16 “(Ey Peygamber!)De ki;”Siz ey kâfirler!”


dığı sen değilsin!Bu zalimlerin asıl inkâr ettiği Allah’ın mesajlarıdır.”



Yüklə 1,6 Mb.
səhifə10/32
tarix30.07.2018
ölçüsü1,6 Mb.
#63462
1   ...   6   7   8   9   10   11   12   13   ...   32
dığı sen değilsin!Bu zalimlerin asıl inkâr ettiği Allah’ın mesajlarıdır.”

“Doğrusu senden önce de(gönderilen)elçiler yalanlanmış(lar)dı.Ama yalanlandıkları

hakikat üzerinde direndiler ve bu yüzden eziyet(ler)e uğradılar.En sonunda kendilerine yardı-

mımız yetişti.Zira hiçbir güç Allah’ın kesin ve keskin vaadini değiştiremez.

Doğrusu peygamberlere dair bir kısım bilgiler(kıssalar) daha önce de sana ulaşmıştı.”

“Eğer onların(senin tebliğinden)yüz çevirmeleri ağırına gidiyorsa ve senin de yeri

oymaya göğe merdiven dayamaya gücün varsa,haydi bunu yap da bir mucize getir bakalım!

Oysa ki eğer Allah dileseydi,onların tümünü hidayet üzre buluştururdu,(ama dilemedi,onlar

özgür iradeleriyle dilemediği için.)Öyleyse,sakın(Allah’ın yasasını)bilmezden gelme!”

“Şüphe yok ki,sadece yürekten dileyenler bir(bu)davete icabet edebilir.Ölülere gelince:

Onları yalnızca Allah diriltebilir.En sonunda hepsi(herkes)O’na dönecektir.”

“Onlar;”Ona Rabbinden bir mucizevi bir belge indirilmesi gerekmez miydi?”derler.

De ki:”Allah,her tür mucizevi belgeyi indirmeye kadirdir.”Fakat onların çoğu bunun bilincinde

değildir.”

En’âm(73);Âyet:33,34,35,36,37.
Kişisel ve toplumsal inşa vahyin eskimez,pörsümez argümanlarıyla devam etmekte

her şey yerli yerine oturtulmakta,herkes en uygun yere konulmakta,evrensel sitenin duvarları

güvenle yüksel(til)mektedir.Bu kutlu görevde en büyük iş Hz.Peygamber(AS)’e ve ona gönülden

bağlı dava arkadaşlarına düşmektedir.(Bu görev her zamanda ve mekânda onlardan sonra

gelen Müslümanlar için de geçerlidir)

*

69

“De ki:”Düşünsenize bir,eğer Allah’ın azabına uğrasanız ya da Kıyamet Günü gelip

çatsa,Allah’tan başkasına yalvarabilir misiniz?(Yalvarsanız bile bir yardım alabilir misiniz?)

Hadi(cevap verin!),eğer dürüstseniz?”(Sözünüzün eriyseniz!)

“Aksine yalnızca O’na yalvarırsınız.O da,eğer dilerse sizi yalvartan sıkıntıyı giderir.

Öyle ki,(O’na)koştuğunuz ortakları bile unutuverirsiniz.”

“Doğrusu Biz,senden önceki topluluklara da mesajlarımız göndermiştik.Onları da

şiddetli zorluğa ve darlığa düşürdük ki,acziyetlerini itiraf etsinler.”

“Onlara takdir ettiğimiz sıkıntı(lar)kendilerine eriştiği zaman,acziyetlerini itiraf

etmeliydiler,fakat yürekleri katılaştı.(Gurura,kibire kapıldılar.)Çünkü Şeytan,yaptıkları her

şeyi onlara güzel gösterdi.”

“Öyle ki,onlar kendilerine yapılan bütün(ilâhi)uyarıları kulak ardı ettiler.Biz de nimet

kapılarını ardına kadar açtık.(Darlıkla sınadıktan sonra,varlıkla da sınamak için.)Onlar,

kendilerine verilen mimetlerin hazzıyla(şımarıklığıyla)sermest bir haldelerken,kendilerini

apansız yakalayıverdik.İşte o vakit,tüm umutlarını yitirdiler.”

“En sonunda zulümde ısrar eden toplum(ların)kökü kesilip atıldı.

Neticede tüm övgüler,yalnızca âlemlerin Rabbi Allah’a mahsustur.”

“De ki:”Tutun ki Allah,işitme yeteneğinizi ve görme duyularınızı elinizden aldı ve

kalplerinizi de mühürledi.Peki(söyleyin bakalım)onları size Allah’tan başka hangi ilâh geri

verebilir?

Bak,mesajlarımızı nasıl da her boyutuyla açıklıyoruz?Fakat onlar halâ katı bir

önyargıyla diretiyorlar.”(…inanmamakta direniyorlar!)

“De ki:”Tutun ki Allah’ın azabı aniden ya da ayan açık gel(iver)di.(O zaman)hiç

zalim halktan(toplumdan)başkası helâk edilir mi dersiniz?”

“Biz elçilerimizi,yalnızca müjdeci ve uyarıcı olsunlar diye göndeririz.Bundan sonra da

kim (onlara kulak verir de)iman eder ve kendini düzeltirse,işte onların gelecekten endişe,

geçmişten hüzün duymalarına gerek yoktur.”

“Mesajlarımızı yalanlayan kimselere gelince,onlar yoldan çıkmaları sebebiyle azaba

mahküm olacaklar.”

En’âm(73);Âyet:40,41,42,43,44,45,46,47,48,49.



“(Ey Peygamber!)De ki:”Ben size ne’Allah’ın hazineleri bana aittir’,ne de

‘Gaybı ben bilirim’diyorum.Yine size;’Ben bir meleğim’ de demiyorum.Benim görevim,sadece bana bildirilene uymaktır.(İlâhi mesajı insanlara tebliğ etmektir,ulaştırmaktır.)

De ki:”Hiç görmeyenle(manevi körle),gören bir olur mu?Siz halâ düşünmeyecek misiniz?”

En’âm(73);Âyet:50
Bu âyetler,özellikle 50.âyet,Allah Elçisi’nin yetki-ve görev-sınırlarının belirlendi-

ği,bütün gücün ve yetkinin yalnızca Allah’a ait(Allah’ta)olduğunu vurgulayan pasajlar

olarak kabul edilebilir.
Ve toplumun eğitilmesi,vahyin ölümsüz ışığıyla aydınlatılması için yapılması

gerekenlerin Allah Elçisi’ne adeta dikte ettirildiği şu muhteşem âyetler;
“Kendilerini O’na karşı savunacak bir dost ya da O’nun Katında şefaat edecek

birileri olmadan Allah’ın Huzuruna çıkmaktan korkanları vahiyle uyar ki,O’na karşı sorumlu-

luk bilinciyle hareket etsinler.”

“Ve Rablerinin rızası uğruna sabah akşam(daima)O’na kulluk eden (hiç)kimseyi

huzurundan kovma!Ne onların yaptıkları şey(ler)den dolayı sen hesaba çekilirsin,ne de

senin yaptıklarından dolayı onlar hesaba çekilirler.Sözün özü;Onları kovarsan zalimlerden

(haksızlık edenlerden)olursun!”

70

“İşte bu şekilde insanları birbiriyle sınarız ki,”Acaba Allah bizi bırakıp da onlara

mı ikramda bulundu?”diye sorsunlar.Kimin şükrettiğini en iyi bilen Allah değil midir?”

“Mesajlarımıza yürekten inanan kimseler sana geldiğinde,de ki:”Selâm olsun

size!Rabbiniz,rahmeti kendi Zâtı için prensip edinmiştir.Haberiniz olsun ki,sizden biri

bilmeden bir kötülük(günah)işler ve ardından tövbe edip kendini düzeltirse,kesinlikle O’nu

tarifsiz(ve limitsiz)bağışlayıcılığı olan eşsiz bir merhamet kaynağı olarak(bulacaktır.)”

“Böylece Biz,mesajlarımızı ayrıntılı(bir biçimde)aktarıyoruz ki,günahı hayat

tarzı haline getirenlerin yolu açık seçik ayırt edilebilsin!”

“De ki:”Ben,Allah’ı bırakıp(sizin)yalvardığınız şeylere kulluk etmekten men

olundum.”

De ki:”Sizin keyfinize uymam!(Eğer uysaydım)asıl o zaman sapıtmış(sapıtanlar-

dan)olurdum ve doğru yolda yürüyenlerden olmazdım!”

“De ki:”Çünkü ben Rabbimden gelen açık delile(vahye)dayanmaktayım ve siz bu

tavrınızla onu da yalanlamış bulunuyorsunuz.Sizin acele gerçekleşmesini istediğiniz şey(de)

(Kıyamet/Allah’ın azabı)benim elimde(olan bir şey)değil!Hüküm yalnızca Allah’a aittir.

O,hakikati haber verecektir.Zira(hak ile bâtıl arasında)en iyi(en isabetli)hükmü O verir.”

“De ki:”Eğer acele gerçekleşmesini ısrarla istediğiniz şey benim elimde olsaydı,

benimle sizin aranızda hüküm gerçekleşmiş olurdu.Ama Allah,kimin zalim olduğunu daha

iyi bilir.”

“Zira gaybın anahtarları yalnızca O’nun Katındadır.Onu başkası değil yalnızca

O bilir.O,karada ve denizde olan-biten her şeyi bilir.Hiçbir yaprak düşmez ki,O bunu bilmesin,

yerin derinliklerinde bir tek tohum yaş-kuru hiçbir şey yoktur ki,O’nun apaçık yasasına dahil

olmasın.”

En’âm(73);Âyet:51,52,53,54,55,56,57,58,59.
Ve bu pasajları teyid eden âyetler;
“(Ey Peygamber!)De ki:”Siz ta yüreğinizden ‘eğer O,bizi bu (musibet)ten kutra-

rırsa,kesinlikle şükredenlerden olacağız’diye dua ettiğinizde,kara(lar)ın ve deniz(ler)in görün-

mez tehlikelerinden sizi kurtaracak(O’ndan başka) biri var mı?”

“De ki:”Sizi ondan ve diğer tüm sıkıntılardan kurtaracak olan yalnızca Allah’t Ama halâ Allah’tan başkasına ilâhlık yakıştırmayı(inatla)sürdürüyorsunuz.



“De ki:”Size üstünüzden,ya da ayaklarınızın altından azap gönderme ya da sizi

birbirinize düşürüp paramparça bir toplum hâline getirme gücü yalnızca O’nundur.”(O’ndadır.)

Bak,(insanlar)iyice kavrasınlar diye,mesajlarımızı nasıl(da)çok boyutlu(olarak)

dile getiriyoruz.”

“O(Kur’an/vahiy)hakikatin ta kendisi olduğu halde,senin hitap ettiğin(muhatap

aldığın)toplum bunu yalanlıyor.”(kabul etmiyor.)

“De ki:”Ben size korumalık(koruma sorumluluğu) yapmakla yükümlü değilim!” “Her haberin bir gerçekleşme(ortaya çıkma)süreci vardır.Zaman gelecek(bunu) siz de öğreneceksiniz.”(fakat artık iş işten geçmiş olacak.)

“Âyetlerimiz hakkında ileri-geri konuşanları gördüğün zaman,onlar başka

konulara geçinceye kadar sen onlardan uzak dur!Ama eğer Şeytan sana bunu unutturursa,hiç

değilse hatırladıktan sonra,zulme gömülmüş böylesi bir toplulukla birlikte bulunma!

“Gerçi sorumluluk bilincini kuşananlar,onlardan hiçbir şekilde sorumlu değildir-

ler;fakat (bu bir)hatırlatmadır,umulur ki sorumluluk bilincini kuşanırlar.”

71

“Dünya hayatına dalarak eğlenceyi ve(onun)geçici zevklerini din (yaşama tarzı)

(ya da dinlerini oyun ve eğlence)haline getiren kimseleri kendi hallerine bırak!Fakat onlara

şunu da hatırlat ki,her insan işlediklerine karşılık ipotek altına alınacak ve ne kendisini Allah’a

karşı koruyacak,ne de kayıracak kimsesi olacaktır.Ve kendisi için en yüksek fidyeyi(canını)verse

bile,bu ondan asla kabul edilmeyecektir.İşte bunlardır işlediklerine karşılık ipotek edilecekler.

Israrlı inkârları sebebiyle onlar(gelecek)için yakıp kavurucu bir(sonsuzluk)zehiri içecekler,

(geçmiş için)şiddetli bir azap çekecekler.”

“De ki:”Biz,Allah’ı bırakıp da bize ne faydası dokunan,ne de zarar vere(bil)en

şeylere mi yalvaralım?Ve tıpkı;”Bizimle gel!” diye kendisini doğru yola çağıran arkadaşları

dururken,şeytanların ayartmalarına kapılıp dünyevi zevklerin peşine tutkulu bir şekilde takılan

kimse gibi,Allah bizi doğru yola ilettikten sonra topuklarımız üzerinde gerisin geri mi dönelim?”

De ki:”Hiç şüphe yok ki,yegâne rehberlik Allah’ın rehberliğidir.Ve Biz,

Âlemlerin Rabbine kayıtsız-şartsız teslim olmakla emrolunduk.”

“Ve namazı hakkını vererek kılmak ve O’na karşı sorumluluk duymakla…

Çünkü sonunda Huzurunda toplanacağınız Varlık yalnızca O’dur.”

En’âm(73);Âyet:63,64,65,66,67,68,69,70,71,72.



Hz.Peygamber(AS)’in içinde bulunduğu,aralarından çıktığı(seçildiği)topluma

-ve bütün zamanlara/mekanlara-uyarıcı ve müjdeci olarak tebliğ etmesi gereken buyruklar

özellikle zevkperestlere,dünyaperestlere yöneliktir.Mü’minler ise bundan ibret alarak çizgilerini

korumaları(erdemli bir ömür sürmeleri) için ibret ve öğüt almaları istenmektedir.
*



“(Ey Peygamber!)Bu da,şehirlerin anasında(Mekke’de)ve onun çevresinde

bulunan(bütün bir insanlığı) uyarman için indirdiğimiz,bereket kaynağı,kendisine kadar gelen

hakikatleri doğrulayan ilâhi bir kelâmdır.Âhirete inanan kimseler buna da inanırlar.(Allah’a karşı O’nun Huzurunda esas duruş olan)namazlarını muhafaza edenler işte onlardır.”

En’âm(73);Âyet:92
Bu âyetin(vahyin)indiği yerde ve zamanda Mekke “anakent”idi.Şimdi de öyle

var sayılmaktadır.Şehir tüm Arabistan’da-belki de dünyada-taşıdığı tarihi,dini,ticari,siyasi

misyon gereği tam bir “merkez/anakent”işlevi görüyordu.Son yapılan araştırmalara göre

“altın oran” koordinatlarının kesişme noktasında bulunan Kent’in dünyanın merkezinde

(adeta kalbi mesabesinde)olduğu kanıtlanmıştır.



“(Ey Peygamber!)Sen Rabbinden sana vahyedilene uy!-O’ndan başka ilâh yoktur-

ve başkalarına ilâhlık yakıştıranlardan yüz çevir!”

“Eğer Allah(aksini)dileseydi,onlar(Allah’a rağmen)şirk koşmazlardı.Ne Biz

seni onlara muhatap yaptık,ne de sen onları korumakla yükümlüsün.”

En’âm(73);Âyet:106,107.
Bu âyetlerde de Hz.Peygamber(AS)’in ve onun şahsında mü’minlerin “başkaları-

na ilâhlık”yakıştıran müşriklerden yüz çevirmeleri,onların kendi özgür iradeleriyle yaptıkları

tercih yüzünden Hz.Peygamber(AS)’in ve Müslümanların sorumlu olmadıkları vurgulanmakta-

dır.Vahdet bilinci verilmektedir.
*
“Allah’tan başkalarına yalvarıp yakaranlara sövmeyin ki,onlar da cehaletin verdi-

ği nefretle Allah’a sövmesinler.Zira Biz her topluma yaptıklarını güzel gösterdik.Sonuçta onlar

(da herkes gibi)Rablerine dönecekler.İşte o zaman yaptıkları kendilerine bir,bir haber verilecek-

tir.”

72

“Şimdi(onlar)kendilerine bir mucize gösterilmesi halinde bu vahye iman edecekle-

rine dair var güçleriyle yemin ediyorlar.De ki:”Tüm mucizeler Allah Katındadır!”Ve farkında

değil misiniz ki,onlara bir mucize(ya da mucizler)gelmiş olsaydı dahi,yine inanmazlardı.”

(Çünkü onlar özgür iradeleriyle tercihlerini bu yönde yapmışlardır.)

“Biz onların gönüllerini ve gözlerini çeviriverirdik,tıpkı ilk başta ona inanmadık-

ları konumda olduğu gibi.Ve Biz,onları küstahça taşkınlıkları içinde kör ve şaşkın debelenmeye

terk ederiz.”

“Eğer Biz onlara melekleri indirmiş olsaydık,ölüler de onlarla konuşmuş olsalardı

(gerçeği ispat edecek)her şeyi de onların önüne sermiş olsaydık,Allah dilemedikçe yine de iman

etmezlerdi.Fakat onların çoğu(bunu)bilmezden gelirler.”

En’âm(73);Âyet:108,109,110,111.
Müslümanların toplumsal inşasında çok önemli bir prensip vaz edilmektedir.

İnançlarından dolayı,sapkın da olsalar,başkalarının inandıkları değerlere karşı katı ve horlayıcı

olmamamız,hele onlara küfretmememiz,aksine onları kazanmak için elimizden gelen olanca

çabayı ve iyi niyeti göstermemiz önerilmektedir.En doğru davranış ve yaşayış biçiminin de

vahye uygun olduğu vurgulanmaktadır.
*
“Ve böylece Biz,görünür görünmez şeytanları(ins ve cinni)her peygambere

düşman kıldık.Onlar aldatmak amacıyla(niyetiyle)birbirlerine yaldızlı yalanlar telkin ediyor-

lar.Ama eğer,Rabbin dileseydi,onlar bunu yapamazlardı.(Ama bir hikmete mebni dilemedi.)

O halde,onlardan da uyduruk teorilerinden de uzak dur!”

“Zaten onların(görünür,görünmez şeytanların)bundan amacı,ahirete inanmayan-

ların gönüllerini o(yaldızlı yalanlarla/tumturaklı sözlerle)çelmektir ki,berikiler ondan hoşlansın-

lar ve ulaşmak için çabaladıkları kötü sonuca ulaşabilsinler.”

“”(De ki):”Hakikati açık ve net biçimde ortaya koyan bu ilâhi kelâmı size

gönderen O iken,(iyi ve kötüyü belirlemede)O’ndan başka bir hakem mi arayalım?”

Dahası kendilerine önceden vahiy emanet ettiklerimiz(Yahudiler ve Hıristiyanlar)

bilirler ki,bu(Kur’an) Rabbin tarafından indirilmiş olan bir hakikattir.Öyleyse(ey muhatab!Ey

Peygamber ve ey insanoğlu)sakın kuşku duyanlardan olma!”(Allah’ın sözüne inan ve güven.)

“Zira Rabbinin sözü aslına sâdık olarak(yerine ulaşmış)ve adaletle uygulanmıştır.

O’nun sözlerini alıp da yerine başka bir söz koyacak hiçbir güç yoktur.Zira her şeyi işiten,her

şeyi bilen sadece O’dur.”



“Eğer yeryüzünde yaşayan-inançsız ya da çarpık inançlı-kitlelerin peşine

düşersen,seni Allah yolundan saptırırlar.Onlar yalnızca bâtıl inancın peşinden giderler ve

onlar sadece kitle(sürü) psikolojisiyle hareket ederler.”

“Hiç kuşkusuz senin Rabbin,kimin Kendi yolundan saptığını,kimin de doğru

yolda olduğunu en iyi bilendir.”

En’âm(73);Âyet:112,113,114,115,116,117.
Yüce Allah(CC),adım,adım,basamak,basamak inanç toplumunun alt yapısını

oluşturmak için Hz.Peygamber(AS)’e peyderpey vahyini indirmeye devam etmektedir.Her

âyetin ne kadar büyük,derin anlamlar taşıdığı,nasıl tam zamanında ve yerinde gönderildiği

gerçekten hayranlık ve hayret uyandırıcıdır.
*

73

“(Ey Nebi!)De ki:”Ey halkım!Siz kendinize yakışanı yapın!Ben de görevimi

yapıyorum.Ve nasıl olsa zamanla anlayacaksınız kimin mutlu sona ulaşacağını!”

Kesin olan şu ki,zalimler asla mutluluğa ulaşamayacaklar.”

En’âm(73);Âyet:135
Ne muhteşem ifadeler.İşte Hz.Peygamber(AS)’ın peşinden giden halkı(ümmeti)

her zamanda/mekânda örnek bir toplum olma yolunda “kendilerine yakışanı”yapmaları,

yani müslümana yaraşan erdemli,örnek bir hayat yaşamaları önerilmekte,mutlu sona ancak

böyle ulaşılacağı,zalimlerin(kendilerine haksızlık edenlerin)mutlu sona asla ulaşamayacakları

hatırlatılmaktadır.
*
“De ki:”Bana vahyedilenler içersinde leş ya da akan kan veya domuz eti-ki o

katıksız pistir-yahut amacından saptırılarak Allah’tan başkası adına kesilen kurban dışında,

yemek isteyen için yasak olan hiçbir şey göremiyorum.Fakat çaresiz kalan kimse,hakka tecavüz

etmeden ve zaruret(ihtiyaç) sınırını aşmadan(yemişse/yerse),unutma ki Rabbin tarifsiz bir

bağışlayıcı,eşsiz bir merhamet kaynağıdır.”

En’âm(73);Âyet:145
Bu çok ünlü olan âyette Müslümanların uyması gereken önemli bir prensip(helâl/

haram sınırları)belirlenmektedir.

*
“Ve onlar (müşrikler/putperestler/Yahudiler/Hıristiyanlar)seni yalancılıkla itham ederlerse,de ki:”Rabbiniz sınırsız merhamet sahibidir,ama günaha gömülüp gitmiş insanları

cezalandırması da(adaleti gereği)kaçınılmazdır.”

En’âm(73);Âyet:147
Müşriklerin ve gayrimüslimlerin en çok başvurduğu şey Hz.Peygamber(AS)’i

yalancılıkla itham etmek,böylece tebliğ ettiği ilâhi buyrukları yerine getirememenin verdiği

öfke,gurur ve aşağılık kompleksiyle sorumluluktan kaçmaktır.

Ancak;Ne kadar büyük bir yanılgı/aldanış içinde olduklarını,Kıyamet’ten

sonra kurulacak İlâhi Mahkeme’de ortaya çıkacak gerçeklerle anlayacaklar ama artık iş

işten geçmiş olacaktır.
*
“Allah’a ortak koşanlar derler ki:”Eğer Allah dileseydi,ne biz ne de

atalarımız şirk koşmazdık.Dahası(O’nun helâllerinden)hiçbir şeyi haram kılmazdık.”

Onlardan öncekiler de hakikati işte bu mantıkla yalanladılar,ta ki azabımızı tadıncaya

kadar….”

De ki:”Elinizde bize sunabileceğiniz güvenilir bilgiye dayalı herhangi bir

belge var mı?”Siz yalnızca hurafe(ler)in peşinden gidiyorsunuz ve sadece kitle psikoloji-

siyle hareket ediyorsunuz.”

“De ki:”İyi bilin ki,yalnız Allah Katındadır hakikatin en kesin delili ve O

dileseydi,hepinizi doğru yola yöneltirdi.”(O zaman size verilen özgür iradenin bir anlamı

olmazdı/kalmazdı.)

“De ki:”Haydi,Allah’ın bütün bunları haram kıldığına tanıklık eden şahit-

leriniz getirin bakalım!”Eğer onlar,yalan yere tanıklık ederlerse sakın onların bu tanıklığını

onaylama ve mesajlarımızı yalanlayanların ve âhirete inanmayanların keyfi düşüncelerine

(ve davranışlarına/yaşama tarzlarına)uyma!Zira onlar,(bir takım)mevhum güçleri Rablerine

denk tutuyorlar.”

74

“(Ey Peygamber!)De ki:”Gelin size Allah’ın neyi haram ve dokunulmaz

kıldığını aktarayım:O’ndan başka şeylere kesinlikle ilâhlık yakıştırmayın,anne babaya iyi

davranın,rızkınıza ortak çıkar endişesiyle çocuklarınız öldürmeyin,zira sizin de onların da

rızkını Biz veriyoruz.Açık,ya da gizli sizi mahcup edecek bir günaha yanaşmayın,haklı bir

gerekçeye dayanmaksızın Allah’ın kutsal saydığı insan hayatına kıymayın.Allah size işte

bunları emretti ki aklınızı kullanabilesiniz.”

“Rüştüne erinceye kadar,lehine olmadıkça yetimin malına dokunmayın.

(maddi manevi her alanda)ölçüp tartarken hikmet ve hakkaniyeti gözetin,(bilin ki)Biz insana


Yüklə 1,6 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   6   7   8   9   10   11   12   13   ...   32




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin