3. ULTIMA THÜLE(»»)
Şimdi, genç ülkenin tanrıçasının büyüsünün peri masalları ile bugüne kadar geldiği İrlanda'ya yöneliyoruz. Peri tepelerinin büyülü anlatısı, Gawain, Tristan ve Merlin'in, Haçlı zırhlan içinde yaşam kazandırdıkları eski Keltik Fianna ve Kırmızı Dal Şövalyeleri, Orta Çağda, Kral Arthur'un Şövalyeleri masalıyla Avrupa'ya yayıldı. Kısa bir zaman öncesinde, üstünde az durulan 375-950 döneminde, bu kahramanların geldiği epik öyküler, eski mitsel masallardan uyduruluyordu.
Vardıkları sahilde iz bırakmış olan İrlanda'nın ilk sakinleri, buraya, mezolitik dönem olarak bilinen İlk Taş Çağı ile Yeni Taş Çağının arasındaki karanlık dönemde geldiler. Buzullar çekilmişti fakat soğuk, nemli, puslu hava kalmıştı. Ayzberglerin gemiler gibi yüzdüğü gri-yeşil suların üstünde martılar uçuşuyordu. Yaşam, ayıbalığı-mn, morsun ve balinanın yaşamıydı. Güney Fransa ve Kuzey İspanya'nın harika boyanmış mağaralarının dünyanın başlıca tapınakları olduğu paleolitik büyük av dönemi çoktan geride kalmıştı. Onların zamanında dünyada, onlarla rekabet edecek ve hatta onlara yak-
l *) Şekil 25 ve 26'ya, sayfa 230,231'e bakın.
( ) Latince. En uzak kuzey ülkesi. Eski coğrafyada, dünyanın en kuzeyindeki bilinmeyen yer. (çev. notu).
31
laşacak hiç bir şey yoktu. t.ö. 30.000-15.000. Fakat Würm Buzulunun çekilişinin sürdüğü son dönemde av. koşullarının değiştirilemez bozuluşu devam etti. Kürklü mamut ve gergedanları, misk öküzünü ve ren geyiğini besleyen yan-kutupun tundra manzarası, koca bizon sürülerinin yabani sığırların, atların ve antilopların koştuğu yeşil çayırlara dönüştü- Fakat bu çayırlar sonra orman oldu Ve et sağlamak ciddi biçimde olanaksızlaştı. Avcı halkların bir çoğu kuzeye doğru av yollarını izlediler. Zamanla, ülkelerinin zenginliği azalırken, kuzeyin uzak noktalarında, az nüfuslu avcı ve balıkçı kabilelerin ataları oldular. Ötekilerse, yalnız ormandan değil, denizden ve kıyılardan da gıdalarını toplamak üzere kaldılar. Magdalenian döneminde, verimli son bin yılda, balina, mors ve ayıbalığı avında kullanılan ve zamanımızda son kültürel kalıtı Eskimolarda kalan, korkulu kayıklarla, mızrak, olta ve zıpkınlar, silahların arasına katılmış ve geliştirilmişti. Fakat son dönemde Avrupa çayırlarındaki koşullar o kadar kötüleşti, insanın yaşama gayreti o kadar zorlandı ki, bölge, uğraşıdan uzak, orman halkı ülkesi durumuna geldi.
Kültürel yaşamın canalıcı merkezleri güneye ve güneydoğuya, bugün büyük çöller olan, koca sürüleri beslemiş Kuzey Afrika ve Güneybatı Asya'nın geniş otlaklarına kaydı. Kuzey Afrika'da Capsian stilinde ve Güney İspanya'da kayalara (bugün mağalarda değil uçurumların yüzünde) çizilmiş canlı resimlerin gösterdiği bir eylem dünyası buralarda yeşerdi. Ok ve yay ilk kez ava yardım eden köpeklerle birlikte buranın sanatında görüldü. Daha eski kuzey resimleri hayvanları gösterirken, daha sonraki Î.Ö. 10.000-4.000 dönerninin Capsian sanatı, etkin, akıcı bir öyküleme stilinde insanları gösterir. Dahası bu manzaralarda çizilmiş yaşam, önce avcılarınla iken sonra çobanlatın yaşamı olmuştur. Sıcak paleolitik çağın son döneminde bugün tarihçilerin çekirdek Yakın Doğu olarak bildikleri Levanten bölgede hay-vanalık ve tarım gelişmişti.
Birbirini izleyen yayılma eğilimlerinden, paleolitik (avcı) ve neolitik (tanma) devirleri belirlemek için Batı-Doğu ve Doğu-Batı sarkaçları terimini ilk kullanan Leo Frobenius olmuştur. Monumenta Ter-rarum kitabında, 'Tarihöncesi zamanlarda Batı Avrupa'dan paleolitik biçimde başlıyarak Akdeniz kıyılarından doğuya, Mısır ve Asya'ya varan kültür akımından sözedebiliriz' diye yazar. Bu, ilk Taş Çağında, kültür akımının, Batıdan Doğuya, buzullarla kaplı bölgelerin güneyine yayılması demektir. Sonra bunu (Avrupa'da) kültürel bir
32
boşluk izledi. Doğudan, o zamana kadar olan herşeyden daha zengin Yüksek Tunç Çağı akımı gelene kadar. Bu akım Doğu Avrupa'dan ve denizden, Kuzey Akdeniz kıyılarından geldi. Anadolu'dan (Asia Minor) Ege'ye (Yunan kültürü) İtalya'ya (Roma) geçti, daha batıya uzanarak Gotik (Fransa, Belçika ve ispanya'da) dönemi açtı, en batıda (rasyonalist ingiltere'de) bugünkü dünya ekonomisini hazırladı. Başka bir deyişle, eski Batı-Doğu sarkacından bir boşlukla aynlan daha sonraki Doğu-Bah sarkacı daha yüksek kültürlerin akımına ge-tirdi.'(36)
Afrika üstüne çalışmasında Frobenius, gözlemini daha da geliştirdi: 'Akdeniz, coğrafi olduğu kadar tarihsel olarak da, italya tarafından doğu ve batı olarak ikiye bölünür. Her iki bölüme de ortalarındaki büyük adaların adını vererek Sardunya Denizi ve Girit Denizi diyebiliriz. Kuzeybatı Afrika'nın iç ve dış nedenlerle Sardunya Denizindeki gelişmelere uzak kaldığım, fakat Levanten Afrika'nın Girit çevresindeki ülkeler tarafından belirlendiğini söyleyebiliriz... Son pale-olitik dönemde Afrika kültürünün çekim merkezi batıdaydı; ispanya, Capsian dönemi boyunca Kuzeybatı Afrika ile yakın ilişkide oldu. Oysa eski Challean döneminde Kuzeybatı Afrika ile bütün Batı Avrupa tek basma ayrı bir kültürel bölge oluşturuyorlardı. Şimdi de, aynı biçimde, Levanten Kuzeydoğu Afrika'nın Girit Denizine bağlı olduğunu söyliyebiliriz. Yani, Sardunya Batı Avrupa ile ilişkili iken, Girit Denizi Batı Asya ile ilişkilidir.'^
Demek ki, özet olarak, neredeyse sonsuz paleolitik avcılık dönemi boyunca Kuzeybatı Afrika ve Batı Avrupa'nın tek bir büyük kültür bölgesi -Fröbenis'un adlandırdığı gibi paleolitik kaynak olduğunu, ilk Taş Çağı sanatlarının Batı-Doğu sarkacı ile Asya'ya taşındığını, ve sonra, çok daha hızlı bir kültürel değişim olarak bildiğimiz neolitik veya geç Taş, Çağının, Güneybatı Asya ve Kuzeydoğu Afrika'da yaratıcı kültürün yüreği durumuna geldiğini ve Doğudan Batıya, Avrupa'ya geri döndüğünü söyleyebiliriz. Avrupa'nın dikkat çekici mitolojik kayıtları paleolitik mağaralarda Î.Ö. 30.000-15.000'den kalmayken, Levant'ınkiler neolitik dönemden, Î.Ö. 7.500-3.000'den kalmadır. Avrupa anlayışında yaşamın kurucu öğeleri, ırkının avcılık eylemindeki uzun yapılanmasına ve bireyci yargılama ile bağımsız mükemmelliğin erdemlerine bağlı iken, daha genç fakat kültürel olarak çok daha karmaşık olan Yakın Doğu'da tersine, Avrupa anlamında birey değil bir gruba bağlılık ârilarmha gelen dünya, birlikte yaşama ve yetkeye
33
bağlılık erdemleri bireyin idealleri olmuştur. Görmemiz gerektiği gibi, iki kültürel dünyanın değişen sarkaçlarında, karşılıklı karışık tarihleri boyunca, paleolitik bireyin ve neolitik grupların ilkelerindeki çözülemez çelişkiler doğdu ve bugün de yaratıcı karşıtlık ile karşılıklı küçük görmeye varan duruma gelindi. Fakat biz İrlanda'ya dönelim.
Dostları ilə paylaş: |