Semih: Önce işçi sınıfı hareketi içindeki sapmaların eleştirisi noktasına değinmek istiyorum. Rusya’da 1919 programından önce böyle bir eleştiri yer almıyor. İkinci Enternasyonal partilerinin eleştirisi çerçevesinde, 1919 programına eklenmiş. Tabi orada çok ciddi bir süreç yaşanıyor. İkinci Enternasyonal’in çöküşü, bu çerçevede sosyal-şovenizmin gelişmesi... Peki biz bunu nasıl ele alacağız? Bunun tartışılması gerektiğini düşünüyorum.
Ulusal soruna ilişkin bir şeyler söylemek istiyorum. Ulusal sorun, aynı zamanda köylü sorunu, tarım sorunuyla içiçe ele alınabilecek bir sorun. Ama Türkiye açısından ayrı bir yeri de var. Rus marksistleri 1903 programında bu soruna yalnızca iki madde olarak yer vermişler, ki bunlardan asıl önemli olanı, ünlü 9. madde, yalnızca kısacık bir cümleden ibaret. Ama bizde biraz daha kapsamlı bir şekilde ele alınması gerektiğini düşünüyorum. Türkiye’nin içinden geçtiği süreç, ulusal sorunun yarattığı etki, bizim buna verdiğimiz önem üzerinden, örneğin ayrı bir alt bölüm olarak işlenebilir. Emekçi sınıfların, kır ve kent küçük-burjuvazisinin kapitalizme karşı olan tepkisini program çerçevesinde ifade edebilmek, onu partinin arkasına alabilmek için ifade ettiğimiz bölümlerin arkasından, bir de(96)ulusal sorun üzerinden bir bölümün eklenebileceğini düşünüyorum. Kuşkusuz programı çok genişletmemek, hantallaştırmamak kaydıyla.
Asgari program tartışması bir ölçüde gelişiyor. Siyasal ve sosyal reform talepleri olarak ifade ettiğimiz talepler, mesela 1919 programında var. Bu talepler aslında bir asgari programa...
Cihan: Bir maddi bilgi hatasını düzeltmek için sözünü kesiyorum. 1919 programı sosyalist devrimi izleyen bir dönemin, sosyalist kuruluş döneminin programı olduğuna göre, dediğin gibi olması zaten mümkün değil. Sanıyorum senin sözünü ettiğin metin 1917 yılına, yani devrim öncesi döneme ait. Sözkonusu olan, 1917’de Lenin’in değişiklik önerilerini içeren bir tür yeni program taslağı. Nisan Konferansı sonrasına ait bir programın önerileri onlar. Geçiş dönemine ait kendine özgü bir program bu. 1919 programının metni ise “Komünizmin abece'si”nin sonundaki ek bölümde yer alıyor.
Rusya’da Şubat Devrimi oluyor, Bolşevikler Nisan Konferansı yapıyorlar. Bu konferans ortaya çıkan yeni durumu hesaba katan açılımlar yapıyor, bu çerçevede programın gözden geçirilmesi gerekiyor. O kadar kendine özgü tarihi bir dönem ki bu dönem. Bir taraftan Şubat Devrimi, iktidarın burjuvazi tarafından ele geçirilmesi var; öte taraftan asgari program istemlerinin henüz gerçekleşmemiş olması olgusu var. Ama beri taraftan bir proleter devrimin de gündeme girdiği bir evre. Çok kendine özgü bir geçiş evresi. Bu geçişi de kucaklayan programatik formülasyonlardan yana Lenin.
Mesela Lenin 1918 Mart’ında; ben geçen yaz asgari program-azami program ayrımının kaldırılmasına karşıydım, ama artık iktidarı aldık ve aradan iki yıl geçti, şimdi bu ayrımın kaldırılması beni korkutmuyor, artık bu ayrıma son verebiliriz, diyor. Yani ifade edilişinde bile bir ihtiyat var. 1917 Nisan Konferansı programın gözden geçirilmesini karara bağlıyor. Lenin soruna ilişkin materyali bir arada sunuyor. Programının hangi bölümleri korunmalı,(97)hangi bölümleri yeni bir biçim almalı, hangi bölümleri çıkarılmalı diye, onları içiçe veriyor. Senin sözünü ettiğin karışıklık, o geçiş evresinin kendine özgü durumundan geliyor.
Semih: Benim burada asıl söylemek istediğim, siyasal ve sosyal reform talepleri ile işçi sınıfının korunmasına ilişkin taleplerin programatik yapıdaki yeri ve mantığı üzerine. Bu konuda genel demokratik haklar çerçevesinde Lenin’in söylediklerinden yararlanabiliriz. Yani bir takım istemlerin devrimden önce, bir kısmının devrim sürecinde, bir kısmının ise devrim sonrasında kazanılması üzerinden düşünebiliriz bu konuyu. Biz programımızda bu talepleri devrim hedefine bağlayarak ifade etmeli, ama bunların bir kısmını devrim öncesinde elde edilebilecek haklar ya da istemler olarak görmeliyiz. Çeşitli talepler ifade edilebilir, ama bunların bir asgari program çerçevesinde ifade edilmesi sözkonusu olmamalı. Tek tek reformlar, kapitalizm koşullarında gerçekleşebilecek reformlar biçiminde değil, hepsi tek bir devrim programının genel yapısı ve bütünlüğü içinde ele alınmalı. Elbette bu çerçevede konulan talepler, kısmen devrim öncesinde de gerçekleşebilir. Ama bu bile ancak genel bir devrim perspektifi içinde ele alındıkları ölçüde olanaklı olabilir.
Lenin 1917’de parti programının revizyonu çerçevesinde hazırladığı taslakta, örneğin konut sorunu üzerine şöyle diyor: “Bir konut yasasının hazırlanması ve konutların sağlık koşullarının denetlenmesi için işçi örgütleri tarafından seçilen bir konut müfettişliğinin kurulması. Ne var ki, konut sorunu ancak toprak ve arazide özel mülkiyetin kaldırılması ve ucuz ve hijyenik konutların inşasıyla çözülebilir.”
Bu talep asgari programın bir maddesidir. Ama ancak bir devrimle, özel mülkiyetin ortadan kaldırılmasıyla gerçekleşebilecek bir sorun olarak ifade ediliyor. Buradaki teorik ve yöntemsel bakışaçısı çok önemli bence.(98)
Asgari program sorunu üzerine tartışmalar
Temmuz: Program mantığı açısından kısmi talepleri, bu düzen koşullarında iktidar hedefine bağlı olarak mücadelesini vereceğimiz talepleri, asgari program olarak formüle etmenin bir sakıncası olacağını düşünmüyorum. Ama “asgari program” isimlendirilmesi, burjuvaziden önceki bir sınıfın, feodal soyluluğun siyasi iktidarda olduğu dönemin program yapısına ilişkin bir formüllendirme, başka bir devrim aşamasına ilişkin bir formüllendirme. Önemli ölçüde bununla özdeşleşmiş bir isimlendirme. Bu açıdan çok uygun olmadığını düşünüyorum.