Toplumsal sistem gerçekliĞİ



Yüklə 2,28 Mb.
səhifə19/133
tarix18.03.2018
ölçüsü2,28 Mb.
#45872
1   ...   15   16   17   18   19   20   21   22   ...   133

KOMÜNAL ÖRGÜTLENME

Gens’in klasik biçimi olarak Morgan İrokuaların (Amerikan yerlileri) Seneka aşiretindeki gens’i ele alıyor. Bu aşiret içinde, hayvan adları taşıyan sekiz gens vardır: Kurt, Ayı, Kaplumbağa, Kunduz, Geyik, Çulluk, Balıkçıl, Şahin. Her gensin içinde ise, şu töreler hüküm sürüyordu:


“Her gens kendi saşem (barış zamanındaki şef) ve şefini (askeri komutan) seçer. Saşem’in gens içinden seçilmiş olması gerekirdi. Askeri komutan ise, sadece savaş zamanları içindi ve gens’in dışından da seçilebilirdi. Bir önceki saşem’in oğlu asla saşem seçilemezdi; çünkü İrokualarda analık hukuku hüküm sürdüğünden, oğul bir başka gense aitti; ama saşemin erkek kardeşi ya da kız kardeşinin oğlu seçilebilirdi ve çoğunlukla da bunlar seçiliyordu. Kadın-erkek, herkes bu seçime katılıyorlardı. Ama seçimin öbür yedi gens tarafından da onaylanması gerekiyordu; seçilen ancak o zaman bütün İrokua’lar federasyonunun ortak konseyi tarafından törenle başkanlık makamına oturtulurdu. Saşemin gens içindeki görevi tamamen tinsel bir nitelikteydi; hiçbir zorlama aracına sahip değildi. Saşem ayrıca, görevi gereği Seneka’lar Aşiret Konseyi’nin ve bütün İrokua’lar Federal Konseyi’nin üyesiydi. Askeri şefin (komutanın) yalnızca savaş seferlerinde sözü geçerdi. Gens istediği zaman saşemi ve askeri şefi görevinden alabilirdi. Bu görevden alma olayına erkeklerin ve kadınların bütünü tarafından karar verilirdi. Görevden alınan şefler artık öbür insanlar gibi basit savaşçılar haline gelirlerdi. Bunun dışında, aşiret konseyi de, hatta gensin isteğine karşıt olarak, aynı biçimde saşemleri görevlerinden alabilirdi” [7].
Bütün bunları, Amerikalı bilimadamı Morgan hayatın içinden tesbit etmiş, çıkarmış. Engels de ondan aktarıyor zaten. Ama bu çalışmanın amacı, artık bütün bu “bilinenleri” tekrarlamak değil! Toplumsal-tarihsel gelişmeyi-oluşumu İnformasyon İşleme Teorisi’yle açıklamaya çalışıyoruz biz. Örneğin, yukarda aktardık, her gens, kendi içinden kendisine bir şef-başkan seçiyor. Bu sadece İrokua gensi için değil bütün gensler için böyledir. Peki niye seçiyor? Birisi mi zorluyor onları böyle bir başkan seçmeye? “Töre böyle”mi diyorsunuz! Peki o zaman o töre niye öyle? Yani nedir işin özü? İşte bu soruları sormaya başladığınız an bilişsel bilimin alanına girmeye başlıyorsunuz demektir. Dikkat ederseniz, bu türden soruları iki üç yaş arasındaki çocuklar sorar hep! “Baba bu ne”, “bu neden böyle” vs.diye! Neden sorar çocuklar bu soruları? Bilmek, öğrenmek için. Beyindeki informasyon işleme merkezi çalışmaya başlamıştır. Bilmek, bilmek ister çocuk. Bunun için de sürekli informasyona ihtiyacı vardır. Sonra ne olur? Çocuk öğrenebildikleri kadarını öğrenirler. Babası, annesi, sonra da okulda öğretmenleri, arkadaşları vs. bunların kendileri ne kadar biliyorlarsa, çocuk da onlardan o kadarını “öğrenir”! Aslında çoğu şeyin cevabını alamamıştır çocuk, ancak zamanla, kendiliğinden, demek ki bunların cevabı bu kadarmış sonucuna varır ve daha fazla kurcalamamaya başlar. Yetişkinlerin dünyasına uyum sağlar! Bir gün Einstein’a demişler ki, “nerden aklınıza geliyor sizin bu tür şeyler? Yok İzafiyet Teorisi’ymiş, yok uzayın eğimiymiş, bu türden fikirler nerden aklınıza geliyor”? O da demiş ki, “ben biraz geç ergenleşmiş bir çocuktum. Bu yüzden de çocukların beş yaşına kadar sordukları soruları, yirmibeş yaşından sonra sormaya başladım. Çevrede bu türden soruları soracağım kimse olmadığı için de, kendi kendime soruyordum”. İşte mesele budur!
Evet, neden her gens kendine bir başkan seçiyor? Madem ki gens, “bütün üyelerinin eşit haklara sahip oldukları, ne saşemlerin ne de askeri şeflerin diğer insanlara göre hiçbir üstünlüğe, imtiyaza sahip olmadıkları, biribirlerine kan bağlarıyla bağlı, kardeşçe yaşayan bir toplumdur; hiçbir zaman formüle edilmiş olmamakla birlikte, özgürlük, eşitlik, kardeşlik onun temel ilkeleridir”; bütün bunlara rağmen, neden ayrıca “örgütlenme” ihtiyacı hissediyor ve kendisine bir “başkan” seçiyor? “Başkan” nedir? Görevi ne bu “başkanın”? “Görev” mi! Peki ya “görev” nedir? Harika! Önce şu “görev nedir” den başlayalım biz!
Görev, bir işi yaparken işbölümü yapan, yani yapılacak işi parçalara ayıran insanların herbirinin yapması gereken iştir. Demek ki gens bir iş yapıyor. Ve bu işi yapabilmek için de kendi içinde bir görev bölümü yapıyor. Peki gens’in yaptığı iş nedir? Kendi varlığını devam ettirebilmek için çevreyle etkileşmek, yani üretmektir. O halde, üretim sürecini örgütleyebilmek, üretim faaliyetini gerçekleştirebilmek için görev bölümü yaparken kendisine bir başkan seçiyor gens. Yani “başkan seçimi” bu görev-iş bölümünün bir parçası. Peki nedir o başkanın görevi-yapması gereken işi? Başkan, gelenek-görenek-töre adını verdiğimiz, gensin içindeki bilgiyi-kan anayasasını temsil eden instanzdır komünde. Bu bilgiyi temsil ettiği için de gensin varlığını temsil etmiş olur.22 Neyin nasıl üretileceğine dair bilgiyi, komünal üretim planını-modelini temsil etmiş olur. Daha sonra komün üyeleri de, hepbirlikte bu planı-bu üretim modelini hayata geçirerek üretim sürecini tamamlamış olurlar. Komünal informasyon işleme mekanizmasının, üretim sürecinin esası budur.
Bir gensin kendi içinde sahip olduğu bilgilerin kaynağı o gensin (yani komünün, yani toplumun) neyi nasıl ürettiğidir. Bütün diğer bilgiler, gelenekler, töreler, çeşitli davranış biçimlerine ait bilgiler, dünya görüşü vs. herşeyin kaynağı budur. Belirleyici olan, herşeyden önce, neyin üretildiğidir; avcılık yapıp, doğada hazır bulduğun şeyleri toplayarak mı, dağdaki yabani keçileri evcilleştirip çobanlık yaparak mı, yoksa topladığın buğday tanelerini ekip tarımsal faaliyette bulunarak mı kendini üretiyorsun, çıkış noktası budur. Bu ise, doğrudan doğruya çevreyle ilgili bir sorundur. Farklı çevrelerde farklı şeyler üretebilir insanlar. Üretim süreci, çevreden alınan madde-enerjinin-informasyonun sistemin-toplumun içinde işlenmesi olduğu için, çevre faktörü belirleyici oluyor. İkincisi de, nasıl üretildiğinin, çevreden alınan madde-enerjinin-informasyonun nasıl (hangi Algoritm’lerle) işlendiğinin bilgisidir. Üretimin toplumsal bir faaliyetin sonucunda gerçekleştiriliyor olması, üretim faaliyetini gerçekleştirirken kullanılan üretim araçlarına yönelik bilgiler, bütün bunlar, nasıl üretildiğinin bilgileri olarak, neyi ürettiğine ait bilgilerle birlikte toplumun o an sahip olduğu “bilgi seviyesinin” içinde kayıtlı olurlar.
Peki, bu bilgiler, toplumun içinde, maddi gerçeklik alanında nerede, nasıl temsil edilirler, ya da gerçekleşmiş olurlar? Cevap: İnsanlar arasındaki üretim ilişkilerinde. İnsanların beynindeki nöronal işletme sistemi de zaten bu maddi üretim ilişkilerinin bir yansımasıdır. İnsanların nasıl düşüneceklerini, nası üreteceklerini, bilginin nasıl işleneceğini belirleyen mekanizmanın esası budur. Nöronlar arasındaki sinaptik bağlantılarda bulunan bilgiler, üretim ilişkilerinin yansıması olan nöronal bir işletme sistemiyle koordine edilerek kullanılırlar.

Yüklə 2,28 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   15   16   17   18   19   20   21   22   ...   133




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin