Muhabbetname


CENAZE NAMAZINDAKİ 4 TEKBİR NEYİ İFADE EDER



Yüklə 1,6 Mb.
səhifə14/83
tarix12.08.2018
ölçüsü1,6 Mb.
#69835
1   ...   10   11   12   13   14   15   16   17   ...   83

CENAZE NAMAZINDAKİ 4 TEKBİR NEYİ İFADE EDER


Cenaze namazı dört tekbirle kılınan bir namazdır. Bütün peygamber ve evliyalar kendi cenaze namazlarını kendileri kılmışlardır. Bizim gibi sâliklerin cenaze namazlarını da Fenâfillâh olmamışlarsa Mürşid-i Kâmilleri kılmakta, Fenâfillâh olmuşlarsa onlar da kendi cenaze namazlarını kendi kılmış olmaktadırlar.

Cenaze tekbirlerinden de anlaşılacağı gibi birincisinde “Allah için sâlata” denmektedir. Yani ‘Allah için namaza’. Namaz ise mü’minin mi’racıdır. Mi’rac ise Allah’la beraber olmak, konuşmak, buluşmaktır. Kul Allah’la nasıl konuşur ve buluşur. Mukayyed olan bu âlemde Zât olan Allah, sıfatı olan kullarından tecellîsini izhâr edince kulun kuvvesinden fiileriyle açığa çıkması, kulundan buluşup konuşması demek olur. İşte bu bütün mazharlarından zuhûra gelmesi, kulların kendi mazharlarından Hakk’ı açığa çıkarmasına sâlat dendi. Onun için “Allah için sâlata” ifadesi kullanıldı.

İkinci tekbir ifadesi de “Resûlullah (S.A.V.) için salâvâta” oldu. Çünkü bu âlemde Zât Allah, sıfat ise Muhammed’dir. Allahü Teala Muhammed’siz bilinemediği için bir Hadis-i Kudsîsinde “Levlake Levlak vema Halaktül eflak” “Habibim sen olmasaydın bu âlemi yaratmazdım” buyurmuşlardır. Şu halde Muhammed bir ayna, kendisini o aynada seyreden Hakk Teala olmuş oluyor. İşte Resûlullah (S.A.V.)’a salâvât, bu âlemdeki dört tecellî mazharları olan sıfatlardaki (cemâdât-nebâtât-hayvânât ve insanlar) farkıyla her tecellînin mevsûfunun Allah olduğunu idrâk et demektir.

Üçüncü tekbir ifadesinde “Meyyid için duaya” denilmektedir. Yani vücûdun Vücûdullah olduğunu idrâk ederek ölmezden evvel ölmeyi sağlamaktır. Ondan sonra da er kişi niyetine veya hatun kişi niyetine denilmektedir. Bir kişi ‘birliğe’ bu tahsilden sonra erebildiyse ‘er kişi’ olmuştur. Hayır bu tahsilden sonra ikilikten kurtulamamışsa o kişi erkek de olsa ikilikte olduğundan hatun kişi durumundadır.

Bir Mürşid-i Kâmilden bu merâtib tahsilini yapmayanların cenaze namazları nasıl olmaktadır. Bu anlattıklarım ehl-i Tevhîd içindir, avâmın cenaze namazı için değildir. Onların cenaze namazları da taklîd olarak avâm kâideleri içinde kılınmaktadır.

Cenaze namazının mânevî irfâniyeti tekbirler alındığında namaz içinde okunan dualarda da görülecektir. Birinci tekbirde ‘Sübhaneke’yi okumaktayız. Sübhanekenin taşıdığı mânâ nedir. Kişinin kendi varlığının olmadığını, bütün varlıkların Hakk’ın olduğunu anlamaktır. İkinci tekbirde “Allahümme Salli” ve “Allahümme Barik” dualarını okuruz. Yani Resûlullah (S.A.V.) Efendimize, ashabına, O’nun yolunda gidenlere, Tevhîd babası İbrahim (A.S.) ve âline övgü ve dualar gönderilmektedir. Allah’ın bu sıfatlardan tecellîsinin övgüsü anlamındadır. Üçüncü tekbirde ise ölü için dua yapılmakta ve Fenâfillâh olması için dua edilmektedir. Dördüncü tekbirde hiçbir şey okunmadan kişi selamete çıktığı için sağ ve soluna selam vererek namazını tamamlamaktadır. Çünkü selâmete çıkan selâm verebilir. Selâmete çıkmayan selâm veremez.

Cenaze namazı taklîden kılınıyorsa da aslında bir Mürşid-i Kâmilin tahsilinde merâtib-i fenânın idrâkinden ibaret olduğu anlaşılmalıdır. Allah cümlemize “Mutu kable ente mutu” ölmezden evvel ölmeyi ihsân ederek kendi cenaze namazlarımızı kendimizin kılmasını nasîb etsin. Âmin.

CENAZENİN YIKANMASI, KEFENLENMESİ, NAMAZININ KILINMASI VE GÖMÜLMESİ NEDİR


Ölüm iki türlüdür:

1-Izdırari ölüm.

2-İhtiyarî ölüm.

Izdırari ölüm, bedenimizin bir gün dünyadaki görevini tamamladıktan sonra şeriat hükümleri dahilinde, kitaplarda yazıldığı gibi ölü bedenin yıkanması, kefenlenmesi ve toprağa gömülmesinden ibarettir. Çünkü bu beden ömrü müddetince, rûhumuza hamallık yaptığı için ona da zâhiren saygı ve ihtimam göstermemiz gereklidir.

Kendi istek ve arzularıyla ölmeden evvel ihtiyârî bir ölümle ölenler ise, varlık şirkinden kurtulmuş kimselerdir. Resûlullah efendimiz, Ebubekir Hazretlerinde bu hâli gördüğü için “Yiyen, içen, gezen ölü görmek isteyeniniz Ebubekir'e baksın” diye sahabeye söylemiştir. İşte Mürşîd-i Kâmile gelen bir sâlik de, kendine nisbet ettiği ef'alini, sıfatını ve vücûdunun olmadığını idrâk etmesi, cenaze olan varlığının yıkanmasıdır. Çünkü bütün nisbîyetlerinden temizlenmiştir. Fenâ-i ef’âl, fenâ-i sıfat ve fenâ-i vücûd kişiyi ihtiyârî olarak yok eder. Yani Fenâfillâh olur. Allah'ta fâni olan artık kefenlenmeye hak kazanmıştır. Kefen üç parçadan meydana gelen beyaz bir kaput bezi veya patiskadan ibarettir. Fenâ-i Zât tecellî Zâtla, fenâ-i sıfat tecellî-i sıfatla, fenâ-i ef’âl tecellî-i ef’âl kefeni ile sarılır. Böylece kişi ölmeden evvel ölüp yıkanmış ve kefenlenmiş olur. Kişinin idrakinde dâimî zikirle Hakk’la beraber olma yoksa, râbıtasında da hissiyle bu tecellîleri şuhûd etmiyorsa, bu hâle geçemez. Kefenlendikten sonra tabut olan bu ayaktaki vücûd tabutu ile cenaze namazı kılınmaktadır. Artık bu kişi ölmeden evvel ölmüş, Hakk’ın üç tecellîsi ile de kefenlenmiş, kendi cenaze namazını da kendisi kılmağa hak kazanmıştır. Yoksa ölünün cenaze namazını diri cemaatın kılması bir rumuzâttır. Cenaze namazı dört tekbirle kılınır. Tekbirlerde ef'alin, sıfatın, Zâtın idrâkinden sonra birliğe erdi ise, er kişi niyetine, ikilikte kaldı ise isterse erkek olsun hatun kişi niyetine cenaze namazı kılınır. Dördüncü tekbirde ise hiçbir şey okunmadan, sağa ve sola selam verilmesi onun kurtuluşa erdiğinin ispatıdır. Görüldüğü gibi birinci tekbirden sonra ‘Subhaneke’yi okumakla bütün fiillerin fâilini, ikinci tekbirde, ‘Allahumme salli’ ve ‘Allahümme barik’ okumakla, Resûlullah efendimizin Allah’ın sıfatları olması nedeniyle övgü ve O’ndan tecellînin Allah’ın olduğu, üçüncü tekbirden sonra, meyyit için duada da vücûdun Vücûdullah olması idraki ile ölmeden evvel ölmenin zevkini ve dördüncü tekbirde, hiçbir varlığı kalmayan kişinin sağına ve soluna selam vermesi ile de kurtuluşa erdiğinin ispatı olmuş oluyor. Ondan sonra da ebedi istirahatını sağlamak için gözün göremeyeceği bir yere götürüp geliyoruz. İşte manevî yönüyle cenaze biziz. Yıkanması nisbîyet ve şirklerden kurtularak Fenâfillâh olmaktır. Kefenlenmesi, Cenâb-ı Hakk’ın varlığı ile var olmağa kadar Makâmlardaki Allah’ın yüceliğinin idrâkidir. Toprağa gömmek ise bizlerin diye bildiğimiz varlığımızın olmadığını, bu varlığın Cenâb-ı Hakk’ın varlığı olduğunun yaşama geçme hâlidir. Cenâb-ı Allah bütün kardeşlerime bu idrâki nasîb etsin. Âmin.


Yüklə 1,6 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   10   11   12   13   14   15   16   17   ...   83




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin