Galata'da, Haseki Sultan evkafına ait evin, burada mektep ve çeşme yapmak isteyen Gümrük emini Hasan'ın mülk evi ile istibdaline dair hüküm



Yüklə 2,53 Mb.
səhifə4/34
tarix27.12.2018
ölçüsü2,53 Mb.
#87563
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   34
8/138/629 İstanbul'da, Hoca Ferhat mahallesindeki Şemsruhsar Hatun vakfı mütevellisi ve vakfa ait yanan ve vakıf ile yararlananlarınca yapılamayan beş odayı, yap-işlet-devret usulü ile yaptıktan sonra satıp vakfa zarar veren şahıslar arasındaki ihtilafın ilgili kadılıkta görülmesine dair hüküm.

İstanbul kãimmakãmına hüküm ki:

Mahrûse-i mezbûrede Şemsrûhsâr Hâtûn vakfınun mütevellîsi olan kıdvetü’l-emâsil ve’l akrân Mehmed zîde kadruhû Dergâh-ı mu‘allâma arz-ı hâl idüp vakf-ı mezbûrdan Hâce Ferhâd mahallesinde vâkı‘ hasbeten li’llâhi te‘âlâ eczâ-yı şerîfesine ve süknâsını utekã ve atîkasına ve evlâd u evlâdına meşrût vakf itdüği beş bâb hucurât ihrâkda muhterik olmağla evlâd-ı utekã ve atîkanun binâya kudretleri olmayup vakfun dahi müsâ‘adesi olmamağın ba‘zı kimesneler binâ idüp keraste istif eyledükden sonra cânib-i vakfdan zabt olına diyü hüccet olınup hâlâ on seneden mütecâviz hisâb-ı vakf temâm oldukda her biri mülkiyyet üzre hüccet ile fürûht idüp vakfa ve evlâd-ı utekãya gadr olduğın bildürüp elinde olan fetvâ-yı şerîfe ve hüccet-i şer‘iyye ve vakfiyye-i ma‘lûmun bihâ mûcebince amel olınup menzil-i mezbûrlar vakf tarafından zabt itdürilmek recâ itdükde mahallinde şer‘le görilmek emrüm olmışdur diyü hüküm yazılmışdur.

Fî evâil-i N sene [10]83 [21-30 Aralık 1672]



8/139/635 İstanbul'da, Molla Hüsrev mahallesindeki Şemsruhsar Hace'nin azatlılarının evladına vakfettiği gayrimenkulleri zaptetmek isteyen azatlı evladı ve bunları vakıf şartına aykırı olarak zapteden şahıs arasındaki ihtilafın ilgili kadılıkta görülmesine dair hüküm.

İstanbul kãimmakãmına ve kãdîsına hüküm ki:

Alî nâm kimesne ile hemşîresi (boş) nâm hâtûn gelüp mahmiyye-i İstanbul'da Molla Hüsrev mahallesinde vâkı‘ müteveffiye Şemsrûhsâr Hâce'nün mutasarrıf olduğı menzil ve bostân ve hucurâtı vakf-ı lâzım ile vakf ve menzil-i hucurâtın süknâsı evlâd-ı utekã ve atîkasına şart ve ta‘yîn idüp bunlar dahi evlâd-ı utekãdan olmağla ber mûceb-i şart-ı vâkıf zabt itmek sadedinde iken mezkûr Alî harbî küffâra esîr ve hemşîresi mezkûre dahi sarây-ı âmiremde olmağla âhardan dîğer Alî nâm kimesne hilâf-ı şart-ı vâkıf ve fuzûlî mülkiyyet üzre zabt idüp ziyâde gadr eyledüğin ve şeyhülislâmdan fetvâsı olduğın bildürüp fetvâ-yı şerîfe ve şart-ı vâkıf vakfiyye-i ma‘lûmun bihâ mûcebince amel olınup girü vakfiyyet üzre bunlara zabt itdürilmek bâbında emr-i şerîfüm recâ itmeğin mahallinde şer‘le görilmek içün hüküm yazılmışdur.

[Fî] evâsıt-ı N sene [10]83 [31 Aralık1672-09 Ocak 1673]



8/144/661 Eyüp'te, Çavuş Paşa evkafının mütevellisi ve vakfa ait çiftliğin kiracısı arasındaki beş yıllık kira bedeline ilişkin ihtilafın ilgili kadılıkta görülmesine dair hüküm.

İstanbul kãdîsına ve paşaya :

Hazret-i Eyyûb-ı Ensârî'de vâkı‘ Çâvûş Paşa evkãfınun mütevellîsi olan kıdvetü’l-emâsil ve’l akrân Mustafâ zîde kadruhû Dergâh-ı mu‘allâma arz-ı hâl idüp evkâf-ı mezbûreden olup bu Alem(?) nâm karyede vâkı‘ beher sene ikişer bin akçe icâreli çiftliğün müste’ciri olan Osmân Beğ dimeğle ma‘rûf kimesne beş seneden berü zikr olınan çiftliğün icâresin virmeyüp te‘allül itmeğle murâfa‘a-i şer‘ olup görildükde hüccet-i şer‘iyye virildüğin bildürüp yedinde olan hüccet-i şer‘iyyesi mûcebince mezkûrun vekâlet-i mutlaka ile vekîli olan Mirzâ nâm kimesneden şer‘le alıvirilüp te‘allül ve gadr itdürilmemek bâbında emr-i şerîfüm recâ itmeğin mahallinde şer‘le görilmek emrüm olmışdur.

Fî evâsıt-ı şehr-i Ramazân sene [10]83 [31 Aralık 1672-09 Ocak 1673]



8/145/665 İstanbul'da, Hoca Sadeddin evkafına ait Daye Hatun mahallesindeki Hoca hanında icâreteyn ile bir odaya mutasarrıf olan Fatma Hatun'dan mahlul kalan odayı isteklilerine satmak isteyen vakıf mütevellisi ve buna engel olan bazı kimseler arasındaki ihtilafın ilgili kadılıkta görülmesine dair hüküm.

İstanbul kãimmakãmına ve kãdîsına hüküm ki:

Mahrûse-i İstanbul'da Hâce Sa‘deddîn evkãfınun mütevellîsi olan Abdurrahmân zîde kadruhû Dergâh-ı mu‘allâma arz-ı hâl idüp evkãf-ı mezbûre3 Dâye Hâtûn mahallesinde binâ olınan vakf Hâce hânında icâre-i mu‘acceli ve müecceli bir bâb odaya mutasarrıf olan Fâtıma nâm hâtûn fevt olup oğulları olmayup cânib-i vakfa intikãl idüp tevliyeti hasebiyle tâlib olanlara taraf-ı vakfdan bey‘ murâd eyledükde ba‘zı kimesneler mâni‘ olup gadr eyledüklerin bildürüp ol bâbda hüküm-i hümâyûnum recâ eyledüği ecilden şer‘le men‘ olınmak hüküm yazılmışdur.

Fî evâsıt-ı N sene [10]83 [31 Aralık 1672-09 Ocak 1673]



8/170/800 İstanbul'da, ölen Havva bint-i Yunus Hatun'un vakfettiği paranın mütevellisi ve paranın vakfedildiğini inkar edip terekeye dahil ettirmeye çalışan ölenin küçüklerinin vasisi arasındaki ihtilafın ilgili kadılıkta görülmesine dair hüküm.

İstanbul kãdîsına hüküm ki:

Mahrûse-i İstanbul'da vâkı‘ müteveffiye Havvâ bint-i Yûnus nâm hâtûnun vakf eyledüği nükúdun bi’l-fi‘l mütevellîsi olan Seyyid Abdülazîz zîde şerefuhû Dergâh-ı mu‘allâma arz-ı hâl idüp mezbûre hâtûn hâl-i hayâtında dört yüz guruş vücûh-ı hayra vakf ve tescîl-i şer‘î ve teslîm ile’l-mütevellî itdükden sonra fevt olmağla vârisleri olan Abdülvahhâb ve Abdurrahmân nâm sağïrlerün vasiyyesi olan Zülfikâr nâm hâtûn meblâğ-ı merkúmun vakfiyyetini inkâr ve mirâsa idhâl iderüm diyü bundan talep idüp dahl u rencîdeden hâlî olmaduğın bildürüp şer‘le men‘ u def‘ olınmak bâbında emrüm recâ itmeğin şer‘le görile diyü yazılmışdur

Fî evâil-i L sene [10]83 [20-29 Ocak 1673]



8/171/804 İstanbul'da, Hüsrev Kethüda câmi‘nin mütevellisi ve görevi sırasında vakıf malını yemekle suçladığı eski vakıf mütevellisi arasındaki vakıf muhasebesinin görülerek zimmetteki vakıf malın alınması hususundaki ihtilafın ilgili kadılıkta görülmesine dair hüküm.

İstanbul kãdîsına hüküm ki:

İstanbul'da vâkı‘ Hüsrev Kethudâ câmi‘inün bi’l-fi‘l mütevellîsi olan Mustafâ zîde kadruhû Dergâh-ı mu‘allâma arz-ı hâl idüp hâlâ İstanbul sâkinlerinden olup sâbıkã vakf-ı mezbûr mütevellîsi Dervîş Çâvûşoğlı dîğer Mustafâ nâm kimesne zemân-ı tevliyetinde mâl-ı vakfı ekl ü bel‘ ve zâyi‘ ve telef idüp muhâsebesin görilüp zimmetinde mâl-ı vakf kalmağla vakf içün taleb eyledükde virmekde te‘allül ve inâd üzre olduğın bildürüp şer‘le görilüp zimmetinde zuhûr iden mâl-ı vakf vakf içün alıvirilmek bâbında hükm-i hümâyûnum recâ itmeğin şer‘le görilmek hüküm yazılmışdur.

Fî evâil-i L sene [10]83 [20-29 Ocak 1673]



8/175/827 İstanbul'da, Beşir Çelebi mescidi evkafının müsait değilken vakıf şartına aykırı olarak vazife tayin ettiren şahısların men edilmelerini isteyen vakıf mütevellisi ve sonradan vazife ihdas ettirenler arasındaki ihtilafın ilgili kadılıkta görülmesine dair hüküm.

İstanbul kãdîsına hüküm ki:

İstanbul'da vâkı‘ Beşîr Çelebi mescidi evkãfınun berât-ı hümâyûnumla mütevellîsi olan sa‘dât-ı kirâmdan Mehmed zîde sa‘âdâtuhû Dergâh-ı mu‘allâma arz-ı hâl idüp vakf-ı mezbûrun kurâ ve mezâri‘i olmayup vakf nükúd ve (...) olup vakfdan dahi bir vechile müsâ‘ade yoğiken ve (boş) ve (boş) nam kimesneler sonradan hilâf-ı şart-ı vâkıf vazîfe ihdâs itmeleriyle bundan vazîfe talebiyle rencîdeden hâlî olmadukların ve bu bâbda fetvâ-yı şerîfesi olduğın bildürüp fetvâ-yı şerîfe ve şart-ı vâkıf mûcebince amel olınup men‘ u def‘ olınmak bâbında hükm-i hümâyûnum recâ eyledüği ecilden şer‘le görilmek hüküm yazılmışdur.

Fî evâil-i L sene [10]83[20-29 Ocak 1673]



8/176/833 İstanbul'da, Bolak Mustafa Paşa vakfı medresesi müderrislerine vakıf şartı üzere tayin edilen günlük otuz ikişer akçe ücrete kanaat etmeyerek vakıf köylerinin gelirlerine el atan müderrislerin müdahalelerinin önlenmesine dair hüküm.

İstanbul kãdîsına hüküm ki:

Mahrûse-i İstanbul'da vâkı‘ Bulak(?) Mustafâ Paşa vakfınun bi’l-fi‘l mütevellîsi kıdvetü’l-emâsil ve’l-akrân Hasan zîde kadruhû Dergâh-ı mu‘allâma arz-ı hâl idüp vakf-ı mezbûr medresesi müderrislerine şart-ı vâkıf üzre yevmî otuz ikişer akçe vazîfe ta‘yîn olmağla şart-ı vâkıf mûcebince virmeğe râzîlar iken müderrisler kanâ‘at itmeyüp vakf-ı mezbûr karyelerinden Menemen(?) Güzelhisârı kazalarına tâbi‘ Halı(?) nâm karye-i mezbûr taraflarından ber vech-i maktû‘ virüp ziyâdesin (kesik) u bel‘ idüp vakfa müzâyaka virdüklerin bildürüp şer‘le görilüp şart-ı vâkıf mûcebince ta‘yîn olan vazîfelerin virdükden sonra müderris olanları ol vechile dahl itdürilmemek emrüm olmışdur diyü hüküm yazılmışdur.

Fî evâil-i L sene [10]83 [20-29 Ocak 1673]



8/177/839 İstanbul'da, Hocapaşa'da, ölen kişinin mutasarrıf olduğu, yeri vakıf, binası mülk olan evin binası kendisine intikal eden Ayşe Hatun ve buraya müdahale eden Ebrukeman Hatun vakfı mütevellisi arasındaki ihtilafın ilgili kadılıkta görülmesine dair hüküm.

İstanbul kãimmakãmına ve İstanbul kãdîsına hüküm ki:

Âyişe nâm hâtûn Dergâh-ı mu‘allâma arz-ı hâl idüp İstanbul'da Hâce Paşa'da bunun zevci Zâlzâde dimeğle ma‘rûf kimesne fevt olup muhallefâtı ve mutasarrıf olduğı yiri vakf ve binâsı mülk olan menzilün binâsı bi hasebi’ş-şer‘i’ş-şerîf buna intikãl idüp lâkin Ebrûkemân Hâtûn vakfı mütevellîsi Ömer dahl u nizâ‘ itmeğle murâfa‘a-i şer‘ olup görildükde buna hükm olınup yedinde olan hüccet-i şer‘iyyesi imzâ olınup dahl olınmak îcâb eylemez iken mezbûr Ömer tekrâr ref‘ olup dahl u nizâ‘dan hâlî olmaduğın bildürüp şer‘le görilüp men‘ u def‘ olınmak bâbında emr-i şerîfüm recâ itmeğin hakk ve adl üzre şer‘le görilmek hüküm yazılmışdur.

Fî evâil-i L sene [10]83 [20-29 Ocak 1673]



8/181/861 İstanbul'da, üç yıldan beri hem vakfa, hem de kendisine borcu olan şahıstan hakkını talep kişi ve borçlusu arasındaki ihtilafın ilgili kadılıkta görülmesine dair hüküm.

İstanbul kãimmakãmına ve kãdîsına hüküm ki:

İstanbul'da vâkı‘ Kuddûsi(?) Hasan Efendi nâm kimesne zimmetinde vakf-ı mezbûr mâlından beş yüz altmış yedi buçuk guruş olup üç seneden berü asl-ı mâl ve ribhinden bir akçe virmedüğinden ma‘adâ yüz altmış guruş dahi kendü hakkı olup taleb eyledükde virmekde te‘allül ve inâd eyledüğin bildürüp şer‘le görilüp icrâ-yı hakk olınmak bâbında emr-i şerîfüm recâ itmeğin mahallinde şer‘le görilüp sübût bulan hakkı alıvirilmek hüküm yazılmışdur.

Fî evâsıt-ı L sene [10]83 [30 Ocak-8 Şubat 1673]



8/185/879 İstanbul'da, Küçükpazar'da, büyük yangında yanan evden kalan yerin kirasını on üç yıldır vakfa veren ve şimdi oraya değirmen yapmasının kimseye zararı olmadığı hüccetle sabit olan kişiye yönelen haksız müdahalenin önlenmesine dair hüküm.

İstanbul kãdîsına hüküm ki:

Sâdât-ı kirâmdam Seyyid Fazlullâh zîde şerefuhû gelüp mahmiyye-i İstanbul['da] Küçükbâzâr'da vâkı‘ bunun bir bâb menzili ihrâk-ı kebîrde muhterik olup on üç sene hâlî kalmağla cânib-i vakfa icâresin virüp hâliyâ ol menzil yiri üzerine değirmen binâ eylemek içün taraf-ı şer‘den nâib ve mi‘mâr gönderilüp cümle ahâlî-i mahalle huzûrında görilüp kimesne[ye] zarar ve te‘addîsi olmadığı keşf ve hüccet olınup dahl olınmak îcâb eylemez iken âhardan Yağcı İbrâhîm nâm kimesne mücerred ta‘cîz içün bana zararı vardur [diyü] mâni‘ olmağla hüccet-i şer‘iyye mûcebince men‘ olınmak içün hüküm yazılmışdur.

Fî evâsıt-ı L sene 1083 [30 Ocak-8 Şubat 1673]



8/187/891 İstanbul'da, Sarı Kethüda Mustafa Paşa evkafının mütevellisi ve vakıf şartına aykırı olarak ihdas olunan ücretlerin kaldırılmasına rağmen hasbi nazır olduğu iddiasıyla müdahalesini sürdüren şahıs arasındaki ihtilafın ilgili kadılıkta görülmesine dair hüküm.

İstanbul kãimmakãmına ve kãdîsına hüküm ki:

Mahmiyye-i İstanbul'da vâkı‘ merhûm Sarı Kethudâ Mustafâ Paşa evkãfınun meşrûtiyyet üzre bi’l-fi‘l mütevellîsi olan kıdvetü’l-emâsil ve’l-akrân Ahmed zîde kadruhû Dergâh-ı mu‘allâma arz-ı hâl idüp evkãf-ı mezbûrenün kurâ ve mezâri‘i olmayup musakkafât olmağla bundan akdem hilâf-ı şart-ı vâkıf ihdâs olınan vazîfeler ref‘ olınmak içün fetvâ-yı şerîfe mûcebince emr-i şerîf virilüp ref‘ olınmışiken Şeyh Mustafâ dimeğle ma‘rûf kimesne tekrâr şirrete sülûk idüp ben hasbî nâzırum diyü muhâsebe talebiyle dahl u rencîdeden hâlî olmaduğın bildürüp ol vechile rencîde olınmağın men‘ u def‘ olınmak bâbında hükm-i hümâyûnum recâ itmeğin mahallinde şer‘le görilmek içün hüküm yazılmışdur.

Fî evâil-i şehr-i Şevvâli’l-mükerrem sene selâsa ve semânîn ve elf. [20-29 Ocak 1673]



8/187/892 İstanbul'da, Sarı Kethüda Mustafa Paşa evkafının mütevellisi ve vakfa borçlu olarak ölen vakıf nazırının mirasçıları arasındaki alacak davasının ilgili kadılıkta görülmesine dair hüküm.

İstanbul kãimmakãmına ve kãdîsına hüküm ki:

İstanbul'da vâkı‘ Sarı Kethudâ Mustafâ Paşa evkãfınun meşrûtiyyet üzre bi’l-fi‘l mütevellîsi olan kıdvetü’l-emâsil Ahmed zîde kadruhû Dergâh-ı mu‘allâma arz-ı hâl idüp vakf-ı mezbûrun nâzırı olan Hasan nâm kimesnenün zimmetinde cihet-i kefâletten beş yüz elli guruş mâl-ı vakf-ı mezbûrun olup hâlen mezbûr Hasan fevt olmağla vârislerinden taleb olındukda inkâr eyledüklerinde murâfa‘a-i şer‘ olınup şer‘an isbât olınup vakf içün hükm olınup ve yedine hüccet-i şer‘iyye virilmişken âhardan birkaç ehl-i garaz kimesneler müteveffâ-yı mezbûr içün mel‘undur diyü şirret idüp ve mâl-ı vakfa gadr itmeleriyle mezbûrlara müdâhale itdürilmeyüp yedinde olan hüccet-i şer‘iyyesi mûcebince amel olınup mâl-ı vakf alıvirilüp icrâ-yı hakk olınmak bâbında hükm-i hümâyûnum recâ itmeğin mahallinde şer‘le görilmek içün hükm yazılmışdur.

Fî evâsıt-ı L sene 1083 [30 Ocak-8 Şubat 1673]



8/202/970 İstanbul'da, Haseki Sultan evkafından günlük belli bir para almakta olan şahsın hizmetini eda ettiği sürece kendisine ödemede bulunulmasına dair hüküm.

İstanbul kãimmakãmına ve kãdîsına hüküm ki:

Süleymân nâm kimesne Dergâh-ı mu‘allâma arz-ı hâl idüp mahrûse-i mezbûrede Haseki Sultân evkãfından yevmî yedi akçe vazîfeye berât-ı şerîfümle mutasarrıf olup edâ-yı hıdmet eyleyüp kusûrı yoğiken hâlâ evkãf-ı mezbûre mütevellîsi olan Osmân vazîfesin virmekde inâd ve te‘allül eyledüğin bildürüp hıdmet-i lâzımesin edâ itdükce vazîfesi virilüp te‘allül itdürilmeye diyü hüküm yazılmışdur.

Fî evâsıt-ı L sene [10]83 [30 Ocak-8 Şubat 1673]



8/203/975 Turşucuzade Hüseyin evkafının yeni mütevellisi ve kadim usul üzere mütevellinin hesaplarını nazır huzurunda gördürmek isteyen eski mütevelli arasındaki ihtilafın ilgili kadılıkta görülmesine dair hüküm.

İstanbul kãdîsına hüküm ki:

Dervîş Mehmed nâm kimesne Dergâh-ı mu‘allâma arz-ı hâl idüp bundan akdem müteveffâ Turşucızâde Hüseyin evkãfınun mütevellîsi iken bu tevliyetinden azl ve yirine Mehmed nâm mütevellî olmağla evkãf-ı merkúm İstanbul kãdîları nezâretinde olup kadîmden mütevellîlerün şer‘le muhâsebeleri nâzır huzûrında görilegelmeğle bu dahi nâzır ma‘rifetiyle şer‘le muhâsebesin gördürmek istedükde hâlâ evkãf-ı merkúme mütevellîsi olan mezbûr bunı hilâf-ı şer‘-i şerîf âhar yirde ta‘cîz ve rencîde idüp gadr eyledüğin bildürüp şer‘le muhâsebesi nâzır huzûrında görilmek hüküm yazılmışdur.

Fî evâsıt-ı L sene [10]83 [30 Ocak-8 Şubat 1673]



8/211/1014 Edirne'de, icâreteyn usulü ile kiralanmış yerlerin yıllık gelirini tenzil eden, tevliyeti de vakfiyeye aykırı olan Has odabaşı Hasan Ağa evkafı mütevellisinin görevinden alınıp yerine uygun birisinin getirilmesi arz edildikten sonra, gereğinin niçin yapılmadığının bildirilmesine dair hüküm.

İstanbul kãimmakãmına hüküm ki:

İftihârü’l-havâss ve’l-mukarrabîn sarây-ı âmiremden İbrâhîm Paşa sarâyı ağası olan Şa‘bân Ağa dâme ulüvvuhû Dergâh-ı mu‘allâma arz gönderüp mûmâ ileyh taht-ı nezâretinde olan müteveffâ Hâss odabaşı Hasan Ağa evkãfında vazîfe-i mu‘ayyene ile mütevellî olan Mehmed vakf-ı mezbûrun mahrûse-i Edirne'de icâre-i müeccele ve mu‘accele ile müste’cîr uhdesinde olup senede on sekiz bin akçe hâsıl olan akãrâtınun on bin akçesin tenzîl idüp vakf küllî gadr ve hiyâneti zâhir olduğından mâ‘adâ hilâf-ı şer‘-i şerîf tevliyetine mutasarrıf olup vakfiyye-i ma‘mûlün bihâda tevliyet-i vakf aslah erşed utakãsına tevcîh olına diyü tasrîh olınmağla tevliyet-i mezbûrdan ref‘ olınup yiri vâkıfun aslah erşed utekãsından Şâhin Abdullâh'a vazîfe-i mu‘ayyenesiyle tevcîh olmak içün nâzır-ı vakf olan mûmâ ileyh tarafından arz virilmişiken tevliyet-i mezbûre tevcîh olınmadığın i‘lâm itmeğin imdi nâzır arz eyledükden sonra tevcîh olınmamasına bâ‘is olduğı sen ki kãimmakãm-ı [müşârun] ileyhsin vukú‘ı üzre arz eylemen emrüm olmışdur.

Fî evâhir-i L sene 1083 [9-17 Şubat 1673]



8/217/1046 İstanbul'da, Sultan Bayezid-i Cedid mahallesindeki mescidin mütevellisi ve namaz kılınacak yerlerin tahtalarını söküp, mescidin çeşmelerini bozarak kendi avlusuna dahil eden kadın arasında evvelce bakılan Divanın yeniden görülmesine dair hüküm.

İstanbul kãimmakãmına ve kãdîsına hüküm ki:

Hâssa topcıbaşı olan Mustafâ zîde kadruhû Dergâh-ı mu‘allâma arz-ı hâl idüp mahrûse-i İstanbul'da Sultân Bâyezîd-i Cedîd mahallesinde mûmâ ileyhün babası müteveffâ Hamza Ağa ta‘mîr ve termîm eyledüği mescid-i şerîfün evlâdiyyet ve meşrûtiyyet üzre mütevellîsi olup lâkin mescid-i mezbûrun kurbında sâkin Mehmed nâm yeniçeri vâlidesi Sâliha nâm hâtûn def‘atle imâm ve cemâ‘atine emânet eyledüklerinden gayrı edâ-yı salât olan mevâzı‘ün tahtaların söküp ve mescidün çeşmelerin bozup kendü havlısına idhâl idüp gadr itmeğle bundan akdem murâfa‘a-i şer‘ oldukda kendü havlısına idhâl eyledüği mevzi‘ kadîmden mescid-i mezbûrun olduğı isbât kat‘-ı nizâ‘ ve fasl-ı husûmet olmağiyçün cânib-i şer‘den hüccet-i şer‘iyye virilmişiken tekrâr kanâ‘at itmeyüp rencîde olınduğın bildürüp mi‘mâr ağa ma‘rifetiyle şer‘le görilüp icrâ-yı hakk olınmak bâbında hükm-i hümâyûnum recâ itmeğin şer‘le görilmek hüküm yazılmışdur.

Fî evâhir-i L sene [10]83 [9-17 Şubat 1673]



8/218/1048 İstanbul'da, İskender Paşa mahallesinde, Sadrazam Kara Mustafa Paşa'nın karısı Saliha Hatun'un yanan mülk evinin arsası üzerine Mustafa Paşa tarafından yaptırılan evin Saliha'nın mülkü olduğuna, Mustafa Paşa'nın kızı Fatma Hanım'ın iddia ettiği gibi vakıf olmadığına ilişkin hüccetin gereğinin yapılmasına, bu hususta yeni Divanın dinlenilmemesine dair hüküm.

İstanbul kãimmakãmına ve kãdîsına hüküm ki:

Mahrûse-i İstanbul'da İskender Paşa mahallesinde sâkine olup mukaddemâ sadr-ı a‘zam iken vefât iden Kara Mustafâ Paşa'nun zevce-i metrûkesi Sâliha Hâtûn dâmâdı olan Mehmed ve Mustafâ nam kimesneler Dergâh-ı mu‘allâma arz-ı hâl idüp merhûm-ı mezbûr Kara Mustafâ Paşa'nun sülbiyye kebîre kızı zikri âtî menzil merhûm Kara Mustafâ Paşa'nun vakfı olup tevliyet ve süknâsı kendüye meşrûta olmak üzre vâzı‘atü’l-yed olan Fâtıma Hânım tarafından husumet ve redd-i cevâba vekîl-i müsecceli olan Seyyid İbrâhîm ile murâfa‘a-i şer‘-i şerîf olınduklarında mahalle-i mezbûrede vâkı‘ bir tarafdan Yazıcı Kara Mustafâ mülkine ve bir tarafdan ba‘zan Haffâf Mustafâ mülkine ve Cebeci(?) Ahmed mülkine ve bir tarafdan ba‘zan Âyişe Hâtûn mülkine ve ba‘zan merhûm-ı müşârun ileyhün vakfı olan menzile ve bir tarafdan tarîk-i amma müntehî olup dâhiliyye ve hâriciyye büyût ı adîde mezbûre Sâliha'nun mülki ve yedinde iken bin kırk üç senesinde vâkı‘ harîkde muhterik olup arsa i sadaka kaldukda merhûm Kara Mustafâ Paşa mezbûre Sâliha'nun emriyle arsa i mezbûre üzerine tefvîz(?) ile mahlût hâlâ mevcûd olan dâhiliyyede iki fevkãnî oda ve orta suffa ve bir kilâr odası ve tahtında bir matbah odası ve su hazînesi ve bir odunluk ve mukãbelesinde bir hammâm ger(?) odası hammâm ve tahtapûş ve bir su kuyusı ve hâriciyyenün ulyâsında iki fevkãnî oda ve bir orta suffa ve bir bâb(?) suffası ve bir hazîne odası ve bir kahve odası ve dehlîz ve kenîf ve tabaka i vüstâda dört bâb hıdmetkâr odası ve bir kilâr ve bir sağïr oda ve tahtında âhûrı müştemil menzil bina idüp bu vechile ol binâ dahi mezbûre Sâliha Hâtûn'un mülki oldukdan sonra merhûm ı müşârun ileyhün Kara Mustafâ Paşa binâ-i mezkûre masrûfı olan meblağ ı ma‘lûme ol mikdârdan merkúme Sâliha Hâtûn'un zimmetini ibrâ vü iskãt itmişiken merkúme Fâtıma Hânım menzil i mezbûra vakf olmak üzre vaz‘-ı yed itmeğle vakf olmayup vech i meşrûh üzre mezbûre Saliha'nun mülki olduğı şer‘an sâbit ve zâhir olmağla hükm olınup kat‘ ı nizâ‘ ve fasl ı husûmet birle cânib i şer‘den hüccet i şer‘iyye virilmeğle mûcebince amel olınmak bâbında hükm-i hümâyûnum recâ itmeğin hüccet i şer‘iyye mûcebince amel olınup husûs ı mezbûra müte‘allık bir dürlü da‘vâsı istimâ‘ olınmamak bâbında fermân ı âlîşân yazılmışdur.

Fî evâhir i şehr i Şevvâl sene [10]83[9-17 Şubat 1673]



8/242/1167 İstanbul'da, Hacı Hasan mahallesindeki Selim Bey vakfına ait olup süknası ulemaya şart edilmiş olan ev mahlul olduğundan, vakfedenin şartına uygun olarak süknaya ihtiyacı olan şeyhe verilmesine dair hüküm.

İstanbul kãimmakãmına ve kãdîsına hüküm ki:

Meşâyihden kıdvetü’l-ulemâi’s-sâlikîn Şeyh zîde ilmuhû gelüp mahmiyye-i İstanbul mahallâtından el-Hâcc Hasan mahallesinde vâkı‘ müteveffâ Selîm Beğ dimeğle ma‘rûf sâhibu’l-hayrun vakfı olup süknâsı ulemâya meşrûta olan menzile ber mûceb-i şart-ı vâkıf mutasarrıf olan ulemâdan Mustafâ Efendi dimeğle ma‘rûf kimesne fevt olup ve Mevlânâ-yı mezbûrun süknâya ihtiyâcı olmağla ber mûceb-i şart-ı vâkıf kendüye tevcîh olınup cânib-i şer‘den hüccet-i şer‘iyye virildüğin bildürüp elinde olan hüccet-i şer‘iyyesi mûcebince amel olınup âharı dahl u ta‘arruz itdürmemek bâbında hükm-i hümâyûnum recâ eyledüği ecilden hüccet-i şer‘iyyesi mûcebince amel olınmak içün hüküm yazılmışdur.

Fî evâil-i Za sene [10]83 [18-27 Şubat 1673]



8/247/1195 Sadık evkafına ait olup tasarrufu evlada şart edilmiş olan [evin] tasarruf hakkı hususunda evladdan olan kimse ve [evi] zapteden şahıs arasındaki ihtilafın ilgili kadılıkta görülmesine dair hüküm.

İstanbul kãimmakãmına ve kãdîsına hüküm ki:

Mehmed gelüp ceddi Sâdık evkãfınun tasarrufı evlâda meşrûta olup evlâddan Mustafâ fevt olup buna intikãl itmeğin ecnebîden Hüseyin bir tarîkle alup gadr eyleyüp elinde vakfiyye-i ma‘mûlün bihâ olup mûcebince şer‘le görilüp amel olınmak içün hüküm yazılmışdur.

Fî evâsıt-ı Za sene [10]83 [28 Şubat-9 Mart 1673]



8/247/1197 İstanbul'da, Uzun Yusuf mahallesinde, alacakları karşılığında Hamza Paşazade Mehmet Bey'den istiğlâl yoluyla aldıkları bahçeye, yine aynı kişiden satın aldıkları Küçük Ayasofya mahallesindeki eve tasarruf eden kadınlar ve bunların evinde mülkiyet iddiasında bulunan şahıs arasındaki ihtilafın ilgili kadılıkta görülmesine dair hüküm.

İstanbul kãimmakãmına ve müfettiş-i evkãf kãimmakãmına hüküm ki:

Bâdısabâ ve Gencmihri nâm hâtûnlar arz-ı hâl iderler bundan akdem müteveffâ Hamza Paşazâde Mehmed Beğ yiğirmi beş seneden mukaddem İstanbul'da Uzun Yûsuf mahallesinde vâkı‘ ma‘lûmetü’l-hudûd bâğçesin alâ tarîki’l-istiğlâl beş bin beş yüz guruş hakları mukãbelesinde virüp ve Küçük Ayasofya mahallesinde vâkı‘ hânesini dahi iki bin guruşa bey‘-i bât-ı kat‘î ile bey‘ idüp ol mikdâr seneden berü mutasarrıfeler olup ve Küçük Ayasofya'da vâkı‘ ulemâya meşrûta mutasarrıfe oldukları hânelerinde kimesnenün alâkası yoğiken mezbûr Mehmed'ün oğlı Alî nâm kimesne babam mülkidür diyü yedlerinde olan hüccet ve vakfiyyelerine amel itmeyüp hilâf-ı şer‘-i şerîf dahl u rencîde vakfiyye ve hüccet mûcebince şer‘le görilmek içün yazılmışdur.

[Fî] evâil-i Za sene [10]83 [18-27 Şubat 1673]



8/255/1234 İstanbul'da, Cafer Efendi vakfının ve Mehmed Efendi muallimhanesinin mütevellisi ve on iki yıldan beri her yıl zimmetlerine geçirdikleri vakıf parasını ödemeye mahkum ettirdiği vakıf nazırı ile cabisinden bu paranın tahsil edilmesine dair hüküm.

İstanbul kãimmakãmına ve kãdîsına hüküm ki:

İstanbul'da vâkı‘ Ca‘fer Efendi vakfınun ve Mehmed Efendi mu‘allimhânesinün bi’l-fi‘l berât-ı şerîfümle mütevellîsi olan kıdvetü’l-emâsil ve’l-akrân Mehmed zîde kadruhû Dergâh-ı mu‘allâma arz-ı hâl idüp evkãf-ı mezbûr nâzırı olan İsmâ‘îl ve câbîsi olan Emîr İmâm dimeğle ma‘rûf kimesneler birbiriyle müttefik olup evkãf-ı mezbûrun nakdinden hâsıl olan akçeden mezbûrlarun zimmetlerinde on iki seneden berü ve beher senede on dörder bin akçeden (boş) akçe müctemi‘ olup bu dahi mezbûrlardan vakf içün da‘vâ ve taleb idüp murâfa‘a-i şer‘ olup görildükde şer‘an hükm olup edâsına mehl alup lâkin ba‘zı zî kudret kimesnelere istinâd itmeğle bir vechile tahsîli mümkin olmamağla âhardan kimesneyi dahl itdürilmeyüp mezbûrlarun zimmetlerinde zuhûr iden mâl-ı vakf vakfiyçün alıvirilüp icrâ-yı hakk olınmak bâbında emr-i şerîfüm recâ itmeğin şer‘le ihkãk-ı hakk olınup te‘allül ve inâd itdürilmemek içün hüküm yazılmışdur.

Fî evâsıt-ı Za sene 1083 [28 Şubat-9 Mart 1673]




Yüklə 2,53 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   34




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin