Yed – eyd = el eller âl-i İmrân Suresi



Yüklə 1,09 Mb.
səhifə3/11
tarix12.01.2019
ölçüsü1,09 Mb.
#95049
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   11

66


فَجَعَلْنَاهَا
ve bunu yaptık

نَكَالًا
ibretlik bir ceza

لِمَا بَيْنَ يَدَيْهَا
önündekilere

وَمَا خَلْفَهَا
ve ardından geleceklere

وَمَوْعِظَةً
ve bir öğüt

لِلْمُتَّقِينَ
müttakiler için





















Türkçe Transcript (*)

Fece’alnâhânekâlenlimâ beyne yedeyhâvemâḣalfehâvemev’izatenlilmuttekîn(e)

Ali Bulaç Meali

Bunu, hem çağdaşlarına, hem sonra gelecek olanlara 'ibret verici bir ceza', takva sahipleri için de bir öğüt kıldık.

Edip Yüksel Meali

Bu cezayı çağdaşlarına ve sonraki kuşaklara bir ibret ve erdemli insanlar için de bir öğüt yaptık.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Bu ibret dolu cezayı öncekilere ve sonrakilere bir ders, korunacaklara da bir nasihat, bir öğüt yaptık.

Süleyman Ateş Meali

Ve bunu, önündekilere ve ardından geleceklere ibret bir ceza, (Allah'ın azabından) korunanlara da bir öğüt yaptık.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Bu durumu, o zamankilere ve onların ardından geleceklere ibret dolu bir ceza, takva sahiplerine de bir öğüt yaptık.

Yusuf Ali (English)

SoWemade it an exampletotheirown time andtotheirposterity, and a lessontothosewhofear Allah.

M. Pickthall (English)

AndWemade it an exampletotheirownandtosucceedinggenerations, and an admonitiontotheGodfearing.

Bakara Suresi
79


فَوَيْلٌ

vay haline



لِلَّذِينَ

o kimselerin ki



يَكْتُبُونَ

yazıp


الْكِتَابَ

Kitabı


بِأَيْدِيهِمْ

elleriyle



ثُمَّ

sonra


يَقُولُونَ

derler


هَٰذَا

bu


مِنْ عِنْدِ

katındandır



اللَّهِ

Allah


لِيَشْتَرُوا

satmak için



بِهِ

onu


ثَمَنًا

paraya


قَلِيلًاۖ

az bir


فَوَيْلٌ

vay haline



لَهُمْ

onların


مِمَّا

ötürü


كَتَبَتْ

yazdığından



أَيْدِيهِمْ

ellerinin



وَوَيْلٌ

vay haline



لَهُمْ

onların


مِمَّا

ötürü


يَكْسِبُونَ

kazandıklarından








Türkçe Transcript (*)

Feveylun lilleżîne yektubûne-lkitâbe bi-eydîhim śümme yekûlûne hâżâ min ‘indi(A)llâhi liyeşterû bihi śemenen kalîlâ(en)(s) feveylun lehum mimmâ ketebet eydîhim veveylun lehum mimmâ yeksibûn(e)

Ali Bulaç Meali

Artık vay hallerine; kitabı kendi elleriyle yazıp, sonra az bir değer karşılığında satmak için 'Bu Allah katındandır' diyenlere. Artık vay, elleriyle yazdıklarından dolayı onlara; vay kazanmakta olduklarına.

Edip Yüksel Meali

Kitab'ı elleriyle yazdıktan sonra onu ucuz bir fiyata satmak için onun ALLAH'tan olduğunu söyleyenlerin vay haline. Ellerinin yazdığından dolayı vay haline onların. Kazandıklarından dolayı vay haline onların!

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Artık o kimselerin vay haline ki, kendi elleriyle kitap yazarlar da sonra biraz para almak için "Bu Allah katındandır." derler. Artık vay o elleriyle yazdıkları yüzünden onlara, vay o kazandıkları vebal yüzünden onlara!..

Süleyman Ateş Meali

Vay haline o kimselerin ki, Kitabı elleriyle yazıp, az bir paraya satmak için, "Bu Allah katındandır," derler! Ellerinin yazdığından ötürü vay haline onların! Kazandıklarından ötürü vay haline onların!

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Yazıklar olsun o kişilere ki, Kitap'ı kendi elleriyle yazarlar da sonra onunla basit bir karşılık satın alsınlar diye, "İşte bu, Allah katındandır!" derler. Vay haline onların, ellerinin yazdıkları yüzünden! Vay haline onların, kazanıp durdukları yüzünden!

Yusuf Ali (English)

Then woe to those who write the Book with their own hands, and then say:"This is from Allah," to traffic with it for miserable price!- Woe to them for what their hands do write, and for the gain they make thereby.

M. Pickthall (English)

Therefore woe be unto those who write the Scripture with their hands anthem say, "This is from Allah," that they may purchase a small gain therewith. Woe unto them for that their hands have written, and woe unto them for that they earn thereby.

Bakara Suresi
95


وَلَنْ يَتَمَنَّوْهُ

fakat ölümü istemezler



أَبَدًا

asla


بِمَا قَدَّمَتْ

yapıp sunduğu işlerden dolayı



أَيْدِيهِمْۗ

ellerinin



وَاللَّهُ

Allah


عَلِيمٌ

bilir


بِالظَّالِمِينَ

zalimleri




















Türkçe Transcript (*)

Velenyetemennevhu ebeden bimâkaddemeteydîhim(k)va(A)llâhu ‘alîmunbi-zzâlimîn(e)

Ali Bulaç Meali

Oysa onlar, önceden ellerinin takdim ettiklerinden dolayı onu (ölümü) hiç bir zaman kesin olarak dilemiyeceklerdir. Allah, zalimleri bilendir.

Edip Yüksel Meali

Ellerinin işlediklerinden ötürü bunu asla dilemeyeceklerdir. ALLAH zalimleri bilir.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Fakat elleriyle işledikleri yüzünden onu hiçbir zaman temenni edemiyecekler. Allah o zâlimleri bilir.

Süleyman Ateş Meali

Fakat ellerinin yapıp öne sürdüğü işlerden dolayı ölümü asla istemezler, Allah zalimleri bilir.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Ellerinin önden gönderdiği şeyler yüzünden ölümü hiçbir zaman istemeyeceklerdir. Allah, zalimleri çok iyi bilmektedir.

Yusuf Ali (English)

But theywillneverseekfordeath, on account of the (sins) whichtheirhandshave sent on beforethem(100). and Allah is well-acquaintedwiththewrong-doers. *

M. Pickthall (English)

But theywillneverlongfor it, because of thatwhichtheirownhandshave sent beforethem. Allah is Aware of evildoers.

Bakara Suresi
195


وَأَنْفِقُوا

infak edin



فِي سَبِيلِ

yolunda


اللَّهِ

Allah


وَلَا تُلْقُوا

kendinizi atmayın



بِأَيْدِيكُمْ

kendi ellerinizle



إِلَى التَّهْلُكَةِۛ

tehlikeye



وَأَحْسِنُواۛ

iyilik edin



إِنَّ

doğrusu


اللَّهَ

Allah


يُحِبُّ

sever


الْمُحْسِنِينَ

iyilik edenleri









Türkçe Transcript (*)

Veenfikû fî sebîli(A)llâhivelâtulkûbi-eydîkum ilâ-ttehluketiveahsinûinna(A)llâheyuhibbu-lmuhsinîn(e)

Ali Bulaç Meali

Allah yolunda infak edin ve kendinizi kendi ellerinizle tehlikeye atmayın. İyilik edin. Şüphesiz Allah, iyilik edenleri sever.

Edip Yüksel Meali

ALLAH yolunda harcayın, kendi kendinizi zarara sokmayın. İyilik edin. ALLAH iyilik edenleri sever.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Allah yolunda mal harcayın da kendinizi ellerinizle tehlikeye bırakmayın ve güzel hareket edin. Çünkü Allah güzellik ve iyilik edenleri sever.

Süleyman Ateş Meali

(Mallarınızı) Allah yolunda harcayın, kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın, iyilik edin, doğrusu Allah iyilik edenleri sever.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Allah yolunda harcama yapın/nimetleri paylaşın; kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın! Güzel düşünüp güzel işler yapın! Çünkü Allah, güzellik sergileyenleri sever.

Yusuf Ali (English)

Andspend of yoursubstance in thecause of Allah, andmake not yourownhandscontributeto (your) destruction(211); but do good; for Allah loveththosewho do good. *

M. Pickthall (English)

Spendyourwealthforthecause of Allah, and be not castbyyourownhandstoruin; and do good. Lo! Allah loveththebeneficent

Bakara Suresi
237


وَإِنْ طَلَّقْتُمُوهُنَّ

onları boşarsanız



مِنْ قَبْلِ

önce


أَنْ تَمَسُّوهُنَّ

henüz dokunmadan



وَقَدْ فَرَضْتُمْ

bir mehir tesbit ettiğiniz takdirde



لَهُنَّ

onlar için



فَرِيضَةً

vermeniz gerekir



فَنِصْفُ

yarısını


مَا فَرَضْتُمْ

tesbit ettiğinizin (mehrin)



إِلَّا

hariç


أَنْ يَعْفُونَ

(kadının) vazgeçmesi



أَوْ

veya


يَعْفُوَ

vazgeçmesi



الَّذِي بِيَدِهِ

elinde olanın (erkeğin)



عُقْدَةُ

akdi


النِّكَاحِۚ

nikah


وَأَنْ تَعْفُوا

(Erkekler) Sizin affetmeniz



أَقْرَبُ

daha yakındır



لِلتَّقْوَىٰۚ

takvaya


وَلَا تَنْسَوُا

unutmayın



الْفَضْلَ

iyilik etmeyi



بَيْنَكُمْۚ

birbirinize



إِنَّ

şüphesiz


اللَّهَ

Allah


بِمَا تَعْمَلُونَ

yaptıklarınızı



بَصِيرٌ

görür




















Türkçe Transcript (*)

Ve-in tallektumûhunne min kabli en temessûhunne vekad feradtum lehunne ferîdaten fenisfu mâ feradtum illâ en ya’fûne ev ya’fuve-lleżî biyedihi ‘ukdetu-nnikâh(i)(c) veen ta’fû akrabu littek(c) velâ tensevu-lfadle beynekum(c) inna(A)llâhe bimâ ta’melûne basîr(un)

Ali Bulaç Meali

Eğer onlara mehir tesbit eder de, el sürmeden boşarsanız, bu durumda -kendileri veya nikah bağı elinde olanın bağışlaması hariçtesbit ettiğiniz (mehr)in yarısı onlarındır. Sizin (tümünü veya fazlasını) bağışlamanız takvaya daha yakındır. Aranızdaki üstünlüğü (derece farkını) unutmayın. Şüphesiz Allah, yapmakta olduklarınızı görendir.

Edip Yüksel Meali

Mehir biçtikten sonra, ancak onlara dokunmadan önce onları boşamışsanız kendilerine söz verdiğiniz mehrin yarısını vermelisiniz. Ancak, kadın hakkından vazgeçerse veya koca mehrin tümünü vermek isterse başka... Vazgeçmeniz daha erdemli bir davranıştır. Aranızdaki dostluğu unutmayın. ALLAH yaptıklarınızı Görendir.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Eğer onları, kendilerine dokunmadan önce boşar ve mehri de kesmiş bulunursanız, o zaman borç, o kestiğiniz miktarın yarısıdır. Ancak kadınlar veya nikâh akdini elinde bulunduran kimse bağışlarsa başka. Ey erkekler! sizin bağışlamanız ise takvaya daha yakındır. Aranızdaki fazileti unutmayın şüphesiz ki Allah, her ne yaparsanız hakkiyle görür.

Süleyman Ateş Meali

Bir mehir kestiğiniz takdirde, henüz dokunmadan onları boşamışsanız, kestiğinizin yarısını (verin). Ancak kadınlar vazgeçer, yahut nikah bağı elinde bulunan (erkek) vazgeçerse başka. (Erkekler,) Sizin affetmeniz (müsamaha gösterip mehrin tümünü vermeniz) takvaya daha yakındır. Aranızda birbirinize iyilik etmeyi unutmayın. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızı görür.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Bir mehir belirlemişseniz ve kadınları hiç dokunmadan boşamışsanız, kesiştiğiniz mehirin yarısını verin. Ancak kadınların vazgeçmesi ile, nikâh bağı elinde bulunan erkeğin durumu müstesna. Erkekler olarak sizin vazgeçmeniz takvaya daha yakındır. Aranızdaki lütufkârlık farkını unutmayın. Allah, yapmakta olduklarını en iyi şekilde görmektedir.

Yusuf Ali (English)

And if ye divorce them before consummation, but after the fixation of a dower for them, then the half of the dower (Is due to them), unless they remit it or (the man´s half) is remitted(269) by him in whose hands is the marriage tie;(270) and the remission (of the man´s half) is the nearest to righteousness. And do not forget Liberality between yourselves. For Allah sees well all that ye do. *

M. Pickthall (English)

If ye divorce them before ye have touched them and ye have appointed unto them a portion, then (pay the) half of that which ye appointed, unless they (the women) agree to forgo it, or he agreeth to forgo it in whose hand is the marriage tie. To forgo is nearer to piety; And forget not kindness among yourselves. Allah is Seer of what ye do.

Bakara Suresi
249


فَلَمَّا فَصَلَ

ayrıldığında



طَالُوتُ

Talut


بِالْجُنُودِ

ordularla



قَالَ

dedi ki


إِنَّ

şüphesiz


اللَّهَ

Allah


مُبْتَلِيكُمْ

sizi deneyecektir



بِنَهَرٍ

bir ırmakla



فَمَنْ

kim


شَرِبَ

içerse


مِنْهُ

ondan


فَلَيْسَ

değildir


مِنِّي

benden


وَمَنْ

ve kim


لَمْ يَطْعَمْهُ

ondan (kana kana) tadmazsa



فَإِنَّهُ

şüphesiz o



مِنِّي

bendendir



إِلَّا

dışında


مَنِ

kimsenin


اغْتَرَفَ

avuçlayan



غُرْفَةً

bir avuç


بِيَدِهِۚ

eliyle


فَشَرِبُوا

hepsi içtiler



مِنْهُ

ondan


إِلَّا

hariç


قَلِيلًا

pek azı


مِنْهُمْۚ

içlerinden



فَلَمَّا

nihayet


جَاوَزَهُ

(ırmağı) geçince



هُوَ

o (Talut)



وَالَّذِينَ آمَنُوا

ve iman eden



مَعَهُ

beraberindekiler



قَالُوا

dediler


لَا طَاقَةَ لَنَا

bizim gücümüz yok



الْيَوْمَ

bugün


بِجَالُوتَ

Calut'a


وَجُنُودِهِۚ

ve askerlerine karşı



قَالَ

dedi


الَّذِينَ يَظُنُّونَ

kanaat getirenler



أَنَّهُمْ مُلَاقُو

kavuşacaklarına



اللَّهِ

Allah'a


كَمْ

nice


مِنْ فِئَةٍ

topluluk


قَلِيلَةٍ

az olan


غَلَبَتْ

galib gelmiştir



فِئَةً

topluluğa



كَثِيرَةً

çok olan


بِإِذْنِ

izniyle


اللَّهِۗ

Allah'ın


وَاللَّهُ

Allah


مَعَ

beraberdir



الصَّابِرِينَ

sabredenlerle









Yüklə 1,09 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   11




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin