H. Fırat (Not 1: Parentez içindeki rakamlar kitabın orjinal sayfa numarasıdır. Sayfa numaraları o sayfanın sonunu işaretler)



Yüklə 1,69 Mb.
səhifə98/127
tarix15.05.2018
ölçüsü1,69 Mb.
#50469
növüYazı
1   ...   94   95   96   97   98   99   100   101   ...   127

Biz ise daha o zamanda söylediğimiz gibi; geçmişin zaaflı ve hatalı olan yönlerine acımasızca vurduk, ama tam da bu sayede, geçmiş hareketten devrimcilik adına geride kalan canlı, olumlu, yaşayabilir ne varsa onu ileri bir düzeyde, işçi sınıfı devrimciliği temelinde yaşatma olanağı bulduk. Bugünün Türkiye’sinde geçmiş devrimci kuşakların manevi anısına ve devrimci siyasal mirasına en anlamlı ve içtenlikli bir biçimde sahip çıkabilen biricik parti TKİP’dir ve bu da rastlantı değildir. Öteki herkes bunu daha çok kendi grup kökenleri üzerinden yapabiliyor ve buradan yansıyan tutum bildiğimiz o küçük-burjuva dargörüşlülüğünün ve mülkiyetçiliğinin yansımasından başka bir şey değildir. TKİP’nin tutumu ise temelden farklıdır ve gerekçesi, daha o ilk çıkış değerlendirmelerinde, sözünü ettiğim o ilk polemiklerde, açıklıkla ortaya konulmuştur.

Geçmişten gelen akımların bugünkü akibeti hiçbir biçimde bizim onların geçmişindeki devrimci tutumu ve kazanımları sahiplenmemize engel değil. Tam tersine, bugünkü akibet geçmiş devrimci mirası sahiplenmede partimize daha büyük sorumluluklar yüklüyor. TİKKO kökenli akımların bugünkü durumu hiçbir bi(326)çimde İbrahim Kaypakkaya’yı küçümsemeyi gerektirmiyor, tam tersine, onu tarihimizdeki en önemli devrimcilerden biri olarak daha çok sahiplenmemizi gerektiriyor. 23 yaşında yitirdiğimiz bu genç devrimci, birkaç örgütün 30 sene boyunca tüketebileceği bir düşünsel-politik miras bırakarak gitmiş bir insandır. Çok değerli bir devrimcidir, sadece ser verip sır vermediği için değil; ondan daha da önemli olarak, devrimi ve devrimci siyasal mücadeleyi ciddiye aldığı için, buna hayatını adadığı için, ve nihayet bu çerçevede, o dönem için gerçekten anlamlı olan belli düşünsel açılımlar ve sorgulamalar yapmayı başardığı için.

Bunu ‘71 devrimcileri için genelleştirebiliriz de. ‘60’lardaki mücadele solu güçlendirdi, ilk kez olarak ona kitlesel bir temel kazandırdı. Sosyal mücadelenin radikalleşmesi ve dünyadaki gelişmelerin genel etkisi, Türkiye solunu da radikalleştirdi ve içinden devrimci bir akım çıkışını hazırladı. Bu akım başlangıçta mücadele yöntemi olarak siyasal maceracılık yolunu seçtiği için, yaptığı çıkışın devrimci anlamı ve önemi de bir ölçüde karardı. Ama çıkışta maceracılık geçici, devrim tercihi ise kalıcıydı. Kalıcı olan, devrim davasına sahip çıkmak ve düzene cepheden başkaldırmaktı. Bunu küçük insan gruplarının silahlı mücadelesi yoluyla pratiğe geçirmeye kalkmaları kuşkusuz hatalıydı, ama bu çıkışta önemli ve baskın özellik hiç de bu değildi. Bu sadece geçici bir durumdu ve nitekim hızla aşıldı, daha ‘74 yılında çok büyük ölçüde geride kaldı.

Geleneksel solun tasfiyeci süreçler içinde tükendiği ya da konum değiştirdiği bir dönemde biz bu mirasa her zamankinden çok önem vermeli, sahip çıkmalıyız. Zira son tahlilde biz oradan geliyoruz, bu mirasın oluşturduğu birikimin ürünüyüz. Ortaya çıkışımızı olanaklı kılan birikimdir burada sözkonusu olan. Bizi ortaya çıkaranın yakın geçmişin devrimci birikimi olduğunu hiçbir biçimde unutamayız. Bir akım olarak siyasal mücadele sahnesine çıktığımız andan itibaren biz bunu bilinçli bir tutumla ve özenle vurgulaya geldik. EKİM, “boşluktan değil, bir geçmişin, bir birikimin bağrından doğdu” dedik. Biz o geçmişi bilimsel temelde eleştire(327)rek aştık, küçük-burjuva manada inkar ederek değil. Bu onu kucaklayarak yeni bir düzeyde yaşatmak demekti. Onda canlı, anlamlı ve kalıcı olanı alıp ileriye taşıyan, geri, ölü ve çürüyen yanına ise acımasızca vuran bir tutumun temsilcileri olduk biz.

Peki, bizim çıkış dönemimizde bizi inkarcılıkla suçlayarak geçmişe kıskançlıkla sahip çıkar görünenler ne yaptılar? Ne yaptıklarını çok geçmeden gördük. ‘71 devrimcilerinin devrim adına yükselttikleri bayrağı terkettiler ve gelinen yerde artık tümden gerisin geri TİP çizgisine döndüler, TİP parlamentarizminde karar kıldılar. Halbuki ‘71 devrimcileri, Deniz Gezmişler, Mahir Çayanlar, Kaypakkayalar, tam da TİP parlamentarizmini reddederek devrimi seçmişlerdi. EMEP’liler dün devrimi terketmişlerdi, bugünse artık TİP çizgisinde karar kılmış durumdalar. Ama büyük bir utanmazlıkla, “Deniz Gezmişler’in yolu bugün parlamentoya çıkmıştır” diyebiliyorlar. Salt kendilerine parlamento yolu göründü umuduna kapıldıkları için. Bu gerçekten tam bir utanmazlıktır, en kabasından bir inkardır ve geçmişin anısına da büyük bir saygısızlıktır. Deniz Gezmiş’i Deniz Gezmiş yapan, EMEP’in bugün temsil ettiği çizgiyi ‘60’lı yıllarda temsil eden siyasal akımdan kopmak olmuştur. TİP oportünizminden, yani reformizme ve parlamentarizme dayalı bir akımdan kopmaktı o zamanlar sözkonusu olan. Oysa hala Deniz Gezmişler’in adını istismar etmeye yeltenenler bugün gerisin geri oraya dönmüş bulunuyorlar. Demek ki böyleleri Denizler’in tuttuğu yolu inkar eden döneklerden öte bir şey değildirler.

Partimiz zor olanı başarmıştır

Partimizin sol hareket içerisinde kendine özgü ayrı bir yeri var. Partiyi önceleyen hareketimiz daha ilk çıkışında bu iddiayı taşıyordu. Kendini, geçmişi anlamaya ve aşmaya çalışarak yeni döneme hazırlayan bir hareket olarak tanımlıyordu. Geçmişi anlamak ve aşmak, bizim için, geçmişin devrimciliğinden daha ileri bir(328)devrimcilik düzeyine, küçük-burjuva devrimciliğinden işçi sınıfı devrimciliğine geçişi ifade ediyordu. Türkiye’nin geleneksel devrimci-demokrat hareketi, büyük ölçüde küçük-burjuvazinin damgasını vurduğu bir halk hareketi içerisinde kendini bulmuş, hem teorik hem pratik planda bu sınıfsal kimlikle yoğrulup şekillenmişti. Küçük-burjuva ufkunun, düşünüş ve davranış tarzının, kültür ve değerlerinin şekillendirdiği bir hareketti bu. Devrimciliği böyle bir devrimcilik, sosyalizmi böyle bir sosyalizmdi. Bu durumda ileriye çıkmak için yapılması gereken, öncelikle bu küçük-burjuva kimliği anlamak, bunu ideolojide, programda, politikada, kültürde, örgütte, anlayışta, ahlakta çok yönlü bir eleştiriye tabi tutarak aşabilmekti.


Yüklə 1,69 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   94   95   96   97   98   99   100   101   ...   127




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin