H firat (Not 1: Parentez içindeki rakamlar kitabın orjinal sayfa numarasıdır. Sayfa numaraları o sayfanın sonunu işaretler)



Yüklə 0,88 Mb.
səhifə52/55
tarix25.11.2017
ölçüsü0,88 Mb.
#32875
növüYazı
1   ...   47   48   49   50   51   52   53   54   55

Stalin Marks’ta gerçekte böyle bir şey yoktur derken elbette tümüyle haklıdır. Biz de bu konuda, Fransa'da Sınıf Mücadeleleri'nden, 18. Brumair'den bazı parçaları basınımızda döne döne aktardık. Marks’ın burjuva toplumunun köylü katmanlarına ilişkin değerlendirmelerini döne döne hatırlattık. Marks diyor ki, köylülüğü artık sermaye ezmektedir ve onu ancak işçi sınıfı, onun sosyalist iktidarı kurtarabilir. Fransız devrimi köylüye toprak verdi, köylü küçük mülk sahibi oldu. Ne var ki dün feodal sınıfların ya da sistemin sürdürdüğü sömürüyü bugün onun yerine geçmiş sermaye sürdürmektedir. Bunlar Marks’ın temel eserlerindeki vurgulardır ve biz bu temel düşüncelere daha ilk çıkışımızda, daha Platform Taslağı'mızda yeterli açıklıkta dikkat çekmiştik. Platform Taslağı'nın 70. sayfasından okuyorum: “Kapitalizm koşullarında köylülerin sömürülmesi, sanayi proletaryasının sömürülmesinden ancak biçim yönünden ayrılır. Sömüren ikisinde de aynıdır: Sermaye.” Sermaye proleteri artı-değer ile sömürür, köylüyü ürettiklerine ucuza elkoyarak, kendi ürettiklerini ona pahalıya satarak, artı vergiydi vb. başka bir takım yollarla onu haraca bağlayarak sömürür. Kapitalist devlet onu vergi yoluyla soyar, bankalar onu faiz yoluyla soyar, kapitalist tüccar daha değişik yollarla soyar... Dikkat edin, “kapitalizm koşullarında köylülerin sömürülmesi sanayi proletaryasının sömürülmesinden ancak biçim yönünden ayrılır. Sömüren ikisinde de aynıdır: Sermaye.” deniliyor. Ve bu sözlerin devamında Marks, köylülüğü bu acılardan ancak proletarya kurtaracaktır, bir proleter iktidar kurtaracaktır diyor.

Marks’ın bu düşüncelerini niye hatırlattım? Stalin’in; bu küçük-burjuvazinin ve köylülüğün sosyalizme yanaşamayaca(164)ğı iddiası Kautsky’nin bu dogması, bir uydurmadır, bu Marksizm’in tahrif edilmesidir, derken ne kadar haklı olduğunu göstermek için. Kaldı ki Stalin, Ekim Devrimi deneyimini de buna tarihsel kanıt olarak gösteriyor. Bizzat Ekim Devrimi’nin tarihsel deneyimi göstermiştir ki, bu katmanlar proletaryanın iktidar mücadelesine kazanılabiliyorlar.

Saf devrim sorunu çerçevesinde, “Demokratizmi Savunmanın Sınırlarıkitabının arka kapağına konulmuş parçayı da burada okumak istiyorum: “Demokratizm ufkunda boğulmuş bu insanların aynı zamanda birer proleter devrim hayranları olduğunu söylemek okuru, bir an için şaşırtacaktır. Fakat dediğimiz doğrudur; bunlar proleter devrime öylesine hayrandırlar ki, onu öyle abartır ve idealize ederler ki, tam da bu yolla onu bir saçmalığa, ulaşılmaz ve erişilmez bir ütopyaya çevirirler. Onlara göre bir proleter devrim, ‘ilk elden’, yalnızca büyük kapitalist mülkiyeti değil fakat tüm kapitalist mülkiyeti, yalnızca büyük sermayeyi değil fakat tüm sermayeyi silip süpüren bir devrimdir. Ve eğer böyle değilse, bu devrim ‘ilk elden’ yalnızca 'büyük’lerle işe başlıyorsa, demek ki o, olsa olsa bir demokratik devrim olabilir ancak. Aynı şekilde, onlara göre, bir proleter devrim yalnızca sermayeyi silip süpürmekle, yani yalnızca sosyalist nitelikteki görevlerle yüzyüzedir; eğer bir devrim, 'geçerken' de olsa bir dizi demokratik sorunu da hallediyorsa, bu durumda yine o, olsa olsa bir burjuva demokratik devrim olabilir ancak."

Tam da Kautsky’nin, tam da Menşeviklerin Ekim Devrimi’nin ardından söyledikleri bunlar. Onlar böyle iddia ediyorlardı. Okuduğum paragrafın devamı ise şöyledir: "Bu insanlar bilmelidirler ki, burada doktrinerlik, darkafalık, bir şeyi aşırı idealize ederek saçmalığa vardırmak., vb., vb., vardır ama, proleter devrim üzerine, teorinin ortaya koydukları ve tarihsel deneyimin gösterdikleri ışığında bu kavrayışın zerresi yoktur. Proleter devrimin bu tür bir aşırı abartısı ve idealizasyonu,(165)gerçekte, onu olanaksız kılmaya varır ve tersinden olarak, burjuva demokratik devrime mutlaklaştırılmış bir tarihsel temel yaratmaya hizmet edebilir ancak. Zira bu bakış açısıyla ve 'ilk elden’ sorununun bu ele alınışıyla, yalnızca Türkiye’de değil, neredeyse tüm kapitalist ülkelerde, demokratik devrim programına bir tarihsel temel var demektir. Modern revizyonizmin 'anti-tekel demokratik devrim’ temel tezinin anlamı ve işlevi de zaten budur."


Yüklə 0,88 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   47   48   49   50   51   52   53   54   55




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin