe serâhu çârşûsında vâkı‘ Mevlânâ-yı mûmâ ileyhün ceddi müteveffâ Mehmed Efendi'nün evkãfından bir bâb bakkãl ve bir bâb derzi dükkânlarını mukayyed kethudâsı Receb nâm kimesne senden mukaddem olan mütevellîde mülk olmak üzre iştirâ eyledüm diyü fuzûlen zabt ve tasarruf idüp vakfa gadr eyledüğin bildürüp şer‘le görilüp icrâ-yı hakk olınmak bâbında emr-i şerîfüm recâ eyledüğin ecilden bir def‘a şer‘le görilüp fasl olmamış ise şer‘le buyrulmak(?) hüküm yazılmışdur.
Fî evâil-i S sene [10]83 [29 Mayıs-7 Haziran 1672]
8/61/258 Hasköy'de, Sarıca Paşa'nın yaptırdığı yıkılmaya yüz tutmuş hamamın mütevellisi başka yerde sakin olduğundan, halkın talebi üzerine, vakıf müsait ise hamamın vakıf malından onarılmasına ve neticenin bildirilmesine dair hüküm.
Uzuncaova Hasköy kazâsında nâib-i şer‘ olan Muharrem zîde ilmuhuya hüküm ki:
Sen ki nâibsin ordû-ı hümâyûnuma mektûb gönderüp kazâ-i Hasköy sükkânınun a‘yân ve eşrâf ve fukarâ ve ağniyâ ve eimme ve hutebâsı meclis-i şer‘a varup kazâ-i mezbûrede vâkı‘ müteveffâ Saruca Paşa bina eyledüği hammâmı harâba müşrif olup mütevellîsi olan âhar kazâda sâkin olmağla hammâm-ı mezkûrı mâl-ı vakfdan ta‘mîr ve termîm olınması içün izn-i hümâyûnum virilmek bâbında emr-i şerîfüm virilmek recâsına arz eyledüği ecilden vakfdan müsâ‘ade var ise ta‘mîr itdüre cevâbı var ise arz olına diyü fermân-ı âlîşânum sâdır olmışdur.
Fî evâsıt-ı S sene [10]83 [8-17 Haziran 1672]
8/62/265 İstanbul'da, vakıf malını yeyip telef eden eski Cafer Paşa evkafı mütevellilerinin hesaplarının görülmesini isteyen yeni mütevelli ve hasımları arasındaki ihtilafın ilgili kadılıkta görülmesine dair hüküm.
İstanbul kãdîsına hüküm ki:
Mahrûse-i İstanbul'da Ca‘fer Paşa evkãfınun bi’l-fi‘l berât-ı şerîfümle mütevellîsi olan Velî zîde kadruhû ordûya gelüp sâbıkã evkãf-ı mezbûre mütevellîsi olanlar mâl-ı vakfı ekl u bel‘ ve zâyi‘ ve telef idüp vakf-ı mezbûre küllî gadr eyledüklerin ve bu bâbda a‘lemu’l-ulemâi’l- mütebahhirîn efdalü’l-fudelâi’l-müteverri‘în bi’l-fi’l şeyhülislâmum olan Mevlânâ Yahyâ edâma’llâhu te‘âlâ fezâiluhû tarafından mektûb olduğın bildürüp mütevellî-i sâbıkların muhâsebelerin şer‘le görilüp icrâ-yı hakk olınmak bâbında şer’le görilüp ihkãk-ı hakk olına diyü hüküm yazılmışdur.
Fî evâsıt-ı S sene [10]83 [8-17 Haziran 1672]
8/80/348 İstanbul'da, ölen Kürkçübaşı Hüseyin Ağa vakfının cabisinde kalan vakıf parasının tahsili için istiğlâl olan hanesini satmak isteyen vakıf mütevellisi ve buna engel olan müteveffanın amcası arasındaki ihtilafın ilgili kadılıkta görülmesine dair hüküm.
İstanbul müfettişine hüküm ki:
İftihâru’l-havâss ve’l-mukarrebîn mu‘temedü’l-mülûk ve’s-selâtîn hâs odabaşı ve hazînedârbaşı olan Hasan dâme ulüvvuhû ordû-ı hümâyûnuma arz-ı hâl gönderüp taht-ı nezâretinde olan evkãfdan İstanbul’da vâkı‘ Kürkçibaşı Hüseyin Ağa vakfınun nukúd-ı mâlı câbîsi olan (boş) nam kimesne fevt oldukda zimmetinde mâl-ı vakfdan iki yüz guruş olup ve hânesi istiğlâl olmağla vakf-ı mezbûr mütevellîsi hânesini bey‘ eylemek murâd eyledükde müteveffâ-yı merkúmun ammisi Hüseyin nam kimesne şirret idüp hâne-i mezbûrı bey‘a mâni‘ olup mâl-ı vakfa gadr eyledüğini bildürüp şer‘le görilüp icrâ-yı hakk olınmak bâbında mahallinde şer‘le görilmek hüküm yazılmışdur.
Fî evâhir-i Ra sene [10]83 [17-26 Temmuz 1672]
8/112/495 Halime Hatun câmi‘ imâret ve medresesi evkafının mahsulünü şart edildiği yerlere sarfetmediği sabit olan vakıf mütevellisinin hıyanetinin tespit edildikten sonra yerine halkın sevdiği bir kimsenin önerilmesine dair hüküm.
Marmara kãdîsına hüküm ki:
Sen ki kãdîsın Dergâh-ı mu‘allâma mektûb gönderüp kasaba-i mezbûrede vâkı‘ müteveffâ Halîme nâm hâtûnun binâ eyledüği câmi‘-i şerîf ve imâret ve medresesi evkãfınun mütevellîsi olan Sâliha nâm hâtûn âhar diyârda sâkin olup mütevellîsi olduğından gayrı kendü içün ziyâde akçe alup ve tevliyet-i mezbûrı âhara noksân bahâ ile virüp vakf-ı mezbûrun vakfiyye-i ma‘mûlun bihâsında mahsûl-i vakfı câmi‘ ve medrese ve imâretinün mesârıfına sarf itmeyüp harâba müşrif olmağla tevliyet-i mezbûr âhara tevcîh olınmak bâbında hükm-i hümâyûnum recâ eyledükleri ecilden imdi mezbûre mahalline ihzâr olınup mürtezika muvâcehesinde ahvâli şer‘le yoklanup mürtezikaya ulûfesi virilmeyüp vakfa hıyânet ve ihâneti şer‘ân sâbit ve zâhir olduğı hüccet oldukdan sonra hüccetiyle muhtâr-ı cemâ‘at olan bir kimesne arz ve mahzar olınmak emrüm olmışdur.
[Fî] evâhir-i Şa‘bân sene [10]83 [12-21 Aralık 1672]
8/113/499 Galata'da, Katip Mehmet Çelebi evkafı tevliyetinin, vakfedenin şartına aykırı değilse, taliplisi olan ölen mütevellinin babasına verilmesine dair hüküm.
Galata kãdîsına hüküm ki:
Dergâh-ı mu‘allâ'm çâvûşlarından Mahmûd Çâvûş gelüp nefs-i Galata'da vâkı‘ Kâtib Mehmed Çelebi evkãfınun fevt olan mütevellîsi Seyyid Ahmed nâm kimesne oğlı olup tevliyet-i mezbûr meşrûtaları olmağla kendüye virilmek recâ itmeğin müteveffâ Seyyid Ahmed'ün sâhib-i arz-ı hâl babasıyum diyü iddi‘â ider şart-ı vâkıfa muğãyir olmayup mahzûr-ı şer‘îsi yoğise arz eylemek emrüm olmışdur diyü hüküm yazılmışdur.
Fî 23 R sene 1083 [18 Ağustos 1672]
8/115/508 Hüseyin Efendi evkafının mütevelli kãimmakãmı ve vakfedilmiş paradan aldıkları borç para karşılığında mutasarrıf oldukları evlerini vakfa satan ancak şimdi pişman olup niza çıkaran iki Ermeni arasındaki ihtilafın ilgili kadılıkta görülmesine dair hüküm.
Hüküm ki İstanbul müfettişine:
Sâbıkã kapucılar kâtibi olan müteveffâ Hüseyin Efendi evkãfınun mütevellî kãimmakãmı olan Hüseyin zîde kadruhû arz-ı hâl idüp vâkıf-ı mezbûrun Medîne-i münevvere fukarâsına vakf eyledüği nükúddan Kirakor ve Sara nâm Ermeniler iki yüz guruşı mâl-ı vakf olmağla bundan akdem mezbûrlar mukãbelesinde icâre-i mu‘accele ile mutasarrıf oldukları menzilleri bey‘ itmişler iken mezbûrlar biz bey‘den nâdim olduk diyü yedi sene devrinde hilâf-ı şer‘ dahl u nizâ‘ eyledüklerin ve bu bâbda [yedinde] şeyhülislâm fetvâsı olduğın bildürüp şer‘le görilüp icrâ-yı hakk olınmak içün yazılmışdur.
Fî evâhir-i Ş sene 1083 [12-21 Aralık 1672]
8/116/515 İstanbul'da, Has odabaşı Hasan Ağa vakfı mütevellisi iken azledilen Ali'nin niçin azlolunduğunun vakf mürtezikası ve çevre halkından sorulup bildirilmesine dair hüküm.
İstanbul kãimmakãmına ve kãdîsına hüküm ki:
Alî nâm kimesne arz-ı hâl idüp İstanbul'da vâkı‘ müteveffâ hâs odabaşı Hasan Ağa vakfınun evlâdiyyet ve meşrûtiyyet üzre mütevellîsi iken kãimmakãm-ı sâbık Kãsım Paşa tevâbi‘ına(?) virüp gadr olmağla hükm-i hümâyûnum recâ itmeğin bi hasebi’ş-şer‘i’ş-şerîf azlin îcâb-ı cürm ile mi ma‘zûl olındı vakf mürtezikasından vesâir civârlarında olan ahâlîden tefahhus olınup vâkı‘ hâl nice ise i‘lâm eylemen içün yazılmışdur.
Fî evâhir-i Ş sene [10]83 [12-21 Aralık 1672]
8/129/583 Hasköy nahiyesinde, Kiremitçi Ahmet Çelebi evkafının mütevelliliğine vaki müdahalesi mahallinde yapılan duruşmada sabit olan şahsın men edilmesine dair hüküm.
Hâslar kazâsına mutasarrıf Mustafâ Mehmed'e hüküm:
Mehmed Çâvûş Dergâh-ı mu‘allâ'ma arz-ı hâl idüp Hasköy nâhiyesinde vâkı‘ berât-ı şerîfümle mütevellîsi olduğı Kiremidci Ahmed Çelebi evkãfınun tevliyetin âhardan Seyyid Mustafâ meşrûtam olmağla aldum diyü hilâf-ı inhâ ile dahl ve mahallinde murâfa‘a-i şer‘-i şerîf olduklarında i[ddi]‘âsı lağv-ı mahz olmağla mezbûrı men‘ birle cânib-i şer‘den eline hüccet virilmek ol hüccete muğãyir emr-i şerîf virilmişdür.
[Fî] evâil-i N sene [10]83 [21-30 Aralık 1672]
8/136/616 İstanbul'da, Molla Hüsrev mahallesinde ferağ yoluyla satın aldığı evin her yıl ecr-i misle denk kirasını vakfa ödeyen şahıs ve ferağ edenin ölümü üzerine evi başkasına kiralamak isteyen vakıf mütevellisi arasındaki ihtilafın ilgili kadılıkta görülmesine dair hüküm.
İstanbul kãimmakãmına ve kãdîsına hüküm ki:
Fâtıma nâm hâtûn gelüp mahrûse-i İstanbul'da Molla Hüsrev mahallesinde (boş) vakfından icâre-i mu‘accele ve müeccele ile bir bâb menzile mutasarrıf olan Süleymân fevt oldukda menzil-i mezbûr oğlı (boş) nâm sağïre intikãl itmeğle zarûret hasebiyle sağïr-i mezbûrun vasîsin (boş) nâm kimesne ol menzili evkãf-ı mezbûr mütevellîsi ma‘rifetiyle buna (boş) bin akçeye ferâğ ve tefvîz ve kabz-ı semen idüp bu dahi menzil-i mezbûrı zabt ve tasarruf ve her sene ecr-i misle mu‘âdil ücret-i müeccelesini cânib-i vakfa edâ ider iken sağïr-i mezkûr fevt olmağla hâlâ vakf-ı mezbûr mütevellîsi olan (boş) nâm kimesne bunı ta‘cîz ve ahz ve celb içün menzil-i âhara icâre iderüm diyü tasarrufına(?) mâni‘ olmakdan hâlî olmamağla fetvâsı mûcebince şer‘le görilmek içün yazılmışdur.
Fî evâil-i N sene 1083 [21-30 Aralık 1672]
Dostları ilə paylaş: |