Öğrenme Küçük Adımlarla Oluşur
öğrenme, büyük atlamalardan çok, küçük sistemli adımlarla meydana gelir. Problem çözme süresi, ardışık denemelerin sonucunda yavaş yavaş kısaldığından öğrenme birden bire iç görüsel bir şekilde değil, yavaş yavaş oluşur. Throndike'a göre öğrenme doğrudandır ve düşünme veya usa vurma yoluyla yönlendirilemez. Ona göre öğrenmede deneme yanılma yoluyla doğrudan seçme ve bağlama vardır.
Thordike öğrenmeyi açıklarken, Pavlov'un gittiği yoldan gitmiştir. Thomdike, bir uyarıcı karşısında oluşan davranışın gelecekteki davranışları etkilediğini söylemiştir. Kedi ve köpekler üzerinde yaptığı araştırmaların sonunda kendisine ait olan öğrenme yasalarını ve bunların içinde en önemtileri olan "etki" yasasmı ortaya koymuştur.
Thorndike'nin Öğrenme Kuramının Temel Yasaları;
-
Hazır bulunuşluluk
-
Etki (Araçsal Koşullanma)
-
Tekrar (Alıştırma)
1- Hazır bulunuşluluk yasası
Organizmada davranış eğiliminin mevcut olduğu durumlarda ancak öğrenmeye yönelik davranıştan söz edilir.
-
Bir kişi, etkinlik göstermeye hazır ise, etkinliği
yapmasına izin verilmesi ona mutluluk verir.
-
Bir kişi etkinlik göstermeye hazır olduğu halde,
etkinliğin yaptırılmaması, bireyde kızgınlık yaratır.
-
Bir kişi etkinliği yapmaya hazır olmadığı halde
yapmaya zorlanırsa kızgınlık duyar.Çocuk, düzgün
yazı yazmaya hazır ve buna izin verilirse, yazmaktan
haz duyar. Çocuk, kalem tutmaya hazır, fakat eline
kalem almasına izin verilmezse, çocukta kızgınlık
yaratır. Çocuk, düzgün yazı yazmaya zorlanırsa
kızgınlık duyar.
2- Etki yasası (Araçsal Koşullanma)
Öğrenme psikolojisine getirdiği en önemli katkı, "etki kanunu" dur. Araçsat koşullanma adı verilen etki kanununa göre tepki sonuçları tarafından kontrol edilir.
Eğer bir davranış o çevrede bir doyuma ulaşıyorsa aynı ortamda o davranışın oluşma olasılığı artmaktadır. Sonuç olarak gelecekte bir davranışm
Öğrenme Psikolojisl
43
olup olmayacağının şu anki davranışlara bağlı olduğu söylenebilir.
Eğer uyarıcının yol açtığı tepkinin sonucu haz verici ise uyarıcı ve tepki arasındaki bağ güçlenir, uyarıcının yol açtığı tepkinin sonucu rahatsız edici ise uyarıcı ve tepki arasındaki bağ zayıflar. Diğer bir deyîşle, etki pekiştirilirse uyarıcı tepki arasındaki bağ güçlenir. Tepki cezalandırılırsa uyarıcı ve tepki arasındaki bağ zayıflar.
■ Thorndike'in etki kanunu, yani davranışın, sonuçları tarafından şekillendirildiği ilkesi, Skinner'in edimsel koşullanma teorisinin temellerini oluşturmuştur.
3- Tekrar yasası
Tekrar ederek öğreniniz; tekrar etmediğimizde
unuturuz.
Uyarıcı ve tepki arasındaki bağ kullanıldıkça güçlenir.
Buna kullanma yasası denir.
Uyarıcı ve tepki arasındaki bağ kullanılmadıkça zayıflar Buna kullanmama yasası denir.
Kısaca tekrar kanuna göre yaparak öğrenir, yapmayarak unuturuz.
Thorndike'ın Eğitime İlişkin Görüşleri
Öğretimin düzenlenmesine, öğrenciye kazandırılacak hedef davranışları belirleyerek başlamalıdır. Eğitim bilimsel bir nitelik taşımalıdır. Bunun için çıktıların nesnel olarak gözlenebilir, ölçülebilir özellikler taşımalıdır. Bu özeilikler öğrendye kazandırılacak davranışlardır. Bu nedenle öncelikle hedef ve davranışlar belirlenmelidir.
Bu hedef davranışları belirlerken öğrencinin hazır bulunuşluk düzeyi dikkate alınmalıdır. (Hazır bulunuşluk kanunu)
Thorndike için güdüleme, öğrenciye haz veren durumun belirlenmesi için önemlidir. Öğrenciye kazandırılacak davranışlann öğrencinin ihtiyaçlarına cevap verecek nitelikte olması gerekir. İçsel pekiştireç yerine dışsal pekiştireçler daha önemlidir.
Öğrenme küçük birimler halinde oluştuğundan, öğrenme adım adım sağlanmahdır. Kolaydan zora doğru olmalıdır.
Öğrenci, uyarıcı durumdaki dikkati çeken baskın öğelere tepkide bulunur, diğer önemsiz ayrıntıları eler. Bu durumda, öğretme-öğrenme sürecinde, hedef davranışa yöneltecek uyarıcıların dikkati çekici nitelikte olması gerekir.
Doğru tepkiler hemen pekiştirilmeli, yanlışlar tekrar edilmeden düzeltilmelidir. Bu nedenle öğrenciye geribildirim (dönüt) verebilmek için düzenli olarak sınav yapmak gerekmektedir.
Thorndike'ın sisteminde ceza yoktur. Çünkü ceza, uyarıcı ile tepki arasındaki bağı zayıflatmaz.
Öğretme-öğrenme ortamının gerçek yaşamın bir temsilcisi olmasına özen gösterilmelidir. Thomdike'ın "benzer öğeler transfer teorisi"ne göre iki durum arasındaki ortak öğeler ne kadar çok olursa, transfer o kadar yüksek olur. Öğretme- öğrenme ortamında öğretmen değil, öğrenci etkin olmalı; yaparak yaşayarak öğrenmelidir. Öğrenci öğretmenin anlattıkları ile değil kendi kendine yaptığı çağrışımlarla öğrenmelidir.
87. Hiç yapmadığı bir yemeği ilk kez yapacak bir
bayanın bu yemeği deneme-yanılma yoluyla
yaptığını aşağıdakilerden hangisiyle
anlayabiliriz? (2002 KPSS-93)
-
Arkadaşının yemeği hazırlarken yaptıklarını
hatırlayarak uygulamaya çalışması
-
Televizyon programından yemeğin tarifini
izlemesi ve uygulaması
-
Yemek kitabındaki açıklamalara uyarak yemeği
hazırlaması
-
Annesinin tarifini alarak, kendi malzemeleriyle
pişirmesi
E) Sadece pişmiş şeklini gördüğü yemeği, elindeki
malzemelerle yapmaya çalışması
88. Dört yaşındaki bir çocuk yap-boz oynarken çeşitli parçaları rastgele bir araya getirmekte, eğer bu parçalar birlikte bir bütün oluşturmuyorsa vazgeçmektedir.
bu durumu en iyi
Aşağıdakilerden hangisi açıklar? (2002 KPSS-97)
-
Anlamlı öğrenme
-
Sosyal öğrenme
-
Kavrayarak öğrenme
-
Deneme-Yanılma yoluyla öğrenme
E) Uyarıcı-tepki zincirleme
44
öğrenme Psikolojisi
89.
Bir öğrenci fen bilgisi dersinde yaptığı deneyde, değişik renkteki sıvıları değişik oranlarda birbiri ile karıştırmış ve hangi renkteki sıvıları hangi oranda karıştırdığında istediği renkte sıvı elde edeceğini bulmuştur.
Öğrencinin istediği renkteki sıvıyı nasıl elde edeceğini bu biçimde bulması aşağıdaki öğrenme türlerinden hangisine örnektir? (2003 KPSS-53)
-
Deneme-yanılma yoluyla öğrenme
-
Kavrama yoluyla öğrenme
-
Bilişsel öğrenme
-
Model alma yoluyla öğrenme
E) Gözlem yoluyla öğrenme
91. Evine müzik seti alan Sönül bu müzik setini odada istediği yere koyduğunda kablosunun elektrik prizine yetişmediğini görür. Mobilyaların yerini değiştirme, prizin yerini değiştirme gibi çeşitli çözüm yollarını denedikten sonra, bir uzatma kablosuyla sorunun çözülebileceğini anlar.
Gönül'ün bir uzatma kablosu alarak sorunu çözebileceğini anlaması aşağıdakilerden hangisine örnek olabilir? (2004 KPSS-16)
-
Koşullanma yoluyla öğrenme
-
Sınama yanılma yoluyla öğrenme
-
Gözlem yoluyla öğrenme
-
İç görü kazanma
E) Ayırt etmeyi öğrenme
90.
Anaokuluna yeni başlayan Elif çok hoşuna giden bir oyuncak bebeği almak üzere oyuncak dolabının yanına gelir. Ancak öğretmeni Elife izin istemeden dolaptan oyuncak alamayacağını söyler. Bunun üzerine Elif evinde uyguladığı yemek yememe, yere yatıp tepinme, küsme, sorulara yanıt vermeme, gibi taktikleri teker teker kullanarak amacına ulaşmak ister; fakat başarılı olamaz. Sonunda Elif, dolaptan oyuncak almanın, izin istemekten başka yolunun olmadığını öğrenir.
Elifin, oyuncak dolabından hoşuna giden oyuncağı alabilmesinin tek yolunun izin istemek olduğunu bu şekilde öğrenmesi, öğrenmeyle ilgili aşağıdaki kavramların hangisine örnek olabilir? (2004 KPSS-15)
-
Tepkisel koşullama
-
Sınama yanılma
-
Sosyal öğrenme
-
Genelleme
E) Model alma
Öğrenme Psikolojisl
45
EDİMSEL (OPERANT) KOŞULLANMA (Skinner)
Skinner; Davranışlarımızın büyük bir çoğunluğu içinde
bulunduğumuz çevresel koşulları değiştirebilen
davranışlardır. Bunlar tepkiden farklıdır. Tepkiden farklı
olduğu için bu davranışlara edimsel (operant) adını
vermiştir.
Ders çalışmak, işe gitmek, konuşmak, okumak,
yazmak, problem çözmek, çevremizde sevilen biri
olmaya çalışmak gibi yaşamımızı sürdürürken
gerçekleştirdiğimiz davranışların büyük bir bölümü
edimseldir.
Skinner, kendisinin geliştirmiş olduğu skinner kutusu ile
bilinmekte aynı zamanda programlı öğretimin
kurucusudur. öğretme makinaları kavramından
bahsetmiştir.
Organizmanın günlük davranış repertuarında bulunan
bir davranışın pekiştirilmesi ve böylelikle aynı
davranışın yeniden ortaya çıkmasının ya da ceza ile
ortaya çıkmamasının sağlanmasıdır.
Bir davranışın sonuçları olumlu olursa o davranışın görülme sıklığı artar. Davranışın sonucunda organizmanm aldığı karşılıklar pekiştireçlerdir.
Örnek: Skinner kutusundaki fare manivelaya basıncaya kadar bir sürü davranış yapar. Daha sonra tesadüfen manivelaya basar. Bunun sonucunda pekiştireç alır. Pekiştireç alınca farenin maniveiaya basma davranışmı yeniden gösterme olasılığı artar.
Örnek: Köpeklere attığımız topu geri getirmelerini öğretmek.
Edim
Herhangi bir ihtiyaç durumunda organizmanın kendiliğinden ortaya koyduğu davranışlara denir. Operant
öğrenmede önemli olan davranışın sonucu ve doğurduğu etkidir. Davranışın organizmanın belli bir gereksinimini gidermesi önemlidir. Operant öğrenmede organizma eylemlerinde serbesttir, düşünme ve eylemlerini seçme sansına sahiptir.
Edimsel koşullanma
ödüle götüren ya da cezadan kurtaran bir davranımın yapılmasını öğrenmektir. Hoş olan veya hoş olmayan sonuçların bireylerin davranışlarında yarattığı değişikliklere denir. Örnek; Dil öğrenme, Tenis oynamayı öğrenme, birçok sosyal davranışlar, problem çözme
Davranış sonucunda organizmanın hoşuna giden bir durum ortaya çıkar. Örneğin yeni aldığınız bir kazağı giydiğiniz zaman arkadaşlarınız "Kazağın çok güzel, sana çok yakışmış" derse, o kazağı giyme davranışınız devam eder. Davranışın sonucunda organizmanın hoşuna gitmeyen bir durum ortaya çıkarsa. Yeni kazağınızı giydiğiniz gün değer verdiğiniz bir arkadaşınız size yakışmadığını söylerse, o kazağı artık giymek istemezsiniz.
Skinner operant koşullanmayı klasik koşullanmadan farklı olarak T-U şeklinde formüle etmiştir.
Tepki (davranış
Tesadüfen keşfedilir, fare manivelaya tesadüfen basar, ardından pekiştireç alır.
Klasik koşullanma ile operant koşullanma arasındaki farklar aşağıda verilmiştir;
KLASİK KOŞULLANMA
|
OPERANT KOŞULLANMA
|
Organizma pasiftir
|
Organizma aktiftir
|
Uyarıcıya yönelik tepki vardır. Fizyolojiktir.
|
Tepki rastlantısaldır, fizyolojik değildir.
|
Uyarıcı bellidir. (ses, ışık)
|
Uyarıcı belli değildir. Kafesteki her şey olabilir.
|
Pekiştirme yapılan davranımdan bağımsızdır
|
Pekiştirme yapılan davranıma bağımlıdır. Sonra verilir.
|
Pekiştireç: Koşulsuz uyarıcıdır.
|
Koşutlu koşulsuz kavramları yoktur. Bunu yerine, olumlu, olumsuz pekiştireç kavramları vardır.
|
Her ikisinde de genelleme, ayırdetme ve sönme vardır.
|
92. Aşağıdakilerden hangisi edimsel koşullanma yoluyla bir davranışın tekrarlanma olasılığının kontrol edebilmek için önkoşuldur? (2003 KPSS-65)
-
Davranışa uygun bir ayırt edici uyana bulunması
-
Bir ayırt edici uyarıcının davranışı kontro! etmesi
-
Davranışın en az bir kez yapılmış olması
-
Davranışın biçimlendirilmesi
E) Davranışın pekiştirilmesi
Öğrenme Psikolojisİ
46
93.
94.
Bir baba akşam ödev yapmayıp, televizyon izleyen oğluna eğer televizyon izlemeyi bırakıp ödevlerini yaparsa hafta sonu birlikte futbol maçı izlemeye gideceklerini söyler. Fakat babanın vaat ettiği ödüle rağmen oğlu televizyon izlemeye devam eder ve ödevlerini yapmaz.
Aşağıdakilerden hangisi, koşullanma ilkeleri çerçevesinde, çocuğun ders çalışmaya başlamamasının ve televizyon izlemeye devam etmesinin nedenlerinden değildir? (2003 KPSS-66)
-
ödülün davranıştan hemen sonra verilmemesi
-
Maça gitmenin uygun bir ödül olmaması
-
Babanın oğluna ödül almanın yararlarını iyi
anlatamaması
-
Televizyon izlemeyip ödev yapmanın çocuk için
hoşa gitmeyen bir davranış olması
E) ödev yapmayıp yerine televizyon izleme
davranışının sönmeye karşı dirençli olması
Bir psikolog utangaçlık şikayetiyle kendisine başvuran Hakan'a tedavi sürecinin ilk adımı olarak, oturduğu apartmandaki komşularına her rastladığında "Merhaba nasılsınız?" deme görevi verir. Komşularının bu tür bir yakınlığa olumlu tepki vermelerinin bir sonucu olarak, Hakan rastladığı kişilere çekinmeden selam vermeye ve onların hatırlarını sormaya başlar.
Hakan'ın selam verme davranışında görülen değişme, aşağıdaki öğrenme türlerinden hangisiyle açıklanabilir? (2004 KPSS-26)
-
Kavrama yoluyla Öğrenme
-
Bilişsel öğrenme
-
Tepkisel koşullama
-
Dolaylı öğrenme
E) Edimsel koşullama
95. Sınıfta sürekli konuşarak öğretmeninin dikkatini
çekmeyi başaran bir öğrencinin aynı yolu kullanarak
bu amaca ulaşması engellendiğinde, ilk başiarda,
konuşma davranışında bir artma olur. Ancak
zamanla öğrenci daha fazla konuşmakla
öğretmeninin dikkatinin çekilemeyeceğini
kabullenmeye başlar ve daha az konuşur.
Öğrencinin öğretmenin dikkatinin konuşarak çekilemeyeceğini kabullenmeye başlaması, aşağıdaki süreçlerden hangisinin başladığına işaret etmektedir? (2004 KPSS-34)
-
Sönme
-
Ceza
-
Olumsuz pekiştirme
-
Kaçınma
E) Kendiliğinden geri gelme
96. Ders sırasında sürekli olarak söz alıp dersin akışını bozan bir öğrencisinin bu davranışını onun söz alma isteğini görmezden gelerek engellemeye çalışan bir Öğretmen, aşağıdaki davranış kontrol tekniklerinden hangisin kullanmaktadır? (2004 KPSS-40)
-
Sistematik duyarsızlaştırma
-
Karşıt koş ulama
-
Olumsuz pekiştirme
-
Sönmeye tabi tutma
E) Olumlu pekiştirme
PEKİŞTİRME
Bir davranımın yapılma sıklığınm artırılması eylemidir. Yapılan bir davranışın taktir edilmesi
Pekiştireç
Bir davranışın yapılma sıklığını artıran uyarıcıya denir. Bir diğer ifadeyle ortama konulduğunda ya da ortamdan çekildiğinde bir davranımın yapılma sıklığını artıran uyarıcıya denir. Yemek, su, aferin vb.
Pekiştireçler kendi içinde ikiye ayrılır;
1. Olumlu Pekiştireçler
a. Birincil olumlu pekiştireçler
b. ikincil olumlu pekiştireçler
2. Olumsuz Pekiştireçler
a. Birincil olumsuz pekiştireçler
b. Ikincil olumsuz pekiştireçler
Olumlu Pekiştireç
Ortama konulduğunda davranışın yapılma sıklığını artıran uyarıcılardır
Öğrenme Psikolojisİ
47
Birincil Olumlu Pekiştireç
Organizmayı doğal olarak pekişiren ve organizmanın yaşaması ile ilgili olan pekiştireçlerdir. Doğuştandır. örnek: Yiyecek, su, güvende hissetme
İkincil Olumlu Pekiştireç
Herhangi bir nötr uyarıcının olumlu birincil pekiştireçlerle itişkilendirilmesiyle olumlu pekiştireç özelliği kazanan uyarıcılardır. Örnek: Para, statü, gülümseme, başını okşama, yıldız verme
Olumsuz Pekiştireç
Ortamdan çıkarıldığında davranışın yapılma sıklığını artıran uyarıcılardır.
Birincil Olumsuz Pekiştireç
Organizmaya zarar veren, yaşamı tehdit eden uyarıcılardır. Doğuştandır. Yüksek ses, şok vb.
İkincil Olumsuz Pekiştireç
Pekiştire
Ç kullanırk
en
dikkat
dilecek
noktalar;
Herhangi bir nötr uyarıcının birincil olumsuz pekiştireçlerle ilişkilendirilmesiyle pekişitreç özelliği kazanan uyarıcılardır. örnek: soba, ütü
|
|
PFKİSTİRFOI FR
|
|
|
|
|
X
|
|
|
OLUMLU PFKİSTİRFP.
|
OLUMSUZ PEKİSTİRECL
|
|
|
RfRİN 1 İKİNCİI
|
1 RİRİN | İKİNC.İI
|
II. Tür Ceza
İstenmeyen davranışın ardından ortamdan hoş olan bir uyaranın çekilmesidir. Ceza verildiğinde;
-
Ortama olumsuz bir uyaran gelir
-
Ortamdan olumlu bir durum çıkarılır
-
Davranışın yapılma sıklığı azalır
-
Organizma hangi davranışı yapmasının uygun
olacağını bilemez
-
Kontrol ortadan katlığında olumsuz davranış yine
yapılır
Cezaya alternatif uygulamalar:
-
Istenmeyen davranışa neden olan ortamı
değiştirmek,
-
İstenmeyen davranışı bıktırıncaya kadar yaptırmak,
-
Eğer istenmeyen davranış çocuğun gelişim
döneminin bir özelliği ise, bu dönemi atlatmasını
sabırla beklemek,
-
İstenmeyen davranışı görmezlikten gelip, istenen
davranış görüldüğünde hemen pekiştirmek,
-
Sönme meydana getirmek.
-
Olumlu istendik davranışa verilmelidir
-
Davranışın hemen ardından verilmelidir
-
Olumlu pekiştireçler davranış değiştirmede
oldukça etkilidir
-
Öğrencinin gelişim dönemine, gereksinimlerine,
beklentilerine uygun pekiştireç kullanılmalıdır
-
Zor ve yeni konularda sık kullanılmalıdır
• İstenmeyen davranışa ilgisiz kalınmalıdır
CEZA
Bir davranışın arkasından gelen ve organizma için
hoşa gitmeyen bir durum yaratan uyarıcılardır.
Ceza kendi içinde iki gruba ayrıîır. I. Tür ceza ve II. Tür
ceza.
I.Tür Ceza
İstenmeyen davranışın ardından ortama olumsuz bir
uyaranın konulmasıdır.
97. Beş yaşındaki bir çocuğun evde ve okuldaki isteklerini ağlayarak yaptırmaya çalışmasından rahatsız olan aile ve öğretmen, bu davranışı görmezden gelerek söndürmeye karar vermişlerdir. Ancak görmezden gelme yöntemi ile çocuğun ağlama davranışında bir artış gözlenmiştir.
Bu durum aşağıdakilerden hangisiyle açıklanabilir? (2001 KPSS-15)
-
Söndürme, görmezden gelmenin etkisiz bir
yöntem olması
-
Söndürülecek davranışlann şiddetinde,
başlangıçta geçici bir artışın görülebilmesi
-
Söndürülen davranışın kendiliğinden geri gelme
olasılığının bulunması
-
Ailenin davranışlarında tutarlılık sağlamamış
olması
E) Ağlama davranışının uzun bir geçmişe sahip
olması
öğrenme Psikolojisi
48
98. öğretmenin beğenisini kazanmak için uzun bir süre çeşitli girişimlerde bulunan bir öğrenci, öğretmenin onun hareketierini bir türlü fark etmemesi üzerine bu girişimlerden vazgeçmiştir.
Bu öğrencinin girişimlerinden vazgeçmesine, edimsel koşulanmada ne ad verilir? 2001 KPSS-99)
-
Birincil pekiştirme
-
Sönme
-
Olumlu pekiştirme
-
Olumsuz pekiştirme
E) ikincil pekiştirme
101. Aşağıdakilerden hangisinde olumsuz pekiştireç kullanılmıştır? (2002 KPSS-92)
-
Derste arkadaşının saçını çeken öğrenciyi,
öğretmenin görmezden gelmesi
-
ödevlerini, erkenden bitiren öğrencinin,
arkadaşlarıyla oyun oynamasına izin vermesi
-
Kardeşinin oyuncaklarını almak için kavga
çıkaran çocuğa, aynı oyuncaklardan alınması
-
Oyuncaklarını düzeyli kuilanmadığı ve sürekli
kıran bir çocuğun oyuncaklarının elinden
alınması
E) Çikolata yemesine izin verilmeyen çocuğa,
yemeğini yediği için çikolatasının geri verilmesi
Dostları ilə paylaş: |