Küreselleşme ve Uluslararasılaşma


Küreselleşmenin ve Uluslararasılaşmanın Düzenlenmesi



Yüklə 455,49 Kb.
səhifə10/12
tarix29.07.2018
ölçüsü455,49 Kb.
#62659
1   ...   4   5   6   7   8   9   10   11   12

5. Küreselleşmenin ve Uluslararasılaşmanın Düzenlenmesi


Küreselleşmenin 2. Dünya Savaşı’ndan sonra hız kazanması öncelikle korumacılık ve düşük uluslararası ekonomik entegrasyonun olumsuzluklarını gören ekonomistler, iş adamları ve politikacıların planlamalarının sonucudur. Bu insanların çalışmaları Bretton Woods Konferansı, büyümenin teşvik edilmesi ve olumsuz etkilerin ve küreselleşme sürecinin yönetilmesi için pek çok uluslararası kurumun kurulması ile sonuçlanmıştır. Bunlar Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası (Dünya Bankası-WB) ve IMF’dir. Daha sonrasında da uluslararası ticaretin önündeki engelleri kaldırmak için Ticaret ve Gümrük Tarifeleri Genel Anlaşması (General Agreement on Trade and Tariffs-GATT) imzalanmıştır. Uruguay Toplantısı’nda (Round) ise (1984-1995 arası) ticari anlaşmazlıkların çözümü ve ticaret için standart bir platform inşası amacıyla WTO kurulmuştur. Bunun yanında tarifelerin düşürülmesini ve ticaretin önündeki engellerin kaldırılmasını amaçlayan Maastricht Anlaşması ve NAFTA gibi iki veya çok taraflı ticaret anlaşmaları imzalanmıştır.

Küreselleşme hareketinin temposunun artışında ve etki sahasının genişlemesinde katkısı olan belli faktörler vardır. Bunlar şu şekilde sıralanabilir:



  1. Dünyadaki siyasi gelişmeleri etkisi ve mümkünse kontrolü altında tutmaya çalışan dev uluslararası örgütler; Birleşmiş Milletler gibi,

  2. Uluslarüstü paktlar-birçok devleti içeren geniş kapsamlı anlaşmalar; Kuzey Atlantik Anlaşma Örgütü (NATO) gibi,

  3. Yine geniş kapsamlı ve çok ülkeyi kapsayan uluslarüstü ekonomik birlikler; Avrupa Birliği, Kuzey Amerika Birliği, Karadeniz Ekonomik İşbirliği gibi,

  4. Birden fazla ülkede faaliyette bulunan, iş, imalat ve ticaret merkezleri olan ÇUŞ’lar, bankalar ve ortaklıklar.

  5. Uluslararası trendler denilen ve dünya üstünde hemen hemen bütün kıtaları ve sayısız ülkeleri etkisi altına alan, kitleleri çok derinden etkileyen belli sosyo-politik akımlar: etnik milliyetçilik, fundamentalizm, feminizm, ekolojik akımları gibi.

Bu gelişmeler ve faktörler ışığında uluslararası örgütler ve entegrasyonlar doğmuştur. Bu kurum ve anlaşmalar küreselleşmeyi yönetmeleri veya yönlendirmeleri dolayısıyla önem taşımaktadır.

5.1. Uluslararası Örgütler


Ulusal Düzeydeki istikrar sağlayıcı kurumlar sosyal ve mali güvenlik şebekeleridir. Uluslararası düzeyde ise bunlar, WTO, IMF, Basel Bankacılık Denetim Komitesi, WB, OECD ve diğer uluslararası kuruluşlardır.

5.1.1. Uluslararası Para Fonu - IMF


IMF 185 devletin üyesi olduğu uluslararası bir örgüttür. Örgüt uluslararası parasal işbirliği, döviz kuru istikrarı ve düzenli döviz düzenlemelerini teşvik etmek, ekonomik büyümeyi hızlandırmak, yüksek seviyelerdeki istihdamı sağlamak ve ülkelere geçici finansal yardım sağlayarak ülkelerin ödemeler dengesi ayarlamalarını kolaylaştırmak amacıyla 1944 yılında kurulmuştur. Bu amaçlar, ülke bazında küreselleşmenin düzenlenmesi anlamına gelmektedir.

Bazı ülkeler küreselleşmeyi faydalı – gelecekteki dünya ekonomik kalkınmasının bir kilidi – ve dolayısıyla kaçınılamaz ve tersine çevrilemez bir süreç olarak görmektedir. Diğerleri ise küreselleşmeyi ülke içinde ve ülkeler arasında eşitsizlikleri arttırdığına, istihdamı ve hayat standartlarını tehdit ettiğine ve sosyal gelişmeye engel olduğuna inandıkları için husumetle karşılamakta ve hatta küreselleşmeden korkmaktadırlar.

Küreselleşme dünya çapında kalkınma için geniş fırsatlar sunmaktadır fakat bu adil olarak gelişmemektedir. Bazı ülkeler küresel ekonomiye diğerlerinden daha çabuk adapte olmaktadırlar. Entegre olmayı başaran ülkeler daha hızlı büyümekte ve yoksulluğu daha hızlı azaltmaktadırlar. Dışa-dönük politikalar 40 yıl önce dünyanın en fakir bölgelerinden biri olan Doğu Asya’yı dönüştürerek büyük bir kısmına dinamizm ve zenginlik getirmiştir. Hayat standartları yükseldikçe, demokrasi ve çevre ve çalışma koşulları gibi ekonomik konularda gelişme imkânlı hale gelmektedir. Dolayısıyla IMF’ye göre bu eğilime karşı durmak yerine bu eğilimin desteklenmesi büyümeyi, kalkınmayı ve yoksulluğun azaltılması için en iyi yöntemdir.

Diğer taraftan 1990larda gelişmekte olan piyasalarda meydana gelen krizler küreselleşmenin doğurduğu fırsatların risksiz olmadığını – istikrarsız sermaye hareketleri ve yoksulluktan kaynaklanan sosyal, ekonomik ve çevresel bozulmadan doğan riskler – göstermiştir. Bu, eğilimin tersine çevrilmesi için değil aksine daha hızlı büyüme ve yoksulluğun azalmasını sağlayacak güçlü ekonomiler ve daha güçlü dünya finans sistemi kurulması için politika değişikliklerini sağlamak isteyenlere bir sebep oluşturmalıdır. Bu bağlamda IMF küreselleşme sürecini etkin bir şekilde yönetmek ve süreçten faydalanmak için ülkelere aşağıdaki politika önerilerini uygulamayı tavsiye etmektedir:



  • Yatırım ve tasarruf için uygun koşulları yaratacak makroekonomik istikrar,

  • Artan ticaret ve yatırım aracılığıyla etkinliği arttıracak dışa dönük politikalar,

  • Yurtiçi rekabeti destekleyici yapısal reformlar,

  • İyi bir yönetişim için güçlü kurumlar ve etkin bir hükümet,

  • Üretkenliği destekleyici eğitim ve Ar-Ge,

  • Sürdürülebilir kalkınma için yeterli kaynakları sağlayacak dış borç yönetimi.

IMF’nin kontrol ve düzenleme süreçleri gözetim (bilgi toplama amaçlı ziyaretler, hükümetler ve merkez bankası görevlileri ile müzakereler ve yıllık raporlar aracılığıyla), finansal yardım (Yoksulluğun Azaltılması ve Büyüme Kolaylığı, Dış Şoklar Kolaylığı, Stand-By Anlaşmaları, Genişletilmiş Fon Kolaylığı, İlave Rezerv Kolaylığı, Telafi Edici Finansman Kolaylığı ve acil yardım aracılığıyla) ve teknik yardımı (merkezden sınırlı süre için yapılan personel görevlendirmeleri veya birkaç haftadan birkaç yıla kadar değişen sürelerle uzmanların ve/veya yerleşik danışmanların yerleştirilmesi, teknik ve tanısal çalışmalar, eğitim kursları, seminerler, atölye çalışmaları ve “on-line” tavsiye ve destekler aracılığıyla) içermektedir.

5.1.2. Dünya Bankası - WB


1944 yılında kurulmasından bu yana, WB tek bir kurumdan birbiri ile yakından ilişkili beş kalkınma kurumunun oluşturduğu bir gruba dönüşmüştür. WB’nin misyonu savaş sonrası yeniden yapılanma ve kalkınmanın kolaylaştırıcı olan Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası’ndan (IBRD) günümüzde bağlı kuruluşu olan Uluslararası Kalkınma Birliği (IDA) ile birlikte dünya çapında yoksulluğun azaltılmasına genişlemiştir.

WB, gelişmekte olan ülkeler için finansal ve teknik yardım konusunda dünya çapında önemli bir kaynaktır ve 185 üye ülke tarafından sahip olunan iki kalkınma kuruluşundan oluşmaktadır – IBRD ve IDA (WB ile yakından ilişkili üç kuruluş daha vardır: Uluslararası Finans Kuruluşu-IFC, Çok Taraflı Yatırım Garantisi Ajansı-MIGA ve Uluslararası Yatırım Anlaşmazlıkları Çözüm Merkezi-ICSID). Her kuruluş WB’nin küresel yoksulluğun azaltılması ve yaşam standartlarının geliştirilmesi misyonunda farklı fakat destekleyici roller oynar. IDA dünyadaki en yoksul ülkelere odaklanırken IBRD orta gelirli ve kredi verilebilir fakir ülkeler üzerinde yoğunlaşmaktadır. Sonuçta WB düşük faizli borç, faizsiz kredi, gelişmekte olan ülkelere eğitim, sağlık, altyapı, haberleşme ve diğer pek çok sebeple hibeler sağlamakta ve üye ülkelere analiz, tavsiye ve bilgi gibi yardımlarda bulunmaktadır. WB kâr amacı gütmemektedir.

WB’ye göre küreselleşme inanılmaz fırsatlar doğurmaktadır. Fakat dışlanma, ölümcül fakirlik ve çevresel zararlar tehlikeler yaratmaktadır. Bu durumdan en fazla zarar görecek kişiler ise başlangıçta en geride olanlar – yerli insanlar, gelişmekte olan ülkelerdeki kadınlar, köylü fakirler, Afrikalılar ve bunların çocukları – olacaktır. Dolayısıyla, WB Grubu ülkelerin fikirlerin ve deneyimlerin bir karışımı aracılığıyla bu ülkelerdeki sermaye ve politikaları, özel piyasa fırsatlarının gelişini ve iyi yönetişim ve yozlaşma-karşıtı destekleri hızlandırarak kendilerine yardımcı olmalarına yardımcı olmaktadır.

WB’nin vizyonu – yoksulluğu azaltmak, büyümeyi çevreye zarar vermeden hızlandırmak, bireysel fırsat ve umut yaratmak ve ticaret, finans, sağlık, yoksulluk, eğitim ve iklim değişimi konularındaki anlaşmalar ve uluslararası projeler hakkındaki fikirleri geliştirmek amacıyla – kapsayıcı ve sürdürülebilir bir küreselleşmeye katkıda bulunmaktır. Bu sayede herkes, özellikle de yeni fırsatlar arayan fakirler bu süreçten faydalanabilecektir. Süreç, fon yaratılmasını, borçları, hibeleri, analitik ve tavsiye niteliğindeki hizmetleri ve kapasite inşasını içermektedir.


5.1.3. Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü - OECD


OECD’nin atası Avrupa Ekonomik İşbirliği Örgütü’dür (OEEC). OEEC 2. Dünya Savaşı sonrasında Avrupa’nın yeniden inşası için Marshall Planı ile Amerikan ve Kanada yardımlarının yönetilmesi için 1947 yılında oluşturulmuştur. Merkezi 1949 yılında Paris’te kurulmuştur.

OECD görevi OEEC’den 1961 yılında devralmıştır. O zamandan bu güne örgütün görevleri şu şekildedir:



  • Sürdürülebilir ekonomik büyümeyi desteklemek,

  • İstihdamı arttırmak,

  • Yaşam standartlarını iyileştirmek,

  • Finansal istikrarı devam ettirmek,

  • Diğer ülkelerin ekonomik kalkınmasına yardımcı olmak,

  • Dünya ticaretinde büyümeye katkıda bulunmak.

Dünya ekonomisinin gelişimine katkıda bulunmak için OECD’nin odağı demokrasi ve piyasa ekonomisine dayalı 30 üyesine ek olarak artan sayıda ülkeyi kapsayacak şekilde aşamalı olarak genişletilmiştir. Örgüt günümüzde 70’ten fazla gelişmekte olan piyasa ekonomisi ile uzmanlığını ve birikmiş tecrübelerini paylaşmaktadır.

OECD’nin küreselleşme üzerine görüşü belki de en yi şekilde Avustralyalı Hazineci Peter Costello’nun 2000 yılındaki OECD Yıllın Zirvesi’ndeki konuşması ile açıklanabilir: “Küreselleşmeyi durdurma veya durdurmama gibi bir seçeneğimiz yoktur. Seçenek olarak sadece onun nasıl yönetileceği ve vatandaşlarımızın faydası için nasıl yönetileceği söz konusudur”. Bu bağlamda, OECD’nin küreselleşmeyi kaçınılamaz bir süreç olarak gördüğü ve sadece bu süreci yönetmek ve düzenlemeyi amaçladığı söylenebilir.


5.1.4. Dünya Ticaret Örgütü – WTO


WTO’nun dünya ticaretinin %97’sini oluşturan 151 üyesi vardır ve örgüt küreselleşmenin ana katalizörü olan uluslararası ticaretin kuralları ile ilgilenen tek küresel örgüttür. Örgütün kalbinde müzakere edilmiş ve dünyanın ticaret yapan ülkelerinin büyük çoğunluğu tarafından imzalanmış ve parlamentoları tarafından onaylanmış WTO anlaşmaları yatmaktadır.

Günümüzde mal, hizmet ve fikri mülkiyet hakları üzerine WTO anlaşmaları mevcuttur. GATT, mal ticareti için ana kaynak niteliğindeki bir kurallar-kitabı niteliğindendir. WTO aynı zamanda anlaşmazlıkların çözümlenmesi ve politika gözden geçirmeleri gibi hizmetler de sunmaktadır. Örgütün ana fonksiyonları:



  • Ticaret anlaşmalarını yönetmek,

  • Ticaret görüşmelerinde forum olarak hareket etmek,

  • Ticaret anlaşmazlıklarını çözmek,

  • Ulusal ticaret politikalarını gözden geçirmek,

  • Gelişmekte olan ülkelere teknik yardım ve eğitim programları aracılığıyla ticaret politikası konularında yardımcı olmak,

  • Diğer uluslararası örgütlerle işbirliği yapmaktır.

Örgütün ana amaçları daha serbest ticareti, adil rekabeti ve kalkınma ve ekonomik reformu teşvik etmek olduğu için örgüt ekonomik küreselleşmenin önemli katkı sağlayıcılarından bir tanesidir.

5.1.5. Birleşmiş Milletler – UN


Küreselleşme ile ilişkili diğer bir kuruluş da UN’dir. Örgütün kökleri 1865’te kurulan Uluslararası Haberleşme Birliği’ne kadar dayanır. ABD başkanı Franklin D. Roosevelt tarafından bulunan “Birleşmiş Milletler” ismi ilk defa 1 Ocak 1942 “Birleşmiş Milletler Bildirgesi”nde kullanılmıştır. Bugün örgüte 192 ülke üyedir.

Örgüt insanlığın karşılaştığı problemleri çözmeyi amaçlayan küresel çabaların merkezinde yer almaktadır. Bu çabada toplamda UN sistemi olarak adlandırılan 30’dan fazla bağlı örgüt işbirliği içerisindedir. UN ve diğer bağlı örgütler insan haklarına saygı, çevrenin korunması ve hastalıklarla ve yoksullukla mücadeleyi desteklemek için çalışmaktadır. UN sisteminin yaptığı işlerin %70’inden fazlasını daha yüksek yaşam standartlarının, tam istihdamın ve ekonomik ve sosyal ilerlemenin ve kalkınmanın şartlarının tesisi oluşturmaktadır. Bu amaçlara ulaşabilmek için örgütün kullandığı bazı araçlar şunlardır:



  • Fakir ülkelerde üretilen malların satıldığı piyasalara serbest girişin sağlanması,

  • Çok borçlu fakir ülkelerin tüm resmi borçlarının iptalini içeren borç hafifletilmesi programlarını uygulamak ve sonrasında açık yoksulluk azaltıcı taahhütlerde bulunmak,

  • Daha bonkör kalkınma yardımlarında bulunmak,

  • İlaç firmaları ve diğer partnerleri ile birlikte çalışarak HIV virüsüne karşı etkin ve erişilebilir bir aşı geliştirmek,

  • Afrika’nın ihtiyaçları için özel önlemler almak.

Yüklə 455,49 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   4   5   6   7   8   9   10   11   12




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin