Toplumsal sistem gerçekliĞİ



Yüklə 2,28 Mb.
səhifə23/133
tarix18.03.2018
ölçüsü2,28 Mb.
#45872
1   ...   19   20   21   22   23   24   25   26   ...   133

BİRİNCİ BÜYÜK İŞBÖLÜMÜ

“Ama insanlar (Amerikada olduğu gibi) her yerde bu aşamada durmadılar. Asya’da, insanlara alışmaya, alıştıktan sonra da yetiştirilmeye ehil hayvanlar buldular. Yabanıl mandanın dişisini avlayarak yakalamak gerekiyordu; ama insana alıştıktan sonra, her yıl bir malak ve üstelik süt de veriyordu. En gelişmiş aşiretlerden bazıları (Aryenler, Semitler, hatta belki Turanlılar) önce hayvanları evcilleştirdiler, daha sonra da, esas çalışma kolları olan hayvan yetiştirme ve hayvan sürülerinin korunmasına geçtiler”.


“Çoban aşiretler, kendilerini öbür barbarlardan ayırdılar; birinci büyük toplumsal işbölümü. Bunlar, yalnızca daha çok üretmekle kalmıyorlar, bunun yanı sıra öbür barbarlardan başka besinler de üretiyorlardı. Yalnızca daha çok süt, süt ürünleri ve ete değil, ayrıca derilere, yüne, keçi kılına ve üretimleri ilkel maddelerle birlikte artan iplik ve dokumalara da sahip oluyorlardı. İşte böylece, ilk kez olarak düzenli bir değişim olanaklı hale geldi. Daha önceki aşamalarda ancak rasgele değişimler olabiliyordu; silah ve aletler yapımında özel bir ustalık geçici bir işbölümüne yol açabiliyordu..Aşiret içinde gerçekleştirilenden başka bir değişim daha önceleri mümkün değildi. Buna karşılık, çoban aşiretler öbür aşiretlerden ayrıldıktan sonra, çeşitli aşiretlerin üyeleri arasındaki değişimle, düzenli bir kurum haline gelen bu değişimin gelişip sağlamlaşması için gerekli olan bütün koşulları artık hazır buluyoruz”.
“Başlangıçta bu değişim karşılıklı gentilice şeflerin aracılığıyla aşiretten aşirete yapılıyordu; ama sürüler özel mülkiyet haline gelmeye başlayınca bireysel olarak değişim gitgide ağır basmaya başladı ve sonunda da değişimin tek biçimi durumuna geldi. Bununla birlikte, çoban aşiretlerin komşularından aldıklarına karşılık onlara sattıkları başlıca madde davardı; davar, bütün öbür metaların kendisiyle değerlendirildiği ve bunlara karşılık her yerde seve seve kabul edilen meta durumuna geldi-kısaca, davar para görevi görmeye başladı ve bu aşamadan itibaren paranın yerini tuttu: meta değişimi başlar başlamaz, bir meta-para gereksinmesi kaçınılmaz ve ivedi bir duruma haline geldi”[7].
Yukardaki satırlar Engels’ten. Ve barbarlıgın orta aşamasından bahsediliyor. Yani henüz daha devlet falan yok ortada. Ama özel mülkiyet ortaya çıkmış. Üretimin (hayvan yetiştiriciliğinin) bireysel karakteri, ürüne ve üretim araçlarına bireysel olarak sahip çıkma bilincini yaratmış! Toplum, sınıfsız toplum olmaktan çıkarak, sınıflı toplum olma yolunda hızla ilerliyor. İnsanlar, komün üyeleri özel mülk sahibi haline geliyorlar. Ama henüz daha gentilice ilişkiler (kan bağına dayanan komünal ilişkiler) biçim-şekil olarak duruyor yerinde. Ancak bunlar, bu ilişkiler, mevcut durumu içine alacak şekilde sürekli yeniden yorumlanıyor, gentilice ilişkilerin sınırları sürekli genişletiliyor, ama bir bütün olarak onlara kimse dokunamıyor henüz daha! Çünkü bu aşamada insanların halâ ihtiyaçları var onlara. İnsanlar, bir yandan, onları törpüleyerek, özel mülkiyet ilişkilerini de onun içine sığdırmaya çalışıyorlar, ama diğer yandan da, onlara sahip çıkıyorlar halâ. Çünkü, henüz daha devletin oluşmadığı bir dönemde, bu ilişkiler insanlar için halâ koruyucu bir kabuk-çerçeve görevini yerine getiriyorlar. Çocuk halâ ana rahminde olduğu için, buradaki gelişmesini tamamlayana kadar ona-onlara ihtiyacı var!.

TARIMIN KEŞFİ

“Asya barbarlarınca aşağı aşamada henüz daha bilinmeyen bahçıvanlık (tarımın başlangıcı) orta aşamada kendini gösterdi. Yüksek Turan yaylalarının iklimi, uzun ve sert kış için ot ve saman yedekliği olmaksızın çoban yaşamına izin vermez. Demek ki burada çayırların düzenlenmesi ve tahıl ekimi zorunlu durumdaydı. Karadenizin kuzeyindeki stepler için de durum aynıydı. Ama, davar için üretilen tahıl, kısa zamanda insan için de bir besin haline geldi”.


“İşlenen topraklar başlangıçta aşiretin mülkiyetinde kalıyordu. Bunların kullanımı daha sonra aşiret içindeki genslere, sonra da gens tarafından ev topluluklarına ve nihayet bireylere verildiler. Bu aşamada henüz daha toprağın özel mülkiyeti söz konusu değidi”.
“Bu aşamada iki buluş büyük önem taşır. Birincisi dokuma tezgahı, ikincisi de maden filizlerinin dökümü ve işlenmesidir. Madenler içinde bakır, kalay ve tunç önemli aletlerin ve silahların yapılmasına yarıyordu, ama bunlar çakmak taşından yapılma aletlerin yerini alamıyordu; bu işi ancak demir yapabilirdi, ama bu aşamada henüz daha demir bilinmiyordu”[7].28
Barbarlığın aşağı aşamasından (ilkel komünal toplumdan) medeniyete (sınıflı topluma) geçiş sürecinde, arada yer alan orta ve yukarı barbarlık konakları, bir durumdan bir başka duruma geçiş aralığında yer alan bir tür “ara durumlar”dır. Bu yüzden, sınıfsız toplumdan sınıflı topluma geçiş sürecinde bunları “geçiş toplumları” olarak ifade ediyoruz. Ama, süreci makro düzeyden daha alt düzeye taşırsak, bu ara basamaklardan birinden diğerine geçişte de gene aynı diyalektiği görürüz. Yani, barbarlığın orta aşamasının kökleri aşağı aşamanın içinde gelişip oluşurken, aynı şekilde, tarımsal üretimin damgasını vurduğu yukarı aşama da orta aşamanın içinde gelişip olgunlaşır. Örneğin, göçebeliğin-çobanlığın egemen olduğu orta barbarlık aşamasında da tarım yapılıyordu. Ama bu henüz egemen üretim biçimi değildi. İnsanlar yazın yaylalara göçüyorlar, kışın da aşağılara, ovalara iniyorlardı. Bu arada, ihtiyaçları oranında tarımsal faaliyette de bulunuyorlardı. Burada altını çizmek istediğimiz nokta, yeni bir üretim biçiminin daima eskinin-mevcut olanın, varolanın- içinde doğup geliştiğidir. Eskinin içinde gelişerek yükselmekte olan bu yeni üretim biçimine uygun yeni üretim ilişkileri ise daha sonra ortaya çıkıyor. Yani, yeni bir toplum biçimi de, önce, tıpkı ana karnında gelişen doğmamış bir çocuk gibi eskinin-mevcut toplumun içinde gelişiyor. Sonra da doğum oluyor, yeni üretim biçimine uygun yeni üretim ilişkileriyle birlikte yeni bir toplum doğuyor. Belirli bir üretim ilişkisinin egemen hale gelmesi çocuğun doğuşunu simgeliyor, onun adının konmasına denk düşüyor.
Barbarlığın orta aşamasına ilişkin Engels’in açıklamalarına devam ediyoruz:

Yüklə 2,28 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   19   20   21   22   23   24   25   26   ...   133




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin